Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Felsefe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
14. Din felsefesi, Tanrı'nın bir taraftan ezeli, zaman disi olup.
diğer taraftan da zamansal, yaratılmış düzenle ilişkide bl-
masının mümkün olup olmadığını veya hem değişmeyen
olup hem de tek tek insanlarla ilgilenmesinin mümkün olup
olmadığını; mümkünse bunun nasıl mümkün olduğunu
kavramaya çalışır.
Bu parçaya dayanarak, din felsefesi ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A) Geçerli
, makul bir inancın benimsenmesi için gerekli
kanıtları sunan bir disiplindir.
B) Dini inanein neyi içermesi gerektiğini belirleyen bir uğ-
raştır.
C) Dinsel inançta var olanı anlamaya yönelik bir araştir-
madır.
b) insanda sağlam bir Tanrı inancinin oluşması yönünde
araştırmalar yapar.
E) Dini inancın pratikte tasil ifade edileceğini keşfetmek
için dini alanı araştırır
.
Felsefe
Din Felsefesi
14. Din felsefesi, Tanrı'nın bir taraftan ezeli, zaman disi olup. diğer taraftan da zamansal, yaratılmış düzenle ilişkide bl- masının mümkün olup olmadığını veya hem değişmeyen olup hem de tek tek insanlarla ilgilenmesinin mümkün olup olmadığını; mümkünse bunun nasıl mümkün olduğunu kavramaya çalışır. Bu parçaya dayanarak, din felsefesi ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Geçerli , makul bir inancın benimsenmesi için gerekli kanıtları sunan bir disiplindir. B) Dini inanein neyi içermesi gerektiğini belirleyen bir uğ- raştır. C) Dinsel inançta var olanı anlamaya yönelik bir araştir- madır. b) insanda sağlam bir Tanrı inancinin oluşması yönünde araştırmalar yapar. E) Dini inancın pratikte tasil ifade edileceğini keşfetmek için dini alanı araştırır .
in rasyonalizmiyle
6.
1. Dini değerleri savunması
II. Merak ve gözleme dayanması
III. Mitolojiye tepki olarak doğması
IV. Doğa üstü açıklamaları savunması
V. Sistemli, bağımsız ve kişisel olması
Prf Yayınları
Yukarıdakilerden hangileri MÖ 6. yüzyıl - MS 2. yüzyıl felse-
fesinin karakteristik özelliklerinden değildir?
Alt vett
B) I ve IV
C) II ve TH
D) III ve V
E) IV ve V
Sokrates ahlaki doğruların olduğunu savunur. Ona göre bilgi;
ahlaklı ve erdemli olmayı getirir, kişinin bilgisizliği ise ahlaktan
yoksun davranıslar göstermesine neden olur Nna göre kimse
Felsefe
Din Felsefesi
in rasyonalizmiyle 6. 1. Dini değerleri savunması II. Merak ve gözleme dayanması III. Mitolojiye tepki olarak doğması IV. Doğa üstü açıklamaları savunması V. Sistemli, bağımsız ve kişisel olması Prf Yayınları Yukarıdakilerden hangileri MÖ 6. yüzyıl - MS 2. yüzyıl felse- fesinin karakteristik özelliklerinden değildir? Alt vett B) I ve IV C) II ve TH D) III ve V E) IV ve V Sokrates ahlaki doğruların olduğunu savunur. Ona göre bilgi; ahlaklı ve erdemli olmayı getirir, kişinin bilgisizliği ise ahlaktan yoksun davranıslar göstermesine neden olur Nna göre kimse
1. Sofistlere göre insan duyular yoluyla bilgi edinir. Bilgi edinme
sürecinde duyuların kullanılmasından dolayı bilgiler, insandan
insana değişmektedir. Dolayısıyla sofistler her zaman geçerli
olan kesin bir bilginin olmadığını savunurlar. Sofistler, bilgi gö-
rüşlerinde olduğu gibi ahlak görüşlerinde de göreceliği temele
alırlar. İyi ve insanın kendinde anlam kazandığını ileri sürerler.
Onlara göre herkesin uymak zorunda olduğu ahlaki bir yasa,
insanın bu göreceli algısından dolayı mümkün değildir.
