Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Anlam Soruları

14.
L. Kavurucu sıcaklıktaki çöllerde yılmadan yüzlerce kilometre yol katedebilen develer, artık yok olmaya
başlayan yaygın inanışın aksine hörgüçlerinde su depolamaz. Develer aslında 30 kilogramı aşabilen
hörgüçlerinde yağ depolar. Vitamin ve mineral içeriği de yüksek olan bu depo, develerin haftalarca
yemeden yola devam etmesine imkan tanır. Uzun yolculuklar sırasında yağ doku kullanıldıkça hör-
güç küçülür hatta tamamen eritilebilir. Yağ dokunun yakılması sırasında bir miktar su açığa çıksa da
develer susuzlukla mücadelede güçlerini vücutlarının diğer uyum becerilerinden alır. Öncelikle diğer
memelilerde gözlenebilen yağın vücuda yayılarak depo edilmesinin aksine, develerde yağın tek bir
bölgede toplanması daha az terlemelerine yardımcı olur.
II. Ortalama vücut sıcaklıkları 37°C olan develer, kürklerinin de desteğiyle isi dengelemesini ayarlayarak
sıcaklık 42°C'yi buluncaya kadar neredeyse hiç terlemezler, böylece su ve enerjiden yüksek tasarruf
sağlarlar. Geniş vücut sıcaklığı aralığına ek olarak gündüz soğurdukları isi enerjisinin bir kısmını gece
serinliğinde kaybetmeleri de su tasarrufuna katkıda bulunur.
III. Develerin susuzlukla mücadelede en etkili yapıları ise küçük ve oldukça oval yapıdaki elastik kırmızı
kan hücreleridir. Su içen devenin alyuvarları esneklikleri sayesinde 2,5 kata kadar şişerek daha fazla
su taşıyabilir. Susuz kalındığında kan plazmasının hacmi azalarak kıvamı artar. Bu durumda kan
akış hızını sabit tutabilmek için damarlar daralır. Küçük ve eliptik şekilli deve alyuvarları kümelenme
ve yığılma olmadan akışkanlığını koruyarak damarlardan rahatlıkla geçebilir. İnsanlarda vücut SIVISI
kaybetme oranı %15'te hayati risk oluştururken develer bu oranı %40'a kadar tolere edebilir.
IV. Develerin böbrek ve kalın bağırsakları da çöl şartları için oldukça uyumludur. Uzun süre susuz kaldık-
tan sonra bir su kaynağına erişen develer on dakika gibi kısa bir sürede yüz litreden fazla su içebilir.
Vücuda bu hızda ve miktarda su almak diğer memeliler için ölümcül olabilirken develer içtikleri suyun
önemli bir kısmını midelerinin ilk bölümü olan "rumen"de bekleterek gerektikçe azar azar dolaşıma
dâhil eder. Bu sayede yüksek ozmotik basınç yüzünden suyun hücrelere hücum etmesi ve şişerek
patlamaları engellenir.
Numaralanmış metinlerde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Develerde yağ nerede depolanmaktadır?
B) Develer geceleri nasıl yol almaktadır?
C) Develer susuz kaldıklarında hayatta nasıl kalmaktadır?
D) Develer içtikleri yüksek miktardaki suyu nerede depolamaktadır?
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
14. L. Kavurucu sıcaklıktaki çöllerde yılmadan yüzlerce kilometre yol katedebilen develer, artık yok olmaya başlayan yaygın inanışın aksine hörgüçlerinde su depolamaz. Develer aslında 30 kilogramı aşabilen hörgüçlerinde yağ depolar. Vitamin ve mineral içeriği de yüksek olan bu depo, develerin haftalarca yemeden yola devam etmesine imkan tanır. Uzun yolculuklar sırasında yağ doku kullanıldıkça hör- güç küçülür hatta tamamen eritilebilir. Yağ dokunun yakılması sırasında bir miktar su açığa çıksa da develer susuzlukla mücadelede güçlerini vücutlarının diğer uyum becerilerinden alır. Öncelikle diğer memelilerde gözlenebilen yağın vücuda yayılarak depo edilmesinin aksine, develerde yağın tek bir bölgede toplanması daha az terlemelerine yardımcı olur. II. Ortalama vücut sıcaklıkları 37°C olan develer, kürklerinin de desteğiyle isi dengelemesini ayarlayarak sıcaklık 42°C'yi buluncaya kadar neredeyse hiç terlemezler, böylece su ve enerjiden yüksek tasarruf sağlarlar. Geniş vücut sıcaklığı aralığına ek olarak gündüz soğurdukları isi enerjisinin bir kısmını gece serinliğinde kaybetmeleri de su tasarrufuna katkıda bulunur. III. Develerin susuzlukla mücadelede en etkili yapıları ise küçük ve oldukça oval yapıdaki elastik kırmızı kan hücreleridir. Su içen devenin alyuvarları esneklikleri sayesinde 2,5 kata kadar şişerek daha fazla su taşıyabilir. Susuz kalındığında kan plazmasının hacmi azalarak kıvamı artar. Bu durumda kan akış hızını sabit tutabilmek için damarlar daralır. Küçük ve eliptik şekilli deve alyuvarları kümelenme ve yığılma olmadan akışkanlığını koruyarak damarlardan rahatlıkla geçebilir. İnsanlarda vücut SIVISI kaybetme oranı %15'te hayati risk oluştururken develer bu oranı %40'a kadar tolere edebilir. IV. Develerin böbrek ve kalın bağırsakları da çöl şartları için oldukça uyumludur. Uzun süre susuz kaldık- tan sonra bir su kaynağına erişen develer on dakika gibi kısa bir sürede yüz litreden fazla su içebilir. Vücuda bu hızda ve miktarda su almak diğer memeliler için ölümcül olabilirken develer içtikleri suyun önemli bir kısmını midelerinin ilk bölümü olan "rumen"de bekleterek gerektikçe azar azar dolaşıma dâhil eder. Bu sayede yüksek ozmotik basınç yüzünden suyun hücrelere hücum etmesi ve şişerek patlamaları engellenir. Numaralanmış metinlerde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Develerde yağ nerede depolanmaktadır? B) Develer geceleri nasıl yol almaktadır? C) Develer susuz kaldıklarında hayatta nasıl kalmaktadır? D) Develer içtikleri yüksek miktardaki suyu nerede depolamaktadır?
