Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Ahlak Felsefesi Soruları

F1 / DENEME-4
aron de Montesquieu ta-
*
14. Fransız aydinlanmacı düşünür Baron de Montes
rafından ortaya atılmış olan demokratik devlet yöneti
düzenleyen bir modeldir. Bu model içinde devlet
birimlere avnimıştır. Her birimin ayrı ve bağimsiz gücü ve
sorumluluk alanları vardır. Bunun yanında her birim, bir
dišerinin güç kullanımı üzerine sınırlamalar getirebilmek
tedir.
Bu parçaya göre, devlet yönetiminde nasıl bir düzen-
leme önerilmektedir?
A) Hukuk kurallarının yazılı olarak ifade edilmesi
B) Devletin, tüm yerleşim birimlerinde örgütlenmesi
C) Kuvvetler ayrılığı ilkesinin esas alınması
D) Yönetimin tek elde toplanması
E) Yöneticilerin eğitim düzeyi yüksek kişilerden seçilme-
Felsefe
Ahlak Felsefesi
F1 / DENEME-4 aron de Montesquieu ta- * 14. Fransız aydinlanmacı düşünür Baron de Montes rafından ortaya atılmış olan demokratik devlet yöneti düzenleyen bir modeldir. Bu model içinde devlet birimlere avnimıştır. Her birimin ayrı ve bağimsiz gücü ve sorumluluk alanları vardır. Bunun yanında her birim, bir dišerinin güç kullanımı üzerine sınırlamalar getirebilmek tedir. Bu parçaya göre, devlet yönetiminde nasıl bir düzen- leme önerilmektedir? A) Hukuk kurallarının yazılı olarak ifade edilmesi B) Devletin, tüm yerleşim birimlerinde örgütlenmesi C) Kuvvetler ayrılığı ilkesinin esas alınması D) Yönetimin tek elde toplanması E) Yöneticilerin eğitim düzeyi yüksek kişilerden seçilme-
12. Insan toplum hâlinde yaşar ve bireyler birbirlerinin eksiğini
tamamlarlar. Bu konuda en üstün mükemmellik de kentte
14
yaşamakla elde edilebilir. Erdem, yardımlaşmadır ancak
insanlar kötülük için de yardımlaşabilirler. Gerçek
mutluluğa ulaştıracak konularda yardımlaşan insanlar,
erdemli kenti oluştururlar. Erdemli kent, tüm organları
görevini yerine getiren bir bedene benzer. Nasıl bedende
tüm organlar, görevlerini yerine getirerek onu ayakta
tutuyorlarsa erdemli kentte de insanlar, birbirlerine yardım
ederek kenti ayakta tutar ve mutluluğu sağlarlar.
Bu parçada dile getirilen devlet görüşü aşağıdaki
filozoflardan hangisine aittir?
A) Sokrates
B) Fârâbî
C) İbn Haldun
D) Aristoteles
E) Platon
UcDort
Besl
17
Felsefe
Ahlak Felsefesi
12. Insan toplum hâlinde yaşar ve bireyler birbirlerinin eksiğini tamamlarlar. Bu konuda en üstün mükemmellik de kentte 14 yaşamakla elde edilebilir. Erdem, yardımlaşmadır ancak insanlar kötülük için de yardımlaşabilirler. Gerçek mutluluğa ulaştıracak konularda yardımlaşan insanlar, erdemli kenti oluştururlar. Erdemli kent, tüm organları görevini yerine getiren bir bedene benzer. Nasıl bedende tüm organlar, görevlerini yerine getirerek onu ayakta tutuyorlarsa erdemli kentte de insanlar, birbirlerine yardım ederek kenti ayakta tutar ve mutluluğu sağlarlar. Bu parçada dile getirilen devlet görüşü aşağıdaki filozoflardan hangisine aittir? A) Sokrates B) Fârâbî C) İbn Haldun D) Aristoteles E) Platon UcDort Besl 17
15. Kant'a göre herkesi kapsayan ve bireyin hiçbir ge-
rekçe olmaksızın kabulleneceği bir ahlak yasası
olmalıdır. Bu ahlak yasası bireyler için buyruktur.
