Paragraf Soruları

4. Öncelikle iyi bir usta bulmak lazım. Çok çalışmak gerekir. Özellikle insan yüzü çok önemlidir, mesela ben bütün arkadaşlarımın resimlerini çizerdim. Kendi portremi aynada çizerdim. Zaten ressamlar, Rönesans ressamları... El, yüz ve ayakları ustalar çizer, geri kalan taraflarını çıraklar tamamlarmış. Mikelanjelo'nun Sistine Şapeli'ndeki eserlerinin çoğu üç yılda bitmiş. O eserin üç yılda bitme ihtimali yok normal şartlarda ama dediğim gibi ekip çalışması ile bitirmişler. Bu anlamda usta çırak ilişkisi çok önemli. Ben, üstadımın atölyesinde on sene çalıştım tabii ki başka işlerim de vardı. Fakat bu süreçte onunla on yıl süren bir hukukumuz oldu. En son bana dedi ki bir atölye aç kendine öğrenci yetiştir. Ondan sonra sanat maceramız devam etti. Bu metin, aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak verilmiştir? A) İyi bir ressam olabilmek için tavsiyeleriniz nelerdir? B) Resme başlamak için ne yapmalıyız? C) Sanat eğitiminiz ne kadar sürdü? D) Çok çalışmak iyi resim çizmek için yeterli midir?

V--VAN-H 43. Bu çocuklar daha doğdukları gün iki farklı gruba ayrıldı. II. İkinci grup ise ilk defa kitaplarla okulda tanışıyor ve kelime hazinesi sınırlı olduğu için hem kendisini ifade etmekte hem de öğretmenleri anlamakta ciddi sıkıntılar yaşıyor. III. İkinci grupta ise evinde kitap olmayan 1 milyon çocuk ve çocuklara kitap okunması gerektiğini bilmeyen ebeveynler var. IV. İlk grup okula başladığında kendini ifade etmeyi bilen, öğretmenin dediğini anlayan çocuklar olarak öğren- meye hazır bir şekilde derse başlıyor. V. Türkiye'de geçtiğimiz yıl 1,3 milyon çocuk dünyaya geldi. cinli. İlk grupta evinde kitap olan 300 bin çocuk ve o kitapları çocuklarına okuyan ebeveynler var. Numaralanmış cümlelerle mantık akışına göre bir parça oluşturulduğunda sondan üçüncü cümle aşağıda- kilerden hangisi olur? A BYIII (C) IV GAMA DIVI

biliyor ineceği yerle evimiz arasında yaklaşık sekiz kilometre var 45. Varlıkların, okuyucunun gözünde canlanacak şekilde, resim çizer gibi anlatılması olarak tanımlanan betimle- me; açıklayıcı ve sanatsal olmak üzere ikiye ayrılır. Açıklayıcı betimlemede varlıkların olduğu gibi tanıtılması amaçlanır, nesnel bir anlatım vardır. Görsellikten çok izlenim ve sezgilerin ağır bastığı sanatsal betimlemede ise öznellik vardır. 1 Bu metne göre aşağıdakilerin hangisinde sanatsal betimleme yapılmıştır? A) Bir an mutlak bir sessizlik oldu. Ansızın dalgaların hışırdadığı ve radyonun salondan bulunduğumuz tarafa caz ezgileri gönderdiği duyuldu. Gezinti güvertesinde atılan her adım ve rüzgârın pencere aralıklarından giren sarhoş uğultusu son derece net bir şekilde işitilebiliyordu. Karşımızdaki adam hamle yapmadan önce elektrik kablolarını andıran damarlı ellerinin titremesine mani olmaya çalışıyor gibiydi. egy miz B) Uzun zaman önce kapatılmıştım bu odaya. Başlarda kaç gün geçtiğinin kaydını tutmuştum. Sonrasında bu odadan çıkarılmayacağımı anladığım için zamanla arama ciddi bir mesafe koymuştum. Duvar kâğıdının ren- Asunugini, pencereye takılan demir parmaklıkların pasını, kapının yer yer yıpranmış boyasını bütün gün amaçsız -15v in bir şekilde izliyordum. 319rian (0 nalontevid less sezadlid! C) Aracımız Neretva Nehri'nin kıyısında yol alırken bulutların nehre vuran aksine bakıyorduk. Bu coğrafya yıllarca dig 19 savaşlara sahne olmuştu. Hem de daha doksanların başında Avrupa'nın gözü önünde gerçekleşen Bosna Sava- şı'na. Onca insanın yaşamını yitirdiği bu savaşın izlerine rastladığımız binalar özellikle korunmuş Sarayova'da. D Masanın üzerinde gri bir dizüstü bilgisayar, Kafa dergisinden birkaç sayı, pembe bir saksıdan bozma bir kalem kutu, çok da yeni olmayan bir yazıcı vardı. Ablamsa bu kadar dağınık masada küçük bir yer açmış, bir şeyler karalıyordu. Saçlarını ensesinde sıkı bir şekilde topladığından kaşlarını çattığını görmem mümkün oldu. GAMA

