Ortaokul Türkçe Soruları

6. Öğle yemeğinden sonra küçük kardeşine ders çalıştırmak için üst kata çıktı. Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? 4 A) Zarf tamlayıcısı / Yer tamlayıcısı / Yüklem B) Zarf tamlayıcısı / Zarf tamlayıcısı / Yer tamlayıcısı / Yüklem C) Zarf tamlayıcısı / Zarf tamlayıcısı / Yüklem D) Zarf tamlayıcısı / Yer tamlayıcısı / Yer tamlayıcısı / Yüklem lbümünü çıkardı. (II) Bebeklik fotoğra

DRILINE 8. TURKÇE 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın 8. gününde "klasik yay bi- reysel kategori"de mücadele eden milli sporcu Mete Gazoz, Mauro Nespoli'ye finalde üstünlük kurarak altın madalya ka- zandı. Tarihî bir başarı elde eden 22 yaşındaki milli sporcu, Türkiye'ye okçuluk dalındaki ilk altın madalyayı getirdi. Türki- ye'yi başarıyla temsil eden Mete, genç yaşına rağmen ulusla- rarası önemli yarışmalarda toplam 36 madalya elde etti. Milli okçu, madalyaların dördüne dünya şampiyonalarında ulaştı. Genç sporcu, bu madalyaların 3'ünü takım müsabakalarında birini ise bireysel müsabakalarda aldı. A Bu metinden Mete Gazoz'la ilgili, 1. Birçok kez olimpiyatlarda mücadele etmiştir. X II. Madalyalarının tümünü bireysel müsabakalarda kazanmıştır. III. Türkiye'ye okçuluk dalında birçok altın madalya kazandırmıştır. yargılarından hangileri çıkarılamaz? A)I - II B) I-III SÖZEL D) |- ||- ||| a NTOR RŞEMBE Ternay Me d. Unite Degerle Mozail 181 Oky 120

n. n ******* HAYATIM BOYUNCA DEFALARCA BAŞARISIZ OLDUM VE İŞTE TAM DA BU SEBEPTEN BAŞARILI OLDUM. NBA 21 ALL STAR Aşağıdaki özdeyişlerden hangisi görseldeki cümleyle aynı doğrultudadır? A) Düşünmek ve söylemek kolay fakat yaşamak, hele başan ile sonuçlandırmak çok zordur. (Ziya Gökalp) B) Sadece büyük ölçüde başarısız olmaya cesaret edenler büyük ölçüde başarabilirler. (Robert F. Kennedy) C) Dünyada insana yardım eden şey tesadüf değil, azim ve sebattır. (Samuel Smiles) Başarının yolu konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır. (Walt Disney)

Mac an LGS Bu testte 20 soru vardır. 1. Vücudumuz farklı türde birçok mikroorganizmaya, virüse ve zararlı organizmaya maruz kalır. Bu et- menlerin hastalık yapıcı olanlarına patojen denir. Bağışıklık sistemi, patojenlerin vücudu enfekte et- mesini önler. Bağışıklık sistemi ikiye ayrılır. Bunlar doğuştan gelen ve sonradan kazanılan bağışıklık sistemleridir. Her iki bağışıklık sisteminde de vücu- du savunan hücreler bulunur. Doğuştan gelen ba- ğışıklık sistemindeki hücreler, vücudun patojenle- re karşı ilk savunma hattını oluşturur. Bu hücreler enfeksiyonun başlangıcında patojenleri tanıyarak yok eder. Makrofajlar, nötrofiller ve dendritik hücre- ler; doğuştan gelen bağışıklık sistemi hücreleridir. Sonradan kazanılan bağışıklık sistemi hücreleri ise doğuştan gelen bağışıklık sistemi hücreleri- nin yetersiz kaldığı durumlarda devreye girer. T ve B hücreleri sonradan kazanılan bağışıklık sistemi hücreleridir. C Bu parçanın yazılma amacı aşağıdakilerden hangisidir? AYT ve B hücreleri arasındaki farkları göstermek B) Hastalıklara neden olan patojenleri tanıtmak Bağışıklık sistemini oluşturan yapıları açıkla- mak 2. kr D) iki bağışıklık sistemi arasındaki farkları göster- mek Nasrettin tuz yükle başlamış rup ne ya sunuz? S çocuklar yaptığın yaptığın bunu ya re tuz kaplan ve çab sun? Hoca İşte c niti." Bu dar A) B