Sanatin birpok dahnın arasında çok eski dönemlere ait olan
ve Osmanl Dönemi'ne kadar uzanan ebru sanatı, usta çi-
reakskisi içerisinde ilerleyerek günümüze kadar gelmiştir.
Ebru sanan, Osmanlı Dönemi'nde en çok ciltli kitapların
kapaklannin ve içinin süslenmesi için kullanılan bir sanat
olmuştur. Ebru sanatı su ve boyayla yapılan bir kâğıt sana-
tior. Ebru sanatında, kişinin ellerinde şekil alan boyalar o
kişinin yeteneği ve hayal dünyasıyla bütünleşir. Renklerin
belli bir ahenkle dans ediyor görünümü vermesi, ebru sa-
natının ne kadar ince bir sanat olduğunu vurgulamaktadır.
Teknenin içerisine kitre konulur ve uygun kivam alana ka-
dar kitre eklenir. Oluşan sivi ince bir tülbentten süzülerek
sivinin temizlenmesi sağlanır. Farklı renklerde olan toprak
boyalar ezilerek uygun durum sağlanır. Bu şekilde hazır-
lanmış olan boyalara sığır ödü konularak 15 gün beklemesi
için bırakılır. Bekleme işlemi tamamlandıktan sonra sulan-
dinlarak hazır hâle getirilir. Dikkatli bir şekilde fırça yardımıyla boya suyun üzerine damlatılır. Şekil
verilerek kâğıt tekne üzerine konur ve şeklin kâğıda çıkmasıyla işlem tamamlanır. Tek seferde işle-
min yapılması nedeniyle özenli olarak yapılması önemlidir.
Buna göre "ebru sanatı" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Ebru sanatında teknede oluşturulan şekil birden çok kâğıda aktarılabilir.
B) Ebru sanatı, teknede fırçayla oluşturulan şeklin kâğıda aktarılması ile tamamlanır.
C) Ebru sanatında kullanılan boyalar toprak boyalardır.
D) Usta-çırak ilişkisiyle günümüze kadar gelen bir el sanatıdır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Sanatin birpok dahnın arasında çok eski dönemlere ait olan ve Osmanl Dönemi'ne kadar uzanan ebru sanatı, usta çi- reakskisi içerisinde ilerleyerek günümüze kadar gelmiştir. Ebru sanan, Osmanlı Dönemi'nde en çok ciltli kitapların kapaklannin ve içinin süslenmesi için kullanılan bir sanat olmuştur. Ebru sanatı su ve boyayla yapılan bir kâğıt sana- tior. Ebru sanatında, kişinin ellerinde şekil alan boyalar o kişinin yeteneği ve hayal dünyasıyla bütünleşir. Renklerin belli bir ahenkle dans ediyor görünümü vermesi, ebru sa- natının ne kadar ince bir sanat olduğunu vurgulamaktadır. Teknenin içerisine kitre konulur ve uygun kivam alana ka- dar kitre eklenir. Oluşan sivi ince bir tülbentten süzülerek sivinin temizlenmesi sağlanır. Farklı renklerde olan toprak boyalar ezilerek uygun durum sağlanır. Bu şekilde hazır- lanmış olan boyalara sığır ödü konularak 15 gün beklemesi için bırakılır. Bekleme işlemi tamamlandıktan sonra sulan- dinlarak hazır hâle getirilir. Dikkatli bir şekilde fırça yardımıyla boya suyun üzerine damlatılır. Şekil verilerek kâğıt tekne üzerine konur ve şeklin kâğıda çıkmasıyla işlem tamamlanır. Tek seferde işle- min yapılması nedeniyle özenli olarak yapılması önemlidir. Buna göre "ebru sanatı" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Ebru sanatında teknede oluşturulan şekil birden çok kâğıda aktarılabilir. B) Ebru sanatı, teknede fırçayla oluşturulan şeklin kâğıda aktarılması ile tamamlanır. C) Ebru sanatında kullanılan boyalar toprak boyalardır. D) Usta-çırak ilişkisiyle günümüze kadar gelen bir el sanatıdır.
Beceriden Soruya
BOLUM-7
SÖZEL MANTIK - SÖZEL MUHAKEME
UYGULAMA
.
3. Bir hastanede görev yapan hemşirelerden Ece, Mehtap, Yeliz, Yeşim ve Zekiye hafta içi günlerde birer gün nöbetle-
ri vardır. Her gün bir kişinin nöbet tuttuğu bu hastanede nöbet günleri ve hemşirelerin yaşları ile ilgili olarak şunlar
bilinmektedir:
Nöbetler pazartesi başlayıp cuma günü bitmektedir.
Ece, Yeşim' den; Yeşim ise Mehtap'tan daha önce nöbet tutmuştur.
Nöbetler yaş sırasına göre belirlenmiştir.
Yeliz ve Zekiye, Mehtap'tan daha gençtir.
En yaşlı hemşire pazartesi, en genç hemşire cuma günü nöbet tutmuştur.
Buna göre nöbetler yaş sırasına göre en genç hemşireden başlayarak devam etseydi aşağıdakilerden hangisinin
nöbet günü değişmezdi?
