Siyaset Felsefesi Soruları
Felsefe
Siyaset Felsefesi14. Hobbes'un devlet görüşü insanı doğal bir durum içinde ta-
nımlamasıyla başlamaktadır. İnsanların doğal durumda eşit
olduklarını, kendi istek ve amaçları doğrultusunda birbirleriyle
mücadele ettiklerini belirtir. Hobbes, herkesin herkesle savaştığı
bir ortamı "İnsan, insanın kurdudur." şeklindeki meşhur sözü ile
ifade eder. İnsanlar sürekli çatışma halinde oldukları için can gü-
venliklerini korumak için devletin mutlak güç olduğunu belirtir.
Yukarıdaki açıklamaya göre Hobbes'un devlet anlayışı için
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
c
A) Devlet doğal bir kurumdur.
B) Devlet eşitlik ilkesine göre oluşmuş bir kurumdur.
C) Devlet yapay bir kurumdur.
D) Devlet teokrasi ile yönetilen bir kurumdur.
E) Devlet hümanizm çerçevesinde yönetilen bir kurumdur.
Diğer sayfaya geçiniz.
4
Felsefe
Siyaset Felsefesi14. Yusuf Has Hacip'e göre, devleti yönetenlerin amacı
bireyi mutlu yapmaktır. Birey de devletten gelen kay-
nakların değerini özümseyerek, erdemli olmaya ça-
lışmalıdır.
Yusuf Has Hacip'in vurguladığı nokta aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Din ve politikanin aynı amaca hizmet etmesi ge-
rektiği
B) Siyasetin otoriteye dayalı bir yapılanmaya gir-
mesi gerektiği
C) Birey ve devletin karşılıklı iş birliği yapması ge-
rektiği
D) Devlet yönetiminin ahlaki ve dini kurallara uyma-
si gerektiği
E) İdeal düzende erdemli vatandaşların var olması
gerektiği
Felsefe
Siyaset FelsefesiTYT
LİMLER TESTİ
13
11. Bu kalem, şu silgi gibi algıladığımız her şey idealar
dünyasındaki asıllarından / idelerden pay aldığı ölçüde
metaforuyla anlatılan oluş ve bozuluşun olduğu aldatıcı
varlığa kavuşur. Ancak bu varlik kategorisi gölgeler
bir evrendir. Yalnızca düşünceyle / akılla kavranabilen
artma ve eksilmenin olmadığı kendisiyle hep aynı kalan
şey olan idealar evreni ise iyi ideasından pay alır. İdealar
nesneler içinde geçerlidir. Fakat onların değişen ve yok
arasında oluşan bu pay alma fenomenler dünyasındaki
olan nesneler oluşu özelliklerini etkilemez, onlar sonunda
yok olurlar.
Paragrafa dayanarak Platon'un bu görüşünden aşa.
ğıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
AJ Nesnelerin gerçeklikleri idealardan bağımsızdır
B) Nesneler varlıklarını idealara borçludur.
a Görünenler yansıma ve değişim içindedirler.
D) Asil olan idealar akılla bilinebilir.
E) Idealar aynı kalırken, nesneler yok olmaktadır
.
Felsefe
Siyaset Felsefesi2015-YGS/Sosyal Bilimler
3
34. Rousseau, yasa yapmanın ya da yasaları değiştirmenin
Yunan kent devletlerinde olduğu gibi yani bütün halkın
bir araya gelip istişare ederek sonra da oylayarak
yapılması gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde "genel
irade” ortaya çıkmış oluyordu. Böylece her bireyin kendi
istediği olmasa da bir bütün olarak toplum için iyi olanın
uygulanacak olduğuna dair bir güven vardı. Bu tüm
toplum için iyi olanın ortaya konacağına dair bir idrakın
varlığı, halkın kendilerini yönetmek için seçtiği kişilere
bu yasaları uygulamaya geçirme görevini verirken
rahatlık sağlardı. Çünkü bütün halkın birlikte hareket
ederek yaptığı bu yasalar herkesi mutlak olarak
bağlamaktaydı.
Bu parça, siyaset felsefesinin aşağıdaki
sorularından hangisinin sorgulanmasına örnek
oluşturur?
A) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?
B) En mükemmel yönetim biçimi hangisidir?
iktidar kaynağını nereden alır?
D) Bireyin temel hakları nelerdir?
E) Sivil toplumun anlamı nedir?