1. İnsanın eleştirel düşünce gücünü artırabilir. Çünkü kişi çoğunlukla gün içerisinde yapmış olduğu doğru ve yanlış davranışları, is- temli ya da istemsiz bütün olayları yansız bir kişilikle ortaya koymaya çalışır. * Objektif tutumu geliştirebilir. Çünkü o beyaz sayfalar, kendi düşüncelerini kimseye ispat etmek zorunda olmadığı özerk bir böl- gedir. Düşünceler en yalın hâliyle dökülür. * Yazılı anlatım becerisini geliştirebilir. Çünkü kişi kendini yazılı olarak ifade etmeye çalışır, duygu ve düşüncelerini en doğru, en güzel belki süslü biçimde yazı diline dökmeye çalışır. * Hayal gücünü artırabilir. Çünkü bu türde kalem oynatan kişi her zaman gün içindeki olayları olduğu gibi anlatmakla kalmaz. Ba- zen olayların kendi üzerindeki etkilerini yansıtır. Aşağıdakilerden hangisi yukarıda faydaları verilen edebî türe örnek olabilir? A) Ordu'nun Perşembe ilçesine bağlı Çaka'da, köyün üç bakkalından biri olan Sait Cinek ağabeyimiz PTT acentasıydı. Halkın pos- ta işleri onun elindeydi. Pazartesi günleri posta günüydü ve halk, öğretmen ve öğrenciler, "Sait abi, bana bir şey var mı?" soru- sunun içinde taşıdığı çokça ümitle bakkalının kapısına varırdı. B) "Buralara apartmanlar dikilecekmiş." dedi yaşlı iğde. Bir ürperti, köklerimden başlayarak önce gövdeme, sonra dallarımın en körpe uçlarına kadar yayılıverdi. İstemsizce titredi bütün bedenim. Çatlamış birkaç meyvem kopup yere düştü. Karınlarını doyur- makla meşgul kuşlar, kanatlanıp dere kenarındaki karaağacı sarmalayan asmaya kadar ötüşerek gitti. C) Şebinkarahisar, Aralık, 1958 Her şey yabancı, her şey ilgimin dışında. Az önce balkona çıkıp apak çevreye bakarken yeniden anladım bunu. Kar burada her şeyi örttü. Olduğum yerden hiçbir şey görünmüyor. Ne bir ağaç ne bir ev, hiçbir şey... Göz yorucu bir aklık. Yazmayı denemiyo- rum bile. Oradan oraya bocalıyorum. Yazmak diye bir sorunum yok. Yanımda getirdiğim kitapların hemen hiçbirine el sürmüyo- rum. Bir çukur oluşuyor çevremde, bu çukura gün geçtikçe daha bir gömüldüğümü duyuyorum. D) Sevgili Kardeşim Orhan, Belki bu yazdıklarım oraya vardığı zaman, een bir çocuk hastanesine kavuşmuş olacaksın. Böylece huzurunun bir bölümü ger- çekleşmiş olacak. Bütün sıkıntılarım sanatçı-nekim ikiliğinden doğuyor. Şimdi Ankara'da tiyatrolar perdelerini açıyor. Gözüm o kadar alışmış ki "Orhan Asena" adı altında bir oyun arıyorum, bulvarları dolduran afişlerde. Bu yıl, yerli oyun bakımından tiyat- rolar oldukça dolgun. 0

