Olay Yazıları Soruları

1. TÖDEV 15 Genel Tekrar Babam, yetmişime merdiven dayadığım şu gün- lerde de unutmamak için parmağa bağlanan ip- ler gibi bana kendini hatırlatır, sözleriyle yoluma ışık tutar. Ne zaman bunalsam, daralsam rahmetli babacığımın bir sözü hatırıma geliverir. Az konu- şurdu babam ama neredeyse her sözü bir hikmet barındırırdı. Bana sık sık hayat dersi verir, bir gün kullanacağımı bilir gibi heybemi öğütlerle doldu- rurdu. Ben de başım dara düşünce o öğütlerin kur- delesini açıverirdim. Bu metindeki altı çizili sözle yazarın kendisiyle il- gili anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Daha önce yapması gereken bir işi sonradan anımsamak B) Kendisine verilen nasihatleri hatırlayıp uygula- mak C) Babasının sözlerinin doğruluğunu deneyimle- yerek öğrenmek D) Önceden anlamsız gelen sözleri yaşlanınca an- lamaya başlamak 3

Aşağıdakilerden hangisi "Yeminden çok karakter asaletine güven." cümlesiy- le yüklemin türüne göre özdeştir? A) Güçlü olan, yenilmeyen yalnız azimdir. B) Azim ve sebat insanların en büyük yardımcısıdır. C) Başarılarını gizlemek en büyük başarıdır. D) Herkes kârının rengine boyanır.

20. Roman, insanların başından geçenleri ya da yaşanması mümkün olayları kurgulayarak yer, zaman ve mekâna bag- li olarak anlatan metin türüdür. Romanda karakter sayısı fazladır ve bunlar bütün yönleriyle ele alınır. Olaylar geniş bir mekân ve uzun bir zamana yayılır. Bir ana olaya bagil küçük yan olaylar işlenir. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi bir romandan alınmış olamaz? B) AY 11. A) civardakiler. Yürüyüşe çıkmışım sahil kenarında. Havada bir berraklık, bir canlılık. İstanbul'un güzelliği üzerinde. Sanırsın ki kalabalığıyla, keşmekeşiyle insanın burnundan fitil fitil getiren şehir bu değil. Sanırsın Bir pazar sabahıydı. Vakit oldukça erken. Boğaz kenarındaki bildik kahvaltı yerlerine henüz akın etmemiş tespih taneleri gibi yan yana. Bekliyorlar oltalarına takılacak irili ufaklı balıkları. Tuhaf bir şekilde hem güneş ki şeker şerbetle yoğrulmuş. O kadar güzel bu sabah Istanbul. Daha şimdiden dizilmiş balıkçılar sıra sıra, var gökyüzünde hem de dolunay. mun? Bir değirmen taşına koşarlar, onu çevirirsin; bir arkana yük vururlar, onu taşırsın! Bir gün rahat ettiğin yediriyorlar!" diye eşeği kıskanmış. Bir kurnazlık düşünmüş, eşeğe demiş ki: "Ne olacak bu senin duru- Bir adamın bir keçisiyle bir de eşeği varmış. Keçi "Ona benden daha iyi bakıyorlar! Onu benden daha iyi onun sözüne, hendeğin yanından geçerken kendini atıvermiş. Bütün vücudu yara bere içinde kalmış. saram tutmuş gibi yuvarlanıveririm, belki birkaç gün dinlenirim!" Keçi işte böyle demiş, eşek de inanmış yok. Ben senin yerinde olsam ne yaparım, bilir misin? Bir hendeğin yanından geçerken saralıymışım da da, "Bir keçi derisi bulup bu hayvanın yaralarına saracaksın, iyileştirmenin başka yolu yok." demiş. Adam- Efendisi hemen bir baytar getirmiş, ondan ilaç sormuş. Baytar, eşeğin ötesine berisine bakmış, en sonun- cağız da tek eşeği iyileşsin diye keçiyi gözden çıkarmış. C) Yolcu trenleri Boranlı'da durmadığı için bir yük trenine atlayıp gelmişti Sabitcan. Babasının ölüp ölmediğini sevindirmişti. Kucaklaşıp ortak üzüntüleri için ağlamışlardı. Onu kucaklayıp yüksek sesle ağlarken "İyi ki de henüz bilmiyordu yola çıktığı zaman. Çıkıp gelmesi ve cenazeye yetişmesi Ycdigcy'i duygulandırmış, olduğu yılları hatırlamıştı. Kaç defa Kumbcl'deki yatılı okula götürmüştü onu. Tatil günlerinde, Kazangap'la geldin evlat, iyi ki geldin!" diyordu ona. Sabitcan'in çocukluğunu, onun babası için nasıl bir sevinç kaynağı arkadaşlarıyla iyi geçinip geçinmediğini, derslerine iyi çalışıp çalışmadığını, öğretmenlerini memnun edip birlikte bir trene ya da bir deveye biner, yatılı okula onu görmeye giderlerdi. Onun ne durumda olduğunu, bozkırın müthiş soğuğunda üşütmemek için kürklere sararak deve sırtında okula götürmüşlerdi onu. etmediğini düşünür, öğrenmek isterlerdi. Yarıyıl tatillerinden sonra kaç defa derslerinden geri kalmasın diye D) Traktör, köyün içinden durmadan geçti; öbür baştan çıkıp tarlalara girdi. Hepimiz traktörün tarlayı nasıl süreceğini, toprağı nasıl yaracağını merak ediyorduk. Traktörün gerisindeki üç soklu büyük saban yere yapıştı, üç keskin demir toprağa kolayca saplandı, dişlediği toprağı kesek kesek ve bir tay yelesi gibi yana düşürerek, derince bir iz bırakıp ilerledi. Herkes hayran olmuş, coşkular içinde o ize baka baka yürüyor, birbirini itip geçiyordu. Atlı olanlar atlarını kırbaçladı, yaya olanlar nefes nefese koşmaya devam etti. Neden bilmem, ben herkesten ayrı kalmış, herkesin beni geçip gitmesine aldırmamış, olduğum yerde yapayalnız bulmuştum kendimi. Kımıldamadan duruyor, ileriye doğru bir adım atamıyordum. Traktör gittikçe uzak- laşıyor, ben gücümü yitirmiş hâlde, onu gözlerimle takip ediyordum. Sınıf Türkçe Testi TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİNE GEÇİN nego Diğer Sayfay

