Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Felsefe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
As
Doğadaki olaylar kendilerini bir zorunluluk altında
gösterir. Yağmur belirli bir zorunluluk nedeniyle yağar,
firtina zorunlu nedenlerle ortaya çıkar, selin zorunlu
bir nedeni vardır. Demokritos için bütün olaylar zorun-
luluğun egemenliği altındadır. Olaylara zorunluluk ve
nedeni bulma açısından yaklaşmaları bilimseldir.
Demokritos'un bu açıklaması felsefenin hangi
özelliğine uymaz?
A) Mantık ilkeleri kullanarak olayları açıklaması
B) Konusunu bütün olarak ele alması
C) Doğa olaylarını neden-sonuç ilişkisi ile ele alması
D) Kümülatif bir şekilde ilerlemesi
E) Doğayı merak ederek araştırması
ul
Felsefe
Siyaset Felsefesi
As Doğadaki olaylar kendilerini bir zorunluluk altında gösterir. Yağmur belirli bir zorunluluk nedeniyle yağar, firtina zorunlu nedenlerle ortaya çıkar, selin zorunlu bir nedeni vardır. Demokritos için bütün olaylar zorun- luluğun egemenliği altındadır. Olaylara zorunluluk ve nedeni bulma açısından yaklaşmaları bilimseldir. Demokritos'un bu açıklaması felsefenin hangi özelliğine uymaz? A) Mantık ilkeleri kullanarak olayları açıklaması B) Konusunu bütün olarak ele alması C) Doğa olaylarını neden-sonuç ilişkisi ile ele alması D) Kümülatif bir şekilde ilerlemesi E) Doğayı merak ederek araştırması ul
14. Hegel'e göre, başlangıçta sadece Geist yani mutlak ruh
vardır. Bu, varlığın tez aşamasıdır. Geist kendini tanımak
ister ve kendisini açar, dışa vurur. Böylece kendisine
yabancılaşarak kendisini doğada gerçekleştirir. Bu, varlığın
antitez aşamasıdır. Ancak gerçeklik kazanan Geist,
özgürlüğünü yitirmiştir. Geist, tekrar özgürlüğünü
kazanmak için önce tek tek insanda; sonra sırasıyla aile,
toplum ve devlette ortaya çıkarak özgürlüğüne kavuşur.
Geist; en yüksek aşamada kendisini sanat, din ve
felsefede gerçekleştirir.
Hegel'in bu parçada yer alan görüşleri aşağıdaki
felsefi akımlardan hangisiyle paralellik gösterir?
A) Materyalizm
B) Nihilizm
C)Realizm
D) Fenomenoloji
E) İdealizm
Felsefe
Bilim Felsefesi
14. Hegel'e göre, başlangıçta sadece Geist yani mutlak ruh vardır. Bu, varlığın tez aşamasıdır. Geist kendini tanımak ister ve kendisini açar, dışa vurur. Böylece kendisine yabancılaşarak kendisini doğada gerçekleştirir. Bu, varlığın antitez aşamasıdır. Ancak gerçeklik kazanan Geist, özgürlüğünü yitirmiştir. Geist, tekrar özgürlüğünü kazanmak için önce tek tek insanda; sonra sırasıyla aile, toplum ve devlette ortaya çıkarak özgürlüğüne kavuşur. Geist; en yüksek aşamada kendisini sanat, din ve felsefede gerçekleştirir. Hegel'in bu parçada yer alan görüşleri aşağıdaki felsefi akımlardan hangisiyle paralellik gösterir? A) Materyalizm B) Nihilizm C)Realizm D) Fenomenoloji E) İdealizm
14. "Doğru yolda giden bir topal, yoldan çıkan süratli bir
kişiyi yarışta geçer ve doğru yolda koşmayan birinin
ustalığı ve hızı da onun hatasını artırmaktan başka
bir işe yaramaz."
%3D
Francis Bacon'a ait olan bu söz aşağıdakilerden
hangisinin önemini ortaya koymaktadır?
