Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Zaman unsuru belirsizdir. Anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmıştır. Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu özelliklerin tümü yer alm

Zaman unsuru belirsizdir.
Anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmıştır.
Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu özelliklerin tümü yer almaktadır?
A) Akşam olunca Ömer Efendi, gişesini kapadı. Köprünün merdivenlerini uzun, dalgın bir hayal âleminde
çıktı. Kendinden

Zaman unsuru belirsizdir. Anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmıştır. Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu özelliklerin tümü yer almaktadır? A) Akşam olunca Ömer Efendi, gişesini kapadı. Köprünün merdivenlerini uzun, dalgın bir hayal âleminde çıktı. Kendinden altmışar, yetmişer, seksener santim aşağıda insanların üstüne hüsran dolu, iyilik dolu gözleriyle bakarak tramvay vatmanının yanında, iki büklüm, Beşiktaş'taki evine döndü. Evdekilerle akşam yemeğini yedi. Sonra tahtadan yapılmış karyolası kırıldığı için yerdeki şiltesine uzandı, gözlerini kapadı ve geleceği düşünmeye başladı. ● . B) Adamcağız memnun bir yüzle geldi. Kısa boylu, ateş gibi gözleri olan, işgüzar bir adamdı. Beraber bir iş kurduk. Sermayeyi ailem verdi, işe başladık. Daha ortalıkta savaş gürültüsü filan olmadığı için elli çuval fasulye aldık, onları ilerleyen aylarda satacaktık. Bu arada da yumurta ve patates alıp satıyorduk. Yumur- taları ayıran bir de makinemiz vardı. Işık yanınca yumurtanın içi koyu, açık sarı, kavuniçi, siyah renklerle gözükürdü; biz de ona göre yumurtaları ayırıp kolilerdik. C) Dedesi, balığa akşamleyin çıktı. Gecenin kim bilir hangi saatinde dönecekti. Trifon, büyükbabasını bek- lerken uyuyakalmıştı. Rüya görüyordu. Bir kayanın önünde bir gemi vardı. Trifon geminin içinde mi yoksa kayanın üstünde miydi? Müthiş bir dalga, her an gemiyi o büyük kayaya çarpacak gibi yaklaşıyor, sonra nasıl oluyor bilinmez, dalga gelip gemiye çarpıyordu. Her an o kaya ile gemi arasında bir iki kulaçlık mesafe azalacak zannedildiği hâlde azalmıyordu, artmıyordu da. D) Dükkândan zor çıktı. Hava gerçekten pek bozuktu. Donduran, buz kesen bir rüzgâr esiyordu. Atına bindi. Kaputunun, ceketinin önünü çözdü. Fesini arkaya attı, atını dörtnala kaldırdı. Dik yollardan, dar uçurum- lardan, sakin ormanların içinden geçti. Birliğe yetişti, sonra onları da geçti. Tabur kumandanına tekmil vermeye gidemeyecek kadar başı ağrıyordu. Ateşi kırk dereceyi geçtiği için yataktan kalkamadı. Tabur yola çıkmak için çadırlarını yıkarken onu odaya çıkardılar. DOX YAXINLARI 138 www.mirayyayinlari.com.tr