Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Anlam Soruları

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca
e
digerleriyle
yle
çelişmektedir?
Bilgelik
Bitgelik
için bilgi sahibi olmak yeterli ve
ön koşuldur.
Bilgelik, bilgiyi iyiye doğruya ve güzele
yönelik kullanmak demektir.
Pask
the
Bilgelik, sadece bilmek değil; aynı za-
manda bilgiyi hayata uygulamak ve
mutlu olmayı da başarmaktır.
DY Bilgelik, (bilgi ve erdemin birleşmesin-
vel
den oluşan dinginlik ve olgunluktur.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca e digerleriyle yle çelişmektedir? Bilgelik Bitgelik için bilgi sahibi olmak yeterli ve ön koşuldur. Bilgelik, bilgiyi iyiye doğruya ve güzele yönelik kullanmak demektir. Pask the Bilgelik, sadece bilmek değil; aynı za- manda bilgiyi hayata uygulamak ve mutlu olmayı da başarmaktır. DY Bilgelik, (bilgi ve erdemin birleşmesin- vel den oluşan dinginlik ve olgunluktur.
Ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer. Cevizin içi insan
beynine benzer, kurt başlar cevizi yemeye. Elbette ki buraya kadarı normal. Yedikçe
şişmanlar, şişmanladıkça karnı büyür. Yeterince doyunca yükünü tutunca gitmek ister ama
girdiği delikten çıkması mümkün değildir, istese de çıkamaz. İşin enteresan ve daha da kötü
tarafı içi yenilen cevizin kabuğu da kurumuş ve iyice sertleşmiştir... Artık o deliği genişlet-
mek de imkânsızdır. Kurtçuk oturup etrafına bakar, düşünür taşınır delikten geçip çıkmak
için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek. Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız hâline döner ve
bir gün bitap düşmek üzereyken ilk başladığı gibi cevizden çıkar.
Bu metinde vurgulanmak istenen kişisel özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A)Hirs
B) Pişmanlık
C) Karamsarlık
-D) Mutsuzlük
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer. Cevizin içi insan beynine benzer, kurt başlar cevizi yemeye. Elbette ki buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar, şişmanladıkça karnı büyür. Yeterince doyunca yükünü tutunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkması mümkün değildir, istese de çıkamaz. İşin enteresan ve daha da kötü tarafı içi yenilen cevizin kabuğu da kurumuş ve iyice sertleşmiştir... Artık o deliği genişlet- mek de imkânsızdır. Kurtçuk oturup etrafına bakar, düşünür taşınır delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek. Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız hâline döner ve bir gün bitap düşmek üzereyken ilk başladığı gibi cevizden çıkar. Bu metinde vurgulanmak istenen kişisel özellik aşağıdakilerden hangisidir? A)Hirs B) Pişmanlık C) Karamsarlık -D) Mutsuzlük
FAKİR BAYKURT
Yılanların Öcü
BA
Fakir Baykurt'un ilk romanı olan Yılanların Öcü 1954 yılında
yayımlanmış ve yazarını büyük bir üne kavuşturmuştur. Aynı
zamanda birçok kez sinemaya uyarlanmıştır. Eserde köylü bir
ailenin kendilerine yapılan haksızlık karşısındaki direnişi ve bu-
nun doğurduğu sonuçlar anlatılmaktadır. Yılanlar üzerinden
insanın insana düşmanlığını anlatan eser, aynı zamanda kötü-
ye kullanılmış otoriteye ve bu otoriteye ayak uyduranlara bir
eleştiri niteliğindedir. Yılanların kralı olan Şahmaran, Kara Şal
tarafından öldürüldüğü günden beri yılanlar Kara Şali'nin soyu-
nu düşman bellemiştir. Kara Şali'nin oğlu Kara Bayram tarafın-
dan anlatılan bu efsane, eserdeki "yılan" sembolünün temelini
oluşturur. Kara Bayram, anası Irazca, karısı Haçça ve üç çocu-
ğu ile seksen haneli Karataş köyünde, babadan kalma tek göz
bir evde yaşamaktadır. Bir gün köy kurulunun ikinci üyesi olan
Haceli tarafından huzurları kaçınlır. Hacell evinden memnun olmadığı için köy sandığına yedi yüz
lira ödeme karşılığında köy kurulundan bir ev yeri alır Bayram ve ailesi buna karşı çıkar. Arala-
rında çıkan kavgada Haçça bebeğini düşürür, Bayram yaralanır. Yakın zamanda Kaymakam Bey
köye gelecektir. Muhtar Hüsnü, Kaymakam'ı memnun etmek için büyük bir hazırlık yapmış, hatta
ona sunmak için Bayram'ın kuzusunu çaldırıp kestirmiştir. Irazca kaymakam köye geldiğinde ona
olanları anlatır. Kaymakam da ona mahkemeye gidip hakkını araması gerektiğini söyler. Bayram
kararsızdır. Bayram'ın teyzesini yılanların sokmasıyla Irazca yılanların bile öç aldığını söyler ve
Bayram'ı mahkemeye gitmeye ikna eder.
1.