IRME SINAVI Berre, Bekir, Ömer, Yusuf ve Birgül adlı kişiler; tatil yap- mak, yaz festivaline ya da konsere katılmak için Antalya, Mersin ya da Muğla şehirlerinden birine gitmiştir. Bu ki- şilerin gittikleri şehirler ve bulundukları etkinliklerle ilgili şunlar bilinmektedir: Yaz festivali ve tatile iki kişi, konsere bir kişi gitmiştir. Mersin'e bir, diğer şehirlere iki kişi gitmiştir. Muğla'da sadece bir etkinlik türü yapılmıştır. Yusuf, tatile gitmiştir. . -Bekir, Antalya'da yaz festivaline katılmıştır. Konser, Antalya'da olmuştur. • Birgüt ile Bekir aynı etkinliğe farklı şehirlerde gitmiştir. Bu bilgilere aşağıdaki öncüllerden hangisi eklendiği hâlde yine de tüm kişilerin gittikleri şehirler ve katıl- diklar etkinlikler kesin olarak bilinemez? ● A) Ömer ile Yusuf aynı etkinliğe gitmiştir. B) Birgül, Mersin'e gitmiştir. C) Ömer, konsere gitmiştir. D) Berre, tatile gitmiştir.

eri anlatan cüm in (sezgi) cümle eçebilir.", "Sana asilik bildirir. hangisi "olası- mi. mesi e öneri 7. Herhangi bir kişi, yapıt, olayı olumlu veya olumsuz yanlarıyla ortaya koyma amacı taşıyan cümleler, eleştiri içerir. "Yapıtlarında akıcı bir dil kullanıyor ama bu dil anlatılan olayların geçtiği zamana uygun değil." cümlesinde hem olumlu hem de olumsuz eleştiri yapılmıştır. Eleştiri; bir yapıt, olay veya kişiye yöneliktir. Genel kural niteliği taşımaz. Bu nedenle "Roman kendi içinde tutarlılık taşımalıdır." cümlesi eleştiri içermez. Olumlu eleştiriler aynı zamanda "beğenme" anlamı taşır. Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde olum- lu veya olumsuz bir eleştiri yapılmamıştır? A) Sizler hiçbir işi doğru yapamıyorsunuz. B) Bilgisayar insan belleğini iyice tembelleştiriyor. er insan kendi ailesinden ve çevresinden uzak kalamaz. DX Makaleniz toplumsal sorunlarımıza ışık tutuyor. www.mubayayinlari.com 11. E

Tek maaşla 6 nüfusa bakıyor. Koca evde bütün işler Ferhunde Hanım'a bakıyordu. eneme B) 2 2 Körfeze bakan çatı katında yaşıyordu. Çocukken baktığım iki köpek yavrusu vardı. Yukarıdaki yapraklarda "bakmak" sözcüğü kaç fark- li anlamda kullanılmıştır? A)1 C) 3 D)4

Bizim, gelenekle yerleşmiş bir atalarsözü anlayışımız vardır. Bu anlayışa göre atasözleri, ulusal var. Atasözleri, geniş halk yığınlarının yüzyıllar boyunca geçirdikleri denemelerden ve bunlara dayanan liklardır. Tanrı ve peygamber sözleri gibi ruha işleyen bir etki taşırlar. Inandırıcı ve kutsaldırlar düşüncelerden doğmuşlardır. Ulusun ortak düşünce ve tutumunu belirtir, bize yol gösterirler. Bir ata sözüyle belgelendirilen tutumun doğruluğu herkesçe doğru kabul edilir. Anlaşmazlıklarda bir atasözü en büyük yargıcıdır. İşte bu atasözleri, biçim bakımından da kavram bakımından da birtakım özellikler taşırlar. O özelliklerden bazıları şunlardır: • Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. • Az sözcükle çok şey anlatır. Birçoğu devrik cümleyle kurulmuş ve bu sayede daha güçlü anlatıma sahip olmuştur. Birçok ulusta aynı anlamı taşıyan atasözü bulunabilir. . . Bütün bu özellikleri de içine alırsak atasözleri; atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce ya da öğüt olarak düsturlaştıran ve kalıplaşmış biçimleri bulunan halkça benimsenmiş özlü sözlerdir. 1. Bu metinde aşağıdaki anlatım biçimlerin- den hangisi tercih edilmiştir? A) Açıklayıcı Anlatım B) Öyküleyici Anlatım C) Betimleyici Anlatım D) Tartışmacı Anlatım 2. Bu metne göre, atasözlerinin güçlü bir an- latıma sahip olmasını sağlayan özelliğine örnek olabilecek atasözü aşağıdakilerin hangisidir? 152 A) Yalancının evi yanmış, kimse duymamış. B) Eti senin, kemiği benim. C) Buldum bilemedim, bildim bulamadım. D) Besle kargayı oysun gözünü. G M 3. Bu metinde koyu olarak yazılmış cümlede aşağıdaki söz sanatlarından hangisi kulla nılmıştır? A) Kişileştirme (Teşhis) B) Konuşturma (Intak) C) Abartma (Mübalağa) D) Benzetme (Teşbih) 4. Metindeki altı çizili cümleyle ilgili aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır? A) Olumlu bir yargıyla bitirilmiştir. B) Tanim cümlesidir. C)Deyimlerin ne olduğundan bahsetmiştir. DJ Öznel ifadeler tercih edilmiştir.

