Olay Yazıları Soruları

le doğr 6. Soru cümleleri farklı ögeleri buldurmaya yönelik olabilir. Bir soruya verilen cevap hangi ögeyi karşılıyorsa soru o ögeyi buldurmaya yöneliktir. Örneğin "Zehra ile nerede karşılaştınız?" cümlesinde "parkta" cevabı verilebilir. Bu cevap da bize yer tamlayıcısını buldurur. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde cevap verilen bölüm, zarf tamlayıcısı görevindedir? A) +Hangi kitabı okumaya karar verdin? -Şu kalın kitabı. B) -Burada olduğumuzu sana kim söyledi? -Naz. C)-Bu evrakları kime imzalatacağım? -Ebru Hanım'a. O D-Tatile kim ile gideceksiniz? -Ailemle. D Al J

2. 14 Test Denizi olmayan, dolayısıyla insanda çekip gitme duygusunu geliştirmeyen dağlı/ovalı bir coğrafyanın insanı, kendisini hep tutuklu, sınırlandırılmış hisseder. Dağ, hemen yanı başında uzanır; sırtını dağa dayamış bir ihtiyar gibi derin düşüncelere dalmış yerleşim birimlerinin hüznünü paylaşır. Durduğu yer yet- memektedir kendisine, çekip gitmek istediğinde dağ büyük bir engel olarak karşısında dikilir. Dağa doğru yürümek, doruğa çıkıp dağın öte yakasında duran dünyayı gözlemlemek için yeterli gücü kendisinde bulamaz. Çareyi içinde bulur, ona sığınır; bir yolculuk başlatır orada. Bir derinlik insanıdır kara adamı bu yüzden, Kum çölü mesela, birçok masal taşır içinde. Bu metni dil ve anlatım yönüyle değerlendirdiğimizde aşağıdakilerden hangisini söylemek yanlış olur? A) Soyut bir anlatım tercih edilmiştir. BÖrneklemeden yararlanılmıştır. U Sebep-sonuç ilişkisine yer verilmiştir. D) Devrik cümlelere başvurulmuştur.

aki- ora- nış- dar 7. Uzun uğraşlar sonunda nihayet bir acenta bulduk. Kapısında şövalyelerin resimlerinin işlendiği acaip bir amblemin bulunduğu bu yer hepsi pahalı araçlardan oluşan kolleksiyona sahipti. ||| IV Bu metindeki numaralanmış yerlerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur? A)I CH BH D)-IV lonmiş ifadelerin bazılarında büyük harflerin kullanımı ile ilgili yanlışlık yapıl-

7. Deneme, bir konu üzerinde yazarın kesin yargılara varmadan, kanıtlama amacı gütmeden kişisel görüş- lerini ifade ettiği yazı türüdür. Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamayı örneklen- diren bir metindir? A) Kışın gelmesiyle havalar soğur ve çevredeki be- sin kaynakları azalır. Bu yüzden kış gelince kimi hayvanlar sıcak yerlere göç eder, kimi kış için yuvalarında yiyecek depolar, kimi de kış uykusu- na yatar. Kış uykusu ya da hibernasyon, uykuya benzer bir çeşit uzun süreli hareketsizlik hâlidir. Bu süreçte canlının vücut sıcaklığı azalır, kalp atım sayısı düşer, nefes alışveriş hızı yavaşlar ve metabolizma hızı en düşük seviyeye iner. B) Tanpınar'ın roman ve hikâyeleri sadece estetik bakımdan güzel değildir. Onlarda çok zengin psi- kolojik, sosyal, metafizik ve kültürel değerler var- dır. Bu değerlerin bütününü ilk okuyuşta anlamak ve kavramak mümkün değildir. Onlar estetik ba- kımdan ne kadar güzel ise muhteva bakımından da o kadar yoğundur. Tanpınar, Türk edebiyatın- da eserleri en yoğun ve karmaşık olan yazardır. C) Bilgili insan, aklını kullanan ve başarılar üreten insandır. Aklı çalıştıran, ona işlerlik kazandıran da bilgi ve kültürdür. Bilgi ve kültürü yeterli, köklü ve sağlam olan bir insan, kolay kolay yanılmaz. Çevresiyle iletişim kurmada, hayatın gerçeklerini ve yaradılışın sırlarını kavramada zorlanmaz. Öz güven sahibidir. O, her kapıyı açmanın, her zor- luğu yenmenin yolunu bir şekilde mutlaka bulur. D) Biz zihnimizi ve beynimizi düşündüğümüz zaman onu bütün ve tek olarak görürüz. Ama aslında beynimiz tam ortadan birbirine bağlanmış iki ayrı beynin birleşmesinden oluşuyor. Beyin, sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreye ayrılır. İki yarım küreyi birbirine bağlayan "korpus kallozum" adı verilen 10 santimetrelik bir köprü vardır. Bu yapı- yı bir köprü değil de çok sayıda liften oluşan çok- lu bir kara yolları ağı olarak da düşünebilirsiniz.