Bu buyruk bir amaca yönelik olmayıp amacı ken-
dinde olan bir yapıdır ve kişi tarafından iyi niyetle
kabullenilirse de ahlaki eylem niteliği taşır.
Bu parçaya göre bir davranışın ahlaki olması
aşağıdaki koşullardan hangisine bağlıdır?
A) Bireyleri mutlu etmesine
B) Bir amaca yönelik olmasına
C) Toplumsal değerlere uymasına
D) Toplumsal yarar sağlamasına
E) Ödeve kişinin kendi isteğiyle uymasına
Felsefe
Ahlak Felsefesi
15. Kant'a göre herkesi kapsayan ve bireyin hiçbir ge- rekçe olmaksızın kabulleneceği bir ahlak yasası olmalıdır. Bu ahlak yasası bireyler için buyruktur. Bu buyruk bir amaca yönelik olmayıp amacı ken- dinde olan bir yapıdır ve kişi tarafından iyi niyetle kabullenilirse de ahlaki eylem niteliği taşır. Bu parçaya göre bir davranışın ahlaki olması aşağıdaki koşullardan hangisine bağlıdır? A) Bireyleri mutlu etmesine B) Bir amaca yönelik olmasına C) Toplumsal değerlere uymasına D) Toplumsal yarar sağlamasına E) Ödeve kişinin kendi isteğiyle uymasına
1. Bireyler, uyulması ahlak açısından gerekli olan,
genel geçerliliği bulunan kurallara göre, özgürce
uymak ve sonucunu üstlenmek doğrultusunda
karar verirler ve bu karara uygun davranıslarda
4.
bulunurlar.
Bu parçada bir bireyin ahlaki eylemlerini
gerçekleştirirken geçtiği aşamalar aşağıdaki-
lerden hangisinde sırası ile verilmiştir?
A) Ahlak yasası - Ahlaki karar - Ahlaki eylem
B) Ahlaki karar - Erdem - Ahlaki değer
C) Ahlaki değer - Ahlak yasası - Vicdan
D) Ahlak yasası Ahlaki sorumluluk - Ahlaki
eylem
E) Ahlaki sorumluluk - Ahlaki karar - Ahlaki
5.
eylem
Felsefe
Ahlak Felsefesi
1. Bireyler, uyulması ahlak açısından gerekli olan, genel geçerliliği bulunan kurallara göre, özgürce uymak ve sonucunu üstlenmek doğrultusunda karar verirler ve bu karara uygun davranıslarda 4. bulunurlar. Bu parçada bir bireyin ahlaki eylemlerini gerçekleştirirken geçtiği aşamalar aşağıdaki- lerden hangisinde sırası ile verilmiştir? A) Ahlak yasası - Ahlaki karar - Ahlaki eylem B) Ahlaki karar - Erdem - Ahlaki değer C) Ahlaki değer - Ahlak yasası - Vicdan D) Ahlak yasası Ahlaki sorumluluk - Ahlaki eylem E) Ahlaki sorumluluk - Ahlaki karar - Ahlaki 5. eylem
A
01
TYT DENEME SINAVI
1
15.
13. Stoacılığın önemli temsilcilerinden Epiktetos, kişinin
yazgısına karşı takınması gereken tavrı, "Tanrı, seni
bu dünyaya bir ölümlü olarak getirmedi mi? Kısa bir
zamanda onun egemenliğini görüp bayram etmen için
bu dünyadasın. Ben daha fazla bayramlar görmek
isterim, deme. Bayramın da sonu var. Çekil, git! Hem
de şükrederek. Yerini de başkalarına bırak!" sözleriyle
ortaya koymaktadır.
Epiktetos'un bu düşüncesi aşağıdaki çıkarımlardan
hangisiyle örtüşür?
