Paragrafın Anlam Özellikleri Soruları

14. Değişim hayatın her merhalesinde vardır ve kaçınılmazdır. Toplumlar ve kültür gibi.dil de değişir. Tarihsel süreç içeri- sinde sözcük kullanıla kullanıla farklılaşır. Coğrafi iklim ve mekan ogelen bu değişimde etkin rol oynar. Bu degisimden payını alan dilimizde de sözcük farklaşmaları olmuştur. "Gece" anlamı taşıyan "tün" sözcüğü ses değişimine uğrayıp "dün" olmuş; "tag" "dağ"a, "eyi" "iyi"ye, "Kozel guzel e, yaşıl yeşil'e dönüşmüştür. Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir? ALBilde ses değişimi Carihte dilin önemi B) Karşılığı olmayan sözcükler D) Sözcükte farklılaşma nedenleri

Yazdan güz sonuna kadar durmaksızın canını dişi- ne takıp çalışan karıncalar, çok eskiden karınca değil; insanmış. Yani karınca diye bir hayvan yokmuş yer- yüzünde. Fakat bu insan o kadar açgözlü, o kadar doymak bilmezin biriymiş ki Tanrıların atası Zeus, onun bir türlü doymazlığı yüzünden onun bunun yiyeceğini çalmasına kızmış, bir anda karıncaya çevirmiş. Karın- caya çevirmiş de değişmiş mi huyu suyu? Ne gezer! Karınca hâlâ yazdan güzün sonuna kadar onun bunun tarlasına girer, arpa buğday çalar, yuvasındaki ambarını doldurur da doldurur. Bu metin için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kurgusal unsurlara yer verilmiştir. B) Kahramanlar olağanüstü özellikler göstermektedir. C) Zihinde tasarlanmıştır. D) Gerçekleşebilir bir olayı anlatmaktadır.

12. Ülkenin önemli makamlarında yıllarca görev yapmış kimi bürokrat, kimi memur bazı yaşlı- lar tanıyorum. Ülke gündemine dair fikirlerini soruyorum. Verdikleri cevaplar akarsu yatakla- rındaki taşlara benziyor. Hani derelerde, ırmak- larda taşlar vardır. Zaman içinde bu taşların hiç köşesi kalmaz, su onları yavaş yavaş törpüler çünkü. İşte bu yaşlıların sözleri de tıpkı o taşlar gibi köşesiz. Birbirlerine hiç benzemez görünü- yorlar tıpkı o taşlar gibi fakat hepsinin ortak bir özelliği var: Köşeleri, sivri yerleri yok. Bu metinde bahsedilen yaşlıların sözlerinin akarsu yataklarındaki taşlara benzetilmesi- nin sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A)Yapmacık olmaları B) Samimi olmaları C) Gerçekçi olmamaları Dryeterince eleştirel olmamaları

a 1- r e 13. (1) Düşünme, güç bir iştir. (II) Ama arpacı kumrusu veya Nasrettin Hoca'nın hindisi gibi düşünenler için değil, onur taşıyan gerçek insanlar içindir bu güçlük. (III) Hayvanlarda düşünme yeteneği yoktur, sadece içgüdü refleksi vardır. (IV) İyi düşünmeden, derin düşünmeden konuşan insan- lar bu güçlüğün ayırdında olamazlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV Diğer Sayfaya Geçiniz

DENEME 5. Beş duyumuzdan herhangi biriyle algılayamadığımız, var- lığını zihin yoluyla kavrayabildiğimiz herhangi bir nesne biçiminde bulunmayan kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler soyut anlamlıdır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soyut anlamlı keli- me kullanılmamıştır? A) Bal tutan parmağını yalar. B) Akıl akıldan üstündür. C) Sevgi, tükenmez bir enerji kaynağıdır. D) Öğrenmenin en iyi motivasyonu merak etmektir.

