%71 Dev İndirim! Hem 2024 hem de 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Felsefenin Alanı Soruları

11. Kimileri felsefenin çözümsüz meseleler ile soyut ve
yaşamdan kopuk fikirlerden ibaret olduğunu sanır. Hatta
bunlar felsefenin "boş konuşma" olduğunu bile söylerler.
Yaşamın hızlıca akıp geçtiğine, bu yüzden derin
düşünmenin gerekli olmadığına inanırlar. Dahası
birtakım önemli konulara kıyısından köşesinden
ilişenleri "Felsefe yapmal" diyerek azarladıkları bile olur.
Oysa felsefe yapmak, "hayatı doğrudan deneyimleme
tavrindan" ve "yaşamla yüzleşme" düşüncesinden ayrı
tutulamaz. Hatta felsefeyle iç içe olan insan, yaşamın ne
olduğunu sorgularken aynı zamanda yaşamın görünen
yüzünün ötesine de nüfuz eder.
Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdaki yargıların
hangisine ulaşılamaz?
A) Var olanın ardındaki gerçeği arar.
B) Bireyin deneyimlerinden bağımsız değildir.
C
C) Sorunlara genelgeçer soyut çözümler sunar.
D) Herkesin ilgilendiği bir alan değildir.
E) Hayatın özünü ve anlamını sorgular.
Felsefe
Felsefenin Alanı
11. Kimileri felsefenin çözümsüz meseleler ile soyut ve yaşamdan kopuk fikirlerden ibaret olduğunu sanır. Hatta bunlar felsefenin "boş konuşma" olduğunu bile söylerler. Yaşamın hızlıca akıp geçtiğine, bu yüzden derin düşünmenin gerekli olmadığına inanırlar. Dahası birtakım önemli konulara kıyısından köşesinden ilişenleri "Felsefe yapmal" diyerek azarladıkları bile olur. Oysa felsefe yapmak, "hayatı doğrudan deneyimleme tavrindan" ve "yaşamla yüzleşme" düşüncesinden ayrı tutulamaz. Hatta felsefeyle iç içe olan insan, yaşamın ne olduğunu sorgularken aynı zamanda yaşamın görünen yüzünün ötesine de nüfuz eder. Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Var olanın ardındaki gerçeği arar. B) Bireyin deneyimlerinden bağımsız değildir. C C) Sorunlara genelgeçer soyut çözümler sunar. D) Herkesin ilgilendiği bir alan değildir. E) Hayatın özünü ve anlamını sorgular.
11. Felsefede ortaya konulan her görüş bütün insanlarla,
dünyanın her yerindeki insanlarla ilgili olacaktır. Hatta
felsefede ortaya koyacağımız her belirleme şimdiyle ilgili
olduğu kadar geçmişle, geçmişle ilgili olduğu kadar
gelecekle de ilgili olacaktır.
Bu parçada felsefi düşüncenin hangi özelliği
vurgulanmaktadır?
A) Sorgulayıcı olma
B) Birikimli olma
C) Mantıksal olma
D) Refleksif olma
E) Evrensel olma
Felsefe
Felsefenin Alanı
11. Felsefede ortaya konulan her görüş bütün insanlarla, dünyanın her yerindeki insanlarla ilgili olacaktır. Hatta felsefede ortaya koyacağımız her belirleme şimdiyle ilgili olduğu kadar geçmişle, geçmişle ilgili olduğu kadar gelecekle de ilgili olacaktır. Bu parçada felsefi düşüncenin hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Sorgulayıcı olma B) Birikimli olma C) Mantıksal olma D) Refleksif olma E) Evrensel olma
11. Pazarda, halk meclisinde, mahkemede "sözün
gücü" bir gerçek. Malini ustaca sergileyebilen biri,
potansiyel aliciya hitap edemeyen birine göre daha
avantajlı. Mecliste iyi seçilmiş sözlerle çıkarlarını
SOSYAL BİLİM
TYT / Sosyal Bilimler
herkesin çıkarları gibi gösterebilen, bölük pörçük bir
sürü laf edenden daha inandırıcı. İşte Yunan kentle-
rinin sahip olduğu bu somut-tarihsel koşullar hitabet
sanatının bir ön koşulu olan eğitimi ihtiyaç haline
getiriyordu. Sofistler de bu ihtiyacı ücret karşılığında
gideriyorlardı.
Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisini
destekler?
Toplumsal yaşam, çağın felsefi akımlarından et-
kilenir.
Her felsefi akım temele kendinden önceki akım-
Bay
ların eleştirisini alır.
8 Çağın görüşlerine uymayan düşünceler kabul
görmezler.
D) Felsefe akımları, doğdukları yaşam koşullarını
yansıtırlar.
E) Filozoflar görüşleriyle toplumsal yaşamın değiş.
me yönünü etkilerler.
Felsefe
Felsefenin Alanı
11. Pazarda, halk meclisinde, mahkemede "sözün gücü" bir gerçek. Malini ustaca sergileyebilen biri, potansiyel aliciya hitap edemeyen birine göre daha avantajlı. Mecliste iyi seçilmiş sözlerle çıkarlarını SOSYAL BİLİM TYT / Sosyal Bilimler herkesin çıkarları gibi gösterebilen, bölük pörçük bir sürü laf edenden daha inandırıcı. İşte Yunan kentle- rinin sahip olduğu bu somut-tarihsel koşullar hitabet sanatının bir ön koşulu olan eğitimi ihtiyaç haline getiriyordu. Sofistler de bu ihtiyacı ücret karşılığında gideriyorlardı. Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisini destekler? Toplumsal yaşam, çağın felsefi akımlarından et- kilenir. Her felsefi akım temele kendinden önceki akım- Bay ların eleştirisini alır. 8 Çağın görüşlerine uymayan düşünceler kabul görmezler. D) Felsefe akımları, doğdukları yaşam koşullarını yansıtırlar. E) Filozoflar görüşleriyle toplumsal yaşamın değiş. me yönünü etkilerler.
TYT/Sosyal Bilimler
11. İnsan çok yönlü bir varlıktır. Bu durum insanın birbi-
rinden farklı soyut ve somut varlıklarla ilişki kurmasI-
13.
ni sağlar. Dolayısıyla insan için tek bir bilgi türünden
değil birçok bilgi türünden söz etmek gerekir. Bunu
şöyle açıklamak mümkündür. İnsan, varlığı üzerin-
de düşünmek ve yaşamının anlamını anlayabilmek
için felsefe bilgisine, yaşadığı dünyayı ve toplumu
anlayabilmek için bilimsel bilgiye, doğada var olan
nesneleri araç – gerece dönüstürebilmek için teknik
bilgiye, kendisindeki güzellik ve beğeni duygusunu
geliştirebilmek için sanat bilgisine ve arınmak için de
dini bilgiye gereksinim duymuştur.
Parçada anlatılan bilgi türlerinin ortak özelliği
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özne ile nesne arasında kurulan ilişki sonucun-
da ortaya çıkmışlardır.
B) Yaşamın amacını anlamamıza yardımcı olurlar.
C) insan hayatını kolaylaştırırlar.
D) İnsanın ruhsal yönden arınmasını ve rahatlama-
sını sağlarlar.
E) Bireyin beğeni ve güzellik duygusunu geliştirir-
ler.
Felsefe
Felsefenin Alanı
TYT/Sosyal Bilimler 11. İnsan çok yönlü bir varlıktır. Bu durum insanın birbi- rinden farklı soyut ve somut varlıklarla ilişki kurmasI- 13. ni sağlar. Dolayısıyla insan için tek bir bilgi türünden değil birçok bilgi türünden söz etmek gerekir. Bunu şöyle açıklamak mümkündür. İnsan, varlığı üzerin- de düşünmek ve yaşamının anlamını anlayabilmek için felsefe bilgisine, yaşadığı dünyayı ve toplumu anlayabilmek için bilimsel bilgiye, doğada var olan nesneleri araç – gerece dönüstürebilmek için teknik bilgiye, kendisindeki güzellik ve beğeni duygusunu geliştirebilmek için sanat bilgisine ve arınmak için de dini bilgiye gereksinim duymuştur. Parçada anlatılan bilgi türlerinin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Özne ile nesne arasında kurulan ilişki sonucun- da ortaya çıkmışlardır. B) Yaşamın amacını anlamamıza yardımcı olurlar. C) insan hayatını kolaylaştırırlar. D) İnsanın ruhsal yönden arınmasını ve rahatlama- sını sağlarlar. E) Bireyin beğeni ve güzellik duygusunu geliştirir- ler.