D) Mehtap
A) Zekiye
B) Yeliz
C) Ece
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Beceriden Soruya BOLUM-7 SÖZEL MANTIK - SÖZEL MUHAKEME UYGULAMA . 3. Bir hastanede görev yapan hemşirelerden Ece, Mehtap, Yeliz, Yeşim ve Zekiye hafta içi günlerde birer gün nöbetle- ri vardır. Her gün bir kişinin nöbet tuttuğu bu hastanede nöbet günleri ve hemşirelerin yaşları ile ilgili olarak şunlar bilinmektedir: Nöbetler pazartesi başlayıp cuma günü bitmektedir. Ece, Yeşim' den; Yeşim ise Mehtap'tan daha önce nöbet tutmuştur. Nöbetler yaş sırasına göre belirlenmiştir. Yeliz ve Zekiye, Mehtap'tan daha gençtir. En yaşlı hemşire pazartesi, en genç hemşire cuma günü nöbet tutmuştur. Buna göre nöbetler yaş sırasına göre en genç hemşireden başlayarak devam etseydi aşağıdakilerden hangisinin nöbet günü değişmezdi? D) Mehtap A) Zekiye B) Yeliz C) Ece
PARAGRAFTA ANLAM
Banş Manço'nun "Adam Olacak Cocuk" diye bir programi vardı. Kasabanın bütün ço-
cuklan Barış Manço'yu izlemek için bizde toplanırdı. Program bittikten sonra hepimiz,
bir gun Adam Olacak Çocuk'a katılıp orada şarkı söylediğimizi hayal ederdik. Ama bu
hayalin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini de bilirdik. Yılbaşına bir hafta kalmıştı, soba
miz gürül gürül yaniyordu. Arkadaşlanmla birlikte söyleyeceğimiz şarkıların hayalini ku-
rarken odaya dedem geldi. Dedem başına nereden bulduğunu anlamadığımız bir peruk
takmıştı. Parmaklarında da rengârenk yüzükler vardı! Sesini de biraz değiştirdikten son
ra Adam Olacak Çocuk programını sunmaya başladı. Sanki gerçekten Barış Manço du-
ruyordu karşımızda. Sırayla her birimizi halının ortasına çağırıp önce şarkılar söyletiyor,
sonra da sorular soruyordu. O günkü mutluluğumuzu tarif etmenin imkânı yoktu. Odada-
ki çocukların hepsi dişlerini her gün firçalayacağına, sütünü her gece düzenli içeceğine
ve hatta artık ispanak yerken mızıkçılık yapmayacağına dair sözler vermişti. Tabii ben de!
Bu metinde anlatılan hikâyenin unsurları aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A) Olay:
Yazanın dedesinin "Adam Olacak Çocuk" programını sunması
Yer
Dedenin evi
Zaman: Sonbahar
Kişiler Anlatıcı ve dedesi
Anlatica 1. kişi ağzından anlatım
B) Olay Yazanin dedesinin çeşitli taklitler yaparak çocuklar eğlendirmesi
Yer Köy odas
Zaman: Kis aksara
Kişiler Çocuklar ve dede
Aplática: 1. kişi ağzından anlatım
C) Olay Yazarın dedesinip
Banş Manço taklidi yapması ve çocukları mutlu etmesi
Yer:
Ev
Zaman: Kiş
Kişiler Anlatıcı, arkadaşları ve dedesi
Anlation 1. kişi ağzından anlatım
Di Olay
Yazarın dedesinin Banş Manço taklidi yapması ve çocukları mutlu etmesi
Yazann evi
Zaman: Kış
Kişiler Anlatici, arkadaşları ve dedesi
Anlatci 3. kişi ağzından anlatim
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
PARAGRAFTA ANLAM Banş Manço'nun "Adam Olacak Cocuk" diye bir programi vardı. Kasabanın bütün ço- cuklan Barış Manço'yu izlemek için bizde toplanırdı. Program bittikten sonra hepimiz, bir gun Adam Olacak Çocuk'a katılıp orada şarkı söylediğimizi hayal ederdik. Ama bu hayalin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini de bilirdik. Yılbaşına bir hafta kalmıştı, soba miz gürül gürül yaniyordu. Arkadaşlanmla birlikte söyleyeceğimiz şarkıların hayalini ku- rarken odaya dedem geldi. Dedem başına nereden bulduğunu anlamadığımız bir peruk takmıştı. Parmaklarında da rengârenk yüzükler vardı! Sesini de biraz değiştirdikten son ra Adam Olacak Çocuk programını sunmaya başladı. Sanki gerçekten Barış Manço du- ruyordu karşımızda. Sırayla her birimizi halının ortasına çağırıp önce şarkılar söyletiyor, sonra da sorular soruyordu. O günkü mutluluğumuzu tarif etmenin imkânı yoktu. Odada- ki çocukların hepsi dişlerini her gün firçalayacağına, sütünü her gece düzenli içeceğine ve hatta artık ispanak yerken mızıkçılık yapmayacağına dair sözler vermişti. Tabii ben de! Bu metinde anlatılan hikâyenin unsurları aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) Olay: Yazanın dedesinin "Adam Olacak Çocuk" programını sunması Yer Dedenin evi Zaman: Sonbahar Kişiler Anlatıcı ve dedesi Anlatica 1. kişi ağzından anlatım B) Olay Yazanin dedesinin çeşitli taklitler yaparak çocuklar eğlendirmesi Yer Köy odas Zaman: Kis aksara Kişiler Çocuklar ve dede Aplática: 1. kişi ağzından anlatım C) Olay Yazarın dedesinip Banş Manço taklidi yapması ve çocukları mutlu etmesi Yer: Ev Zaman: Kiş Kişiler Anlatıcı, arkadaşları ve dedesi Anlation 1. kişi ağzından anlatım Di Olay Yazarın dedesinin Banş Manço taklidi yapması ve çocukları mutlu etmesi Yazann evi Zaman: Kış Kişiler Anlatici, arkadaşları ve dedesi Anlatci 3. kişi ağzından anlatim
SÖZEL BOLUM
DO COM
TANUS
SO
2 ve 3. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
OKUY
USRL
DOR
mi? Elbette nanoteknoloji sayesinde..
man,
90'da
anbul'da
1.