Bu parçadan Yılanların cü eseriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Aazarın ilk romanı olmasına karşın kendisinin tanınmasını sağladığına
BYalnızca Türk edebiyatını deği Türk sinemasını da etkilediğine
Köylü bir ailenin otoriteye boyun eğmesini konu aldığına
DY Eserde "yılan"ın düşmanlığı temsil eden bir sembol olduğuna
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
FAKİR BAYKURT Yılanların Öcü BA Fakir Baykurt'un ilk romanı olan Yılanların Öcü 1954 yılında yayımlanmış ve yazarını büyük bir üne kavuşturmuştur. Aynı zamanda birçok kez sinemaya uyarlanmıştır. Eserde köylü bir ailenin kendilerine yapılan haksızlık karşısındaki direnişi ve bu- nun doğurduğu sonuçlar anlatılmaktadır. Yılanlar üzerinden insanın insana düşmanlığını anlatan eser, aynı zamanda kötü- ye kullanılmış otoriteye ve bu otoriteye ayak uyduranlara bir eleştiri niteliğindedir. Yılanların kralı olan Şahmaran, Kara Şal tarafından öldürüldüğü günden beri yılanlar Kara Şali'nin soyu- nu düşman bellemiştir. Kara Şali'nin oğlu Kara Bayram tarafın- dan anlatılan bu efsane, eserdeki "yılan" sembolünün temelini oluşturur. Kara Bayram, anası Irazca, karısı Haçça ve üç çocu- ğu ile seksen haneli Karataş köyünde, babadan kalma tek göz bir evde yaşamaktadır. Bir gün köy kurulunun ikinci üyesi olan Haceli tarafından huzurları kaçınlır. Hacell evinden memnun olmadığı için köy sandığına yedi yüz lira ödeme karşılığında köy kurulundan bir ev yeri alır Bayram ve ailesi buna karşı çıkar. Arala- rında çıkan kavgada Haçça bebeğini düşürür, Bayram yaralanır. Yakın zamanda Kaymakam Bey köye gelecektir. Muhtar Hüsnü, Kaymakam'ı memnun etmek için büyük bir hazırlık yapmış, hatta ona sunmak için Bayram'ın kuzusunu çaldırıp kestirmiştir. Irazca kaymakam köye geldiğinde ona olanları anlatır. Kaymakam da ona mahkemeye gidip hakkını araması gerektiğini söyler. Bayram kararsızdır. Bayram'ın teyzesini yılanların sokmasıyla Irazca yılanların bile öç aldığını söyler ve Bayram'ı mahkemeye gitmeye ikna eder. 1. Bu parçadan Yılanların cü eseriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Aazarın ilk romanı olmasına karşın kendisinin tanınmasını sağladığına BYalnızca Türk edebiyatını deği Türk sinemasını da etkilediğine Köylü bir ailenin otoriteye boyun eğmesini konu aldığına DY Eserde "yılan"ın düşmanlığı temsil eden bir sembol olduğuna
Qundur?
an-azal-
mundan
dıkça
arttıkça
G
G
erdiği
silma-
ni kul-
larak
har-
din-
eğin
üğü-
ya-
1
1
1
D) Bir mado
4. Paranın ilk basıldığı günden günümüze ge-
çen 2 bin 600 yıllık zaman diliminde insanoğ-
lu çok büyük gelişmelere imza attı; alışkan-
lıkları, düşünce yapıları ve üretim araçları de-
ğişti. Eski ve yararsız olan her şey tarihin toz-
lu sayfalarında yerini aldı ama paranın öne-
mi günümüze kadar artarak geldi. Bu bağ-
lamda parayı ister madenî ister kâğıt olsun
teknik ve fiziki özellikleri ile derinlemesine
analiz etmek üzere yeni bir bilim dalı filizlen-
di: Nümizmatik. Namidiğer para bilimi, para
koleksiyonculuğu.
Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin taşı-
dığı anlam aşağıdaki cümlelerin hangisin-
de vardır?
A) Ömrü boyunca bir kitap yazmış ve o ki-
tapla tarihe geçmişti.
18
B) Genç adamın önem verdiği her şey yaş-
landıkça hayatından çıkmıştı.
C) O film, izleyen herkesi derinden etkilemiş
fakat üzerinden uzun zaman geçince unu-
tulmuştu.
D) Yazarın yıldızı bir anda sönmüş, popüler-
liğini kısa sürede yitirmişti.
tonguç
6. AF
tir
d
ta
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Qundur? an-azal- mundan dıkça arttıkça G G erdiği silma- ni kul- larak har- din- eğin üğü- ya- 1 1 1 D) Bir mado 4. Paranın ilk basıldığı günden günümüze ge- çen 2 bin 600 yıllık zaman diliminde insanoğ- lu çok büyük gelişmelere imza attı; alışkan- lıkları, düşünce yapıları ve üretim araçları de- ğişti. Eski ve yararsız olan her şey tarihin toz- lu sayfalarında yerini aldı ama paranın öne- mi günümüze kadar artarak geldi. Bu bağ- lamda parayı ister madenî ister kâğıt olsun teknik ve fiziki özellikleri ile derinlemesine analiz etmek üzere yeni bir bilim dalı filizlen- di: Nümizmatik. Namidiğer para bilimi, para koleksiyonculuğu. Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin taşı- dığı anlam aşağıdaki cümlelerin hangisin- de vardır? A) Ömrü boyunca bir kitap yazmış ve o ki- tapla tarihe geçmişti. 18 B) Genç adamın önem verdiği her şey yaş- landıkça hayatından çıkmıştı. C) O film, izleyen herkesi derinden etkilemiş fakat üzerinden uzun zaman geçince unu- tulmuştu. D) Yazarın yıldızı bir anda sönmüş, popüler- liğini kısa sürede yitirmişti. tonguç 6. AF tir d ta
5. Yabani bir kedi türü olan, yuvasından sadece akşamları çıkıp karnını doyuran, Orta
Asya'nın mera ve bozkırlarında yaşayan; genellikle çöl faresi, yer sincabı, kınalı keklik
ile beslenen pallas kedisi Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması İçin Uluslararası Bir-
lik (IUCN) tarafından soyu neredeyse tehdit altındaki türler listesine girmiştir.
Bu cümleden,
Pallas kedisi yalnızca akşamları beslenmektedir.
Il Pallas kedisi koruma altına alınmış bir türdür.