TYT - Sosyal Bilimler Testi
Zenon'a göre Aşil ve kaplumbağa yarıştığında ve kap-
lumbağanın yarışa önden başladığı düşünüldugunde, Aşi
ne kadar hızlı koşarsa koşsun kaplumbağaya yetişemez.
Çünkü Aşil her adımda kaplumbağa ile arasındaki mesa-
fenin yarısı kadar yol alacaktır. Bu yol sonsuza kadar
küçük parçalara bölünebildiğinden Aşil kaplumbagaya
asla yetişemez ve aradaki fark asla kapanmaz.
Bu parçada verilen görüşleri ile Zenon aşağıdakiler-
den hangisini savunmaktadır?
A Varlık dinamik bir süreçtir.
B) Varlık maddeden başka bir şey değildir.
Varlığın hareketinden söz edilemez.
Varlığın bilgisine ulaşılamaz.
E) Varlık değişime dayanır.
14. Hartmann'a go
lanan dört katr
yani cansiz va
diği katman
biyolojinin
ine
le alttan üste doğru sıra-
a tman inorganik katman
ve fizik biliminin incele-
l iklarif bulunduğu ve
c unci katman psikolo-
Felsefe
Felsefenin Alanı
TYT - Sosyal Bilimler Testi Zenon'a göre Aşil ve kaplumbağa yarıştığında ve kap- lumbağanın yarışa önden başladığı düşünüldugunde, Aşi ne kadar hızlı koşarsa koşsun kaplumbağaya yetişemez. Çünkü Aşil her adımda kaplumbağa ile arasındaki mesa- fenin yarısı kadar yol alacaktır. Bu yol sonsuza kadar küçük parçalara bölünebildiğinden Aşil kaplumbagaya asla yetişemez ve aradaki fark asla kapanmaz. Bu parçada verilen görüşleri ile Zenon aşağıdakiler- den hangisini savunmaktadır? A Varlık dinamik bir süreçtir. B) Varlık maddeden başka bir şey değildir. Varlığın hareketinden söz edilemez. Varlığın bilgisine ulaşılamaz. E) Varlık değişime dayanır. 14. Hartmann'a go lanan dört katr yani cansiz va diği katman biyolojinin ine le alttan üste doğru sıra- a tman inorganik katman ve fizik biliminin incele- l iklarif bulunduğu ve c unci katman psikolo-
2.) Bir nesnenin görüntüsü, onun asıl anlamını göstermez, bu görü-
nümler gerçek anlama ulaşmanın tek yoludur.
Bu parçada verilen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
()
A Fenomenoloji
By Sensualizm
Analitik felsefe
DJ Pragmatizm
Rasyonalizm
Felsefe
Felsefenin Alanı
2.) Bir nesnenin görüntüsü, onun asıl anlamını göstermez, bu görü- nümler gerçek anlama ulaşmanın tek yoludur. Bu parçada verilen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? () A Fenomenoloji By Sensualizm Analitik felsefe DJ Pragmatizm Rasyonalizm
12. İbn Rüşd'e göre din ve felsefenin alanları birbirinden
farklıdır, dolayısıyla bu iki alan birbirini desteklemez. Bu iki
farklı alan kendi içinde tutarlı bilgiler verir ve ikisinin verdiğ
bilgiler de doğrudur. Bu iki alanı birleştirmek gerekmez.
Ancak din ve felsefe insan için gereklidir.
İbn Rüşd'ün bu parçada açıklanan görüşlerine ne ad
verilir?
