Felsefe Soruları
TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
Felsefe
Ahlak FelsefesiE) Akil bilgisi dinin bilgilerini de içerir.
B) Dinde akla ters olan hakikatler vardır.
C) Din ile akil birbirinden ayrı düşünülemez.
D) Dindeki bazı hakikatler aklı aşmaktadır.
14 Aquinolu Thomas'a göre, eğer din ile felsefe arasında bir
çelişki ortaya çıkarsa, dini felsefeyle uzlaştırmak yerine,
problem oluşturan nokta önceden belirlenmiş bir hakikat
anlayışına bağlanır. Bu, bir noktadan sonra sadece inanıl-
ması gereken bir alan var demektir. Elbette din, iddia et-
tiği hakikatlerin prensipte araştırılıp incelenmesine karşı
değildir. Ancak yapılacak araştırmanın sonucu, dinin iddi-
alarını olumlamalıdır. Eğer, beklenen olumlu destek ol-
mazsa, felsefenin ulaştığı hatalı sonuç, dinin denetimiyle
düzeltilmeli veya hatalı kabul edilip ondan vazgeçilmelidir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkar?
A) Hakikati bilmek akıl ile olanaklıdır,
Felsefe
Bilim Felsefesi12. Modern dönemde, bir filozofun düşüncelerini oluş-
tururken zorunlu olarak eldeki bilimsel bilgileri
dikkate alması, ulaşılan bilimsel bilgi düzeyinin filo-
zofun düşünceleri üzerinde önemli ve belirleyici bir
etkisinin olması gibi, Orta Çağ'da da filozof, öncelik-
le ve temelde felsefi düşüncelerini dini dogmalarla
uzlaştırma çabası içinde olmuştur.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil-
miştir?
A) Orta Çağ'da, felsefenin dine teorik bir çerçeve,
felsefi bir temel sağladığından
B) Orta Çağ felsefesinin aklı esas alan bir düşün-
Ce ortaya koymasından
Orta Çağ felsefesinin Tanrı'nın varlığı üzerine
şekillendiğinden
Orta Çağ felsefesinin Antik Yunan felsefesine
bir başkaldırı olduğundan
EY Orta Çağ felsefesinin etki alanı bakımından
oldukça sınırlı kaldığından
Felsefe
Bilim Felsefesi4.
Olguculuğa karşı tutum sergileyen Popper, felsefe ve metafizi-
ğin savunuculuğunu mantıkçı pozitivist düşünürlere karşı yap-
mıştır. Popper'a göre felsefesi açısından mantıkçı pozitivistlerin
kabul ettiği ilke, bilime sınır koymanın ölçütü değildir. Çünkü
doğru olmayan tüm kuramlar için de onaylama ve doğrulama
kabul edebiliriz. Her olgu, kuram ile uyuşan özelliğe sahip olabi-
lir. Kurama dayalı tüm örnekleri gözlememiz ise imkânsızdır. Biz
her ne kadar gözlemleyemesek de uyuşan örnekler elbette var
olacaktır. Bundan dolayı bu uyuşan örneklerden yola çıkıp bilim-
sellik üzerine yargıda bulunmak doğru olmayacaktır. Ancak zıtı
olan yapıda yanlışlanamayan hiçbir önerme bilimsel nitelik taşı-
maz. Bir kuramın yanlışlanamaz olması onun kusurlu niteliğidir.
Popper'a göre önermeye sınır koymamızın, bilimsel olarak nitele-
memizin tek ölçütü yanlışlanabilirliktir. Çok sayıdaki gözlemler bir
kuramı doğrulamaya yetmezken, tek bir yanlışlayıcı örnek onun
yetersizliğini ya da yanlışlığını göstermek için yeterli olur.
Karl Popper'ın pozitivist bilim anlayışında karşı çıktığı temel
ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?