M. Pallas kedisi bozkırda yaşayan birkaç hayvandan biridir.
yaradanından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I
BYYalnız II
Gve II
ME-2
Wo
DI ve III
S
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
5. Yabani bir kedi türü olan, yuvasından sadece akşamları çıkıp karnını doyuran, Orta Asya'nın mera ve bozkırlarında yaşayan; genellikle çöl faresi, yer sincabı, kınalı keklik ile beslenen pallas kedisi Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması İçin Uluslararası Bir- lik (IUCN) tarafından soyu neredeyse tehdit altındaki türler listesine girmiştir. Bu cümleden, Pallas kedisi yalnızca akşamları beslenmektedir. Il Pallas kedisi koruma altına alınmış bir türdür. M. Pallas kedisi bozkırda yaşayan birkaç hayvandan biridir. yaradanından hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız I BYYalnız II Gve II ME-2 Wo DI ve III S
LGS/8. SINIF
B
TÜRKÇE TESTI
1. Bu teste 20 soru vardir,
2. Cevaplannızı cevap kâğıdına işaretleyiniz.
1.
Tanhin en büyük ressamları arasında yer alan Salvador Dall, 11 Mayıs 1904'te İspanya'da doğdu. Kendisi doğmadan ön
Te olen abisinin anne ve babası tarafından daha çok sevildiğini düşündü, iç sesi sürekli abisi ile çekişti. Yaşadığı bu duy
gusal tramvayı ailesine histe pravo turi şımarıklıklarla göstermeye çalıştı. Çocukluğu ölü abisinin gölgesinde geç
ve yıllar sonra bu durumunu, "Doğar doğmaz delice sevilen bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım." sözleri
ve getirdi. Sosyo-kültürel açıdan iyi bir ailede yetişen Dall'nin resim yeteneği annesi tarafından fark edildi ve on yaşırs
da resim kursuna gönderildi. 1920 yıllarında Madrid San Fernando Akademisine başlayan Dali kural tanımaz davranı
lan sebebiyle uzaklaştırma aldı ve tekrar döndüğü akademiden 1926 yılında benzer sebeplerle tamamen atıldı. Dall Fram
sada bulunduğu dönemde Picasso ile tanıştı ve hayran olduğu ressam Picasso'dan etkilendi. Sürrealist sanat anlayi
nu benimseyen Dali, yaşam tarzı ile de sürrealist tarzını gösterdi. Giyimi, saçları, konuşmaları ve ilişkileri ile âdeta bilinci
deki buz dağının görülmeyen yüzünü göstermeye çalıştı. Dali; eserlerinde olmadik objeleri bir araya getirdi, insan pos
resini farklı suretlerde resmetti ve insanın iç dünyasını resme akitirken imgelerle oynadi. Dall'in gözleri dünyayı bambe
ka gördü ve bunu bütün resimlerinde gösterdi. Sanatında birçok ünlü ressamın etkisinde kalsa da her zaman kend
özgü bir tarzı olan Dali, hem resmettiği tablolarla hem de sıra dışı kişiliğiyle her zaman dikkatleri üzerinde toplamayı
sardı. Bu ilgi elbette sadece olumlu yönde olmadı. Bazı kitleler Dali'nin sanat anlayışını ağır bir dille eleştirdi. Ancak
vergiler onun tablolarının daha çok duyulmasına ve dünya çapında ses getirmesine neden oldu. Ünlü ismin en mes
tablosu 1931 yılında yaptığı "Belleğin Azmi" adlı eseridir. Dali, bugün dünyanın en iyi ressamları arasında kabul ediln
tedir.
Bu bilgilere göre aşağıdaki resimlerden hangisi Salvador Dali'ye ait olamaz?
A)
B)
Mavi Buk
2
8. Sud Türkçe Testi
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
LGS/8. SINIF B TÜRKÇE TESTI 1. Bu teste 20 soru vardir, 2. Cevaplannızı cevap kâğıdına işaretleyiniz. 1. Tanhin en büyük ressamları arasında yer alan Salvador Dall, 11 Mayıs 1904'te İspanya'da doğdu. Kendisi doğmadan ön Te olen abisinin anne ve babası tarafından daha çok sevildiğini düşündü, iç sesi sürekli abisi ile çekişti. Yaşadığı bu duy gusal tramvayı ailesine histe pravo turi şımarıklıklarla göstermeye çalıştı. Çocukluğu ölü abisinin gölgesinde geç ve yıllar sonra bu durumunu, "Doğar doğmaz delice sevilen bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım." sözleri ve getirdi. Sosyo-kültürel açıdan iyi bir ailede yetişen Dall'nin resim yeteneği annesi tarafından fark edildi ve on yaşırs da resim kursuna gönderildi. 1920 yıllarında Madrid San Fernando Akademisine başlayan Dali kural tanımaz davranı lan sebebiyle uzaklaştırma aldı ve tekrar döndüğü akademiden 1926 yılında benzer sebeplerle tamamen atıldı. Dall Fram sada bulunduğu dönemde Picasso ile tanıştı ve hayran olduğu ressam Picasso'dan etkilendi. Sürrealist sanat anlayi nu benimseyen Dali, yaşam tarzı ile de sürrealist tarzını gösterdi. Giyimi, saçları, konuşmaları ve ilişkileri ile âdeta bilinci deki buz dağının görülmeyen yüzünü göstermeye çalıştı. Dali; eserlerinde olmadik objeleri bir araya getirdi, insan pos resini farklı suretlerde resmetti ve insanın iç dünyasını resme akitirken imgelerle oynadi. Dall'in gözleri dünyayı bambe ka gördü ve bunu bütün resimlerinde gösterdi. Sanatında birçok ünlü ressamın etkisinde kalsa da her zaman kend özgü bir tarzı olan Dali, hem resmettiği tablolarla hem de sıra dışı kişiliğiyle her zaman dikkatleri üzerinde toplamayı sardı. Bu ilgi elbette sadece olumlu yönde olmadı. Bazı kitleler Dali'nin sanat anlayışını ağır bir dille eleştirdi. Ancak vergiler onun tablolarının daha çok duyulmasına ve dünya çapında ses getirmesine neden oldu. Ünlü ismin en mes tablosu 1931 yılında yaptığı "Belleğin Azmi" adlı eseridir. Dali, bugün dünyanın en iyi ressamları arasında kabul ediln tedir. Bu bilgilere göre aşağıdaki resimlerden hangisi Salvador Dali'ye ait olamaz? A) B) Mavi Buk 2 8. Sud Türkçe Testi
ANKARA
YAYINCILIK
1. Deneme
artist
Fransizca artiste
1. İsim Güzel sanatlardan birini meslek edinen kimse, sanatçı, sanatkâr:
"Filmlerdeki artistlerin sahiden ölmediğini keşfedinceye kadar kadınlar kondu yollarına