bir genç 20. Yıldız Moran'ın fotoğraflarının en önemli özelliği iddiasız oluşlarıdır. Başka fotoğraflarla yarışmaz. Kendini sev- dirmeye çalışmaz. Sert bakışlarla incinebilir ama katı durmadığı için kırılmaz. Bir Yıldız Moran fotoğrafını tam anlamıyla görüp hissedebilmek için ön koşul iyi niyetli bir bakıştır. Sevecen ve yaşama umutla bakan kızın, kısa bir süre sonra fotoğrafı bırakacak bir anne adayının kurduğu duygudaşlık ile Anadolu insanını kendine has duyarlılığıyla anlamaya ve anlatmaya çalışan bir Türk kadının içi sanatla dolu bir kadın fotoğrafçının işleridir bu fotoğraflar. İşte bu, onu mükemmel bir fotoğrafçı değil fakat eşsiz bir sanatçı yapan şeydir. Bu parçaya göre sanatçıyı eşsiz yapan özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A Yanlı olmayan bir tutum ile sanatını icra etmesi B) Yaşadığı toplumun değerlerini bilerek hareket etmesi Empati kurarak özgün eserler ortaya çıkarması D) Çevreye anne duyarlılığı ile bakması

He- Açık havadayız. Salon genişliğinde bir havuz, nihayetinde eski bir Yunan şehrinin alçı maketi var men hemen bir yemek masasının üzerine koyulabilecek büyüklükte. Havuzun bir ucunda mendil kadar yelkenleri kalemden biraz uzunca kürekleri ve içinde oyuncak gibi adamlarıyla yarım metrelik bir ka- dırga var. beretne Sokakların birinde küçük, tek katlı bizim İzmir'in eski sakız evleri biçiminde, kırmızı kiremitli, demir kapılı ve yoldan üç mermer basamakla çıkılan bir ev vardı. Bu ev, babasının ilaç imalathanesiydi. Evin içine baktığınızda imbikler, boy boy tunç ya da tahta havanlar görürdünüz.. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biri değildir? A) Sıfatlardan yararlanmaları B İzlenim yaratmaları C) Benzetmeye yer vermeleri D) Karşılaştırmaya yer vermiş olmaları 7.

uc Nasreddin Hoca fıkralarında kişiler pek kalabalık değildir. (II) Başkahraman her zaman kendisi dir. (III) Etrafında en çok görülenler karısı, eşeği ve komşularıdır. (IV) Bunun yanında Nasrettin Ho- ca fıkralarının kişi kadrosunu bostancı, helvacı, esnaf, davulcu, imam gibi çeşitli mesleklerden bi- reyler oluşturur. (V) Hoca'nın fikralarından atasözleri gibi bazı hikmetli sonuçlar çıkmıştır: "Paray veren düdüğü çalar.", "Acemi bülbül bu kadar öter.", "Yorgan gitti, kavga bitti." "Vermeye gön- lü olmayan ipe un serer.", "Ye kürküm ye dünyası." gibi. (VI) Bu sözler yüzyıllardır insanlara yol gös- terip rehberlik etmiştir. Bu metin ki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiy- le başlar? X tonguç yayınları ce Paragraf ON

