Bu videomuzda tropizmada oksin hormonunun etkisinden bahsedeceğiz.
Ama öncelikle koleoptilin ne olduğunu söylemek istiyorum. Koleoptil çimlenme sırasında ortaya çıkan henüz yapraklanmamış olan gövde kısmıdır. Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptildeki yerini merak etmiştir.
Daha sonra mekanizmanın koleoptilin ucunda mı yoksa koleoptilin tabanında mı olduğunu belirlemek için deneyler yapmışlardır.
Koleoptiller kullanılarak yapılan deneyde kontrol grubuna koleoptiller olduğu gibi yerleştirilmiştir.
Deney grubunun birinde koleoptil uçları ışık geçirmeyen bir malzeme ile kaplanmış, deney grubunun diğerinde de koleoptik tabanı aynı ışık geçirmeyen malzeme ile kaplanmıştır.
Sonra bütün koleoptiller bir taraftan gelen ışığın önüne yerleştirilmiştir. Işık bu deneyde sağ taraftan gelecek.
Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptilin ucunda yer alması durumunda, ilk deney grubundaki koleoptilin ışığın geldiği tarafa yönelemeyeceğini ön görmüşlerdir.
Evet bunu şekil üzerinde de görüyoruz.
Gördüğünüz gibi burada herhangi bir yönelme yok.
Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın da koleoptil tabanında olması durumunda ikinci deney grubundaki koleoptilin ışığın geldiği tarafa yönelemeyeceğini düşünmüşlerdi ancak deney sonuçlarına baktıklarında bu koleoptilin ışığa yöneldiğini gördüler.
Bu deneyler sonunda ışığı algılayan mekanizmanın koleoptilin ucunda bulunduğu ve bu mekanizmanın koleoptilin ışığa doğru yönelmesini sağladığı görülmüştür.
Daha sonraki yıllarda bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptil boyunca hareket eden ve koleoptilin bükülmesine neden olan bir kimyasal olduğunu düşünmüştür. Koleoptilin ucunun tabana doğru hareket eden bir kimyasal madde sentezleyip sentezlemediğini test etmek için deneyler yapmışlardır.
Deneyde bir koleoptilin ucu bistüri yardımıyla kesilmiş ve sonrasında bir agar bloğu üzerine yerleştirilip yaklaşık bir saat bekleyenmiştir.
Daha sonra agar blok, ucu kesilmiş koleoptillerin üzerine farklı konumlarda yerleştirilmiştir.
Bilim insanları bir kimyasal maddenin koleoptil ucundan agar üzerine taşındığını tespit etmişlerdir.
Kimyasal maddenin agar blogdan kesilmiş koleoptillerin içine doğru hareket ederek koleoptillerin yönelmesini sağlayacağı fikrini benimsemişlerdir.
Tabii ki bunu karanlıkta ve ışığın belli bir yönden gelmediği durumlarda yapıyorlar.
Agar bloğu başı kesilen koleoptilin tam üzerine yerleştirildiğinde koleoptilin bükülmeden düz büyüdüğü gözlenmiş ancak kesik olan baş kısmının bir tarafına yerleştirildiklerinde koleoptilin o taraftan daha fazla büyüdüğünü tespit etmişlerdir.
Burada sol tarafa yerleştirilmiş ve sonrasında sol taraftan daha çok büyüdüğü için sağ tarafa doğru bükülmüş. Burada da sağ tarafa yerleştirilmiş ve yine sağ taraftan daha fazla büyüme olduğu için koleoptil sola doğru yönelmiş.
Bu durumda koleoptilin ucundan agar blok üzerine geçen kimyasal maddenin koleoptilin bir tarafını diğer tarafa göre daha hızlı büyüttüğüne karar vermişlerdir.
Bu düzensiz asimetrik büyüme koleoptilin yönelmesine neden olmuştur.
Bilim insanları bu kimyasal maddeye de oksin adını vermiştir yani o zaman şimdiye kadar bu deneylerden neler öğrendik?
Sanırım oksinin koleoptilin ucundan sentezlendiği öğrendik.
