Olay Yazıları Soruları

A C A Başarısızlık özneldir, sınırdadır ve değişkendir. Manet, Manet ve Cezanne'in resimleri kraliyet an dıyla kurulmuş sanat destek kurumu olan Paris Salonu tarafından yıllarca reddedildi. Her üç sa natçıya da başarısız gözüyle bakılıyordu. Ama birkaç yıl geçmeden resimleri modern dönemde üretilmiş en önemli sanat yapıtları arasında gösterilen vizyoner öncüler olarak alkışlanır oldular. B Her ne kadar bir hata ilk başta bir başarısızlık gibi gözükecek bir şeye yol açabilirse de başarısızlık hata ile aynı şey değildir. İlla ki yanlış yapmak olmak anlamına da gelmez. Hatalarımızdan ve yap- tığımız yanlışlardan dersler çıkarırız ama başarısız olduğumuzu hissettiğimizde bundan bir şeyler öğrendiğimizden o kadar emin değilim. Çünkü tam olarak hangi aşamada başarısız olduğumuz veya bu başarısızlıkta bizim rolümüzün ne olduğu bizim için o kadar net değildir. Peki geriye bakınca kim esas başarısız olmuştu? Sanatçıların değil de salonun başarısız olduğu görülüyor. Aynısı sınavlar için de geçerlidir. Şair John Beth Oxford Üniversitesine gitti, yazar CS Lewis'in öğrencisi oldu ama mezun olmadı. Biliyorsunuz ki sonrasında yirminci yüzyılın en uzun ömürlü şiirlerinin bir kısmını yazdı. Oxford'da başarısız olan o muydu yoksa Oxford mu veya her iki taraf da mi başarısız olmuştu? Ya da hiç kimse başarısız değildi mi demeli. Bu parçanın giriş, gelişme ve sonuç bölümleri sırasıyla aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? AYA, B, C B) C, A, B C) B, A, C D) A, C, B A. Ha gü m B.

**** OLÇME, DEGERLENDİRME VE SINAV HIZMETLERI GENEL MODURLUGÜ (ÖDSGM) A 14. Nasıl başladı, ne vakit başladı bilemiyorum ama ilk belirtiler dokuz yaşımda iken ortaya çıktı. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir adam saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o sırada: "Üçü yirmi geçiyor." deyiver- miştim. Boğazdan geçen vapurlara bakıp zamanı bazen dakikası dakikasına kestir- mek mümkündü. Görünürde vapur olmadığı anlaşılınca gözler fal taşı gibi açıldı ve hep bir ağızdan dediler. "Bilmem." dedim. "Dilimin ucuna geliverdi işte." Rahmetli halam: "Tesadüf à canım!" dedi. "Atti tuttu işte. Olmaz mı böyle şeyler? Öbürküler de: "Evet, tesadüf" dediler diye de eklediler. Bu metinde boş bırakılan yerlerden her- hangi birine mantık akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilemez? Q AVAma bu kadar olur yani B) Aslında saati biliyordu. C) Saati tutturmama önce kimse şaşırmadı. DhPeki ama nasıl bildin?

6. 1. Tatilde hem kitap okudum hem ders ça- lıştım. II. Tatilde ne kitap okudum ne ders çalış- tim. III. Tatilde kitap da okudum ders de çalış- tim. isemyayincilik IV. Tatilde ya kitap okudum ya ders çalış- tim. Numaralanmış cümlelerin hangileri an- lamca aynı doğrultudadır? A) I ve II C) II ve IV B) I ve III D) III ve IV

1. 2. Edebiyata, kültürel ve sanatsal meselelere, dü- şünce tarihine meraklı, bu alanlarda kendisine katkı yapacak bir sanatçı ve düşünce adamı ara- yan bir okuyucu, şüphesiz Tanpınar'da çok şey bulacak, en azından- - - RKÇ Bu cümlenin aşağıdakilerden hangisiyle ta- mamlanması en uygundur? A) umduğundan çok fazlasını bulacaktır. Beli boş dönmeyecektir. C) heybesini dolduracaktır. D) ona hayran kalacaktır. %

