Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

UZEL BOLUM TÜRKÇE Milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış tarihi, toplumsal veya doğal olayların anlatıldığı, olağanüstü

UZEL BOLUM
TÜRKÇE
Milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış tarihi, toplumsal veya doğal olayların anlatıldığı,
olağanüstülüklerle süslenmiş uzun manzum eserlere destan denir.
Buna göre aşağıdaki metinlerden hangish destan türüne aittir?
Gazilerin he

UZEL BOLUM TÜRKÇE Milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış tarihi, toplumsal veya doğal olayların anlatıldığı, olağanüstülüklerle süslenmiş uzun manzum eserlere destan denir. Buna göre aşağıdaki metinlerden hangish destan türüne aittir? Gazilerin hepsi buna razı oldu. Öğleye kadar durdular. Abdest aldılar, namaz kıldılar, tekbir çektiler helalleştiler. Kıraçin'in askeri, sardıkları palankadan yükselen derin uğultuyu hep teklif ettikleri "Vire münakaşasının gürültüsü sanıyorlardı. Ansızın, uzaktaki Türk kulelerinden atılan "işaret topları" işitil di. Bu, "Biz, dörtnala geliyoruz." demekti. Kuru Kadi eliyle hisarın kapısını açtı. Grijgal gazileri "Allah, Allah!" naralarıyla müthiş bir taşkın deniz gibi fışkırdılar. İki koldan hücum olunuyordu. Kollardan bi rine Deli Hüsrev, diğerine Deli Mehmet baş olmuştu. Ovada, Grijgal'e gelen yollardan bir toz dumanı kalkıyordu. Nice bin atlı imdada koşuyor sanılırdı. Düşman, bu hâli görünce şaşırdı. İki ateş arasında kaldığını anladı. Hâlbuki toz duman içinde yaklaşan ancak beş on gaziydi. B) Bu, her gece uykusunda onu kurtarmak için birçok geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk forsasıydı. Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi yıl onların kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlanmış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fir- tınaları, güneşleri onun granit vücudunu eritemedi. Zincirleri küflendi, çürüdü, kırıldı. Yirmi yıl içinde birkaç kez halkalarını, çivilerini değiştirdiler. Ama onun çelikten daha sert kaslı bacaklarına bir şey ol- madı. Yalnız abdest alamadığı için üzülüyordu. Hep güneşin doğduğu yanı sol ilerisine alır, gözlerini kıbleye çevirir, beş vakit namazı gizli işaretle yerine getirirdi. Hiçki Diyas Nefe Anahta A) Çok Bilis ise C) Söke tarafında gayet azgın bir Rum eşkıyası türer. Devlet bu haydutlara karşı bir nizamiye taburu çıkarır. Döne dolaşa bu tabur bizim tarafa da gelir, Rumların izlerini bir türlü bulamazlar. Kasabada Yalnız Efe'nin namını işitirler. Boş durmamak için onu tutmaya kalkarlar. Yerli zaptiyeler kılavuzluğu kabul etmezler. Yalnız Efe bunu haber alır. Boz Dağı'na geçmek ister. Bir bölük asker ondan evvel davranır, arkadan dolaşır, Akkovuk'u tutar. Bir bölük askerde aşağıdan çıkmaya başlar. Yalnız Efe'yi tam burada sıkıştırırlar. "Teslim ol!" derler. Yalnız Efe "Siz askersiniz, benim kardeşlerimsiniz, canı- nızı yakmak istemem. Savulun, yoluma gideyim!" der. Dinlemezler. Üzerine ateş ederler. Yalnız Efe birkaç askeri elinden, kolundan, kulağından hafifçe yaralar. Tekrar "Asker kardeşler, bırakın beni sizin canınızı yakmak istemem!" diye haykırır. Yine dinlemezler. B) Gr tu V C 2 D 19. DSaltuk Buğra Han, 12 yaşında arkadaşlarıyla birlikte ava çıkmaya başlar. Avda oldukları günlerden birinde kaçan bir tavşanın arkasından hızla koşarken arkadaşlarından uzaklaşır. Kaçan tavşan durur ve bir ihtiyar insan görünümü kazanır. Saltuk Buğra Han'ın sonradan Hızır olduğunu anladığı bu yaşlı kişi ona Müslüman olmasını öğütler ve İslamiyet'i anlatır. Saltuk Buğra, Kaşgar hükümdarı olan am- casından İslamiyet'i kabul etmesini ister. Kaşgar Hanı, Müslüman olmayacağını söyler. Saltuk Buğra Han'ın işaretiyle yer yarılır ve hükümdar toprağa gömülür. Saltuk Buğra Han hükümdar olur ve bütün Türk ülkeleri onun idaresinde İslamiyet'i kabul eder. Saltuk Buğra Han, ömrünü Müslümanlığı yaymak için mücadele ile geçirmiştir.