10. ETKİNLİK Arkadaşlarmista gruplar oluşturunuz Ogorlikle g Runuz özdeyişlerden yararlanarak grupça özgürlük konulu bir şiir ya au, adil karar verme ve tarafas olma kavramlarını kullanmaya çal olacak BIR SONRAKI DERSE HAZIRLIK Toplumsal kuralların ihlalini anlatan gazete haberleri derleyiniz. 154

9. 1. Kardeşinin topladığı çiçekler çok hoşuna gitmiş. 2. Herkes sofrayı toplamaya yardım etmeli. 3. Evi toplamak çok yorucu olmuş olmalı. 4. Bu elmaları sen mi topladın? Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde " toplamak" sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır? A) 1-2 D) 2-4 B) 2-3 C) 1-4

3. Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangisine başvurulmuştur? A) Insan dışı varlıklara insana ait özelliklerin yüklendiği ki- şileştirme sanatına B) Birbirine karşıt iki durumun bir arada kullanıldığı tezat sanatına C) Bir durumun olduğundan çok daha fazla gösterildiği abartma sanatına D) Zayıf olan bir varlığın güçlü bir varlığa benzetildiği ben- zetme sanatına X 4

18. Aşağıda fiilimsilerin bazı özellikleri verilmiştir. • Bütün fiilimsiler fiilden türer ancak fiilden türeyen her sözcük fiilimsi değildir. Fiilimsiler, edim (eylem) anlamını korur. Fiilimsiler, fiil gibi çekimlenemez. Buna göre aşağıdaki atasözlerinin hangisinde fiilimsi kullanılmıştır? 2 A) Ağaç yaşken eğilir. Ağacın meyvesi olunca başını aşağı salar. CAğaç ne kadar uzasa göğe ermez. D) Ağacın kurdu içinde olur. SINAN KUZUCU YAYINLARI 8 Genel Değerlendi

* Duruluk: Anlatımdan okuyucunun çıkardığı anlam ile yazarın vermek istediği mesajın aynı olmasıdır. Anlatılmak istenenin kolay. ca anlaşılması demektir. * Doğallık: Anlatımın yapmacıksız, günlük yaşantıda duğu gibi, sanat yapmadan, süs ve özentiden uzak yapılmasıdır. * Yoğunluk: Birçok anlamı bir arada vermekur. Anlam içinde anlam bulunacak şekilde bir anlatımı tercih etmektir. Bu dil ve anlatım kavramlarından herhangi biri, le 118 1. Patron; koyu mavi bir çakşı, üstüne şık bir smokin giymişti; arkasındaki maiyeti paltosunu, şemsiyesini, bastonunu taşıyordu. ✪ II. Ağabeyi birkaç gündür sabahlanerkenden kalkıp kahvaltısını yapmadan evden çıkıyor ve akşama yorgun şekilde eve dönüyor. III. Gençlik, tıpkı ezeli bir bahara benzer deallerimizin rüyası bize hayat kışının fırtınalarını, karlarını, tipilerini hatırlatmaz. IV. “Kökü bende bir sarmaşık/Olmuş dünya sezmekteyim/Mavi, masmavi bir ışık/Ortasında yüzmekteyim." dizelerindeki anlamsal derinliği çözmek için okur piráz uğraşmalıdır. cümlelerinin hangilerinde örneklendirilmemiştir? A) I ve II. B) I ve III. C) II ve IV. III ve IV.

