Paragraf Soruları

9. 1. Metin HER ÇOCUK ÖZELDİR Harfleri, sayıları algılama problemi yaşayan bir çocuk; çev- resi ve ailesi tarafından tembel ve geç öğrenen bir insan muamelesi görür. Okuldaki arkadaşları ve öğretmenleri- nin yanı sıra ailesi tarafından da dışlanan bir çocuk olan Ishaan, disipline girmesi için ailesi tarafından yatılı okula gönderilir. Ancak yatılı okulda da Ishaan'ın davranışlarında herhangi bir değişiklik olmaz. Ta ki bir resim öğretmeni olan Ram Shankar ile tanışana dek. Ram, Isha- an'ın yalnız ve mutsuz olduğunu fark eder. Aslında özel bir çocuk olduğunu anlar ve sabırla Ishaan'ın kendini bulmasına yardım eder. II. Metin HIÇKIRIK (hichki) Naina Mathur'un sürekli tıkanıklık, kekemelik yaşadığı Tourette sendromu adında bir hastalığı vardır. İleride öğ- retmen olmak istemektedir ancak çevresindeki insanlar, ra- hatsızlığı nedeniyle başka meslek seçmesi gerektiğini söy- lemektedir. Sonunda bir okulda öğretmen olarak iş bulur ancak kendini ispatlamak için birçok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. 9-F sınıfına derse girmeye başlar. Ancak kısa sürede bu sınıfın varoş mahalleden gelen öğrencilerin olduğu bir sınıf olduğunu öğrenir. Öğrencilerin imkânsızlıklar içinde okumaya çalıştığını görünce çok etkilenir. Ayrıca okulda diğer öğrencilerin ve bazı öğretmenlerin dışlayıcı tutumları karşısında sabırla inanılmaz bir mücadeleye girişen Mathur sonunda bu hikâyenin mutlu bitmesini sağlar. ch 23 FANT MOKERIE Aşağıdaki yargılardan hangisi açıklaması yapılan filmlerin ortak yönlerinden biri değildir? Aiki filmde de aynı özelliklere sahip iki bireyin yaşamı anlatılmıştır. BY Olayların akışı belli bir sıraya dayanmaktadır. Cylki film de mutlu sonla bitmiştir. Dy Filmlerin konusunda benzer noktalar göze çarpar..

DENEME 13 13. Hafta Haftalık Kazanım Denemesi Türkçe Mustafa Kemal'in okuduğu bazı kitaplar şunlardır: Namık Kemal'in "Osmanlı Tarihi", Mehmet Emin Yurda- kul'un "Türkçe Şiirler", Tevfik Fikret'in "Rubab-ı Şikeste”si... Atatürk'ün vatan, özgürlük, Türklük ve insan sev- gisi konularındaki fikri temellerinin kaynağında bu kitapların rolü büyüktür. Fovizm akımını benimseyen Henri Matisse, 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biridir. Matisse, sanatsal çalışmalarıyla dönemin ünlü ressamları Pablo Picasso ve Kandinsky ile birlikte anılır. Renkleri büyük bir usta- lıkla kullanışıyla modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir. M. İtalyan asıllı Leonardo Da Vinci, resim, heykel, bilim, mimari, mühendislik, müzik ve anatomi alanlarındaki çığır açıcı eserleri ile Rönesans döneminin şekillenmesindeki en önemli sanatçı, mucit ve dehalardan bir olarak görülür. Batı dünyasının gelişiminde temel taşlardan biri olarak kabul edilir. Numaralanmış metinlerden hangileri "Bir kitap bir insanı, bir insan bir toplumu, bir toplum da dünyayı değişti- rebilir." cümlesinde belirtilen düşüncelerden herhangi biri veya birileri ile ilişkilendirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Ive III D) II ve III 53 11

Edebî eserlerin okuyucusunun çok ya da az olması o eserin değerini belirleyen ölçütlerden değildir. Bir edebî eserin okuyucusu az olsa bile o edebi eser sanatsal anlamda çok de- ğerli bir eser olabilir. Edebî eseri değerli kılan; zamanının dışına taşabilme, her dönemde az ya da çok okunabilmesidir. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Okuyucusu çok olan eserler değerli eserlerdir. B) Edebî eserin değerini gösteren yazıldıktan sonra da okunmasıdır. C) Bazı eserler yazıldıkları dönemde değil daha sonra değerlenir. D) Değerli eserler az okunan eserlerdir. Hangis ya Anan

vardır, m içinde u uyand evk alme Düzensi şıklık, h tense başlan 2. Romanların genellikle yaşanmış olaylar üzerine kurulduğu bilinir. Ama bir olayın yaşanmış olması veya hayatta rastladığımız birtakım gerçeklere uygun olamaması bir eser için "değerli" ya da "değersiz" düşüncesini oluşturmaz. Bir eserin asıl değeri, iç dünyamıza ait gerçekleri komposizyon içinde verebilmesidir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangi- si kullanılmıştır? A) Öyküleme C) Tartışma B) Betimleme D) Açıklama FEN BİLİMLERİ YAYINLARI 5.