6. Danimarka'da yapılan araştırmanın detaylarına ulaştım. Bu araştırmayı yapanlar bir grup öğrencinin zekâsını ölçtükten sonra öğrencilerin bir kısmına belli aralıklarla kelimeler öğretmiştir. Bu kelimelerin içinde farklı dillere ait örnekler de bulunmaktadır. Öğrencilerin diğer kısmına ise film seyrettiriyorlar. Bu çalışmalar her iki grup içinde eşit sürelerde yapılıyor. Aradan belli bir süre geçtikten sonra hem kelime öğrenenlerin hem de film seyredenlerin zekâ testini yeniliyorlar. Bu seferki ölçümlerde film izleyen çocukların zekâ düzeylerini daha geride kaldığını tespit ediyorlar. Bu metinde sözü edilen araştırmanın amacı aşağıdakilerden hangisidir? Kelime bilgisi ve filme olan ilgiyi karşılaştırmak B) Kelime öğrenmenin zeka gelişimine katkısını ölçmek YOğrencilerin zeka gelişimini tespit etmek DOgrencilerin film izleme dikkatini ölçmek 40 8. Sinif LGS Paragraf Va

Test 68 0 10 Dodat OK! 53GNJ GENEL TEKRAR - VII 1. Aşağıdaki metinlerden hangisi bir öyküden alınmıştır? A) Bir oduncu, bir meşe ağacını kesip parçalara ayırmış. Sonra, ayırdığı dallardan kamalar yapmış ve onlarla ağa- cın gövdesini bölmeye başlamış. Meşe ağacı üzüntüyle kendi kendine söylenmiş: "Köklerime vuran baltayı umur- samıyorum fakat kendi dallarımdan yapılan kamalar ile parçalara ayrıldığıma çok üzülüyorum." B) Öğle vakti, toza tere batmış bir durumda Cumali geldi. Cumali, iri bir adamdı. Bastığı yeri kollayarak ağır ağır yü- rürdü. Mustafa'yı görünce korkusu bir kat daha arttı. Cumali gene aynı ağırlıkla ocağın ağzına yürüdü. Yüzü kız- gındı. Bir kez olsun dönüp de Mustafa'ya bakmadı. C) Yeryüzü o kadar yaşlı kil Çevremizde gördüğümüz yer şekillerininden bazılarının yaşı binlerle hatta milyonlarla ölçülüyor. Peki ya akarsular? Bilim insanları, Güney Amerika'daki Amazon Nehri'nin tam on bir milyon yaşında olduğunu ortaya çıkarmış. D) Büyük bir ağacın dalları üzerinde oturan bir maymun, ağlarını nehre atan balıkçıları görmüş. Balıkçılar, bir süre sonra balık tutmaya ara vermişler ve yemek yemeye gitmişler. Bu sırada maymun, ağaçtan inmiş ve nehir kena- nına gitmiş. Balıkçıların yaptığı gibi ağları nehre atmaya çalışmış. Ancak ağlara dolaşmış ve nehre düşmüş. Bo- ğulmaya başlayan maymun, son nefesini verirken kendi kendine şöyle demiş: "Hiç bilmediğim bir işe neden kal- kıştım ki?" GEN 3. Aşağıd A) SOR CE B) S C