4. --- Örneğin bir şairin şiiri bir müzisyen tarafından bestele- nebilir, bir yazarın romanı filme alınabilir. Bir edebî eser; bir müzisyen, bir ressam (karikatür), bir tiyatro sanatçısı, bir yö- netmen tarafından yeniden yorumlanabilir. Bunun gibi bir ede- biyatçı da müzikten (örneğin Ahmet Haşim), resimden (örne- ğin Cenap Şahabettin), bir başka edebî eserden (örneğin Hil- mi Yavuz) yararlanabilir. Bu metinde boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Her sanat dalı, başka bir sanat dalından destek alabilmek- tedir. B) Edebiyatın ürünlerinden diğer güzel sanat dalları da ya- rarlanmaktadır. C Edebiyat, güzel sanatlar ile varlığını sürdürebilir. D) Farklı mesleklere sahip olduğu hâlde edebiyata gönül ve- renler az değildir. 6

stat 16. I. Arkeologlar, Amerika'nın yerlileri tarafından yapılmış en uzun mağara resmini keşfetti. II. İstanbul'un artık bu kalabalığa ve trafiğe dayanma gücü kalmamıştır. sim. III. İbn-i Sina, damıtarak uçucu yağ elde etmiş böylece parfüm üretiminde yeni bir boyut açmıştır. IV. Çanakkale savaşlarının yaşandığı alan, tarihimizin en önemli mücadelesine şahit olmuştur. Numaralanmış cümlelerin hangilerinde aynı tür fiilimsi vardır? C) Il ve Ill ATI ve ll (6) I ve IV D) III ve IV NIF 1. DÖNEM TÜRKCE 12'Lİ DENEME SINAVI

18. Eleştiri yazı türünün amacı bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek eserin anlaşılmasını sağlamaktır. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir eleştiriden alınmış olabilir? A) Sorsalar ki "Yapıtları oluşturan en önemli öge hangisidir?" Hiç duraksamadan “Adlarıdır." derim. İster yazma, yaratma eyleminin başında yapılsın ister sonunda; adlandırma, yazma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bir eser, öteki yapıtlardan adıyla ayrılır çünkü. B)"Ruhun Yalnızlığı" adlı yapıtı okuyorum. Psikiyatrinin, felsefe ve şiirin iplikleriyle dokunmuş derinlikli bir kitap. Gözlemler, yaşantılar, alıntılarla beslenmiş. Yalnızlıkların değişik katmanlarında dolaştırıyor insanı. Adlandıramadığınız yalnızlık türlerini tanıyorsunuz. Olca lime CDostoyevski'nin insan ve yazar olarak çektiği acılar, bunları yazınsal yaratılara dönüştürme sürecinde yaşadıkları üstüne ciltlerce kitap yazılmıştır. Benzetmeli bir söylemle acılar yanardağıdır o, insan olarak da yazar olarak da acının her türünü çekmiştir. Bu D) Çocuklar için yazmak, yetişkinler için yazmaktan daha güçtür. Nezihe Meriç de aynı düşüncede. Benzer bir soruyu bir yazısında görmüştüm. Çocuklar için yazmanın yetişkinler için yazmadan daha yorucu oldu- ğuna değiniyordu o yazıda. A

A) B) C) D) BOTAK 120 dakika 60 dakika 90 dakika 30 dakika DEFNE 90 dakika 45 dakika 60 dakika 75 dakika Bazı sifat-fiil ekleri kip ekleriyle benzerlik göstermektedir. "Bu piyarlar, ummadık güzelliklere sahip." cümlesindeki "ummadık" sözcüğü "güzelliklere" ismini nitelediği için sifat-fiildir. "Bu diyarlarda bu güzellikleri görmeyi ummadık." cümlesindeki "ummadık" sözcü- ğü bir ismi nitelemeyip kip ve kişi eki aldığı için çekimli fiildir. Bu bilgilere göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük sıfat-fiil değildir? A) Hazırlanacak zamanım gitgide daralıyor, panikliyorum. B) Sararmış bu yapraklar ve ağaçlar da diğerleri gibi. C) Babam, senelerdir mahallede bir çıkmaz sokak olduğunu bilmiyormuş. D) Öğretmen Kemal Bey, okunmadık kitap bırakmadı halk kütüphanesinde. LGS Deneme Sınavi-1. Dönem Diğer sayfaya geçiniz OCTAL ANAITANNITOLED