Ünlü fizikçi Richard Feynman, 1959 yılında "Neden Britannica Ansiklopedisi'nin yirmi dört cil
böyle bir şey ancak hayallerde olabilirdi oysa günümüzde bunu yapmak artık mümkün. Nasıl
dinin içindekilerinin tamamını bir toplu iğnenin başına yazamayalım?" demişti. O zamanlar için
da kimya, biyoloji fizik, tip ve mühendislik gibi farklı alanlardan bilim insanları çalışır. "Nano"
Nanoteknoloji, araştırmaların atom ve molekül boyutunda yapıldığı bir çalışma alanı. Bu alan-
nün milyarda birini ifade eder. Örneğin bir nanometre bir metrenin milyarda birine karşılık ge-
Yunancada "cuce" anlamına gelir. Nano bir ölçü biriminin önüne ek olarak geliyorsa o ölçü-
lir. Nanoteknoloji alanındaki araştırmalar 1 ile 100 nanometre arasındaki boyutlarda gerçekleş-
tirilir. Bu araştırmalar sırasında elektron mikroskobu ve atomik kuvvet mikroskobu gibi özel mik-
Flann
azilan
anan
ve
tan
Hat
Ba
roskoplar kullanılır. Nanoteknoloji alanında çalışan bilim
insanları moleküllerin yapılarını değis.
tirerek malzemelere hafiflik
, esneklik, dayanıklık
gibi farklı ve yeni özellikler kazandırır. Bumal-
zemeler de yeni ürünlerin geliştirilmesinde kullanılabilir
2. Nanoteknoloji ile ilgili,
1. Yapılan çalışmalarla ürünlerin niteliği değişmektedir.
II. ilk kez Britannica Ansiklopedisi'nde ele alınmıştır.
III. Birden fazla bilim dalıyla ilişkilidir.
IV. Günümüzde pek çok alanda kullanılmaktadır. X
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) I ve II.
B) I ve III.
C) II ve III.
D) III ve IV
SORULUK
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
SÖZEL BOLUM DO COM TANUS SO 2 ve 3. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. OKUY USRL DOR mi? Elbette nanoteknoloji sayesinde.. man, 90'da anbul'da 1. Ünlü fizikçi Richard Feynman, 1959 yılında "Neden Britannica Ansiklopedisi'nin yirmi dört cil böyle bir şey ancak hayallerde olabilirdi oysa günümüzde bunu yapmak artık mümkün. Nasıl dinin içindekilerinin tamamını bir toplu iğnenin başına yazamayalım?" demişti. O zamanlar için da kimya, biyoloji fizik, tip ve mühendislik gibi farklı alanlardan bilim insanları çalışır. "Nano" Nanoteknoloji, araştırmaların atom ve molekül boyutunda yapıldığı bir çalışma alanı. Bu alan- nün milyarda birini ifade eder. Örneğin bir nanometre bir metrenin milyarda birine karşılık ge- Yunancada "cuce" anlamına gelir. Nano bir ölçü biriminin önüne ek olarak geliyorsa o ölçü- lir. Nanoteknoloji alanındaki araştırmalar 1 ile 100 nanometre arasındaki boyutlarda gerçekleş- tirilir. Bu araştırmalar sırasında elektron mikroskobu ve atomik kuvvet mikroskobu gibi özel mik- Flann azilan anan ve tan Hat Ba roskoplar kullanılır. Nanoteknoloji alanında çalışan bilim insanları moleküllerin yapılarını değis. tirerek malzemelere hafiflik , esneklik, dayanıklık gibi farklı ve yeni özellikler kazandırır. Bumal- zemeler de yeni ürünlerin geliştirilmesinde kullanılabilir 2. Nanoteknoloji ile ilgili, 1. Yapılan çalışmalarla ürünlerin niteliği değişmektedir. II. ilk kez Britannica Ansiklopedisi'nde ele alınmıştır. III. Birden fazla bilim dalıyla ilişkilidir. IV. Günümüzde pek çok alanda kullanılmaktadır. X yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III. D) III ve IV SORULUK
3. Sürdürülebilir kentlerle ilgili araştırmalar yapan
bilim insanları, adalardan oluşan yüzen bir kent
tasarlıyor. "Yüzen Şehir" adını verdikleri bu pro-
jede sürdürülebilir malzemeler kullanılacak. Ku-
rulacak kent, okyanusta yaşayan canlılara zarar
vermeyecek ve okyanus tabanına demirlene-
cek. Ayrıca farklı gereksinimlere göre sökülüp
takılabilecek parçalardan oluşacak. Tsunami,
sel gibi doğal afetlerin ve iklim değişikliğinin
yeryüzündeki etkilerine karşı dayanıklı olacak.
Yaklaşık 10.000 kişinin yaşayacağı kentte yeni
teknolojiler de kullanılabilecek. Sürücüsüz araç-
lar ve döner kanatlarla yapılacak teslimatlar ile
deniz çiftçiliği bunlardan bazıları.