Çifte hakikat
B) Tasavvuf
C) Patristik felsefe
D) Nedensellik
E) İşrakilik
UcDört
Besl
Felsefe
Felsefenin Alanı
12. İbn Rüşd'e göre din ve felsefenin alanları birbirinden farklıdır, dolayısıyla bu iki alan birbirini desteklemez. Bu iki farklı alan kendi içinde tutarlı bilgiler verir ve ikisinin verdiğ bilgiler de doğrudur. Bu iki alanı birleştirmek gerekmez. Ancak din ve felsefe insan için gereklidir. İbn Rüşd'ün bu parçada açıklanan görüşlerine ne ad verilir? Çifte hakikat B) Tasavvuf C) Patristik felsefe D) Nedensellik E) İşrakilik UcDört Besl
15
12. Batlamyus'un “yer merkezli evren modeli” bir süre o
alandaki problemleri çözmüştür. Bir süre sonra onun
içindeki çelişkiler fark edilmiş fakat görmezden ge-
linmiştir. İşte ortadaki bu çelişkiler ve yetersizlikler
arttıkça bilimsel bunalım evresine girilmiş olur.
Bu parçaya göre bilim alanında bunalımların or-
taya çıkması aşağıdakilerden hangisine bağlan-
lo mıştır?
A)
Bilim adamlarının çevresel etkileri
B) Bilimin verilerinin kesin olmaması
6 Bilim adamlarının cesaretsizliği
D) Var olan paradigmaların problemin çözümünde
yetersiz kalması
ED Felsefi ilkelerle bilimsel verilerin çatışması
Helme
Felsefe
Felsefenin Alanı
15 12. Batlamyus'un “yer merkezli evren modeli” bir süre o alandaki problemleri çözmüştür. Bir süre sonra onun içindeki çelişkiler fark edilmiş fakat görmezden ge- linmiştir. İşte ortadaki bu çelişkiler ve yetersizlikler arttıkça bilimsel bunalım evresine girilmiş olur. Bu parçaya göre bilim alanında bunalımların or- taya çıkması aşağıdakilerden hangisine bağlan- lo mıştır? A) Bilim adamlarının çevresel etkileri B) Bilimin verilerinin kesin olmaması 6 Bilim adamlarının cesaretsizliği D) Var olan paradigmaların problemin çözümünde yetersiz kalması ED Felsefi ilkelerle bilimsel verilerin çatışması Helme
33. MÖ 585 yılında Yunan şehri Milet'te(Miletos) yaşa-
yan bir filozof, bir iddia ortaya attı. Buna göre, o yılın
A
A
A
ÇE DENEME SINAVI - 1
34.
ula-
yon
zda
atta
ya-
da
ğa
ük
28 Mayıs'ında tam Güneş tutulması yaşanacaktı.
Astronomik gözlemlere dayanılarak yapılan böy-
lesi tahminler antik dünya için duyulmamış bir şeydi.
Yunan dünyasındaki pek az insan, tutulmalar gibi
göksel olayların önceden tahmin edilebileceğine ina-
niyordu. İnsanların çoğu kendilerini her şeye kadir
tanrıların kollarına bırakmıştı. Tüm bunlara rağmen
Miletli bilgin Thales (MÖ 620-546) insan bilgisinin
doğa olaylarının anlaşılmasını mümkün kılabileceği
yönündeki iddiasında israrcı oldu. Tam da Thales'in
söylediği tarihte, bugün Türkiye sınırları içerisinde
kalan bir bölge karanlığa gömüldü. Tutulma Miletli-
leri korkutmuş, Thales'i ise haklı çıkarmıştı. Bu olay
Batı bilim tarihinin miladi olarak kabul edildi.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ula-
şılamaz?
