Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler

Arkadaşlar.
Bu dersimiz de Türk edebiyatının tarihi dönemleri üzerinde duracağız.
Türk edebiyatını dönemlere ayıracağız.
İslamiyet öncesi İslami devir Batı etkisinde gelişen diye.
Ama biz bu ayrımı yaparken hangi ölçütleri kullanacağız, isterseniz bir onun üstünde duralım.
Daha sonra da edebiyatımızın dönemlere ayırmaya başlayalım.
Peki Türk edebiyatını dönemlere ayırırken biz hangi ölçüleri dikkate alacağız?
Öncelikle arkadaşlar dini yaşam, dini yaşam bir edebiyatın, daha doğrusu bizim edebiyatımızın dönemle dönemlere ayrılmasında etkili mi?
Şimdi bir kere din, topluma kazandırdığı yeni değerlerle insanların düşünce yapılarını etkiler ve değiştirir.
Şimdi İslam öncesinde Türkler hangi dinlere inanır?
Arkadaş var, Şamanizm var, Budizm var ve Mani var.
Bakın Türkler Şaman bu da ve Mani dinlerini benimsemişlerdir.
Şimdi o dönem eserlerinde de biz bu etkiyi görmekteyiz.
Bakın mesela Uygurlar da bu dizi ve mani eserlerde çok etkilidir.
Nitekim Orhun yazıtlarında biz neyden bahsedildiğini görüyoruz.
Gök Tanrıdan bakın arkadaşlar ne oldu bakın dinin edebiyata etkisini burada görmüş olduk.
O zaman dini yaşam ne oldu?
Bir edebiyatçı döneme ayırmadan bir ölçü oldu bizim için.
Şimdi Orhun yazıtlarında Göktürk den Gök Tanrıdan bahsedilirken bu deve mani dinleri ile ilgili metinlerde de farklı bir inanç sisteminin övgü sünün yapıldığını görüyoruz.
Hani Uygur metinlerinde 8 altın yarık gibi eserlerde bunu görmekteyiz.
Şimdi bizim edebiyatımızda asıl köklü değişiklik arkadaşlar İslamiyetin kabulünden sonra gerçekleşmiştir.
Bakın çünkü İslamiyet'in kabulünden sonra artık edebiyatımız bu mecrada akmaya başlamıştır.
Özellikle edebi, kültürel ve siyasi alanlarda karşılıklı karşılıklı etkileşime ve İslami inanca bağlı olarak yeni bir dünya görüşünün ifadesi olan bir edebiyatımız artık başlamıştır.
Halk edebiyatı, divan edebiyatı diye uzun süre de devam etmiştir.
Bu edebiyat gelişerek arkadaşlar Tanzimat dönemine kadar devam etmiştir.
Diğer kıstas mız, dil, anlayışlar arkadaşlar şimdi dil zaman içinde gelişen canlı bir varlıktır arkadaşlar.
Milletimizin hayatında meydana gelen değişmeler elbetteki dile de yeni boyutlar kazandıracaktır.
Özellikle Türkler Müslüman olmadan önce bakın Türkçe'de bozkır kültürünün aynı zamanda göçebe bir hayatın etkisini görüyoruz arkadaşlar.
Peki Müslüman olduktan sonra bizim dilimiz daha çok hangi dillerden etkilenmiştir?
Tabiki de Arapça ve Farsça'dan etkilenmiştir ve Osmanlıca dediğimiz yeni bir dil meydana gelmiştir arkadaşlar.
Peki bu eserlere yansımış mı?
Kesinlikle yansımıştır.
19'uncu Yüzyılda arkadaşlar biz artık batı medeniyetinin etkisine girerek yeni bir edebiyat oluşturuyoruz.
Bakın ve dolayısı ile yeni kelimeler ve terimler kullanmaya başlıyoruz.
Özelikle Tanzimat'la birlikte bakın günümüze kadar söyleyebiliriz yeni kelimeler ve terimleri biz kullanmaya başlamışız.
