Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragraf Soruları

2.
2
Aldanma cihanın sakın varına,
Düşmeyegör onun ah-ü zarına.
Bugünkü işini koyma yarına,
Yar yıkıldığı gün tozar demişler.
Çağır Karac'oğlan çağır,
Taş düştüğü yerde ağır.
Gönül sevdiğinden soğur,
Görülmeyi görülmeyi.
Ne yârden geçilir ne serden,
Korkuyorum bu gecelerden.
Bel bağladığım tepelerden,
Gün doğmayabilir bir daha.
Aşağıdakilerin hangisi, bu dörtlüklerdeki atasözlerinden herhangi birinin açıklaması değildir?
A) Kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır.
B) İnsan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez.
C) Bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.
D) Kişi çok sevdiği şeye yalnızca özlemini çekmekle kavuşamaz, onu elde etmenin yollarını bulmalıdır.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
2. 2 Aldanma cihanın sakın varına, Düşmeyegör onun ah-ü zarına. Bugünkü işini koyma yarına, Yar yıkıldığı gün tozar demişler. Çağır Karac'oğlan çağır, Taş düştüğü yerde ağır. Gönül sevdiğinden soğur, Görülmeyi görülmeyi. Ne yârden geçilir ne serden, Korkuyorum bu gecelerden. Bel bağladığım tepelerden, Gün doğmayabilir bir daha. Aşağıdakilerin hangisi, bu dörtlüklerdeki atasözlerinden herhangi birinin açıklaması değildir? A) Kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır. B) İnsan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez. C) Bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir. D) Kişi çok sevdiği şeye yalnızca özlemini çekmekle kavuşamaz, onu elde etmenin yollarını bulmalıdır.
Soru 4
Bilim, bize verilen hatta ezberletilen tanımın çok
daha ötesinde bir şey. Elbette bilim alanında ça-
lışmalar yaparken izlediğiniz belli metotlar ve uy-
manız gereken kurallar var ancak benim bahset-
mek istediğim daha başka. Mesela bilim insanı
dediğimizde gözümüzde; saçı başı dağılmış, öm-
rünü laboratuvarda geçiren biri canlanır. Özetle
sosyal yaşamdan kopmuş ve genelde anlama-
yacağımızı düşündüğümüz işlerle uğraşan biri.
O zaman bizim için bilim, günlük hayattan epey
uzaklaşır. Tabii ki her işin uzmanı olup her deta-
yını anlamak mümkün değil fakat bilim, sandığı-
mız kadar hayatımızdan kopuk bir olgu da değil.
4/50
Laboratuvarlara tıkılıp kaldığını sandığımız bi-
lim, aslında her yerde; yalnızca biz farkında de-
ğiliz. Farkında olmadığımız her şeyi normal bir
süreç olarak adlandırdığımız için de ardındaki
büyüyü göremiyoruz. Örneğin düdüklü tence-
rede şipşak pişen ve afiyetle yediğiniz güzelim
kuzu eti nasıl oldu da bu kadar çabuk pişebil-
di ya da annenizin güneşte kuruttuğu sebzeler
neden bozulmuyor, güzel renklerle gözümüzü
şenlendiren muazzam gökkuşağı nasıl oluşuyor
vb.? Anlayacağınız bilim her yerde! Bize düşen,
etrafımıza bakıp bunları fark edebilmek.
Bu metinlerde vurgulanmak istenen ortak yön aşağıdakilerden hangisidir?
A) Basit sanılan olayların aslında birer mucize olduğu
B) Bilim insanlarının dünyayı herkesten daha akılcı gördüğü
C) Bilimin her anlamda günlük hayatın içinde olduğu
D) Bilim insanı olabilmek için iyi bir eğitim almak gerektiği
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Soru 4 Bilim, bize verilen hatta ezberletilen tanımın çok daha ötesinde bir şey. Elbette bilim alanında ça- lışmalar yaparken izlediğiniz belli metotlar ve uy- manız gereken kurallar var ancak benim bahset- mek istediğim daha başka. Mesela bilim insanı dediğimizde gözümüzde; saçı başı dağılmış, öm- rünü laboratuvarda geçiren biri canlanır. Özetle sosyal yaşamdan kopmuş ve genelde anlama- yacağımızı düşündüğümüz işlerle uğraşan biri. O zaman bizim için bilim, günlük hayattan epey uzaklaşır. Tabii ki her işin uzmanı olup her deta- yını anlamak mümkün değil fakat bilim, sandığı- mız kadar hayatımızdan kopuk bir olgu da değil. 4/50 Laboratuvarlara tıkılıp kaldığını sandığımız bi- lim, aslında her yerde; yalnızca biz farkında de- ğiliz. Farkında olmadığımız her şeyi normal bir süreç olarak adlandırdığımız için de ardındaki büyüyü göremiyoruz. Örneğin düdüklü tence- rede şipşak pişen ve afiyetle yediğiniz güzelim kuzu eti nasıl oldu da bu kadar çabuk pişebil- di ya da annenizin güneşte kuruttuğu sebzeler neden bozulmuyor, güzel renklerle gözümüzü şenlendiren muazzam gökkuşağı nasıl oluşuyor vb.? Anlayacağınız bilim her yerde! Bize düşen, etrafımıza bakıp bunları fark edebilmek. Bu metinlerde vurgulanmak istenen ortak yön aşağıdakilerden hangisidir? A) Basit sanılan olayların aslında birer mucize olduğu B) Bilim insanlarının dünyayı herkesten daha akılcı gördüğü C) Bilimin her anlamda günlük hayatın içinde olduğu D) Bilim insanı olabilmek için iyi bir eğitim almak gerektiği
10.20 29 Mart Çar
Soru
Bundan tam 253 yıl önce tarihteki en büyük müzisyenlerden biri dünyaya gözlerini açtı. O müzisyen, Ludwig
Van Beethoven'dı. Bu yıl tüm dünyanın çeşitli konser ve etkinliklerle doğum gününü kutladığı Beethoven'ı ya-
kından tanımaya hazır mısınız?