TEST 4 4. Kan nakli ve kan gruplan tabloda verilmiştir. ALICI Type AB+ AB- A+ A- B+ B- 0+ SINIF 0- Kan Grupları Arasında Donör - Alıcı İlişkisi 0- 0+ 25 4 YARDIMCI FIKIR B- DONOR A) 0+ ve A- aynı kan gruplarından kan alabilir. B) 0- kan grubu sadece kendi grubundan kan alabilir. B+ (Donor: Kan bağışı yapan kişi Alıcı: Kanı alacak kişi) Bu tabloya göre verilen bilgilerden hangisi çıkarılamaz? CAB+ grubundan bütün gruplar kan alabilir. D) B+ ve A+ kan grupları yalnız dört gruptan kan alabilir. A- A+ AB- AB+

16 ve 17.sorular aşağıdaki metne göre cevaplandırılacaktır. Bir gün Sokrates ile Sokrates'in tanıdığı bir adam yolda karşılaştı. Adam, Sokrates'e dönüp dedi ki: "Arkadaşınla ilgili ne d gumu biliyor musun?" "Bir dakika bekle, bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Filtre Testi" deniyor." dedi Sokrates. Adam: "Üçlü Filtre mi?" "Doğru, benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlam önce bir süre durup ne söyleyeceğini filtrelemek iyi bir fikir olabilir, ona üçlü filtre dememin sebebi bu." der Sokrates. "B filtre, yani gerçek filtresi, bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam olarak gerçek olduğundan emin misin?" "Hayır, aslında sadece duydum." dedi adam. Sokrates: "Tamam, öyleyse sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ci filtreyi deneyelim, iyilik filtresini. Arkadaşın hakkında bana söylemek istediğin şey iyi bir şey mi?" diye devam eder. A "Hayır, tam tersi." Sokrates: "Öyleyse onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğunda emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin çünkü geriye bir filtre daha kaldı. Işe yararlılık filtresi. Bana arkadaşım hakk söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?" Adam: "Hayır, yararlı olacağını sanmıyorum." Sokrates: "lyi, eğer bana söyleyec şey doğru olmayıp işe yarar bir şey değilse bana niye söyleyesin, vaktimi neden öldüresin ki!" 16. Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Doğruluğuna tam inanmadıklarımızdan kaçınmalıyız. BArkadaşlık onun iyiliğini o yokken de düşünmektir. C Hayatımızda yararlılık ilkesi önemlidir. D) Arkadaşlık onu aynı zamanda yargılamayı gerektirir. Arda "Duv uygu mişti Sez yaz raya Öm tüf bak Ay ya Ye M fa 1 19. E

Köyde herkes bir an önce yardımların ulaşmasını bekliyordu ne var ki yoğun kar tüm yolları ka- patmıştı. Verilen cümlede altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anla mında bir değişiklik olmaz? A) çünkü B) gelgelelim C) nitekim D) zira

