• yumuşak: Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çu- kurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. • sıkmak: Çevresine sarı
• yumuşak: Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çu- kurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. • sıkmak: Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak. uç: Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yumuşak, sıkmak, uç" söz- cükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmış- tir? A) Limonu ucundan delmiş ve limon, çok yumuşak olduğu için onu kolayca sıkmıştı. B) Masanın ucunda oturan adam, yumuşak bir bakışla etra- fina bakıyor, insanları sıkmadan konuşuyordu. Bu yumuşak görünüşlü görevli, elindeki kalemi sinirli bir şekilde sıktıktan sonra ucundan tutup bize doğru fırlattı. DY Kutuyu makasin ucuyla açınca altta olan yumuşak dokuyu eliyle kavradı, iyice sıktı ve çıkardı. E) Uzun gagasını yumuşak topraklara sokan bu kuş, gagasi- nın ucuyla sıkıp yakaladığı besinleri hemen yerdi.