11 Çocuklara kitap alırken dikkat edilen hususlar kitapların çocukların seviyesine uygun ve çocuklar için ilgi çe C olması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bununla birlikte bilgilendirici olması, dilinin sade olması, korsan kitap olma ması, renkli ve resimli olması aranan en önemli özellikler arasında yer almaktadır. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur? A) Tanımlama B) Benzetme C) Sayısal Verilerden Yararlanma D) Karşılaştırma

Açık havadayız. Salon genişliğinde bir havuz, nihayetinde eski bir Yunan şehrinin alçı maketi var. He- men hemen bir yemek masasının üzerine koyulabilecek büyüklükte. Havuzun bir ucunda mendil kadar yelkenleri, kalemden biraz uzunca kürekleri ve içinde oyuncak gibi adamlarıyla yarım metrelik bir ka- dirga var. benzetme Sokakların birinde küçük, tek katlı bizim İzmir'in eski sakız evleri biçiminde, kırmızı kiremitli, demir kapılı ve yoldan üç mermer basamakla çıkılan bir ev vardı. Bu ev, babasının ilaç imalathanesiydi. Evin içine baktığınızda imbikler, boy boy tunç ya da tahta havanlar görürdünüz. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biri değildir? Sıfatlardan yararlanmaları Bizlenim yaratmaları C) Benzetmeye yer vermeleri D), Karşılaştırmaya yer vermiş olmaları

bile kı- Etrafı <. Ak- nkar ge- ler de zılarıysa onları tanımamam için sırtlarını çeviriyor. Ortaya çıkarttığım cümleler, basamakları yer yer çü- On dakikadır önümdeki Ingilizce paragrafla boğuşuyorum. Kelimelerden bazıları uzaktan el sallıyor, ba- rüyerek kırılmış tahta köprüler gibi. Göz ucuyla hocaya bakıyorum. Elindeki teste dalmış. Sabahtan beri derse girmekten yorgun, aldığı maaştan hoşnutsuz. İlk derste "Ben sizin gibi şanslı olamadım." demişti üniversiteyi bitirdiğim gibi atandığımı öğrenince. "Şanslı değildim, eşek gibi çalıştım." diye karşılık ver- mek isterdim ama yapmadım tabii. Safça bir gülümsemeyle geçiştirdim bu gafını. Çocuklarına kitapları gösterdi. Küçük olanı, öğretmeninin defterine çizdiği gülücüğü göstererek minik parmaklarını birleştirip, nefis bir yemeği gösterir gibi yaptı. Büyük olanı da beş işareti yapınca babaları ikisini birden öptü. Anneleri elinde bir telefon defteriyle bu mutluluğu böldü. Bu müjdeyi her zamanki gibi çocuklarının daha fazla heyecanlanması için aheste imalarla anlattı. Arkasından büyük kızına numarayı vererek otobüsten yer ayırtmasını istedi. Babaları, şehrin çıkışındaki yoldan bineceklerini söylemesini ilave etti. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biri değildir? A) Sıfatlardan yararlanmaları Birden fazla duyuya yer vermeleri B) Benzetmeye yer vermeleri D) Öykülemeye yer vermiş olmaları