w.derslig.com Düzenlenen bir futbol turnuvasına Sivas Ilinden A ve B takımları, Mersin'den C ve D takımları, Çorum'dan E takımı, Kırşehir'den F takımı, Samsun'dan G takımı ve Niğde'den H takımı katılmıştır. Turnuvanın statüsüne göre aynı ilin takımlarından aynı haftada birisi içeride oynarken diğeri dışarıda oynamıştır. Turnuvanın maç programı ile ilgili olarak bilinenler şunlardır: O Ⓡ ● A takımı ilk maçını içeride H takımı ile oynamıştır. D takımı ilk maçını deplasmanda oynamıştır. G takımı ilk haftada Mersin takımlarından birisi ile kendi sahasında oynamıştır. 18. ve 19. soruları yukarıdaki bilgilere göre cevaplayın. 18. Yukarıda verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır? A) Ikinci hafta B takımı içeride F takımı ile oynamış olabilir. B) H takımı ikinci maçında C takımı ile oynamış olabilir. C) E takimi ilk hafta deplasmanda oynamıştır. D) Samsun takımı ikinci maçını kendi evinde oynamıştır. 19. Ikinci hafta maçlarında D takımının maçı ile ilgili verilen bilgilerden hangisi doğrudur? A) H takımı ile oynamıştır. B) C takımı ile oynamıştır. C) E takımı ile oynamıştır. D) F takımı ile oynamıştır.

lay er Laman Kişiler Anlatıcı Bir çocuğun babasıyla zor durumdaki bir keçi yavrusuna yardım etmesi Tarla B) : Yaz :Ahmet ve babası :III. kişi Aşağıdaki metinlerden hangisi bu yapı unsurlarına uygun bir şekilde kurgulanmıştır? Yazın kafayı dinlemek için tatil yerlerine gitmektense büyüdüğüm köyü tercih etmişimdir hep. Çünkü orada çocukluğum var. Oraya her gittiğimde sessiz yığınlar bana yazın sıcağında tarlada geçirdiğim o zor ama umutiu çocukluğumu fisit dar. İşte tam şurada düşmüş dizimi kanatmıştım, şurada ise boncukla oyunlar oynamıştım. Babası, Ahmet'i yaz tatilini geçirmesi için köye, dedesinin çiftliğine, götürmüştü. Ahmet'in çiftlikteki en büyük eğlencesi hay vanlarla koşuşturmasıydı. Hayvanların arasında çok sevdiği ve Kınalı ismini koyduğu kuzusunun yeri aynıydı. Tüm gün onunla oynar, günün nasıl geçtiğini anlamazdı. Kuzucuk da ona alışmişti. Onu görünce hemen peşine takılırdı. Yazın ortasında güneş tepeye çıkmış, gökten adeta ateş yağıyordu. Ahmet gölgede serinlemek için durduğunda bah- gede otlattığı hayvanların arasında sıcaktan bitkin düşen yavru keçiyi gördü. Onu kucağına alıp babasına götürdü. Babası ona biraz su verdikten sonra yavru keçi kendine geldi ve koşa koşa annesine gitti. Ahmet ve babası öğle sıcağında tarlada çalışırken bir ses duydular. Hemen sesin geldiği yere koştular. Bir de bakt- lar ki tarlanın yamacında beline kadar bataklığa batmış bir yavru keçi, kurtulmak için çirpinip duruyor. Hemen yavru keçiyi bataklıktan kurtarıp temizlediler. Yavru keçi o kadar korkmuştu k oradan bir an önce uzaklaşmak istiyordu.