dir. a bugün ir. sade Farklı soru tipleriyle tanışırsınız. Soru çözme hızında gün geçtikçe ilerleme kaydedersiniz. Yanlış sorularınızı gördükçe yeni çözüm yolları öğrenirsiniz. TEST ÇÖZMENİN FAYDALARI D Test çözme, iyi bir öğrenme sürecidir. Zamanınızı planlamada en iyi yardımcınız olur. Anlamını bilmediğiniz yeni sözcükler öğrenirsiniz. Bu görseldeki cümleler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Aşamalı durum bildiren cümleye yer verilmiştir. B) Öneri anlamı taşılan cümle vardır. C) Tanım cümlesi kullanılmıştır. D) Karşılaştırma cümlesi vardır.

2. Kerem Temizer, anlatılmayı ummayanların anla- tıcısıdır ya da bir öyküde, bir masalda yer almaya layık görülmemişlerin... Bir yamaçta, adını kendi- sine söyleyecek, güzelliğini kendisine anlatacak dili bekleyen bir çiçektir. Bir başka yerde, emeğin hakkını gururla vermiş, bereketli ama artık unu- tulmuş tarlalardır... Öyküleri, denemeleri deği- şik dergi ve seçkilerde yer bulan yazarımız, "Bir Trakya Masalı"yla usta işi bir metin sunuyor. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Eserlerinde günlük hayatta kolaylıkla karşıla- şılabilen insanları anlattığına B) Tek başına bırakılmış, unutulmaya yüz tutmuş varlıkları anlattığına C) Değişik yayın organlarına yazı yazdığına D) Kendine özgü, orijinal öyküler yazdığına

4. Ahmed Arif, Türk şiirinin temel taşlarından biridir. 1940-1955 arasında yazmış önemli şiirlerini. Şii- rini bu yıllarda kurmuş. Bu yıllar, bir şairin yolunu bulması açısından en zor yillardır. Çünkü 1941'de Garip Akımı çıkmış ortaya. Şiirlerimiz Garip'le ka- buk değiştirirken hemen ardından 1950'de İkinci Yeni çıkıyor ortaya. Bu yıllar içinde şiirini kuran bir şairin bu akımların etkisine kapılıp gitmemesi ola- naksız. Şiir ve şairin var olabilmesi için gerçekten zor yıllar... Ama Ahmed Arif için değil. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Ahmed Arif, Türk şiirinin en sıkıntılı dönemin- de var olmayı başarmış bir şairdir B) 1940-1950'li yıllar, Türk edebiyatında çeşitli akımların cereyan ettiği yıllardır. C) 1940'li, 1950'li yıllarda şiir yazan bir şair için ken- di kimliğini kurmak ve korumak kolay değildir. D) Ahmed Arif, bugün dahi en çok satan ve oku- nan şairler arasındadır. 67

9. Yıllardır tanırım onu. Her şeye son raddesine kadar dayanır, hiçbir şeye gik demezdi. Sabır taşı gibi der- ler ya, o da tam öyleydi. Bu metindeki altı çizili söz grubunun cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde var- dır? A) Bunca davranışa katlanan insan, benim gözüm- de başkadır. B) Dirayetli birisin, bu yüzden sana kısaca anlata- cağım. Müdürün eşref saatine denk gelmiş olmalıyız D) Sesinde Karadeniz yaylalarının dumanı vardi sanki. 11. Y ri T r k E

U k n.com 3. Genel bir değerlendirme yapıldığında bizim ya- zınımızın iki kanaldan aynı okyanusa döküldüğü görülür. Bir kanal sermayenin, siyasetin ve tica- retin emrindeki yazarların yazdıkları yapıtlardan oluşur. Diğeri ise çok satmasalar, adları çok bi- linmese de iyi kitap yazan yazarların yapıtlarıdır. Bunlar çoğunlukla denizlere ulaşmadan kururlar, yolları kesilir. Bu nedenle bizim yayıncılığımız bu- lanıktır, sular durulmaz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği- nilmemiştir? A) Yazın dünyamızda iki farklı yazar grubu ara- sında bir çekişme olduğuna B) Edebiyatımızda yazarların iki farklı anlayış ve kaynaktan beslendiğine C) Alanlarında başarılı olan yazarların yeterince tanınmadıklarına D) Sanata emek veren ve katkı sunan yazarların, engellemelerle karşılaştıklarına