1770 yılında Almanya'nın Bonn kentin-
de doğan Beethoven, müzisyen bir ai-
lede yetişmiş ve adını, tıpkı kendisi gibi
bir müzisyen olan dedesinden almıştır.
Beethoven, piyano çalmayı henüz küçük
yaşlardayken babasından öğrenmiştir.
Başlangıçta bir piyanistken daha sonra
besteci olarak hayatını sürdürmüş ve
17 yaşındayken Mozart'la çalışmak için
Viyana'ya gitmiştir. Beethoven'ı dinle-
yen Mozart, onun ileride çok ünlü bir
piyanist olacağını tahmin etmiş ve bunu
dile getirmişitr.
Beethoven'in günümüze kadar ulaşan
defterleri, onun hakkında pek çok bilgi
elde edilmesini sağlıyor. Pek çok eseri
olan sanatçının bazı eserleri ölümün-
den sonra yayımlanmıştır. Für Elise,
9. Senfoni, Fidelio, 8. Piyano Sonatı ve
Koral Fantezi en çok bilinen eserlerin-
den yalnızca birkaçıdır.
Genç yaşlarda bir işitme problemi yaşa-
yan Beethoven'ın hastalığı yıllar içinde
ilerlemiş ve işitme duyusunu tümüyle
kaybetmiştir. Bu nedenle piyano çalma
yeteneği gitgide körelmişse de Beet-
hoven beste yapmaya devam etmiş ve
çevresindekilerle yazılı olarak iletişim
kurmaya başlamıştır.
Bu bilgiler doğrultusunda Beethoven ile ilgili aşağıdaki seçeneklerden hangisine ulaşılamaz?
A) En çok dinlenen eserlerini ömrünün son 15 yılında bestelemiştir.
B) Sanata yatkın bir ailede yetişmesinin yanı sıra kendini yetiştirmeye gayret etmiş bir müzisyendir.
C) Yaşadığı olumsuzluklar bile onun sanatla olan bağını koparamamıştır.
D) Bıraktığı eserler ve yaptığı çalışmalarla sanat dünyasında kalıcılığı yakalamayı başarmış bir sanatçıdır.
7/50
Ortaokul Türkçe
Paragraf
10.20 29 Mart Çar Soru Bundan tam 253 yıl önce tarihteki en büyük müzisyenlerden biri dünyaya gözlerini açtı. O müzisyen, Ludwig Van Beethoven'dı. Bu yıl tüm dünyanın çeşitli konser ve etkinliklerle doğum gününü kutladığı Beethoven'ı ya- kından tanımaya hazır mısınız? 1770 yılında Almanya'nın Bonn kentin- de doğan Beethoven, müzisyen bir ai- lede yetişmiş ve adını, tıpkı kendisi gibi bir müzisyen olan dedesinden almıştır. Beethoven, piyano çalmayı henüz küçük yaşlardayken babasından öğrenmiştir. Başlangıçta bir piyanistken daha sonra besteci olarak hayatını sürdürmüş ve 17 yaşındayken Mozart'la çalışmak için Viyana'ya gitmiştir. Beethoven'ı dinle- yen Mozart, onun ileride çok ünlü bir piyanist olacağını tahmin etmiş ve bunu dile getirmişitr. Beethoven'in günümüze kadar ulaşan defterleri, onun hakkında pek çok bilgi elde edilmesini sağlıyor. Pek çok eseri olan sanatçının bazı eserleri ölümün- den sonra yayımlanmıştır. Für Elise, 9. Senfoni, Fidelio, 8. Piyano Sonatı ve Koral Fantezi en çok bilinen eserlerin- den yalnızca birkaçıdır. Genç yaşlarda bir işitme problemi yaşa- yan Beethoven'ın hastalığı yıllar içinde ilerlemiş ve işitme duyusunu tümüyle kaybetmiştir. Bu nedenle piyano çalma yeteneği gitgide körelmişse de Beet- hoven beste yapmaya devam etmiş ve çevresindekilerle yazılı olarak iletişim kurmaya başlamıştır. Bu bilgiler doğrultusunda Beethoven ile ilgili aşağıdaki seçeneklerden hangisine ulaşılamaz? A) En çok dinlenen eserlerini ömrünün son 15 yılında bestelemiştir. B) Sanata yatkın bir ailede yetişmesinin yanı sıra kendini yetiştirmeye gayret etmiş bir müzisyendir. C) Yaşadığı olumsuzluklar bile onun sanatla olan bağını koparamamıştır. D) Bıraktığı eserler ve yaptığı çalışmalarla sanat dünyasında kalıcılığı yakalamayı başarmış bir sanatçıdır. 7/50
20. Ünlü yazar Proust'u "Kayıp Zaman'ı yazdığı esnada odasında hüngür hüngür ağlarken buluyorlar. "Hayrola?" di-
yorlar. "Öldü." diyor. "Kim?" diyorlar, kahramanlarından birinin adını söylüyor. Oysa yazan o, öldüren o, buna inanip
ağlayan da o.
Bu parçanın iletisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarken büyük-dikkat harcamak, çok düşünmek ve ona göre kalem oynatmak gerekir.
B) Bir yazar, kendi inanmadığı bir şeye başkasını inandıramaz
C) Yazmak, kalbin nefes alışverişini kâğıda dökmektir.
D) Büyük yazadar, insan ruhunun mühendisleridir.