yurdumu- Jular çeşni karmiştir. k kısa bir üzünün yeni bir apması ayrıl erden n Uzunca ve yuvarlakça olan vücutlarının üzerleri pullu veya pürtüklüdür. Çoğunlukla dört ayaklı ve pek azı iki ayaklı veya tamamen ayaksız olurlar. Her ayakta beşer adet parmak ve uçlarında gelişmiş tırnakları bulunur. Karın pulları sırt ve yanlarda olanlardan daha iridir. Böcek, akrep gibi hayvanlarla beslenen kertenkelelerin kasla hareket eden ileriye uzanan dilleri, avları yakalamada en büyük silahlarıdır. Dil üzerindeki yapışkan tükürük, avı yakalayıp bırakmama da yardımcı olur. Çene içerisine oturtulmuş dişleri vardır. Dişiler, yazın toprağın içine veya bir taşın altında çengel tırnaklı ayaklarıyla açtıkları çukurlara yumurtlar. Kış mevsiminde deliklerinin içinde ilkbahara kadar kış uykusuna yatarlar, Soğukkanlı oldukların- dan taşlar üzerinde güneşlenmeyi severler, Yakınlarından geçen böceklere saldırarak beslenirler. Renkleri yaşadıkları ortamlara uyduğundan kolay fark edilmeyip yırtıcı kuş ve yılanlardan kolayca kurtulurlar. Tehli- ke anında kuyruklarının son kısmını kopararak hızla bir yarığın içine dalıp gözden kaybolurlar. Böcek ve kurtlarla geçindiklerinden insanlar için faydalı sayılırlar. TEST 40 Kertenkelelerin bugün dünya üzerinde 3000'den fazla türü mevcuttur. Soğuk iklime fazla dayanıklı olmadıkların dan genel olarak çöllük bölgelerde ve tropikal kuşakların kurak kısımlarında çok boldur. Yer altında, ağaçlar üzerin- de yaşayanlar olduğu gibi havada uçanları, suda yüzün Jeri, renk değiştirebilenleri de boldur. Uzun kuyruklu dağ sıçanı veya altın dağ sıçanı, sincapgiller familyasındaki bir dağ sıçanı türüdür. Uzun kuyruklu dağ sıçanları açık veya hafif ormanlık habitatlar olan Asya'nın orta arasında yaşarlar. Ardından da anlaşılacağı gibi, nispeten uzun kuyruklu bir dağ sıçanı türüdür. Uzun kuyruklu dağ sıçanı, büyük, dayanıklı bir kemir- gendir. Bu türün üyelerinin ağırlıkları 9 kilograma kadar ulaşabilir. Tipik kütle aralığı 1.5 kilogram ile 7 kilogram arasındadır. Bu aralığa kış uykusundan hemen sonraki ilkbahar dönemindeki daha düşük ağırlıklar ve kütlesinin dörtte birinden fazlasını vücudunda depo edebildiği kış uykusundan önceki sonbahar dönemindeki daha yüksek ağırlıklar dahildir. Erkeklerin ortalamalır dişilerden biraz daha yüksektir. Baş-vücut uzunlukları 37-80 santimetreyken kuyrukları yaklaşık 16-27 santimetre uzunluğundadır. Kuyrukları, baş-vücut uzunluğu oranından çok daha büyüktür. Gözleri oldukça basık başın tepesine yakındır, kulakları küçüktür ve boyunları da kısadır. Ön bacakları arka bacaklarından daha uzundur. Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki metinlerde sözü edilen varlıkların özelliklerinden biridir? A) Kemirgen olmaları B) Yaşam alanları Kış uykusuna yatmaları D) Savunma yöntemleri

alginer, dug yuragugu mek kadar kolay olmamış. A) I. Almanya'da yeni bir tür dinozora ait fosiller bulundu. Sauropod cinsinden olduğu da Peki, bu dinozorlar neden bu nülen bu dinozor, akrabalarına oranla biraz ufak tefe dar küçük kalmış? Bilim insanlan, bunun nedeninin bu türün yaşadığı yerle ligi id ğunu düşünüyor. Dinozorlar, o dönemde bir grup adadan oluşan Orta Avru yaşamış. Daha az yiyecek ve yaşanacak alan bulunan ada topraklanında hayvanlarda cüceleşmesi"ne uğramışlar. Başka bir deyişle hayvanlar fazla büyümemiş ve küçük mış. Bu durum da adada yaşayan hayvanların yaşamlarını kolaylaştırmış. Bu metinde altı çizili ifadeyle ilgili, 1. Düşüncenin yönünü değiştirmiştir. II. Kendinden önceki yargıyı, sonrasına taşımıştır. III. Aralarında aykırılık bulunan cümleleri bağlamıştır. IV. Sonuç bildiren bir ifadedir. yargılarından hangisi söylenebilir? B) II. C) III. DIN