3. Şair; duygu, düşünce ve hayallerini sözcüklerle anlatır. Günlük konuşma dili ile şiir dili birbirinden farklıdır. Şair günlük dildeki sözcükleri özenle se- çer, onlara yepyeni anlamlar kazandırır. Olayla- ri, nesneleri bizden farklı biçimde algılar. Onları anlatırken hayallerden, imgelerden ve izlenimler- den yararlanır. Somut varlıkları soyutlaştırır, so- yutları da somutlaştırarak, duygu ve düşünceleri- ne bir anlam derinliği katar. Şiirde sözün gücünü artırmak amacıyla birtakım söz sanatlarına baş- vurulur. Söz sanatları şiirde anlama bir derinlik ve duygulara incelik katar. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Şair, günlük dile yeni boyutlar kazandırır. B) Şair çeşitli yollarla somut şeyleri bizden farklı yorumlar. C) Şair, sözcükleri çeşitli söz sanatlarıyla ifade ederek bir derinliğe ulaştırır. D) Şairler için, söz sanatları şiirin en önemli un- surlarıdır.

iç 5. n i Para 1. Ahmet Yıldız'ın biçeminde (üslubunda) altı çizil- mesi gereken yan, "açıksözlülük, doğrudanlık"- tır. Günlük hayatta hangi kişilikle yaşıyorsa yazı- larında da onu görüyorsunuz. Net, açık, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen; düşüncesini kelime oyunlarının kaypaklık ve bulanıklığına kurban et- meyen bir yazarlık tavrı. Bugünlerde o kadar öz- lenen bir yaklaşım ki insan bu yalınlık karşısında hem şaşırıyor hem de o özgünlüğü hemen fark ediyor. Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen yazarın niteliklerinden biri değildir? A) Söz sanatlarına düşkünlük B) Sadelik ve özgünlük C) Tarafsızlık ve dürüstlük D) Doğallık ve içtenlik 3.

Model Eğitim Yayınları 19. Ankara, Türkiye'nin başkentidir ve ... Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse karşılaştırma anlamı olmaz? A) en kalabalık ikinci şehridir. B) son yıllarda hızla göç almaktadır. C) nüfusu 2019 itibarıyla 5.639.076 kişidir. D) yüzölçümü olarak ülkenin üçüncü büyük ilidir.

Başlarından üzücü Ull D) Lise son sınıf öğrencisi bir çocuktan, yaşanan sıkıntıl 4. Kullandığımız dil kişiliğimizin farklı yönlerini ortaya koyar. İnsanlar birbirlerini "Kullandığın sözcüklere dikkat et." diye sık sık uyarırlar. Yapılan araştırmalar da bu uyarıyı destekler nitelikte. Örneğin dışa dönük ve içe dönük karakterlerin dili nasıl kullandıklarına bakalım. İçe dönük karakterler Genellikle kendi kendilerine konuşmayı seçerler. • Daha somut ve net bir şekilde konuşur. Dil konusunda daha dikkatlidirler. ● Duygularını dile getirmede çekingendir. Daha garanticidirler. Dışa dönük karakterler • Konuşkandır ve yüksek sesle konuşur- ● 0 B) II, III ve IV. ● . lar. Konuşma tarzı daha soyuttur. Konuşma dilinde düzensizdirler. Açık sözlüdürler. Gezmeyi sever ve risk almaktan hoşlanır. I. Haydi, yeni açılan lokantaya yemeğe gidelim! II. Yolu bilmeme rağmen yanlış yola sapma riskine karşı navigasyon kullandım. III. Arkadaşım, senin bu tavrının beni rahatsız ediyor ve bu durum seni itici yapıyor. IV. Bu yaz Ayder Yaylası'na gitsek, Fırtına Deresi'nde rafting heyecanını tatsak harika olmaz mı? Bu bilgilerden hareketle yukarıdaki cümlelerin hangilerini arkadaşları tarafından dışa dönük karakteriyle bilinen Yusuf söylemiş olabilir? A) I, II ve III. C) I, II ve IV. D) I, III ve IV. 7.