Bu metne göre yüzen şehirlerin kuruluş
amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Suya bağlı doğal afetlere karşı sağlam yer-
leşim alanları oluşturmak
B) Daha konforlu ortamlarda yaşamak iste-
yenlere alternatifler sunmak
C) Karada yaşayan canlılara verilen zararı en
aza indirmek
D) Sürdürülebilir malzemeleri test edebilecek-
leri ortamlar oluşturmak
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
3. Sürdürülebilir kentlerle ilgili araştırmalar yapan bilim insanları, adalardan oluşan yüzen bir kent tasarlıyor. "Yüzen Şehir" adını verdikleri bu pro- jede sürdürülebilir malzemeler kullanılacak. Ku- rulacak kent, okyanusta yaşayan canlılara zarar vermeyecek ve okyanus tabanına demirlene- cek. Ayrıca farklı gereksinimlere göre sökülüp takılabilecek parçalardan oluşacak. Tsunami, sel gibi doğal afetlerin ve iklim değişikliğinin yeryüzündeki etkilerine karşı dayanıklı olacak. Yaklaşık 10.000 kişinin yaşayacağı kentte yeni teknolojiler de kullanılabilecek. Sürücüsüz araç- lar ve döner kanatlarla yapılacak teslimatlar ile deniz çiftçiliği bunlardan bazıları. Bu metne göre yüzen şehirlerin kuruluş amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Suya bağlı doğal afetlere karşı sağlam yer- leşim alanları oluşturmak B) Daha konforlu ortamlarda yaşamak iste- yenlere alternatifler sunmak C) Karada yaşayan canlılara verilen zararı en aza indirmek D) Sürdürülebilir malzemeleri test edebilecek- leri ortamlar oluşturmak
5.
II. Dörtlük
1. Dörtlük
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Bu eski heykelin yanaklarında
İçi karanlıkla dolu gözleri
Alninda akşamın içli kederi
Yapraktan saçını yerlere yaymış
Sonbahar ağlıyor ayaklarında
Sessizliğin sırrı dudaklarında
Bu dörtlüklerle ilgili,
ortak
II. Dize sonlarında aynı görevde ekler vardır.
IV Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
I. Benzetmeden yararlanılmıştır.
III. Kişileştirme sanatına başvurulmuştur.
yargılarından hangileri her iki dörtlük için de söylenebilir?
D) II, III ve IV.
C) II ve III.
B) I, II ve IV.
A) I ve IV
2
7 Yayınları
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
5. II. Dörtlük 1. Dörtlük Süzüyor ufukta bir kızıl yeri Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış Bu eski heykelin yanaklarında İçi karanlıkla dolu gözleri Alninda akşamın içli kederi Yapraktan saçını yerlere yaymış Sonbahar ağlıyor ayaklarında Sessizliğin sırrı dudaklarında Bu dörtlüklerle ilgili, ortak II. Dize sonlarında aynı görevde ekler vardır. IV Hece ölçüsüyle yazılmıştır. I. Benzetmeden yararlanılmıştır. III. Kişileştirme sanatına başvurulmuştur. yargılarından hangileri her iki dörtlük için de söylenebilir? D) II, III ve IV. C) II ve III. B) I, II ve IV. A) I ve IV 2 7 Yayınları
1, 2, 3 ve 4. soruları aşağıdaki metne
göre cevaplayınız.
Sanat eseri her zaman tek, eşsiz ve
benzersizdir. Kopya edilebilir ama asla
tekrarlanamaz. Sanat eseri öyle bir mesaj
getirmelidir ki öncekileri bir noktada alip
ileriye doğru bir yere ulaştırmalı, arada köprü
olabilmelidir. Dolayısıyla bu sanat eserini
ortaya koyan kişi, sanat adına bir misyonu
üstlenmiş ve belli bir zaman dilimi içinde
varlığını hissettirmiş olsun. Sanat eseri
şeffaf olmalıdır, sadece bu kadarla değil,
sanatçının var gücüyle bütün benliğiyle
ortaya konulmuş olması gerekir. Aksi
hâlde, ortaya çıkan sanat eseri, sanatçısına
layık bir eser olmaz. Sanatçının kişiliğini
yansıtmayan bir çalışmaya da sanat eseri
denilmez çünkü sanatın halk ağzındaki tarifi
"güzel olan, hoşa giden şey"dir. Sanat bir
düzen, bir ahenk ve bir disiplindir. Düzensiz
ve ahenksiz sanat olmaz. Sanatçı denilince
düzenli, disiplinli ve prensipli kiși akla gelir.
Aristo, sanat ve sanatçıdaki bu düzeni
toplum hayatında da görmektedir. Ona göre
doğada düzensiz hiçbir şey yoktur.
1. Bu parçada geçen "şeffaf olmalı”
sözüyle anlatılmak
istenen düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kuşkulu ve karanlık hiçbir nokta
taşımamalıdır.
B) 'Öznel düşünceyi ortaya koymalıdır.
C) Hassas ve narin bir yapısı olmalıdır.
Birden çok anlama gelebilmelidir.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
1, 2, 3 ve 4. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Sanat eseri her zaman tek, eşsiz ve benzersizdir. Kopya edilebilir ama asla tekrarlanamaz. Sanat eseri öyle bir mesaj getirmelidir ki öncekileri bir noktada alip ileriye doğru bir yere ulaştırmalı, arada köprü olabilmelidir. Dolayısıyla bu sanat eserini ortaya koyan kişi, sanat adına bir misyonu üstlenmiş ve belli bir zaman dilimi içinde varlığını hissettirmiş olsun. Sanat eseri şeffaf olmalıdır, sadece bu kadarla değil, sanatçının var gücüyle bütün benliğiyle ortaya konulmuş olması gerekir. Aksi hâlde, ortaya çıkan sanat eseri, sanatçısına layık bir eser olmaz. Sanatçının kişiliğini yansıtmayan bir çalışmaya da sanat eseri denilmez çünkü sanatın halk ağzındaki tarifi "güzel olan, hoşa giden şey"dir. Sanat bir düzen, bir ahenk ve bir disiplindir. Düzensiz ve ahenksiz sanat olmaz. Sanatçı denilince düzenli, disiplinli ve prensipli kiși akla gelir. Aristo, sanat ve sanatçıdaki bu düzeni toplum hayatında da görmektedir. Ona göre doğada düzensiz hiçbir şey yoktur. 1. Bu parçada geçen "şeffaf olmalı” sözüyle anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Kuşkulu ve karanlık hiçbir nokta taşımamalıdır. B) 'Öznel düşünceyi ortaya koymalıdır. C) Hassas ve narin bir yapısı olmalıdır. Birden çok anlama gelebilmelidir.