Felsefe
Siyaset Felsefesi11. "İnsanları yabancıların saldırısından ve birbirlerinin zarar-
larından koruyabilecek ve böylece, kendi emekleriyle ve
yeryüzünün meyveleriyle kendilerini besleyebilmelerini ve
mutluluk içinde yaşayabilmelerini sağlayacak böylesi bir ge-
nel gücü kurmanın tek yolu; bütün kudret ve güçlerini, tek
bir kişiye veya hepsinin iradesini oyların çokluğu ile tek bir
iradeye indirgeyecek bir heyete devretmeleridir. Yani, kendi
kişiliklerini taşıyacak tek bir kişi veya bir heyet tayin etmeleri
ve herkesin, bu kişi veya heyetin, ortak barış ve güvenlikle
ilgili işlerde yapacağı veya yaptıracağı şeylerin amili olmayı
kabul etmesi ve kendi iradesini o kişi veya heyetin iradesine
ve muhakemesini de onun muhakemesine tabi kılmasıdır."
T.Hobbes'un "Leviathan" adlı eserinden alınan bu parça-
ya göre, devletin oluşumu aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A) İnsanların doğa durumunu devam ettirmek istemesiyle
B) İnsan organizmasındaki bölümlü yapının devletle so-
mutlaşmasıyla
C) Toplumda eşitlikçi bir yapının sağlanmak istenmesiyle
Herkesin herkesle savaşımına son verme isteğiyle
E) Kişisel çıkarların özgürce sürdürülmek istenmesiyle
YKS EK Deneme
05 TYT
Felsefe
Siyaset Felsefesi15. Montesquieu; cumhuriyet, monarşi ve despotizm yöne-
tim biçimlerini tanımlar. Cumhuriyet yönetiminde halkın
söz sahibi olduğunu belirtir. Monarşide yöneticinin tek
kişi olduğunu ve yasalar çerçevesinde yönetme gücü-
nü kullandığını belirtir. Despotizm yönetimindeyse iste-
diğini yapma gücünün tek kişide olduğunu ifade eder.
İnsanın başkasının hakkını yemeden özgürce davran-
ma yetisine sahip olduğunu belirten Montesquieu, bu
özgürlüğün korunması için güçler ayrılığı ilkesini öne
sürer.
Montesquieu, "güçler ayrılığı" ile aşağıdakilerden
hangisini anlatmaktadır?
A) Egemenliğin paylaştırılmasını
B) Yönetimin değişkenliğini
Yasaların yaptırımını
D) Yetkilerin birlestirilmesini
E) Otoritenin pekiştirilmesini
Felsefe
Siyaset FelsefesiBuna
temi aşağıdakilerden hangisil
B Tümevarım
bo
A) Analoji
at
D) Gözlem
C) Jümdengelim
EY Eleştiri
10. Aristoteles'e göre, yönetim biçimleri temelde üçe ayrılır.
Buna göre, devlet tek bir kişi veya birkaç kişi ya da çoğun-
luk tarafından yönetilebilir. Fakat söz konusu üç ayrı yöne-
tim biçiminin, biri ideal, diğeri ise kötü veya sapkın olmak
üzere iki ayrı şekli vardır. Buna göre o; tek kişinin doğru
yönetimine monarşi ya da krallık; buna karşılık onun kötü
yönetimine tiranlık adını verir. Birkaç kişinin, bir grubun
ideal yönetimine aristokrasi, onların kötü yönetimine oli-
garşi; çoğunluğun egemen olduğu, doğru yönetim biçimine
cumhuriyet, aynı çoğunluğun kötü yönetimine demokrasi
adını verir.
Bu parçaya göre Aristoteles, yönetim biçimlerini hangi
ölçüte göre sınıflandırmıştır?
A) Yöneten-yönetilen ilişkisi
B) Devletin oluş biçimi
O Devletin işlevleri
D) Devlete egemen olan gücü
E) Devletin hukuk sistemi
Felsefe
Siyaset FelsefesiTYT
13. Ona göre ulusal birliği ve devletin bütünlüğünü sağla-
mak için hükümdar kurnaz ve güçlü olmalıdır. O, ge-
rektiğinde tilki gibi kurnaz ve aslan gibi güçlü olmalı-
dır. Hükümdarın ulusal birliği korumak ve sürdürmek
için yapacağı her şey meşrudur. Devlet ve hükümdar
bireyin üstündedir.
