Cümlede Anlam Soruları

li yapmıştır. FOX TV 8 TRT-1 19. STAR ATV KANAL D SHOW TV Yukarıdaki kanalların akşam kuşağındaki dizi programlarının saatleri 20.00, 20.30, 20.50, 21.00 ve 21.20'tir. Dizilerin kanallarda yayımlanma saatleri ile ilgili bilinenler şunlardır: STAR ve SHOW TV'nin dizi programı aynı saattedir. KANAL D'nin dizi programı SHOW TV'den 10 dakika öncedir. En erken dizi programı TRT - 1 kanalındadır. İki kanalın dizi programı 20.30'da, iki kanalın 21.00'dedir. ATV ve FOX'un dizi programları aynı saattedir. Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) STAR’ın dizi programları FOX'dan sonradır. B) ATV'nin dizi programları SHOW TV'den öncedir. C) STAR'ın dizi programı 20.30'dadir. D) En geç yayımlanan dizi programı TV 8'dedir. 23 8. Sinif LGS Paragraf Vakti UTA + 32 + 16 D) 4x2 + 32x + 16

grafik 5. "İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, on- ları belli bir biçimde söylemeyi seçtiği için yazar- dir." grafik Aşağıdakilerden hangisi bu cümle ile aynı an- lamdadır? A) Üslup, düzyazıya değerini veren unsurdur B) Yazarlık, kendine has söyleyiş özelliği ile kazani- lir. C) Bir eseri var eden öncelikle dilidir. JHA YE YÜF LOC Dr Sanatçı, kimsenin değinmediği konulardan bahsetmelidir.

İstanbul Üniversitesi Orman Mühendis- liği ve Coğrafya bölümlerinde okuyan Cemre, Demir, Ece, Faik ve Gülsüm; iğde ağaç gürgen, çam, meşe, kavak ve türlerini araştırmak üzere Aydın, Nev. şehir, Edirne, Iğdır ve Artvin şehirlerin- den birine gitmiştir . Bu kişilerin gittikleri şehirler ve araştırdıkları ağaç türleri ile ilgili bilgiler şunlardır: Ece, Iğdır'a gitmiştir. Faik, kavak türünü araştıracaktır. Coğrafya bölümünden Cemre, Ay- . . . © SADIK UYGUN YAYINLARI SADIK UYGUN YAYINLARI SADIK UYGUN YAYINLARI © SADIK UYGUN YAYINLARI SADIK UYGUN . din'a gitmiştir . Gülsüm, Nevşehir'e gitmiş ve meşe ağacını araştırmıştır. Gürgen, meşe ve iğde ağaçlarını araştıracaklar orman mühendisliğin- de okumaktadır. Buna göre verilen kişilerden hangi- lerinin okudukları bölüm, gittikleri şehirler ve araştırdıkları ağaç türleri kesin olarak bellidir? A) Gülsüm ve Faik B) Faik ve Ece C) Cemre ve Gülsüm D) Cemre ve Ece (Spot 1'e göre)

LGS/5-16 LG 4. Ulu bir kavak agacinin yanında bir kabak boy göstermiş. Bahar ilerledikçe kabak, kavak ağjacina Yağmurlann ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya geleniny yükselmeye başlamış. 7. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: "Sen kaç ayda bu hâle geldin?" On yılda" demiş kavak. "On yilda mı?" diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. "Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim, bak!" Doğru." demiş ağaç. "Doğru." Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak önce üşümeye, sonra yaprakice ni düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağı doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa: "Neler oluyor bana?" "Ölüyorsun." demiş kavak. "Niçin?" "Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için." Bu metinde asıl anlatılmak isteneni aşağıdakilerden hangisi destekler? A) Bir hedefi olmayanların gösterdiği çaba sonuç getirmez. B) Çalışıp emek harcamadan gelinen yer, başarı sayılmaz. C) Kendi kusurunu göremeyenler başkalarında kusur aramasın. D) Zirveye çıkmak isteyen, risk almayı da göze almalıdır.

7. Söz oyunlanından uzak bir şiiri vardır şairina Oponiste slišixabang turut şiirini, yalınlığı da çarpıcılığa. Konuşur gibi şür söylemek her babayiğidin har deildir. Sözün balını bulup çıkarmak gerçek şairin işidir. , hemen . Bu parçadaki altı çizili ifade ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni kelimeler kullanarak farklı bir etki yaratmak B) iç kararda imgelerden her zaman uzak durmak Söylemek istediğini okura eksiksiz yansıtmak D) Kurduğu şiir diliyle güçlü bir deyişe ulaşmak

12. Nasrettin Hoca'nın bazı fıkralarında, toplumsal düzendeki olumsuzluklar eleştirilir. Aşağıdaki fıkralardan hangisi bu cümlede sö- zü edilen duruma örnek olabilir? A) Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçe- de döne döne anahtarını arıyormuş. Eşi sor- muş: "Hoca'm, anahtarı nerede düşürdün?" Hoca sinirlenmiş: "Kadın", demiş "Nerede düşürdüğümü bilsem hiç arar miyim?" By Bir toplulukta soğuklardan yakınanlar olmuş. İçlerinden biri "Şu insanoğlu hâline şükretme- sini hiç bilmez. Kışın soğuktan, yazın sıcak- tan yakınır." demiş. Konuşmaya kulak misafiri olan Hoca "Öyle deme bre cahil bak baha- ra, kimsenin bir şey dediği var mı?" demiş. C) Nasrettin Hoca, gece uyurken dışarıdan ses- ler gelmiş. Hoca, eşine seslenmiş: "Hanım kalk, dışarıdan sesler geliyor!" Kadın, "Kedi- dir kedi!" deyip yatmış. Nasrettin Hoca da- yanamayıp dışarı çıkmış. Bakmış ki iki adam kavga ediyor. Kavgayı ayırmaya kalkmış, iki- sini ayıracakken arkadan biri Nasrettin Ho- ca'nın yorganini aldığı gibi kaçmış. Nasret- tin Hoca eve girince karısı sormuş: "Bey, ne oldu?" Hoca, "Ne olacal hanım? Yorgan git- ti kavga bitti!" demiş. D) bpca'ya "Efendi!" demişler, "Padişah mi büyük yoksa çiftçi mi?" "Çiftçi büyük elbet- te!" demiş Hoca ve eklemiş: "Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah acin- dan ölür."

5. Fikra (köşe yazısı) yazarı, günlük olaylarla ya da toplumsal sorunlarla ilgili düşüncelerini ak- tarır. Gazete ve dergilerin belirli köşelerinde yayımlanan bu yazılarda herkesin anlayabilece- ği yalın bir dil kullanılır. Bu bilgiye göre aşağıdakilerden hangisi fikra türünde bir metinden alınmıştır? ĐNA; fosfat, şeker, azot içeren baz gruplarının oluşturduğu moleküldür. Kalıtsal bilgileri taşıyan DNA'nın insan karakterinin şekillenmesindeki etkisi geçmişten beri biliniyor. Birbirine sarmal şekilde bağlanmış iki zincirden meydana gelen DNA incelendiğinde bir insanın, onu başkala- rindan ayırt eden birçok özelliğine ulaşılabiliyor. Bu anlamda DNA, insanın şifresi kabul ediliyor. Plastik poşetlerin daha az kullanılmasını sağlamak için bu poşetleri ücretli hâle getirdik. Peki, diğer plastikleri ne yapacağız? Plastik poşetleri ücretli hâle getirmenin plastikle mü- cadelede bir çözüm olmadığını anlamalıyız. Üreticilerin kâğıt ya da bez ambalaj kullanma- sini bir zorunluluk hâline getirmedikten sonra plastikle mücadelemiz sonuç vermez. Bir kişinin kendisini ön plana çıkarmak için başkalarını yok sayması bana çok tuhaf geliyor. Kendi başarısını ön plana çıkaran, başkalarının başarılarını görmezden gelen kişiler ha- yatın tokadını er geç yer; gün gelir, bir başkası da onun başarısını gölgeler. Insan, hayatın değişmez kurallarından birini aklından hiç çıkarmamalıdır: Kişi, ettiğini bulur. D) Sanatta yaratıcılık her şeyden önce gelir. Yaratıcılık yeteneğinden yoksun kimseler hiçbir za- man sanatçı kimliği kazanamaz. Zira yaratıcılık yönü bulunmayanlar özgün olamaz. Bugüne kadar verilmiş büyük sanat eserlerinin hepsinin öne çıkan özelliği özgün olmalarıdır. Eserle- rinde özgünlüğü yakalayabilmiş bir sanatçıda yaratıcılık yeteneğinin bulunduğu söylenebilir.

1. Bir kişinin, kendi yaşam öyküsünü anlattığı şiirlere "otobiyografik şiir" denir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi otobiyografik şiirdir? A) B) Üç yüz onda gelmiş idim cihana Dünyaya bakmadım ben kana kana Genç yaşımda felek vurdu başıma Aldırdım elimden iki gözümü Yeni değmiş idim yedi yaşıma Kayıp ettim baharımı yazımı Yıl 1978 Karlı Erzurum günleri Necip Fazıl göründü Camiye uzanan yolda Sessiz ve yalın O görünen bir aydı Coştu köpürdü Bir tayfun gibi D) Ey bulutları uçuran gök Kokusunu duyduğum bahar Ey gözlerden saklı tabiat Beklemek neye yarar? - Rüzgâr Mesafeleri içime dök! Gideyim bırak beni hayat, Gideyim... Tren, gemi, kanat... Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne hâldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece

"İhtimal" ve "tahmin" kelimeleri, aralarındaki anlam yakınlığından dolayı zaman zaman karıştırılır. "htimal" bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirliği demektir. "Tahmin" kelimesi; akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak olabilecek bir şeyi, bir olayı önceden kestirme anlamındadır. Bir şeyin olabileceğini bazı verilere dayanarak kestirmek ile olabileceği ihtimalini dile getirmek farklı şeylerdir. lo Buna göre aşağıdaki metinlerin hangisinde ihtimal veya tahmin kelimeleri yanlış kullanılmıştır? A) Sanırım uzun olmayan bir süre sonra bilim ala- B) Eğer savaşlar ortadan kalkar ve üretim bilimsel ola- ninda bir şeyler bilmeyen bir kimsenin eğitim rak düzenlenirse herkesin rahatça yaşaması için görmüş kişi sayılmayacağını varsayabiliriz. Böy- günde dört saatlik çalışmanın yeterli olması ihtimal le bir tahminde bulunmak zor olmasa gerek. dâhilindedir. C) Son yıllarda kitap fuarlarındaki kalabalığa bakı- hirsa kitapseverlerin sayısında artış var. Ama bu tür ihtimaller sağlam temellere dayanmiyor. D) Internet yayıncılığına gösterilen ilgiye bakılırsa inter- netteki haber sitelerinin uzak olmayan bir gelecekte günlük gazeteleri silip süpüreceği tahmin edilebilir.

8. "Boğaz" sözcüğü Türkçede çok zengin çağrı- şımları olan ve birçok deyimde karşımıza çıkan bir sözcüktür. Örneğin üzüntü ve heyecan yü- zünden söyleyeceklerini söyleyememek duru- munu anlatırken ----, para artırmak için yiyece- ğinden kısmak durumunu anlatırken - - bir sözün iyice düşünülmeden söylenilmemesi ge- rektiğini anlatırken ----deyimini kullanırız. Bu açıklamaya göre aşağıdaki deyimlerden hangisi bu metinde boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez? A) boğaz boğaza gelmek B) boğaz dokuz boğumdur G boğazından kesmek. D) boğazında düğümlenmek

Soru 11 "Bir bilene sormak, mühendisten bilgi almak gerekiyor." Yukarıda yer alan cümlenin yüklemi hangi şıkta doğru olarak verilmiştir? A-) gerekiyor 3.) almak gerekiyor C-) bilgi almak gerekiyor D.) mühendisten bilgi almak gerekiyor

5. HÂL EKLERİ 4. Ayrılma 3. Yönelme 2. Belirtme 1. Bulunma • Tatilde anneme git- tim. . Kitabımı kütüphane- de bıraktım. • Yaz tatiline mayısta gidecek. • Romanı bir solukta okuyacağını söyledi. • Evi istediği şekilde düzenledim. . Onun kalemi bende kalmış. • Sütü taşırdı. • Sabaha kadar kapı kapı dolaştı. Kitaplığa uzanıp ona bir kitap verdi. Kardeşinden ödünç para istemiş. • Evden eşyalarını almaya gitti. Soğuktan donmak üzere. Yukarıdaki tabloda kaç numaralı bölümde hâl eklerinin gösteriminde yanlışlık yapılmıştır? A) 4. B) 3 C) 2. D) 1.

ÖĞRETEN SORULAR 8. Aşağıdaki cümlelerden hangisi içerikle ilgili değildir? Edip Cansever bu şiirde günlük hayatın sıradanlığını ortaya koyuyor. B) Akrice ve yalın bir anlatımı olan bu şiirdeki coşkunluk oldukça etkileyicidir. C) Yazidaki konu bütünlüğü, her paragrafta aynı ana düşüncenin vurgulanmasıyla sağlanmıştır. D) Yazar en çok hayallerinden söz etmiş, yer yer yaşadıklarını da anlatmıştır. İçerik cümleleri, bir yapıtın konusu ve temasını anlatan cümlelerdir. Yazar, “ne anlatıyor?" sorusuna yanıt veren cümlelerin içerikle ilgili olduğunu; yazar "nasıl anlatıyor?" sorusuna yanıt veren cümlelerin ise üslupla ilgili olduğunu unutmayalım.

8. l. Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe Ciliz sözler usanmak, yorulmak, durmak gibi. II. Derin bir ince sızıyla burkulur kalbim Köküyle bağları kopmuş süslü çam gibiyim. III. Ne zaman nisan yağmurları düşse toprağa İstanbul'un güzelleri gelir aklıma IV. Eşmeyin külleri örtülü dursun İnsanda hatıra, denizde yosun V. Toy bir ürpermeyle sizlar gönüller Gemlik körfezinde can verir akşam. Yukarıda numaralanmış dizelerin hangilerinde koşul anlamı vardır? A) I ve II B) I ve III D) III ve IV C) II ve V E) IV ve v

SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME 17 ve 18. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız. Bir hastanenin acil servisinde çalışan doktorlar haftanın yedi günü geceleri nöbet tutmaktadır. Hastanede nob doktorlar ve tuttukları günler hakkında bilgiler şu şekildedir: • Her akşam farklı bir doktor nöbet tutmaktadır. • Eda, hafta sonu nöbet tutmaktadır. Serkan ile Emre'nin nöbet tuttuğu günler arasında üç gün bulunmaktadır. . Seda ile Duygu art arda günler nöbet tutmaktadır. Gözde, Duygu'dan önceki bir gün nöbet tutmaktadır. • Hikmet, pazartesi günü nöbet tutmamaktadır. af Serkan kmeta Eda da 7 Duygu 99 Emre Gozde 18. Serkan pazartesi günü nöbet tutarsa aşağıdaki doktor ve nöbet günü eşleştirmelerinden hangisi yanlış olu Doktor Nöbet Günü Cuma Pazar A) Emre B) Gözde C) Duygu D) Perşembe Çarşamba Seda

1. Sözcüğün herkesçe bilinen ve sözlükteki ilk anlamına "gerçek anlam", sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak ka- zanmış olduğu yeni anlama da "mecaz anlam" denir. Örneğin "Bu sefer okula farklı bir yoldan gittik." cümlesinde "yol" sözcüğü gerçek anlamıyla, "Bu yolda çok emek harcadı." cümlesinde ise mecaz anlamıyla kullanılmıştır. Buna göre, (0) Teknoloji, evlerimizde kullanabileceğimiz yeni eşyalar sunuyor bize. (II) Buzdolapları, çamaşır makineleri, elektrikli süpürge- ler, halı yıkama makineleri ev hizmetlerinde yeni kolaylıklar sağlıyor. (III) Bugün modern eşyalarla orta hâlli bir aile, eskiden yirmi hizmetçi kullanan zengin bir aileden daha rahat yaşama imkânı elde ediyor. (IV) Evlere yemek veren kuruluşların artması, bula- şık yıkayan makinelerin yapılması gibi kolaylıkları da hesaba katacak olursak ev işlerinin ne kadar hafiflemiş olduğunu görürüz. metninde numaralanmış cümlelerin hangisinde mecaz anlamlı bir sözcüğe yer verilmiştir? A B) II. C) D) IV.