A) Bilimse! yöntemin
B) Bilimsel eleştirilerin
C) Bilim yaşam ilişkisinin
D) Bilimsel iş birliğinin
E) Bilimsel geçmişi bilmenin
Felsefe
Bilim Felsefesi
14. "Doğru yolda giden bir topal, yoldan çıkan süratli bir kişiyi yarışta geçer ve doğru yolda koşmayan birinin ustalığı ve hızı da onun hatasını artırmaktan başka bir işe yaramaz." %3D Francis Bacon'a ait olan bu söz aşağıdakilerden hangisinin önemini ortaya koymaktadır? A) Bilimse! yöntemin B) Bilimsel eleştirilerin C) Bilim yaşam ilişkisinin D) Bilimsel iş birliğinin E) Bilimsel geçmişi bilmenin
Tarihle fazla ilgilenmiyorum. "Bir düşünürün ancak tarihsel
arka planıyla anlaşılabileceği" sözü, basmakalıp bir sözdür.
Ancak bütün basmakalıp sözler gibi o da en fazla bir yar
7.
doğruyu ifade eder. Yunan tarihi hakkında ayrıntılı bir bilgi-
nin Yunan felsefesi anlayışımızı büyük ölçüde artırabilece.
ğine inanmıyorum. Felsefe uzay ve zaman sınırlarının öte-
sindedir. Filozoflar, küçük uzamsal-zamansal canlılarsa da
onların küçük uzamsal-zamansal ilgilerine özel dikkat, fell-
sefelerini aydınlatmaktan daha çok engeller.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Felsefenin kültüre bağlı olduğu
B) Felsefelerini anlamak için filozofların tanınması gerektiği
C) Felsefenin tarihsel süreçlerle anlaşılabileceği
D) Felsefenin evrenset olduğu
E) Felsefecilerin de steden bir yaşam sürdürdükleri
Felsefe
Felsefenin Alanı
Tarihle fazla ilgilenmiyorum. "Bir düşünürün ancak tarihsel arka planıyla anlaşılabileceği" sözü, basmakalıp bir sözdür. Ancak bütün basmakalıp sözler gibi o da en fazla bir yar 7. doğruyu ifade eder. Yunan tarihi hakkında ayrıntılı bir bilgi- nin Yunan felsefesi anlayışımızı büyük ölçüde artırabilece. ğine inanmıyorum. Felsefe uzay ve zaman sınırlarının öte- sindedir. Filozoflar, küçük uzamsal-zamansal canlılarsa da onların küçük uzamsal-zamansal ilgilerine özel dikkat, fell- sefelerini aydınlatmaktan daha çok engeller. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Felsefenin kültüre bağlı olduğu B) Felsefelerini anlamak için filozofların tanınması gerektiği C) Felsefenin tarihsel süreçlerle anlaşılabileceği D) Felsefenin evrenset olduğu E) Felsefecilerin de steden bir yaşam sürdürdükleri
15.) “Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve
herşeyi kabullenmek için de okuma. Konuşmak ve
nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak
ve düşünmek için oku."
Francis Bacon
Yukarıdaki alıntıdan hareketle Bacon hakkında
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dar ve gerici bir düşünce sistemini kabul etmiş.
tir.
B) Doğru düşüncenin önünde engeller olduğunu
söyler.
C) Doğru bilgi için geçmiş tecrübe ve etkilerden
uzaklaşmak gerekir.
D) Doğru bilgiye genellemeler yaparak ulaşabiliriz.
E) Olgusal olana önem vermeliyiz.
Felsefe
Felsefenin Alanı
15.) “Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve herşeyi kabullenmek için de okuma. Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku." Francis Bacon Yukarıdaki alıntıdan hareketle Bacon hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dar ve gerici bir düşünce sistemini kabul etmiş. tir. B) Doğru düşüncenin önünde engeller olduğunu söyler. C) Doğru bilgi için geçmiş tecrübe ve etkilerden uzaklaşmak gerekir. D) Doğru bilgiye genellemeler yaparak ulaşabiliriz. E) Olgusal olana önem vermeliyiz.