n
a
A) Bilim insanlarının çok eski dönemlerden beri
doğa olaylarını açıklamaya çalıştığına
B) Eski zamanlarda çoğu kişinin doğa olaylarının
önceden tahmin edilemeyeceğine inandığına
C) Milattan önceki yıllarda filozofların doğa olayla-
rıyla ilgili dikkat çekici iddialar ortaya attığına
D) Thales'in Güneş tutulmasıyla ilgili savinin doğru
çıkmasının bilim tarihinde çok önemli bir döne-
meç sayıldığına
Miletlilerin Güneş tutulmasından korkmamayı
Thales sayesinde öğrendiğine
Felsefe
Felsefenin Alanı
33. MÖ 585 yılında Yunan şehri Milet'te(Miletos) yaşa- yan bir filozof, bir iddia ortaya attı. Buna göre, o yılın A A A ÇE DENEME SINAVI - 1 34. ula- yon zda atta ya- da ğa ük 28 Mayıs'ında tam Güneş tutulması yaşanacaktı. Astronomik gözlemlere dayanılarak yapılan böy- lesi tahminler antik dünya için duyulmamış bir şeydi. Yunan dünyasındaki pek az insan, tutulmalar gibi göksel olayların önceden tahmin edilebileceğine ina- niyordu. İnsanların çoğu kendilerini her şeye kadir tanrıların kollarına bırakmıştı. Tüm bunlara rağmen Miletli bilgin Thales (MÖ 620-546) insan bilgisinin doğa olaylarının anlaşılmasını mümkün kılabileceği yönündeki iddiasında israrcı oldu. Tam da Thales'in söylediği tarihte, bugün Türkiye sınırları içerisinde kalan bir bölge karanlığa gömüldü. Tutulma Miletli- leri korkutmuş, Thales'i ise haklı çıkarmıştı. Bu olay Batı bilim tarihinin miladi olarak kabul edildi. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ula- şılamaz? n a A) Bilim insanlarının çok eski dönemlerden beri doğa olaylarını açıklamaya çalıştığına B) Eski zamanlarda çoğu kişinin doğa olaylarının önceden tahmin edilemeyeceğine inandığına C) Milattan önceki yıllarda filozofların doğa olayla- rıyla ilgili dikkat çekici iddialar ortaya attığına D) Thales'in Güneş tutulmasıyla ilgili savinin doğru çıkmasının bilim tarihinde çok önemli bir döne- meç sayıldığına Miletlilerin Güneş tutulmasından korkmamayı Thales sayesinde öğrendiğine
12. Pragmatizm, bir bilginin doğruluğunun gerçeklikle
ilişkisine bakılarak saptanamayacağını savunur. Bil
yetimizi oluşturan duyu organları ve akıl; gerçekliği,
olduğu gibi kavramak üzere yapılanmamıştır. Aklın
ve duyu organlarının asıl işlevi, yaşamımızı doğal
yapımıza ve gereksinimlerimize uygun bir biçimde
düzenleyebilmemizi sağlayan yol ve araçları
göstermektir. Bu nedenle pragmatizmi savunan
düşünürler; duyu organlarının sağladığı verilerin,
şeylerdeki gerçek niteliklere karşılık gelmesi veya
aklın bu verileri düzenleyişinin gerçeklikle örtüşmesi
gerektiğine inanmazlar.
Bu parçada pragmatizmin eleştirdiği doğruluk
ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tutarlılık
eipnerl nobieiollu
B) Uygunluk
gees so
D) Tümel uzlaşım
C) Apaçıklık
splod
E) YararlılıkE 10y
(8
nsteibniH A
Felsefe
Felsefenin Alanı
12. Pragmatizm, bir bilginin doğruluğunun gerçeklikle ilişkisine bakılarak saptanamayacağını savunur. Bil yetimizi oluşturan duyu organları ve akıl; gerçekliği, olduğu gibi kavramak üzere yapılanmamıştır. Aklın ve duyu organlarının asıl işlevi, yaşamımızı doğal yapımıza ve gereksinimlerimize uygun bir biçimde düzenleyebilmemizi sağlayan yol ve araçları göstermektir. Bu nedenle pragmatizmi savunan düşünürler; duyu organlarının sağladığı verilerin, şeylerdeki gerçek niteliklere karşılık gelmesi veya aklın bu verileri düzenleyişinin gerçeklikle örtüşmesi gerektiğine inanmazlar. Bu parçada pragmatizmin eleştirdiği doğruluk ölçütü aşağıdakilerden hangisidir? A) Tutarlılık eipnerl nobieiollu B) Uygunluk gees so D) Tümel uzlaşım C) Apaçıklık splod E) YararlılıkE 10y (8 nsteibniH A
A
Y
1
--
A
28 Tarihle fazla ilgilenmiyorum. "Bir düşünürün ancak Y
tarihsel arka planıyla anlaşabileceği" sözü, basma-
kalp bir sözdür. Ancak bütün basmakalıp sözler gibi
o da en fazla bir yarı doğruyu ifade eder. Yunan tari-
hi hakkında ayrıntılı bir bilginin Yunan felsefesi anla-
yışımızı büyük ölçüde artırabileceğine inanmıyorum.