çok yaş döktü."-Latife Tekin
2. Isim, halk ağzında Eğlence yerlerinde gösteri yapan kimse.
3. İsim, mecaz Olduğundan başka türlü görünen, yapmacık ve abartılı davranan kimse.
Atasözleri, Deyimler veya Birleşik Fiiller
artist gibi
Türk İşaret Dili
Parmak Alfabesiyle Gösterilişi
3
Buna göre "artist" sözcüğünün açıklamalarında sözlüklerde bulunması beklenen;
I. Sözcüğün tanımlanması ve tanıma uygun kullanımının örneklendirilmesi,
II. Sözcüğün, içinde kullanıldığı deyim veya atasözlerine yer verilmesi,
H. Kimi kavramların ifade ettiği anlamların resimlerle gösterilmesi,
IV. Sözcüğün ortaya çıktığı dil ve o dildeki hâli ile ilgili bir bilgi verilmesi,
V. Sözcüğün yöresel kullanımlarının belirtilmesi
niteliklerinden hangileri örneklenmemiştir?
A) II ve IV.
B) III ve V.
C) I, III ve IV.
B
20.
TÜRKÇE
DNV ve V.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
ANKARA YAYINCILIK 1. Deneme artist Fransizca artiste 1. İsim Güzel sanatlardan birini meslek edinen kimse, sanatçı, sanatkâr: "Filmlerdeki artistlerin sahiden ölmediğini keşfedinceye kadar kadınlar kondu yollarına çok yaş döktü."-Latife Tekin 2. Isim, halk ağzında Eğlence yerlerinde gösteri yapan kimse. 3. İsim, mecaz Olduğundan başka türlü görünen, yapmacık ve abartılı davranan kimse. Atasözleri, Deyimler veya Birleşik Fiiller artist gibi Türk İşaret Dili Parmak Alfabesiyle Gösterilişi 3 Buna göre "artist" sözcüğünün açıklamalarında sözlüklerde bulunması beklenen; I. Sözcüğün tanımlanması ve tanıma uygun kullanımının örneklendirilmesi, II. Sözcüğün, içinde kullanıldığı deyim veya atasözlerine yer verilmesi, H. Kimi kavramların ifade ettiği anlamların resimlerle gösterilmesi, IV. Sözcüğün ortaya çıktığı dil ve o dildeki hâli ile ilgili bir bilgi verilmesi, V. Sözcüğün yöresel kullanımlarının belirtilmesi niteliklerinden hangileri örneklenmemiştir? A) II ve IV. B) III ve V. C) I, III ve IV. B 20. TÜRKÇE DNV ve V.
16.
Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'ın Cami Kebir Mahallesi'nde günü-
müzde müze olarak kullanılan evde dünyaya gelmiştir. Tarancı öğrenim hayatına 1917'de
Diyarbakır'da başladı. Sonraki yıl Mekteb-i Sultani'ye gönderildi. Bu okuldan "üstün ba-
şarı ile mezun oldu. Babası, okumasını ve ailesinin adını yüceltmesini arzu ediyordu.
Onu, ilkokuldan sonra eğitimine devam etmesi için İstanbul'a yolladı.
Tarancı'ya göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Ölçü ve kafiyeden kop-
mamış ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Şiir-
lerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu
sevdalar, yalnızlık, yaşadığı tasasız, yarını düşünmeyen hayatın buruklukları, çocukluk
özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Onun bu konudaki şiirlerine örnek olarak ----- dizeleri
verilebilir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki dizelerden hangisi getirilebilir?
A) Ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
BAh o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyun sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgârl
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
16. Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'ın Cami Kebir Mahallesi'nde günü- müzde müze olarak kullanılan evde dünyaya gelmiştir. Tarancı öğrenim hayatına 1917'de Diyarbakır'da başladı. Sonraki yıl Mekteb-i Sultani'ye gönderildi. Bu okuldan "üstün ba- şarı ile mezun oldu. Babası, okumasını ve ailesinin adını yüceltmesini arzu ediyordu. Onu, ilkokuldan sonra eğitimine devam etmesi için İstanbul'a yolladı. Tarancı'ya göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Ölçü ve kafiyeden kop- mamış ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Şiir- lerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı tasasız, yarını düşünmeyen hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine konu olmuştur. Onun bu konudaki şiirlerine örnek olarak ----- dizeleri verilebilir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki dizelerden hangisi getirilebilir? A) Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum BAh o kadrini bilmediğim günler, Koklamadan attığım gül demeti, Suyun sebil ettiğim o çeşme, Eserken yelken açmadığım rüzgârl Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu İplik ki incecik, örer boşluğu ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
laç olarak kullanıldı.
di. Özellikle Yukarı
dildi. Eski Mısır'da
edenle tip kelime-
Fakat bu yüzyılda
madde, anestezi
Afyon'daki "Afyon
naktadır. Böylece
tur?