13. Monet, tüm doğa resimlerinin, yapıldığı yerde
bitirilmesini savunuyordu. Bu düşünce, sadece
alışkanlıkların değişmesini ve atölyedeki rahat ortamdan
vazgeçilmesini gerektirmiyor, ister istemez yeni
tekniklerin de ortaya çıkmasına neden oluyordu. Doğa
veya konu sürekli olarak değişir, bulutlar güneşin önünü
kapatır, rüzgâr sudaki yansımayı bozar. Doğanın
kendine özgü bir anını yakalamayı ümit eden bir
ressamın boyalarini karıştırıp istediği rengi bulmaya,
hele eski ustaların yaptığı gibi kahverengi bir zemin
üstüne tabakalar hâlinde sürmeye hiç vakti yoktur.
Buna göre, Monet'in düşünceleri aşağıdaki varlık
anlayışlarından hangisiyle benzerlik gösterir?
A) Var olmak algılanmış olmaktır, diyen Berkeley ile
B) Her şey oluş hâlindedir, diyen Herakleitos ile
C) Düşünüyorum öyleyse varım, diyen Descartes ile
D Bu dünya benim tasarımımdır, diyen
Schopenhauer ile
E) Akli olan gerçektir, gerçek olan aklidir, diyen Hegel
ile
Felsefe
Varlık Felsefesi
13. Monet, tüm doğa resimlerinin, yapıldığı yerde bitirilmesini savunuyordu. Bu düşünce, sadece alışkanlıkların değişmesini ve atölyedeki rahat ortamdan vazgeçilmesini gerektirmiyor, ister istemez yeni tekniklerin de ortaya çıkmasına neden oluyordu. Doğa veya konu sürekli olarak değişir, bulutlar güneşin önünü kapatır, rüzgâr sudaki yansımayı bozar. Doğanın kendine özgü bir anını yakalamayı ümit eden bir ressamın boyalarini karıştırıp istediği rengi bulmaya, hele eski ustaların yaptığı gibi kahverengi bir zemin üstüne tabakalar hâlinde sürmeye hiç vakti yoktur. Buna göre, Monet'in düşünceleri aşağıdaki varlık anlayışlarından hangisiyle benzerlik gösterir? A) Var olmak algılanmış olmaktır, diyen Berkeley ile B) Her şey oluş hâlindedir, diyen Herakleitos ile C) Düşünüyorum öyleyse varım, diyen Descartes ile D Bu dünya benim tasarımımdır, diyen Schopenhauer ile E) Akli olan gerçektir, gerçek olan aklidir, diyen Hegel ile
30. Berkeley, maddenin varlığını niçin yadsımıştır?
Berkeley'nin gerçek bir dil araştırmasına tabi tutarak sıkı
bir yoklamadan geçirdiği şey, "maddenin kendisi" değil
de "madde" sözcüğü, bunun kullanılışı ve anlamıdır. Bu
tavrıyla o, düşünmeye bir yöntem değişikliği getirir.
Çünkü bir anlam taşıyormuş gibi görünen, anlamdan
yoksun ifadeler olabileceğini görmüştür.