Bakın bütün bunlardan biz dil anlayışının değişmesinin edebi devirlere ayırma da bir ölçüt olduğunu yine söyleyebiliriz.
Bir diğer kıstas mı arkadaşlar?
Kültürel farklılaşma, farklılaşma mıdır?
Peki kültür bir edebiyatı devirlere ayırma da, bizim edebiyatımıza ayırma da etkili midir?
Bir kere kültür arkadaşlar bir milletin dil, din, sanat, örf adetleri gibi hayata malolmuş maddi ve manevi değerlerinin hepsine verilen isimdir.
Şimdi milletlerin dini hayatında, dilinde gelenek ve göreneklerine meydana gelen değişmeler bakın kültürel farklılaşmayı doğuracaktır.
Bir toplumun kültürüyle, edebiyatı arasında da sıkı bir ilişki yok mudur?
Elbette ki vardır.
Ne olacak?
Bakın bu edebi dönemlere, devirlere yansıyacaktır.
Yani kültür değişimleri ister istemez edebiyat alanında kendisini gösterecektir.
Şimdi bakın Türkler İslam öncesi atlı, göçebe bir hayatı sürmekte.
Arkadaşlar bakın nasıl bir kültürümüz var.
Atlı, göçebe bir hayat tarzımız var.
Bakın bu bir kültürdür.
Bu hayatın izlerini biz edebi eserlerde görüyor muyuz?
Evet ama bizler İslamiyeti kabul ettikten sonra arkadaşlar yeni bir kültür etkisine giriyor.
Çünkü bir yeni bir din, yeni kültür demek arkadaşlar.
Böylece edebiyat bu.
Etkileşimden etkilenmiş ve yeniden yapılanmış dır.
Bakın peki Tanzimat dönemi ile birlikte biz nasıl bir kültürün etkisine giriyoruz?
Bakın Batı kültürünün etkisine giriyoruz arkadaşlar.
Bu yöneliş bir medeniyet bunalımı da ortaya çıkarmış.
Bakın bir arayış, bir farklılaşma.
Yeni bir edebiyatın meydana gelmesine de zemin hazırlamış.
Hatta eski yeni çatışması işte.
Hani şu kuşaklar arası çatışma yine bu dönemden itibaren kendisini kültürde, edebiyatta da göstermeye başlamıştır.
Bir diğer kıstas arkadaşlar coğrafyadır.
Yaşanılan coğrafya, dil coğrafyası şimdi toplumların yaşamlarını sürdüğü, sürdürdükleri yerleşim alanları.
Yani bu alandaki doğa, iklim koşulları bir kültür ögesi olan elbette ki dili de etkileyecektir arkadaşlar.
Böylece ayrı bölgelerde yaşayan toplumların kültüründeki ayrışmalar aynı zamanda dillerinde de farklılık oluşturacaktır.
Peki bu farklılaşma, farklılaşma edebiyata yansıyacak mı?
Elbette ki yansıyacak.
Bakın Türkler Orta Asya'dan bir kere öncelikle göç etmişlerdir.
Arkadaşlar değişik bölgelere bakın göç etmişlerdir.
Değişik kültürlerle bakın karşılaşıp karşılaşmışlardır.
Bakın bu sayede Türkçe ne oldu?
Geniş bir coğrafyada konuşulan bir dil olmaya başladı.
Bu da birbirinden az veya çok farklılık gösteren şive ve lehçelerin doğmasına sebep oldu arkadaşlar.
Şive ve lehçeler.
Bakın yeni şive ve lehçeler doğuyor.
Her şeye ve lehçelerin de zaman içinde bir edebiyatı oluşmuştur.
Bakın işte Azeri şivesi, Türkmen şivesi, Türkiye şivesi gibi.
Bakın bu da ne oldu.
Bakın Türkiye edebiyatını döneme ayırmadan.
Yine bir kıstas oldu.
Ve son olarak arkadaşlar edebiyatı mızı dönemlere ayırırken kullandığımız son kıstas mı bizim sanat anlayışımız?
Şimdi sanatı zaman, durum ve kültüre göre.
Pek çok şekilde algılanabilir.
Bu algılama farklılığı değişik sanat akımlarını ortaya çıkarmıştır.