Buna göre, sofistlerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan han-
gisi söylenemez?
A) Değişmez, genel geçer bir bilginin olmadığı iddiasındadırlad.
B) Varlığın mutlak bilgisinin elde edilebileceğini savunurlak
C) İnsan her şeyin ölçüsü olduğu için mutlak bilgi yoktur dü-
şüncesini savunmuşlardır. V
D) Genel-geçer bilgiden şüphelenen filozoflardır. V
E) Bilgi ve ahlak anlayışında relativistlerdir.
Felsefe
Bilgi Felsefesi
1. Sofistlere göre insan duyular yoluyla bilgi edinir. Bilgi edinme sürecinde duyuların kullanılmasından dolayı bilgiler, insandan insana değişmektedir. Dolayısıyla sofistler her zaman geçerli olan kesin bir bilginin olmadığını savunurlar. Sofistler, bilgi gö- rüşlerinde olduğu gibi ahlak görüşlerinde de göreceliği temele alırlar. İyi ve insanın kendinde anlam kazandığını ileri sürerler. Onlara göre herkesin uymak zorunda olduğu ahlaki bir yasa, insanın bu göreceli algısından dolayı mümkün değildir. Buna göre, sofistlerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan han- gisi söylenemez? A) Değişmez, genel geçer bir bilginin olmadığı iddiasındadırlad. B) Varlığın mutlak bilgisinin elde edilebileceğini savunurlak C) İnsan her şeyin ölçüsü olduğu için mutlak bilgi yoktur dü- şüncesini savunmuşlardır. V D) Genel-geçer bilgiden şüphelenen filozoflardır. V E) Bilgi ve ahlak anlayışında relativistlerdir.
TYT
LİMLER TESTİ
13
11. Bu kalem, şu silgi gibi algıladığımız her şey idealar
dünyasındaki asıllarından / idelerden pay aldığı ölçüde
metaforuyla anlatılan oluş ve bozuluşun olduğu aldatıcı
varlığa kavuşur. Ancak bu varlik kategorisi gölgeler
bir evrendir. Yalnızca düşünceyle / akılla kavranabilen
artma ve eksilmenin olmadığı kendisiyle hep aynı kalan
şey olan idealar evreni ise iyi ideasından pay alır. İdealar
nesneler içinde geçerlidir. Fakat onların değişen ve yok
arasında oluşan bu pay alma fenomenler dünyasındaki
olan nesneler oluşu özelliklerini etkilemez, onlar sonunda
yok olurlar.
Paragrafa dayanarak Platon'un bu görüşünden aşa.
ğıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
AJ Nesnelerin gerçeklikleri idealardan bağımsızdır
B) Nesneler varlıklarını idealara borçludur.
a Görünenler yansıma ve değişim içindedirler.
D) Asil olan idealar akılla bilinebilir.
E) Idealar aynı kalırken, nesneler yok olmaktadır
.
Felsefe
Siyaset Felsefesi
TYT LİMLER TESTİ 13 11. Bu kalem, şu silgi gibi algıladığımız her şey idealar dünyasındaki asıllarından / idelerden pay aldığı ölçüde metaforuyla anlatılan oluş ve bozuluşun olduğu aldatıcı varlığa kavuşur. Ancak bu varlik kategorisi gölgeler bir evrendir. Yalnızca düşünceyle / akılla kavranabilen artma ve eksilmenin olmadığı kendisiyle hep aynı kalan şey olan idealar evreni ise iyi ideasından pay alır. İdealar nesneler içinde geçerlidir. Fakat onların değişen ve yok arasında oluşan bu pay alma fenomenler dünyasındaki olan nesneler oluşu özelliklerini etkilemez, onlar sonunda yok olurlar. Paragrafa dayanarak Platon'un bu görüşünden aşa. ğıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? AJ Nesnelerin gerçeklikleri idealardan bağımsızdır B) Nesneler varlıklarını idealara borçludur. a Görünenler yansıma ve değişim içindedirler. D) Asil olan idealar akılla bilinebilir. E) Idealar aynı kalırken, nesneler yok olmaktadır .
gisi
A)
C)
10. Tabizm'e göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bu
nun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizm'in
temel prensibi "iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapma.
yanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi ol
masını sağlamak" olarak özetlenebilir. Taoizm'in ahlak
anlayışı üç ana noktada toplanabilir. Bunlar;
Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak.