38:58
16. Bir köyde yaşayan Hasan, çiftçilik yapmaktadır. Tarlalarına; mercimek, buğday, nohut, fasulye ve yulaf ekmektedir. Hasari
üçüncü tarlaya ekmektedir. Bu değişimi diğer tarlalarda da uygular. Aşağıdaki tabloda Hasan'ın tarlaları ve tarlaya ekilen tohumla
ekimle ilgili kuralı şöyledir: 1. yıl, birinci tarlaya ektiği tohumu; II. yıl, ikinci tarlaya eker. I. yılda ikinci tarlaya ektiği tohumu,
sırasıyla verilmiştir:
1. TARLA
II. TARLA
III. TARLA
IV. TARLA
V. TARLA
MERCİMEK
BUĞDAY
NOHUT
Buna göre Hasan, yedinci yılda I. tarlaya aşağıdakilerden hangisini ekecektir?
FASULYE
YULAF
A) Buğday
B) Nohut
D) Fasulye
6 - Gulot
D) Yulaf
7. mer
128
Diğer sayfaya
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
38:58 16. Bir köyde yaşayan Hasan, çiftçilik yapmaktadır. Tarlalarına; mercimek, buğday, nohut, fasulye ve yulaf ekmektedir. Hasari üçüncü tarlaya ekmektedir. Bu değişimi diğer tarlalarda da uygular. Aşağıdaki tabloda Hasan'ın tarlaları ve tarlaya ekilen tohumla ekimle ilgili kuralı şöyledir: 1. yıl, birinci tarlaya ektiği tohumu; II. yıl, ikinci tarlaya eker. I. yılda ikinci tarlaya ektiği tohumu, sırasıyla verilmiştir: 1. TARLA II. TARLA III. TARLA IV. TARLA V. TARLA MERCİMEK BUĞDAY NOHUT Buna göre Hasan, yedinci yılda I. tarlaya aşağıdakilerden hangisini ekecektir? FASULYE YULAF A) Buğday B) Nohut D) Fasulye 6 - Gulot D) Yulaf 7. mer 128 Diğer sayfaya
10.
Bir bilgeye sormuşlar:
- Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
- Terzimi severim, diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
- Aman efendim, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da ne-
reden çıktı? Neden terzi?
soruya da şöyle cevap vermiş:
-Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır.
Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da beni hep
aynı gözle görürler.
Bilge, bu
Evet, tıpkı bu öyküdeki bilgenin dediği gibi; dinlemeden, düşünmeden, tanımadan sadece bir a
lik düşünce zıplamalarıyla ya da çağrışımlarla yargılar, hüküm veririz. Belki de böylesi daha kola
olduğu için. Zoru seçmeyiz. Çünkü bir insan ya da bir olay hakkında düşünmek, o kişiyi tanımay-
yaşadıklarını anlamaya çalışmak dünyanın en zor ve en fazla zaman alan işlerinden biridir.
Aşağıdakilerden hangisi bu metnin konusunu ve ana fikrini en iyi yansıtır?
A)
B
6 9
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
10. Bir bilgeye sormuşlar: - Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? - Terzimi severim, diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar: - Aman efendim, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da ne- reden çıktı? Neden terzi? soruya da şöyle cevap vermiş: -Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da beni hep aynı gözle görürler. Bilge, bu Evet, tıpkı bu öyküdeki bilgenin dediği gibi; dinlemeden, düşünmeden, tanımadan sadece bir a lik düşünce zıplamalarıyla ya da çağrışımlarla yargılar, hüküm veririz. Belki de böylesi daha kola olduğu için. Zoru seçmeyiz. Çünkü bir insan ya da bir olay hakkında düşünmek, o kişiyi tanımay- yaşadıklarını anlamaya çalışmak dünyanın en zor ve en fazla zaman alan işlerinden biridir. Aşağıdakilerden hangisi bu metnin konusunu ve ana fikrini en iyi yansıtır? A) B 6 9
PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ
TEST - 16
3. Bölüm
9.) Türkiye Cumhuriyeti Başkenti Ankara, Orta Anadolu'nun merkezi bir noktasında kurulmuştur. Tarih boyunca özellikle
Selçuklular ve Osmanlılar devrinde, Ankara keçilerinin tüylerinden yapılan saf kumaşların yurt dışına satılması Ankara'yı
kervanların güzegahı ve ticaret merkezi hâline getirmiştir.
Bu paragraftan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarlamaz?
A) Ankara'nın Orta Anadolu'nun merkezi bir konumunda yer aldığı.
B) Ankara'nın konumu itibariyle kervansaray güzergâhı ve ticaret merkezi olduğu.
St Ankara keçilerinin tüylerinden saf kumaşların üretildiği.
Dy Selçuklular ve Osmanlılar zamanıda Ankara'nın ticaret merkezi olduğu.