A) Tanrısal huzura ancak tüm dünyevi zevklerden
uzaklaşılarak ulaşılacağı
B) İnsanın davranışını akılcı bir yaklaşımla
gerçekleştirmesi gerektiği
C) Tanrı'ya bağlı insanların bilgisini halka aktarmakla
yükümlü olduğu
D) Insanların arasında ekonomik açıdan mutlak eşitliğin
sağlanması gerektiği
E) Tanrı'nın sunduğu olanakların kaliteli bir yaşam için
yeterli olduğu
Felsefe
Ahlak Felsefesi
A 01 TYT DENEME SINAVI 1 15. 13. Stoacılığın önemli temsilcilerinden Epiktetos, kişinin yazgısına karşı takınması gereken tavrı, "Tanrı, seni bu dünyaya bir ölümlü olarak getirmedi mi? Kısa bir zamanda onun egemenliğini görüp bayram etmen için bu dünyadasın. Ben daha fazla bayramlar görmek isterim, deme. Bayramın da sonu var. Çekil, git! Hem de şükrederek. Yerini de başkalarına bırak!" sözleriyle ortaya koymaktadır. Epiktetos'un bu düşüncesi aşağıdaki çıkarımlardan hangisiyle örtüşür? A) Tanrısal huzura ancak tüm dünyevi zevklerden uzaklaşılarak ulaşılacağı B) İnsanın davranışını akılcı bir yaklaşımla gerçekleştirmesi gerektiği C) Tanrı'ya bağlı insanların bilgisini halka aktarmakla yükümlü olduğu D) Insanların arasında ekonomik açıdan mutlak eşitliğin sağlanması gerektiği E) Tanrı'nın sunduğu olanakların kaliteli bir yaşam için yeterli olduğu
12. Orta Çağ düşünürlerini etkileyen, ilk Çağ Stoa felsefesine
göre, ölüm ve bela, kontrolümüzün dışında olduğundan
ve herkesin başına geldiğinden, onları ağırbaşlı bir şekilde
karşılamalıyız. Doğayı akılsal ilkeler yönettiğinden, her şeyin
olduğu gibi olmasının nedeni vardır. Onu değiştiremeyece-
ğimiz gibi, bunu isteyemeyiz de. O nedenle, ölümlü varlıklar
olmamız gerçeği ya da bize kişisel bir trajedi gibi görünen
şey karşısındaki tutumumuz, dingin bir kabulleniş olmalıdır.
Duygularımız buna isyan ederse, yanlıştırlar. Stoacı felsefeyi
benimseyenler, yaşamın iniş çıkışlarına çoğu zaman serin-
kanlılıkla katlanma gücünü gösterebilmişlerdir.
Bu parçaya göre Stoacı düşünürler aşağıdakilerden han-
gisini benimserler?
A) İnsanın kendi yaşamına yön verebileceğini
B) Kişisel seçimlerin, özgür iradeyle belirlenebileceğini
C) insanın, belirlenmiş bir doğanın parçası olduğunu
D) Doğuştan verilen bir yazgının olmadığını
E) İnsanın ne olmak istediğine karar verebileceğini
Felsefe
Ahlak Felsefesi
12. Orta Çağ düşünürlerini etkileyen, ilk Çağ Stoa felsefesine göre, ölüm ve bela, kontrolümüzün dışında olduğundan ve herkesin başına geldiğinden, onları ağırbaşlı bir şekilde karşılamalıyız. Doğayı akılsal ilkeler yönettiğinden, her şeyin olduğu gibi olmasının nedeni vardır. Onu değiştiremeyece- ğimiz gibi, bunu isteyemeyiz de. O nedenle, ölümlü varlıklar olmamız gerçeği ya da bize kişisel bir trajedi gibi görünen şey karşısındaki tutumumuz, dingin bir kabulleniş olmalıdır. Duygularımız buna isyan ederse, yanlıştırlar. Stoacı felsefeyi benimseyenler, yaşamın iniş çıkışlarına çoğu zaman serin- kanlılıkla katlanma gücünü gösterebilmişlerdir. Bu parçaya göre Stoacı düşünürler aşağıdakilerden han- gisini benimserler? A) İnsanın kendi yaşamına yön verebileceğini B) Kişisel seçimlerin, özgür iradeyle belirlenebileceğini C) insanın, belirlenmiş bir doğanın parçası olduğunu D) Doğuştan verilen bir yazgının olmadığını E) İnsanın ne olmak istediğine karar verebileceğini
15 Birçok insan, her şeyin ahlaki bir kuralı olduğuna inanıp
doğru ve yanlışın nesnelliğini savunurken, başkaları da
doğru ve yanlışın öznel tercihten öte bir şey olmadığını
iddia eder. Ahlakın öznel tercihten öte bir şey olmadığı-
na inanan biri; hırsızlığın, yalan söylemenin ya da adam
öldürmenin yanlışlığının nesnel bir gerçek olduğuna ina-
nan birinden çok daha farklı davranışlar içinde olabilir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla-
bilir?
A İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır.
B Ahlaki nesnellik iyi bir yaşam sürmeyi olanaklı kılar.
eInanmak, iyinin gerçekleşmesi için tek başına yeter-
li değildir.
DY Her inanç kendini diğer inançlara karşı haklılandıran
kanıtlar ileri sürer.
E İyi ve kötü eylemlerin ne olduğunu inançlar belirler.
Felsefe
Ahlak Felsefesi
15 Birçok insan, her şeyin ahlaki bir kuralı olduğuna inanıp doğru ve yanlışın nesnelliğini savunurken, başkaları da doğru ve yanlışın öznel tercihten öte bir şey olmadığını iddia eder. Ahlakın öznel tercihten öte bir şey olmadığı- na inanan biri; hırsızlığın, yalan söylemenin ya da adam öldürmenin yanlışlığının nesnel bir gerçek olduğuna ina- nan birinden çok daha farklı davranışlar içinde olabilir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla- bilir? A İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır. B Ahlaki nesnellik iyi bir yaşam sürmeyi olanaklı kılar. eInanmak, iyinin gerçekleşmesi için tek başına yeter- li değildir. DY Her inanç kendini diğer inançlara karşı haklılandıran kanıtlar ileri sürer. E İyi ve kötü eylemlerin ne olduğunu inançlar belirler.
7. Epikuros'a göre, insan kör bir zorunluğun elinde bir
oyuncak değildir, o kendi kaderini kendisi belirleyebi-
lir. Epikuros, insanın iradi eyleminin pek çok iç ve dış
koşullara bağlı olduğunu doğru bulmakla birlikte, in-
sanın bu etkilere mutlak şekilde bağlı olmadığını, hat-
ta bunlara karşı karar verebileceğini, seçimde buluna-
bileceğini söyler.
Epikuros'un bu düşünceleri felsefede aşağıdakiler-
den hangisiyle ifade edilir?
A) Determinizm
Indeterminizm
C) Otodeterminizm
D) Liberteryanizm
E) Fatalizm
Felsefe
Ahlak Felsefesi
7. Epikuros'a göre, insan kör bir zorunluğun elinde bir oyuncak değildir, o kendi kaderini kendisi belirleyebi- lir. Epikuros, insanın iradi eyleminin pek çok iç ve dış koşullara bağlı olduğunu doğru bulmakla birlikte, in- sanın bu etkilere mutlak şekilde bağlı olmadığını, hat- ta bunlara karşı karar verebileceğini, seçimde buluna- bileceğini söyler. Epikuros'un bu düşünceleri felsefede aşağıdakiler- den hangisiyle ifade edilir? A) Determinizm Indeterminizm C) Otodeterminizm D) Liberteryanizm E) Fatalizm
E) Varlığın meydana gelmesi, diyalektik bir süreçtir,
Raunt
14. İslam felsefesinde Cebriye kelamcıları hariç tüm
kelamcılar, irade özgürlüğü üzerine geliştirdikleri
görüşlerde, insanın eylemlerinde özgür olduğu-
na vurgu yapmışlardır. Bu görüşlere göre, her şey
Allah'ın iradesi ve kudreti ile var olur; insan akıl ve
iradesiyle davranışlarını tercih eder. Bu, şu soruyu
beraberinde getirmiştir: “İnsan, seçtiği davranışın
ahlaken iyi olup olmamasından sorumlu mudur?”
Eş'ari ekolüne göre insan, Allah'ın yarattığı davra-
nışlar arasından tercih yapmakta özgür olduğu için,
kendi eylemlerinden sorumludur. Mutezile ekolü ise
insanın, Allah tarafından verilen iradeyle herhangi
bir davranışı seçebileceğini, bu nedenle de eylem-
lerinden sorumlu olduğunu söylemektedir.
