Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Ortaokul Türkçe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
......
4
Likenler, mantarların ve fotosentetik mikroorganizmaların bir araya gelerek oluşturduğu ortak yaşam birlik-
leridir. Liken birliğinin kütlesinin büyük kısmında mantar daha baskındır. Fotosentetik mikroorganizmalarsa
mantar dokularının arasında yer alır. Genel olarak fotosentetik mikroorganizmalar mantara besin sağlar-
ken mantar da fotosentetik mikroorganizmalara uygun yaşam ortamı sağlar. Likenler genelde soğuğa ve
kuraklığa dayanıklıdır. Sisli ve nemli bir havada kendi ağırlıklarının on katı kadar su depolayabilir.
II. Fosil yakıtlar, metalik maden yatakları ve endüstriyel ham maddeler gezegenimizin her tarafında ve olu-
şum koşullarının uygun olduğu her ortamda görülebildiği gibi, Antarktika ve Grönland gibi bölgelerde
de görülebilir. Ancak bu bölgelerdeki bazı alanların 3-4 km kalınlığında buz kütleleriyle örtülü olması ve
yaşam koşullarının son derece zor olması nedeniyle bu alanlarda buz kütleleri altındaki kıtasal veya okya-
nusal kabukta yer alan yer altı zenginliklerinin tespit edilmesi son derece zordur. Üstelik şu an için hiç de
ekonomik değildir.
III. Tarihçiler, insanların zamanı dilimleme yani takvim yapma konusuyla ilk kez günümüzden yaklaşık 5000-
6000 yıl öncesinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da ilgilendiklerini söylüyorlar. Bu tarihlerde insanlar yal-
nızca ayları ve yılları hesaplayabiliyorlardı. Ancak bu işin nasıl ve ne türden bir gruplandırmayla yapıldığı
kesin olarak bilinmiyor. Bu topraklarda yaşayan Asur, Sümer gibi eski uygarlıkların yok olması sonucunda,
bu tür bilgiler de yok olmuştu. Bu yüzden bizler o yıllarda kol saatine benzer saatlerin var olup olmadığını
bilemiyoruz.
IV. Ateş, kışın soğuk günlerini isitan en önemli keşiflerden biridir. Ateşin keşfedilmesiyle birlikte yemek, gü-
venlik gibi birçok alışkanlığımız değişti ve bununla birlikte soğuğa karşı da daha büyük bir direnç kazanıldı.
Çağımızda hepimiz ısınmak için fosil yakıtları kullanıyoruz. Bunları soba ve kaloriferlerimizde yakıt olarak
kullanıyoruz ya da bunlardan elde ettiğimiz elektrikle ısınıyoruz. Ama açık alanlarda, bunlar ısınmamız için
yeterli olmuyor ve bizler üzerimize giydiğimiz kıyafetlerle soğuğa karşı koymaya çalışıyoruz. Açık havada
bizi soğuktan koruyan en kaliteli giyeceklerse kaz tüyünden yapılmış giyecekler.
Numaralanmış metinlerin hangilerinde hem tanımlamaya hem de karşılaştırmaya başvurulmuştur?
A) Yalnız I
B) I ve IV
C) II ve III
D) III ve IV
MİRAY YAYINLARI
132
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
...... 4 Likenler, mantarların ve fotosentetik mikroorganizmaların bir araya gelerek oluşturduğu ortak yaşam birlik- leridir. Liken birliğinin kütlesinin büyük kısmında mantar daha baskındır. Fotosentetik mikroorganizmalarsa mantar dokularının arasında yer alır. Genel olarak fotosentetik mikroorganizmalar mantara besin sağlar- ken mantar da fotosentetik mikroorganizmalara uygun yaşam ortamı sağlar. Likenler genelde soğuğa ve kuraklığa dayanıklıdır. Sisli ve nemli bir havada kendi ağırlıklarının on katı kadar su depolayabilir. II. Fosil yakıtlar, metalik maden yatakları ve endüstriyel ham maddeler gezegenimizin her tarafında ve olu- şum koşullarının uygun olduğu her ortamda görülebildiği gibi, Antarktika ve Grönland gibi bölgelerde de görülebilir. Ancak bu bölgelerdeki bazı alanların 3-4 km kalınlığında buz kütleleriyle örtülü olması ve yaşam koşullarının son derece zor olması nedeniyle bu alanlarda buz kütleleri altındaki kıtasal veya okya- nusal kabukta yer alan yer altı zenginliklerinin tespit edilmesi son derece zordur. Üstelik şu an için hiç de ekonomik değildir. III. Tarihçiler, insanların zamanı dilimleme yani takvim yapma konusuyla ilk kez günümüzden yaklaşık 5000- 6000 yıl öncesinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da ilgilendiklerini söylüyorlar. Bu tarihlerde insanlar yal- nızca ayları ve yılları hesaplayabiliyorlardı. Ancak bu işin nasıl ve ne türden bir gruplandırmayla yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Bu topraklarda yaşayan Asur, Sümer gibi eski uygarlıkların yok olması sonucunda, bu tür bilgiler de yok olmuştu. Bu yüzden bizler o yıllarda kol saatine benzer saatlerin var olup olmadığını bilemiyoruz. IV. Ateş, kışın soğuk günlerini isitan en önemli keşiflerden biridir. Ateşin keşfedilmesiyle birlikte yemek, gü- venlik gibi birçok alışkanlığımız değişti ve bununla birlikte soğuğa karşı da daha büyük bir direnç kazanıldı. Çağımızda hepimiz ısınmak için fosil yakıtları kullanıyoruz. Bunları soba ve kaloriferlerimizde yakıt olarak kullanıyoruz ya da bunlardan elde ettiğimiz elektrikle ısınıyoruz. Ama açık alanlarda, bunlar ısınmamız için yeterli olmuyor ve bizler üzerimize giydiğimiz kıyafetlerle soğuğa karşı koymaya çalışıyoruz. Açık havada bizi soğuktan koruyan en kaliteli giyeceklerse kaz tüyünden yapılmış giyecekler. Numaralanmış metinlerin hangilerinde hem tanımlamaya hem de karşılaştırmaya başvurulmuştur? A) Yalnız I B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV MİRAY YAYINLARI 132
ÜNİTE
2
3
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları
7 Betimleyici anlatımda gözleme dayalı bir anlatım yapılır. Sıfatlardan, benzetmelerden yararlanılır. Okuyucu ya
da dinleyicinin kafasında bir resim canlandınılmaya çalışılır. Betimlemenin diğer adı tasvir etmedir.
Buna göre,
1. Saat neredeyse sekiz olmuştu ama hava hâlâ aydınlıktı. Uzaktaki manzaranın içinde, yüzeyi gri bir göl
belirdi; kıyısından yamaçlara doğru tırmanan, tepeye doğru da giderek seyrekleşen ve sisle kaplı çıplak bir
tepeyle biten karaçam ormanlarıyla çevriliydi. Ormanlar o kadar yoğundu ki sanki aralarından rüzgâr bile
geçemezdi. Sağındaki yarın dibinden gürleyerek akan bir suyun sesi geliyor; solunda da koyu renkli çam
ağaçları, kopmuş kaya parçaları arasında tutundukları yerlerden taş grisi rengindeki gökyüzüne doğru
uzanmaya çalışıyorlardı. Aşağılarda birkaç köyün seçilebildiği geniş yarıklar vardı.
II. Oda çift kapılıydı, kapıların arasında kalan yere de giysileri asmak için kancalar takılmıştı. Kenan tavanda-
ki lambayı yakınca odaya dolan göz kamaştırıcı ışık beyaz, sıcak ve rahat eşyaları, gene beyaz olan kalın,
silinebilen duvar kağıdını, tertemiz muşamba zemini ve üzerlerine modern zevke göre canlı bir desen
işlenmiş yalın perdeleri aydınlattı. Açık balkon kapısından şehirdeki ışıklar görülebiliyor ve uzaktan gelen
bir dans ezgisi duyulabiliyordu. Kenan, yamaçlardan kendi eliyle topladığı birkaç kır çiçeğini -o yaz ikinci
kez açan boru çiçekleri ve birkaç tane ot- küçük bir vazoya yerleştirip komodinin üzerine koymuştu.