>>> Diğer sayfaya geçiniz
Ortaokul Türkçe
Paragraf
20. Ünlü yazar Proust'u "Kayıp Zaman'ı yazdığı esnada odasında hüngür hüngür ağlarken buluyorlar. "Hayrola?" di- yorlar. "Öldü." diyor. "Kim?" diyorlar, kahramanlarından birinin adını söylüyor. Oysa yazan o, öldüren o, buna inanip ağlayan da o. Bu parçanın iletisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarken büyük-dikkat harcamak, çok düşünmek ve ona göre kalem oynatmak gerekir. B) Bir yazar, kendi inanmadığı bir şeye başkasını inandıramaz C) Yazmak, kalbin nefes alışverişini kâğıda dökmektir. D) Büyük yazadar, insan ruhunun mühendisleridir. >>> Diğer sayfaya geçiniz
Şimdiye değin şiire girmemiş bir konu var mı?
Öteden beri yaşama sevinci, özlem, umut, yal-
nızlık gibi insani duygular şiirimizin baş tacı ol-
muştur. Peki, bu konularla yazılan şiirler neden
günümüzde hâlâ okunuyor ve değer görüyor?
Tartışmasız bu da şiirde içeriğin çok da önemli
olmadığını, şairin onu yeniden benzersiz şekillen-
dirmesinin daha kıymetli olduğunu gösteriyor.
Bu metinde şiirin hangi özelliği üzerinde du-
rulmuştur?
A) Konusu
C) Yararlılığı
B) İşlevi
D) Üslubu
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Şimdiye değin şiire girmemiş bir konu var mı? Öteden beri yaşama sevinci, özlem, umut, yal- nızlık gibi insani duygular şiirimizin baş tacı ol- muştur. Peki, bu konularla yazılan şiirler neden günümüzde hâlâ okunuyor ve değer görüyor? Tartışmasız bu da şiirde içeriğin çok da önemli olmadığını, şairin onu yeniden benzersiz şekillen- dirmesinin daha kıymetli olduğunu gösteriyor. Bu metinde şiirin hangi özelliği üzerinde du- rulmuştur? A) Konusu C) Yararlılığı B) İşlevi D) Üslubu
12 ve 13 numaralı soruları aşağıdaki metne
göre cevaplayınız.
12/50
Bir tehlike ya da tehlike düşüncesi karşısında ver-
diğimiz tepkiye "korku" deriz. Aslında bu tepki,
olası bir tehlikeye karşı vücudumuzun kendini ko-
ruma yöntemidir. Tehlikeyi fark ettiğimizde ya da
hissettiğimizde önce beynimiz "Dikkat, tehlike var!"
diye uyarılır. Bu da vücudumuzda çeşitli hormon-
ların salgılanmasını sağlar. Böylelikle vücudumuz
kendini tehlikeye karşı korumaya alır. Bu durum
da kalp atışımızın ve kan basıncımızın artmasına,
daha hızlı nefes alıp vermemize, ellerimizin titre-
mesine, midemizin sıkışmasına neden olur. Bütün
bu değişimler vücudumuzun tehlikeye karşı daha
aktif hâle gelebilmesi içindir. Kaygı da korkuya ben-
zer ama kaygının oluşması için o an tehlikeli bir du-
rum olması gerekmez. Kaynağını korkularımızdan
alan kaygı, tehlikeli bir durumla karşılaşma olasılı-
ğında duyduğumuz endişedir. Aslında bizi oldukça
etkileyen korkularla ve kaygılarla başa çıkmak için
gerekli güce sahibiz. Önemli olan onların varlığını
kabul etmek, onlarla ilgili bilgi toplamak ve onların
nedenlerini anlamaya çalışmak. Böylece korkuları-
mız ve kaygılarımızla yaşamayı öğrenebiliriz.
12. Bu metinle ilgili,
1. Korkular karşısında verilen psikolojik ve fizik-
sel tepkiler, her insanda farklılık gösterir.
II. Korku ve kaygının bizi kontrol etmesine en-
gel olabiliriz.
III. Korku, vücut sisteminde bazı değişikliklere
sebep olur.
IV. Aşırı kaygı, kişinin günlük yaşamını olumsuz
etkiler.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
B) II ve III.
A) I ve II.
C) II ve IV.
D) III ve IV.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
12 ve 13 numaralı soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. 12/50 Bir tehlike ya da tehlike düşüncesi karşısında ver- diğimiz tepkiye "korku" deriz. Aslında bu tepki, olası bir tehlikeye karşı vücudumuzun kendini ko- ruma yöntemidir. Tehlikeyi fark ettiğimizde ya da hissettiğimizde önce beynimiz "Dikkat, tehlike var!" diye uyarılır. Bu da vücudumuzda çeşitli hormon- ların salgılanmasını sağlar. Böylelikle vücudumuz kendini tehlikeye karşı korumaya alır. Bu durum da kalp atışımızın ve kan basıncımızın artmasına, daha hızlı nefes alıp vermemize, ellerimizin titre- mesine, midemizin sıkışmasına neden olur. Bütün bu değişimler vücudumuzun tehlikeye karşı daha aktif hâle gelebilmesi içindir. Kaygı da korkuya ben- zer ama kaygının oluşması için o an tehlikeli bir du- rum olması gerekmez. Kaynağını korkularımızdan alan kaygı, tehlikeli bir durumla karşılaşma olasılı- ğında duyduğumuz endişedir. Aslında bizi oldukça etkileyen korkularla ve kaygılarla başa çıkmak için gerekli güce sahibiz. Önemli olan onların varlığını kabul etmek, onlarla ilgili bilgi toplamak ve onların nedenlerini anlamaya çalışmak. Böylece korkuları- mız ve kaygılarımızla yaşamayı öğrenebiliriz. 12. Bu metinle ilgili, 1. Korkular karşısında verilen psikolojik ve fizik- sel tepkiler, her insanda farklılık gösterir. II. Korku ve kaygının bizi kontrol etmesine en- gel olabiliriz. III. Korku, vücut sisteminde bazı değişikliklere sebep olur. IV. Aşırı kaygı, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? B) II ve III. A) I ve II. C) II ve IV. D) III ve IV.