Mütevazi olmak, nefsini gurur ve kibirden uzaklaştır.
3. in
le
m
mak.
g
Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
y
Buna göre Taoizm ile ilgili aşağıdakilerden hangisi-
ne ulaşılabilir?
S
A) Mutlak sükunet ve rahatlik içinde dünyaya sırt çevi-
ren bir hayat tarzına dayanmasına
B) Yaşamın temel ilkelerini oluştururken dini prensiple-
re daha az yer vermesine
C) Evrendeki zıtlıklardan hareketle insan yaşamını açık
lamaya çalışmasına
D) Bütün canlıların kendi içlerinde taşıdıkları öze göre
var olduğunu savunmasına
E) İnsanların tutkularına uygun davranışlarda bulunul
masının gerektiğine
82
Felsefe
Din Felsefesi
gisi A) C) 10. Tabizm'e göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bu nun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizm'in temel prensibi "iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapma. yanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi ol masını sağlamak" olarak özetlenebilir. Taoizm'in ahlak anlayışı üç ana noktada toplanabilir. Bunlar; Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak. Mütevazi olmak, nefsini gurur ve kibirden uzaklaştır. 3. in le m mak. g Bütün canlılara karşı merhametli olmak. y Buna göre Taoizm ile ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılabilir? S A) Mutlak sükunet ve rahatlik içinde dünyaya sırt çevi- ren bir hayat tarzına dayanmasına B) Yaşamın temel ilkelerini oluştururken dini prensiple- re daha az yer vermesine C) Evrendeki zıtlıklardan hareketle insan yaşamını açık lamaya çalışmasına D) Bütün canlıların kendi içlerinde taşıdıkları öze göre var olduğunu savunmasına E) İnsanların tutkularına uygun davranışlarda bulunul masının gerektiğine 82
ve Ahlak felsefesi
8.
İnsanın kendi seçimleriyle davranabilmesidir. Diğer bir de-
yişle, insanın eylemlerini seçerken iradesini serbestçe kul-
lanabilmesidir.
Bu parçada siyaset felsefesinin;
1. sorumluluk,
II. özgürlük,
III. Ödev
ne denek?
kavramlarından hangilerine değinilmiştir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
C) I ve 11
D) Yalnız II
E) II ve III
Felsefe
Felsefenin Alanı
ve Ahlak felsefesi 8. İnsanın kendi seçimleriyle davranabilmesidir. Diğer bir de- yişle, insanın eylemlerini seçerken iradesini serbestçe kul- lanabilmesidir. Bu parçada siyaset felsefesinin; 1. sorumluluk, II. özgürlük, III. Ödev ne denek? kavramlarından hangilerine değinilmiştir? A) Yalnız B) Yalnız II C) I ve 11 D) Yalnız II E) II ve III
TYT / SOSYAL BİLİMLER
13.-“Benim bildiğim Akdenizliler sıcak kanlıdır. Bu nasıl Akdenizli
anlamıyorum. Selam veriyoruz almıyor. Konuşmaktan aciz.
Herkesten kaçıyor."
Bu düşüncelere sahip biri aşağıdaki akıl yürütme
yollarından hangisinin yanlışlığından kaynaklanan bir
şaşkınlık yaşamaktadır?
A) Eşitlik
B) Tümdengelim
C) Analitik düşünüş
D) Analoji
E) Tümevarim
.
Felsefe
Felsefenin Alanı
TYT / SOSYAL BİLİMLER 13.-“Benim bildiğim Akdenizliler sıcak kanlıdır. Bu nasıl Akdenizli anlamıyorum. Selam veriyoruz almıyor. Konuşmaktan aciz. Herkesten kaçıyor." Bu düşüncelere sahip biri aşağıdaki akıl yürütme yollarından hangisinin yanlışlığından kaynaklanan bir şaşkınlık yaşamaktadır? A) Eşitlik B) Tümdengelim C) Analitik düşünüş D) Analoji E) Tümevarim .