A) Deney
B) Analoji
C) Tümdengelim
D) Doğrulama
E) Yanlıştama
8. FASİKÜL
Felsefe
Ahlak Felsefesi12. Mutlu olmak istiyorsam birlikte yaşadığım insanların
eylemlerinin benim yararıma olmasını sağlamak
durumundayım. Bunun için benim eylemlerimin de birlikte
yaşadığım insanlara yararlı olması gerekecektir. Bireysel
çıkarlar toplumsal çıkarlara bağlıdır.
Bu parçada ifade edilen görüşler aşağıdaki
filozoflardan hangisine aittir?
A) Epiküros
B) Spinoza
C) Farabi
D) Mill
E) Kant
Felsefe
Bilim Felsefesi12. Bilim yaşamla iç içe olduğundan insan yaşaminin
konforunu arttırabildiği gibi insan için bir yıkım aracı
da olabilir. Örneğin; bilimsel çalışmalar sonucu gelis.
tirilen röntgen cihazı, bir hastalığın tedavisinde fayda
sağladığı gibi yanlış ya da gereksiz kullanımı yüzün-
den alınan radyasyon da ciddi bir hastalığı başlata-
bilir
Bu parça aşağıdakilerden hangisini vurgulamak-
tadır?
A) Bilimsel yöntemi
B) Bilimsel teoriyi
C) Bilimin değerini v
D) Bilimsel gözlemleri
E) Bilime farklı yaklaşımları
Felsefe
Varlık Felsefesi14. Hegel'e göre varlıktan önce idea vardı. Hegel buna tez
adını verir. İdea gerçeklikten yoksun bir imkânlar
dünyasıdır. İdea, gerçeklik kazanmak ister ve kendini dışa
vurur, dışlaştırır. Bu, antitez durumudur. İdeanın kendini
dışlaştırması ile doğa dünyası meydana gelir. İdea, doğa
varlığı olmakla gerçeklik kazanmıştır, ama özgürlüğünü
kaybetmiştir. Gerçeklik kazanmış idea, özgürlüğüne
yeniden kavuşmak için kendine geri dönerek ruhi ve tinsel
dünyayı meydana getirir. Bu da sentez durumudur.
Hegel'in bu parçada savunduğu görüş aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Evrendeki değişme özde değil görünüştedir.
B) Gerçek varlık hem idea hem maddedir.
C) Karşıtlıklar arasındaki çatışma varlığı oluşturur.
D) Varlıktaki değişimin belirli bir yasası yoktur.
İdea diyalektik bir süreçle değişir.
USDöri
cini
Felsefe
Varlık FelsefesiE) Gerçekliği olduğu gibi yansıtan duyulardır.
14. Hegel'e göre, "mutlak ruh" ilk önce kendisindedir.
ması on
D) Duyuların yanıltıcılığı bir ya
bir şey değildir
Temel Yeterlilik Testi
Potansiyel olarak kendisinde bulunan gücünü he-
nüz gerçekleştirmemiştir (Tez aşaması). Mutlak ru-
hun kendini tanıması ve olanaklarını görebilme-
si için kendisine gerçeklik kazandırması gerekir.
Mutlak ruh kendisini ilk kez doğada gerçekleştirir
(Antitez aşaması). Doğa ya da dünya farklılaşmış
"mutlak ruh"tur. Mutlak ruh, doğada kendisinden
başka bir şeye dönüşerek özüne aykırı düşmüş-
tür. O, doğada kendi özü ile çelişmiştir. Bu çelişki
kültür dünyasının yaratılmasına yol açmıştır (sen-
tez aşaması). Mutlak ruh bu aşamada kendine dö-
ner. Bu süreç böyle devam eder gider.
Hegel'in parçadaki yaklaşımı aşağıdakilerden
hangisini destekler?
A) Değişimin nesnesi somuttur.
B) Varlıktaki değişim belirsizdir.
C) Varlık ve değişimin ilkesi birden çoktur.
D) Doğadaki varlıklara anlam verilemez.