Sanat, sıradan insanların göremediğini görmektir. Her-
kes bir mermer parçasına bakabilir. Heykeltıraş ise o
mermer parçasının içinde dörtnala koşan bir atı, gu-
rurlu bir kumandanı görür. Bu yüzdendir ki sanatçılar
bizim gibi sıradan insanlara farklı açılardan bakmayı,
görünenin ötesindeki görünmeyeni gösterirler; gözle-
rimizdeki perdeleri kaldırıp sıradan varlıkların içindeki
sıra dışı görüntülere ışık tutarlar. Sanatçıların bizden
farklı insanlar olmasını çok görmemek gerekir.
Bu metne göre, aşağıdakilerden hangisi sanatın ve
sanatçının görevleri arasında değildir?
A Topluma farklı bakış açıları kazandırmak
B) Sıradan insanlardan farklı düşünmek
C) Toplumun sorunlarına çözümler üretmek
D) Toplumu aydınlatmak
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Sanat, sıradan insanların göremediğini görmektir. Her- kes bir mermer parçasına bakabilir. Heykeltıraş ise o mermer parçasının içinde dörtnala koşan bir atı, gu- rurlu bir kumandanı görür. Bu yüzdendir ki sanatçılar bizim gibi sıradan insanlara farklı açılardan bakmayı, görünenin ötesindeki görünmeyeni gösterirler; gözle- rimizdeki perdeleri kaldırıp sıradan varlıkların içindeki sıra dışı görüntülere ışık tutarlar. Sanatçıların bizden farklı insanlar olmasını çok görmemek gerekir. Bu metne göre, aşağıdakilerden hangisi sanatın ve sanatçının görevleri arasında değildir? A Topluma farklı bakış açıları kazandırmak B) Sıradan insanlardan farklı düşünmek C) Toplumun sorunlarına çözümler üretmek D) Toplumu aydınlatmak
2.
2000
RKIYE
• "Bir mümin, aç bir mümini doyurursa Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır."
"İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren bir şeyi kaldırman da sadakadır."
• "Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya hayvan yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka
olur."
20
Bu hadislerden hareketle,
1. Sadaka, kapsamlı bir yardımlaşma şeklidir.
II. İslam dini yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eder.
III. Yardımlaşmada, gösterişten kaçınılması esastır.
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I.
B) I ve II.
AKANLI
C) II ve III.
D) I, II ve III.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
2. 2000 RKIYE • "Bir mümin, aç bir mümini doyurursa Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır." "İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren bir şeyi kaldırman da sadakadır." • "Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya hayvan yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka olur." 20 Bu hadislerden hareketle, 1. Sadaka, kapsamlı bir yardımlaşma şeklidir. II. İslam dini yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eder. III. Yardımlaşmada, gösterişten kaçınılması esastır. ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I. B) I ve II. AKANLI C) II ve III. D) I, II ve III.
9 ve 10. sorulan aşağıdaki metne göre yanıtlayınız.
Bazı insanların sürekli asik suratlı bir şekilde dolaşmasına anlam veremiyorum. Çoğu zaman aynı yerde çalıştığınız arka-
daşlarınız bile size bir selam vermek ya da günaydın bile demekten acizler. Hâlbuki bir tebessüm çoğu zaman her şeyi
değiştirebilecek güce sahiptir. Bir gülümsemeyle etrafınıza yayacağınız enerji çoğu şeyi daha kolay hâle getirecektir. Bu-
nu yaptığınızda hem siz mutlu olacaksınız hem de etrafınızdakileri mutlu edeceksiniz. Bazen de birbirimizden esirgedi-
ğimiz bu anlamlı gülümsemeyi hep karşı taraftan bekleriz. Hayatımızın diğer alanlarında yaptığımız gibi ilk adımı karşı-
mızdaki kişinin atmasını bekleriz. Aslında bunu yaparak farkında olmadan "kocaman bir mutluluğu" kendimizden esir-
gemiş oluyoruz. İstenilen tek şey sadece: "Bir tebessüm..." Ne demiş Moliere de çoğu sanatçı gibi: "İnsan gülebildiği
kadar insandır."
9. Aşağıdaki konuşmaların hangisi içerik bakımından bu metinle aynı doğrultuda değildir?
A)
B)
3. GÜN
O
D)
Her şeyin daha iyi olacağına olan
inancımı hâlen korumaktayım. Senin
de içini ferah tutman, bu düşünceyle
hareket etmen beni daha güçlü kıla-
caktır.
Dün bana getirmeniz gereken dosya-
lar hazır mı? Hâlen bitmediyse bir an
önce bitirmeniz gerektiğini tekrar ha-
tırlatmak isterim. Odamda değilsem
de masama bırakın.
Sevgili Öğrencilerim,
Öncelikle hepiniz için güzel bir günün
başlangıcı olsun isterim. Dersleriniz
başlamadan önce hazırlıklarınızı yap-
manız, derslerinizin daha verimli geç-
mesini sağlayacaktır.
Bu kıyafeti tasarlarken nasıl bir yol iz-
lediğinizi bana da anlatır mısınız? Tasa-
rımlarınız çeşitli araştırmalara konu ol-
du. Dolayısıyla benim de ilgimi çekme-
ye başladı. Bunların varoluşundaki et-
kileri sizden duymayı gerçekten çok is-
terim.
Söylediklerin her ne kadar tatmin
edici olmasa da benim de içimi fe-
rahlattı. Umarım günün sonunda her
şey dilediğimiz gibi olur.
Çok kısa sürede bitirip size getirece-
ğim. Aslında dosyalar sonuçlanmak
üzere fakat yapmam gereken son dü-
zeltiler olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ederiz. Söyledikleriniz bizim
için her zaman çok kıymetli. Yapma-
mız gereken şeyleri, aslında sizin de
bize her zaman söylediğiniz gibi her
şey yolunda yürüsün, aksilikler yaşan-
masın diye yapmalıyız.