Bu parçada sözü edilen yaklaşım, aşağıdakilerden
hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A) Analitik felsefe
B) Fenomenolojik yöntem
C) Metodik şüphe
D) Tümevarımcı yaklaşım
E) Pragmatik yaklaşım
21
Doğiomo bir insan doğası yoktur İnsanı var eden
Felsefe
Bilgi Felsefesi
30. Berkeley, maddenin varlığını niçin yadsımıştır? Berkeley'nin gerçek bir dil araştırmasına tabi tutarak sıkı bir yoklamadan geçirdiği şey, "maddenin kendisi" değil de "madde" sözcüğü, bunun kullanılışı ve anlamıdır. Bu tavrıyla o, düşünmeye bir yöntem değişikliği getirir. Çünkü bir anlam taşıyormuş gibi görünen, anlamdan yoksun ifadeler olabileceğini görmüştür. Bu parçada sözü edilen yaklaşım, aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir? A) Analitik felsefe B) Fenomenolojik yöntem C) Metodik şüphe D) Tümevarımcı yaklaşım E) Pragmatik yaklaşım 21 Doğiomo bir insan doğası yoktur İnsanı var eden
LO
14. Analitik felsefeciler bilgiyi, nesne ya da olaylar hak-
kindaki düşünceleri içeren, dil yoluyla ifade edilen
ve yargı bildiren cümleler olarak tanımlarlar. Bir
cümlenin yargı bildirmesi, cümlenin dile getirdiği
düşüncenin doğruluğunun veya yanlışlığının belir-
lenebilmesi anlamına gelir. Bir cümle doğrulana-
miyor ya da yanlışlanamıyorsa yargı içermiyor do-
layısıyla bilgi de içermiyor demektir. Doğruluğu ya
da yanlışlığı belirleme işlemi, nesne ya da olaylar
incelenerek yapılır. Örneğin “Ahmet'in gözlüğünün
çerçevesi siyah renklidir.” cümlesi, Ahmet'in gözlü-
ğüne bakılarak doğrulanır ya da yanlışlanır.
Bu parçaya göre analitik felsefeciler için bilginin
doğruluk ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tümel uzlaşım
B) Uygunluk
6) Apaçıklık
D) Fayda
E) Tutarlılık
Felsefe
Bilgi Felsefesi
LO 14. Analitik felsefeciler bilgiyi, nesne ya da olaylar hak- kindaki düşünceleri içeren, dil yoluyla ifade edilen ve yargı bildiren cümleler olarak tanımlarlar. Bir cümlenin yargı bildirmesi, cümlenin dile getirdiği düşüncenin doğruluğunun veya yanlışlığının belir- lenebilmesi anlamına gelir. Bir cümle doğrulana- miyor ya da yanlışlanamıyorsa yargı içermiyor do- layısıyla bilgi de içermiyor demektir. Doğruluğu ya da yanlışlığı belirleme işlemi, nesne ya da olaylar incelenerek yapılır. Örneğin “Ahmet'in gözlüğünün çerçevesi siyah renklidir.” cümlesi, Ahmet'in gözlü- ğüne bakılarak doğrulanır ya da yanlışlanır. Bu parçaya göre analitik felsefeciler için bilginin doğruluk ölçütü aşağıdakilerden hangisidir? A) Tümel uzlaşım B) Uygunluk 6) Apaçıklık D) Fayda E) Tutarlılık
Yeni ontoloji anlayışı, klasik ontoloji anlayışından farklıdır.
Yeni ontolojide, varlığın direkt kendisi odağa alınır, bilimsel
ve analitik yöntemler kullanılır ve varlık tümdengelimci yoldan değil, tümevarımcı yoldan anlaşılmaya çalışılır. Bu anlayış, her varlığı özelliklerine göre belirli standartlarla değerlendirir. Buna göre, reel dünyayı "inorganik varlık tabakası, organik varlık tabakası, bilinç tabakası, ruhsal tabaka"
şeklinde tabakalaşmış bir yapıolarak görür. Bu tabakalaşmayı ise alttan başlayarak üste doğru incelemeyi amaçlar.
Bu parçaya dayanarak yeni ontoloji anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Narlığa yaklaşımında indirgemecidir.
BI Varlığı hiyerarşik bir yapıda ele alır.
C) Deneysel temellere dayanmaktadır.
D) Varlığın kökenini, özünü araştırır.
E) Varlığın farklı parçalardan oluştuğunu kabul eder.