O REDMI NOTE 8 PRO
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ TEST - 16 3. Bölüm 9.) Türkiye Cumhuriyeti Başkenti Ankara, Orta Anadolu'nun merkezi bir noktasında kurulmuştur. Tarih boyunca özellikle Selçuklular ve Osmanlılar devrinde, Ankara keçilerinin tüylerinden yapılan saf kumaşların yurt dışına satılması Ankara'yı kervanların güzegahı ve ticaret merkezi hâline getirmiştir. Bu paragraftan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarlamaz? A) Ankara'nın Orta Anadolu'nun merkezi bir konumunda yer aldığı. B) Ankara'nın konumu itibariyle kervansaray güzergâhı ve ticaret merkezi olduğu. St Ankara keçilerinin tüylerinden saf kumaşların üretildiği. Dy Selçuklular ve Osmanlılar zamanıda Ankara'nın ticaret merkezi olduğu. O REDMI NOTE 8 PRO
.. Yüzyıllar boyunca insanları eğiten, onlara bilgiler
veren öğretmendir. İnsanların ve toplumların akıl
ve duygu yönlerinin gelişmesini yansıtan kişidir
öğretmen. Özene bezene hazırlanan eserleri,
yeni bulunan bir şeyi, insanların eski yaşayışını,
yaptıklarını öğrencilere vererek onları geleceğe
hazırlayanlar öğretmenlerdir. Öğrencilere araştır-
ma, inceleme, eleştirme, karşılaştırma yeteneği-
ni kazandırırlar. İnsanın, bireysellikten kurtularak
dışa açılmasını sağlar.
Bu parçada öğretmenin hangi özelliğinden söz
edilmemiştir?
A) İnsanların duygusal gelişimine yardımcı olması
B) İnsanların ortak ülküler için hareket etmelerini
sağlaması
C) Bilimsel düşünme ve çalışma yeteneği kazan-
dırması
D) Var olan bilgileri öğrencilere aktarması
16.
Elbette ben de başka şair ve yazarlardan beslen-
dim. Fakat beslendiğim çağdaş kültür adamları
arasında kaynaklara ve değerlere farklı yaklaşım-
lar vardı. Mehmet Akif, Yahya Kemal, Necip Fazıl,
Arif Nihat Asya ve Sezai karakoç gibi sanatçılar-
dan da etkilendim. Bazı eleştirmenler bunu çok
fazla eleştirdiler. Tabii ki bu eleştirilerin haksız
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
.. Yüzyıllar boyunca insanları eğiten, onlara bilgiler veren öğretmendir. İnsanların ve toplumların akıl ve duygu yönlerinin gelişmesini yansıtan kişidir öğretmen. Özene bezene hazırlanan eserleri, yeni bulunan bir şeyi, insanların eski yaşayışını, yaptıklarını öğrencilere vererek onları geleceğe hazırlayanlar öğretmenlerdir. Öğrencilere araştır- ma, inceleme, eleştirme, karşılaştırma yeteneği- ni kazandırırlar. İnsanın, bireysellikten kurtularak dışa açılmasını sağlar. Bu parçada öğretmenin hangi özelliğinden söz edilmemiştir? A) İnsanların duygusal gelişimine yardımcı olması B) İnsanların ortak ülküler için hareket etmelerini sağlaması C) Bilimsel düşünme ve çalışma yeteneği kazan- dırması D) Var olan bilgileri öğrencilere aktarması 16. Elbette ben de başka şair ve yazarlardan beslen- dim. Fakat beslendiğim çağdaş kültür adamları arasında kaynaklara ve değerlere farklı yaklaşım- lar vardı. Mehmet Akif, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Arif Nihat Asya ve Sezai karakoç gibi sanatçılar- dan da etkilendim. Bazı eleştirmenler bunu çok fazla eleştirdiler. Tabii ki bu eleştirilerin haksız
SÖZ-
arlığı
ükler
genel
3. Çocuklara kitap okumayı sevdirmek ne zor, değil
mi? Hele de günümüzde. Her şeyin bu kadar hızlı
yaşandığı, bir çırpıda tüketildiği, teknolojik her türlü
imkânın çocukların elinin altında olduğu günümüz-
de... Kitap okumak zamane çocukları için öyle
havada kalan bir eylem kalıyor ki! Nasıl yapmalı
da okumayı sevdirmeli sorusu çok konuşulup tar-
tışılıyor. Elbette bu konuda farklı pek çok yöntem
üzerinde duruluyor. Vurgulanan noktalardan biri de
çocukların ilgisini çekecek, kısa, akıcı metinlerin
önemi. Çocuğun düşünce hızına eşlik eden öyküler,
başlangıç için hiç de fena sayılmaz.
ordu.
UĞUR
Bu metinde geçen kelimelerle ilgili,
sinde
imiş.
I. "hava” sözcüğü mecaz anlamlıdır.
II. "el" sözcüğü sesteştir.
III. "imkân" sözcüğünün eş anlamlısı olanaktır.
IV. Metinde soyut anlamlı sözcük kullanılmamıştır.
yargılarından hangisi söylenemez?
A) I.
B) II.
C) III. .
DIV.
7
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
SÖZ- arlığı ükler genel 3. Çocuklara kitap okumayı sevdirmek ne zor, değil mi? Hele de günümüzde. Her şeyin bu kadar hızlı yaşandığı, bir çırpıda tüketildiği, teknolojik her türlü imkânın çocukların elinin altında olduğu günümüz- de... Kitap okumak zamane çocukları için öyle havada kalan bir eylem kalıyor ki! Nasıl yapmalı da okumayı sevdirmeli sorusu çok konuşulup tar- tışılıyor. Elbette bu konuda farklı pek çok yöntem üzerinde duruluyor. Vurgulanan noktalardan biri de çocukların ilgisini çekecek, kısa, akıcı metinlerin önemi. Çocuğun düşünce hızına eşlik eden öyküler, başlangıç için hiç de fena sayılmaz. ordu. UĞUR Bu metinde geçen kelimelerle ilgili, sinde imiş. I. "hava” sözcüğü mecaz anlamlıdır. II. "el" sözcüğü sesteştir. III. "imkân" sözcüğünün eş anlamlısı olanaktır. IV. Metinde soyut anlamlı sözcük kullanılmamıştır. yargılarından hangisi söylenemez? A) I. B) II. C) III. . DIV. 7
8.
10%
15-29 yaş
25%
30-44 yaş
45-59 yaş
40%
60 ve üstü
25%
A müzesi
15-29 yaş
30%
30-44 yaş
45%
45-59 yaş
15%
60 ve üstü
10%
B müzesi
Yukarıda bir ilçedeki iki ayrı müzeyl gezen kişilerin yaş dağılımını gösteren grafikler verilmiştir.