III. Oğuz, haftanın ilk günü kahvaltıyı yapar yapmaz çok özlediği okuluna gitti. Oğuz'un geldiğini gören arka-
daşları, onu sevinçle karşıladılar. Oğuz, herkese gülümseyerek teşekkür edip çıktı merdivenlerden. Ders
henüz başlamamıştı. Yerine oturdu, yanına Berk ve Senem geldi. Onlara iki hafta boyunca neden okula
gelemediğini telaşlı telaşlı anlatmaya başladı. İki hafta önce, okuldan çıktıktan sonra dayısının onu aldığı-
ni söyledi. Dayısının arabasıyla eve giderken bir otobüs onların arabasına çarpmış, Oğuz ve dayısı hafif
yaralanmışlardı. Ancak doktorlar gözetim altında tutulmaları gerektiğini söylediği için iki gün hastanede
kalmak zorunda bırakılmışlardı. O, iki günün kendisi için çok sıkıcı geçtiğini anlattı.
IV. Hava hızla kararıyordu. Büyük bir bölümü kapalı olan gökyüzüne canlılık veren soluk kırmızı gün batımı
çekilmeye başlamış ve doğayı, karanlık basmasından hemen önce görülen renksiz, cansız ve hüzünlü,
geçici bir ışığa teslim etmişti. Yerleşik bir alan olan girintili çıkıntılı vadide yanmaya başlayan ışıklar, va-
dinin zemininde, iki tarafındaki yamaçlarda ve özellikle de binaların kat kat teraslar gibi durduğu sağdaki
öne çıkık alanda noktalar oluşturuyordu. Sollarındaki yeşil çayırlı tepelere doğru yükselen patikalar kısa
bir süre sonra çam ağaçlarının ruhsuz karalığında gözden kayboluyordu. Ağaçların ardında, vadinin da-
ralarak bittiği yerde, uzaktan seçilebilen dağlar koyu maviye çalan kurşun rengindeydi. Rüzgâr esmeye
başladığı için hava iyice serinlemişti.
metinlerinin hangilerinde betimleyici anlatım ağır basmaktadır?
A) I ve III
B) II ve IV
C) I, II ve IV
D) I, III ve IV
Ortaokul Türkçe
Hikaye Unsurları
ÜNİTE 2 3 Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları 7 Betimleyici anlatımda gözleme dayalı bir anlatım yapılır. Sıfatlardan, benzetmelerden yararlanılır. Okuyucu ya da dinleyicinin kafasında bir resim canlandınılmaya çalışılır. Betimlemenin diğer adı tasvir etmedir. Buna göre, 1. Saat neredeyse sekiz olmuştu ama hava hâlâ aydınlıktı. Uzaktaki manzaranın içinde, yüzeyi gri bir göl belirdi; kıyısından yamaçlara doğru tırmanan, tepeye doğru da giderek seyrekleşen ve sisle kaplı çıplak bir tepeyle biten karaçam ormanlarıyla çevriliydi. Ormanlar o kadar yoğundu ki sanki aralarından rüzgâr bile geçemezdi. Sağındaki yarın dibinden gürleyerek akan bir suyun sesi geliyor; solunda da koyu renkli çam ağaçları, kopmuş kaya parçaları arasında tutundukları yerlerden taş grisi rengindeki gökyüzüne doğru uzanmaya çalışıyorlardı. Aşağılarda birkaç köyün seçilebildiği geniş yarıklar vardı. II. Oda çift kapılıydı, kapıların arasında kalan yere de giysileri asmak için kancalar takılmıştı. Kenan tavanda- ki lambayı yakınca odaya dolan göz kamaştırıcı ışık beyaz, sıcak ve rahat eşyaları, gene beyaz olan kalın, silinebilen duvar kağıdını, tertemiz muşamba zemini ve üzerlerine modern zevke göre canlı bir desen işlenmiş yalın perdeleri aydınlattı. Açık balkon kapısından şehirdeki ışıklar görülebiliyor ve uzaktan gelen bir dans ezgisi duyulabiliyordu. Kenan, yamaçlardan kendi eliyle topladığı birkaç kır çiçeğini -o yaz ikinci kez açan boru çiçekleri ve birkaç tane ot- küçük bir vazoya yerleştirip komodinin üzerine koymuştu. III. Oğuz, haftanın ilk günü kahvaltıyı yapar yapmaz çok özlediği okuluna gitti. Oğuz'un geldiğini gören arka- daşları, onu sevinçle karşıladılar. Oğuz, herkese gülümseyerek teşekkür edip çıktı merdivenlerden. Ders henüz başlamamıştı. Yerine oturdu, yanına Berk ve Senem geldi. Onlara iki hafta boyunca neden okula gelemediğini telaşlı telaşlı anlatmaya başladı. İki hafta önce, okuldan çıktıktan sonra dayısının onu aldığı- ni söyledi. Dayısının arabasıyla eve giderken bir otobüs onların arabasına çarpmış, Oğuz ve dayısı hafif yaralanmışlardı. Ancak doktorlar gözetim altında tutulmaları gerektiğini söylediği için iki gün hastanede kalmak zorunda bırakılmışlardı. O, iki günün kendisi için çok sıkıcı geçtiğini anlattı. IV. Hava hızla kararıyordu. Büyük bir bölümü kapalı olan gökyüzüne canlılık veren soluk kırmızı gün batımı çekilmeye başlamış ve doğayı, karanlık basmasından hemen önce görülen renksiz, cansız ve hüzünlü, geçici bir ışığa teslim etmişti. Yerleşik bir alan olan girintili çıkıntılı vadide yanmaya başlayan ışıklar, va- dinin zemininde, iki tarafındaki yamaçlarda ve özellikle de binaların kat kat teraslar gibi durduğu sağdaki öne çıkık alanda noktalar oluşturuyordu. Sollarındaki yeşil çayırlı tepelere doğru yükselen patikalar kısa bir süre sonra çam ağaçlarının ruhsuz karalığında gözden kayboluyordu. Ağaçların ardında, vadinin da- ralarak bittiği yerde, uzaktan seçilebilen dağlar koyu maviye çalan kurşun rengindeydi. Rüzgâr esmeye başladığı için hava iyice serinlemişti. metinlerinin hangilerinde betimleyici anlatım ağır basmaktadır? A) I ve III B) II ve IV C) I, II ve IV D) I, III ve IV
5
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları
A)
B)
C)
D)
1. Metin
Geçmişten günümüze tüm toplumlarda insanın, yükün ve bilginin bir yerden başka bir yere ulaştırılması
hep önemli olmuştur. Eskiden bugünkü bakış açımıza göre daha ilkel şekillerde gerçekleşen taşıma önce
Sanayi Devrimi'ne ve daha sonra gerçekleşen bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak günümüzde
daha kolay ve hızlı gerçekleşiyor. Farklı bir ekonomik faaliyet olarak görülen ulaşım, mesafelerin zaman-
la ve dolayısıyla da parayla satın alınması olgusuna dayanıyor. Bölgeler ve ekonomik faaliyetler arasında
ve insanlarla dünyanın geri kalanı arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlıyor. Bu özelliğinden dolayı ta-
rihsel, sosyal, politik, ekonomik ve çevresel açıdan çok önemli.
II. Metin
Sepet; bitkilerin dal, yaprak, lif, sülük gibi bölümlerinden örülerek yapılan ve genellikle taşıyıcı olarak kul-
lanılan kaplara verilen genel bir ad. Ancak kullanıldığı bölgeye ve işlevine göre sepetler; küfe, sele, zembil
gibi çok değişik adlar alabiliyor. Sepetlerin ilk kez nerede ve kimin tarafından kullanıldığı tam olarak bilin-
miyor. Şimdiye kadar elde edilen arkeolojik verilere göre binlerce yıl öncesinde sepet yapımı değişik böl-
gelerde, bağımsız olarak ortaya çıkıyor. Bu da bize atalarımızın farklı bölgelerde de olsa doğadan yarar-
lanarak benzer icatlar yaptığını gösteriyor. Arkeologlar ilk sepet kalıntılarının Mısır'ın Faiyum bölgesinde
bulunduğunu söylüyor. Bu bölgede bulunan sepet parçalarının, radyokarbon yöntemiyle yapılan tarihlen-
dirme sonucunda, 12 bin yıllık olduğu ortaya çıkıyor.