alans gün serin SE Jini 3-4. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Ahmet Hamdi Tanpınar, adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayımlanan Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüs Ülkü, Varlık Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayımlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginlikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker. Here Ahmet Hamdi, şiir zevkinin oluşumunda özellikle Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in etkisinden söz etmektedir. Şiir dışında roman, öykü, deneme, ma- kale, edebiyat tarihi gibi türlerde de eser vermiştir. Şairliğinin yanı sıra usta bir romaner, edebiyat araştırmalarında referans kabul edilen bir araştırma- cidir. Yahya Kemal'i taklit endişesiyle şiire karşı hep mesafeli bir duruş ser- gilemiştir. Fransız sembolizmini derinlemesine incelemiştir. Rüya, zaman ve bilinçaltı onun şiirlerindeki ana başlıklardır. Ilk şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, daha sonra ise serbest ölçüye yönelmiştir. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etki lenir. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür. Haşim gibi o da küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acı- yi ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini okurun içine işleyen bir anlatımla dile getirir. İçe dönük bir bakışla doğa le iletişim kurmaya çalışır. Şiirinin bir başka yönü Bergson felsefesinden kaynaklanan zaman kavramıdır. Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil, çok katlı ve karmaşık bir akıştır. Ne İçindeyim Zamanın", "Bursa'da Zaman" şiirleri bu olgunun ör nekleridir. Ave II. CI ve III. 3. Metne göre Ahmet Hamdi Tanpınar'la ilgili olarak, Şiir anlayışının oluşumunda bazı şairlerin şiir anlayışının izleri vardır. II. Şiirlerinde o zamana dek ele alınmamış konuları işlemiştir. III Edebiyat araştırmalarında sözüne önem verilen, önemli bir isimdir. IV. Şiirlerinde söz sanatlarına, mecazlı, kapalı bir anlatıma fazlaca yer vermiştir. yargılarından hangileri söylenebilir? I ve III. D) III ve IV. 4. Metne göre aşağıdakilerden hangisi şairin, Ahmet Haşim'le ortak yönlerinden biri değildir? A) Küçük yaşta annelerini kaybetmeleri Ay) Küçük NEW YO Yaşamlarında bir sevgi arayışı içinde olmaları Etkileyici bir anlatımlarının olması Şiirlerini hece ölçüsüyle yazmaları

6. Zorluklarla dolu bir yaşamı olmuş. Çocukluğundan itibaren kimseye yük olmamış, çalışarak kendi ihtiyaçlarını karşılamış hatta ailesine yardımcı bile olmuştur. Onca derdinin arasında dostlarının dertlerini dinlemeye ve onlara yardımcı olmaya da çalışmıştır. Onlara karşı her zaman dürüst olmuş, aklındakileri olduğu gibi söylemiştir ve ne olursa olsun aldığı her nefesin kıymetini bilmiş, tadını çıkarmıştır. Bu parçada tanıtılan insanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yaşamdan zevk aldığı B Paylaşmayı bilen biri olduğu CYAçık sözlü olduğu D/Alçak gönüllü bir insan olduğu

2 Yorumlayıcı hümanist perspektif, pozitivist sos- yoloji anlayışıyla keskin bir karşıtlık hâlinde olup söz konusu sosyolojinin, toplumu doğanın uzan- tisi olarak gören, doğa ve toplumun aynı yasalar tarafından yönetildiği ve dolayısıyla birey davra- nışlarının büyük ölçüde toplumsal yapı tarafından belirlendiğini ileri süren analizini şiddetle reddeder. Yorumlayıcı sosyal teoriye göre sosyal bilimlerin araştırma konusu olan insan; kendi sosyal dünya- sini inşa edebilecek ve kontrolü altına alabilecek güçte, bilingli, irade sahibi, yaratıcı, başkaları- nin eylemlerini yorumlayan ve dikkate aldıklarına dayanarak bir eylem çizgisi geliştiren, bağımsız ve rasyonel bir varlıktır. Bu parçayla ilgili olarak, 1. Açıklayıcı anlatımla yazılmıştır. II. Tanımlamaya yer verilmiştir. III. Tanık göstermeye yer verilmiştir. IV. Olay merkezlidir. hangileri söylenemez? A) I ve Il B) I ve III D) Il ve IV C) II ve III E) III ve IV

