Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Fiilimsiler (Eylemsi) Soruları

1. (1) Binlerce yıl önce Doğu ve Güneydoğu Asya'dan Adriyatik'e kadar uzanan coğrafyada yapılan baharat ticareti, ekonomik
sistemin temelini oluşturduğu gibi dünya siyasetine ve kültürlerine yön verdi. (II) Bu baharatlardan biber, tarçın, zencefil,
vanilya gibi bazıları, Avrupa'ya doğunun uç noktalarından uzun bir yolculuktan geçerek taşınırdı. (III) Çünkü baharatların
önemli bir şifa kaynağı olduğuna inaniliyordu. (IV) Türkler ise daima baharatın bol yetiştiği bireoğrafyada yaşadığından baha-
rat, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer aldı.
Fiil cümlelerinde yükleme en yakın olan öğe, vurgulanan ögedir.
Buna göre yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde diğerlerinden farklı bir öge vurgulanmıştır?
A) I.
B) II.
D) IV.
nesie
o the
to
yer-
Ortaokul Türkçe
Fiilimsiler (Eylemsi)
1. (1) Binlerce yıl önce Doğu ve Güneydoğu Asya'dan Adriyatik'e kadar uzanan coğrafyada yapılan baharat ticareti, ekonomik sistemin temelini oluşturduğu gibi dünya siyasetine ve kültürlerine yön verdi. (II) Bu baharatlardan biber, tarçın, zencefil, vanilya gibi bazıları, Avrupa'ya doğunun uç noktalarından uzun bir yolculuktan geçerek taşınırdı. (III) Çünkü baharatların önemli bir şifa kaynağı olduğuna inaniliyordu. (IV) Türkler ise daima baharatın bol yetiştiği bireoğrafyada yaşadığından baha- rat, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer aldı. Fiil cümlelerinde yükleme en yakın olan öğe, vurgulanan ögedir. Buna göre yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde diğerlerinden farklı bir öge vurgulanmıştır? A) I. B) II. D) IV. nesie o the to yer-
B) II.
A) I.
8.
bu gezegende
I. Babamın ömrü hep bu tarlada çalış-
makla geçti.
II. Sözlerinde ölçülü olmalısın ki sana
saygı duysunlar.
III. Her sabah parkta biraz yürümeye karar
verdim.
IV. Ünlü sanatçının, ödül törenine gelme-
mesine çok kırıldık.
Numaralanmış cümlelerden hangisinde
isim-fiil kullanılmamıştır?
D) IV.
C) III.
e
B) II.
K,
A) 1.
Ortaokul Türkçe
Fiilimsiler (Eylemsi)
B) II. A) I. 8. bu gezegende I. Babamın ömrü hep bu tarlada çalış- makla geçti. II. Sözlerinde ölçülü olmalısın ki sana saygı duysunlar. III. Her sabah parkta biraz yürümeye karar verdim. IV. Ünlü sanatçının, ödül törenine gelme- mesine çok kırıldık. Numaralanmış cümlelerden hangisinde isim-fiil kullanılmamıştır? D) IV. C) III. e B) II. K, A) 1.
17. Sait Faik Abasıyanık'ın "Dülger Balığının Ölümü" adlı hikâyesinden alınmış parçaların hangisinde üç
fiilimsi türüne de örnek verimiştir?
A) Onu atmosferimize, suyumuza alıştırdığımız gün bayramlar edeceğiz. Elimize görünüşü dehşetli
, korkunç,
çirkin ama aslında küser huylu, pek sakin, pek korkak, pek hassas, iyi yürekli, tatlı ve korkak bakışlı bir
yaratık geçirdiğimizden böbürlenerek onu üzmek için elimizden geleni yapacağız. Şaşıracak, önce
katlanacak. Onu şair, küskün, anlaşılmayan biri yapacağız. Bir gün hassaslığını, ertesi gün sevgisini,
üçüncü gün korkaklığını, sükûnunu kötüleyecek, canından bezdireceğiz.