Bu metinlerde ağır basan düşünceyi geliştirme yolları aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
II. Metin
I. Metin
Tanımlama
Sayısal verilerden yararlanma
Karşılaştırma
Benzetme
Tanımlama
Örneklendirme
Karşılaştırma
Tanımlama
ÜNİTE
2
9
10
Ortaokul Türkçe
Paragraf
5 Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları A) B) C) D) 1. Metin Geçmişten günümüze tüm toplumlarda insanın, yükün ve bilginin bir yerden başka bir yere ulaştırılması hep önemli olmuştur. Eskiden bugünkü bakış açımıza göre daha ilkel şekillerde gerçekleşen taşıma önce Sanayi Devrimi'ne ve daha sonra gerçekleşen bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak günümüzde daha kolay ve hızlı gerçekleşiyor. Farklı bir ekonomik faaliyet olarak görülen ulaşım, mesafelerin zaman- la ve dolayısıyla da parayla satın alınması olgusuna dayanıyor. Bölgeler ve ekonomik faaliyetler arasında ve insanlarla dünyanın geri kalanı arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlıyor. Bu özelliğinden dolayı ta- rihsel, sosyal, politik, ekonomik ve çevresel açıdan çok önemli. II. Metin Sepet; bitkilerin dal, yaprak, lif, sülük gibi bölümlerinden örülerek yapılan ve genellikle taşıyıcı olarak kul- lanılan kaplara verilen genel bir ad. Ancak kullanıldığı bölgeye ve işlevine göre sepetler; küfe, sele, zembil gibi çok değişik adlar alabiliyor. Sepetlerin ilk kez nerede ve kimin tarafından kullanıldığı tam olarak bilin- miyor. Şimdiye kadar elde edilen arkeolojik verilere göre binlerce yıl öncesinde sepet yapımı değişik böl- gelerde, bağımsız olarak ortaya çıkıyor. Bu da bize atalarımızın farklı bölgelerde de olsa doğadan yarar- lanarak benzer icatlar yaptığını gösteriyor. Arkeologlar ilk sepet kalıntılarının Mısır'ın Faiyum bölgesinde bulunduğunu söylüyor. Bu bölgede bulunan sepet parçalarının, radyokarbon yöntemiyle yapılan tarihlen- dirme sonucunda, 12 bin yıllık olduğu ortaya çıkıyor. Bu metinlerde ağır basan düşünceyi geliştirme yolları aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? II. Metin I. Metin Tanımlama Sayısal verilerden yararlanma Karşılaştırma Benzetme Tanımlama Örneklendirme Karşılaştırma Tanımlama ÜNİTE 2 9 10
6 Öğretmen, üç öğrenciden birer metin yazmalarını istemiştir. Öğrencilerin yazdıkları metinlerle ilgili verdikleri
bilgiler aşağıdadır:
Hilal : Ben, yazdığım metinde nesnel anlatım yaptım. Anlattıklarımı örneklerle, sayısal verilerle destekle-
meye çalıştım. Söz sanatlarına ve mecazlara yer vermedim.
Tuna : Bir olayı; kişi, yer ve zaman unsurlarına yer vererek anlatmaya çalıştım. Anlatımımda bir olayı, sürekli
bir akış hâlinde ele aldım.
Masal: Bir konuyla ilgili kişisel görüşlerimi dile getirdim. Bunu yaparken de karşılaştırmalardan yararlandım.
Öznel bir anlatım yaptım ve okuyucuya kendi fikrimi kabul ettirmeye çalıştım.
Bu açıklamalara göre bu öğrencilerin yazdıkları metinlerde yararlandıkları anlatım teknikleri aşağıda-
kilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
Hilal
Açıklama
Tartışma
Açıklama
Tartışma
Tuna
Betimleme
Öyküleme
Öyküleme
Betimleme
129
Masal
Tartışma
Açıklama
Tartışma
Açıklama
MIRAY YAYINLARI
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6 Öğretmen, üç öğrenciden birer metin yazmalarını istemiştir. Öğrencilerin yazdıkları metinlerle ilgili verdikleri bilgiler aşağıdadır: Hilal : Ben, yazdığım metinde nesnel anlatım yaptım. Anlattıklarımı örneklerle, sayısal verilerle destekle- meye çalıştım. Söz sanatlarına ve mecazlara yer vermedim. Tuna : Bir olayı; kişi, yer ve zaman unsurlarına yer vererek anlatmaya çalıştım. Anlatımımda bir olayı, sürekli bir akış hâlinde ele aldım. Masal: Bir konuyla ilgili kişisel görüşlerimi dile getirdim. Bunu yaparken de karşılaştırmalardan yararlandım. Öznel bir anlatım yaptım ve okuyucuya kendi fikrimi kabul ettirmeye çalıştım. Bu açıklamalara göre bu öğrencilerin yazdıkları metinlerde yararlandıkları anlatım teknikleri aşağıda- kilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) B) C) D) Hilal Açıklama Tartışma Açıklama Tartışma Tuna Betimleme Öyküleme Öyküleme Betimleme 129 Masal Tartışma Açıklama Tartışma Açıklama MIRAY YAYINLARI
--------Kahramanın hem sıradan hem de sıra dışı olması gerekir. Önemli bir olayda yer alarak bir fayda
göstermelidir. Kendi yolculuğunu gerçekleştirmeli, belirli deneyimlerden ve sınavlardan geçmelidir. Belirli
bir gücü vardır. Bu yüzden sınavlarını başarıyla sonuçlandırarak kendinden bekleneni yerine getirmeli-
dir. Başlangıçta sıradan olan kahraman bazı deneyim ve verdiği sınavlarla sıra dışılaşır. Önceden sıra-
danmış gibi görünen, bilinen bir kahraman kendiyle bir olay ya da durum karşısında yüzleşir, bazı özel-
liklerini keşfeder ki bu özellikler bir değer taşımalıdır. Sonrasında anlatının yolculuğunda kendini aşarak
üstün performanslar gösterir, toplumun beğenisini kazanır ve toplum tarafından kabul görür.
Bu metnin anlam bütünlüğü dikkate alındığında giriş bölümüne aşağıdakilerden hangisi getirilmeli-
dir?
A) Günümüzdeki kahramanların çoğunun bilinen ilk kahraman tiplerine gönderme yaptığı ve geçmişten gelen
ortak özellikler taşıdığı görülmektedir. Kahramanı oluşturan koşullara ve diğer ülkelerdeki kahraman tiple-
rine bakıldığında da bunlar görülür.
B) Kahraman anlatılarda koruyucu roldedir. Kendi kültürel değerlerini muhafaza eder. Yaşa-
dığı deneyimlerle ve kendi tekâmülünü gerçekleştirmesiyle bir rehberdir. Aynı zamanda top-
lumsal bir vicdan örneğidir. Çünkü kültürün kendi gelenekleri ile inşa ettiği kimsedir yani sosyal in-
şanın sonucudur. Tarihsel bir değer taşır. Ayrıca kahramanı anlama biçimi de tarihsel olabilmektedir.
C) "Kahraman" sözcüğü geçmişten günümüze taşıdığı anlam itibarıyla farklı kültürlerde yer alır an-
cak benzer özellikler göstermesi yönüyle ortak kültürel bir kod olarak ele alınabilir. Kültürel kod, her-
hangi bir şeye içinde bulunduğumuz kültür aracılığıyla yüklediğimiz bilinçsiz anlamdır. Anlatı gelene-
ğindeki kahramanlara, kendi kültürü içindeki dinleyicileri ya da izleyicileri tarafından anlamlar yükle-
nir. Sanatsal ve bilimsel açıdan her anlatının bir kahramanı ve kahramanın belli özellikleri vardır.
D) Kahramanı olmayan bir anlatı düşünülemez hatta kahraman bazen anlatının hikâyesinin dahi önüne ge-
çebilir. O yüzden dinleyicinin, okuyucunun ya da seyircinin kahramana yönelik birikmiş eski bilgileri vardır.