2. Hikâye ile ilgili olarak aşağıda verilen cümleleri doğru yanlış şeklinde değerlendiriniz. 1. 2. Batı tarzı hikâye, edebiyatımıza Millî Edebiyat Dönemi'nde girmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri on iki hikâye ve bir ön sözden oluşur. Mesnevi kafiye şeması "aa/ bb/ cc/.... şeklindedir. Letâif-i Rivayât, Türk edebiyatındaki ilk hikâye örneğidir. Taşlıcalı Yahya Türk edebiyatındaki hamse sahibi ilk şairimizdir. Halk hikâyeleri, manzum olarak saz eşliğinde söylenir.

SINIF TÜRKÇE TAM OĞRENME TAMILAMALAR -ISIM TAMLAMALARI SIM TAMLAMALARI Samin atik ilgisi yönünden daha belirgin hale gelmesi için başka bir isim tarafından tamamlanmasıyla oluşan isim grubuna sim tamlamasi denir isim tamlamalan tamlayan ve tamfanandan oluşur Gömleğin düğmesi (tamlayan) (tamlanan) isim tamlamalarında tamlayan, ilgi eklerini; tamlanan ise iyelik (altlik) eklerini alır. Tamlayan ekleri (ilgi ekleri): in/-in /-un /-un, (n)in /(niin/njun/-in)un, -im Tamlanan ekleri (iyelik ekleri): -/-/-/-0, (s): /-(s) isim tamlamaları belirtili, belirtisiz ve zincirleme isim tamlamaları olmak üzere üçe ayril 1. Belirtili Isim Tamlaması Tamlavanin ilgi eki, tamlananın da iyelik eki aldiği tamlamalardir. = uçağın motoru Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir. Hiç kesilmedi uğultusu rüzgarin. Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka türden sözcükler girebilir. - Ahmet'in mavi gömleği yeniymiş. NOT: Belirtili isim tamlamalarında, tamlayan da tamlanan da birden çok sözcükten oluşabilir. annenin babanın sevgis 2. Belirtisiz İsim Tamlaması Tamiayanın ek almadığı, sadece tamlananın ek aldığı tamlamalardir. erik ağacı ⇒ Belirtisiz isim tamlamalarında, tamlayan ile tamlanan yer değiştiremez ve tamlayan ile tamlanan arasına başka sözcük giremez. 3. Zincirleme İsim Tamlaması İkiden fazla ismin birbirine bağlandığı isim tamlamalarıdır. Zincirleme isim tamlaması ayrı bir i tamlama çeşidi değildir. Bu tamlamada tamlayan ya da tamlanan veya her ikisi de kendi içinde başka bir isim tamlaması oluşturur. Ahmet'in kaleminin ucu AUSTIRMALAR Aşağıdaki cümlelerde yer alan isim tamlamalarını bularak altını çiziniz çeşidini altlarındaki bölüme yazınız. Sabahlan okulun bahçesi temizleniyor. Kirlarda her yanı papatya kokusu sarmişti Sinifta tahtanin eski silgisi kaybolmuş MK Babam çocuk ayakkabısının parasını çok buldu. Annem salonun halisini yıkamaya gönderdi. Yanına geldiğimizde içi boştu kuyunun. L Türkçenin ve matematigin ödevlerini yaptım. Babam ev penceresi ve kapısı onarıyor. Kumandası bozulmuş televizyonun. L Yetkililer ülkenin trafik sorununu halletmeye çalışıyor. Bahçe duvarının yüksekliği fazla olmuş.