10. MUBA YAYINLARI II. III. 13. FASİKÜL : NOKTALAMA İŞARETLERİ IV. Eyvah, sınavın başlamasına çok az kaldı! 13.00'te gelecek olan otobüs -aslında hiç gecikmezdi- hâlâ gelmedi. Babası çok duygusal bir adamdı; evine, eşine, çocuklarına çok bağlıydı. Numaralanmış cümlelerin hangisinde noktalama işaretlerinin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? ~D B) I D) V. Şiir, duygu, düşünce ve hayallerin misralarla aktarılmasıdır. nov C) IM. HABAT diren anca

adları büyük harfle yazılır. Buna göre; I. Mart'ın son haftasında gidiyoruz. II. 12 Mart 2023'te süresi bitecek. III. 12 Nisan Cuma günü sınav var. IV. 10 mayısta Ankara'da olacağım. cümlelerin hangilerinde yazım yanlışı yapılmıştır? A)LÍ B) II-III CYLIV DIN-IV 15. "Geçen yıl kitap fuarına gelen ünlü yazar ile tanışmamı hiç unutamıyorum. O heyecanımı ve mutluluğumu aradan kaç gün geçmesine rağmen capcanlı yaşıyorum. Bu yüzden de bugünkü dersimizde yazarla tanıştığım günü anlatacağım bir yazı yazacağım." diyen kişi hangi türde metin yazacaktır? A) Deneme B) Ani C) Hikâye D) Biyografi 16. Efe, aşağıdaki tabloda eş anlamlı(anlamdaş) sözcükleri kontrol etmektedir. Eş anlamlı sözcükler doğru belirtilmişse (+), yanlış belirtilmişse (-) koyacaktır. Doğru sıralama hangi seçenekte verilmiştir?

pens puisq D Benzetme vardır. TÜRKÇE 1. Dün yemyeşil kırlarda dolaşırken karşıma birden beyaz mı beyaz bir tavşan çıktı. Pamuk yumağı gibiydi. Beni görünce hemen geri dönüp yanımdan uzaklaştı. Bu metin ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A 1. kişi ağzından söylenmiştir. Pekiştirme vardır. Kişileştirme vardır. 2. Çocuklar, küçük yaşlardan itibaren medyayı kullanmaya başlar. Araştırmalar, çocukların medya kullanımlarının çocuk gelişimi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Çocukların ekran başında geçirdikleri zaman ile davranış zorlukları arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Yapılan çalışmalar, medya kullanımına bağlı olarak cocuklardaki fiziki zindeliğin ve psiko-sosyal

M O yerde, eri nerede! rde, erde! 3. Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü, Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadi. Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı. (...) Sürde baş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur? A) CL Şiirde Duygu Rüzgår tersten esiyor, niçin? Eski günler geri mi gelecek? Kımıldamıyor kozasında böcek Bildiği hayata doğmak için. Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor; Lâkin vatandan ayrılışın ızdırabı zor. Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile, Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile. Bir ayna parçasından başka beni kim anlar, Mum gibi erirken tek başıma bu bitmeyen düğünde? Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar; Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde? Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde, Denizlere açıldı içimizden biri. Niçin gittiğini söylemeden Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.

Şirin her devirde tartışma yaratan bir sanat dalı olması, bir anlamda, onun cazibesinden ileri gelir. Friedrich Hegel'in "Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı şiir sanatıdır. soyle- minin altında yatan gerçek de bu olmalı herhâl- de. Geçenlerde bir şair, "Hocam, şiir sanat için midir, yoksa toplum için mi?" diye sorunca bu meselenin hâlâ hallolmamış olduğunu gördüm. Cevap vermeden önce "Sizce hangisi?" dedi- ğimde "Valla, şiiri ben, kendim için yazıyorum; hangi şair şiirini, sanatı ve toplumu düşünerek yazmış ki?" sözlerine karşılık, "Bir anlamda haklısın ama kendin için yazdığını paylaştığın zaman, şiir toplumun hizmetine girmiyor mu, yazdığının güzel olması için sanat yapmıyor musun, sonuçta yazdığın şiir, bir sanat eseri ol- muyor mu?" dedim. "Haklısınız, ben bunu hiç düşünmemiştim." cevabını aldım. Bu parçada yazar, düşüncelerini inandırıcı kıl- mak için aşağıdakilerden hangisine özellikle başvurmuştur? Tanık göstermeye t BÖrnekler vermeye + Sayısal verileri kullanmaya Nesnel düşünceleri öne çıkarmaya