Bu parçada açıklanan görüşler aşağıdaki düşünür-
lerden hangisine aittir?
A) Machiavelli
B) Descartes
C) Locke
D) Hume
E) More
Felsefe
Siyaset Felsefesi8 Insan toplum hâlinde yaşar ve bireyler birbirlerinin eksiğini
tamamlarlar. Bu konuda en üstün mükemmellik de kentte
yaşamakla elde edilebilir. Erdem, yardımlaşmadır ancak
insanlar kötülük için de yardımlaşabilirler. Gerçek
mutluluğa ulaştıracak konularda yardımlaşan insanlar,
erdemli kenti oluştururlar. Erdemli kent, tüm organları
görevini yerine getiren bir bedene benzer. Nasıl bedende
tüm organlar, görevlerini yerine getirerek onu ayakta
tutuyorlarsa erdemli kentte de insanlar, birbirlerine yardım
ederek kenti ayakta tutar ve mutluluğu sağlarlar.
Bu parçada dile getirilen devlet görüşü aşağıdaki
filozoflardan hangisine aittir?
A) Sokrates
BY Fârâbî
C) İbn Haldun
D) Aristoteles
E) Platon
Felsefe
Siyaset FelsefesiAristoteles'e göre devlet doğal düzenin devamıdır insanın
değişik ihtiyaçları vardır. Devlet bunu gerçekleştirmek için
vardır. Ona göre devlet yönetimleri tek başlarına iyi veya
kötü değildir. Ancak söz konusu amacı gerçekleştirebilme
durumuna göre iyi ya da kötü devlet vardır.
Aristoteles'in görüşlerine dayanarak devletle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Toplumsal düzenin mümkün olmadığı
B) İnsan organizmasına benzettiği
C) Kuruluşunun temelinde yönetilenleri koruması isteği
D) İnsan yaşamının dışında bir anlam taşıdığı
E) Bireylerine erdemlilik niteliği kazandırma işlevini
Felsefe
Siyaset Felsefesipropagandası yapılan bir totaliter toplum portresi çiz-
2
EK
01
Deneme
15.
13. George Orwell 1984 adlı eserinde televizyon yoluyla
***
miştir. Buna göre, her bireyin yaşadığı odada bir tele-
vizyon ekranı bulunmakta ve bu şekilde bireyler sürek-
li olarak propaganda akışına maruz bırakılmaktadır. Çün-
kü amaç, bireyleri medya yoluyla sürekli olarak uyus-
turmaktır. 1984'te dünya üç bloğa ayrılmıştır: Ocania,
Eurasia ve Eastasia. Bu devletler siyasi, askeri ve eko-
nomik güç bakımından eşit oldukları için savaşı göze
alamazlar fakat aralarında hep soğuk savaş vardır. Her
devlet kendi içinde totaliter bir yönetim ve baskı meka-
nizması oluşturmuştur. Halka yoğun bir sansür uygula-
nir, casusluk sistemi vardır ve düşünmeleri, sorgulama-
ları yasaklanmış olan kişiler âdeta birer robot hâline ge-
tirilmişlerdir.
Buna göre 1984'ün karakteristik özelliği aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Geleceğe ilişkin tahminlere dayalı bir toplum düşün-
cesi olması
B) Umut vadeden bir geleceği tasarlaması
C) Bireylerin kitle iletişim araçlarıyla yoğun baskıya ma-
ruz bırakılması
D) Dünyanın eşit güçlere sahip üç bloğa ayrılması
E) Tüm sorunların kısa sürede çözümlenmesi
Felsefe
Siyaset FelsefesiTYT
11. MÔ 2000'lerde Gilgamış Destanı ve MỐ 8-7.yüzyıllarda Ho-
meros'un İlyada ve Odesa'Sında ve kutsal metinlerde yöne-
timlerin kaynağı ve meşruiyeti ile ilgili çeşitli pasajlar geç-
mektedir. Fârâbînin “Erdemli Şehir" eseri, Selçuklularda
Nizâmülmülk'ün ve Osmanlılarda Şeyh Edebali'nin yazı ve
tavsiyeleri esas olarak yönetimin meşruiyeti ile ilgili bulun-
maktadır. Egemenliğin kaynağı soyluluk, zenginlik, kutsal-
lik, savaşçılık, bilgelik ve adalet gibi çeşitli unsurlarda aran-
mıştır.
Parçada anlatılanlar, siyaset felsefesinde irdelenen so-
runlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir?