Test 63 53GNE DÜZYAZI (NESİR) -| Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, kişisel düşüncelerini kesin kurallara varmaksızın anlattığı yazılara "dene me" denir. Bu bilgiye göre aşağıdaki metin türlerinin hangisinde yazar, kişisel düşüncelerini dile getirmemiştir? A) Doğa; yaşadığımız, varlığımızı sürdürdüğümüz yerdir. Doğayı oluşturan birçok etken vardır. Yeryüzü, gökyüzü ormanlar, denizler... Sadece insanlar değil pek çok canlı doğada yaşar. Canlı ve cansız birçok varlığın bulundu ğu doğa sonsuz güzelliklerle doludur. DÜZY B) Günümüzde dürüstlük kavramı çok daha fazla önem kazanmıştır. Çünkü artık dürüst insanlara rastlamak eskiye oranla daha zor. Bu nedenle toplumuzun dürüst insanlara ihtiyacı var. Hal böyle olunca davranışlarımıza dikkat etmek ve her zaman dürüst hareketlerde bulunmak zorundayız. 3. S C) Dergi, belirli aralıklarla baskısı ve dağıtımı yapılan; tanıtım, reklam ve pazarlama alanlarında kullanılan bir haber leşme aracıdır. Dergilerin içeriğinde genellikle politika, sağlık, kültür ve sanat, edebiyat, moda, ekonomi, spor, el işleri, magazin konularına yer verilir. D) Kitaplar, bize yaşamı öğrettikleri kadar tanıtır ve sevdirir. Kelime hazinemizi zenginleştirir, konuşma yeteneğimi zi geliştirir. Bunların sonucunda da insan ilişkileri daha da gelişir ve sosyal karakter kazanır. Kitap, daha zengin kelime dağarcığı, daha geniş düşünme yeteneği sağlar ve ufkumuzu açar.

Zaman Syer Ve B) Kişi D) Olay 27. Kocaman bir dağın eteklerinde birkaç evden oluşmuş bir kasaba vardı. Evler olmasına rağmen burada hiç kimse yaşamıyordu. İhsan Bey iş bulmak amacıyla gittiği yerden gelirken burasını keşfetmişti. İhsan Bey, karısı Gülşen, çocukları Samet ve Sevgi ile bu kasa- baya yakın bir yerde yaşıyordu. Yakın zamanda işten çıkarılmış, ev kirasını dahi ödeyemeyecek kadar kötü bir duruma düşmüşlerdi. Kasabayı bayağı gezdikten sonra kimsenin olmadığını fark etti. Aklına kiradaki ev- den çıkıp buraya yerleşmek geldi. Bu metinde hikaye unsurlarıyla ilgili aşağıdaki yar- gilardan hangisi doğrudur? A) Anlatıcı olayın içindedir. B) Yer unsuru hakkında açıklama yapılmıştır. C) Karakterler fiziki olarak betimlenmiştir. D) Olay, belirsiz bir zaman diliminde gerçekleşmiştir. 28. Hiç istememişti büyük şehre gelmeyi. Monoton, si rin ve sıcak bir köy kızıydı o. Ama kazanmıştı b kez üniversite sınavını. Sevinsin mi, üzülsün mü hiç bilemedi. Çünkü o muhteşem kimi zamansa deh bir hiç istemiyordu. inin

24 3. vagy enissimus. Metinler, farklı amaçlarla ve farklı üsluplarla kaleme alınır. Metin türleri de bu amaç ve üsluplara göre metinlerin sınıflandırılması sonucunda oluşmuştur. Deneme, kişisel görüşlerin kanıtlama ihtiyacı olmaksızın yazılmasıyken makalede ele alınan görüş kanıtlanmaya çalışılır. Anılarda geçmişte yaşanan olaylar, hikâyelerde olası durum ve olaylar anlatılır. Ung 5. Jil ev !! (O Davla Aşağıdaki parçalardan hangisi bu açıklamada sözü edilen metin türlerinden herhangi birini örneklemez? A) Ingiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bilim insanları kanseri tedavi etmek için yeni bir yöntem üzerinde m çalışıyorlar. Bu yöntem sağlıklı bir kişiden alınan bağışıklık hücrelerinin kanser hastasına nakledilmesini kapsi- yor. Bağışıklık sistemi hücresi naklinin, vücudun kansere karşı savaşma yeteneğini artıracağı umut ediliyor. B) Ana dilimi seviyorum; bu dilin türkülere yansıyan hüznünü, makalelere girmiş gerçekçiliğini, şiirlerdeki duy- od gusallığını seviyorum. Bu nedenle Türkçenin olmadığı, Türkçe konuşanların bulunmadığı yerleri gurbet sayı- yorum. Yurt dışına çok az çıkmamın nedeni de budur. Türkçe yok yurt dışında, dolayısıyla en önemli tarafım nts 900 eksik. C) Dillerin kıymeti, sözcük sayılarına göre değil, ifade kabiliyetlerine göre ölçülür. Kimi dillerde aynı kavramı kar- şılayan birçok sözcük bulunmasına rağmen bu sözcükler arasında herhangi bir anlam farkı yoktur, dolayısıyla buna zenginlik denemez. Bununla birlikte kimi dillerde farklı durumları ifade eden tek bir sözcük bulunur fakat o sözcüğün ifade kabiliyeti yüksektir. D) Ekmek karnesini o zaman görmüştük ilk defa. Savaşın Avrupa'yı kasıp kavurduğu yıllarda. Kışlalarda savaş ül- 4 kemize de sıçrar endişesiyle tetikte bekleyen, sınırlarda nöbet tutan askerlerimize göndermiştik ekinimizi. Zor zamanlardı. Bizim için zordu ama askerlerimiz için daha zordu. Neyse ki çok uzun sürmedi bu yokluk yılları. Vede ev (8 Ülke yitir gib An bu pa işt ol bi ad B A E C