Bu parçaya göre, irade özgürlüğüne ilişkin aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Allah, insana, iradesi doğrultusunda davranma
hakkını vermiştir.
B) İradeden doğan davranışların sorumluluğu insa-
na aittir.
C) İnsanın kötülükten kaçınabilme şansı yoktur.
D) Insan, düşünerek iyi ile kötü arasında seçim ya-
pabilir.
E) İnsan, eylemlerini seçip kendini iyi yola yönelte-
bilir.
1
12. SINIF
Felsefe
Ahlak Felsefesi
E) Varlığın meydana gelmesi, diyalektik bir süreçtir, Raunt 14. İslam felsefesinde Cebriye kelamcıları hariç tüm kelamcılar, irade özgürlüğü üzerine geliştirdikleri görüşlerde, insanın eylemlerinde özgür olduğu- na vurgu yapmışlardır. Bu görüşlere göre, her şey Allah'ın iradesi ve kudreti ile var olur; insan akıl ve iradesiyle davranışlarını tercih eder. Bu, şu soruyu beraberinde getirmiştir: “İnsan, seçtiği davranışın ahlaken iyi olup olmamasından sorumlu mudur?” Eş'ari ekolüne göre insan, Allah'ın yarattığı davra- nışlar arasından tercih yapmakta özgür olduğu için, kendi eylemlerinden sorumludur. Mutezile ekolü ise insanın, Allah tarafından verilen iradeyle herhangi bir davranışı seçebileceğini, bu nedenle de eylem- lerinden sorumlu olduğunu söylemektedir. Bu parçaya göre, irade özgürlüğüne ilişkin aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Allah, insana, iradesi doğrultusunda davranma hakkını vermiştir. B) İradeden doğan davranışların sorumluluğu insa- na aittir. C) İnsanın kötülükten kaçınabilme şansı yoktur. D) Insan, düşünerek iyi ile kötü arasında seçim ya- pabilir. E) İnsan, eylemlerini seçip kendini iyi yola yönelte- bilir. 1 12. SINIF
3. Aşağıdaki filozoflar “Kişi Vicdanı Karşısında Evren-
sel Ahlak Yasası Var mıdır?" sorusunu tartışmışlar-
dır.
Hedonizm (Hazcılık): Temsilcileri Aristippos ve
Epikuros'tur.
Nihilizm (Hiçilik): Başlıca temsilcisi Nietzsche'dir.
• Egoizm (Bencillik): Başlıca temsilcisi Hobbes'tur.
• Anarşizm: Temsilcileri arasında Stirner, Proud-
hon vardır.
Sezgicilik: Başlıca temsilcisi Bergson'dur.
Bu parçada verilen filozof ve akımlardan hangisi
yukarıdaki soru bağlamında diğerlerinin karşı-
sında yer almaktadır?
A) Hedonizm
B) Anarşizm
C) Nihilizm
D) Egoizm
E) Sezgicilik
R ENK
Felsefe
Ahlak Felsefesi
3. Aşağıdaki filozoflar “Kişi Vicdanı Karşısında Evren- sel Ahlak Yasası Var mıdır?" sorusunu tartışmışlar- dır. Hedonizm (Hazcılık): Temsilcileri Aristippos ve Epikuros'tur. Nihilizm (Hiçilik): Başlıca temsilcisi Nietzsche'dir. • Egoizm (Bencillik): Başlıca temsilcisi Hobbes'tur. • Anarşizm: Temsilcileri arasında Stirner, Proud- hon vardır. Sezgicilik: Başlıca temsilcisi Bergson'dur. Bu parçada verilen filozof ve akımlardan hangisi yukarıdaki soru bağlamında diğerlerinin karşı- sında yer almaktadır? A) Hedonizm B) Anarşizm C) Nihilizm D) Egoizm E) Sezgicilik R ENK
13. 18.-19. yüzyılda ahlak alanında en etkili olmuş filozoflardan
bir Kant'tır. O, ileri sürdüğü ödev ahlakı kuramıyla kendisine
kadar gelen mutlulukçu ahlak anlayışını tümüyle değiştirmiş
ve kendisinden sonraki filozofları da birçok açıdan etkilemiş
olan bir filozoftur. Ödev ahlakı, koşulsuz ahlaki emirleri esas
alan bir kuramdır.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Kant'ın "Ödev ahlak"
kuramına uygun bir emirdir?
