Ortaokul Türkçe Soruları

12. Bugün çocuklarla vaktin nasıl geçtiğini anlamadan ders çalıştım. Çarşıya gittim. Yazdığım onca mektubu tek tek te- mize çektim. Bu kadar çok işi bir günde nasıl bitirebileceğime şaşırıyordum. Bu becerimi, böyle mekanik uğraşlardan çok, daha coşkulu, daha değerli şeyler için kullansaydım... Öyküler yazsaydım, resimler yapsaydım ne iyi olurdu! Bu sözleri söyleyen bir kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? A) Sanat alanındaki yeteneksizliğinden şikayet eden C Yaratıcılık gerektiren işler yapmak isteyen B) Çok para getiren bir meslekte çalışmayı düşleyen D) Ün kazanma tutkusu içinde olan 8) Seb C) M DY B P 17. T OF 9

k TÜRKÇE 14. Kişileştirme : Insana ait özellikleri, insan dışındaki canlı veya cansız varlıklara aktarma sanatıdır. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu açıklamaya örnek olarak kullanılabilir? AD Güneş küsmüş şavkımıyor ah sensiz! B) Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor. Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu. D) Ne şair yaş döker ne âşık ağlar, tarihe karıştı eski sevdalar. A

Yeniyetme yazarların yazdıklarını okuyorum ve hayret etmekten kendimi alamıyorum. Ifade yeteneği bu derece yüksek bir dill bu kadar kötü kullanabilmelerine şaşırıyorum. Eskilerin bize emanet ettiği anlam yüklü sözcükleri cümlelerine öyle bir yer- leştiriyorlar ki her biri yabancı bir yere savrulmuş insanlar gibi kimsesiz, çaresiz ve farklı duruyorlar. Sesli okuduğunuzda bu sözcükler kulaklarınızı tırmalıyor. Bu metinde altı çizili sözle yeniyetme yazarların eleştirilen yönü aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni türettikleri sözcüklere yazılanında yer vermeleri B) Düşak cümleler kurarak sözcüklerkanlamsızlaştırmalar CFSözcükleri ses değerlerini önemsemeden yazmaları D) Sözcükleri uygun olmayan yerlerde kullanmaları 7.

4. Origami, Japoncadaki ori (katlamak) ve kami (kâ- ğıt) kelimelerinin birleşmesi sonucu oluşmuştur. Çocukların gelişimini olumlu yönde etkilediği dü- şünüldüğü için ilkokulların müfredat programina da alınmıştır. Origami aynı zamanda matematikçilerin, bilim insanlarının, bilgisayar programcılarının, üni- versite hocalarının ve profesyonel sanatçıların da ilgisini çekmektedir. Origami sanatında amaç kare şeklindeki kâğıtları kesmeden katlayarak canlı ve cansız figürler üretmektir. Origami yarışmalarında ise derece dağıtmak oldukça güç çünkü origami yapanlar yalnızca kendileriyle yarışıyor, asla bir başkasıyla değil. Bu parçada geçen "origami yapanlar yalnızca kendileriyle yarışıyor, asla bir başkasıyla değil" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Yarışmacıların öz saygılarının yüksek olduğu B) Katılımcıların hepsinin origami konusunda usta sayıldığı Origami yapmanın kişinin kendisini geliştirme- de bir araç olduğu D) Japonya'da çok sayıda kişinin origami sanatıy- la uğraştığı

1. TEST 1630 Görgü ve nezaket kuralları, toplumsal yaşam alanında çeşitli durumlarda uyulması gereken ayrıntılı kurallardır. Bu kurallar; ki- Şuer toplumsal kesimleri ve grupları birbirinden ayırmaya, yaşamı kolaylaştırmaya, ilişkileri düzenlemeye yardımcı olur. Görgü kurallarına uymamanın, yasal herhangi bir yaptırımı, cezası yoktur; bu kurallara hukuken uyma zorunluluğu da yoktur. Ancak kurallara uymak, başkalarına saygı göstermektir; medeniliktir. hangisi bu metindeki sözlerden herhangi birinin anlamı değildir? Aşağıdakilerden A) Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik B) Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları C) ki şey arasındaki karşılıklı ilgi, bağ, münasebet D) Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluluğu İPUCU-3

12. Bazı durumlarda bildirme kipiyle çekimlenmiş bir fiil, dilek kipi anlamı verebilir. nialia (A Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede verilen bilgiye örnek olabilir? A) Yarın sekiz gibi salonda olursunuz. B) Her akşam mutlaka Türk kahvesi içerim. C) Yarın sınıfta şiir dinletisi düzenliyoruz. D) Susuz kalan çiçeklerimin hepsi solmuş.