Bu eski bilgiler kişisel olabileceği gibi toplumsal da olabilir. Toplumun kültürüne bağlı olarak kahramanın
kim olduğuna, nasıl olduğuna ve toplumsal bellekte nasıl bir yolculuk gerçekleştirdiğine bakmak gerekir.
www.mirayyayinlari.com.tr
125
MIRAY YAYINLARI
Ortaokul Türkçe
Paragraf
--------Kahramanın hem sıradan hem de sıra dışı olması gerekir. Önemli bir olayda yer alarak bir fayda göstermelidir. Kendi yolculuğunu gerçekleştirmeli, belirli deneyimlerden ve sınavlardan geçmelidir. Belirli bir gücü vardır. Bu yüzden sınavlarını başarıyla sonuçlandırarak kendinden bekleneni yerine getirmeli- dir. Başlangıçta sıradan olan kahraman bazı deneyim ve verdiği sınavlarla sıra dışılaşır. Önceden sıra- danmış gibi görünen, bilinen bir kahraman kendiyle bir olay ya da durum karşısında yüzleşir, bazı özel- liklerini keşfeder ki bu özellikler bir değer taşımalıdır. Sonrasında anlatının yolculuğunda kendini aşarak üstün performanslar gösterir, toplumun beğenisini kazanır ve toplum tarafından kabul görür. Bu metnin anlam bütünlüğü dikkate alındığında giriş bölümüne aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- dir? A) Günümüzdeki kahramanların çoğunun bilinen ilk kahraman tiplerine gönderme yaptığı ve geçmişten gelen ortak özellikler taşıdığı görülmektedir. Kahramanı oluşturan koşullara ve diğer ülkelerdeki kahraman tiple- rine bakıldığında da bunlar görülür. B) Kahraman anlatılarda koruyucu roldedir. Kendi kültürel değerlerini muhafaza eder. Yaşa- dığı deneyimlerle ve kendi tekâmülünü gerçekleştirmesiyle bir rehberdir. Aynı zamanda top- lumsal bir vicdan örneğidir. Çünkü kültürün kendi gelenekleri ile inşa ettiği kimsedir yani sosyal in- şanın sonucudur. Tarihsel bir değer taşır. Ayrıca kahramanı anlama biçimi de tarihsel olabilmektedir. C) "Kahraman" sözcüğü geçmişten günümüze taşıdığı anlam itibarıyla farklı kültürlerde yer alır an- cak benzer özellikler göstermesi yönüyle ortak kültürel bir kod olarak ele alınabilir. Kültürel kod, her- hangi bir şeye içinde bulunduğumuz kültür aracılığıyla yüklediğimiz bilinçsiz anlamdır. Anlatı gelene- ğindeki kahramanlara, kendi kültürü içindeki dinleyicileri ya da izleyicileri tarafından anlamlar yükle- nir. Sanatsal ve bilimsel açıdan her anlatının bir kahramanı ve kahramanın belli özellikleri vardır. D) Kahramanı olmayan bir anlatı düşünülemez hatta kahraman bazen anlatının hikâyesinin dahi önüne ge- çebilir. O yüzden dinleyicinin, okuyucunun ya da seyircinin kahramana yönelik birikmiş eski bilgileri vardır. Bu eski bilgiler kişisel olabileceği gibi toplumsal da olabilir. Toplumun kültürüne bağlı olarak kahramanın kim olduğuna, nasıl olduğuna ve toplumsal bellekte nasıl bir yolculuk gerçekleştirdiğine bakmak gerekir. www.mirayyayinlari.com.tr 125 MIRAY YAYINLARI
ÜNİTE
2
3
Parçada Anlam
....
2.
.
.
.
Diğer adları
Yaşam alanları
Fiziki özellikleri
Kullanım şekilleri
Aşağıda tanıtılan bitkilerin hangisinde bu bilgilerin tümüne yer verilmiştir?
A) Böğürtlen: Büldürgen, börtlenge, bumbuka, diken çileği, diken dutu, kedi dutu, mihra, moloş böğürtlene
verilen isimlerden yalnızca birkaçı. Böğürtlen hemen hemen hepimizin kolayca tanıyabileceği bitkilerden
biri. Çünkü bunları yol kenarlarında, tarlaların arasında veya ormanlarda sıkça görebiliyoruz. Ülkemizin
Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki tüm bölgelerinde yetişebilen bu bitki, binlerce yıldır sahip olduğu
şifalı özellikleri nedeniyle kullanılıyor. Çok yıllık bir çalı türü olan böğürtlen bitkisi yaşadığı ortama göre 1-3
metreye kadar büyüyebiliyor. Dalları yay şeklinde aşağıya doğru kıvrılan bu bitki, oldukça dikenli bir tür.
B) Sarı kantaron: Binbirdelik otu ya da bir diğer adıyla sarı kantaron, adını sık sık duyduğumuz bitkilerden
biri. Kılıç otu, yara otu ve mayasıl otu olarak da biliniyor. En fazla Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika bölge-
lerinde yaşam alanı bulunan bu bitki, tarlalarda, yol kenarlarında yetişmektedir. Ülkemizdeyse yaklaşık 70
türü yaşıyor. 30-80 cm boyunda, tüysüz ve çok yıllık olan bu bitkinin yaprakları karşılıklı ve sapsız. Beş par-
çalı ve altın sarısı renkli olan çiçekleri haziran ayından eylül ayına kadar çiçek açabiliyor. Sarı kantaronun
yağ, çay ve hap şeklinde kullanımı mevcuttur. Virüslere karşı etkilidir ve hazmı kolaylaştırır.
C) Geven: Geven tek ya da çok yıllık otsu bitkidir. Aynı zamanda oldukça dayanıklı bitkilerdir; aşırı soğuğa,
kuraklığa, hastalıklara ve tuza karşı çok dayanıklıdırlar. Genel olarak tarla kenarları, kayalık alanlar, orman
açıklıkları, çalılıklar, step bölgeler başlıca yaşam alanlarıdır. Köklerinin 3-5 metre kadar derine inmesi sa-
yesinde bulunduğu toprağın kaymasını önler. Bunun yanında yem bitkisi, erozyonu önleyici bitki, süs bitkisi
vb. olarak da kullanılır. Yaşam alanlarının tahribi, otlatma gibi nedenlerle endemik gevenlerin birçoğunun
soyları tehlike altındadır. Geven otu, çayı yapılarak ya da kurutularak tüketilir. Kalp ve damar rahatsızlıkla-
rına iyi gelmektedir.