Öncelikle bu konuyla ve tasarımlarım-
la alakadar olmanız beni gerçekten
çok mutlu etti. Bunun için teşekkür et-
mek isterim. Tabii ki bu konuda yap-
tığım çalışmaları, deneyimlerimi sizin-
le paylaşabilirim.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
9 ve 10. sorulan aşağıdaki metne göre yanıtlayınız. Bazı insanların sürekli asik suratlı bir şekilde dolaşmasına anlam veremiyorum. Çoğu zaman aynı yerde çalıştığınız arka- daşlarınız bile size bir selam vermek ya da günaydın bile demekten acizler. Hâlbuki bir tebessüm çoğu zaman her şeyi değiştirebilecek güce sahiptir. Bir gülümsemeyle etrafınıza yayacağınız enerji çoğu şeyi daha kolay hâle getirecektir. Bu- nu yaptığınızda hem siz mutlu olacaksınız hem de etrafınızdakileri mutlu edeceksiniz. Bazen de birbirimizden esirgedi- ğimiz bu anlamlı gülümsemeyi hep karşı taraftan bekleriz. Hayatımızın diğer alanlarında yaptığımız gibi ilk adımı karşı- mızdaki kişinin atmasını bekleriz. Aslında bunu yaparak farkında olmadan "kocaman bir mutluluğu" kendimizden esir- gemiş oluyoruz. İstenilen tek şey sadece: "Bir tebessüm..." Ne demiş Moliere de çoğu sanatçı gibi: "İnsan gülebildiği kadar insandır." 9. Aşağıdaki konuşmaların hangisi içerik bakımından bu metinle aynı doğrultuda değildir? A) B) 3. GÜN O D) Her şeyin daha iyi olacağına olan inancımı hâlen korumaktayım. Senin de içini ferah tutman, bu düşünceyle hareket etmen beni daha güçlü kıla- caktır. Dün bana getirmeniz gereken dosya- lar hazır mı? Hâlen bitmediyse bir an önce bitirmeniz gerektiğini tekrar ha- tırlatmak isterim. Odamda değilsem de masama bırakın. Sevgili Öğrencilerim, Öncelikle hepiniz için güzel bir günün başlangıcı olsun isterim. Dersleriniz başlamadan önce hazırlıklarınızı yap- manız, derslerinizin daha verimli geç- mesini sağlayacaktır. Bu kıyafeti tasarlarken nasıl bir yol iz- lediğinizi bana da anlatır mısınız? Tasa- rımlarınız çeşitli araştırmalara konu ol- du. Dolayısıyla benim de ilgimi çekme- ye başladı. Bunların varoluşundaki et- kileri sizden duymayı gerçekten çok is- terim. Söylediklerin her ne kadar tatmin edici olmasa da benim de içimi fe- rahlattı. Umarım günün sonunda her şey dilediğimiz gibi olur. Çok kısa sürede bitirip size getirece- ğim. Aslında dosyalar sonuçlanmak üzere fakat yapmam gereken son dü- zeltiler olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederiz. Söyledikleriniz bizim için her zaman çok kıymetli. Yapma- mız gereken şeyleri, aslında sizin de bize her zaman söylediğiniz gibi her şey yolunda yürüsün, aksilikler yaşan- masın diye yapmalıyız. Öncelikle bu konuyla ve tasarımlarım- la alakadar olmanız beni gerçekten çok mutlu etti. Bunun için teşekkür et- mek isterim. Tabii ki bu konuda yap- tığım çalışmaları, deneyimlerimi sizin- le paylaşabilirim.
N
2.
• İsminin ne anlama geldiği
• Gelir kaynağı
Coğrafi konumu
• Halk arasında nasıl anıldığı
●
Aşağıda tanıtılan şehirlerin hangisinde bu bilgilerin tümüne yer verilmiştir?
A) Endonezya'nın başkenti ve en büyük şehri olan Cakarta'nın diğer adı Big Durian'dır. Cakarta; kendine has iklimi, bitki
örtüsü ve doğal güzellikleri sayesinde seyahatiniz boyunca sıkılmayacağınız bir şehirdir. Monas, Ancol Rüya Parkı,
Endonezya Minyatür Parkı şehirde gezilecek yerler arasındadır.
B) Bir Güney Asya ülkesi olan Bangladeş'in başkenti Dakka, dünyanın en fazla nüfusa sahip yedinci şehridir. Çok kala-
balık olduğu için şehirde "bisiklet taksi" uygulaması yaygındır. Halk arasında "camiler şehri" olarak bilinir. Sıcak, yağışlı
ve nemli bir iklimi vardır.
C) Iskenderiye, beş milyonu aşan nüfusuyla Mısır'ın Akdeniz kıyısındaki büyük şehirlerindendir. Önemli bir sanayi bölgesi
olan İskenderiye, ülkenin dış ticaretinin büyük bir bölümünü karşılar. Ismini Makedonya Kralı İskender'den almıştır.
D) Kuzey Afrika'nın batısında, Fas'ın orta kısmında yer alan Marakeş'in kelime anlamı "Tanrı'nın ülkesi"dir. Toprağının
kızıl renkli olmasından dolayı bölgede yaşayanlar ona "kızıl şehir" demektedir. Marakeş, dünyanın en çok tercih edilen
turizm merkezlerinden biri olduğu için ülke ekonomisine büyük katkı sağlar.