4. Köşe yazısı veya fikra; bir yazarın ve köşe yazarının herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden anlattığı gazete ve dergilerde yayımlanan kısa fikir yazı- larının genel adıdır. Fikraler Gazet köşelerinde yayımlanır. Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerin hangisi bir fıkradan alınmış olabilir? A) Ayaklarım zonklamaya başlamıştı. Hele az daha dayansın kendimi Hasanpaşa Hani'na attım mi dinlenirim. Hana yaklaştıkça kalabalık çoğalıyor. Bu insanlar nereye geç kalıyorlar? Neden koşar adımlarla önündekileri ite kaka yürüyorlar? Hiç anlamıyorum. Kimseye çarpmamak için kenardan sakince yürüyorum. B Mevsim sonbahar. Ekim ayının başında bir otobüsteyim. Tanıdık bir yolculuk, ezberlenmiş bir güzer- gah... Koltukların kırmızı beyaz oluşu milli duygu belirtisi olsa gerek. Takdir edilesi... 21 numaralı koltuktayım. Tek kişilik koltukların kendine has bir yalnızlığı vardır. Hoşa giden bir tek başınalık. Yola yakın yaşama uzak. sırgan öyküsü kitaptaki bütün öyküleri kapsay/cı nitelikte. Yazarın tarzı, anlatım biçimi, kurgusu, yuzlerce sayfalık romanı aşan konusuyla bu öyküde daha çok kendini hissettiriyor. Cümle cümle okurun zihninde yol alan hareketli bir anlatım. Yaşanmışlık ve yaşanan aynı zaman ölçeğinde. Duvarda parçalanan çay bardağıyla okuru sarsıyor. Bu yaz çocukların elinde renkli mi renkli, yumuşak mi yumuşak, bir tarafından basıp diğer tarafın- dan pörtleyen bir oyuncak görüyorum: Popit Karelisi, dörtgenleri, kalplisi, beşlisi.. Ne ararsan var. Bir dönem yuvarlak bir şeyin içinden çıkan minbebekler çılgınlığı vardı. Bir aralar da stres çarkı, anlam vermek zor doğrusu. Şimdi de bu! O yüzden üstüne düşmedim. Lakin her dönem farklı bir ürünün popüler hâle gelmesinde bir anormallik olduğu kesin.

Bir insanın herhangi bir konuda duygu, düşünce ve görüşlerini paylaşmak amacıyla kesin hükümlere varmadan samimi bir üslupla yazdığı yazılardır. Yazar anlattıklarını kanıtlamak zorunda değildir. Bu tür, yazarın kendi kendine söyleşmesi üzerine kuruludur. Aşağıdakilerden hangisi bu özellikleri taşıyan metin türüne örnek olabilir? A) Van Gölü, yüz ölçümü bakımından en büyük alana sahip olan gölümüzdür. Marmara Denizi'nin üçte biri büyüklüğündedir. Ayrıca dünyada da soda miktarına sahip en büyük göllerden biridir. Yapısı sebebiyle de tatlı sudan ve hatta deniz ekosistemlerinden farklı bir sistemdedir. Suyu sadece sodalı değil, tuzludur da. B) Mutluluk her zaman insanı çekmiştir kendine ve insan, hayatı boyunca her zaman mutluluğun yol- larını arar. Hiç mutsuzluktan zevk alan biri olabilir mi? Evet, olur. Olur belki ama o kişilerin de ruh sağlığından şüpheye düşmek gerekir. Kim sevmez her zaman gülümseyen, her zaman gözlerinin içi gülen insanları? Herkes sever, herkes mutlu kişilerin yanında kendini daha huzurlu ve daha pozitif hisseder. O zaman ne yapmak gerekir, her zaman gülümsemek mi? Tabii ki hayır ama mutluluğun peşinde koşmak insanı hayata bağlayan en önemli unsurdur. Bu nedenle koşun mutluluğun peşinden ve bulduğunuz yerde sımsıkı sarılın ona. Ve kıymetini bilin çünkü emin olun o mutluluk fazla uzun sürmeyecek. 3. ● ● Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa'ya gitmek için bir pazar sabahı İstanbul'dan 07.00'deki otobüse bindik, üç saatlik bir yolculukla Bursa terminaline vardık. Otobüs terminali, aynı zamanda pek çok markanın ve renk renk tabelaların olduğu bir yer. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkıyor şehir merkezine. Bunlardan birine binip şehir merkezine gittik. Hedefimiz öncelikle Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık'a gidip kahvaltı yapmak ve köyü gezmek... 5. D) Beş buçuk yıl süren bir savaştan daha yeni çıkıyoruz ama insanoğlu bugünkü acı durumundan kurtulmak yolunu aramakla kalmıyor, türlü zorluklar içinde gene düşler kuruyor: Ay'a gidecek, yıldız- larda bizim gibi kişiler var mı, yok mu anlayıp varsa onlarla haberleşecekmiş. Yeryüzündeki bütün kişiler, şimdi bunlarla uğraşıyor demiyorum ama en bilginleri, en usluları arasında kendilerini o işe bağlayanlar çıkıyor. Canım insanoğlu! Açlık günlerinde bile düşlerini unutmuyor, bilgisini artırmaya, düşünce alanını büyütmeye çalışıyor. H g h