A) 1. B) II. C) III. VIO D) IV. 5. (1) Fotoğraf makineleri sayesinde unutmak istemediğimiz görüntüleri kaydedebilir, onları yıllar boyunca saklayabiliriz. (II) Bir anlamda zamanı dondurarak gördüklerimizi başkalarıyla da paylaşmamızı sağlayan bu makinelerin icadı insanlık için oldukça önemli. (III) Eski zamanlarda birçok kişi fotoğraf çekmenin yollarını aramış fakat hiçbiri Fransız buluşçu Niep- ce gibi kalıcı bir fotoğraf çekmeyi başaramamış. (IV) Ne var ki Niepce, Işığın uygun kimyasal maddelerle kaplı bir yüzeyde görüntü oluşturabi- leceğini 1826 yılında kanıtlamış ve fotoğraf çekme yolundaki en önemli adımı atmış. (V) Ancak Niepce ilk fotoğrafını sekiz saatte çekebilmiş. Bu metin iki bölüme ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümle ile başlamalıdır? B) III. A) II. D) V. C) IV. sme ve sonuç bölümleridir. 8. C) N D) L C a t

3. Halk dilinde, yalın bir ifade tarzıyla şiirler kaleme alan bu şairler; eleştirel unsurları ve mizah öge- lerini kullanmak suretiyle gündelik olayları da şiirde söz konusu edilebileceğini gözler önüne serdiler. Buna göre aşağıdaki şiirlerden hangisi yukarı- da bahsedilen akımı benimseyen bir şairin şiiri olamaz? A) Bedava yaşıyoruz, bedava Hava bedava, bulut bedava Yağmur çamur bedava Peynir ekmek değil ama Acı su bedava elestirar + B) İstanbul'dan ayva gelir, nar gelir Döndüm baktım, bir edalı yar gelir Gelir desen dar gelir t Gün aşın alacaklılar gelir D) Param olsa satar mıydım Kahve rengi elbisemi Damalı gömleği giyerdim Alaca mendili takardım vizan l 7 C) Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden. Geçtim yine dün eski hazan bahçesinden 5. Yap çoc ze gündeliy day YAYINLARI t sir bu KVA şe de ba yi 0 p

He Yapı - Ek Fiiller -ol- 4. asit CÜ- ir. n Genellikle ad soylu bir sözcükle bir fiilin kalıplaşıp anlam- ca kaynaşmasıyla oluşan birleşik fiillere anlamca kaynaş- mış birleşik fiil denir. Bu fiillerde sözcüklerden biri ya da birden fazlası mecaz anlam kazanır. Deyimler, anlamca kaynaşmış birleşik fiillerdir. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerin hangisinde an- lamca kaynaşmış birleşik fiil yoktur? A) Çöp varilinin yanından geçerken burnunun direği kı- rıldı. B) Son günlerde yaşadığı olaylar onun huzurunu kaçırdı. C) Annesi, bu kitabı hazırlarken ince eleyip sık doku- muştu. D) Bazen uygulamak zor gelse de bu kurallar insanı mutlu eder.

Hastane odası Zaman: Sabahın erken saatleri Olay: Cemil'in hasta babasıyla ilgilenmesi Kişiler: Cemil ve babası Anlatıcı: Üçüncü kişi Aşağıdaki öykülerden hangisi verilen kurgusal ögelere göre yazılmıştır? A) Cemil kapının her açılışında yüreği ağzında bekliyor. Bir süre sonra doktor, "Hasta yakını kim?” diye soruyor. Cemil'in "Benim!" diyecek takati bile kalmamış. Doktor sakince hastanın tehlikeyi atlattığını söylüyor fakat Cemil, kulaklarının uğultusundan duymuyor. Akşamın karan- lığı dağılıyor gibi hissediyor bir an. B) Doktor artık hastaneye yatmam gerektiğini söyledi. Orada daha iyi bakılırmışım. Soğuk hasta- ne odasının içimi bulandıran kokusu aklıma geliverince karşı çıkacak gibi oldum fakat babam bakışlarıyla mani oldu buna. Bu gece kendi odamda geçireceğim son gece. Sonrası ne olur bilmiyorum. Hastanede ne kadar süre kalmam gerektiğini söylemedi doktor. Duruma göre karar vereceklermiş. Babam yanımdan hiç ayrılmayacağını söyledi. C) Sabahın erken saatlerinde odaya giren Cemil, kaloriferin üzerinde duran pembe kartondan dosyayı alıp inceliyor. "Daha yarım saat önce ölçmüşler tansiyonunu. On dört, dokuz." Sayı- lar iyi. Komodinin üzerindeki paketten bir peçete alıp babasının alnını siliyor. Başını okşuyor. Seyrelmiş kır saçına hafifçe üflüyor. Gözlüklerinin ardında göz kapakları kızarık, sağlıksız gö- rünüyor ve babasının yoluk kirpikleri Cemil'i birden kederlendiriyor. D) Babam nihayet taburcu oluyor. Bu, hastane odasındaki son refakatçi kahvaltısı benim için. Burada geçen zor günleri geride bırakıp temiz bir sayfa açacağız. Bu kaza hiç yaşanmamış gibi hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Babam öğrencilerine kavuşacağı için çok heyecanlı, ben de artık evime kavuşacağım için sabırsızlanıyorum. Eve dönüş için imzala- ması gereken sadece birkaç evrak kaldı. 3