D) Sütleğen: Sütleğen tek, iki ya da çok yıllık otsu, çalımsı bitkidir. Boyları 15-90 cm kadar olur. Yaprakları etli
ve suludur. Gövdeleri ve yan dalları kalındır. Sütleğenler zehirli bitkilerdir. Adlarını da yapılarında bulunan
süte benzeyen sıvıdan alırlar. Bu siviya lateks de denir. Dalları koparıldığında süte benzeyen, genellikle
beyaz, nadiren sarı renkli olan bu sıvı dışarı çıkar ve sertleşir. Sütleğenlere sütlengeç, sütlücen, sütlüvan,
sütlü ot, fıçı otu, seher otu, zehir otu, saçkıran otu da denir. Kurutularak kullanılır. Dezenfektan özelliği sa-
yesinde cilt yaralarında sıklıkla kullanılan bir bitkidir.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
ÜNİTE 2 3 Parçada Anlam .... 2. . . . Diğer adları Yaşam alanları Fiziki özellikleri Kullanım şekilleri Aşağıda tanıtılan bitkilerin hangisinde bu bilgilerin tümüne yer verilmiştir? A) Böğürtlen: Büldürgen, börtlenge, bumbuka, diken çileği, diken dutu, kedi dutu, mihra, moloş böğürtlene verilen isimlerden yalnızca birkaçı. Böğürtlen hemen hemen hepimizin kolayca tanıyabileceği bitkilerden biri. Çünkü bunları yol kenarlarında, tarlaların arasında veya ormanlarda sıkça görebiliyoruz. Ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki tüm bölgelerinde yetişebilen bu bitki, binlerce yıldır sahip olduğu şifalı özellikleri nedeniyle kullanılıyor. Çok yıllık bir çalı türü olan böğürtlen bitkisi yaşadığı ortama göre 1-3 metreye kadar büyüyebiliyor. Dalları yay şeklinde aşağıya doğru kıvrılan bu bitki, oldukça dikenli bir tür. B) Sarı kantaron: Binbirdelik otu ya da bir diğer adıyla sarı kantaron, adını sık sık duyduğumuz bitkilerden biri. Kılıç otu, yara otu ve mayasıl otu olarak da biliniyor. En fazla Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika bölge- lerinde yaşam alanı bulunan bu bitki, tarlalarda, yol kenarlarında yetişmektedir. Ülkemizdeyse yaklaşık 70 türü yaşıyor. 30-80 cm boyunda, tüysüz ve çok yıllık olan bu bitkinin yaprakları karşılıklı ve sapsız. Beş par- çalı ve altın sarısı renkli olan çiçekleri haziran ayından eylül ayına kadar çiçek açabiliyor. Sarı kantaronun yağ, çay ve hap şeklinde kullanımı mevcuttur. Virüslere karşı etkilidir ve hazmı kolaylaştırır. C) Geven: Geven tek ya da çok yıllık otsu bitkidir. Aynı zamanda oldukça dayanıklı bitkilerdir; aşırı soğuğa, kuraklığa, hastalıklara ve tuza karşı çok dayanıklıdırlar. Genel olarak tarla kenarları, kayalık alanlar, orman açıklıkları, çalılıklar, step bölgeler başlıca yaşam alanlarıdır. Köklerinin 3-5 metre kadar derine inmesi sa- yesinde bulunduğu toprağın kaymasını önler. Bunun yanında yem bitkisi, erozyonu önleyici bitki, süs bitkisi vb. olarak da kullanılır. Yaşam alanlarının tahribi, otlatma gibi nedenlerle endemik gevenlerin birçoğunun soyları tehlike altındadır. Geven otu, çayı yapılarak ya da kurutularak tüketilir. Kalp ve damar rahatsızlıkla- rına iyi gelmektedir. D) Sütleğen: Sütleğen tek, iki ya da çok yıllık otsu, çalımsı bitkidir. Boyları 15-90 cm kadar olur. Yaprakları etli ve suludur. Gövdeleri ve yan dalları kalındır. Sütleğenler zehirli bitkilerdir. Adlarını da yapılarında bulunan süte benzeyen sıvıdan alırlar. Bu siviya lateks de denir. Dalları koparıldığında süte benzeyen, genellikle beyaz, nadiren sarı renkli olan bu sıvı dışarı çıkar ve sertleşir. Sütleğenlere sütlengeç, sütlücen, sütlüvan, sütlü ot, fıçı otu, seher otu, zehir otu, saçkıran otu da denir. Kurutularak kullanılır. Dezenfektan özelliği sa- yesinde cilt yaralarında sıklıkla kullanılan bir bitkidir.
5 (1) Yaban hayatı biyologları, doğal yaşam alanla-
rındaki çeşitli hayvanların davranışlarını ve ya-
şam alanlarını inceleyen bilim insanlarıdır. (II) Be-
lirli yaşam alanlarındaki canlıları, bu canlıların
o yaşam alanlarındaki rolünü ve insanlarla olan
etkileşimlerini araştırırlar. (III) Böylece belirli bir
canlı türü hakkında bilgimiz artar ve insanların
o canlı türüne etkisi anlaşılır. (IV) Çevremizi ve
canlıları korumak ve dünyayı bizimle paylaşan di-
ğer canlılar hakkında bilgimizi derinleştirmek için
yaban hayatı biyologlarının yaptığı işler oldukça
önemlidir.
Bu metindeki numaralanmış cümlelerin han-
gisinde yaban hayatı biyologlarının çalışma
alanı belirtilmiştir?
A)T
B) II
C) III
D) IV
Ortaokul Türkçe
Paragraf
5 (1) Yaban hayatı biyologları, doğal yaşam alanla- rındaki çeşitli hayvanların davranışlarını ve ya- şam alanlarını inceleyen bilim insanlarıdır. (II) Be- lirli yaşam alanlarındaki canlıları, bu canlıların o yaşam alanlarındaki rolünü ve insanlarla olan etkileşimlerini araştırırlar. (III) Böylece belirli bir canlı türü hakkında bilgimiz artar ve insanların o canlı türüne etkisi anlaşılır. (IV) Çevremizi ve canlıları korumak ve dünyayı bizimle paylaşan di- ğer canlılar hakkında bilgimizi derinleştirmek için yaban hayatı biyologlarının yaptığı işler oldukça önemlidir. Bu metindeki numaralanmış cümlelerin han- gisinde yaban hayatı biyologlarının çalışma alanı belirtilmiştir? A)T B) II C) III D) IV
TEST-11
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil türkülerde ara Yemen'i
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni
Ben türkülerden aldım haberi
Ah bu türküler, köy türküleri!
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Bıçağı bıçak.
Ah bu türküler, köy türküleri!
Karanlık kuyularda açmış çiçekler gibi
Kiminin reyhasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi
Parçada Anlam
Aşağıdaki metinlerden hangisi, konusu bakımından bu şiirle ilişkilendirilebilir?
A) Güzel yurdumuzun her bölgesi bize farklı şeyler anımsatır. Eskişehir Oltu taşını, Bursa şeftaliyi, Gaziantep
fıstığı, Afyonkarahisar kaymağı... Bu böyle sürüp gider. Çanakkale denince de hemen gözlerimizin önüne
Mustafa Kemal'in siperlerden kartal gibi düşman mevzilerini gözleyen fotoğrafı gelir. Çanakkale'yi geçilmez
yapan, destanlaştıran savaşlar, çarpışmalara katılan ulusların belleğinde derin izler bırakmıştır.
B) Türklerin yüzyıllar boyunca göçebeliği ve yerleşikliği bir arada sürdürdükleri görülmektedir. Başka bir deyiş-
le bir bölgede yerleşik yaşamın gereklerini yerine getirmiş Türkler olduğu gibi, aynı anda, başka bir bölge-
de göçebe yaşam tarzını sürdüren Türklere rastlamak mümkündür. Kendi içinde zengin bir kültürel birikimi
barındıran göçebelik, özelde Orta Asya, genelde ise dünya medeniyetinin ilerlemesinde en az yerleşikler
kadar önemli bir rol oynamıştır.
ÜNİTE
C) Türk mutfağının en belirgin özelliği, et, un ve hayvani gıdalara dayanmasıdır. Bu mutfak, özellikle Türklerin
Anadolu'ya göç etmesinden sonra birtakım etkileşimlerle zaman içinde çeşitlenmiş ve rafine hâle gelmiştir.
Türk mutfağının yemeklere lezzet veren en önemli özelliği pişirme şeklidir. Tencere yemeği adı verilen ve
eskiden kömür ateşi ve bakır tencere kullanılarak yapılan ve asıl malzemesi soğan, et özellikle kuzu eti
olan yemeklerin Türk mutfağında önemli bir yeri vardır.
D) Anadolu'yu duygusallığı içinde bilmek, öğrenmek, tanımak mı istiyorsunuz? Türkülerini dinleyiniz. Türküler
Anadolu'nun yanık yüreği, atan damarıdır. Bölge bölge duygular, çeşit çeşit ezgiler içinde Anadolu türküle-
rinin sayısı on bin, yirmi bin, belki de daha fazladır. Türkülerin gerçek yapılarında olaylar gizlidir. Umutsuz
aşkların, gurbette çekilen acıların, sonu gelmeyecek özlemlerin, acı sonla biten tertemiz duyguların, yiğit-
liklerin, kıskançlıkların hikâyeleri dinlenir türkülerde. Türküler bir bakıma Anadolu'nun sosyal romanıdır. Her
türkünün bir öyküsü, anlatacak bir sözü vardır. Anadolu'nun türkülerini birer birer anlatmaya söz yetmez.