0
V
11
T 24
$23
28
25
22
00
2
Y
27 28
PO
as
A ÇARKI
ON
P
0
29
S ÇARKI
E
D
0
27
NM
V
2 3
Y CARKI
23
H ÇARKI
HGG
GFED
OUTSS
Üç harflik bu şifreleme sisteminde yazılacak sözcüklerin harfleri için önce A çarkından harf numarası bulunur, sonra sözcüğün
birinci harfi için Y, ikinci harfi için S, üçüncü harfi için de H çarkından o numaraya karşılık gelen harf yazılır. Üçten fazla harfi
olan sözcüklerde ise döngü aynı şekilde devam ettirilir.
Buna göre "BAYRAK" sözcüğünün bu şifreleme sistemindeki karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A) UGZLGL
B) ZYÜÖYI
C) ZSGÖS$
D) BYPAYĞ
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
laç olarak kullanıldı. di. Özellikle Yukarı dildi. Eski Mısır'da edenle tip kelime- Fakat bu yüzyılda madde, anestezi Afyon'daki "Afyon naktadır. Böylece tur? 0 V 11 T 24 $23 28 25 22 00 2 Y 27 28 PO as A ÇARKI ON P 0 29 S ÇARKI E D 0 27 NM V 2 3 Y CARKI 23 H ÇARKI HGG GFED OUTSS Üç harflik bu şifreleme sisteminde yazılacak sözcüklerin harfleri için önce A çarkından harf numarası bulunur, sonra sözcüğün birinci harfi için Y, ikinci harfi için S, üçüncü harfi için de H çarkından o numaraya karşılık gelen harf yazılır. Üçten fazla harfi olan sözcüklerde ise döngü aynı şekilde devam ettirilir. Buna göre "BAYRAK" sözcüğünün bu şifreleme sistemindeki karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? A) UGZLGL B) ZYÜÖYI C) ZSGÖS$ D) BYPAYĞ
TÜRKÇE
Tiyatronun Çocuk Gelişimi Üzerindeki Katkısı
Çocuklara öz
güven duygusu
kazandın
Çocukların
gözlem yoluyla
öğrenmesini
sağlar.
Estetik bir bakış
açısı kazandırır,
hayal dünyasın
zenginleştirir.
Aşağıdakilerden hangisi tiyatronun sözü edilen katkılarından herhangi birinin açıklaması değildir?
A) Tiyatroda sergilenen oyunlarda çocuklar, oyun esnasında kendini oyunun akışına bırakır ve bir anlamda
oyunun bir parçası olur, sahnedeki oyuncuları model alır ve onlarla empati kurar. Bunun bir sonucu olarak
oyunun çocuklara vermek istediği mesaj, çocuğun gözünün önünde yaşanır. Çocuk bu mesajı hayatına
yansıtır. Bu şekilde öğrenmenin bir başka artısı da çocuklarda dikkat, algılama, konuşma, dinleme gibi
becerilerin gelişmesine önemli bir katkı sunmasıdır.
B) Çocuklar tiyatro oyunlarında kimi zaman kendilerini ürküten bazı nesnelerle karşı karşıya gelebilmektedir.
Oyun içerisinde, doktor, karanlık, köpek, fare gibi korkulan bu nesneler ile kurulan ilişki, onların bu fobile-
rinin azalmasına katkı sağlamaktadır. Başka bir ifadeyle, kendi dünyalarında fobi nedeni sayılabilecek bazı
nesneler, tiyatro ile çok farklı bir anlam kazanabilir. Bu da doğal olarak çocuğun o nesneye bakış açısını
değiştirebilir.
C) Cocuk tiyatrosu; çevresiyle iletişim kurmakta zorlanan çocuklar başta olmak üzere genel olarak tüm ço-
uklara duygularını rahatlıkla ifade etme yetisi kazandırır. Bir tiyatro oyununda çocuklar birlikte gülüp
eğlenirler, birlikte öğrenirler. Çocukların sahnede oyun seyretme deneyimleri arttıkça bu durum onların
sosyal davranışlarına da yansır. Başkalanyla daha iyi geçinme, çevreyle daha güçlü bir bağ kurma, uyum
sağlama ve cesaret gibi konularda kendilerini geliştirirler.
Tiyatro deneyimi yaşayan bir çocuk gözlerinin önünde yaşananlar hakkında neden-sonuç ilişkisi kurar.
Oyundaki kahramanları değerlendirir. Zannedildiği gibi sadece gülmez, niye güldüğünü de düşünür. Eleş-
tirel bir tavır takınır. Tiyatro izleyen çocuğun hayatında "çünkü"ler vardır. Sanatın bir yerde var oluş nedeni
olan eleştiriyi hayatına katar. Hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmez.
HIZ YAYINLARI
9
. Sınıf Deneme Sınavı - 8
mays
de-
miş,
ada
nin
bir
10
14.
