Paragrafta Anlam Soruları

TEST (1) ---- Gazeteci Cevabını aradığım sorularla kitaplarda yazılanları eşleştirdim Romancılık tecrübesi, böylesi bir iş için sıkı bir idman, hazırlık yerine geçti belki. Kitabın genelinde konuşmaya özgü dogalligi ve akıcılığı sağlamaya çalıştım. Kişisel görüşlerimi yansıtmaya kalkışmadım. Yalın sorular sormakla yetindim. Bir yazarın sözü, bir başkasının sözüyle çelişti bazen Bu çelişkileri de gidermeye ça. lişmadım. Sonuçta beğenilen bir iş yapmış oldum. Yazar (II) ---- Gazeteci Umberto Eco "lyi bir liste alakasız şeyleri bir araya getirir." der. Islam geleneğinde ise "Akili benzer şeyler arasındaki farkları, farklı şeyler arasındaki benzerlikleri görme yetisidir." şeklinde bir tarif vardır. Ben bir bakıma alakasız, irtibatsız görünen yazarları buluşturdum. Bununla birlikte okurun "benzerlikleri" görmesini umdum. Dahası hepimizi "insanlık" ortak paydasında buluştu- ran maddi ve manevi nitelikleri sergilemeyi amaçladım. Yazar Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) (1) Derde Deva Randevu, farklı yazarların aynı sorulara verdikleri benzer cevaplardan oluşuyor. Bunu nasıl bir yön- temle başardınız? (11) Neşet Ertaş, Bukowski, Farabi, Vonnegut... bu farklı kişiliklerle kültürlerin ortak yanlarına işaret etmeyi mi amaç ladınız? B) (1) Derde Deva Randevu ile böyle bir çalışma ilk kez yapıldı değil mi? (II) Neşet Ertaş ile Bukowski'yi, Fârâbî ile Vonnegut'i hangi düşünceden beslenerek bir araya getirdiniz? C) (1) Derde Deva Randevu'da farklı yolların keşişim noktalarını nasıl belirlediniz? (II) Fârâbi'de olan Vonnegut'da var. Neşet Ertaş ile Bukowski aynı ağacın dalları. Vermek istediğiniz mesaj bu muy- du? D) (1) Derde Deva Randevu'daki yazarların cevapları kitaplarından alınmış cümleler. Kurguyu yaparken nasıl bir teknik kullandınız? (II) Kitapta Fârâbî de var Vonnegut da. Neşet Ertaş ile Bukowski yan yana. Birbiriyle benzer 11 yazan neye göre belirlediniz?

SIFIR BİLGİ YÜZDE YÜZ ANLAM TEST - 2 Pek çok çiçeğin arasından kokusuyla sıyrılıp ayırt edilebilen lavantayı siz de farklı amaçlarla kullanabilirsiniz. Kulak arkanıza, ensenize ya da bileklerinize sürdüğünüz lavanta yağı değme parfümlere taş çıkartacak ve faz- lasıyla da kalıcı olacaktır. Eviniz de bu kokudan nasiplensin stiyorsanız kaloriferin üstüne içine birkaç damla lavanta damlatılmış ılık su koyabilirsiniz. Böylelikle hem ortama hoş bir koku hâkim olur hem de yaratacağınız ferah ortamla yine stres seviyesini düşürebilirsiniz. Bu metinde aşağıdakilerden hangisinin anlamını karşılayan bir söz kulanılmamıştır? A) Seçkin, seçme B) Payına düşmek C) Düzey D Sözünü geçiren

nak" TÜRKÇE SÖZCÜKTE ANLAM TEST3 8. Bulmaca çözmeyi çok seven Enes, okul dergisindeki aşağıdaki bulmacayı çözmüştür. Buna göre verilen cümlelerdeki bazı sözcüklerin anlamları yan tarafa yazılmıştır ve sırasıyla bu sözcüklerin bulmacaya soldan sağa doğru yerleştirilmesi istenmiştir. Son olarak bulmacadan seçilen kutulara gizlenmiş sözcüğün bulunması istenmiştir. LE Cümleler: Anlamlar: Bu şehrin en iyi özelliği insanlarının si- 1.Üstün gelen, yengi kazanan, yenen cakkanli olmasıdır. 2. Gücenmiş olma durumu, incinmişlik Önümüzdeki hafta galip geleceğimizi 3.Doğruluktan ayrılmayan, işinde, sözün- umuyorum. de ve davranışlarında doğru olan Dürüst olduğum için beni tebrik ettiler. 4.Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı Bayramda tüm kırgınlıklar unutulur. davranış iyiliklerinizin karşılığını mutlaka göre- 5.Herkesle hemen dost oluveren, cana ya- ceksiniz. kin, sevimli 2 A B C D E F G H I J 1 2 ŞİFRE: 3 F1 G2 H3 C4 H5 4. 5 Buna göre Enes'in bulması gereken sözcük aşağıdakilerden hangisidir? A) IMKAN B) GÜVEN C) INSAN D) LAZIM