3. Sevmez sözde bilginler, Bizim Türkçe dilini.. Bilgeler konuşursa Açar gönül ilmini. Ayet ve hadis Türkçe Söylenirse duyarlar. Anlamına erenler, Baş eğerek uyarlar. Ey miskin Hoca Ahmet, Yedi atana rahmet. Fars dilini bilsen de Sen Türkçene devam et! (Ahmet Yesevi) Aşağıdaki özdeyişlerden hangisi yukarıdaki şiirle aynı iletiyi taşımaktadır? Bir dilin gücü; kendini yabancı olan şeyleri at- makta değil, onları yutup hazmetmekte gös- terir. (Goethe) B) Dili ve sözü bir olmayan kimsenin, yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır. (Mevlâna) C) Türk dili, yücelikler hazinesidir. Onun incileri yıldızdan parlak, onun gülistanları ve gülleri güneş gibi ışıldar. (Ali Şir Nevai) DÜlkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı dillerin boyundu- ruğundan kurtarmalıdır. (M. Kemal Atatürk)

AAA 11. Kimi zaman yazmaları, kimi zaman takıları, kimi zamanda kıyafetleri süsleyen el emeğimiz: İğne oyaları. Somut olmayan kültürel miraslarımız arasında bulunan iğne oyası, dünyada "Türk danteli" olarak bilinir. Anadolu tarihinde iğne oyası ile ilgili çok eskilere dayanan belgeler mevcuttur. Avrupa tarihî belgeleri incelendiğinde "oya" sözcüğüne rastlanmamıştır. Türkiye'de Nallıhan, Müşküle, Kütahya, Balıkesir ve Kastamonu yöreleri başta olmak üzere Anadolu'nun pek çok yöresinde bu miras korunmaktadır. Ipek iplikler, ipek kozasından özenle işlenip renklendirildikten sonra muhtelif oyalara dönüşürler. Motifler iğneyle ince ince işlenirken elbette verdikleri bir mesaj da vardır. Örneğin, kuşkonmaz modeli, yâre duyulan özlemi; sargılı fıstık modeli, evlat acısını; papatya modeli, vuslatı; değirmen modeli ise matemi simgeler. Bu sanattan etkilenen Japon yazar İkumi Nanoka, iki bin parçalık bir iğne oyası koleksiyonu oluşturmuştur. Derin araştırmalar yaptıktan sonra 2014 yılında "Türk İğne Oyaları” konulu bir kitabı kendi dilinde yayımlamıştır. TÜRKÇE Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Avrupa geçmişinde de oyanın var olduğuna dair belgeler bulunmuştur. 12. Çocukların ilgili davran kendi iç mc Çocuk ile E çocuğun o ve akader Ebeveyni stresi artı ancak str sorun çö beceriler düşünm seçimle İpek iplikler, henüz tırtıl oluşmadan işlenip renklendirilmelidir. B) Dünyada sadece Türkler iğne oyası sanatını icra etmiştir. D) İğne oyası sanatçıları, oyalarına motiflerle birlikte duygularını da işlerler. ise kiml duygula önemli Bu pa ilgili hang AE B) C)