3
4
5
6
7
8
9
Ortaokul Türkçe
Şiir Biçimindeki Yazılar
TEST-11 Memleket ahvalini onlardan sor Kitaplarda değil türkülerde ara Yemen'i Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni Ben türkülerden aldım haberi Ah bu türküler, köy türküleri! Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız çırılçıplak Dişisi dişi, erkeği erkek Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara Bıçağı bıçak. Ah bu türküler, köy türküleri! Karanlık kuyularda açmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi Parçada Anlam Aşağıdaki metinlerden hangisi, konusu bakımından bu şiirle ilişkilendirilebilir? A) Güzel yurdumuzun her bölgesi bize farklı şeyler anımsatır. Eskişehir Oltu taşını, Bursa şeftaliyi, Gaziantep fıstığı, Afyonkarahisar kaymağı... Bu böyle sürüp gider. Çanakkale denince de hemen gözlerimizin önüne Mustafa Kemal'in siperlerden kartal gibi düşman mevzilerini gözleyen fotoğrafı gelir. Çanakkale'yi geçilmez yapan, destanlaştıran savaşlar, çarpışmalara katılan ulusların belleğinde derin izler bırakmıştır. B) Türklerin yüzyıllar boyunca göçebeliği ve yerleşikliği bir arada sürdürdükleri görülmektedir. Başka bir deyiş- le bir bölgede yerleşik yaşamın gereklerini yerine getirmiş Türkler olduğu gibi, aynı anda, başka bir bölge- de göçebe yaşam tarzını sürdüren Türklere rastlamak mümkündür. Kendi içinde zengin bir kültürel birikimi barındıran göçebelik, özelde Orta Asya, genelde ise dünya medeniyetinin ilerlemesinde en az yerleşikler kadar önemli bir rol oynamıştır. ÜNİTE C) Türk mutfağının en belirgin özelliği, et, un ve hayvani gıdalara dayanmasıdır. Bu mutfak, özellikle Türklerin Anadolu'ya göç etmesinden sonra birtakım etkileşimlerle zaman içinde çeşitlenmiş ve rafine hâle gelmiştir. Türk mutfağının yemeklere lezzet veren en önemli özelliği pişirme şeklidir. Tencere yemeği adı verilen ve eskiden kömür ateşi ve bakır tencere kullanılarak yapılan ve asıl malzemesi soğan, et özellikle kuzu eti olan yemeklerin Türk mutfağında önemli bir yeri vardır. D) Anadolu'yu duygusallığı içinde bilmek, öğrenmek, tanımak mı istiyorsunuz? Türkülerini dinleyiniz. Türküler Anadolu'nun yanık yüreği, atan damarıdır. Bölge bölge duygular, çeşit çeşit ezgiler içinde Anadolu türküle- rinin sayısı on bin, yirmi bin, belki de daha fazladır. Türkülerin gerçek yapılarında olaylar gizlidir. Umutsuz aşkların, gurbette çekilen acıların, sonu gelmeyecek özlemlerin, acı sonla biten tertemiz duyguların, yiğit- liklerin, kıskançlıkların hikâyeleri dinlenir türkülerde. Türküler bir bakıma Anadolu'nun sosyal romanıdır. Her türkünün bir öyküsü, anlatacak bir sözü vardır. Anadolu'nun türkülerini birer birer anlatmaya söz yetmez. 3 4 5 6 7 8 9
Parçada Anlam
....
4 Sonuç bölümü, paragrafta anlatılan düşünce ile ilgili son sözün söylendiği bölümdür. Bu bölümde ana düşünce
verilebilir ya da parçada işlenen düşünceler özetlenebilir. Özetlendiği ve bir sonuca gidildiği için bu bölümde
"öyleyse, sonuç olarak, kısacası, demek ki, yani, böylece..." gibi özet niteliği taşıyan bağlayıcı sözlere yer ve-
rilebilir. Sonuç paragrafı, belli bir bakış açısı doğrultusunda geliştirilen konunun açıklandığı, hedefe ulaştırıl-
dığı, bir yargıya bağlandığı kısımdır.
Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir sonuç paragrafı olabilir?
A) Ulusal ve evrensel değerlerde sanat yapıtları üretebilmek ve sanatçı unvanına sahip olmak çok büyük
emek gerektiren, aynı zamanda insanlığa adanmış bir yürek isteyen, çakır dikenli bir yol ve bir süreçtir. Bu
durum bütün sanat dalları için geçerlidir. Demek ki gerçek sanat yapıtları ve sanatçılar klasikler gibidir yani
ölümsüzdür.
B) İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından başlayarak günümüze kadar her yerde karşımıza çıkan sanat, insa-
nın kendini anlatma yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sanat tarihçileri mağara resimlerinden
başlayarak günümüze kadar gelen her sanat eserini inceler; birbirleriyle olan ilişkilerini, bağlantılarını ve
etkilerini yorumlar.
C) Güneş'in sadece bir tane olması, biz insanlara tamamen normal geliyor. Fakat Güneş sistemimiz, aslında
tuhaf ve aykırı bir yer. Samanyolu galaksisindeki çoğu yıldızın, kendine eşlik eden en az bir tane yıldızı
var. Şimdiyse gök bilimciler, 1.800 ışık yılı ötede yer alan bir sistemde, üçlü bir yıldız sistemindeki yıldızın
etrafında dönen bir gaz devi gezegen olduğunu doğrulamışlar.
D) İnsan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmazsa yer değiştirmek daha fazla bunaltır onu. Nasıl ki yerine oturmuş
yükler daha az engel olur geminin gidişine. Bir hastaya iyilikten çok kötülük edersiniz yerini değiştirmekle.
Hastalığı azdırırsınız kımıldatmakla, nasıl ki kazıklar daha derine gidip sağlamlaşır sarsıp sallamakla.
Onun için kalabalıktan kaçmak yetmez, bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez. İçimizdeki kalabalık
hâllerimizden kurtulmamız, kendimizi kendimizden koparmamız gerek.
UNITE
1
2
6
7
8
9
10
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Parçada Anlam .... 4 Sonuç bölümü, paragrafta anlatılan düşünce ile ilgili son sözün söylendiği bölümdür. Bu bölümde ana düşünce verilebilir ya da parçada işlenen düşünceler özetlenebilir. Özetlendiği ve bir sonuca gidildiği için bu bölümde "öyleyse, sonuç olarak, kısacası, demek ki, yani, böylece..." gibi özet niteliği taşıyan bağlayıcı sözlere yer ve- rilebilir. Sonuç paragrafı, belli bir bakış açısı doğrultusunda geliştirilen konunun açıklandığı, hedefe ulaştırıl- dığı, bir yargıya bağlandığı kısımdır. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir sonuç paragrafı olabilir? A) Ulusal ve evrensel değerlerde sanat yapıtları üretebilmek ve sanatçı unvanına sahip olmak çok büyük emek gerektiren, aynı zamanda insanlığa adanmış bir yürek isteyen, çakır dikenli bir yol ve bir süreçtir. Bu durum bütün sanat dalları için geçerlidir. Demek ki gerçek sanat yapıtları ve sanatçılar klasikler gibidir yani ölümsüzdür. B) İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından başlayarak günümüze kadar her yerde karşımıza çıkan sanat, insa- nın kendini anlatma yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sanat tarihçileri mağara resimlerinden başlayarak günümüze kadar gelen her sanat eserini inceler; birbirleriyle olan ilişkilerini, bağlantılarını ve etkilerini yorumlar. C) Güneş'in sadece bir tane olması, biz insanlara tamamen normal geliyor. Fakat Güneş sistemimiz, aslında tuhaf ve aykırı bir yer. Samanyolu galaksisindeki çoğu yıldızın, kendine eşlik eden en az bir tane yıldızı var. Şimdiyse gök bilimciler, 1.800 ışık yılı ötede yer alan bir sistemde, üçlü bir yıldız sistemindeki yıldızın etrafında dönen bir gaz devi gezegen olduğunu doğrulamışlar. D) İnsan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmazsa yer değiştirmek daha fazla bunaltır onu. Nasıl ki yerine oturmuş yükler daha az engel olur geminin gidişine. Bir hastaya iyilikten çok kötülük edersiniz yerini değiştirmekle. Hastalığı azdırırsınız kımıldatmakla, nasıl ki kazıklar daha derine gidip sağlamlaşır sarsıp sallamakla. Onun için kalabalıktan kaçmak yetmez, bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez. İçimizdeki kalabalık hâllerimizden kurtulmamız, kendimizi kendimizden koparmamız gerek. UNITE 1 2 6 7 8 9 10
z için önemli
ar. (II) Ancak
sayısı o ka-
a bu neden-
") Araştırma
k bir alana
inde bir ya-
ARI
IV.