2. 1. Çocuğun zekâsı ile ana babanın zekası arasında yüksek düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır. II. On iki yaşına kadar hızlı olan zekâ gelişimi, yirmi yaşına kadar sürer ve sonra sabitlenir. III. Insan olgunlaştıkça aklı gelişir. V.Zeka ise bir olayı kavramayı, açıklayarak çözmeyi sağlar. V.Akıl, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yaratabilme kabiliyetidir. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi dışanda B) II C) III AT yer alır? DI IV

Naif kelime olarak doğal, masum, samimi, saf, deneyimsiz gibi kulağa ilginç ge- len duygu türlerini ifade etmektedir. Aynı zamanda kendi kendini yetiştirmiş, do- ğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı- na verilen isimdir. Naif resimlerde kurgu zamandan bağımsızdır. O kadar ki zaman kurgusu tamamen evrenseldir. Bu anlamda zaman taşınabilir ve sembolik bir ya- pi sunar. Bu resimlerde hangi tarihe ve hangi döneme gönderme yapıldığı çoğu kez belirsizdir. Herhangi bir tarihteki bir pazar yeri, belki bin yıl önce ya da bin yıl sonra oluşacak bir orman göze çarpar. Algılayıcı, çoğu kez zamanı olmayan bir manzara karşısında hayale kapılır. (1) Naif resimde mekân ise gerçekliğin ötesinde abarti, deformasyon ve hayal üzeri- ne kurgulanmıştır. Sanatçı doğayı olduğu gibi çizme kaygısından uzak, hissettiği ve imgelediği gibi çizme eğilimindedir. (II) Naif resim akımı ve verilen resim dikkate alındığında numaralanmış boşluklara aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) (1) Zaman çoğu kez geçmiş bir anı yansıtır. (II) Bundan dolayı mekân yaşanılan olaylara gönderme yapar. B) (1) Zaman yaşadığımız anı değil, gelecekte yaşanabilecek bir anı verir. (II) Bu yüzden naif resim akımında mekân yoktur. C)) Zaman evrensel bir değer olarak çıkar karşımıza. (11) Bunun için ressam bulunduğu mekânı değil, olmak istediği mekânı resmeder. D) (1) Zaman kurgusunda gece ve gündüzün dışında bir belirleme yapmak oldukça zordur. (II) Bu nedenle, mekân kurgusu hayalidir ve yalnızca zihinde tasarlanır.

8. Test 5- AYDA ORTALAMA 442 DAKİKA TELEFONLA KONUŞUYORUZ Ankara Analitik Araştırma Merkezi tarafından Türkiye ve Avrupa ülkeleri mukayese edilerek, mobil telefon kullanımıyla ilgili yapılan araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu MOBIL ABONELERİN KONUSMA SÜRESİ (ayda ortalama) TÜRKİYE 442 DAKİKA AVRUPA ÜLKELERİ 231 DAKİKA TÜRKİYE'DE EN ÇOK GÖRÜŞÜLEN KISA NUMARALI HATLAR 182 Supinagy 112 186 155 153 Muayene Hastane Randevu Sistemi Acil Servis Elektrik Arıza Polis Imdat GÖRSEL YORUMLAMA Alo Zabita TÜRKİYE'DE CEP TELEFONU KULLANICILARININ %28 %61 %23 %52 %28'i uyanır uyanmaz %61'i de uyandıktan sonra ilk 5 dakika içinde Kullanıcıların %23'ü gece yatmadan hemen önce %52'si ise yatmadan önceki 5 dakika içinde telefonuna bakma gereği duyuyor TÜRKİYE NORVEÇ İSPANYA GÜN İÇİNDE ÇALMASA DA TELEFONUNA BAKMA İHTİYACI HİSSEDENLERİN ORANI HOLLANDA İTALYA TÜRKİYE NÜFUSU 80,8 MİLYON ALMANYA MOBIL TELEFON ABONE SAYISI 77,8 MİLYON Türkiye'de 0-9 ys grobu MOBIL CİHAZLARA ERİŞIM ORANI %109,5 %78 AVRUPA ÜLKELERİ %64 %52 %47 %42 %38 GECELERİ TELEFONUNU KONTROL EDENLERİN ORANI (ORTALAMA) TÜRKİYE %85 %48 PARAGRAF Görseldeki istatistiki verilere göre Türkiye'nin telefon kullanımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? Gün içinde çalmadan telefonuna bakma ve gece telefonunu kontrol etme sıralamasında Avrupa ülkelerine göre Türkiye sırada yer almaktadır. B) Türkiye'de cep telefonu kullanıcılarının % 23'ü yatmadan hemen önce telefonuna bakarken % 52'si yatmadan on dakila önce telefonuna bakmaktadır. C) Türkiye'de en sık görülen kısa numaralı konuşmalarda en fazla muayene randevu sistemi en az polis imdat aranmıştır. D) Türkiye nüfusu 80,8 milyonken 0-9 yaş grubu çıkarıldığında mobil cihazlara erişim oranı % 77,8'dir. 8. Sınıf Paragr