14. Bir bilim insanı bazı vitamin karışımlarının kullanımının
kanser tedavisinde yararlı olduğu varsayımını ileri sürü-
yor. Fakat yıllar boyunca yaptığı çalışmalar, kullandığı
vitamin karışımlarının tedavi sürecinde herhangi bir ya-
rarı olduğunu göstermiyor. Bu durumda, söz konusu
araştırmacının varsayımına sahip çıkmaya devam etme-
sinin bilimsel çalışmalarının devamı için bir motivasyon
gerekçesi olabilir. Ancak bilgisel gerekçesinin oluşma-
dığı kesindir.
Bu parçaya göre bir varsayımın bilgisel gerekçesi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesnel olarak sınanabilmesi
B) Herkesin doğru kabul etmesi
C) Hiçbir kuşku ve çelişki içermemesi
D) Mevcut bilimsel bilgilerle tutarlı olması
E) Karşılaşılan problemi çözmesi
DENEME - 18
110
Felsefe
Bilim Felsefesi
14. Bir bilim insanı bazı vitamin karışımlarının kullanımının kanser tedavisinde yararlı olduğu varsayımını ileri sürü- yor. Fakat yıllar boyunca yaptığı çalışmalar, kullandığı vitamin karışımlarının tedavi sürecinde herhangi bir ya- rarı olduğunu göstermiyor. Bu durumda, söz konusu araştırmacının varsayımına sahip çıkmaya devam etme- sinin bilimsel çalışmalarının devamı için bir motivasyon gerekçesi olabilir. Ancak bilgisel gerekçesinin oluşma- dığı kesindir. Bu parçaya göre bir varsayımın bilgisel gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesnel olarak sınanabilmesi B) Herkesin doğru kabul etmesi C) Hiçbir kuşku ve çelişki içermemesi D) Mevcut bilimsel bilgilerle tutarlı olması E) Karşılaşılan problemi çözmesi DENEME - 18 110
2015-YGS/Sosyal Bilimler
3
34. Rousseau, yasa yapmanın ya da yasaları değiştirmenin
Yunan kent devletlerinde olduğu gibi yani bütün halkın
bir araya gelip istişare ederek sonra da oylayarak
yapılması gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde "genel
irade” ortaya çıkmış oluyordu. Böylece her bireyin kendi
istediği olmasa da bir bütün olarak toplum için iyi olanın
uygulanacak olduğuna dair bir güven vardı. Bu tüm
toplum için iyi olanın ortaya konacağına dair bir idrakın
varlığı, halkın kendilerini yönetmek için seçtiği kişilere
bu yasaları uygulamaya geçirme görevini verirken
rahatlık sağlardı. Çünkü bütün halkın birlikte hareket
ederek yaptığı bu yasalar herkesi mutlak olarak
bağlamaktaydı.
Bu parça, siyaset felsefesinin aşağıdaki
sorularından hangisinin sorgulanmasına örnek
oluşturur?
A) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?
B) En mükemmel yönetim biçimi hangisidir?
iktidar kaynağını nereden alır?
D) Bireyin temel hakları nelerdir?
E) Sivil toplumun anlamı nedir?
Felsefe
Siyaset Felsefesi
2015-YGS/Sosyal Bilimler 3 34. Rousseau, yasa yapmanın ya da yasaları değiştirmenin Yunan kent devletlerinde olduğu gibi yani bütün halkın bir araya gelip istişare ederek sonra da oylayarak yapılması gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde "genel irade” ortaya çıkmış oluyordu. Böylece her bireyin kendi istediği olmasa da bir bütün olarak toplum için iyi olanın uygulanacak olduğuna dair bir güven vardı. Bu tüm toplum için iyi olanın ortaya konacağına dair bir idrakın varlığı, halkın kendilerini yönetmek için seçtiği kişilere bu yasaları uygulamaya geçirme görevini verirken rahatlık sağlardı. Çünkü bütün halkın birlikte hareket ederek yaptığı bu yasalar herkesi mutlak olarak bağlamaktaydı. Bu parça, siyaset felsefesinin aşağıdaki sorularından hangisinin sorgulanmasına örnek oluşturur? A) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi? B) En mükemmel yönetim biçimi hangisidir? iktidar kaynağını nereden alır? D) Bireyin temel hakları nelerdir? E) Sivil toplumun anlamı nedir?
