Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Yayınları 5. Bir hikâyeden alınan aşağıdaki parçalardan hangisi tanrısal (hâkim) anlatıcının bakış açısıyla verilmiştir? A) O za

Yayınları
5.
Bir hikâyeden alınan aşağıdaki parçalardan hangisi tanrısal
(hâkim) anlatıcının bakış açısıyla verilmiştir?
A) O zamanlar stadyuma yalnızca büyükler giderdi. Biz çocuk-
lara da radyonun çevresine dizilerek maçı dinlemek kalırdı.
O yıllar, rady

Yayınları 5. Bir hikâyeden alınan aşağıdaki parçalardan hangisi tanrısal (hâkim) anlatıcının bakış açısıyla verilmiştir? A) O zamanlar stadyuma yalnızca büyükler giderdi. Biz çocuk- lara da radyonun çevresine dizilerek maçı dinlemek kalırdı. O yıllar, radyo yıllarıydı. Şimdiki gibi televizyonun karşısına kurulup maç izlemek nerde?.. Maçın bitiminde hemen soka- ğa fırlar, mahalle arasında maç kurardık. İyi oynayamadığım- dan diğerleri beni hep kaleye geçirirlerdi. B) Seçimden sonra Bahri tepeden tırnağa karalara büründü. Gözlüğü, gömleği, pantolonu, ayakkabısı... Ta çorabına ka- dar her şeyi simsiyah. Saçlarını da siyaha boyuyor. Artık ona Kara Bahri diyorlar. Emlakçılık gene eskisi gibi. Ayda yılda bir kere gelip uğruyorlar. C Ben delikten içeri süzüldüm. Gözüm öbür baştaki deliktey- di. Ay işığı olmadığı için orası şimdi koyu yeşil bir fener gibi parlıyordu. Biraz daha sürünerek ilerledim. Sırtım taşlara do- kunuyor, enseme kireçler dökülüyordu. İki adam boyu ka- dar gittikten sonra birden ferahladım. D) Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir ka- dinla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın el- leriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki siyah göz, sokağın yarı aydınlığında, parıltısız, önüne bakardı. E) Doktor gene on beş gün kaldı köyde. Ama fırsat bulup da doyasıya denize giremedi, güneşlenemedi. Suya şöyle bir girip ıslanarak çıkıyor, sonra heyecanla, istekle köylülere ko- şuyordu. Dağ taş demeden en ücra, en ulaşılmaz yerlerde- ki evlere kadar tırmanıyor, yanında getirdiği çanta dolusu ilacı şevkle ve gururla hastalara dağıtıyordu. E Dili ve Edebiyatı