RİYET
LLI EC
Ortaokul Türkçe
Paragraf
N 2. • İsminin ne anlama geldiği • Gelir kaynağı Coğrafi konumu • Halk arasında nasıl anıldığı ● Aşağıda tanıtılan şehirlerin hangisinde bu bilgilerin tümüne yer verilmiştir? A) Endonezya'nın başkenti ve en büyük şehri olan Cakarta'nın diğer adı Big Durian'dır. Cakarta; kendine has iklimi, bitki örtüsü ve doğal güzellikleri sayesinde seyahatiniz boyunca sıkılmayacağınız bir şehirdir. Monas, Ancol Rüya Parkı, Endonezya Minyatür Parkı şehirde gezilecek yerler arasındadır. B) Bir Güney Asya ülkesi olan Bangladeş'in başkenti Dakka, dünyanın en fazla nüfusa sahip yedinci şehridir. Çok kala- balık olduğu için şehirde "bisiklet taksi" uygulaması yaygındır. Halk arasında "camiler şehri" olarak bilinir. Sıcak, yağışlı ve nemli bir iklimi vardır. C) Iskenderiye, beş milyonu aşan nüfusuyla Mısır'ın Akdeniz kıyısındaki büyük şehirlerindendir. Önemli bir sanayi bölgesi olan İskenderiye, ülkenin dış ticaretinin büyük bir bölümünü karşılar. Ismini Makedonya Kralı İskender'den almıştır. D) Kuzey Afrika'nın batısında, Fas'ın orta kısmında yer alan Marakeş'in kelime anlamı "Tanrı'nın ülkesi"dir. Toprağının kızıl renkli olmasından dolayı bölgede yaşayanlar ona "kızıl şehir" demektedir. Marakeş, dünyanın en çok tercih edilen turizm merkezlerinden biri olduğu için ülke ekonomisine büyük katkı sağlar. RİYET LLI EC
1. Deriyi alan yazıcılar özel bir mürekkeple yazılarını
yazarlardı.
II. Bu iş için genellikle av hayvanlarının derileri kulla-
nılırdı.
III. Avlanan hayvanın derisi işlenerek kâğıt kalınlığında
hazırlanırdı.
IV. Sonra bu deri, bazı kimyasallarla dayanıklı hâle ge-
tirilir ve yazıcılara satılırdı.
V. Kâğıdın icadından önce yabani hayvanların derile-
rine yazı yazılırdı.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluş-
turulduğunda hangisi baştan üçüncü olur?
B) II elsöp nesus C) III
A) I
D) IV
Ortaokul Türkçe
Paragraf
1. Deriyi alan yazıcılar özel bir mürekkeple yazılarını yazarlardı. II. Bu iş için genellikle av hayvanlarının derileri kulla- nılırdı. III. Avlanan hayvanın derisi işlenerek kâğıt kalınlığında hazırlanırdı. IV. Sonra bu deri, bazı kimyasallarla dayanıklı hâle ge- tirilir ve yazıcılara satılırdı. V. Kâğıdın icadından önce yabani hayvanların derile- rine yazı yazılırdı. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluş- turulduğunda hangisi baştan üçüncü olur? B) II elsöp nesus C) III A) I D) IV
Daha önce okuduğum kitaplarla son zamanlarda bana ulaşan bu kitabı karşılaştırdığımda öncekilere benzemediğini ra-
hatlıkla söyleyebilirim. Farklı bir çizgiyle ilerleyen üslubuyla ilk sayfalardan itibaren okurda hayranlık uyandıran bir nite-
liği vardı. Ayrıca hayaller okyanusunda gezdirmekten ziyade günlük hayatın serin sularında yüzdüren bu eserin baştan
sona duygusal ve düşünsel açıdan bir bütünlük içerisinde olması da övgüye değer özelliklerindendi.
Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? X
A) Tutarlı
C) Özgün
B) Gerçekçi
D) Özlü
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Daha önce okuduğum kitaplarla son zamanlarda bana ulaşan bu kitabı karşılaştırdığımda öncekilere benzemediğini ra- hatlıkla söyleyebilirim. Farklı bir çizgiyle ilerleyen üslubuyla ilk sayfalardan itibaren okurda hayranlık uyandıran bir nite- liği vardı. Ayrıca hayaller okyanusunda gezdirmekten ziyade günlük hayatın serin sularında yüzdüren bu eserin baştan sona duygusal ve düşünsel açıdan bir bütünlük içerisinde olması da övgüye değer özelliklerindendi. Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? X A) Tutarlı C) Özgün B) Gerçekçi D) Özlü
A) I ve II
C) II ve III
metinde Galata Köprüsü ile
en hangisinin cevabı
Köprüs
PURCER
SURGE
Bu metinden hareketle Galata Köprüsü ile ilgili;
I. yaratıcı bir tasarımının olmadığına,
II. hangi semtlerin arasında yapıldığına,
III. 1994 tarihinden önce yapılan köprülerin yandığına
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
B) I ve III
D) I, II ve III
e göre cevaplayınız.
men ve oymacıya konu olmuştur.