15. Aristoteles'e göre, her bir varlığı varlığa getiren, her türlü
oluştan önce gelen "madde" ve "form" olmak üzere iki ilke
söz konusudur. Varlığa gelmek için madde ile form arasın-
daki ilişki zorunludur. Bunun tek istisnası Tanrı'dır. Tanrı,
salt formdur. Aristoteles, bu düşünceyi temele alarak bir
varlık düzeni ortaya koyar ve dış dünya tasarımını bunun
üzerine kurar. Bu düzenin en altında mükemmel olmayan,
belirsiz olan madde, en üstünde mükemmel olan, salt form
Tanrı bulunmaktadır. Form, belirsiz olanı belirli bir sinifin
üyesi yapar, varlıkların var olma biçimini belirler.
Bu parçadan hareketle, Aristoteles'in varlık görüşü hak-
kinda aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Al Varlığın iki tözü olduğunu düşündüğü
B) Mutlak varlık düşüncesini reddettiği
C) Düşünceyi maddeye dayandırdığı
D) Mutlak varlığı idea türünden kabul ettiği
E) Varlığı sürekli bir değişim içinde gördüğü
Felsefe
Varlık Felsefesi
15. Aristoteles'e göre, her bir varlığı varlığa getiren, her türlü oluştan önce gelen "madde" ve "form" olmak üzere iki ilke söz konusudur. Varlığa gelmek için madde ile form arasın- daki ilişki zorunludur. Bunun tek istisnası Tanrı'dır. Tanrı, salt formdur. Aristoteles, bu düşünceyi temele alarak bir varlık düzeni ortaya koyar ve dış dünya tasarımını bunun üzerine kurar. Bu düzenin en altında mükemmel olmayan, belirsiz olan madde, en üstünde mükemmel olan, salt form Tanrı bulunmaktadır. Form, belirsiz olanı belirli bir sinifin üyesi yapar, varlıkların var olma biçimini belirler. Bu parçadan hareketle, Aristoteles'in varlık görüşü hak- kinda aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Al Varlığın iki tözü olduğunu düşündüğü B) Mutlak varlık düşüncesini reddettiği C) Düşünceyi maddeye dayandırdığı D) Mutlak varlığı idea türünden kabul ettiği E) Varlığı sürekli bir değişim içinde gördüğü
DO
AN
TYT
14.
12. Farabi'ye göre, örneğin “Üçgen, iç, açıları toplamı 180
derece olan üç kenarlı şekildir." tanımı, üçgen kavramının
özünü verir, ancak o kavramın var olmasını zorunlu kılmaz.
Bir şeyin özü sadece "Bu nedir?" sorusunun cevabıdır ve
şeyler özünde varlıklarını barındırmaz. “Varlığı zorunlu
varlık" olmadıkça her öz, sadece bir kavram olarak kalır ve
gerçekleşmez. Dolayısıyla üçgen vb özü veya neliği olan,
ancak gerçekliği olmayan bir kavramken insan, hayvan,
ağaç ve benzeri kavramlar ise varlığını sonradan elde etmiş
mümkün varlıklardır. Bu durumda onları varlığa getiren
bir varlık; özünde var olmayı içeren, yani var olmaması
düşünülemeyen zorunlu bir varlık olmalıdır. Tek olan bu
varlık da, var olmak için başka bir varlığa ihtiyaç duymayan
Tanrı'dır.
Parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A)
Tümel kavramlar gerçekliği olmayan adlardan ibarettir.
B) Tümel kavramlar, gerçekliği olmayan dilsel yapımlardan
ibarettir.
C) Tanrı dışındaki kavramlar, gerçekliği mümkün veya
gerçekliği olmayan adlardan ibarettir.
D) Tümeller, neliği ve gerçekliği olan kavramları ifade eder.