Oksinin zaten yönelmeyi sağlayan bir hormon olduğunu hatırlayın.
Oksinler gövdede bir yönde taşınmaktadır ancak taşınmanın yönünü yerçekimi değil hücrelerin kendi özellikleri belirler.
Şimdi bu örnekleri konuşalım.
Önce bunları numaralandırmak istiyorum.
Şimdi 1 numaralı koleoptili inceleyelim.
Koleoptilin uç kısmından oksin salgılandığı öğrenmiştik. Oksin normalde ışıktan kaçar ve ışığın olmadığı bölgelerde toplanır ancak burada her yönden ışık geliyor.
O yüzden oksin asimetrik dağılmaz, düzenli bir dağılım gözlenir.
Bu nedenle yönelmeye gerçekleşmez.
Şimdi ikinci koleoptile bakalım.
Bu koleoptilin ucu kesilmiş yani oksin üretemiyor.
Bu durumda koleoptilde büyüme ve yönelim olmaz.
Bir numarada büyüme gözlenirdi.
Şimdi üç numaraya bakıyoruz.
Işık soldan geliyor.
Bu nedenle koleoptil ucunda üretilen oksin sağ tarafa kaçar. O zaman haliyle sağ tarafta daha fazla büyüme gözlenir ve koleoptil sol tarafa doğru bükülür. Şimdi dördüncü koleoptile bakalım.
Koleoptilin ucu kesilmiş ve sağ tarafa doğru kaydırılmış. Bu durumda burada üretilen oksin aşağıya doğru geçer ama yine sağ tarafta kalır.
Sağ taraf daha fazla büyür ve yine koleoptil sola doğru bükülür. Beş numarada ise koleoptile mika yerleştirilmiş. Mika oksine karşı geçirgen değildir.
Koleoptil ucunda üretilen oksin alt kısımlara geçemez. Bu nedenle büyüme ya da yönelim olmaz.
Bu kenara son olarak agar oksini geçirirken mika oksini geçirmez diye not düşüyorum.
Ama öncelikle koleoptilin ne olduğunu söylemek istiyorum. Koleoptil çimlenme sırasında ortaya çıkan henüz yapraklanmamış olan gövde kısmıdır. Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptildeki yerini merak etmiştir.
Daha sonra mekanizmanın koleoptilin ucunda mı yoksa koleoptilin tabanında mı olduğunu belirlemek için deneyler yapmışlardır.
Koleoptiller kullanılarak yapılan deneyde kontrol grubuna koleoptiller olduğu gibi yerleştirilmiştir.
Deney grubunun birinde koleoptil uçları ışık geçirmeyen bir malzeme ile kaplanmış, deney grubunun diğerinde de koleoptik tabanı aynı ışık geçirmeyen malzeme ile kaplanmıştır.
Sonra bütün koleoptiller bir taraftan gelen ışığın önüne yerleştirilmiştir. Işık bu deneyde sağ taraftan gelecek.
Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptilin ucunda yer alması durumunda, ilk deney grubundaki koleoptilin ışığın geldiği tarafa yönelemeyeceğini ön görmüşlerdir.
Evet bunu şekil üzerinde de görüyoruz.
Gördüğünüz gibi burada herhangi bir yönelme yok.
Bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın da koleoptil tabanında olması durumunda ikinci deney grubundaki koleoptilin ışığın geldiği tarafa yönelemeyeceğini düşünmüşlerdi ancak deney sonuçlarına baktıklarında bu koleoptilin ışığa yöneldiğini gördüler.
Bu deneyler sonunda ışığı algılayan mekanizmanın koleoptilin ucunda bulunduğu ve bu mekanizmanın koleoptilin ışığa doğru yönelmesini sağladığı görülmüştür.
Daha sonraki yıllarda bilim insanları ışığı algılayan mekanizmanın koleoptil boyunca hareket eden ve koleoptilin bükülmesine neden olan bir kimyasal olduğunu düşünmüştür. Koleoptilin ucunun tabana doğru hareket eden bir kimyasal madde sentezleyip sentezlemediğini test etmek için deneyler yapmışlardır.