A) Kendini her şeyden üstün tut.
B) Hedefe varmak için her yolu dene.
C) Yaşamak için savaş.
D insanlığı her zaman bir amaç olarak gör.
E) Zenginden al, yoksula ver.
Felsefe
Ahlak Felsefesi
13. 18.-19. yüzyılda ahlak alanında en etkili olmuş filozoflardan bir Kant'tır. O, ileri sürdüğü ödev ahlakı kuramıyla kendisine kadar gelen mutlulukçu ahlak anlayışını tümüyle değiştirmiş ve kendisinden sonraki filozofları da birçok açıdan etkilemiş olan bir filozoftur. Ödev ahlakı, koşulsuz ahlaki emirleri esas alan bir kuramdır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Kant'ın "Ödev ahlak" kuramına uygun bir emirdir? A) Kendini her şeyden üstün tut. B) Hedefe varmak için her yolu dene. C) Yaşamak için savaş. D insanlığı her zaman bir amaç olarak gör. E) Zenginden al, yoksula ver.
14. Ahlak felsefesi; "ahlak" iyi, kötü, erdem, özgürlük, ödev,
mutluluk, ahlaki sorumluluk gibi kavramlar çerçevesinde
inceleyen bir felsefe disiplinidir. Ayrıca ahlak felsefesi,
"ahlakın kendisi" ile "ahlaka felsefi açıdan bakmak"
arasında bir fark olduğunu da ortaya koyar. Buna göre
ahlak, belirli bir dönemde belirli bir toplumda davranışlar
için belirlenmiş kurallar bütünüdür. Ancak ahlak felsefesi
bu tür kurallar koymayı amaçlamaz. Bu kurallar
bütününe bakarak ahlakın, ahlaki sorumluluğun, iyi ve
kötünün vb. ne olduğunu ortaya koyar.
Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisi
"ahlak"ın değil "ahlak felsefesi”nin alanına girer?
A) Vergi vermek her vatandaşın sorumluluğudur.
B) Ahlaken özgürsen ahlaklı davranmalısın.
C) Büyüklere karşı saygılı olmak iyi bir davranıştır.
D) Erdemli olmak için kötülüğe iyilikle karşılık verilmelidir.
Ahlak kurallarının temelinde ahlaki sorumluluk vardır.
Felsefe
Ahlak Felsefesi
14. Ahlak felsefesi; "ahlak" iyi, kötü, erdem, özgürlük, ödev, mutluluk, ahlaki sorumluluk gibi kavramlar çerçevesinde inceleyen bir felsefe disiplinidir. Ayrıca ahlak felsefesi, "ahlakın kendisi" ile "ahlaka felsefi açıdan bakmak" arasında bir fark olduğunu da ortaya koyar. Buna göre ahlak, belirli bir dönemde belirli bir toplumda davranışlar için belirlenmiş kurallar bütünüdür. Ancak ahlak felsefesi bu tür kurallar koymayı amaçlamaz. Bu kurallar bütününe bakarak ahlakın, ahlaki sorumluluğun, iyi ve kötünün vb. ne olduğunu ortaya koyar. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisi "ahlak"ın değil "ahlak felsefesi”nin alanına girer? A) Vergi vermek her vatandaşın sorumluluğudur. B) Ahlaken özgürsen ahlaklı davranmalısın. C) Büyüklere karşı saygılı olmak iyi bir davranıştır. D) Erdemli olmak için kötülüğe iyilikle karşılık verilmelidir. Ahlak kurallarının temelinde ahlaki sorumluluk vardır.
ğın seyri ile riski hakkında tahminde bulunulur. Son ola-
rak ise tedaviye yönelip çalışmalarla hastalık kontrol
edilmek istenir.
Buna göre, bilimin ana hedefi aşağıdakilerden han-
gisidir?