Korkularıyla
başa çıkabilmeyi
öğretir.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
TÜRKÇE Tiyatronun Çocuk Gelişimi Üzerindeki Katkısı Çocuklara öz güven duygusu kazandın Çocukların gözlem yoluyla öğrenmesini sağlar. Estetik bir bakış açısı kazandırır, hayal dünyasın zenginleştirir. Aşağıdakilerden hangisi tiyatronun sözü edilen katkılarından herhangi birinin açıklaması değildir? A) Tiyatroda sergilenen oyunlarda çocuklar, oyun esnasında kendini oyunun akışına bırakır ve bir anlamda oyunun bir parçası olur, sahnedeki oyuncuları model alır ve onlarla empati kurar. Bunun bir sonucu olarak oyunun çocuklara vermek istediği mesaj, çocuğun gözünün önünde yaşanır. Çocuk bu mesajı hayatına yansıtır. Bu şekilde öğrenmenin bir başka artısı da çocuklarda dikkat, algılama, konuşma, dinleme gibi becerilerin gelişmesine önemli bir katkı sunmasıdır. B) Çocuklar tiyatro oyunlarında kimi zaman kendilerini ürküten bazı nesnelerle karşı karşıya gelebilmektedir. Oyun içerisinde, doktor, karanlık, köpek, fare gibi korkulan bu nesneler ile kurulan ilişki, onların bu fobile- rinin azalmasına katkı sağlamaktadır. Başka bir ifadeyle, kendi dünyalarında fobi nedeni sayılabilecek bazı nesneler, tiyatro ile çok farklı bir anlam kazanabilir. Bu da doğal olarak çocuğun o nesneye bakış açısını değiştirebilir. C) Cocuk tiyatrosu; çevresiyle iletişim kurmakta zorlanan çocuklar başta olmak üzere genel olarak tüm ço- uklara duygularını rahatlıkla ifade etme yetisi kazandırır. Bir tiyatro oyununda çocuklar birlikte gülüp eğlenirler, birlikte öğrenirler. Çocukların sahnede oyun seyretme deneyimleri arttıkça bu durum onların sosyal davranışlarına da yansır. Başkalanyla daha iyi geçinme, çevreyle daha güçlü bir bağ kurma, uyum sağlama ve cesaret gibi konularda kendilerini geliştirirler. Tiyatro deneyimi yaşayan bir çocuk gözlerinin önünde yaşananlar hakkında neden-sonuç ilişkisi kurar. Oyundaki kahramanları değerlendirir. Zannedildiği gibi sadece gülmez, niye güldüğünü de düşünür. Eleş- tirel bir tavır takınır. Tiyatro izleyen çocuğun hayatında "çünkü"ler vardır. Sanatın bir yerde var oluş nedeni olan eleştiriyi hayatına katar. Hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmez. HIZ YAYINLARI 9 . Sınıf Deneme Sınavı - 8 mays de- miş, ada nin bir 10 14. Korkularıyla başa çıkabilmeyi öğretir.
B.
Kabare tiyatrosu daha çok günlük siyasi konuları, sosyal ve kültürel alandaki
yozlukları, şakayla karışık acı, iğneleyici bir dille sergiler. Şarkı, parodi, skeç,
söylev, sözsüz oyun, şiir ve karikatürden kurulu, doğaçlamaya açık gösteri ve
oyunların sahnelendiği sivri bir taşlama biçimi olan kabare tiyatrosu oyuncu-
larla izleyenlerin içli dışlı oldukları, yazar ve izleyicinin de katılabileceği (daha
çok büyük kentlere özgü) küçük tiyatro türüdür.
Türkçe öğretmenleri, bu metindeki bilgileri vererek Sinan, Barış, Sena ve Zehra'ya hafta sonu bir kabare tiyatrosuna
gitmelerini söyledi.
Buna göre aşağıdaki cümleleri söyleyen öğrencilerden hangisi bir kabare tiyatrosu izlemiş olamaz?
A) Sinan: Suya sabuna dokunmayan bir üslubu vardı.
B) Barış: Müziği etkileyici bir biçimde kullanmışlardı
Sena: Gülmekten öldüm, desem yeridir.
D) Zehra: Oyuna katılan bazı seyirciler, oyunculardan daha çok alkış aldı.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
B. Kabare tiyatrosu daha çok günlük siyasi konuları, sosyal ve kültürel alandaki yozlukları, şakayla karışık acı, iğneleyici bir dille sergiler. Şarkı, parodi, skeç, söylev, sözsüz oyun, şiir ve karikatürden kurulu, doğaçlamaya açık gösteri ve oyunların sahnelendiği sivri bir taşlama biçimi olan kabare tiyatrosu oyuncu- larla izleyenlerin içli dışlı oldukları, yazar ve izleyicinin de katılabileceği (daha çok büyük kentlere özgü) küçük tiyatro türüdür. Türkçe öğretmenleri, bu metindeki bilgileri vererek Sinan, Barış, Sena ve Zehra'ya hafta sonu bir kabare tiyatrosuna gitmelerini söyledi. Buna göre aşağıdaki cümleleri söyleyen öğrencilerden hangisi bir kabare tiyatrosu izlemiş olamaz? A) Sinan: Suya sabuna dokunmayan bir üslubu vardı. B) Barış: Müziği etkileyici bir biçimde kullanmışlardı Sena: Gülmekten öldüm, desem yeridir. D) Zehra: Oyuna katılan bazı seyirciler, oyunculardan daha çok alkış aldı.
17. Türk Dil Kurumuna göre "yayınlamak" diye bir kelime yoktur. Bu kelimenin doğru hâli "yayımlamak'tır. Peki, diyeceksiniz
ki "Kadın yayına bağlandı ve şunları dedi." cümlesinde "yayın" kelimesinin kullanımı hatalı mıdır? Elbette hatalı değildir,
doğrudur. Yayın kelimesinin kullanımı yalın hâlde olur ve bu kelimeye "-lamak" diye bir ek getirilmez. Anlamı da "Radyo,
televizyon ya da internet yoluyla halka sunulan, iletilen şey"dir. Yayımlamak ise hepimizin zihninde kitapların, dergilerin,
matbaaların canlanmasını sağlayan bir kelimedir. Dolayısıyla
Bu metinde boş bırakılan yere,
1. gazetelerdeki köşe yazıları yayınlanmaz, yayımlanır
II. kelimeler, onlara yüklenilen anlamlarla değer kazanır
III. "Eskiden maçlar radyodan yayınlanırdı." cümlesi yanlış bir cümledir
IV. TDK, bu gibi karıştırılan kelimelerin takibini daha sık yapmalıdır
numaralandırılmış ifadelerden hangileri getirilebilir?