Kah 2.-5. Soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. ● In Daire şeklindeki bir oyuna kırmızı, beyaz, siyah, kahverengi, mavi ve gri üçgenler 1'den 6'ya kadar numaralandırılmış bölümlere yerleştiriliyor. Yapılan yerleştirme ile ilgili aşağıdakiler bilinmektedir: ● Her bölüme her renkten bir üçgen yerleştiriliyor. Mavi üçgen 3. Bölüme konuyor. 5. Bölüme yerleştirilen üçgen kahverengidir. Siyah ve gri renkli üçgenlerin arasında sadece kırmızı renkli üçgen bulunmaktadır. 2. Siyah ve kahverengi üçgenlerin yan yana bölümlerde olduğu biliniyorsa aşağıdakilerden hangisi doğrudur? Dört numaralı bölmede beyaz üçgen bulunmaktadır. a) b) Altı numaralı bölmede beyaz üçgen bulunmaktadır. www.derslig.com c) İki numaralı bölmede gri üçgen bulunmaktadır. d) Beyaz ve gri üçgenler yan yanadır.

1. Sanatçı; sanat üreten, sıra dışı (alışılmamış) özel- 1 likleri bulunan, güzelliğe ulaşma çabası (gayreti) 2 algılayan (yansıtan) bir insandır. 4 ERDEMLER içinde olan, yeni bir gerçekliğe dikkat çeken, si- radan insanın göremediği gerçekleri ve çelişkileri görme yetisinde (gücünde) olan, yaşamı oyun gibi 3 B) 2 Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerin han- gisiyle ayraç içinde verilen açıklaması uyuş- mamaktadır? A) 1 20 TEST-3C C) 3 D) 4 Culeg 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde benzetme vardır? A) Adam geçmiş günleri düşünüyor. B) Dün gece sabaha kadar uyuyamadım. C) Kafası vücuduna göre daha büyük. D) Zaman rüzgâr gibi geçiyor.

Yazım Kuralları - 3 7. 1. kutu 5. soru 2. kutu 3. kutu 7'nci kat ikişer ekmek 4. kutu 5'er öğrenci Numaralanmış kutulardan hangisinde sayıların yazımıyla ilgili kurallara uymamaktan kaynakla- nan bir yanlışlık yapılmıştır? A) 1. B) 2. C) 3. yedinci kat 2 ser ekmek Desinci + D) 4. 11.

6. Kilim; Anadolu'da çadırından sedirine, çuvalından heybesine kadar yaygındır. Bazen çorap olur bazen kuşak... Anadolu kızı, çeyizindeki kilimiyle övünür. Anadolu delikanlısı, kilimdeki renklerle sevgilisini görür gibi olur. Kilim, Anadolu'da gönül dolusu türküdür. Yukarıdaki parçada kullanılan anlatım biçimi....

14. Fiil kök ve gövdelerine getirilerek türetilen ve cümle- de isim, sıfat ve zarf görevinde kullanılan sözcüklere fiilimsi denir. Örneğin "kal-" fiili "Çadırda kalmak isti- yoruz." cümlesinde isim-fiil, "Kalan yemekleri buzdo- labına kaldırdı." cümlesinde sıfat-fill, "Kütüphanede kalıp ders çalışacağım." cümlesinde zarf-fiil olarak kul- lanılmıştır. Buna göre, Simit, 7'den 70'e yoksuldan zengine tercih edilen milli atıştırmalığımızdır. Kıvamı, kokusu, tadı ile sadece da- mağımızda hoş bir lezzet değil, ruhumuzda sevecen, nostaljik duygular uyandırandır. Osmanlı'da "simid-i halka" denilen, yüzyıllar boyunca bırakın değerini kay- betmeyi içinde yaşadığımız modern zamanların en ha- kiki atıştırmalığına dönüşen simit için ne söylense az- dır. Damak kültürümüzün ayrılmaz parçalarından olan bu yiyecek birçoğumuz için vazgeçilmezler arasında yer alır. metnindeki altı çizili sözcükler ile ilgili, I. "Uyandırandır" sözcüğü çekimli fiildir. II. "Boyunca" sözcüğü zarf görevinde kullanıldığı için zarf-fiildir. III. "Kaybetmeyi" sözcüğü isim-fiildir. IV. "Ayrılmaz" sözcüğü fiilden türeyip sifat görevinde kullanıldığı için sifat-fiildir. yargılarından hangileri söylenemez? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) I ve IV