ata Köprüsü, İstanbul'da Haliç üzerine yapılmış, Karako
inönü'nü birleştiren köprüdür. "Galata Köprüsü" olarak h
n ilk köprü, 1845 yılında inşa edilmiştir. Bu köpru 1880
875 ve 1912 yıllarında yenilenmiş; 1912'de inşa edilen B
unden birisi olmuştur. Şehrin sembolü olan Galata Köp
Inci Ulusal Mimarlık Akımı tarzındaki köprü, şehrin simge
1992'de yanmış ve adı "Tarihi Galata Köprüsü" olmuşt
94 yılı Aralık ayında tamamlanarak hizmete girmiş olan w
günümüzde de hizmet vermekte olan Galata Köprüsü, 490
metre uzunluğunda ve 80 metrelik kısmı açılabilen bir baskul
köprüdür. Dünyada üzerinden tramvay geçen ender basku
köprülerden biridir. Peyami Safa'nın romanı "Fatih Harbiye'de,
"Fatih ilçesinden Harbiye'ye köprü yolu ile giden bir kimse farklı uygarlık ve farklı kültürü ayaklarına yerleştirir." ifadesi
geçer. Galata Köprüsü tasarım olarak başka köprülerden pek farklı olmasa da (hatta Paris ya da Budapeşte'nin köp-
rülerine göre oldukça sıkıcı bir tasarıma sahip olsa da) kültürel değeri nedeniyle pek çok edebiyatçı, ressam, yönet-
A) Taşıdığı t
esa
10. Verilen metinden hareketl
li olarak aşağıdakiler
Pa
7
A) H
Yukarıdaki ge
Ortaokul Türkçe
Paragraf
A) I ve II C) II ve III metinde Galata Köprüsü ile en hangisinin cevabı Köprüs PURCER SURGE Bu metinden hareketle Galata Köprüsü ile ilgili; I. yaratıcı bir tasarımının olmadığına, II. hangi semtlerin arasında yapıldığına, III. 1994 tarihinden önce yapılan köprülerin yandığına ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? B) I ve III D) I, II ve III e göre cevaplayınız. men ve oymacıya konu olmuştur. ata Köprüsü, İstanbul'da Haliç üzerine yapılmış, Karako inönü'nü birleştiren köprüdür. "Galata Köprüsü" olarak h n ilk köprü, 1845 yılında inşa edilmiştir. Bu köpru 1880 875 ve 1912 yıllarında yenilenmiş; 1912'de inşa edilen B unden birisi olmuştur. Şehrin sembolü olan Galata Köp Inci Ulusal Mimarlık Akımı tarzındaki köprü, şehrin simge 1992'de yanmış ve adı "Tarihi Galata Köprüsü" olmuşt 94 yılı Aralık ayında tamamlanarak hizmete girmiş olan w günümüzde de hizmet vermekte olan Galata Köprüsü, 490 metre uzunluğunda ve 80 metrelik kısmı açılabilen bir baskul köprüdür. Dünyada üzerinden tramvay geçen ender basku köprülerden biridir. Peyami Safa'nın romanı "Fatih Harbiye'de, "Fatih ilçesinden Harbiye'ye köprü yolu ile giden bir kimse farklı uygarlık ve farklı kültürü ayaklarına yerleştirir." ifadesi geçer. Galata Köprüsü tasarım olarak başka köprülerden pek farklı olmasa da (hatta Paris ya da Budapeşte'nin köp- rülerine göre oldukça sıkıcı bir tasarıma sahip olsa da) kültürel değeri nedeniyle pek çok edebiyatçı, ressam, yönet- A) Taşıdığı t esa 10. Verilen metinden hareketl li olarak aşağıdakiler Pa 7 A) H Yukarıdaki ge
7.
Yüzme havuzlarındaki suyu dezenfekte etmek
(mikroplardan temizlemek) için genellikle klor kul-
lanılır fakat bilmediğimiz bir gerçek var: Klor; kir,
ter ya da idrar ile tepkimeye girince kloramin açığa
çıkar (belli olmak). Havuzdaki meşhur (herkesçe
bilinen) kokunun nedeni de klor değil kloramindir.
Koku ne kadar fazlaysa klora da o kadar çok ihti-
yaç (gereksinim) vardır.
Bu metinde hangi altı çizili sözün anlamı yay
ayraç () içerisinde yanlış verilmiştir?
A) dezenfekte etmek
C). meşhur
B) açığa çıkar
D) ihtiyaç
Ortaokul Türkçe
Paragraf
7. Yüzme havuzlarındaki suyu dezenfekte etmek (mikroplardan temizlemek) için genellikle klor kul- lanılır fakat bilmediğimiz bir gerçek var: Klor; kir, ter ya da idrar ile tepkimeye girince kloramin açığa çıkar (belli olmak). Havuzdaki meşhur (herkesçe bilinen) kokunun nedeni de klor değil kloramindir. Koku ne kadar fazlaysa klora da o kadar çok ihti- yaç (gereksinim) vardır. Bu metinde hangi altı çizili sözün anlamı yay ayraç () içerisinde yanlış verilmiştir? A) dezenfekte etmek C). meşhur B) açığa çıkar D) ihtiyaç
Timsahlar, sıcak bölgelerde, bataklıklar ve su kenarlarında yaşayan, vücudu kemiksi pullarla
örtülü sürüngenleri içeren bir hayvan grubudur. Yaklaşık 84 milyon yıl önce ortaya çıkmış olan
bu iri sürüngenler, kuşların yaşayan en yakın akrabalarıdır. Balık, kuş ve suya gelen
memelilerle beslenirler. Avlarına saldırmadan önce onların 2 metrelik bir alana girmesini
beklerler ve uygun saldırı mesafesi oluştuğunda 12 m/sn. bir hız ile avlarını yakalarlar.
Çeneleri sağa sola hareket etmediği için besinleri çiğnemeden, büyük parçalar hâlinde
yutarlar. Dişlerinin arasında sıkışan atıkları atamadıklarında ağızlarını açık tutarlar. Bu sayede
bazı kuş türleri ağızlarına konup bu atıkları yer ve buna "protokooperasyon" denir. İnsanlar
tarafından yok edilmedikleri veya başka hayvanlar tarafından avlanmadıkları müddetçe uzun
süre yaşarlar. Hayvanat bahçesinde beslenenlerden 80 yaşını aşanlar vardır.
OR
Bu metinde timsahlarla ilgili;