B) Hani bazı yaz günleri hiç rüzgâr yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır. İşte böyle bir cazip
titremeydi bu. Insanın içini zevkle, saadetle dolduruyordu. Ancak balığın ölmek üzere olduğu düşünülürse
bu titremenin anlamı hafifçe acıya yorulabilirdi. Ama insan, yine de bu anlama almamaya çalışıyordu. Belki
de bu, harikulâde tatlı bir ölümdür. Belki de balık, hâlâ suda, derinliklerde bulunduğunu sanıyordur. Karnı
tok, sırtı pektir. Akşam olmuştur. Denizin dibinin kumları gıdıklayıcıdır.
c) Oltaya tutuldu muydu dünyasına, sulara küsüverir. Nasıl bir korku içine düşer kim bilir? Onun için dünya
bomboştur artık. Oltadan kurtulsa da fayda yoktur. Suyun yüzüne yamyassı serilir. Kocaman gözleriyle
insana mahzun mahzun bakar durur. Sandala aldığınız zaman dakikalarca onun sesini işitirsiniz. Ya, sesini!
Bir o, bir de kırlangıç balığı sandalda ölünceye kadar ikide bir feryada benzer, soluğa benzer acı bir ses
çıkarır. İnce zardan ağzını bir kere ağlara vurmasın, küstüğünün resmidir dülger balığının.
D) Mümkün olsaydı da balolara canlı balıksırtlarının
yanardöner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar, balıkçılar,
balıklar şan û şeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür ölmez, öyle ki büzülmüş böceklere döner
balıksırtının pırıltıları. Benim, size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle parıltılı, yanardöner pulları yoktur.
Pulu da yoktur ya zavallının. Hafifçe, belirsiz bir yeşil renkle esmerdir.
Balıkların en çirkinidir
. Kocaman,
dişsiz, ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır. Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır. Açılır da bir daha
kapanmaz.
Ortaokul Türkçe
Fiilimsiler (Eylemsi)
17. Sait Faik Abasıyanık'ın "Dülger Balığının Ölümü" adlı hikâyesinden alınmış parçaların hangisinde üç fiilimsi türüne de örnek verimiştir? A) Onu atmosferimize, suyumuza alıştırdığımız gün bayramlar edeceğiz. Elimize görünüşü dehşetli , korkunç, çirkin ama aslında küser huylu, pek sakin, pek korkak, pek hassas, iyi yürekli, tatlı ve korkak bakışlı bir yaratık geçirdiğimizden böbürlenerek onu üzmek için elimizden geleni yapacağız. Şaşıracak, önce katlanacak. Onu şair, küskün, anlaşılmayan biri yapacağız. Bir gün hassaslığını, ertesi gün sevgisini, üçüncü gün korkaklığını, sükûnunu kötüleyecek, canından bezdireceğiz. B) Hani bazı yaz günleri hiç rüzgâr yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır. İşte böyle bir cazip titremeydi bu. Insanın içini zevkle, saadetle dolduruyordu. Ancak balığın ölmek üzere olduğu düşünülürse bu titremenin anlamı hafifçe acıya yorulabilirdi. Ama insan, yine de bu anlama almamaya çalışıyordu. Belki de bu, harikulâde tatlı bir ölümdür. Belki de balık, hâlâ suda, derinliklerde bulunduğunu sanıyordur. Karnı tok, sırtı pektir. Akşam olmuştur. Denizin dibinin kumları gıdıklayıcıdır. c) Oltaya tutuldu muydu dünyasına, sulara küsüverir. Nasıl bir korku içine düşer kim bilir? Onun için dünya bomboştur artık. Oltadan kurtulsa da fayda yoktur. Suyun yüzüne yamyassı serilir. Kocaman gözleriyle insana mahzun mahzun bakar durur. Sandala aldığınız zaman dakikalarca onun sesini işitirsiniz. Ya, sesini! Bir o, bir de kırlangıç balığı sandalda ölünceye kadar ikide bir feryada benzer, soluğa benzer acı bir ses çıkarır. İnce zardan ağzını bir kere ağlara vurmasın, küstüğünün resmidir dülger balığının. D) Mümkün olsaydı da balolara canlı balıksırtlarının yanardöner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar, balıkçılar, balıklar şan û şeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür ölmez, öyle ki büzülmüş böceklere döner balıksırtının pırıltıları. Benim, size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle parıltılı, yanardöner pulları yoktur. Pulu da yoktur ya zavallının. Hafifçe, belirsiz bir yeşil renkle esmerdir. Balıkların en çirkinidir . Kocaman, dişsiz, ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır. Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır. Açılır da bir daha kapanmaz.