E) Tanrı kavramı, özü olan, ancak gerçekliği olmayan bir
kavramdır.
15.
13. 15-17. Yüzyıllar Galilei, F. Bacon ve Descartes gibi bilim
adamı ve düşünürlerin Skolastik dönemin bilim üzerindeki
etkisini kırdıkları yüzyıllar olmuştur. Galilei "Felsefe bu
büyük kitapta yazmaktadır; evren matematiğin dilinde ve
karakterleri üçgenler, daireler ve diğer geometrik figürlerdir."
demiştir. O çalışmalarında Skolastik dogma ve otoritelere
değil, doğaya bakmıştır. Bu nedenle Galilei düşüncelerini
gözleme bağlı olarak sıkça değiştirmiştir. Galilei deneylerini
yapmak için zaman ve uzunluk standartları oluşturmuş
ve farklı gün ve yerdeki deneyleri böylece harmonit
Felsefe
Kavram
DO AN TYT 14. 12. Farabi'ye göre, örneğin “Üçgen, iç, açıları toplamı 180 derece olan üç kenarlı şekildir." tanımı, üçgen kavramının özünü verir, ancak o kavramın var olmasını zorunlu kılmaz. Bir şeyin özü sadece "Bu nedir?" sorusunun cevabıdır ve şeyler özünde varlıklarını barındırmaz. “Varlığı zorunlu varlık" olmadıkça her öz, sadece bir kavram olarak kalır ve gerçekleşmez. Dolayısıyla üçgen vb özü veya neliği olan, ancak gerçekliği olmayan bir kavramken insan, hayvan, ağaç ve benzeri kavramlar ise varlığını sonradan elde etmiş mümkün varlıklardır. Bu durumda onları varlığa getiren bir varlık; özünde var olmayı içeren, yani var olmaması düşünülemeyen zorunlu bir varlık olmalıdır. Tek olan bu varlık da, var olmak için başka bir varlığa ihtiyaç duymayan Tanrı'dır. Parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Tümel kavramlar gerçekliği olmayan adlardan ibarettir. B) Tümel kavramlar, gerçekliği olmayan dilsel yapımlardan ibarettir. C) Tanrı dışındaki kavramlar, gerçekliği mümkün veya gerçekliği olmayan adlardan ibarettir. D) Tümeller, neliği ve gerçekliği olan kavramları ifade eder. E) Tanrı kavramı, özü olan, ancak gerçekliği olmayan bir kavramdır. 15. 13. 15-17. Yüzyıllar Galilei, F. Bacon ve Descartes gibi bilim adamı ve düşünürlerin Skolastik dönemin bilim üzerindeki etkisini kırdıkları yüzyıllar olmuştur. Galilei "Felsefe bu büyük kitapta yazmaktadır; evren matematiğin dilinde ve karakterleri üçgenler, daireler ve diğer geometrik figürlerdir." demiştir. O çalışmalarında Skolastik dogma ve otoritelere değil, doğaya bakmıştır. Bu nedenle Galilei düşüncelerini gözleme bağlı olarak sıkça değiştirmiştir. Galilei deneylerini yapmak için zaman ve uzunluk standartları oluşturmuş ve farklı gün ve yerdeki deneyleri böylece harmonit
Dil dünyayı resmeder, resmettiği için de dünyayı tem-
sil eder. Bunun için önermeler, dış dünyanın tasvirle-
ri, onların resimleridir. Çünkü olguların dildeki karşı-
Niklan önermelerdir. Öte yandan önermeler düşünce-
lerin dile getirilmesidir. Dil aynı zamanda düşüncele-
rin aracıdır. Dil ile gerçeklik aynı yapıya sahip olduğu
için dilin incelenmesi gerçekliğin incelenmesi demek-
tir. Dil ile ifade edilemeyen şeyler ise bilinemez.
Bu parçadaki görüşler, aşağıdaki felsefi yaklaşım-
lardan hangisine aittir?
