Paragrafta Anlam Soruları

4. 1. Bir insan, beynin konuşma ile ilgili kısımların- daki bir sorun sebebiyle kekeme olsa bile bu durum, düzgün bir biçimde şarkı söylemesine engel olamaz. II. Konuşma ve şarkı söyleme sırasında beynin farklı kısımları etkilidir. Il numaralı cümlenin söyleniş amacı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) I numaralı cümledeki ifadeyi tanımlamak. B) I numaralı cümlede verilen yargıyı açıklamak. C) I numaralı cümlede verilen durumu örneklendir- mek. D) I numaralı cümlede verilen durumun sebebini belirtmek.

Her zaman sizi üzecek birileri olacaktır, yap- manız gereken ise insanlara güvenmeye de- vam etmek ancak kime iki defa güveneceğini- ze daha fazla dikkat etmektir. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden çı karılamaz? A) Fazla güvendiğimiz kişilerin yaptığı hatalar bizi daha fazla üzecektir. B) Hayatta neler yaşanırsa yaşansın insanla- ra sırt çeviremeyiz. C) Çevremizdeki insanlara güvenmek hayatın olağan akışına uygundur. DMutlu olmak için insanlara asla güvenme- mek gerekir.

Dinsan kendi değerini kendi belirler. 7. Âşık Paşa, Selçuklunun yıkış ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemlerini gören bir bil- gin olarak çevresini onların anladığı dille yani Türkçe ile aydınlatmış bir yazardır. 198 Bu cümlede "Âşık Paşa" ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yaşadığı döneme BY Eserlerinde sade bir dil kullandığına G) Birçok yazara örnek olduğuna D) Öğretici eserler verdiğine 6. Sinit ISLEYEN ZEKA 12 İsloven Zeka Yayınları

İşleyen Zeka Yayınları 15. Bu fotoğraftan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Ulaşımın olmadığı -BL Ev yapımında kalitesiz malzeme kullanıldığı C) Erozyon sorununun yaygın olduğunum. D) Yalnız kalmaktan mutlu olan bir kişinin ya- şadığı

tonguç 8. Öğretmen bir gün sınıftaki öğrencilerine, "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz bi- da ertesi gün ellerinde bir torba ve beş kiloluk patates poşetiyle gelirler. Kendisine meraklı göz- rer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz." der. Oğrenciler pek bir şey anlamasalar lerle bakan öğrencilerine, "Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun." der. Bazı öğrenciler torba- larına üçer beşer tane patates koyarken bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar: "Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıra nızın üstünde. Hep yanınızda olacak." Aradan bir hafta geçince hocaları sınıfa girer girmez, de- nileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlarlar: "Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşı mak çok zor. Patatesler kokmaya başladı. Hem sıkıldık hem yorulduk." Öğretmen gülümseye- rek öğrencilerine şu dersi verir: "Görüyorsunuz ki affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz hâlbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir." Bu metinde anlatılan hikâyenin olay, yer, zaman, şahıs ve varlık kadrosuyla ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Hikayede kigges, ogretmen ve ögrencilerdir. B) Hikâyede belli bir mekân unsuru bulunmamaktadır. "Ertesi gün, bir hafta geçince" gibi ifadeler hikâyedeki zaman hakkında bilgi vermektedir. D) Olay, öğretmenin öğrencilerine affetmenin önemi ile ilgili ders vermesidir.

6. 1. Tıpkı bir zamanlar İspanya ve geçtiğimiz yıllardaki Türkiye gibi II. Ancak inşaat sektöründe başlayan daralma, 2017 yılının ardından 2018'e de damgasını vurdu III. Bu iki ülke de konut sektörünün canlanmasıyla yüksek büyüme hızına ulaşabildiler IV. İnşaat; lokomotif sektördür, canlandığında binlerce sektörü de peşinden sürükler V. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), geçtiğimiz günlerde açıkladığı verilere göre, konut satışları 2018 yılın- da, 2017'ye kıyasla yüzde 2,4 gerileyerek 1 milyon 375 bin 398'e indi VI. Bu doğrultuda konut sektörü canlı ise o ülkede büyüme de yüksek olur Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü sırada yer alır? B) II D) VI A) I C) V

. SÖZEL MANTIK VE MUHAKEME Aykut, Burak, Ceylan, Durmuş, Ekrem ve Ferdi'nin birbirleriyle arkadaş olma durumlarıyla ilgili aşağıdakiler bilinmektedir: • 13 - 15. soruları bu metne göre cevaplayınız. Ceylan, Durmuş ve Ferdi birbirleriyle arkadaştır. Aykut, Burak, Ceylan ve Durmuş adlı kişilerin her biri Ekrem'in arkadaşıdır. Birbirleriyle arkadaş olan kişilerin her biri farklı yaştadır. Buna göre bu kişilerden ençok kağı aynı yaşta olabilir? RDK DE 9