KEME GÖRSEL OKUMA SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME GÜÇ Zaman ayarlı ular BECERI TEMELLI TEST-3 1, 2 ve 3. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Batuhan, Yavuz, Zekai, Tarık, Kemal, Leman ve Mine adlı kişiler bir şirketin halkla ilişkiler bölümü için işe başvurmuş ve sırayla mülakata alınmıştır. Bu kişilerin mülakata alınma sıraları ile ilgili bilinenler şunladır: • Zekai, Batuhan'dan hemen sonra; Kemal'den hemen önce mülakata girmiştir. Yavuz'dan sonra mülakata giren iki kişi daha vardır. Leman'dan önce ve sonra mülakata girenlerin sayısı eşittir. • Zekai ile Tarık arasında üç kişi daha mülakata girmiştir. kad u 45 2 Saniye 90 San 120

li yönleri/ ne yer ve Biğina ye isi veril üçük bo huya ag aplard udur. F e ile/ ari y dig de na 9. 8. 3 Fikra(köşe yazısı) yazı türünde güncel konularla ilgili görüş ve düşünceleri ifade edilir. Ancak bu güncel konular, kişisel bir bakış açısıyla değerlendirilir. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir fıkradan alınmış olabilir? A) Sümerlerin, Turani kavimlerle olan ilişkisi yaklaşık 150 yıldır süre gelen bir konudur. Yalnız Joseph Halevy gibi tarihçiler, Sümer-Akkad dilinin Turani kavimler ile olan ilişkisi ortaya çıkınca olguları bükmüş, hatta Sümer dilinin bir dil olmadığını dahi iddia edebilmişlerdir. B) Yakup Kadri'nin 1922'de yayımlanan Yaban romanı, yazarın en beğenilmiş ve en çok okunmuş yapıtıdır. Bunda konusu nun 19301u yılların toplumsal düşüncelerine denk düşmesi kadar yazarın öteki yapıtlarına göre daha basit, okunması daha kolay olması da etkin olmuştur denebilir. Tekno O yillanı iyi hatırlıyorum. Oteller dolu, işletmeler memnun, turizmciler yatırıma hevesliydi. Italya ve İspanya Türkiye'nin bu çıkışını büyük bir dikkatle izliyordu. Bu süreç uzun yıllar böyle devam etti. Ancak bu hizli ivme sonra yavaşladı; rakip lerimizin atağı başladı. Yine rekorlar kırıyoruz, turist sayısı her geçen yıl artıyor ama Türkiye turizmde çok daha iyisini yapabilirdi. D) Erzurum Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakar. Şehrin macerası düşünülürse bu yükseklik daima göz önünde tutulması gereken bir şey olur. Malazgirt Zaferinin açtığı gedikten yeni vatana giren atalarımızın fethettiklen büyük, merkezi şehirlerden biridir.

e u e n semn yayınalik ve gal leri ün- yarı ere ejik 018 ta- erim alar ekâ ulla- -isem yayıncılık 10. isem yay 44 YANGIN Yanmış ormandan geçtim. Kapkara, kömürleşmiş ağaçlar. Yanmış otlar. Çalılar. Isırganlar. Tüm börtü böcek yanmış. Kaplumbağalar. Tosbağalar. Kertenkeleler. Yılanlar yanmış. Kelebekler bile. Toprak öylesine sıcak ki üstüne basılmıyor. Kayalar cehennem kayası. Yanimdaki dostum, "Bilmem biliyor mu- sun?" diyor, "Böyle yangınlardan sonra, eğer yağmurlar bol ve düzenli yağarsa bambaşka bir orman oluşur. Yeni ağaçlar, yepyeni bitkiler..." "Ne kadar sürer bu?" diyorum. "Havaya bağlı." diyor. "Ben diyeyim yirmi, sen de otuz." "Görür müyüz?" diyorum. "Bizler görmesek çocuklarımız görür," di- yor. "Onlara ormanı nasıl korumamız gerektiği- ni öğretmemiz gerekecek." diyorum. "Kendimize de..." diyor dostum. Üstüne basa basa bir kez daha: Kendimize de... (Ferit EDGÜ) Bu parça aşağıdaki metin türlerinden hangisine ait olabilir? A) Ani B) Masal C) Fabl D) Hikâye