A) Analitik felsefe
B-Olguculuk
C) Sezgicilik
D'Eleştiricilik
E) Süphecilik
Felsefe
Bilgi Felsefesi
Dil dünyayı resmeder, resmettiği için de dünyayı tem- sil eder. Bunun için önermeler, dış dünyanın tasvirle- ri, onların resimleridir. Çünkü olguların dildeki karşı- Niklan önermelerdir. Öte yandan önermeler düşünce- lerin dile getirilmesidir. Dil aynı zamanda düşüncele- rin aracıdır. Dil ile gerçeklik aynı yapıya sahip olduğu için dilin incelenmesi gerçekliğin incelenmesi demek- tir. Dil ile ifade edilemeyen şeyler ise bilinemez. Bu parçadaki görüşler, aşağıdaki felsefi yaklaşım- lardan hangisine aittir? A) Analitik felsefe B-Olguculuk C) Sezgicilik D'Eleştiricilik E) Süphecilik
11. "İnsanları yabancıların saldırısından ve birbirlerinin zarar-
larından koruyabilecek ve böylece, kendi emekleriyle ve
yeryüzünün meyveleriyle kendilerini besleyebilmelerini ve
mutluluk içinde yaşayabilmelerini sağlayacak böylesi bir ge-
nel gücü kurmanın tek yolu; bütün kudret ve güçlerini, tek
bir kişiye veya hepsinin iradesini oyların çokluğu ile tek bir
iradeye indirgeyecek bir heyete devretmeleridir. Yani, kendi
kişiliklerini taşıyacak tek bir kişi veya bir heyet tayin etmeleri
ve herkesin, bu kişi veya heyetin, ortak barış ve güvenlikle
ilgili işlerde yapacağı veya yaptıracağı şeylerin amili olmayı
kabul etmesi ve kendi iradesini o kişi veya heyetin iradesine
ve muhakemesini de onun muhakemesine tabi kılmasıdır."
T.Hobbes'un "Leviathan" adlı eserinden alınan bu parça-
ya göre, devletin oluşumu aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A) İnsanların doğa durumunu devam ettirmek istemesiyle
B) İnsan organizmasındaki bölümlü yapının devletle so-
mutlaşmasıyla
C) Toplumda eşitlikçi bir yapının sağlanmak istenmesiyle
Herkesin herkesle savaşımına son verme isteğiyle
E) Kişisel çıkarların özgürce sürdürülmek istenmesiyle
YKS EK Deneme
05 TYT
Felsefe
Siyaset Felsefesi
11. "İnsanları yabancıların saldırısından ve birbirlerinin zarar- larından koruyabilecek ve böylece, kendi emekleriyle ve yeryüzünün meyveleriyle kendilerini besleyebilmelerini ve mutluluk içinde yaşayabilmelerini sağlayacak böylesi bir ge- nel gücü kurmanın tek yolu; bütün kudret ve güçlerini, tek bir kişiye veya hepsinin iradesini oyların çokluğu ile tek bir iradeye indirgeyecek bir heyete devretmeleridir. Yani, kendi kişiliklerini taşıyacak tek bir kişi veya bir heyet tayin etmeleri ve herkesin, bu kişi veya heyetin, ortak barış ve güvenlikle ilgili işlerde yapacağı veya yaptıracağı şeylerin amili olmayı kabul etmesi ve kendi iradesini o kişi veya heyetin iradesine ve muhakemesini de onun muhakemesine tabi kılmasıdır." T.Hobbes'un "Leviathan" adlı eserinden alınan bu parça- ya göre, devletin oluşumu aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) İnsanların doğa durumunu devam ettirmek istemesiyle B) İnsan organizmasındaki bölümlü yapının devletle so- mutlaşmasıyla C) Toplumda eşitlikçi bir yapının sağlanmak istenmesiyle Herkesin herkesle savaşımına son verme isteğiyle E) Kişisel çıkarların özgürce sürdürülmek istenmesiyle YKS EK Deneme 05 TYT
TYT
14. Bentham'a göre insan hayatında değerli olan biricik
şey Gazdır. Bu nedenle haz veren davranış iyi, acı ve-
ren davranış ise kötüdür. İnsan akıllı davrandığı takdir-
de en büyük hazza ulaşmayı amaç ediniyor demektir.