(1) "İnsanın en asil özelliği hangisidir?" diye sorsalar hepimizin vereceği cevap budur: Dimağ yani akıll (II) Hâlbuki dimağdan daha yüksek hatta insam diğer yaratıklardan ayıran ve onu bütün hayvanlara kıyasla üstün bir mevkiye çıkaran dimağ değildir ((I) Başparmağın diğer parmaklarla birleşip iş görebilecek bir vazi- yette olmasıdır ki insana üstünlük imkânını veriyor. (IV) Bunu söyleyen tabiat tarihi ilmidir. Bu metindeki numaralanmış cümlelerin hangisinin yerine Sadece elinin başparmağıdır." cümlesi getirilirse anlatımın akışı bozulmaz? BYTT D) TV

37. 2017 Mayıs TEOGO 'Yazın giydiğimiz kıyafetler, oldukça ince kumaşlardan yapılmıştır. Bunun için çabuk yıpranabilir. Bu gibi giyim eşyalarının yıkanırken yıpranmamasına dikkat edilmelidir. İpeklilerden ince yünlülere, naylonlardan daha başka suni kumaşlara kadar her türlü yazlık elbisenin kendisine göre birer yıkanma usulü vardır ve bu usullere uyulması şarttır. Ayrıca bu eşyalar saklanmak üzere dolaba, sandığa konmadan önce iyice temizlenmelidir.' Bu metinde "yazlık kıyafetler" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Niçin yıprandığına C) Nasıl korunması gerektiğine B) Ne ile yıkandığına D) Hangi malzemelerden yapıldığına

2. Geçsin günler, haftalar Aylar, mevsimler, yıllar Zaman, sanki bir rüzgâr Ve bir su gibi aksın Sen gözlerimde bir renk Kulaklarımda bir ses Ve içimde bir nefes Olarak kalacaksın Bu dizelerdeki sözcüklerle ilgili aşağıdakilerder hangisi söylenemez? A) "İç" sözcüğünün zıt anlamlısı "dış" sözcüğüdür. B) "Ay" sözcüğü eş sesli bir sözcüktür. C) "Nefes" sözcüğünün eş anlamlısı "soluk" sözcüğü- dür. D) "Geçsin" ve "aksın" sözcükleri eş anlamlıdır.

TEST 1 Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) araştırma- sına göre; işlerdeki "çifte değişim", küresel eko- nomik krize bağlı kısa vadeli değişimlerin yanı sıra uzun vadeli dönüşümleri beraberinde geti- recek. Araştırma, 2025 yılına kadar istihdamda yeni iş kollarının yaratıcılığını öngörüyor. İnsan- ların yerini tamamen makinelerin alacağı bir dün- ya öngören yıkıcı teorilerim aksine, WEF'in bul- guları, yeni talepleri inceleme ve bunlara uyum sağlama olanaklarına dikkat çekiyor. 10. Bu metinle ilgili, 1. "Küresel" sözcüğü, dünya ölçüsünde geniş bir ba- kış açısıyla benimsenen anlamında kullanılmıştır. II. "Türkiye'de kadınlar için istihdam imkânları erkek- lere göre önemli oranda düşüktür." cümlesinde ge- çen "istihdam" sözcüğü metindeki anlamıyla kulla- nılmıştır. III. Metinde yer alan "teori" sözcüğünün eş anlamlısı "kuram"dır. IV. "Bulgu" sözcüğü "bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak" anlamına gelmektedir. ifadelerinden hangileri yanlıştır? A) Yalnız IV B) I ve II C) I ve III D) III ve IV 9. Bir tek dal kırmadan