146 Deneme, bir konu üzerinde yazarın kesin yargılara varmadan, kapitlama amacı gütmeden kişisel görüşlerini ifade ettiği yazı türüdür. •Haber yazısı, bir olay ya da olguyla ilgili bilgilerin 5N1K kuralına göre yazılı metin hâline getirilmesiyle oluşan bir yazı türüdür. • Makale, bilgt vermek, bir görüşü desteklemek ve öne sürülen düşünceyi kanıtlamak için kaleme alınan bir türdür. Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamalardan herhangi birini örneklendiren bir metin değildir? A) Günümüzde teknolojinin yaygınlaşması ile yeni bağımlılıklar görülmektedir. İnternet bağımlılığı da bunlar- dan biridir. Her yaşta ve cinsiyette görünen bir rahatsızlık olmasına rağmen diğer bağımlılıklara göre daha erken yaşlarda başlamaktadır. Kişinin okul, iş ya da aile yaşamını bozacak kadar uzun süre İnternet başında zaman geçirmesi ve zarar gördüğünün farkında inda pimakafa karşın bu davranıştan vazgeçememesi İnternet bağımlılığı olarak adlandırılır. Teknolojik gelişmeler hayatı kolaylaştırdığı kadar beklenmedik güçlükleri de beraberinde getirmektedir. B) İçişleri Bakanlığınca geçen yıl başlatılan uygulamayla 4 bin 524 bebeğin nüfus kaydı doğdukları sağlık kuruluş- larında yapıldı, kimlikleri ailelerinin adreslerine gönderildi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, yeni doğan bebeklerin nüfus kütüğüne kayıtlarının sağlık kuruluşlarında yapılmasına yönelik uygulama devam ediyor. Bu kapsamda, Ankara, İstanbul, Rize ve Kırıkkale illerindeki 30sağlık kuruluşunda başlatılan uygulama kapsamın- da İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından sağlık kuruluşu personellerine eğitim verildi. İstanbul başta olmak üzere diğer illerdeki sağlık kuruluşlarında da e-Tescil uygulamasına geçile- bilmesi için gerekli eğitim ve altyapı çalışmalarının tamamlanması hedefleniyor. C) Kendini tanımak, insanın kendini yakından görmesini bilmesidir. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders veriyorum. Ama bunları başkalarına da anlat- makla kötü bir iş yapmıyorum. Bana yararı olan bu işin belki başkasına da yararı olabilir. Zaten benim bir şeye dokunduğum yok. Yalnız kendimle uğraşıyorum, delilik ediyorum, bundan zarar görecek başkası değil, benim çünkü bu öyle bir delilik ki bende başlayıp bende bitiyor, hiçbir kötülüğe yol açmıyor. Gerçek dostluk nedir, diye kendinize soru sorduğunuz oldu mu? Sordum elbet dediğinizi duyar gibiyim. Dost dediğiniz kişileri seçemediğinizi ve o sebeple gerçek dost deme gereği duyduğunuzu düşünüyorum. Dost, sizi dibe vurduğunuzda dipten çekip çikaran kişidir. Bunun gerçeği ve sahtesi olmaz. Ya dostunuz vardır ya da yoktur. Gereksiz yere başına sıfat eklemeyin. Bunda sizin tutumunuz da önemlidir. Siz ne kadar dost ola- bilmişseniz o kadar dostunuz olur ya da olmaz. Hayat dengeler üzerine kuruludur. Bu dengeyi şaşırdığınız an terazinin bir kefesi havaya kalkar. O kefeye neyi çok koymuşsanız o vardır. Ya dostlarınız ya yalnızlığınız... GAMAL

erve Muhamma DÖNEM 1. DENEME TÜRKÇE 1 B ni 2 1.5 1 3. 4 14. İnsan bir şeyler söyleyeceğim diye yazar olmaz, o bir şey- leri belli bir biçimde söylemek için yazar olur. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır? A) Yazar olmak için önceden yazılan eserleri konu ve biçim yönünden incelemek gerekir. B) Yazarlık için asıl önemli olan konu değil, konuyu an- latım tarzıdır. C Yazarlık konusunda birikimi olmayanlar bazı şeyleri anlatamazlar. Kişiler, söyleyecekleri birtakım şeyler olduğu için ya- zar olmayı düşünürler. 15. Gençken gösteriş olsun diye okurdum; sonradan, biraz da kendimi yetiştirmek için okumaya, incelemeye başladım; şimdi ise vakit geçirmek, oyalanmak için yapıyorum bu işi; çıkarımı sağlamak aklımdan bile geçmedi. Kitaba karşı içimde, beny/paradan çıkartan aşırı bir sevgi vardı yalnız kendi ihtiyacımı karşılamak için değil, üç adım uzaktaki çevremi doldurmak, süslemek içindi bu sevgi; bir hayli oluyor, onu da bıraktım. Bu metinde asıl anlatılmak istenen hangisidir? A) Ekonomik ihtiyaçlar okuma alışkanlıklarını etkiler. len okumak gerekir.