Bazı durumlarda a ve haz veren davranış birlikte bu-
lunabilir. Bu durumda insan büyük hazlar için küçük
acılara katlanmalı veya büyük acılardan kaçınmak için
küçük hazlardan vazgeçmelidir. Kişi böyle davrandı-
ğında mümkün olduğunca diğer insanların mutluluğu-
nu da amaç edinmiş olur. Böylece ortaya evrensel ah-
lak yasası çıkmış olur.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Ahlak yasasını her bireyin kendisi belirler.
B) İnsan için en değerli şey haz elde etmektir.
C) İnsan hazza yönelmeli, acıdan kaçınmalıdır.
D) Her insan için geçerli bir ahlak yasası mümkündür.
E) Insan davranışlarında diğer insanların da mutlulu-
ğunu esas almalıdır.
- Descartes, felsofiniu
Felsefe
Sanat Felsefesi
TYT 14. Bentham'a göre insan hayatında değerli olan biricik şey Gazdır. Bu nedenle haz veren davranış iyi, acı ve- ren davranış ise kötüdür. İnsan akıllı davrandığı takdir- de en büyük hazza ulaşmayı amaç ediniyor demektir. Bazı durumlarda a ve haz veren davranış birlikte bu- lunabilir. Bu durumda insan büyük hazlar için küçük acılara katlanmalı veya büyük acılardan kaçınmak için küçük hazlardan vazgeçmelidir. Kişi böyle davrandı- ğında mümkün olduğunca diğer insanların mutluluğu- nu da amaç edinmiş olur. Böylece ortaya evrensel ah- lak yasası çıkmış olur. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Ahlak yasasını her bireyin kendisi belirler. B) İnsan için en değerli şey haz elde etmektir. C) İnsan hazza yönelmeli, acıdan kaçınmalıdır. D) Her insan için geçerli bir ahlak yasası mümkündür. E) Insan davranışlarında diğer insanların da mutlulu- ğunu esas almalıdır. - Descartes, felsofiniu
12. Felsefe ile uğraşmak uçsuz bucaksız ve derin bir denizde
yelken açmak gibidir. Bu yolculukta ne sığınılacak bir
liman ne demir atacak bir zemin vardır; ne başlangıç ve
ne
erişilecek bir son bulunur. Bu niteliğe sahip felsefe
sorularına verilecek yanıtlar, uzun akıl yürütmeleri içeren
cevaplar olacaktır.
Bu parçada felsefenin hangi niteliği
vurgulanmaktadır?
A) Bir bitmişliğin olmadığı
B) Sorularıyla var olduğu
C) Evrensel bir etkinlik olduğu
D) Refleksif olduğu
E) Sistemli ve düzenli olduğu
Felsefe
Felsefenin Alanı
12. Felsefe ile uğraşmak uçsuz bucaksız ve derin bir denizde yelken açmak gibidir. Bu yolculukta ne sığınılacak bir liman ne demir atacak bir zemin vardır; ne başlangıç ve ne erişilecek bir son bulunur. Bu niteliğe sahip felsefe sorularına verilecek yanıtlar, uzun akıl yürütmeleri içeren cevaplar olacaktır. Bu parçada felsefenin hangi niteliği vurgulanmaktadır? A) Bir bitmişliğin olmadığı B) Sorularıyla var olduğu C) Evrensel bir etkinlik olduğu D) Refleksif olduğu E) Sistemli ve düzenli olduğu
14. Aşağıdaki sorulardan hangisi bir filozoftan çok bir
bilim insanını ilgilendirir?
Al Hayatın anlamı ve amacı nedir?
B) Mutlak doğru bilgiye ulaşılabilir mi?
GH Varlığını özü nedir?
D) İnsan davranışlarının nedenleri nelerdir?
E) Mutlu bir hayat nasıl olmalıdır?
1
Felsefe
Sosyolojinin Alanı
14. Aşağıdaki sorulardan hangisi bir filozoftan çok bir bilim insanını ilgilendirir? Al Hayatın anlamı ve amacı nedir? B) Mutlak doğru bilgiye ulaşılabilir mi? GH Varlığını özü nedir? D) İnsan davranışlarının nedenleri nelerdir? E) Mutlu bir hayat nasıl olmalıdır? 1