F
Felsefe, uzay ve zaman sınırlarının ötesindedir. Fi-
lozoflar, küçük uzamsal-zamansal canlılarsa da on-
lann küçük uzamsal-zamansal ilgilerine özel dikkat,
felsefelerini aydınlatmaktan daha çok engeller.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan-
maktadır?
Felsefenin kültüre bağlı olduğu
Felsefenin evrensel olduğu
Felsefecilerin de sıradan bir yaşam sürdürdükleri
Felsefenin tarihsel süreçlerle anlaşılabileceği
Felsefelerini anlamak için filozofların tanınması
gerektiği
Felsefe
Felsefenin Alanı
A Y 1 -- A 28 Tarihle fazla ilgilenmiyorum. "Bir düşünürün ancak Y tarihsel arka planıyla anlaşabileceği" sözü, basma- kalp bir sözdür. Ancak bütün basmakalıp sözler gibi o da en fazla bir yarı doğruyu ifade eder. Yunan tari- hi hakkında ayrıntılı bir bilginin Yunan felsefesi anla- yışımızı büyük ölçüde artırabileceğine inanmıyorum. F Felsefe, uzay ve zaman sınırlarının ötesindedir. Fi- lozoflar, küçük uzamsal-zamansal canlılarsa da on- lann küçük uzamsal-zamansal ilgilerine özel dikkat, felsefelerini aydınlatmaktan daha çok engeller. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan- maktadır? Felsefenin kültüre bağlı olduğu Felsefenin evrensel olduğu Felsefecilerin de sıradan bir yaşam sürdürdükleri Felsefenin tarihsel süreçlerle anlaşılabileceği Felsefelerini anlamak için filozofların tanınması gerektiği
Akla dayalı düşünme bir anda başlamamıştır. İlk
medeniyetlerin düşünce tarihine katkılarıyla felse-
fenin de doğuş koşullarının hazırlandığı söylene-
bilir. Mezopotamya, Misir, Hint, Çin, İran gibi ilk
medeniyetlerin gerek doğayı açıklamaya yönelik
yaklaşımları, gerekse inanış biçimleri, felsefe için
bir zemin hazırlamıştır. Matematik, geometri, astro-
nomi gibi bilimler, yazılı kültüre geçiş ve yazılı hukuk
kurallarının oluşturulması düşünce tarihini bir adım
öteye taşımış ve insanlığı akılla dünyayı anlamaya
yöneltmiştir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Eski
Yunan Uygarlığı'nda felsefi düşünce başlamıştır.
Bu parçaya göre felsefenin doğuşunu aşağıda-
kilerden hangisi sağlamıştır?
A) Bilimsel araştırma yöntemlerinin gelişmesi X
B) Farklı kültürlere ait bilgi birikiminin yeterli düze-
ye gelmesi
C) Mitsel düşünce tarzının felsefeyi geliştirmesi
D) İlk filozofların doğaya yönelmesi
six
E) Ahlak ve toplum sorunlarının felsefeyi zorunlu
kılması
X
Felsefe
Felsefenin Alanı
Akla dayalı düşünme bir anda başlamamıştır. İlk medeniyetlerin düşünce tarihine katkılarıyla felse- fenin de doğuş koşullarının hazırlandığı söylene- bilir. Mezopotamya, Misir, Hint, Çin, İran gibi ilk medeniyetlerin gerek doğayı açıklamaya yönelik yaklaşımları, gerekse inanış biçimleri, felsefe için bir zemin hazırlamıştır. Matematik, geometri, astro- nomi gibi bilimler, yazılı kültüre geçiş ve yazılı hukuk kurallarının oluşturulması düşünce tarihini bir adım öteye taşımış ve insanlığı akılla dünyayı anlamaya yöneltmiştir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Eski Yunan Uygarlığı'nda felsefi düşünce başlamıştır. Bu parçaya göre felsefenin doğuşunu aşağıda- kilerden hangisi sağlamıştır? A) Bilimsel araştırma yöntemlerinin gelişmesi X B) Farklı kültürlere ait bilgi birikiminin yeterli düze- ye gelmesi C) Mitsel düşünce tarzının felsefeyi geliştirmesi D) İlk filozofların doğaya yönelmesi six E) Ahlak ve toplum sorunlarının felsefeyi zorunlu kılması X
11. Felsefeyle uğraşmak, kişinin en azından olaylara
normalde beklenenden daha derinlemesine bak-
maya gayret ettiği anlamına gelir. Felsefeyle ilgi-
lenen öğrencilerin, fikirleri ve görüşleri kural olarak
yalnızca makbul görülen değerlere bakarak kabul
etmeyecekleri söylenebilir. Bu öğrenci, herkesin
bildiği günlük gazete başlıklarının ötesinde satır
aralarına bakacak, ona göre düşünecektir ve kar-
maşık sorulara verilen kestirme yanıtlarla karşılaş-
tığında rahatsızlık duyacaktır. Aksine o kanaatleri
etkileyen, bakış açılarını yaratan ve ideolojileri be-
lirleyen temel mahiyetteki tutumları araştıracaktır.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan
hangisine ulaşılamaz?