kekinden getireceğim. Bize yardımcı oldun, sana Bora, "O zaman sana yarın anneannemin elmalı teşekkür etmemiz gerek," dedi gülümseyerek. Mut, "Buna hiç gerek yok. Biz arkadaş olduk değil mi? Arkadaşlar yaptıkları iyilik için birbirlerinden karşılık beklemezler," dedi ellerini beline koyarak. Banu, yeni kocaman arkadaşlarının kek getirme tekliflerini yanlış anladığını düşünerek, "O zaman arkadaşlığımızın bir göstergesi olarak kek getiririz biz de," dedi. 38 Bora da heyecanla atılıp, "Evvveeettt! Buluşup piknik yaparız ve keki birlikte yeriz!" diye bağırdı. Mut o gür sesiyle, "000000000 bu harika bir düşünce işte!" diye bağırınca karşıki dağlardan ekolanan sesi gök gürültüsü gibi yankılandı. Bu durum karşısında üç arkadaş önce birbirlerine şaşkın şaşkın baktılar sonra da kahkahalarla güldüler. Banu, kardeşinin borunun ucundan görünen parmaklarının hafifçe şiştiğini fark etti. "Ağrın var mı Bora?" diye sordu. Kardeşi yüzünü ekşi bir şey yemiş gibi burarak başını sallayınca, "O halde artık gidelim," dedi. a

C Makalenin özellikleri nelerdir? Füdiris ● ● ● Makalenin Özellikleri Test 12 Nesnel veriler kullanılır. Ele alınan konu, bilimsel bir yöntemle incelenir. Yazar, ele aldığı konuyu kanıtlamaya çalışır. Ciddi ve anlaşılır bir dil kullanılır, söz sanatlarına yer verilmez. Düşünceyi geliştirme yollarından tanık gösterme, örnekleme ve karşılaştırmaya yer verilir. Buna göre, Dünya üzerinde geniş bir tarihsel gelişime sahip olan boya, bugün de en sık kullanılan ifade biçimi değil midir? Boya, tarihte gelmiş geçmiş birçok medeniyetin gözdesi olmuş ve mimariden sanata çok sayıda alanda kullanılmış- tır. Boyanın ilk örneklerinin MÖ 15 bin dolaylarında kullanılmaya başlandığı varsayılıyor. Tarihte bulunan ilk resim örneklerine Fransa'da Lascaux ve İspanya'da Alramira mağaralarında rastlanıyor. Bu resimlerde boya malzemesi olarak demir oksit kullanıldığı ve boyaların herhangi bir bağlayıcı içermediği dikkat çekiyor. Yine MÖ erken Hristi- yanlık döneminde yapılan ilk kaya oyması kilise örneklerinde de kırmızı aşı boyası uygulamaları yapıldığı görülüyor. O dönemde duvarların üzerine uygulanan fresklerde görülen aşı boyası, insanın bulunduğu alanı güzelleştirmeye ihtiyaç duyduğunun en büyük kanıtı. metninin bir makale örneği olmamasının nedeni aşağıdakilerden hangisi değildir? A) Söz sanatlarına yer verilmesi B) Kişisel duygu ve düşüncelere yer verilmesi C) Sohbet havasında yazılmış olması D) Açık ve sade bir dil kullanılmış olması -JJ bes

9. Türkçede "baş" sözcüğüyle oluşturulmuş birçok de- yim vardır. Yapılan bir iyiliği birinin yüzüne vurmak anlamındaki (1) başa kakmak, istemediği hâlde bir işi yapmak ya da bir kimseye bakmak zorunda kalmak anlamındaki (II) başına kalmak, bir işi aralıksız sür- dürmek anlamındaki (III) başını kaşımaya vakti ol- mamak, arada en küçük başka bir işi bile yapamaya- cak kadar çok işi bulunmak anlamındaki (IV) başını kaldırmamak deyimleri bunlardan bazılarıdır. Yukarıdaki deyimlerden hangilerinin yeri değişti- rilirse deyimlerin anlamları doğru verilmiş olur? A) I ve II. C) II ve IV. B) I ve III. D) III ve IV.