E) Değişme diyalektik bir süreç izler.
Felsefe
Öğrenme13. Hobbes a gore evren, mekanik hareket yasaları tarafın-
dan yönetilen cisimlerden oluşur. Insan ve hayvan da
bu yasalara bağlıdır
. Evrende töz olarak yalnızca mad-
de vardır.
Hobbes'in bu parçada açıklanan görüşleri aşağıda-
ki felsefi akımlardan hangisiyle paralellik gösterir?
A) idealizm
B) Nihilizm
C) Materyalizm
DJ Fenomenizm
Đúalizm
14. Bizim gibi yaşayan fakat mermer kabuğu nedeniyle du-
yum alamayan bir heykel düşünelim. Bu kabuğun çe-
şitli parçaları kaldırıldıkça heykel zihin yaşamına kavu-
şur. Önce koku organını örten mermer kaldırılır. Bu an-
dan itibaren heykelin koku alma özelliği vardır. Ona bir
gül gösterilir ve heykel artık gül kokusunu hisseder. Hey-
kele çeşitli kokular koklatalım. Heykel bu farklı kokula-
n karşılaştırır, bazılarını hoş bulur ve onlara karşı sevgi
ve sempati duyar. Hoş bulmadıklarına karşı nefret, kin,
korku vb. duygular hisseder. Bu şekilde yavaş yavaş
karar, düşünme, tartma, soyutlama, tek kelimeyle zekâ
oluşur.
Condillac'ın bu parçada açıklanan görüşleri aşağı-
daki felsefi akımlardan hangisi ile paralellik göste-
rir?
A) Rasyonalizm
B) Emipirizm
C) Varoluşçuluk
D Fenomenoloji
E) Yeni ontoloji
LÍMÍTALARI
YAYINLARI
Felsefe
Felsefenin Alanı33. MÖ 585 yılında Yunan şehri Milet'te(Miletos) yaşa-
yan bir filozof, bir iddia ortaya attı. Buna göre, o yılın
A
A
A
ÇE DENEME SINAVI - 1
34.
ula-
yon
zda
atta
ya-
da
ğa
ük
28 Mayıs'ında tam Güneş tutulması yaşanacaktı.
Astronomik gözlemlere dayanılarak yapılan böy-
lesi tahminler antik dünya için duyulmamış bir şeydi.
Yunan dünyasındaki pek az insan, tutulmalar gibi
göksel olayların önceden tahmin edilebileceğine ina-
niyordu. İnsanların çoğu kendilerini her şeye kadir
tanrıların kollarına bırakmıştı. Tüm bunlara rağmen
Miletli bilgin Thales (MÖ 620-546) insan bilgisinin
doğa olaylarının anlaşılmasını mümkün kılabileceği
yönündeki iddiasında israrcı oldu. Tam da Thales'in
söylediği tarihte, bugün Türkiye sınırları içerisinde
kalan bir bölge karanlığa gömüldü. Tutulma Miletli-
leri korkutmuş, Thales'i ise haklı çıkarmıştı. Bu olay
Batı bilim tarihinin miladi olarak kabul edildi.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ula-
şılamaz?
n
a
A) Bilim insanlarının çok eski dönemlerden beri
doğa olaylarını açıklamaya çalıştığına
B) Eski zamanlarda çoğu kişinin doğa olaylarının
önceden tahmin edilemeyeceğine inandığına
C) Milattan önceki yıllarda filozofların doğa olayla-
rıyla ilgili dikkat çekici iddialar ortaya attığına
D) Thales'in Güneş tutulmasıyla ilgili savinin doğru
çıkmasının bilim tarihinde çok önemli bir döne-
meç sayıldığına
Miletlilerin Güneş tutulmasından korkmamayı
Thales sayesinde öğrendiğine
Felsefe
Organizma ve ÇevreYanit Yayınla
minin,
-ylami-
boyla-
12. Stoacılar, tüm insanların evrene hâkim olan Tanrı'nın çocuk-
ları olduğuna inandıkları için tek bir dünya devletinin olma-
si gerektiğini savunurlar. Tanrı'nın koyduğu, insan doğası-
na uygun ve değişmez kurallar mevcuttur. “Doğal yasalar"
ya da “doğal hukuk” adı verilen bu kurallar, devletin koydu-
ğu yasalardan üstündür. Doğal hukuk, zaman ve mekân üs-
tüdür, her insan için aynı ve geçerlidir. İnsan yapısı olan dev-
let, mülkiyet, kölelik vs. doğal değil yapay kurumlardır ve
doğal yaşama terstir. Stoacılığa ait, tüm bu düşünceler da-
ha sonraki dönemlerde Hristiyanlık tarafından kısmen yeni-
den yorumlanarak benimsenecektir.