Felsefe, dogmatik ilkeler üzerinde temellenen
bir düşünme etkinliği değildir.
Felsefe salt görünenlere kendjini bağlı kılarak
düşünme sürecini gerçekleştirmez.
Felsefi bakış bir yönüyle var olanların temelin-
deki belirleyici ilkeleri araştırmaktır.
Felsefi sorgulama, kişiye dünya karşısında sis-
tematik ideolojiler geliştirme imkânı sunar.
Felsefi düşünme otoriter görüşleri karşıya al-
ma cesaretini içerir.
Felsefe
Felsefenin Alanı
11. Felsefeyle uğraşmak, kişinin en azından olaylara normalde beklenenden daha derinlemesine bak- maya gayret ettiği anlamına gelir. Felsefeyle ilgi- lenen öğrencilerin, fikirleri ve görüşleri kural olarak yalnızca makbul görülen değerlere bakarak kabul etmeyecekleri söylenebilir. Bu öğrenci, herkesin bildiği günlük gazete başlıklarının ötesinde satır aralarına bakacak, ona göre düşünecektir ve kar- maşık sorulara verilen kestirme yanıtlarla karşılaş- tığında rahatsızlık duyacaktır. Aksine o kanaatleri etkileyen, bakış açılarını yaratan ve ideolojileri be- lirleyen temel mahiyetteki tutumları araştıracaktır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? Felsefe, dogmatik ilkeler üzerinde temellenen bir düşünme etkinliği değildir. Felsefe salt görünenlere kendjini bağlı kılarak düşünme sürecini gerçekleştirmez. Felsefi bakış bir yönüyle var olanların temelin- deki belirleyici ilkeleri araştırmaktır. Felsefi sorgulama, kişiye dünya karşısında sis- tematik ideolojiler geliştirme imkânı sunar. Felsefi düşünme otoriter görüşleri karşıya al- ma cesaretini içerir.
14. Bütün fikirler ve bilgilerin kaynağı duyular ve deneydir.
Insan zihni doğuştan bomboştur ve dış dünyadan ge-
len, duyular aracılığı ile alınan bilgilere aynalık yapar.
Locke'un bu açıklamasına dayanarak aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A) Bilginin kaynağı dış dünyadır.
B) Akıl dış dünyanın bilgilerine aynalık yapar.V
CDeney dünyasının verileri olmadan da bilgi oluşur.
D) Akıldaki bilgilerin kökeninde dış dünyanın verileri
vardır.
E) Duyu organları dış dünyanın bilgisinin taşınmasına
aracılık yapar.
Felsefe
Felsefenin Alanı
14. Bütün fikirler ve bilgilerin kaynağı duyular ve deneydir. Insan zihni doğuştan bomboştur ve dış dünyadan ge- len, duyular aracılığı ile alınan bilgilere aynalık yapar. Locke'un bu açıklamasına dayanarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Bilginin kaynağı dış dünyadır. B) Akıl dış dünyanın bilgilerine aynalık yapar.V CDeney dünyasının verileri olmadan da bilgi oluşur. D) Akıldaki bilgilerin kökeninde dış dünyanın verileri vardır. E) Duyu organları dış dünyanın bilgisinin taşınmasına aracılık yapar.