2. Aşağıdaki metinlerin hangisinde yay ayraç içindeki hikâye unsurlarıyla ilgili bir ayrıntı yoktur? A) Aracın çevresi oldukça kalabalıktı. Almanya'ya çalışmaya gidenleri, yakınları uğurlamaya gelmişti. Yolcuların tümü de neşesizdi. Atıl'ın anasından başka bir yolcu kadın daha vardı arabada. Onun da ağlamaktan gözleri şişmişti. (Mekân) B) Şoför arabanın kapısını açınca içeri soğukla birlikte kar da doldu. Yolcular birbirlerine sokularak büzüldüler. Şoför, akşam karanlığında karları temizleyip hemen yerine geçti ve arabayı çalıştırdı. Ancak birkaç yüz metre gitmeden camın önü yeniden kapandı. (Zaman) C) Yolun iki yanı karla örtülüydü. Çamların iğne yaprakları çıngıl çıngıl buz tutmuş. Karşıdan bakınca ağaçlar bahar çiçekle- riyle donanmış gibi görünüyordu. Deniz, burnunu cama dayamış dikkatle çevresini gözlerken kar serpiştirmeye başladı. (kişi) mi? D) Artık hava yavaş yavaş kararıyordu. Çevreden ne gelen ne de giden vardı. Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi burası. Herkes çaresizce birilerinin yardıma geleceğini umuyordu. Kar da tipiye çevirmiş, göz gözü görmez olmuştu. (Olay) → Herisesin yardım beklemes isolay değil 48 8. Sınıf Türkçe Soru Bankası

2. İnsanlık içinde güneş gibi ışığı kendinden çıkan zekâlara yaklaşmak, biraz yanmak olsa bile aydınlanmaktır. Onları anlamak, dediklerini kavramak için dimağ dediğimiz düşünme makinesini işlemek ve onu yormak lazımdır. Hangi varlık yorulmadan işler ve yanmadan parlar? Güneşin kendi bile sonsuz karanlıklara ışıklarını vermek için bir ateş kazanı gibi durmadan kaynamıyor mu? Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği düşünce aşağıdakilerden hangisidir? Ainsan zekâsı çalışıp zorlandıkça gelişir. B) Parlak zekâlı insanlarla iletişim kurmak, aydınlanmamızı sağlar. CYZeki insanların söylediklerini anlayabilmek için düşünmek gerekir. Dinsanlar, etrafında yaşananların farkında olmalıdır.

gör stan resin lan ri ve 51 d mle 11 --tonguç-- 8. Her geçen gün günlük dile yeni kelimeler katılıyor. Bilgisayar terimleri bunlardan bazıları. Yediden yetmişe her birimiz, temel bilgisayar terimleri konusunda uzman olduk. Tabii, günlük dilimiz biraz da böyle zenginleşiyor. Dilimizin zenginleşmesini, insanların daha çok kelimeyle meramlarını anlat- masını hep isteriz. İsteriz de sık sık da tartışırız. Bunlar alındığı yerden geldiği gibi mi dursun? Fran- sızcaysa Fransızca, İngilizceyse İngilizce mi olsun? Kelime bir başka dile ait, ne yazılışı ne söylenişi değişmeden geliyor. Kelimenin yazılışı değişiyor, söylenişiyle geliyor. Kelime Türkçeye aktarılarak, çevrilerek geliyor. Kelime alındığı dildeki biçim ve edasını değiştirmeden gelince bazen kızıyoruz, yok mu bunun Türkçesi diye bağrışmaya başlıyoruz. Türk Dil Kurumu uyuyor mu, diye söyleniyoruz; bazen de o yabancı hâliyle kullanmaktan âdeta gizli bir zevk alıyoruz; hele başlangıçta o terimin kullanıldığı alanın uzmanıysak "Aman efendim, bu çevrilemez, bütün dünya buna bunu diyor!" sa- vunmasına geçiyoruz; o yabancılık bizim uzmanlık ayrıcalığımızın biraz daha sürmesini sağlıyor. Bu metinde yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanları konuşma dilini zenginleştirmek için çaba göstermemesi B) nsanların yabancı sözcük kullanmayı marifet sayması C) Dilimize giren yabancı sözcüklere Türkçe karşılık bulunamaması Dil uzmanlarının gereksiz tartışmalarla zaman harcaması tonguç yayınları 61 PARAGRAF'ta SONNOKTA