7.
1.
II.
III.
Geç de olsa hatasını anlayıp eve dönmesi bizi
mutlu etmişti.
Ne zaman İstanbul'a yolu düşse onlar da kalırdı.
Bir gün sıranın bana da geleceğini çok iyi
biliyordum.
IV. Önümüzdeki sene kardeşim de okula başlayacak.
MUBA
YAYINLARI
Numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapıl-
mıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
Ortaokul Türkçe
Yazım Kuralları
z için önemli ar. (II) Ancak sayısı o ka- a bu neden- ") Araştırma k bir alana inde bir ya- ARI IV. 7. 1. II. III. Geç de olsa hatasını anlayıp eve dönmesi bizi mutlu etmişti. Ne zaman İstanbul'a yolu düşse onlar da kalırdı. Bir gün sıranın bana da geleceğini çok iyi biliyordum. IV. Önümüzdeki sene kardeşim de okula başlayacak. MUBA YAYINLARI Numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapıl- mıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV.
6.
5.
ÜNİTE 11: YAZIM KURALLARI
A MUBA
YAYINLARI
I. Dünya savaşının sona ermesinden sonra Yunanlılar, Ege bölgesini ele geçirmek amacıyla İngiliz
savaş gemilerinin koruması altında 15 mayıs 1919'da İzmir'i işgale başladılar. İzmir'in işgaline tepki
olarak Hasan Tahsin tarafından Yunan askerine atılan ilk kurşun Milli Mücadele'nin başlangıcı olmuştur.
Bu metinde aşağıdakilerin hangisine uyulmamasından kaynaklanan bir yazım yanlışı yapılmamıştır?
A) Belli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük, bildirmeyenler küçük harfle başlar.
B) Yer adları (kita, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar.
C) Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.
D) Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar.
Alanya'nın batısında yer alan Kleopatra plajı ülkemizin en ünlü plajlarından. Uzunluğu iki kilometre olan ince kumlu plaj, b
ve sığ deniziyle de temmuz-ağustos aylarında yoğun ziyaretçi çekiyor.
Bu metinde aşağıdakilerin hangisiyle ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?
Ortaokul Türkçe
Yazım Kuralları
6. 5. ÜNİTE 11: YAZIM KURALLARI A MUBA YAYINLARI I. Dünya savaşının sona ermesinden sonra Yunanlılar, Ege bölgesini ele geçirmek amacıyla İngiliz savaş gemilerinin koruması altında 15 mayıs 1919'da İzmir'i işgale başladılar. İzmir'in işgaline tepki olarak Hasan Tahsin tarafından Yunan askerine atılan ilk kurşun Milli Mücadele'nin başlangıcı olmuştur. Bu metinde aşağıdakilerin hangisine uyulmamasından kaynaklanan bir yazım yanlışı yapılmamıştır? A) Belli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük, bildirmeyenler küçük harfle başlar. B) Yer adları (kita, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar. C) Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar. D) Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar. Alanya'nın batısında yer alan Kleopatra plajı ülkemizin en ünlü plajlarından. Uzunluğu iki kilometre olan ince kumlu plaj, b ve sığ deniziyle de temmuz-ağustos aylarında yoğun ziyaretçi çekiyor. Bu metinde aşağıdakilerin hangisiyle ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?
4.
3.
Blumsuz etkiliyor.
B) Portekiz, Avrupa'nın batısında Akdeniz iklimine sahip bir devlettir.
C) Isı yalıtımı açısından güney cepheli evler daha avantajlıdır.
D) Sakarya'nın doğusunda Karadeniz ikliminin etkileri görülür.
178
Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle yazılır.
Bu bilgiye göre,
1. 2022'nin şubat ayında başlayan Rus işgali Ukrayna'da birçok can kaybına yol açtı.
II. Bu yıl Mart ayının ikinci haftası birçok bölgede kar yağışı görüldü.
III. Tüm ülkede 21 Mart Pazartesi günü Nevruz Bayramı kutlandı.
cümlelerinin hangilerinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Yalnız I.
B) I ve II.
CI ve III.
D) II ve III.
Çinili Köşk, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan İstanbul'daki en eski Osmanlı sivil mimarlık örneklerinden birisidir. Köşkün gi-
||
|||
Bu metindeki altı çizili bölümlerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
rişi İznik Çinileri'yle süslüdür. 1953 yılında Türk ve İslam eserlerini sergilemek amacıyla Fatih Müzesi adı altında ziyarete açılmıştır.
IV
D) IV.
Ortaokul Türkçe
Yazım Kuralları
4. 3. Blumsuz etkiliyor. B) Portekiz, Avrupa'nın batısında Akdeniz iklimine sahip bir devlettir. C) Isı yalıtımı açısından güney cepheli evler daha avantajlıdır. D) Sakarya'nın doğusunda Karadeniz ikliminin etkileri görülür. 178 Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle yazılır. Bu bilgiye göre, 1. 2022'nin şubat ayında başlayan Rus işgali Ukrayna'da birçok can kaybına yol açtı. II. Bu yıl Mart ayının ikinci haftası birçok bölgede kar yağışı görüldü. III. Tüm ülkede 21 Mart Pazartesi günü Nevruz Bayramı kutlandı. cümlelerinin hangilerinde yazım yanlışı yapılmıştır? A) Yalnız I. B) I ve II. CI ve III. D) II ve III. Çinili Köşk, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan İstanbul'daki en eski Osmanlı sivil mimarlık örneklerinden birisidir. Köşkün gi- || ||| Bu metindeki altı çizili bölümlerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. rişi İznik Çinileri'yle süslüdür. 1953 yılında Türk ve İslam eserlerini sergilemek amacıyla Fatih Müzesi adı altında ziyarete açılmıştır. IV D) IV.
n gi-
Ir.
8.
de buyu
küçük harfle yazılır. Ancak sözcüğün bütün harfleri büyük yazıldıysa bu sözcükler
ulall kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında "ve, ile, ya, veya, yahut,
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklı bir yazım yanlışı vardır?
A) Asırlardır farklı milletlerin edebiyatında yer edinen Leyla ile Mecnun hikâyesi günümüzde de anlatılmaya devam ediyor.
B) Yaşlı Adam ve Deniz, Hemingway'in cesaret temasını işlediği romanlarından biridir.
C) Celal Bayar'ın anılarını anlattığı "Ben de Yazdım" adlı eseri tekrar basıldı.
D) Vatan yahut Silistre, vatan sevgisinin en iyi işlendiği eserlerden biridir.
1949-1950 yıllarında şair Orhan Veli Kanık öncülüğünde çıkmış yaprak adlı derginin tüm sayıları
erişime açıldı. Onbeş günde bir yayımlanan dergi, Ocak 1949-Haziran 1950 arasında Ankara'da
basıldı. Orhan Veli'de ülke sorunlarını ele aldığı makalelerini bu dergide yayımladı.
Bu metinde aşağıdakilerin hangisine uyulmamasından kaynaklanan bir yazım yanlışı yapılmamıştır?
A) Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar.
B) Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır.
C) Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.
D) Bağlaç olan "de/da" ayrı yazılır.
179
Ortaokul Türkçe
Yazım Kuralları
n gi- Ir. 8. de buyu küçük harfle yazılır. Ancak sözcüğün bütün harfleri büyük yazıldıysa bu sözcükler ulall kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında "ve, ile, ya, veya, yahut, Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamasından kaynaklı bir yazım yanlışı vardır? A) Asırlardır farklı milletlerin edebiyatında yer edinen Leyla ile Mecnun hikâyesi günümüzde de anlatılmaya devam ediyor. B) Yaşlı Adam ve Deniz, Hemingway'in cesaret temasını işlediği romanlarından biridir. C) Celal Bayar'ın anılarını anlattığı "Ben de Yazdım" adlı eseri tekrar basıldı. D) Vatan yahut Silistre, vatan sevgisinin en iyi işlendiği eserlerden biridir. 1949-1950 yıllarında şair Orhan Veli Kanık öncülüğünde çıkmış yaprak adlı derginin tüm sayıları erişime açıldı. Onbeş günde bir yayımlanan dergi, Ocak 1949-Haziran 1950 arasında Ankara'da basıldı. Orhan Veli'de ülke sorunlarını ele aldığı makalelerini bu dergide yayımladı. Bu metinde aşağıdakilerin hangisine uyulmamasından kaynaklanan bir yazım yanlışı yapılmamıştır? A) Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar. B) Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır. C) Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar. D) Bağlaç olan "de/da" ayrı yazılır. 179
3 Dinlemek; insana kendini ölçmek, değerlendirmek imkânlarını sağlar. (I) Bu açıdan dinlemek, sadece bir in-
sanın rahatça oturup ses dalgalarının kulaklarına girmesine izin vermesi demek değildir. (II) O tıpkı okumak
gibi insanın yalnız yazılı harflere bakmasından daha fazla bir şey yapmasına ihtiyaç gösterir. (III) İyi dinlemek
etkin bir ortaklık demektir. (IV) Bunlardan biri, bizim konuştuğumuzdan çok daha hızlı düşünmemizdir.
Bu metinde numaralanmış yerlerden hangisine "Fakat ona giden yolun üzerinde birçok engel vardır." cüm-
lesinin getirilmesi uygun olur?
A) I
MIRAY YAYINLARI
B) II
120
C) III
D) IV
www.mirayyayinlari.com.tr
B
Ortaokul Türkçe
Paragraf
3 Dinlemek; insana kendini ölçmek, değerlendirmek imkânlarını sağlar. (I) Bu açıdan dinlemek, sadece bir in- sanın rahatça oturup ses dalgalarının kulaklarına girmesine izin vermesi demek değildir. (II) O tıpkı okumak gibi insanın yalnız yazılı harflere bakmasından daha fazla bir şey yapmasına ihtiyaç gösterir. (III) İyi dinlemek etkin bir ortaklık demektir. (IV) Bunlardan biri, bizim konuştuğumuzdan çok daha hızlı düşünmemizdir. Bu metinde numaralanmış yerlerden hangisine "Fakat ona giden yolun üzerinde birçok engel vardır." cüm- lesinin getirilmesi uygun olur? A) I MIRAY YAYINLARI B) II 120 C) III D) IV www.mirayyayinlari.com.tr B
C)
Görsel-Tablo-Grafik Okuma ve Mantık Muhakeme
4 Toplumlar geliştikçe yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar artmaktadır. Bu çalışmalardan en önemlisi
yaşam alanlarımızı görsel ve işlevsel olarak şekillendirmeyi hedefleyen "evrensel tasarım" kavramıdır. 1945'ten
sonra engelliler için geliştirilen çözümlerden yola çıkan yaklaşım, bugün "herkes için tasarım" anlayışı ile çevre-
mizi şekillendirmektedir. Evrensel tasarım; tüm ürünlerin ve çevrelerin yaş, beceri ve durum farkı gözetmeksi-
zin toplumun-tüm canlıların-her kesimi tarafından kullanılabilmesini olanaklı kılan, bütünlük sağlayan bir tasa-
rım yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ürün tasarımından mimarlığa ve kentsel tasarıma, çevre kontrolü sağlayan ba-
sit sistemlerden karmaşık bilgi teknolojilerine kadar birçok şeyi kapsamaktadır. Evrensel tasarım, sözcük ola-
rak ilk kez 1980'li yılların ortalarında kullanılmıştır. Bu tasarım yaklaşımının ilkelerine göre yapılanan ürün ya
da çevre, zorlanmadan tüm insanların kullanımını sağlar. Söz gelişi, rampa gereksinimini ortadan kaldırmak,
basamaksız girişler düzenlemek, ayarlanabilir yükseklikte mutfak tezgâhı kullanmak gibi çözümler bu anlayış
içerisinde ele alınan farklı düzenlemelerdir. Burada önemli olan nokta, tasarlanan ortamın veya ürünün özel-
liklerinin normal görünmesi ve bu şekilde hissettirilmesidir. Evrensel tasarım yaklaşımıyla elde edilen ürünler,
kullanıcıların yararlanmasına olanak sağlar.
Buna göre aşağıdaki görsellerden hangisi evrensel tasarım yaklaşımıyla ortaya konulmamıştır?
A)
B)
ÜNİTE
3
4
5
6
7
8
9
10
Ortaokul Türkçe
Paragraf
C) Görsel-Tablo-Grafik Okuma ve Mantık Muhakeme 4 Toplumlar geliştikçe yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar artmaktadır. Bu çalışmalardan en önemlisi yaşam alanlarımızı görsel ve işlevsel olarak şekillendirmeyi hedefleyen "evrensel tasarım" kavramıdır. 1945'ten sonra engelliler için geliştirilen çözümlerden yola çıkan yaklaşım, bugün "herkes için tasarım" anlayışı ile çevre- mizi şekillendirmektedir. Evrensel tasarım; tüm ürünlerin ve çevrelerin yaş, beceri ve durum farkı gözetmeksi- zin toplumun-tüm canlıların-her kesimi tarafından kullanılabilmesini olanaklı kılan, bütünlük sağlayan bir tasa- rım yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ürün tasarımından mimarlığa ve kentsel tasarıma, çevre kontrolü sağlayan ba- sit sistemlerden karmaşık bilgi teknolojilerine kadar birçok şeyi kapsamaktadır. Evrensel tasarım, sözcük ola- rak ilk kez 1980'li yılların ortalarında kullanılmıştır. Bu tasarım yaklaşımının ilkelerine göre yapılanan ürün ya da çevre, zorlanmadan tüm insanların kullanımını sağlar. Söz gelişi, rampa gereksinimini ortadan kaldırmak, basamaksız girişler düzenlemek, ayarlanabilir yükseklikte mutfak tezgâhı kullanmak gibi çözümler bu anlayış içerisinde ele alınan farklı düzenlemelerdir. Burada önemli olan nokta, tasarlanan ortamın veya ürünün özel- liklerinin normal görünmesi ve bu şekilde hissettirilmesidir. Evrensel tasarım yaklaşımıyla elde edilen ürünler, kullanıcıların yararlanmasına olanak sağlar. Buna göre aşağıdaki görsellerden hangisi evrensel tasarım yaklaşımıyla ortaya konulmamıştır? A) B) ÜNİTE 3 4 5 6 7 8 9 10
21.Aşağıdakii
cümlelerin hangisinde ünsüz benzeşmesi
( sertleşmesi) olan birden çok sözçük kullanılmıştır?
A) Buradaki çalışmaları rahatça görebilmek için:
ziyaretçilere özel bir yer ayrılmıştı.
B) Enerji gereksinimimiz gelişen teknolojiyle birlikte
gitgide artıyor.
C) Çöpler sıkıştırılıp gömülerek çürüme süreci
yavaşlatılsa bile açığa çıkan metan gazı oldukça fazladır.
D) Doğa yürüyüşü yapmak için kentten biraz uzaklaşmak
gerekir..
vel kiri
Ortaokul Türkçe
Ses Bilgisi
21.Aşağıdakii cümlelerin hangisinde ünsüz benzeşmesi ( sertleşmesi) olan birden çok sözçük kullanılmıştır? A) Buradaki çalışmaları rahatça görebilmek için: ziyaretçilere özel bir yer ayrılmıştı. B) Enerji gereksinimimiz gelişen teknolojiyle birlikte gitgide artıyor. C) Çöpler sıkıştırılıp gömülerek çürüme süreci yavaşlatılsa bile açığa çıkan metan gazı oldukça fazladır. D) Doğa yürüyüşü yapmak için kentten biraz uzaklaşmak gerekir.. vel kiri