la kesin hükümlere Denizi'nin üçte biridir. YapısI sadece sodali tluluğun yol- lerin de ruh -özlerinin içi laha pozitif mutluluğun peşinden azla uzun 00'deki manda büsleri Uludağ ndan ldız- ütün işe Ja, Haber; bir olay veya bir olgu üzerine edinilen, iletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi anlamına habersiz kalmak, âdeta yaşamın dışında kalmak anlamına gelmektedir. Günümüzde sayıları her geçen gelir. Haber, kaynağını yaşamdan alır ve özellikle çok hızlı değişimlerin olduğu günümüz dünyasında gün artan yazılı, görsel ve işitsel yayın organları, topluma haber iletmekte ve insanları yaşananlardan lendirip içlerinden birini gazetede yayımlayacaktır. Haber metinleri ile ilgili şunları bilmektedir: Bir gazetede haber editörü olarak çalışan Seçil Hanım, muhabirlerden gelen haber metinlerini değer- Haber niteliği taşıyan metinler, haberdar etmektedir. Toplumun genelini ilgilendirmelidir. . ilgi çekici olmalıdır. 5N1K kuralına uygun olmalıdır. (Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin sorularına yanıt vermelidir.) • SERI TEMELLI TEST-8 . Ters piramit tekniğinden faydalanılmalıdır. (En önemli kısmı, en başta söylenmeli, olayın detayları sona saklanmalıdır.) Bu kriterleri dikkate alan Seçil Hanım, aşağıdaki haber metinlerinden hangisini seçmelidir? A ÇANKAYA'DA YANGIN PANİĞİ Çankaya'da 6 katlı bir binanın 3. katında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Apartman yöneticisi, 4. katta mahsur kalınca itfaiye ekipleri tarafından merdiven yardımıyla kurtarıldı. Yangın saat 20.30 sularında Atatürk Caddesi'ndeki 103 numaralı binada meydana geldi. Yangını gören çevredeki vatandaşlar, durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri bir yandan yangını söndürmeye çalışırken diğer yandan 4. katta mahsur kalan apartman yöneticisini merdiven yardımıyla kurtardı. Hayati tehlikesi bulunmadığı belirtilen bu kişi, hastaneye kaldırıldı. İtfaiye ekipleri yangını kısa süre içinde söndürürken olayla ilgili soruşturma başlatıldı. B) ÖĞRENCİLER İÇİN NOT BANKASI Sınavlarda kötü not alan veya sınavları kaçıran öğrenciler Not Bankası'ndan not ödünç alarak ders- lerini geçebilecek. Bu uygulama, öğrencilerin, derslerine daha sıkı çalışması için motivasyonlarını yüksek tutmayı ve sınav stresini azaltmayı hedefliyor. Derslerini devamsızlık, hastalık veya yetersiz çalışma sebebiyle geçemeyen öğrenciler, Not Bankası'ndan ödünç not alıyor, daha sonra derslerden yüksek not aldıklarında ödünç notları geri ödüyorlar. CUNİVERSİTENİN GEYİKLERİ Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi A. Çetin, projenin, popülasyonun çoğaltılarak ülkenin bazı nok- talarındaki doğal yaşam alanlarına gönderilmesi amacıyla 10 geyik getirilmesiyle başladığını dile getirdi. Uludağ Üniversitesinin yerleşkesindeki 100 hektarlık alanda ülkenin değişik yerlerindeki yaşam alanlarına gönderilmek üzere yetiştirilmeye başlanan geyiklerin sayısı, 13 yılda 8 katını aştı. DIKÖTÜ ESERLER MÜZESİ The Museum of Bad Art'ın üç ayrı galerisi var ve bu galeride tek seferde yaklaşık 70 eser sergile- nebiliyor. Müzenin toplam koleksiyonu ise 600 parçadan oluşuyor. Müze müdürü, "Bizim eserlerde baktığımız şey, sanatsal bir ifade ortaya koymak için yaratılmış olmaları ama açık bir şekilde görü- lüyor ki sanatçı açısından bazı şeyer yolunda gitmemiş." diyerek 10 eserden 9'unun yeterince kötü olmadığı için müzeye alınmadığını söylüyor.