>>>>>>>>> TEST - 24 8. Açılımı "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı" olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlen- diren bir araştırmadır. 2015 Yılı PISA Sonuçları 72 80 70 60 50 40 30 20 10 0 A) A. 80 70 60 50 40 30 20 10 0 80 70 60 50 40 30 20 10 0 60 Okuma becerileri Okuma beceriler 60 Okuma becerileri 60 Buna göre Türkiye'nin 2018 yılı PISA sonucundaki yerini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisi olabilir? 2018 Yılı PISA Sonuçlan Okuma becerileri 79 ▬▬▬▬ 56 Matematik okuryazarlığı 56 52 Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığa 66 Matematik okuryazarlığ 2018 Y PISA Sonuçlar 72 52 52 Fen okuryazarlığı Fen okuryazarlığ Katılan ülke sayısı Katilan ülke sayıs Katılan ülke sayısı Okuma becerileri Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığı Katılan ülke sayısı Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığı Katılan ülke sayısı Okuma becerileri Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığı Katılan ülke sayısı Yandaki grafikte ülkemizin 2015 yılındaki PISA sonuçları gösterilmiştir. Türkiye'nin 2018'deki sonuçları ile ilgili şu sonuçlara ulaşılmıştır: B) • Türkiye okuma becerileri alanında 10 sıra yük- selmiştir. Matematik okuryazarlığında 7 basamak yukarı çık- mıştır. Fen okuryazarlığında 13 sıra birden ilerlemiştir. • PISA'ya 7 ülke daha dahil olmuştur. . ● 80 70 60 50 40 30 20 10 0 80 70 60 50 40 30 20 10 0 2018 Yılı PISA Sonuçlar 79 T 50 Okuma becerileri 40 ‒‒‒‒‒‒‒ Okuma becerileri 49 uryazarlığı Matematik okuryazarlığı 2018 Yill PISA Sonuçlan 72 39 42 ▬▬▬▬▬▬▬ 39 ▬▬▬▬▬ Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarligi Katilan ülke sayısı Katilan ülke sayısı Okuma becerileri Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığı Katılan ülke sayısı Okuma becerileri Matematik okuryazarlığı Fen okuryazarlığı Katılan ülke sayısı

7. İyi bilinen bir konuşmacı, seminerine 50 dolarlık bir banknotu göstererek başladı. 200 kişiyi bulan dinleyicilere, Bu parayı kim ister?" diye sordu ve eller havaya kalkmaya başladı. Konuşmacı "Bu parayı içinizden birine vereceğim fakat öncelikle bazı şeyler yapacağım." dedi. Parayı buruşturdu ve dinleyicilere "Hala bu parayı isteyen var mı?" diye sordu. Eller yine havadaydı. Bu sefer, "Peki bu paraya şunları yaparsam?" dedi ve 50 doları yere atıp üstüne bastı. Para şimdi pis ve buruşuktu. Fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu. Konuşmacı şöyle dedi: "Arkadaşlar burada çok önemli bir şey öğrendiniz, burada paraya ne yaptığım önemli değil, onu yine de istiyorsunuz. Ona yaptığım şeyler onun değerini düşürmedi, o hâlâ 50 dolar. Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hir- palanırız fakat ne olduğu veya ne olacağı önemli değil, hiçbir zaman değerimizi kaybetmeyiz. Temiz ya da pis, hırpa- lanmış ya da kırılmış, bunların hiçbiri önemli değildir. -- Bu metnin sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? A) Umudunuzu asla kaybetmeyin, bir gün dünya size gereken değeri verecektir. Binsan, maddi değeri olan ürünlerin fiziksel durumlarını önemsemez. C) Değerli bir şeyin, değerini kolayca kaybetmeyeceğine emin olun. D) Seni sevenler, senin ne kadar değerli olduğunu her zaman bileceklerdir.