20. KOÇ 21 Mart-20 Nisan ASLAN 23 Temmuz - 20 Ağustos YAY 23 Kasım - 21 Aralık BOĞA 21 Nisan - 20 Mayıs O BAŞAK 23 Ağustos - 20 Eylül OĞLAK 22 Aralık-20 Ocak İKİZLER 21 Mayıs-21 Haziran T TERAZİ 23 Eylül - 23 Ekim KOVA 21 Ocak - 18 Şubat YENGEÇ 22 Haziran - 22 Temmuz AKREP 24 Ekim-22 Kasım BALIK 19 Şubat - 20 Mart Doğum haritamızda aslında tüm burçlar yan yana bulunuyor, Zodyak üzerinde 360 derecelik bir turu be- raberce tamamlıyorlar. Tabii, gezegenler haritamızda hangi takımyıldıza yani burca düşüyorsa o burç bir adım öne çıkıyor. Her burç, 30 derecelik yer kaplıyor ve 12 burç, Zodyak kuşağını tamamlıyor. Yapılan araştırmalara göre Zodyak'ta burcunuzun yerine göre bir önceki ve bir sonraki burcu bir atlayarak gittiği- mizde bize destek olan çocukluk arkadaşlarımızı, en yakınlarımızı, kardeşlerimizi bulabiliriz. Arkadaşlık ve dostluk hissini kuvvetli olduğu durumlarda anlarız ki bu çift aynı zamanda en iyi anlaştığımız kişileri de ortaya çıkarmaktadır. Buna göre aşağıdaki burç eşleştirmelerinden hangisinin iyi anlaştığı söylenemez? A) Koç, ikizler ve kova ile anlaşır. X B) İkizler, koç ve aslan ile anlaşır. Yay, akrep ve terazi ile anlaşır. D) Akrep, oğlak ve başak ile anlaşır.

kya Soğanlı Vadisi'nde tel,kumaş ve gazoz kapağı gibi malzemelerden testi taşıyan, yün eğiren, gelinlik giymiş kadın ile tespih çeken erkek gibi figürlerden oluşan bez bebekler yaparak hem bu kültürü yaşatmaya çalışıyor hem de yurdun dört bir yanında katıldığı etkinliklerde tanıtıma katkı sağlıyor.(Kültür aktarma) lay yorumlama) TI ogal ve geçirebilirsiniz. Evde kolay bir şekilde AMIZ 14. Yeryüzünün en sevimli hayvanlarından biri olan pandalar, yaklaşık 100 g ağırlığında doğarlar, büyüdüklerinde bu rakam 90 ile 135 kg arasında değişir. Siyah beyaz renktedirler, yaşamlarını bambu ormanlarının yoğun olduğu sisli dağ eteklerinde geçirirler. Utangaçtırlar, yalnız kalmayı çok severler. Vakitlerinin çoğunu bambu filizleri ve yapraklarını yiyerek geçirirler. Yaşamlarını devam ettirebilmeleri için ağırlıklarının yüzde on beşi kadar yemeleri gerekir. Nesli tükenmekte olan hayvanlar listesine alınan pandaların dünyada aşağı yukarı 2 milyon yıl kadar varlıklarını sürdürdükleri tahmin edilmektedir. Yukarıdaki paragraftan hangisi kesinlikle çıkarılamaz? A) Bambu ormanlarının olduğu yerlerde yaşamlarını sürdürüler. B) Pandalar nesli tükenen hayvanlar listesinde yer almışlardır. L C) Yaşamlarını sürdürebilmeleri için zamanlarının çoğunu yemek yiyerek geçirirler. D) Yetişkin bir pandanın ağırlığı 120 kilogram olabilir. 1517 BAKA Parlak gezegenler mart ve nisan ayları süresince gökyüzünde. Satürn, Mars, Jüpiter ve Merkür'ü sabah, Venüs'ü akşam gözlemleyeceğiz. 18 Mart sabahı Satürn, Mars ve Jüpiter birbirlerine yakın konumda olacak. O sabah Ay da gezegenlere eşlik ede Nisan'da yine görebileceğiz. 30 M + linitor's cok yaki