Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele
Soru:

PARAGRAFTA ANLAM 10. Aşağıdaki metinlerin hangisinde "zaman, mekân, karakter, üçüncü kişi anlatımı" özelliklerinin hepsi vardır?

PARAGRAFTA ANLAM
10. Aşağıdaki metinlerin hangisinde "zaman, mekân, karakter, üçüncü kişi anlatımı" özelliklerinin hepsi vardır?
A) Çiçekçi, karanfilleri jelatin kağıdına sardı güzelce, tutuşturdu eline. Hiç düşünmemişti çiçekleri nasıl götüreceğini. Utani

PARAGRAFTA ANLAM 10. Aşağıdaki metinlerin hangisinde "zaman, mekân, karakter, üçüncü kişi anlatımı" özelliklerinin hepsi vardır? A) Çiçekçi, karanfilleri jelatin kağıdına sardı güzelce, tutuşturdu eline. Hiç düşünmemişti çiçekleri nasıl götüreceğini. Utanirdi böy Cice le şeylerden. Bir bayram gazetesi aldı, koydu çiçekleri arasına. Artık nereye olsa gidebilirdi. Dokundu kapıdaki zile. Ev, tıklım tik lim misafirdi, bir yılgınlık çöktü içine. Elindekileri kapıdan verip gitse ne iyi olurdu! İster istemez girdi içeri, merdivenleri çıktı. BY Hep beraber atlı arabayı tekneye bindirdiler ve karşı kıyıya geçmek üzere küreklere asıldılar. Semyon'un Vasily Sergeich diye hi- tap ettiği adam yolculuk boyunca çıt çıkarmadan ayakta dikilip durmuştu. İnce dudaklı ağzını sıkı sıkıya kapamış, gözlerini sabit bir noktaya dikmiş kalmıştı. Arabacı, efendisinin yanından ayrılmak için kendisinden izin istemiş fakat o sanki hiç işitmemiş gibi cevap dahi vermemişti. Ay, batıdaki ovaya doğru inmiş, bir ucu toprağa değecek gibi. Neredeyse kızarıp batacak. Doğudaki dağlanın arkasından ince ak bir ışık kümesi fışkırırcasına usuldan usuldan dağların tepeleri ağarıyor. Toprak damlı bir evde yaşlı nine diz çöküp torununun üstüne eğilmiş, kımıldamadan bakıyor. Çocuğun başı yastıktan yana kaymış, boynu ipincecik, yüzü sarı. Neredeyse soluk bile almıyor. Hasta olduğu her hâlinden belli. Vapur Doğu Akdeniz limanlarından birine yaklaştığı zaman ortalık kararmaya başlamıştı. Güneşin biraz evvel battığı, denizle bu- lutların birbirine karıştığı yerde turuncu yığınlar; bunun karşısında, Torosların üzerinde ise karlı tepeleri saran al al tüller vardı. Va pur kısa, kalın bir şeydi. Yarım asırdan beri fırçalanıp silinmekten yarı yarıya incelmiş ve aralarındaki zifti dökülmüş olan güverte tahtaları, sıcakta yan yatıp hızlı hızlı soluk alan sıska bir köpeğin kaburgaları gibi, kimildayıp duruyordu.