18. Aşağıdaki medya metinlerinden hangisinin yazılış amacı yay ayraç içinde yanlış verilmiştir? M A) Bindallı, kökeni Osmanlı Dönemi'ne kadar dayanan ve günümüze kadar orijinal haliyle gelmiş bir giysi. O dönemde bindallı, gelin tarafından önce kendi düğününde gelinlik olarak, sonra da başka düğünlerde elbise olarak giyilirmiş. Şekil olarak kaftana benzeyen bindallı, genellikle üzerinde çiçek, dal ya da yaprak motifleri taşır ve ayaklara kadar uzanır. İpekli, kadife ya da atlas kumaştan dikilebilen bindallı, genelde kırmızı olarak tercih edilse de son yıllarda farklı renkler ve modeller de sıkça karşımıza çıkmakta. (Kültür aktarma) B) Türkiye'de, bir ofiste kişi başına tüketilen kâğıt miktarı 0,7 kg/gün, yani ortalama 140 sayfadır. Finans merkezlerinde ve bankalarda kişi başına tüketilen kâğıt 0,9 kg/gün, yani 180 sayfadır. Özellikle iş yerlerinde kâğıt tüketiminin %1 dahi olsa azaltılması ile her yıl binlerce ağaç kurtarılabilirken bu sayede hem tasarrufu yapan iş yerinin giderleri azaltılabilmekte hem de çevresel açıdan birçok sıkıntı ile mücadele eden dünyamız ve hepimizin geleceği açısın- dan kazanç elde edilebilmektedir. (İkna etme) C) Günlük yaşamda kullandığımız basit bir kalemden otomobile kadar birçok eşya bir tasarım sürecinden geçer. Buna endüstriyel tasarım denir. Endüstriyel tasarımcı, iyi bir gözlemci ve problem çözücüdür. Bilim, teknoloji, mühendislik ve sanattan yararlanarak yaşamımızı kolaylaştırır. Geliştirdiği ürünün işlevsel, kullanışlı ve estetik olmasına çalışır. (Olay yorumlama) D) Mars'ın bilinen iki doğal uydusu var. Bunlardan büyük olanı Phobos, diğeriyse Deimos. Mars'ın uydularının ikisi de 1877 yılında ABD'li bir gök bilimci olan Asaph Hall tarafından keşfedildi. Bu iki uydunun yüzeyi, Mars ile Jüpiter arasında yer alan Asteroit Kuşağı'ndaki asteroitlerinkine benziyor. Bu durum Phobos ve Deimos'un Mars'ın kütle çekimine kapılan asteroitler olduğunu düşündürüyor. Mars'ın iki uydusunun da atmosferi yok. (Bilgilendirme)

2. Aşağıdakilerden hangisi "İnsan yaşadıkça, insanın bir meçhulü bir meselesi, bir istirabı hep var olur. Ben de bunları anlattım." diyen bir sanatçıya ait olabilir? A) Ben de bu ovanın mahsulünü kırk yıldır develerimle şehre çekerim. Bir günden bir güne aç kalmadım. Ama ve lâkin Ali Mehmet kardeşim, bugün açım. Çoluğum çocuğum da aç... Yarın da, yarından sonra da, ta açlıktan geberinceye kadar aç kalacağım. B) Öyleyse uzatmadan çıkarsın buradan yola. Karşısına gelir bir göl. Çok büyük bir göl. Gölde vardır bir kayıkçı. Kayık- çıya sorarsın tam gölün ortasında: "Ne kadar benzerlerse o kadar ayrı mıdırlar insanlar birbirinden?" diye. C) Birden ortalık karıştı. Dev dalgalar, ölü dalgalar, kasırgalar, boralar üçlemeler, lodos fırtınası, karayeller basti lokantayı, rıhtımı, iskeleyi olanca gücüyle. Ezdi, dümdüz etti, iş insanlarını, kendilerinde iş olmayanları, yazarları, çizenleri, ressam- ları, vurdu duvardan duvara. Deniz suları sel gibi kapladı ortalığı. Maddi zarar milyonları aştı. D) Sonra gözleri daha ileriye gitti, karşısındaki pencere hücresinde oturan kadınla erkeğe, salona ilk girdiği zaman gördüğü çiftlerden birincisine baktı. Bu, ufak tefek, zarif, her istediği zaman dudaklarının islaklığına ve gözlerinin parıltısına biraz daha mana koymasını bilen kadınlardandı.