3. 18 Kasım 1906'da Adapazarı'nda doğdu. Babası Mehmet Faik Bey, bir süre devlet memurluğunda bulunmuş, daha 1 sonra ticaretle uğraşmış ve kısa bir süre belediye başkanlığı yapmış aydın bir insandır. Annesi Makbule Hanım, TIT yine Adapazarı'nın ileri gelen ailelerinden Hacı Rıza Efendi'nin kızıdır. IV Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisinin kullanım amacı yanlış açıklanmıştır? A) I. sayılara getirilen ekleri ayırmak için kullanılmıştır. B) II. birden çok yüklemli cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılmıştır. C) III. yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılmıştır. D) IV. kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözüne getirilen eki ayırmak için kullanılmıştır.

1. Günlerdir aradığım saatimi bir anda buluverdi Sonra da yurt dışına taşınma fikrinden vazgeçtim dedi. Bunların hepsi yarım saat içinde olmuştu. Ne konuştuğumuzu ne yaptığımızı anlayamadım Ben bunları düşünürken bu sefer evin ne denli kirli olduğundan bahsetti) Şaşkınlığım bitmeden bir yenisini yaşayabiliyordum onun sayesinde. Bu metinde kaç birleşik yapılı fiil vardır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5

ENDIKKE TESTE 12. Bilge Oğretmen, öğrencilerine mecaz anlamlı sözcükleri anlatmiştir. Daha sonra konuyu pekiştirmek için sınıfta akvar- yum tekniğini uygulamak ister. Bu tekniğe göre, • Sinifin uygun bir yerine çember oluşturulur. Çemberin ortasına boş sandalye konulur. . Öğrenciler, boş sandalyenin etrafına toplanır. • Çemberin ortasına geçen öğrenci, içinde mecaz anlam taşıyan bir örnek cümle verir. Verdiği örnek doğruysa çem- berde yanında (solunda) duran arkadaşına sıra geçer. Eğer yanlış cevap verirse söz hakkı bir kişi atlayarak diğerine geçer. Gamze Ayça Ege Selim Duygu Elif Ayça: Onun sözlerime kırılmasını hiç istemezdim. Selim: Yeni aldıkları ev Sarayburnu sırtlarındaymış. Elif: Bu piyasada çalışa çalışa adamın gözü açıldı. Onur; Hatasını bildiği için tüm söylenenlere katlandı. Duygu: Sabah dokuzda sokağın başında buluşalım. Ege: Futbol dalinda başarılı olacağını biliyordum. Gamze: Yaşananlara karşı nasıl bu kadar kör ve sağır olabiliyorsun? Buna göre, örnek vermeye Ayça başlarsa kime hiç söz hakkı gelmez? A) Duygu ve Selim B) Onur ve Gamze Onur C) Ege ve Elif D) Elif ve Duygu

ORKÇE 7. TÜRKÇE "Romancı, olaylar pireyi deve yaparak anlatıyordu." Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde vardır? A Orada yaşadıklanmızı diline dolamana hiç gerek yoktu. şi bitirmesi için ona yardım ettim, üstüne üstlük o dar zamanımda. Duyduklarını bire bin katarak anlatmak ona yakışmadı. DY Hayattà başanlı olmak, gayret etmeye bağlıdır. A

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ne var ki" bağ- lantı ifadesinin kullanımı yanlıştır? A) İngilizce öğrenmeyi çok istiyorum ne var ki çalış- maya zamanım yok. B) Yaşadığı yer çok güzel ne var ki değerini bilmiyor. e) Internet çok faydalı ne var ki interneti doğru kulla- nıyorum. D) Okuldan çıkıp koşa koşa eve gittim ne var ki evde kimse yoktu.

6. Büyük yığınları andıran tepelerin ardından yavaş yavaş güneş doğuyordu. Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerden hangisidir? Yüklen A) Zarf tamlayıcısı - Yer tamlayıcısı - Zarf tamlayıcısı - Nesne - Yüklem B) Yer tamlayıcısı - Zarf tamlayıcısı - Özne - Yüklem e) Yer tamlayıcısı - Zarf tamlayıcısı - Nesne - Yüklem D) Zarf tamlayıcısı - Yer tamlayıcısı - Zarf tamlayıcısı - Yüklem LGS 5 TARAMA 2 Diğer sayfaya geçiniz.