Bu akımların niteliği de sanat ürünlerine tabii ki de doğrudan yansıyacaktır.
Mesela arkadaşlar, eski Türklerde sanat anlayışında öncelikle gereksinimler vardır.
Bakın yani gereksinimler belirleyici olmuştur sanat anlayışında.
Mesela nedir avcılık?
Sığırlar avlanır, işler, avcılık yapılmıştır.
Bir ihtiyaç vardır.
Bakın orada şiirler söylenmiştir.
E ne oldu?
Bakın sanat anlayışı bir belirleyici rol üstlendi.
Edebi ürünler toplumsal iletişim aracı olarak kullanılmış oldu.
Peki divan edebiyatında sanat anlayışı nasıldır?
Söz sözü arkadaşlar süsleyip güzelleştirme üzerine dayalıdır.
Bakın sanatın toplumsal boyutu ister istemez geri planda kalmıştır.
Ama halk edebiyatına baktığımızda sanat anlayışının biraz daha yalın olduğunu söylüyoruz.
Bakın bir yanda süslü bir dil, bir yanda yalın bir dil.
Elbette ki bu dönemlere farklı edebiyat dönem veya devirleri oluşturacaktır veya tarzı oluşturacaktır.
Arkadaşlar.
Tanzimat edebiyatına bakıyoruz.
Tanzimat ile birlikte ilk kez edebiyatımıza adalet, eşitlik ve özgürlük konuları girmeye başlamıştır.
Bakın bu da sanat anlayışının farklılaştığını gösterir mi?
Kesinlikle.
Hatta ilk dönem Tanzimat sanatçıları toplum için sanat anlayışını benimserken, ikinci dönem Tanzimat çılar sanat için sanat anlayışını benimsemiştir.
Bakınız sanat anlayışının farklılığı bir edebi dönem farklılığı oluşturacaktır.
Cumhuriyet döneminden itibaren arkadaşlar bir memleket içi edebiyat anlayışı doğmaya başlamıştır.
Bakın bu da yeni bir sanat anlayışıdır ister istemez.
Bu da edebiyatın dönemlere ayrılmasına bir etkendir ve bu dönemden itibaren artık edebiyat İstanbul sınırlarını aşmıştır dedik ve bu şekilde arkadaşlar ölçütleri mizi yani Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında ki ölçütler mizi bitirmiş olduk.
Bir sonraki dersimiz de Türk edebiyatını dönemlere ayıracağız.
Bir sonraki dersimiz de görüşmek üzere.
Sıkça Sorular Sorular

 

Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütler nelerdir?

 

Dini yaşam, dil anlayışı, kültürel farklılaşma, dil coğrafyası, sanat anlayışı.


Din edebiyatı nasıl etkiler?

 

Din, topluma kazandırdığı yeni değerlerle insanların düşünce yapısını etkiler ve değiştirir. Bu değişim de insanların ürettiği edebi eserlere yansır. Edebiyat dönemleri de bu değişime göre şekillenmiştir.


Kültür nedir?

 

Kültür; bir milletin dil, din, sanat, örf ve adetleri gibi hayata mal olmuş maddi ve manevi değerlerinin hepsine verilen isimdir.


Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasının nedenleri nelerdir?

 

  1. Tarihi olayların etkisi.
  2. Sanat ve kültür akımlarının değişimi.
  3. Sosyal ve siyasi değişimlerin etkisi.
  4. Yeni yazarların ve eserlerinin ortaya çıkması.
Türk Edebiyatının Tarihi Dönemleri
Edebiyatın Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler 1 / 1
Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler
Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler