Paragraf Soruları

7. Işıklı, aydınlık bir bahar günü; bir su kenarında daha yeni büyümüş çimleri iştahla yiyen keçiler gördüm. Dişlerinin arasındaki ot sanki yeniden diriliyormuşçasına yiyordu. Suya eğilince suyun güzelliğini gördüm. Hayvanlar ihtiyaçlarını gideri- yorlar bununla ve ben bu suyun üzerine bir şey yazdım: Tabiatın şiirini... Oysa mutlu keçi hiçbir zaman şiir yazamayacak. Beni ondan ayıran, onun iştahla yediği çim yahut suya dudaklarını değdirişi değil; yazdığım şiir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Aydınlık, güzel bir bahar gününde su kenarın- daki keçilerin yeni yeşermiş çimleri iştahla ye- mesi B) Mutlu hayvanların bu mutluluklarını dile getire- cek beceriye sahip olmamaları C) Suyun güzelliğini hayvanların değil insanların fark edebilmesi D) İnsanların duygularını şiire dökebilmelerinin in- sanla hayvanı birbirinden ayıran özellik olması

6. Röportaj temelde soru cevap yöntemiyle kurgulanan bir yazı türüdür. Röportaja hazırlık sürecinde, sorulacak sorular belirlenir. Bu sorular, belli bir sıraya konur. Soruların konuşma sırasında unutulmaması için bir kâğıda not edilmesinde yarar vardır. Röportajda sorular sıralanırken merak edilenler belli bir plan içinde düzenlenir. Bu, röportajın planlı bir yazı türü olduğunu gösterir. Aşağıdakilerden hangisi gazetecinin röportajla ilgili verdiği bilgiye ters düşüyor? A) Ayşe konuşulanları not aldı, ben de mahalle muhtarımıza sorular yönelttim. Eve döndüğü- müzde bunları yazıya dönüştürdük. B) Sel felaketine uğrayan mahalle halkına sorula- rımızı sorarken bol bol da fotoğraf çektik, ça- lışmamız akşam haberlerinde bir yerli kanalda gösterildi. C) Zeytin üretiminden zarar eden ilçe halkının sorun- larını sorular sorarak tespit eden iki genç, bunları üç günlük yazı dizisi ile okuyucuya aktardı. D) Turizm merkezi çalışanlarına yönelttikleri so- rularla oluşturdukları metnin aylık bir dergide yayımlanacağını öğrenince arkadaşlarım ha- valara uçtular.

11. . Şu an yaşanmakta olanı değil yaşanmış bir olayı anlatır. Anlatılan olay, kişinin zihninde iz bırakmıştır. Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı sağladığı için tarihe ışık tutar. • Tanınmış bilim, sanat ve devlet adamlarının yaşamları ile ilgili bilgiler içerir. Yazarın unutulmasını istemediği olay ve gerçekleri kalıcı hâle getirir. • Geçmiş, genelde birinci kişinin bakış açısından kişisel görüşlerle sunulur. Her ne kadar kişisel bir tür olduğu düşünülse de toplumsal hayatla ilgili bilgiler de verir. Aşağıdaki metinlerden hangisi özellikleri verilen türü örneklendirmektedir? A) Bu sabah hava daha yeni aydınlanırken Isparta tarafından girdik Konya'ya. Akyokuş dedikleri yerden Konya'nın görünümü muhteşemdi. Önce bizi davet eden dernek yöneticileri ile şehir merkezinde ka- lacağımız otelin yakınlarında buluştuk. Daha evvel gördüğüm yerlerin hiçbirine benzemeyen Japon Parkı'nda yapılan güzel bir kahvaltının ardından Mevlana Müzesini, Alaaddin Tepesi Parkı'nı gezdik. O arada öğlen olup acıktığımız için bir lokantaya girdik. Bugüne kadar hiç görmediğim ancak bugün- den sonra vazgeçemeyeceğim etli ekmek ile tanışmış olduk. ● · • rihe igik tutar. MA B) Çanakkale'de İngilizler, Anafartalar Grubu'nu yenip cepheyi dağıtamayınca yeni bir hamle yaptılar. Niyetleri cepheyi sağ taraftan çevirmekti. Düşmanın bu planını boşa çıkarabilmek için de Kireç Te- pe'yi tutmak gerekiyordu. O sırada oraya giden tek dar yol, düşman gemileri tarafından bombala- nıyordu. Hepimiz korku içindeydik. Subay ve askerlerimizin tereddüt ettiğini görünce Paşa, sipere, askerimizin yanına karışıp "Geçilmez!" diye düşünen askerlerin arasından öne doğru atılıp "Oradan böyle geçilir!" dedi. C) Bugün nedense yazmak içimden gelmedi hiç. Ama yine de seni, sevgili arkadaşımı, ihmal etmek istemediğim için yazıyorum. Son derece zor bir gün geçirdim. Gün boyu gergin olduğum için sürekli ailemle de sorun yaşayıp durdum. Ne deseler alınıp kırıldığım için bir müddet sonra da onlar bana tavırlı davranmaya başladılar. Böyle böyle akşamı ettik sonunda. Birazdan yatağıma yatıp hiçbir şey düşünmeden uyumak istiyorum. D) Mutluluk nedir? Benim bu konudaki düşüncem, mutluluğun ne olduğundan çok ne olmadığıyla ilgili sevgili gençler. Aslında mutluluk hayatımızın olağan gidişi içerisinde hep var olan bir şey. Su gibi, mutluluğun da bir rengi ve cismi olmadığı için onu görünce tanıyamıyoruz sadece. Ama o hep var aslında. Ta ki bizi mutsuz eden bir durum, olay, sebep ortaya çıkıncaya kadar... Son Virg

Söğüt, çok önemlidir Anadolu kültüründe. Nice türkülere konu olmuştur. Yaralı gönlü ile yorgun ayaklarını dinlendirir söğüdün gölgesinde insan. Söğüt dalina konmuş bir kuş, teselli olur bazen gidip de gelmeyenlerin hasretine. Incedir dalları, yerlere kadar eğilir de bana misin demez yine. Bu yüzden ayrılamaz sevdiğinden. Gerçi bilinmez, söğüdün dalı mı daha incedir yaprağından yoksa yaprağı mı daha narindir dalından. Bunu bilse bilse aşk ateşiyle içi yananlar bilir. Bu parçada söğütle ilgili aşağıdaki türkülerden hangisine gönderme yapılmamıştır? Gide gide bir söğüde dayandım O söğüdün allarına boyandım Ben o yâre dağlar kadar güvendim Güvendiğim dağlar elime geldi Şu Söğüt'te bir kuş var Kanadında gümüş var Gitti de yârim gelmedi Elbet bunda bir iş var Söğüdün yaprağı narindir narin İçerim yanıyor dışarım serin Zeynep'i bu hafta ettiler gelin Zeynep'im Zeynep'im şanlı Zeynep'im Söğüdün dalı ince Ölürüm yâr deyince Ben senden ayrılamam Mezara girmeyince

6. Zamanın kıymetini insanoğlu ne yazık ki genç yaşlarda iken bilemiyor. Gençlere bakıyorum, kendilerinin bir şey öğrenmelerine yarayacak en kıymetli zamanlarını boşu boşuna harcıyorlar. Harcanan para yeniden kazanılabi- lir. Ama boşuna harcanmış zamanı tekrar geri alıp esk yerine koyamazsınız. O, boyuna akar gider. Siz uyursu nuz, zaman uyumaz; akışına devam eder. Durmaksızın boyuna giderken sizin ömrünüzü de beraberinde götü rür. Bu metnin yazarı daha çok aşağıdakilerin hangisin den yakınmaktadır? A) Zamanın geçici olmasından B) Zamanın insanı yaşlandırmasından C) Gençlerin zamanın kıymetini bilmeyişinden D) Zamanla her şeyin değişip eskimesinden

Hikâyeyi oluşturan dört unsur vardır. Bazı hikâyelerde bunların hepsi olur, bazılarında ise unsurlardan biri veya birkaçı belirsiz olabilir. Olay: Bir hikâyede ne olduğudur, gerçekleşen olaylardır. Yer (Mekân): Hikâyedeki olayın yaşandığı yerdir. Kişi ve Varlık Kadrosu (Karakterler): Hikâyedeki olayı yaşayan insanlar kişi, insan dışındakiler ise varlık kadrosunu oluşturur. Zaman: Hikâyede olayın geçtiği zamandır. 106 Buna göre; Çoban Ali; dağlarda, bayırlarda koyunlarını otlatıp kaval çalarak vakit geçirirmiş. Çoban Ali doğanın ortasında koyunlarıyla baş başa olduğu için pek konuşmazmış. Kiminle konuşsun ki? Konuşmaya gereksinim duydu- ğunda kavalını çıkarır, ona düşüncelerini üflermiş yanık yanık. Durgun bir su kenarında koyunlarını otlattığı bir zamanda, sırtını çimlerin kenarındaki ağacın gövdesine dayamış olarak kavalını çıkarıp üflemeye başlamış. Önce hafiften, sonra uzun uzun çıkıp çevreye yayılmış ezgilerin duygusallığı. Çimler, bu gizemli ezgiye uyup uzun boyunlarını sağa sola sallamaya başlamışlar. Rüzgâr hafiften esince yardım etmiş onlara. Otlar, çimler, sazlar salınmışlar bir o yana bir bu yana. Papatyalar ve diğer kır çiçekleri de katılmış onlara. Büyüleyici kava- lin sesine uyarak çimler, otlar, sazlar, papatyalar ve diğer çiçekler bir danstir tutturmuşlar; bir sağa, bir sola, salınarak öne ve arkaya yaylanarak. obry ver, 20man var lor, yer var, kis! var ? metninin herhangi bir kısmına aşağıdaki ifadelerden hangisi eklenirse hikâyenin tüm unsurları belirgin olur? A) Dağlar, bayırlar, insanlara müthiş huzur vermektedir. B) İlkbaharın ilk günü, nihayet kaval sesiyle buluşmuştur. C) Çoban Ali, uzaktan gelen atlıyla konuşarak sessizliğini bozmuş. D) Çoban Ali, doğanın kendisine karşılık verip dans edişini o dağda ilk defa izler.

2. Sergen Yalçın, profesyonel futbola 1991 yılında başlamıştır. Futbol yaşamı boyunca çok fark- li takımlarda görev alan Sergen Yalçın'ın, futbolu bıraktığı 2008 yılına kadar oynadığı son dört takımla ilgili şunlar bilinmektedir: ● Galatasaray ile Şekerspor arasında başka bir takımda oynamıştır. • Beşiktaş'tan önce ve sonra oynadığı takımlar vardır. • Eskişehirspor'da bir sezon oynadıktan sonra futbolu bırakmıştır. • Şekerspor'dan önce Galatasaray'da forma giymiştir. Bu bilgilerden hareketle, Sergen Yalçın'ın oynadığı son dört takım aşağıdakilerin han- gisinde doğru sıralanmıştır? A) D) 2001-2002 Sezonu Galatasaray Galatasaray Beşiktaş Beşiktaş 2002-2006 Sezonu Şekerspor Beşiktaş Şekerspor Eskişehirspor 2006-2007 Sezonu Beşiktaş şekerspor Galatasaray Galatasaray 2007-2008 Sezonu Eskişehirspor Eskişehirspor Eskişehirspor Şekerspor

17 12. (1) Kitap okumanın geliştirici bir eylem olduğu herkesçe kabul edilir. (II) Ancak kitap okur- ken belli noktalara dikkat etmemiz gerekir. (III) Örneğin aynı pozisyonda uzun süre du- rursak kaslarımız gerilir, kan dolaşımımız zorlaşır. ((IV) Bunun sonucu da verimsiz bir öğrenme, düşünme veya konuşma olabilir. (V) Bu da beyne az kan gitmesi, beynin yakıt- sız kalması demektir. Ayse Bu cümlelerin anlamlı bir metin oluştura- bilmesi için hangi iki cümlenin yer değiş- tirmesi gerekir? A) I ve IV C) II ve V B) Il ve Ill DV ve V

9. • Düşünce kazandırma amacı taşımaktadır. • Nesnel bir dil kullanılmıştır. • Açıklayıcı bir anlatımla yazılmıştır. Aşağıdakilerden hangisinin bu özellikleri taşıyan bir metinden alındığı söylenemez? A) Enginar Türkiye'de Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişir. Sıcaklığın düşük olduğu iklim ko- şullarında yetişmez. Nemli ve derin topraklarda sağlıklı gelişim gösterir. Mavi-mor renkte çiçekler açar. B Eskilerin güzel bir sözü vardır: Her şerden bir hayır doğar. Nasıl ki ekonomide birinin zorluğu baş- kasının talihi olabiliyorsa sosyal hayatta da hastalık, afet veya kriz gibi musibetler, geride -insan ha- yatıyla kıyas edilemeyecek- olumlu izler bırakabilir. C) Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Yüksek Mimar ve Mühendis Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından 1930 yılında inşa edilmiştir. Yapısal olarak Selçuklu, Osmanlı ve Çağdaş Türk mimarisinin sentezi niteliğindedir. D) Pandemiler, bir kita hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara (epidemilere) verilen genel addır. Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre bir pan- demi ancak belli şartları sağladığında başlamış sayılır. V 11. (1) Kitap ok herkesçe ken belli (III) Örne rursak k zorlaşır. öğrenm (V) Bu c Sız kalm Bu cü bilmes tirme Aliv

Geyikli Duvar Kilimi Ninelerinize ve dedelerinize "Duvara kilim asılır mı?" diye sorun. Belki de gözleri dolarak "Asılmaz mı hiç?" di- yeceklerdir. Artık pek kullanılmayan bu kilimler, eskiden hemen her evde vardı. Kadife gibi yumuşacık olurdu. Renkleri göz alıcıydı. Kilimlerin üzerindeki geyik motif- leri, odanın içine her an atlayacak gibi canlı görünürdü. Divanların arkasındaki duvara çivilere tutturularak takı- lirdi, divana oturup arkanızdaki yastıklara yaslandığı- nızda başınızın duvara değmemesi için idealdi. Duvar kağıdı gibi duvar süslemesinin olmadığı bir ortamda eve sıcaklık vermesinin yanı sıra, odanın dış cepheye açık olan duvarının sıcaklığını korumak için de kullanılırdı. 8. Bu metinde geyikli duvar kilimi ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Nasıl bir yöntemle dokunduğuna B) Deseninin ve dokusunun nasıl olduğuna C) Günümüzde kullanılıp kullanılmadığına D) Hangi amaçla kullanıldığına

13. Aşağıdaki diyagramda cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin cümle içerisinde kazandıkları anlam takip edilerek numaralanmış çıkışa ulaşılacaktır. Bazı kütlelerden kopan veya koparilan parça Gövdeden ayrılmak Bu küpenin taşları çok güzel. Kurtulmak 11 Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher Normal değerlerin üstünde olan ||| Güçlü, şiddetli Buna göre diyagram doğru takip edildiğinde kaç numaralı çıkışa ulaşılır? A) I B) II |||| D) IV IV

2. Başak, Şükrü, Oğuz, İsmail ve Tufan adlı kişiler hafta sonu bir tiyatro salonuna müzikal, komedi ve dram türünde oyunları izlemek için gitmişlerdir. Bu kişilerin tiyatroya gittikleri gün ve izledikleri oyunlarla ilgili şunlar bilinmektedir: İki kişi cumartesi, üç kişi pazar günü tiyatroya gitmiştir. Başak, komedi türündeki oyunu izlemiştir. Tufan, dram türündeki oyunu izlememiştir. Oğuz ve İsmail tiyatroya aynı gün gitmişlerdir. Şükrü ve Tufan farklı türlerdeki oyunları izlemiştir. Cumartesi günü yalnızca müzikal türdeki oyun gösterilmektedir. Buna göre aşağıdaki bilgilerden hangisi kesinlikle yanlıştır? ● ● A) Tufan, tiyatroya cumartesi günü gitmiştir. B) Şükrü ve İsmail tiyatroya farklı günlerde gitmişlerdir. C) Oğuz, cumartesi günü müzikal türdeki oyunu izleyenlerden biridir. D) Pazar günü gösterimde olan oyunlardan biri dram ikisi komedi türündedir. ar Diğer sayfaya geçiniz.

5. Bir mimarlık firması yaban arıları için ahşaptan, altıgen şeklinde bölmeleri olan bir ev tasarlamış. (1) Altigen bölmele 8. Şiirlerini yalnızca kurşun kalemle yazabil tuğla, ağaç kabuğu, dal, ot gibi farklı malzemelerle doldurulmuş. (II) Böylece arıların, içine yuva yapabileceği alanla oluşturulmuş. (III) Ortasına insanların oturabileceği bir bölüm yapılmış. (IV) Burada oturan insanlar yaban anılanın lo, dizüstü bilgisayar getiriyorlardı hediye bu takıntısından vazgeçmeyeceğine he rahatça gözlemleyebiliyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu evin bir özelliği daha var:" cümlesi getirilirse me nin anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I B) II C) III D) IV Bu parçada boş bırakılan yere düşü 1. lyi niyetle alınmış her hediye II. Ona alınabilecek en iyi hediy III. Şair duyarlılığı onu kırılgan " cümlelerinden hangileri getirile A) Yalnız I B) Y 6. Balinaların birbirleriyle iletişim kurmak için düzenli sesler çıkardığı, başka bir deyişle şarkı söylediği biliniyordu. Bir grup araştırmacı, Kermadec Adaları yakınlarından geçen elli iki balinanın sesini kaydederek bu konuda bir araştıma yaptı. Sesleri inceleyen araştırmacılar üç farklı şarkı türü buldu. Bu şarkıların üçü de dünyanın farklı bölgelerinde bulunan balinalar tarafından söyleniyordu. Böylece bu balinaların, söyledikleri şarkılara göre hangi bölgeden gelde eği doğrulanmış oldu. 9. 1. kızılötesi ışın yaya

10. "Çoğu sanatçı hakkındaki düşüncelerimiz ne yazık ki ikinci elden." cümlesindeki altı çizili söz grubunun cümleye kattığı anlam aşağı- dakilerin hangisinde vardır? A) Bir yapıt karşısında herkes farklı farklı dü- şüncelere sahip olabiliyor. B) Sanatçı ve eserleri hakkındaki bilgileri baş- kalarından duyarak ediniyoruz. C) Başkalarına benzeyen sanatçıları zaman zaten unutturuyor. D) Duygu ve düşünceleri bize benzeyen sanat- çıları okumayı tercih ediyoruz.

göre cevaplayınız. Göbekli Tepe, bugün Şanlıurfa'ya bağlı Örencik Köyü yakınında bir tapınak kalıntısıdır. Göbekli Tepe hiç kuşkusuz son yılların en etkileyici buluntu yerlerinin başında gelir. Göbekli Tepe kazıları, görkemli tapınakları, boyları 6 met- reyi bulan dikilitaş, heykel ve kabartmaları ile konunun uzmanı olsun ya da olmasın gezenleri etkileyecek buluntu- ları sergileyen bir kazı yeridir. Göbekli Tepe kazı alanında çıkarılan buluntuların tarihi oldukça eskiye gitmesine rağ- men, bu tarih 600.000 yıl önce primatların ilk defa bazı araçları kullanmaya başlamasının yanında oldukça yenidir. Göbekli Tepe'deki buluntuları dini inançların ne kadar eskiye dayandığını gösterse de inancın insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylemek çok büyük bir yanlış olacaktır. İnsanların evrimsel açıdan gelişmeleri ve "din" olarak adlan- dırılabilecek bir kavram oluşturup ibadet etmeye başlamaları insanlık tarihinde oldukça yenidir. Ve bu noktaya ge- linmesi yüz binlerce yıl almıştır. Bu sürecin başladığına dair en büyük kanıtlardan biri de Göbekli Tepe kazı alanıdır. 11. Bu parçaya göre Göbekli Tepe ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? C A) Göbekli Tepede bulunan kalıntılardan daha eski tarihlere dayanan kalıntılar vardır. B) Buluntular dini inançların eskiye dayandığını gösterir. C) Kazıda bulunan taşların çoğunun boyu 6 metreyi geçmektedir. Konunun uzmanı olmayan ziyaretçileri de etkileyecek buluntular vardır. ladon hangisi doğrudur?

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin en az iki kez gerçekleştiği kesindir? A Önümüzdeki tatilde de Muğla'ya gideceğiz. B Ben de bir bardak çay alabilir miyim? C Bu sabah ilk derse yetişemedim. Mehmet bu işten de kovulmuş. D