2. (4 L J R H Ü K P T i A L U V K D Bu tabloda, her sütundaki harfler yukarıdan aşağıya doğru, harflerin alfabedeki sırası (..PRSŞTUÜVYZABC...) göz önünde bu- lundurularak belli bir harf atlama düzenine göre dizilmiş ve orta kısımda “KİTAP” sözcüğü oluşmuştur. Bu harf atlama düzenine göre “kalem” sözcüğü aşağıdaki tabloların hangisinde gizlenmiştir? A) B) J N J B. J Z J C J L KA L KLA B L M M R H L B M Ğ D) C) J Y i J J Y i B 1 - K L C O H P. C L o R H

15. G İyi Yazar Kötü de Yazar! Son zamanlarda kimi öncü yazarların yeni yapıtları üstüne hayli sert eleştiriler yayım- laniyor, en azından bunların "hayal kırıklığı" yarattığı vurgulanıyor. Bu eleştiriler okur- lardan çok eleştirmenlerden, daha da çoğu başka edebiyatçılardan geliyor. Biz de öy- kücü ve romancılara iki soru yönelttik: "Yazarın kötü yazma hakkı yok mudur?" 8. SINIF SÖZEL E Metindeki soruya aşağıdaki yorumlardan hangisinin farklı bir bakış açısı getirdiği söylenebilir? A) "Kötü" yazma demeyelim ama yazdığını beğenmeme hakkı vardır. "Yüzler" adlı romanımın bazı yön- leri içime sinmiyor örneğin. Hiçbir kitap, "kutsal metin" gibi algılanmamalı ve bence yazar -elbette is- terse- yeni baskılarda kitabı üzerinde çeşitli düzenlemeler yapmalı. B) Kötü yazma hakkı biraz yazarın duygu dünyasına ait bir kavram gibi geliyor bana. Ben sadık bir okur olarak sevdiğim şairlerin, yazarların kötü yazma avanslarını hep saklarım içimde ama eleştiri disiplini bununla ilgilenmeyebilir. C) Kitabın iyiliği kötülüğü kişiden kişiye değişir. Bir yazar her zaman yazabileceğinin en iyisini yazmak is- ter, yazmaya çalışır, yazdığına inanır. Bunun karşı taraftan böyle algılanmadığı zamanlar olabilir. Bu da yazarın kötü yazması olarak değerlendirilebilir. Bu farklı algılayış, yazarın kötü yazma hakkını do- ğurur çünkü gerçekte o kötü yazmamıştır. D) Yazarın kötü yazma hakkı var mıdır, yok mudur sorusunu problemli buluyorum. Yazar kendi metnini bilerek sakatlayabilir, biçim olarak çirkinliği, biçimsizliği tercih edebilir ama "kötü yazmak" bana hâlâ anlamlı gelmiyor. 9