Doğayı anlamak ve açıklamak
B) Olayları tanımlamaya çalışmak
C) Öndeyi sağlayarak doğayı kontrol altına almak
D) Değişkenler arası ilişkileri incelemek
E) İnsanın doğaya uygunluğunu araştırmak
14. "Başkalarının sana yapmasını istemediğin bir şeyi, se-
nin de başkalarına yapmaman gerekir."
"Öyle davran ki davranışın bütün insanlar tarafından ör-
nek alınabilecek ve önerilebilecek bir özellikte olsun."
"Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkala-
rina öyle davran."
Kant'ın bu özdeyişlerine göre ahlak yasası hangi ni-
teliğe sahip olmalıdır?
A) Koşulsuz bir emir olma
Iyi niyeti esas alma
C) Akla dayalı olma
D) Evrensel olma
17.
Yaşam deneyimlerinden kaynaklanma
15. E. Husserl'e göre “Düşünüyorum." dediğim zaman mut-
laka bir şeyi düşünüyorum. Yani masayı, ağacı, evi, dün-
yay geçmişi, geleceği düşünüyorum. Öyleyse şuur mut-
laka bir şeye yönelerek düşünüyor. Biz bir şeye yöne-
erkaupununce o şey, anlam ve muhteva kazanır; böy-
onun bilgisini elde etmiş olunu
Felsefe
Ahlak Felsefesi
ğın seyri ile riski hakkında tahminde bulunulur. Son ola- rak ise tedaviye yönelip çalışmalarla hastalık kontrol edilmek istenir. Buna göre, bilimin ana hedefi aşağıdakilerden han- gisidir? Doğayı anlamak ve açıklamak B) Olayları tanımlamaya çalışmak C) Öndeyi sağlayarak doğayı kontrol altına almak D) Değişkenler arası ilişkileri incelemek E) İnsanın doğaya uygunluğunu araştırmak 14. "Başkalarının sana yapmasını istemediğin bir şeyi, se- nin de başkalarına yapmaman gerekir." "Öyle davran ki davranışın bütün insanlar tarafından ör- nek alınabilecek ve önerilebilecek bir özellikte olsun." "Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkala- rina öyle davran." Kant'ın bu özdeyişlerine göre ahlak yasası hangi ni- teliğe sahip olmalıdır? A) Koşulsuz bir emir olma Iyi niyeti esas alma C) Akla dayalı olma D) Evrensel olma 17. Yaşam deneyimlerinden kaynaklanma 15. E. Husserl'e göre “Düşünüyorum." dediğim zaman mut- laka bir şeyi düşünüyorum. Yani masayı, ağacı, evi, dün- yay geçmişi, geleceği düşünüyorum. Öyleyse şuur mut- laka bir şeye yönelerek düşünüyor. Biz bir şeye yöne- erkaupununce o şey, anlam ve muhteva kazanır; böy- onun bilgisini elde etmiş olunu
Sosyal Bilimler
8
1:
11. Erdem ve adalet uğrunda hayatını veren kişilerin eylem-
lerinin ahlaki değerini faydalı olup olmamasına göre be
lirlemek, insanlığın tarih boyunca hayran olduğu büyük
şahsiyetleri birer beceriksizlik örneği durumuna düşü
rür. Eğer eylemlerin ahlaki değeri sonuçta kazandırdık-
ları faydaya göre belirlenirse, yaralı ve yaşlıların himaye-
si ile hastaların bakımı hiç de ahlaki bir eylem olarak gö-
rülmeyecektir. Bu durumun haksızlık, hırsızlık, düzen-
bazlık ve yalanın faydalı olduğu birçok durumu da meş-
rulaştırması olasıdır.
Bu görüşleri savunan birinin aşağıdakilerden hangi-
sini savunması beklenir?
(A)
Bir eylemin iyi ve kötü olması kişiye bağlıdır.
B) Eylemlerin niteliğini herkes kendi belirler.
Ahlak kuralları zamana ve duruma göre değişmez.
Dinsan eylemini yönlendiren evrensel ahlak yasaları
olamaz.
El Her insan değerlerini kendi oluşturmalıdır.