Felsefe çok kullanıldığı hâlde anlamı az bilinen bir sözcüktür. Söz ge-
limi Oğuz için arkadaşı "onun hayat felsefesi gününü gün etmektir."
diyor. Bir firma satış felsefesini "Müşterileri mutsuz etmektense da-
ha az kazanmaya razıyız." şeklinde özetliyor. Bir banka kendini diğer
bankalardan farklı göstermek için "Bizim felsefemiz hepsinden fark-
lidir." sloganıyla reklam yapiyor. Felsefenin kelime anlamının dışın-
da kullanılışıyla ilgili bu tarz örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Değişik
anlamlar yüklenen felsefe sözcüğü aslında Herakleides Pontikos'un
söylediğine göre ilk olarak Pythagoras tarafından kullanılmış, Yunan-
S
an ca "philosophia" sözcüğünden gelmektedir.
Dilimize "felsefe" olarak geçen "philosophia'nın kelime anlamı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçeklik bilgisi
B) Yaşam atılımı
C) Bilgelik sevgisi
- Hayat görüşü
E) Yaşama sevinci
(2012/YGS
Felsefe
Felsefenin Alanı
Felsefe çok kullanıldığı hâlde anlamı az bilinen bir sözcüktür. Söz ge- limi Oğuz için arkadaşı "onun hayat felsefesi gününü gün etmektir." diyor. Bir firma satış felsefesini "Müşterileri mutsuz etmektense da- ha az kazanmaya razıyız." şeklinde özetliyor. Bir banka kendini diğer bankalardan farklı göstermek için "Bizim felsefemiz hepsinden fark- lidir." sloganıyla reklam yapiyor. Felsefenin kelime anlamının dışın- da kullanılışıyla ilgili bu tarz örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Değişik anlamlar yüklenen felsefe sözcüğü aslında Herakleides Pontikos'un söylediğine göre ilk olarak Pythagoras tarafından kullanılmış, Yunan- S an ca "philosophia" sözcüğünden gelmektedir. Dilimize "felsefe" olarak geçen "philosophia'nın kelime anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Gerçeklik bilgisi B) Yaşam atılımı C) Bilgelik sevgisi - Hayat görüşü E) Yaşama sevinci (2012/YGS
15. Kral II. Charles'ın gözdesi engin bilgili Irlandalı Eriu-
gena bir akşam yemeğinde kralın kelime oyunu ya-
parak kendisine yönelttiği 'Bir İrlandalı'yı bir aptaldan
ayıran nedir?' sorusuna 'masa' yanıtını verecek ka-
dar cesurdur. Bu cesaretini kiliseye karşı da gösterir.
Ona göre felsefe ve dinin özü aynıdır; açıklamak, ta-
nimlamak ve çözümlemek. Gerçek akıl kendi gücü-
ne dayanır. Bu nedenle de kutsal papalardan ya da
başka bir yetkiden gelen desteğe gereksinim yoktur.
Bu durum Eriugena'nın;
1. Teolojiyle ilgilenmediği,
II. Rasyonalist olduğu,
III. Teizmin dini ritüellerini sorguladığı
sonuçlarından hangilerini doğrular?
Felsefe
Felsefenin Alanı
15. Kral II. Charles'ın gözdesi engin bilgili Irlandalı Eriu- gena bir akşam yemeğinde kralın kelime oyunu ya- parak kendisine yönelttiği 'Bir İrlandalı'yı bir aptaldan ayıran nedir?' sorusuna 'masa' yanıtını verecek ka- dar cesurdur. Bu cesaretini kiliseye karşı da gösterir. Ona göre felsefe ve dinin özü aynıdır; açıklamak, ta- nimlamak ve çözümlemek. Gerçek akıl kendi gücü- ne dayanır. Bu nedenle de kutsal papalardan ya da başka bir yetkiden gelen desteğe gereksinim yoktur. Bu durum Eriugena'nın; 1. Teolojiyle ilgilenmediği, II. Rasyonalist olduğu, III. Teizmin dini ritüellerini sorguladığı sonuçlarından hangilerini doğrular?