I. Ortalama ömürleri kaç yıldır?
II. Hangi fiziksel özelliklere sahiptir?
III. Doğal yaşam ortamları nasıldır?
IV. Ne tür canlılarla beslenirler?
sorularından hangisinin cevabı yoktur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
Ortaokul Türkçe
Paragraf
Timsahlar, sıcak bölgelerde, bataklıklar ve su kenarlarında yaşayan, vücudu kemiksi pullarla örtülü sürüngenleri içeren bir hayvan grubudur. Yaklaşık 84 milyon yıl önce ortaya çıkmış olan bu iri sürüngenler, kuşların yaşayan en yakın akrabalarıdır. Balık, kuş ve suya gelen memelilerle beslenirler. Avlarına saldırmadan önce onların 2 metrelik bir alana girmesini beklerler ve uygun saldırı mesafesi oluştuğunda 12 m/sn. bir hız ile avlarını yakalarlar. Çeneleri sağa sola hareket etmediği için besinleri çiğnemeden, büyük parçalar hâlinde yutarlar. Dişlerinin arasında sıkışan atıkları atamadıklarında ağızlarını açık tutarlar. Bu sayede bazı kuş türleri ağızlarına konup bu atıkları yer ve buna "protokooperasyon" denir. İnsanlar tarafından yok edilmedikleri veya başka hayvanlar tarafından avlanmadıkları müddetçe uzun süre yaşarlar. Hayvanat bahçesinde beslenenlerden 80 yaşını aşanlar vardır. OR Bu metinde timsahlarla ilgili; I. Ortalama ömürleri kaç yıldır? II. Hangi fiziksel özelliklere sahiptir? III. Doğal yaşam ortamları nasıldır? IV. Ne tür canlılarla beslenirler? sorularından hangisinin cevabı yoktur? A) I. B) II. C) III. D) IV.
5 ve 6. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Başlangıcı 20. yüzyıla dayanan Kuantum fiziği veya genel kullanımı olan "kuantum mekaniği", atom altı parça-
cıkların dünyasındaki fiziği inceleyen bir fizik dalıdır, teoridir ve düşünceler bütünüdür. Kuantum mekaniği ile ilgili ça-
lışmaların Max Planck'in 1900'de kara cisim ışıması üzerine yaptığı incelemeyle başladığı kabul görmüştür. Max
Planck, ışığın paketler hâlinde ilerlediğini ve kesikli bir yapısı olduğunu ileri sürmüş ve bu paketlere de "quanta" adı-
ni vermiştir. Ayrıca mikro boyutlardaki fizik ile makro boyutlardaki fiziğin çok farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ku-
antum mekaniği üzerine yapılan araştırmalar Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin
Schrödinger, Paul Dirac, Wolfgang Pauli gibi büyük fizikçilerin katkıları ile bugünlere kadar ilerleyerek gelmiştir.
Newton fiziğini klasik fizik, Einstein fiziğini modern fizik olarak adlandırırsak kuantum mekaniğini de "Atom çağı
fiziği" olarak adlandırabiliriz. Bunlar bilim dünyasının ve insanlığın evriminin kırılma anlarıdır. Bu teori, 1927-1930 yıl-
ları arasında düzenlenen Solway Konferansı'nda Einstein ile Niels Bohr arasında şiddetli tartışmalara sebep olmuş-
tur. Einstein bu teorinin bazı noktalarında hemfikirdi ancak yetersiz olan kısımları çözemediği için çok zekice fikirler
üretmiş, teoriye karşı tezler öne sürerek büyük katkıda bulunmuştur. Deneysel olarak ispatlanmış bölümlere kimse
bir şey diyemezdi ancak ispatlanamayıp da olasılık formülleri gündeme gelince işte burada tartışmalar alevlenmiştir.
5.
Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıda verilen-
lerden hangisi yanlıştır?
A) Tanımlamaya başvurulmuştur.
B) Öznel ifadelere yer verilmiştir.
Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
D) Örneklendirme yapılmıştır.
- LIMIT
6. Bu parçaya verilebilecek en uygun başlık aşağıda-
kilerden hangisidir?
A Kuantum Mekaniği ve Einstein
B) Kuantum Mekaniği ve Bilim İnsanlarının Katkıları
Kuantum Mekaniğine Eleştirel Bakışlar
D) Kuantum Mekaniğinin Başlangıcı ve Gelişmeleri
Ortaokul Türkçe
Paragraf
5 ve 6. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Başlangıcı 20. yüzyıla dayanan Kuantum fiziği veya genel kullanımı olan "kuantum mekaniği", atom altı parça- cıkların dünyasındaki fiziği inceleyen bir fizik dalıdır, teoridir ve düşünceler bütünüdür. Kuantum mekaniği ile ilgili ça- lışmaların Max Planck'in 1900'de kara cisim ışıması üzerine yaptığı incelemeyle başladığı kabul görmüştür. Max Planck, ışığın paketler hâlinde ilerlediğini ve kesikli bir yapısı olduğunu ileri sürmüş ve bu paketlere de "quanta" adı- ni vermiştir. Ayrıca mikro boyutlardaki fizik ile makro boyutlardaki fiziğin çok farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ku- antum mekaniği üzerine yapılan araştırmalar Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Paul Dirac, Wolfgang Pauli gibi büyük fizikçilerin katkıları ile bugünlere kadar ilerleyerek gelmiştir. Newton fiziğini klasik fizik, Einstein fiziğini modern fizik olarak adlandırırsak kuantum mekaniğini de "Atom çağı fiziği" olarak adlandırabiliriz. Bunlar bilim dünyasının ve insanlığın evriminin kırılma anlarıdır. Bu teori, 1927-1930 yıl- ları arasında düzenlenen Solway Konferansı'nda Einstein ile Niels Bohr arasında şiddetli tartışmalara sebep olmuş- tur. Einstein bu teorinin bazı noktalarında hemfikirdi ancak yetersiz olan kısımları çözemediği için çok zekice fikirler üretmiş, teoriye karşı tezler öne sürerek büyük katkıda bulunmuştur. Deneysel olarak ispatlanmış bölümlere kimse bir şey diyemezdi ancak ispatlanamayıp da olasılık formülleri gündeme gelince işte burada tartışmalar alevlenmiştir. 5. Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıda verilen- lerden hangisi yanlıştır? A) Tanımlamaya başvurulmuştur. B) Öznel ifadelere yer verilmiştir. Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Örneklendirme yapılmıştır. - LIMIT 6. Bu parçaya verilebilecek en uygun başlık aşağıda- kilerden hangisidir? A Kuantum Mekaniği ve Einstein B) Kuantum Mekaniği ve Bilim İnsanlarının Katkıları Kuantum Mekaniğine Eleştirel Bakışlar D) Kuantum Mekaniğinin Başlangıcı ve Gelişmeleri