Felsefe
Ahlak Felsefesi
Sosyal Bilimler 8 1: 11. Erdem ve adalet uğrunda hayatını veren kişilerin eylem- lerinin ahlaki değerini faydalı olup olmamasına göre be lirlemek, insanlığın tarih boyunca hayran olduğu büyük şahsiyetleri birer beceriksizlik örneği durumuna düşü rür. Eğer eylemlerin ahlaki değeri sonuçta kazandırdık- ları faydaya göre belirlenirse, yaralı ve yaşlıların himaye- si ile hastaların bakımı hiç de ahlaki bir eylem olarak gö- rülmeyecektir. Bu durumun haksızlık, hırsızlık, düzen- bazlık ve yalanın faydalı olduğu birçok durumu da meş- rulaştırması olasıdır. Bu görüşleri savunan birinin aşağıdakilerden hangi- sini savunması beklenir? (A) Bir eylemin iyi ve kötü olması kişiye bağlıdır. B) Eylemlerin niteliğini herkes kendi belirler. Ahlak kuralları zamana ve duruma göre değişmez. Dinsan eylemini yönlendiren evrensel ahlak yasaları olamaz. El Her insan değerlerini kendi oluşturmalıdır.
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum
yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme
dönüşmüştür.
Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik
metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin
birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda,
hatta hűkûmet demeçlerinde zikredilme talihini veya
talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve
Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik
kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına
yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu
arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir
parçasıdır. Descartes'la -yani őzne sorununun merkezî
őnem taşıdığı modern dönem felsefesiyle- birlikte etik,
ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle
gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun,
bir öznenin veya özne grubunun eylemleriní ve bunların
sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde ölçen,
yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün
popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam
enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir
kayrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor
ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.
B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve
yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve
pratik akılla özdeşleşmiştir.
VAristoteles'in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün
yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar
taşır.
D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik
kavramına gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini
olumsuz etkilemiştir.
E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu
gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı
yaygınlığın nedeni belirsizdir
Felsefe
Ahlak Felsefesi
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme dönüşmüştür. Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda, hatta hűkûmet demeçlerinde zikredilme talihini veya talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes'la -yani őzne sorununun merkezî őnem taşıdığı modern dönem felsefesiyle- birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemleriní ve bunların sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde ölçen, yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir kayrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor. B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve pratik akılla özdeşleşmiştir. VAristoteles'in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar taşır. D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik kavramına gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini olumsuz etkilemiştir. E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı yaygınlığın nedeni belirsizdir
12. Hoşa giden bir şeyin yarattığı duyguya haz denir.
İnsanlar, doğası gereği acıdan kaçıp hazza yöne-
lir. Bu yaklaşıma göre ahlaki eylemin amacı hazdır.
Sonucunda haz getiriyorsa iyi ve doğru bir eylemdir.
Haz, tamamen bireysel bir duygudur yani haz alınan
şeyler kişiden kişiye değişir. Dolayısıyla haz temel
alındığında evrensel bir ahlak yasasının varlığından
söz edilemez.
15. Kan
"Biz
görr
Bildi
lark
bir s
Kan
han
Bu parçada açıklanan ahlak görüşü aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) O
CF
B) Ödev ahlakı
E) A
A) Pragmatizm
C) Anarşizm
E) Egoizm
D) Hedonizm
Felsefe
Ahlak Felsefesi
12. Hoşa giden bir şeyin yarattığı duyguya haz denir. İnsanlar, doğası gereği acıdan kaçıp hazza yöne- lir. Bu yaklaşıma göre ahlaki eylemin amacı hazdır. Sonucunda haz getiriyorsa iyi ve doğru bir eylemdir. Haz, tamamen bireysel bir duygudur yani haz alınan şeyler kişiden kişiye değişir. Dolayısıyla haz temel alındığında evrensel bir ahlak yasasının varlığından söz edilemez. 15. Kan "Biz görr Bildi lark bir s Kan han Bu parçada açıklanan ahlak görüşü aşağıdaki- lerden hangisidir? A) O CF B) Ödev ahlakı E) A A) Pragmatizm C) Anarşizm E) Egoizm D) Hedonizm