A Bireyin temel hakları
B Yönetimin anlamı
eog anu
C) Doğal hukukun anlamı
D) Bürokrasinin gerekliliği
Jeney
Devletin varlık nedeni ve devlete itaatin dayanağı
Felsefe
Siyaset Felsefesi11. Platon'un ideal devletinin yasası, tam bir aristokrasi-
dir, "en iyilerin", yani bilgililerin, erdemlilerin başta bu-
lunmasını isteyen bir devlet biçimidir. Bu devlette ka-
nunların konulması, topluluk hayatının düzenlenmesi
işi filozoflara, bilge kişilere verilmiştir. "Başa filozoflar
geçmez, ya da baştakiler felsefe yapmazsa insanlığın
acıları sona ermeyecektir." (Politeia). Filozofların bu-
yurduklarını pratikte yürütmek, böylece de devleti içe-
riye ve dışarıya karşı gerçekleştirmek ve yaşatmak ko-
ruyucuların ödevidir. Geniş yığına düşen ödev ise, ça-
lışmak ve itaat etmektir.
Platon'un bu parçada açıklanan görüşlerinin teme-
linde onun hangi görüşü bulunmaktadır?
(A) Toplum yönetiminin başında filozoflar olmalıdır.
B) Yönetimin temelinde ahlak ilkeleri olmalıdır.
C) Bireyler devlet yöneticilerinin buyruklarına itaat et-
melidir.
D) Kanunlar filozoflar tarafından belirlenmelidir.
E) Devletin temel görevi toplumu bilge insanlar hâline
getirmektir.
Felsefe
Siyaset Felsefesi14. İnsanda kendi varlığını güvenlik altında tutma duygusu
vardır. Bu duygudan dolayı insanlar bir araya gelerek
birlikte yaşama ihtiyacı hissederler. Bunun için de varlıkların
güvenlik altında bulundurmaya dair birbirlerine söz verip
anlaşırlar.
Bu parçadaki görüş aşağıdaki filozoflardan hangisine
aittir?
A) Farabi
B) Weber
C) İbni Haldun
ots
D) Rousseau
E) Platon
Felsefe
Siyaset FelsefesiÞ4.
66.
İdeal düzen doğada kalmıştır. Devlet, doğal olma-
yan, insanın doğasına, özüne aykırı bir kurumdur.
Doğada nasıl ki; güçlü olan yaşıyor ve kendi çıkar-
larını hayata geçirmeye çalışıyorsa, toplumda da
güçlü olan egemen olmalıdır.
İdeal düzeni reddeden bu görüşler aşağıdaki-
lerden hangisinin düşünceleriyle örtüşür?
A) Sofistler B) Kapitalizm c) Sosyalizm
Đlidealizm E) Materyalizm
Felsefe
Siyaset Felsefesim
maz, diyen kritisizm
im
14. Adalet, hem özgürlüğün hem de eşitliğin temel ilke
olarak bir arada kabul edilmesidir. Çünkü ne özgür-
lük ne de eşitlik tek başına toplumları ideal düzene
ulaştıramamıştır. Liberalizmin savunduğu "Birey-
sel çıkarlar toplumsal çıkarları gerçekleştirir.” ilkesi
doğrulanmamıştır. Aksine toplumu mutlu azınlık ve
yoksul çoğunluk olarak ikiye bölmüştür. Eşitliği te-
mel alan, ama özgürlüğe yer vermeyen sosyalizm
ise toplumları tatmin edememiştir. Çünkü özgürlü-
ğün olmadığı yerde eşitlik, eşit haklara sahip köleler
yaratır. Bu nedenle özgürlük ve eşitliği kapsayacak
ve ideal düzeni sağlayacak başka bir temele ihtiyaç
vardır. O temel de adalettir.
Bu anlatılanlardan hareketle, "adalet" kavramı
aşağıdakilerden hangisi gibi tanımlanmalıdır?
de A) Mülkiyetin korunmasını amaçlamaktır.
B) Herkesi kanunlar karşısında eşitlemektir.
C) Özgürlükleri öne çıkarmaktır.
D) Eşit paylaşımlarda bulunmaktır.
E) Herkese hak ettiğini vermektir.
15. Sanat, felsefe gibi genel kavramlar ortaya koymaz;
sanat tek olanı, yani benzeri olmayanı dile getirir.
Onu bütün tekliği ile kavramaya çalışır.