A) I ve III
B) I ve IV
C) II ve III
D) III ve IV
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
17. Türk Dil Kurumuna göre "yayınlamak" diye bir kelime yoktur. Bu kelimenin doğru hâli "yayımlamak'tır. Peki, diyeceksiniz ki "Kadın yayına bağlandı ve şunları dedi." cümlesinde "yayın" kelimesinin kullanımı hatalı mıdır? Elbette hatalı değildir, doğrudur. Yayın kelimesinin kullanımı yalın hâlde olur ve bu kelimeye "-lamak" diye bir ek getirilmez. Anlamı da "Radyo, televizyon ya da internet yoluyla halka sunulan, iletilen şey"dir. Yayımlamak ise hepimizin zihninde kitapların, dergilerin, matbaaların canlanmasını sağlayan bir kelimedir. Dolayısıyla Bu metinde boş bırakılan yere, 1. gazetelerdeki köşe yazıları yayınlanmaz, yayımlanır II. kelimeler, onlara yüklenilen anlamlarla değer kazanır III. "Eskiden maçlar radyodan yayınlanırdı." cümlesi yanlış bir cümledir IV. TDK, bu gibi karıştırılan kelimelerin takibini daha sık yapmalıdır numaralandırılmış ifadelerden hangileri getirilebilir? A) I ve III B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV
4
5. Emily Bronte'den nasihat değerinde müthiş bir söz:
"İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu
sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir." Yoksa hepimiz
aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi
birbirimizden ayıran en önemli şey kalplerimizin özelli-
ğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa bu dışınıza
yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen,
kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze
yansır ve dünyalar güzeli olsanız bile kalbinizin karan-
lığı güzelliğinize gölge gibi düşer.
Bu metnin yazarı düşüncelerini geliştirmek için
aşağıdakilerden hangisini yapmamıştır?
A) Bir şeyin bir niteliğini göz önüne getirmek, daha et-
kili kılmak için onunla başka bir şey arasında ortak
bir nitelikte benzerlik kurmuştur.
B) İki ya da daha çok sayıda şeyin birbirine benzeyen
ve benzemeyen yanlarını ortaya koymuştur.
C) Bir düşünceyi veya fikri inandırıcı hâle getirip ünlü
kişiler tarafından da kabul edildiğini göstermeye
çalışmıştır.
D) Bir nesne ya da varlığın özelliklerini eksiksiz olarak
belirtmiş, onun ne olduğunu anlatmıştır.
n
utava geçiniz.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
4 5. Emily Bronte'den nasihat değerinde müthiş bir söz: "İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir." Yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi birbirimizden ayıran en önemli şey kalplerimizin özelli- ğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa bu dışınıza yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır ve dünyalar güzeli olsanız bile kalbinizin karan- lığı güzelliğinize gölge gibi düşer. Bu metnin yazarı düşüncelerini geliştirmek için aşağıdakilerden hangisini yapmamıştır? A) Bir şeyin bir niteliğini göz önüne getirmek, daha et- kili kılmak için onunla başka bir şey arasında ortak bir nitelikte benzerlik kurmuştur. B) İki ya da daha çok sayıda şeyin birbirine benzeyen ve benzemeyen yanlarını ortaya koymuştur. C) Bir düşünceyi veya fikri inandırıcı hâle getirip ünlü kişiler tarafından da kabul edildiğini göstermeye çalışmıştır. D) Bir nesne ya da varlığın özelliklerini eksiksiz olarak belirtmiş, onun ne olduğunu anlatmıştır. n utava geçiniz.
12. Halk şiirinde Köroğlu'nun şiirleri, haksızlığa başkaldırmanın, kavganın, yiğitliğin, mertliğin sesi ol-
muştur. Köroğlu, şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitliği, mertliği övmüş; halka baskı uygulayanla-
rı yermiştir. Şiirlerinde yalın bir söyleyişe yer vermiştir. Şiiri yalındır, söz sanatlarına gerek duymaz.
Türkçeyi, hece ölçüsüyle ve dört yüzyılın eskitemeyeceği biçimde kullanmıştır.
Bu parçada Köroğlu ile ilgili anlatılanlara bakılarak aşağıdaki dörtlüklerden hangisinin
Köroğlu'na ait olduğu söylenemez?
A) Tan yeri atmadan şafak sökende U
Düşmanın üstüne hörelenmeli 11
Düşman kalkan kılıç çekende?
Yiğit on beş yerden yaralanmalı
B) Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı |
Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu \
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
(C) Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından, kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
D), Benim yârim yanakları allıdır
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olan bakışından bellidir
Her derdi atmanın zamanı geldi
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
12. Halk şiirinde Köroğlu'nun şiirleri, haksızlığa başkaldırmanın, kavganın, yiğitliğin, mertliğin sesi ol- muştur. Köroğlu, şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitliği, mertliği övmüş; halka baskı uygulayanla- rı yermiştir. Şiirlerinde yalın bir söyleyişe yer vermiştir. Şiiri yalındır, söz sanatlarına gerek duymaz. Türkçeyi, hece ölçüsüyle ve dört yüzyılın eskitemeyeceği biçimde kullanmıştır. Bu parçada Köroğlu ile ilgili anlatılanlara bakılarak aşağıdaki dörtlüklerden hangisinin Köroğlu'na ait olduğu söylenemez? A) Tan yeri atmadan şafak sökende U Düşmanın üstüne hörelenmeli 11 Düşman kalkan kılıç çekende? Yiğit on beş yerden yaralanmalı B) Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı | Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu \ Eğri kılıç kında paslanmalıdır (C) Benden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından, kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir D), Benim yârim yanakları allıdır Ak elleri deste deste güllüdür Dertli olan bakışından bellidir Her derdi atmanın zamanı geldi
9.