Bu grafiklerden aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
edir?
A) İki müzeyi gezen kişiler arasında 15 29 yaş arasındakiler daha çok gezmiştir.
B) Her iki müzede de 60 yaş ve üstü kişilerin oranı en azdır.
B müzesini gezen 45-49 yaş arasındaki kişi sayısı, A müzesini gezen 30-44 yaş arasındaki kişi sayısından
fazladır.
D) 30-44 yaş arasındakiler her iki müzede de 15-29 yaş arasır
asındakilerden daha azdır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
8. 10% 15-29 yaş 25% 30-44 yaş 45-59 yaş 40% 60 ve üstü 25% A müzesi 15-29 yaş 30% 30-44 yaş 45% 45-59 yaş 15% 60 ve üstü 10% B müzesi Yukarıda bir ilçedeki iki ayrı müzeyl gezen kişilerin yaş dağılımını gösteren grafikler verilmiştir. Bu grafiklerden aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? edir? A) İki müzeyi gezen kişiler arasında 15 29 yaş arasındakiler daha çok gezmiştir. B) Her iki müzede de 60 yaş ve üstü kişilerin oranı en azdır. B müzesini gezen 45-49 yaş arasındaki kişi sayısı, A müzesini gezen 30-44 yaş arasındaki kişi sayısından fazladır. D) 30-44 yaş arasındakiler her iki müzede de 15-29 yaş arasır asındakilerden daha azdır.
Randa ♡
Kaplan
(1) Dünya üzerinde insan dışında birçok canlı türü yaşamakta ve çoğu artık yaşamakta zorlanmaktadır. (2) Diğer canlıların ya-
şamakta zorlanmasında bu canlılara yaşayacak yer kalmaması yatmaktadır. (3) Bütün bunların temelinde insanoğlunun gere-
ğinden fazlasını tüketmesi, yeryüzü kaynaklarını hoyratça kullanması, küresel ısınmayla birlikte gelişen ekosistemin bozulması
gibi etmenler bulunmaktadır. (4) Bu konuyla ilgili olarak Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN), iki yılda bir nesli tükenmekte olan
hayvanlara ilişkin bir liste yayınlamaktadır. (5) Bu listede telli turna, Akdeniz foku, ala geyik gibi hayvanlar bulunmaktadır. (6) Bu
canlı türlerinin yarnlara kalması için insanlara büyük görevler düşmektedir.
Nesli tükenmekte olan canlılarla ilgili bilgi veren bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi yanlış olur?
A) 1. cümlede geçen "tür" sözcüğü "cins, çeşit" anlamına gelecek şekilde kullanılmıştır.
B) 2. cümledeki altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında bir anlamda kullanılmıştır.
C) 3. cümlede bir bilim dalı ile ilgili bir kavramı karşılayacak sözcüğe yer verilmiştir.
D) 6. cümlede geçen "yarın" sözcüğü "bugünden sonra gelecek gün" anlamında kullanılmıştır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Randa ♡ Kaplan (1) Dünya üzerinde insan dışında birçok canlı türü yaşamakta ve çoğu artık yaşamakta zorlanmaktadır. (2) Diğer canlıların ya- şamakta zorlanmasında bu canlılara yaşayacak yer kalmaması yatmaktadır. (3) Bütün bunların temelinde insanoğlunun gere- ğinden fazlasını tüketmesi, yeryüzü kaynaklarını hoyratça kullanması, küresel ısınmayla birlikte gelişen ekosistemin bozulması gibi etmenler bulunmaktadır. (4) Bu konuyla ilgili olarak Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN), iki yılda bir nesli tükenmekte olan hayvanlara ilişkin bir liste yayınlamaktadır. (5) Bu listede telli turna, Akdeniz foku, ala geyik gibi hayvanlar bulunmaktadır. (6) Bu canlı türlerinin yarnlara kalması için insanlara büyük görevler düşmektedir. Nesli tükenmekte olan canlılarla ilgili bilgi veren bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi yanlış olur? A) 1. cümlede geçen "tür" sözcüğü "cins, çeşit" anlamına gelecek şekilde kullanılmıştır. B) 2. cümledeki altı çizili sözcük gerçek anlamının dışında bir anlamda kullanılmıştır. C) 3. cümlede bir bilim dalı ile ilgili bir kavramı karşılayacak sözcüğe yer verilmiştir. D) 6. cümlede geçen "yarın" sözcüğü "bugünden sonra gelecek gün" anlamında kullanılmıştır.
2. Sinif kitaplığında yer alan "A, B, C" kitaplarını okuyan "Necati, Semih, Kamil, Fatih ve Yasin" adlı öğrencilerin okudukları
kitaplarla ilgili şunlar bilinmektedir:
• Her kitap üç kez okunmuştur.
• Herkes en az bir kitap okumuştur.
• Kamil ve Yasin aynı kitapları okumuştur.
Fatih sadece B kitabını okumuştur.
Necati C kitabını okumamıştır.
Buna göre Semih aşağıdakilerden hangilerini okumuştur?
B) Aile C
C) B ile C
D) A ile B
A) Yalnız B
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
2. Sinif kitaplığında yer alan "A, B, C" kitaplarını okuyan "Necati, Semih, Kamil, Fatih ve Yasin" adlı öğrencilerin okudukları kitaplarla ilgili şunlar bilinmektedir: • Her kitap üç kez okunmuştur. • Herkes en az bir kitap okumuştur. • Kamil ve Yasin aynı kitapları okumuştur. Fatih sadece B kitabını okumuştur. Necati C kitabını okumamıştır. Buna göre Semih aşağıdakilerden hangilerini okumuştur? B) Aile C C) B ile C D) A ile B A) Yalnız B