BÖLÜM beden, rybeder.. Tannkonu EDEN REDER BÖLÜM 2 2. Âşığa hoş gelirmiş yâr hanesi Kudretullah şehrinin dürdânesi →→→ Muammaya cevap bulun bakalım Oğlunun karnında yatar annesi Muamma sözcüğü edebiyatta bir terim haline de gel- miş mensur veya manzum olarak yazılan bilmeceler- dir. Muamma hem divan hem de halk şiirinde karşı- mıza çıkmış, divan şiirinde muamma dize veya beyit- ler ile isim buldurmaya yönelik bir şiir oluşturma ola- rak anlaşılmıştır. Şairlerin ismini bilmece olarak sor- duğu kişi veya nesne hakkında ipuçları vererek ce- vabının tespit edilmesini istemeleridir. sevgili, kıymet 3. Bu bilgilerden hareketle yukarıdaki muammaya verilmiş cevaplardan hangisi doğrudur? A Allah'ım herkese muradın versin Eller ile yârim menekşe dersin İstemişsin muammana bir cevap GONCA ile GÜL söylersem ne dersin BÂşığa hoş gelirmiş sevdiceği İncitme sen karıncayı çiçeği Yaradanın yarattığı güzeldir Muammanın cevabıdır İPEK BÖCEĞİ Tarlaya ekilir buğday tanesi Başak tarlada buğdayın annesi Annesi BAŞAK'tır BUĞDAY da oğlu Oğlunun karnından çıkar annesi Hazar Baba Dağı kar olsa gerek Âşıkların yüreği dar olsa gerek Her danesi bir ağaç olur sonunda Muammanın cevabı NAR olsa gerek

14. Gülten Dayıoğlu 1935'te Kütahya'nın Emet il- çesinde dünyaya gelen başarılı bir roman ve öykü yazarı. Edebiyat dünyasına olan yolculuğu 1963'te yazdığı "Bahçıvanın Oğlu" kitabıyla baş- lamıştır. Çocukların dilinden anlayan başarılı bir öğretmendi o. O, sadece sınıftaki çocukları yetiş- tirmekle kalmadı. Çocuk ve gençlik edebiyatına; gönlünü, hayatını vererek kaleme aldığı yetmiş sekiz kitapla üç kuşağın da öğretmeni oldu. Özen- le oluşturduğu eserleri, çeşitli kurumlar tarafından ödüllere layık görüldü. Kitapları yabancı dillere de çevrilen Gülten Dayıoğlu, bu sayede sadece Türkiye'deki çocukları değil tüm dünya çocukları- ni da kucaklamış oldu. Bu parçada Gülten Dayıoğlu ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ne zaman ve nerede doğduğuna B) Yazmaya ne zaman başladığına C) Hangi türde eserler verdiğine D) Eserlerinin hangi dillere çevrildiğine

5. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz? abseque A) Atasözü, uzun gözlem ve tecrübeler sonunda blieb ortaya çıkar. -Bitun B) İnsanın düşündüğünü söylemeden duramadığı zamanlar da olur. - C) Yazar eserinde konunun seçimine ve üslûbuna önem vermelidir. TallD) Bir eleştirmen sanat eserini değerlendirirken tarafsız olmalıdır.

KASA 1. Cennet adası; Hindistan Yarımadası'nın güneyin- de bulunan, Maldiv Cumhuriyeti'ne bağlı bir tatil beldesiydi. Maldiv, iki bini aşkın adadan oluşan çok eski bir ülkeydi. Avrupalılar dünyanın her ye- rinde olduğu gibi geçmişte buralarda da sömürge yönetimi kurmuşlardı. Yıllarca Maldiv'i sömürmüş- lerdi. Sonradan halk bin bir zorlukla bağımsızlığı- na kavuşmuştu. Aşağıdaki çocuklardan hangisinin söyledikle- ri, bu parçadan çıkarılamaz? A) oth B) C) D) Ali Maldiv, cennet gibi güzel Asi bir adadır. Güven Maldiv, Avrupalıların sö- mürge yönetimi kurduğu yerlerden biridir. Gülden Maldiv halkı, bağımsızlığa güçlükle kavuşmuştur. Maldiv iki bini aşkın ada- dan oluşmaktadır.

Başlangıç 7 Noktabl Semih ve Yasemin yukarıda verilen kutucuklar üzerinde bir oyun tasarlamışlardır. Oyuna göre Semih 1SA diye seslendiğinde Yasemin bir kutucuk sağa, 2SO diye seslendiğinde iki kutucuk sola, 3A diye seslendiğinde ise üç kutucuk aşağı gidecektir. Buna göre başlangıç noktasında bulunan Yasemi'nin boyalı kareye gidebilmesi için Semih sırasıyla aşağıdaki ko- mutlardan hangilerini vermelidir? A) 1SA-3A-2SA 2A - 150 C) 4SA-2A-1SA-2A-2SO Sağ F B) 3SA-2A-2SA-2A-1SO D) 2SA-2A-3SA-2A-1SA Strateji Yayınları

2. Bir sınıftan Naz, Cenk, Hazal, Erdinç ve Serenay isimli öğrenciler ilçede düzenle- necek turnuvaya katılmışlardır. Öğrencile- rin turnuvada katıldıkları branşlarla ilgili bi- linenler şunlardır: ● Öğrencilerden üçü koşu, ikisi yüzme ya- rışmasına katılmışlardır. Hazal, Erdinç farklı branşlarda yarışma- ya katılmışlardır. • Cenk ve Serenay aynı branşlarda yarış- maya katılmışlardır. Verilenlere göre hangi öğrencinin yüz- me yarışmasına katıldığı kesindir? A) Erdinç B) Seranay C) Hazal D) Naz tong -28