Yanlışlar hep çevredeki kişilerdedir. Sorunları her zaman diğer insanlar meydana getirir. İnsanlar yanlış
yoldadır ve bizim o yanlışları düzeltmemiz gerekmektedir. İnsanların yaptığı çeşitli yanlışlıkları düzelt-
meye çalışmakla birlikte o insanları da doğruya sevk etmek için bir çabanın içine gireriz. Yanlışlıklar
içinde olan kişileri doğru yola kanalize etme misyonuna soyunuruz. Çeşitli nasihatler eder, bir sürü
örnek hayatlar sunarız insanlarda fikir değişikliği meydana getirmek için. Ama tüm bunları yapmaya ça-
lışırken kendimizi değiştirmeyi pek düşünmeyiz. Hâlbuki ----
Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) çevremizi değiştirirken kısmen de olsa kendimizi değiştiriyoruz aslında.
B) başkalarını değiştirmek kendini değiştirmek kadar yorucu ve zor değildir.
ne kadar çabalasak da bazen kendimizi de çevremizi de değiştiremeyebiliriz.
D) evremizi değiştirmenin yolu ilk olarak kendimizi değiştirmekten geçer.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
9. Yanlışlar hep çevredeki kişilerdedir. Sorunları her zaman diğer insanlar meydana getirir. İnsanlar yanlış yoldadır ve bizim o yanlışları düzeltmemiz gerekmektedir. İnsanların yaptığı çeşitli yanlışlıkları düzelt- meye çalışmakla birlikte o insanları da doğruya sevk etmek için bir çabanın içine gireriz. Yanlışlıklar içinde olan kişileri doğru yola kanalize etme misyonuna soyunuruz. Çeşitli nasihatler eder, bir sürü örnek hayatlar sunarız insanlarda fikir değişikliği meydana getirmek için. Ama tüm bunları yapmaya ça- lışırken kendimizi değiştirmeyi pek düşünmeyiz. Hâlbuki ---- Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) çevremizi değiştirirken kısmen de olsa kendimizi değiştiriyoruz aslında. B) başkalarını değiştirmek kendini değiştirmek kadar yorucu ve zor değildir. ne kadar çabalasak da bazen kendimizi de çevremizi de değiştiremeyebiliriz. D) evremizi değiştirmenin yolu ilk olarak kendimizi değiştirmekten geçer.
BE
10. Yüzyıllar boyunca aynı konu üzerinde yazılmış nice edebî yapıt vardır. Örneğin; aşk, yalnızlık, yaşlılık, ölüm
tımızdan bir örnek verelim: Leyla ve Mecnun konusunda birçok yazar çalışmış, birçok yapıt oluşturulmuştur.
oyun yazılmıştır. Gelgelelim bu yazılardan çoğu unutulup gitmiş, pek azı değer kazanmıştır. Bizim edebiya-
korkusu gibi insanlık durumları edebiyatta eskimeyen konulardır. Bunlar üzerinde yüzlerce şiir, roman, öykü,
Ne var ki bunlardan bugün için de okunabilirliğini koruyan tek yapıt Fuzuli'ninkidir. Kısacası konu, yapıtın ham
maddesidir. Önemli olan bu ham maddeyi yapıtın içinde eritiş, işleyiştir. Fuzuli, işte bunu başardığı için çağ-
Bu metinden hareketle edebî yapıtlarla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisine "Başarılı bir dil ve anlatıma
ların ötesinden bugüne seslenmeyi başarabilmiştir.
sahip olmasına" şeklinde cevap verilebilir?
A) Edebî yapıtların kalıcılığı yakalayabilmesi neye bağlıdır?
B) Bir edebî eserin etkileyiciliği, hangi özelliğine bakılarak belirlenir?
C) Edebî yapıtların evrenselliğe erişmesi, hangi niteliğe bağlıdır?
D) Okuyucular, bir edebî eserde öncelikle neye bakarlar?
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
BE 10. Yüzyıllar boyunca aynı konu üzerinde yazılmış nice edebî yapıt vardır. Örneğin; aşk, yalnızlık, yaşlılık, ölüm tımızdan bir örnek verelim: Leyla ve Mecnun konusunda birçok yazar çalışmış, birçok yapıt oluşturulmuştur. oyun yazılmıştır. Gelgelelim bu yazılardan çoğu unutulup gitmiş, pek azı değer kazanmıştır. Bizim edebiya- korkusu gibi insanlık durumları edebiyatta eskimeyen konulardır. Bunlar üzerinde yüzlerce şiir, roman, öykü, Ne var ki bunlardan bugün için de okunabilirliğini koruyan tek yapıt Fuzuli'ninkidir. Kısacası konu, yapıtın ham maddesidir. Önemli olan bu ham maddeyi yapıtın içinde eritiş, işleyiştir. Fuzuli, işte bunu başardığı için çağ- Bu metinden hareketle edebî yapıtlarla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisine "Başarılı bir dil ve anlatıma ların ötesinden bugüne seslenmeyi başarabilmiştir. sahip olmasına" şeklinde cevap verilebilir? A) Edebî yapıtların kalıcılığı yakalayabilmesi neye bağlıdır? B) Bir edebî eserin etkileyiciliği, hangi özelliğine bakılarak belirlenir? C) Edebî yapıtların evrenselliğe erişmesi, hangi niteliğe bağlıdır? D) Okuyucular, bir edebî eserde öncelikle neye bakarlar?