UUNIT 10. Köyden istasyona giden yol, eriyen karlarla diz boyu çamurdu. Henüz tepeye çıkmayan günes, tarlalar hala örten karları
UUNIT 10. Köyden istasyona giden yol, eriyen karlarla diz boyu çamurdu. Henüz tepeye çıkmayan günes, tarlalar hala örten karları şefkatle okşuyor, göz kamaştırarak yanıyor fakat yoldaki pis su birikin- tilerine vurunca donuk san bir renk alıp boğuluyordu. Kocaman ve altı çivili kunduralarını çıplak ayaklarına geçirmiş olan küçük Hasan, sağ koluna aldığı güğümü, ara sıra dinlenerek sürükle- meye çalışmaktaydı. Bazen sol elindeki çinko maşrapayı yere bırakarak ağır yükünü vücuduna daha az ağrı verecek bir şekilde kavramak istiyordu. Ağzına kadar ayranla dolu olan güğümün alt kenan her adım atışında dizlerine vurmakta ve dirseğine kadar geçirdiği sapı, kolundan kurtulup önüne yuvarlanmak ister gibi, ileri hamleler yapmakta idi. Kunduralarının arka tarafı o kadar dışan doğru eğilmişti ki çocuğun topukları ayakkabının ökçesine değil, doğrudan doğruya çamura ba- siyordu. Bu metnin dil ve anlatım özellikleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Hikâye türündeki bu metinde zaman, mekân, kişi ve olay unsurlarına yer verilmiştir. B) Niteleleyici sözcükler kullanılmış, betimleyici anlatıma başvurulmuştur. Kişileştirme ve benzetmeye yer verilerek anlatım zenginleştirilmiştir. D) Örneklendirme ve karşılaştırma yapılarak anlaşılırlik artırılmıştır.