Felsefe
Felsefenin Alanı
Yeni ontoloji anlayışı, klasik ontoloji anlayışından farklıdır. Yeni ontolojide, varlığın direkt kendisi odağa alınır, bilimsel ve analitik yöntemler kullanılır ve varlık tümdengelimci yoldan değil, tümevarımcı yoldan anlaşılmaya çalışılır. Bu anlayış, her varlığı özelliklerine göre belirli standartlarla değerlendirir. Buna göre, reel dünyayı "inorganik varlık tabakası, organik varlık tabakası, bilinç tabakası, ruhsal tabaka" şeklinde tabakalaşmış bir yapıolarak görür. Bu tabakalaşmayı ise alttan başlayarak üste doğru incelemeyi amaçlar. Bu parçaya dayanarak yeni ontoloji anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Narlığa yaklaşımında indirgemecidir. BI Varlığı hiyerarşik bir yapıda ele alır. C) Deneysel temellere dayanmaktadır. D) Varlığın kökenini, özünü araştırır. E) Varlığın farklı parçalardan oluştuğunu kabul eder.
Puar
18. Kitapların gizemli dünyası, tarihin derinliklerine olan
hızlı bir yolculuktur.
Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde
sırasıyla doğru olarak verilmiştir
A) Özne - Belirtili nesne - Yüklem
B) Özne - Yüklem
C) Zarf tümleci - Özne - Yüklem
D) Özne - Dolaylı tümleç - Yüklem
E) Belirtisiz nesne - Yüklem
7
#PUANYAYINLARI
Felsefe
Kavram
Puar 18. Kitapların gizemli dünyası, tarihin derinliklerine olan hızlı bir yolculuktur. Bu cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla doğru olarak verilmiştir A) Özne - Belirtili nesne - Yüklem B) Özne - Yüklem C) Zarf tümleci - Özne - Yüklem D) Özne - Dolaylı tümleç - Yüklem E) Belirtisiz nesne - Yüklem 7 #PUANYAYINLARI
13. "Her canlı ölümlüdür." önermesinin eş değeri
önerme aşağıdakilerden hangisidir?
olan
A) Bazı canlılar ölümlüdür.
B) Bazı canlılar ölümlü değildir.
C) Bazı ölümlüler canlıdır.
D) Bazı ölümlüler canlı değildir.
E) Bazı ölümlüler cansızdır.
Felsefe
Klasik Mantık
13. "Her canlı ölümlüdür." önermesinin eş değeri önerme aşağıdakilerden hangisidir? olan A) Bazı canlılar ölümlüdür. B) Bazı canlılar ölümlü değildir. C) Bazı ölümlüler canlıdır. D) Bazı ölümlüler canlı değildir. E) Bazı ölümlüler cansızdır.
1 YGS
31. Aristoteles'in tanrısı evrenin yaratıcısı değildi.
Yaratma fikri olmayınca, vahye dayalı dinler-
de olduğu anlamda bir müdahale anlayışı da
yoktu burada. Aristoteles'in bu fikri, Rönesans
döneminde yaşayan "Aristotelesçilere” oldukça
çekici geldi. Fakat bu görüş en güçlü dönemini
XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Avrupa'da yaşadı.
Bu parçada sözü edilen görüş aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Deizm
B) Teizm
D) Agnostisizm
C) Panteizm
E) Ateizm
2015 / YGS
Felsefe
Sosyolojinin Alanı
1 YGS 31. Aristoteles'in tanrısı evrenin yaratıcısı değildi. Yaratma fikri olmayınca, vahye dayalı dinler- de olduğu anlamda bir müdahale anlayışı da yoktu burada. Aristoteles'in bu fikri, Rönesans döneminde yaşayan "Aristotelesçilere” oldukça çekici geldi. Fakat bu görüş en güçlü dönemini XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Avrupa'da yaşadı. Bu parçada sözü edilen görüş aşağıdakiler- den hangisidir? A) Deizm B) Teizm D) Agnostisizm C) Panteizm E) Ateizm 2015 / YGS
14. Eğer zihinsel dünya ile fiziksel dünya, aynı gerçekli-
ğin iki ayrı görüntüsü ise aralarındaki ilişki ne olabi-
lir? Spinoza'ya göre onlar arasında gerçek bir ilişki
yoktur. Ancak aralarında şöyle bir paralellik vardır,
söz konusu iki alandan birinde cereyan eden bir
şeye diğer alanda kendini gösteren başka bir şey
karşılık olur. Böylece bir insanın parmağına bir iğne
batırıldığında maddi-fiziksel alanda meydana gelen
bu hareket onun ruhunda bir duyum veya algiya
karşılık olur veya benim ruhumda meydana gelen
bir heyecan, yüzümde ortaya çıkan bir harekette
karşılığını bulur.