ngisi-
dir.
esine
Bu parçaya dayanılarak aşağıdaki genellemelerden han-
gisine ulaşılabilir?
a za-
Veb-
A) İnsan ürünü hukuk kuralları insanın doğasına aykırıdır.
B) Hukuk kurallarının kaynağı doğal hukuktur. A
C) İktidar kaynağını toplumdan alır.
D) Devletler barış içinde yaşamalıdır.
E) Toplumsal kurumlar insanın özüne uygundur.
umu
13
Felsefe
Felsefenin Alanı12. Pragmatizm, bir bilginin doğruluğunun gerçeklikle
ilişkisine bakılarak saptanamayacağını savunur. Bil
yetimizi oluşturan duyu organları ve akıl; gerçekliği,
olduğu gibi kavramak üzere yapılanmamıştır. Aklın
ve duyu organlarının asıl işlevi, yaşamımızı doğal
yapımıza ve gereksinimlerimize uygun bir biçimde
düzenleyebilmemizi sağlayan yol ve araçları
göstermektir. Bu nedenle pragmatizmi savunan
düşünürler; duyu organlarının sağladığı verilerin,
şeylerdeki gerçek niteliklere karşılık gelmesi veya
aklın bu verileri düzenleyişinin gerçeklikle örtüşmesi
gerektiğine inanmazlar.
Bu parçada pragmatizmin eleştirdiği doğruluk
ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tutarlılık
eipnerl nobieiollu
B) Uygunluk
gees so
D) Tümel uzlaşım
C) Apaçıklık
splod
E) YararlılıkE 10y
(8
nsteibniH A
Felsefe
Siyaset FelsefesiEMeşruiyet- Bürokraşi
6. Siyaset felsefesi siyasi olay ve olguları felsefeye
özgü bir şekilde ele alıp inceler.
Buna göre;
1. Değer yargıları içermez.
II. Siyasette olanı inceler.
III. Eleştirel ve sorgulayıcıdır.
IV. Ideal siyasal düzeni açıklamaya çalışır.
yargılarından hangileri siyaset felsefesinin
bir özelliği değildir?
A) Yalnız I
B) Yainız II
C) I ve II
D) II ve IV
E) I, NI ve IV
BENİM HOCAM TYT
Felsefe
Ahlak Felsefesi12. Mutluluk, yaşamımızın temel amacıdır. Tüm çabalarımız
onun içindir. Gezmek, eğlenmek, arkadaşlarla olmak, bir
amaç için çabalamak, kendimizi geliştirmek vs. tümünün
altında bize verdiği mutluluk vardır. İnsanoğlu hep mut-
luluğun peşinde olmuştur. Bunu kimi zaman alkol ya da
uyuşturucu ile de yakalamaya çalışsa da sonrasında bun-
ların etkisindeyken elde ettiği mutluluklar hep sahte gel-
miştir.