Deneyde bir koleoptilin ucu bistüri yardımıyla kesilmiş ve sonrasında bir agar bloğu üzerine yerleştirilip yaklaşık bir saat bekleyenmiştir.
Daha sonra agar blok, ucu kesilmiş koleoptillerin üzerine farklı konumlarda yerleştirilmiştir.
Bilim insanları bir kimyasal maddenin koleoptil ucundan agar üzerine taşındığını tespit etmişlerdir.
Kimyasal maddenin agar blogdan kesilmiş koleoptillerin içine doğru hareket ederek koleoptillerin yönelmesini sağlayacağı fikrini benimsemişlerdir.
Tabii ki bunu karanlıkta ve ışığın belli bir yönden gelmediği durumlarda yapıyorlar.
Agar bloğu başı kesilen koleoptilin tam üzerine yerleştirildiğinde koleoptilin bükülmeden düz büyüdüğü gözlenmiş ancak kesik olan baş kısmının bir tarafına yerleştirildiklerinde koleoptilin o taraftan daha fazla büyüdüğünü tespit etmişlerdir.
Burada sol tarafa yerleştirilmiş ve sonrasında sol taraftan daha çok büyüdüğü için sağ tarafa doğru bükülmüş. Burada da sağ tarafa yerleştirilmiş ve yine sağ taraftan daha fazla büyüme olduğu için koleoptil sola doğru yönelmiş.
Bu durumda koleoptilin ucundan agar blok üzerine geçen kimyasal maddenin koleoptilin bir tarafını diğer tarafa göre daha hızlı büyüttüğüne karar vermişlerdir.
Bu düzensiz asimetrik büyüme koleoptilin yönelmesine neden olmuştur.
Bilim insanları bu kimyasal maddeye de oksin adını vermiştir yani o zaman şimdiye kadar bu deneylerden neler öğrendik?
Sanırım oksinin koleoptilin ucundan sentezlendiği öğrendik.
Oksinin zaten yönelmeyi sağlayan bir hormon olduğunu hatırlayın.
Oksinler gövdede bir yönde taşınmaktadır ancak taşınmanın yönünü yerçekimi değil hücrelerin kendi özellikleri belirler.
Şimdi bu örnekleri konuşalım.
Önce bunları numaralandırmak istiyorum.
Şimdi 1 numaralı koleoptili inceleyelim.
Koleoptilin uç kısmından oksin salgılandığı öğrenmiştik. Oksin normalde ışıktan kaçar ve ışığın olmadığı bölgelerde toplanır ancak burada her yönden ışık geliyor.
O yüzden oksin asimetrik dağılmaz, düzenli bir dağılım gözlenir.
Bu nedenle yönelmeye gerçekleşmez.
Şimdi ikinci koleoptile bakalım.
Bu koleoptilin ucu kesilmiş yani oksin üretemiyor.
Bu durumda koleoptilde büyüme ve yönelim olmaz.
Bir numarada büyüme gözlenirdi.
Şimdi üç numaraya bakıyoruz.
Işık soldan geliyor.
Bu nedenle koleoptil ucunda üretilen oksin sağ tarafa kaçar. O zaman haliyle sağ tarafta daha fazla büyüme gözlenir ve koleoptil sol tarafa doğru bükülür. Şimdi dördüncü koleoptile bakalım.
Koleoptilin ucu kesilmiş ve sağ tarafa doğru kaydırılmış. Bu durumda burada üretilen oksin aşağıya doğru geçer ama yine sağ tarafta kalır.
Sağ taraf daha fazla büyür ve yine koleoptil sola doğru bükülür. Beş numarada ise koleoptile mika yerleştirilmiş. Mika oksine karşı geçirgen değildir.
Koleoptil ucunda üretilen oksin alt kısımlara geçemez. Bu nedenle büyüme ya da yönelim olmaz.
Bu kenara son olarak agar oksini geçirirken mika oksini geçirmez diye not düşüyorum.