Noktalama İşaretleri TEST-2 1 Vitaminler, geçmişte birçok mesleğin ilgi alanına girdi ve günümüzde de bu ilgi devam ediyor. Bu meslek grup- ları içinde biyokimyacılar, fizyologlar, beslenme bilimcileri, farmakologlar yer alıyor. Özellikle son yıllarda yaş- lanma bilimcileri, estetik tıp alanıyla ilgilenen araştırmacılar, gıda ve ilaç sanayisinde çalışan araştırmacılar da vitaminlerle ilgilenmeye başladı. Vitamin konusundaki bilgilerimiz ilk çağlara kadar gidiyor, özellikle de 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başlarından itibaren yoğunluk kazanıyor. Ancak vitaminler, insanlığın ilgi- sini hiçbir zaman günümüz dünyasında olduğu kadar çekmedi. Son yıllarda beslenme ve değişik hastalıklarla vitaminlerin ilişkisini içeren on binlerce araştırma ve makale, bunu kanıtlıyor. Aşağıda dört kişinin bu metindeki virgüllerin kullanım amacıyla ilgili yaptığı açıklamalar verilmiştir: Cihan: Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılmıştır. Hamza: Birbiri ardınca sıralanan eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasında kullanılmıştır. Uğur: Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılmıştır. Simge: Cümle içinde ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başında ve sonunda kullanılmıştır. Buna göre hangisinin açıklaması yanlıştır? A) Cihan B) Hamza C) Uğur D) Simge UNITI

TURKCE 13. Makaleler nesnel bir anlatım dili ile kaleme all- nir. Dolayısıyla yazarın tavrı, kişiliği veya tarafı bu tür metinlerde hissedilmez. Buna göre aşağıdakilerden hangisinin bir makaleden alındığı söylenemez? A) Cumhuriyet'in ilanından sonra dil konusun- da tartışmalar genel olarak imla ve alfabe üzerine yoğunlaşmıştır. Tartışmalar daha çok Arap harflerinin kullanımının devam etmesi gerektiğini düşünenler ve Latin harflerinin kabul edilmesini isteyenler ara- sında yaşanmıştır. B) Bu eser için söylenecek çok şey var. Ancak bu eseri okumayan hatta bir defa değil bir kaç defa okumayan onun edebî lezzetini alamayacak ve anlamayacaktır. Alıntılarla zenginleştirilen içeriğin kültürel açıdan de- ğerini ise hiç anlamayacaktır. C) Mizah, güldürü ile birlikte düşündürme, eleştirme ve sorgulamayı da içerir. Mizahta bir toplumda memnun olmayan durumlar, yanlış/kusurlu olduğu düşünülen davranış- lar ve insanları rahatsız eden kimi olaylar hicvedilir. Kara mizah ise üzücü bir olayın, acının ya da sıkıntının mizahi bir üslupla anlatılmasıdır. D) Probleme dayalı öğrenme ilk olarak tip alanında, 1950'li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Case W. Üniversitesinde uygulanmıştır. 1960'lı yılların sonuna doğru ise Kanada'daki McMaster Üniversitesinde uygulanmaya başlanmıştır. 14. 1

2. D1%T4?UMT13068N Kutucuk içinde verilen sözcükler, belli bir örüntüye göre oluşturulmuştur. HUNI+UYDU+DAVA+AKSU Hangi seçenekte verilen sözcükler yukarıdaki örüntüye uygun şekilde oluşturulmuştur? A) AFIŞ + FEDA+ O ST+TUNA D) B) INEK+NEYE+YÖR C) R OMA+R E P E+RICA PERU+UNCU VAHA+HACI+AKAR+KÜRK M Soru Bankası Serisi Sinava Eş değer Sorular B) Insani birçok C) Eserde anims m D) Orma da y