Parçaya göre davranışlarımızın mutluluk vermesi için
aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
A) Mazza yönelik olması
B) İradi eyleme dayanması
C) Bireysel çıkar içermesi
D) Fayda amaçlı olması
E) Değer yargılan içermesi
Felsefe
Öğrenme35. Hepimiz
Hepimizde beklentilerimizi desteklemeyen kanıtları
göz ardı etme eğilimi vardır. Örneğin bir insan,
gördüğü bir rüya gerçekleştiğinde, o zamana dek
gerçekleşmeyenleri unutarak bunun, rüyalarının
gerçek olduğunu kanıtladığını söyleyecektir. Oysa
tekil örneklerden hareketle genellemeler yapmak doğru
değildir. Bu noktada görevimiz, iyi temellendirilmiş bir
hipotez oluşturduktan sonra onu can alıcı bir deneyden
geçirmektir. Eğer deneyler hipotezi doğrularsa
bulduğumuz gerçekten de bir doğa yasasıdır. Artık
tekil örnekleri bu yasadan güvenle çıkarsayabilir,
başka bir deyişle doğru öngörülerde bulunabiliriz.
Böylece, bilimsel bir yasa bulma sürecinde özelden
genele geçeriz.
Bu parçada anlatılanlar, bilim felsefesinin hangi
sorusuyla ilişkilendirilebilir?
A) Bilimsel yöntem nedir?
B) Bilim nedir?
C) Bilimsel doğruluk nedir?
D) Bilimsel sonuç nedir?
E) Bilimsel kuram nedir?
Felsefe
Din Felsefesi11. ElKindî'ye göre âlem (evren), kadîm (öncesiz) değil
hâdistir (sonradan olan). Onun bilfiil (eylemli olarak)
gerçekleşmesi hâdis olmasındandır. Âlemin sonra-
dan yaratilan olduğunu kanıtlamak için âlemde za-
manla değişim olduğunu ve zamanın olmasının da
âlemin sonlu olduğuna kanıt olduğunu ileri sürer.
Âlem sonlu olduğuna göre bir başlangıcı ve bir baş-
latıcısı vardır, görüşündedir.
Bu parça İslam felsefesinde ele alınan problem-
lerden hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Tümellerin varlığı
B) Irade özgürlüğü
C) Yaratıcının varlığı D) Ruhun ölümsüzlüğü
E) Akıl-inanç ilişkisi
Diğer sayfaya geçiniz.
12
Felsefe
Bilgi FelsefesiFelsef Düşüncenin Nitelikleri - II
FELSEFE
08
TEST
1. ÜNİTE
10. Refleksif olma
II. Nesnel olma
III. Kümülatif olma(yığılgan olma)
IV. Statik olma
insanoğu binlerce yol önce başlayan yaşam serüveninde
doğasınde bulunan marak ve bilme isteği doğrultusunda
doğayı even kısaca tüm evreni ve varoluşu bilmek iste-
di ve tüm bunlar insanlann birtakım sorular sormasına ve
evreni araştırmasına sebep oldu. İşte bu arayış ve sorgu-
lama etkinliği felsefenin ortaya çıkmasını ve bugüne kadar
tarih boyunca tartışılmasını sağladı.
V. Rölatif olma
1. İnsanoğlu içinde ya
le işleyen yasaları
olmuştur. Uzun bir
felsefeyle yürütüle
nabilir kesin bir s
Böylece her bir
Yukarıda verilen özeliklerden hangileri felsefenin özel-
liklerindendir?
Bu açıklamayı göz önüne alacak olursak felsefe tarihin-
de aşağıdaki hangi soruya felsefe yanıt aramamıştır?
A) I ve IV
B) Il ve V
zamanla bağımsız
C) I, III ve IV
E) II, III ve IV
A Nereden geliyoruz?
8) Biz Kimiz?
D) I, III ve V
Bu açıklamalara
ulaşılamaz?
Nereye gidiyoruz?
Neyi bilebiliriz?
IL
Insan nasıl bir varliktu?
A) Felsefeyle bi
B) Bugünün fel
11. Tarih boyunca farklı açıklamalar ve yeni felsefi sistemler
kurulmu