Bu parçada anlatılanları savunan bir kişinin var-
lığa bakış açısı aşağıdaki görüşlerden hangisiyle
paralellik gösterir?
A) Marx in materyalizmiyle
B) Herakleitos'un oluşçuluğuyla
C) Platon'un idealizmiyle
D) Husserll'in fenomenolojisiyle
E) Descartes'in dualizmiyle
Felsefe
Varlık Felsefesi
14. Eğer zihinsel dünya ile fiziksel dünya, aynı gerçekli- ğin iki ayrı görüntüsü ise aralarındaki ilişki ne olabi- lir? Spinoza'ya göre onlar arasında gerçek bir ilişki yoktur. Ancak aralarında şöyle bir paralellik vardır, söz konusu iki alandan birinde cereyan eden bir şeye diğer alanda kendini gösteren başka bir şey karşılık olur. Böylece bir insanın parmağına bir iğne batırıldığında maddi-fiziksel alanda meydana gelen bu hareket onun ruhunda bir duyum veya algiya karşılık olur veya benim ruhumda meydana gelen bir heyecan, yüzümde ortaya çıkan bir harekette karşılığını bulur. Bu parçada anlatılanları savunan bir kişinin var- lığa bakış açısı aşağıdaki görüşlerden hangisiyle paralellik gösterir? A) Marx in materyalizmiyle B) Herakleitos'un oluşçuluğuyla C) Platon'un idealizmiyle D) Husserll'in fenomenolojisiyle E) Descartes'in dualizmiyle
11. Mevlana'ya göre; Tanri, ses ve söz olarak insanda belirmiş-
tir. İnsan, kendisindeki Tanrı sirrina aşkla erişir ve bilgi sahi-
bi olur. "İnsanı sevmek, Tanrı'yı sevmektir." sözleriyle varlı-
ğın özünü, mutlak güzellik ve iyiliği sadece insanın sezebi-
leceğini belirtir.
Mevlana'nın bu görüşlerinde, aşağıdaki sorulardan han-
gisiyle ilgili bir cevap bulunmamaktadır?
A) Tanrı var mıdır?
B) Tanrı'nın bilgisine nasıl ulaşılabilir? V
C) İnsan - Tanrı ilişkisi nasıl olmalıdır?
D) Tanrı'nın temel nitelikleri nelerdir? V
E) Evren yaratılmış mıdır?
Felsefe
Din Felsefesi
11. Mevlana'ya göre; Tanri, ses ve söz olarak insanda belirmiş- tir. İnsan, kendisindeki Tanrı sirrina aşkla erişir ve bilgi sahi- bi olur. "İnsanı sevmek, Tanrı'yı sevmektir." sözleriyle varlı- ğın özünü, mutlak güzellik ve iyiliği sadece insanın sezebi- leceğini belirtir. Mevlana'nın bu görüşlerinde, aşağıdaki sorulardan han- gisiyle ilgili bir cevap bulunmamaktadır? A) Tanrı var mıdır? B) Tanrı'nın bilgisine nasıl ulaşılabilir? V C) İnsan - Tanrı ilişkisi nasıl olmalıdır? D) Tanrı'nın temel nitelikleri nelerdir? V E) Evren yaratılmış mıdır?
12. Aydınlanma döneminin önde gelen filozofu Kant, ahlaki
yaşantımızı yönlendiren iki tür buyruk olduğunu söyler.
Bunlar biri dışarıdan bazı koşullar getiren koşullu buyruk-
lar diğeri de, dışarıdan değil, bizzat insanın kendi vicdanı
tarafından verilen koşulsuz buyruklardır. Koşullu buyruk-
lar belirli bir amaca ulaşmak için ne yapılması gerektiğini
söyleyen, insanın arzu ve isteklerine bağlı olan buyruktur.
Koşulsuz buyruklar ise bir koşula bağlı olmadan, bütün in-
sanlar için geçerliliği olan, insanın arzu ve isteklerine bağlı
olmayan buyruklardır. Koşulsuz buyruğun temelinde çe-
şitli ilkeler bulunur.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Koşullu buyruklar, eylemin muhtemel sonuçlarını dik-
kate alarak ortaya çıkar.
B) Koşulsuz buyruklar, eylemin sonuçlarından bağımsız
olarak ortaya çıkar.
C) Koşullu buyrukların temelindeki ilke, insanlığı, ken-
dinde ve başkalarında bir araç olarak görür.
D) Koşulsuz buyrukların temelindeki ilke, tüm insanlar için
geçerlidir.
E) Koşullu buyruklar, insanın özgür iradesinden kaynak-
lanır.
1. OTURUM (TYT) DENEME SINAVI
Diğer sayfaya geçiniz.
Felsefe
Ahlak Felsefesi
12. Aydınlanma döneminin önde gelen filozofu Kant, ahlaki yaşantımızı yönlendiren iki tür buyruk olduğunu söyler. Bunlar biri dışarıdan bazı koşullar getiren koşullu buyruk- lar diğeri de, dışarıdan değil, bizzat insanın kendi vicdanı tarafından verilen koşulsuz buyruklardır. Koşullu buyruk- lar belirli bir amaca ulaşmak için ne yapılması gerektiğini söyleyen, insanın arzu ve isteklerine bağlı olan buyruktur. Koşulsuz buyruklar ise bir koşula bağlı olmadan, bütün in- sanlar için geçerliliği olan, insanın arzu ve isteklerine bağlı olmayan buyruklardır. Koşulsuz buyruğun temelinde çe- şitli ilkeler bulunur. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Koşullu buyruklar, eylemin muhtemel sonuçlarını dik- kate alarak ortaya çıkar. B) Koşulsuz buyruklar, eylemin sonuçlarından bağımsız olarak ortaya çıkar. C) Koşullu buyrukların temelindeki ilke, insanlığı, ken- dinde ve başkalarında bir araç olarak görür. D) Koşulsuz buyrukların temelindeki ilke, tüm insanlar için geçerlidir. E) Koşullu buyruklar, insanın özgür iradesinden kaynak- lanır. 1. OTURUM (TYT) DENEME SINAVI Diğer sayfaya geçiniz.
14. Hiçbir şeyin nedensiz olmayacağı açıktır. Herhangi bir olay
izlendiğinde onun bir meydana getirici nedeni, bu nedenin
de bir başka nedeni olması ve bu durumun geriye doğru
gitmesi gerektiği açıktır. Bu geriye gidiş sürecinde, kendi
varlığı için nedensel bir açıklama gerektirmeyen bir varlığa
ulaşılacaktır. Bu varlık Tanrı'dır.
Bu parçadaki görüş aşağıdaki Tanrı kanıtlamalarından
hangisine örnektir?
A) Kozmolojik kanit (euro bilimi
B) Ontolojik kanıt (vorlik bilimel
C) Ahlak kanıtı
D) Dini tecrübe kanıtı
E) Teleolojik kanit (Din bilini)
Felsefe
Varlık Felsefesi
14. Hiçbir şeyin nedensiz olmayacağı açıktır. Herhangi bir olay izlendiğinde onun bir meydana getirici nedeni, bu nedenin de bir başka nedeni olması ve bu durumun geriye doğru gitmesi gerektiği açıktır. Bu geriye gidiş sürecinde, kendi varlığı için nedensel bir açıklama gerektirmeyen bir varlığa ulaşılacaktır. Bu varlık Tanrı'dır. Bu parçadaki görüş aşağıdaki Tanrı kanıtlamalarından hangisine örnektir? A) Kozmolojik kanit (euro bilimi B) Ontolojik kanıt (vorlik bilimel C) Ahlak kanıtı D) Dini tecrübe kanıtı E) Teleolojik kanit (Din bilini)