6. Bilinen bir örnektir: Arapçada devenin renginin çeşitlerini anlatan kırktan fazla sözcük vardır. "Inuit'lerde kar için çok fazla kelime olduğu da yine böyle meşhur bir bilgidir. Bunları ileri sürenler, kendi fikirlerince bu dillerin ne kadar zengin olduğunu ispatlıyorlar. Peki, Türkçede yağmurun çeşitlerini anlatan "serpinti, çisenti, bardaktan boşanırcasına, sağanak, kırkikindi, sulu sepken, bulut geçeği, tavşantüyü" gibi yüzü aşkın sözcük Türkçenin zengin, Arapçanın veya Almancanın fakir bir dil olduğunu mu kanıtlar? Tabii ki hayır. Toplumların yaşayışı, dillerini etkiler. Olan biten budur. Deveyle is görürseniz onunla, atla iş görürseniz onunla ilgili detayları veren kelimeleri diliniz zaman içinde üretecektir. Bu durum, hiçbir dili diğerlerinden üstün veya aşağı kılmaz. Bu paragraf aşağıdaki görüşlerden hangisine karşı çıkmak amacıyla yazılmıştır? Bir dilin zenginliğini o dildeki kelime sayısı ve çeşitliliği belirler. Dil bilgisi kuralları her dilde birbirinden derin farklılıklar gösterir. C) Bir dili üstün kılan asıl unsur, o dilde üretilen eserlerin niteliğidir. D) Bir kavramın birden fazla sözcükle ifade edilmesi dilde karışıklık yaratır. Bir

11. Fransız bir kimyacı olan Edouard Benedictus, 1903 yılında laboratuvarında çalışırken bir deney tüpünü yere düşürür. İçinde selüloz nitrat adlı bir kimyasal madde olan cam tüpün kırıldığını ama parçalara ayrılmayıp şeklini koruduğunu görür. Yaptığı incelemeler sonucunda tüpün içinde oluşan plastik bir katmanın cam parçalarını bir arada tuttuğunu anlar. Böylece günümüzde başta otomobillerin ön camlarında olmak üzere firin kapaklarında, duş ve küvet camlarında ve birçok yerde kullanılan güvenli cam bulunmuş olur. Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Edouard Benedictus neyin mucididir? BT Güvenli cam hangi alanlarda kullanılır? C) Güvenli camın bulunuş süreci nasıldır? Selüloz nitratın başlıca özellikleri nelerdir? Niñor sayfaya geçiniz.

4. 2. 1. Metin: Ağaç dikmekle meşgul yaşlı birisini gören padişah, hoşbeşten sonra sormuş, "Büyük bir ihtimalle diktiğin ağaçların meyvesini yiyemeyeceksin ne diye uğraşıyorsun?" Yaşlı adam "Ogul" demiş. "Bizden evvelkilerin diktikleri agacların meyvelerini biz yedik, bizim diktiklerimizin meyvesini bizden sonrakiler yesinler diye uğraşıyorum." Bu cevap padişahın çok hoşuna gitmiş ve çıkanp bir kese altın vermiş. Ihtiyar, "Başkalarının diktiği fidanlar seneler sonra meyve verirken benim diktiklerim daha dikerken meyveye durdular." diyerek cömert yabancıya teşekkür etmiş. Bu cevap da padişahın hoşuna gitmiş ve çıkarıp yaşlı adama bir kese altın daha vermiş. Aksakalli ihtiyar, "Ne mutlu bana ki başkalarının diktiği fidanlar senede bir kez meyve verdiği hâlde benim diktiklerim iki defa meyve verdiler." II. Metin: Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut ya- pim işinden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürme tasarısından söz etti. Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü. Ve ondan, kendine bir iyilik olarak son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve işe girişti, ne var ki gönlünün yaptığı işte olma- dığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne talihsizlikti! Işini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. "Bu ev senin." dedi. "Sana benden hediye." Marangoz şoka girdi. Ne kadar utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilsey- di! O zaman onu böyle yapar mıydı? Aşağıdakilerden hangisi numaralandırılmış metinlerin ortak özelliklerinden biridir? A) Benzetme yapılması B) Deyimlere yer verilmesi C) Abartmaya başvurulması D) Betimlemeden yararlanılması OG INTELIK Van 182

C N A Yukardaki şekilde okla gösterilen daireden başlamak kaydıyla ve saat yonunde ilerleyerek harfler belirli bir Vurala göre dizildiğinde "AYDINLATICI" sözcuğu elde edilmektedir. Bu bilgilerden hareketle aynı kurala göre oluşturulmuş "CANKURTARAN" sözcüğü aşağıdaki şekillerin hangisinde yer almaktadır? R R K A A R N R la N R

rerin Etkinlik "Dostluk" konulu bir fabl yazınız. Yazın içerigine uygun bir başlık belirleyiniz. hareket netin po Gelecek Derse Hazırlik Küçükken sizi etkileyen, davranışlarınıza yön unutamadığınız güzel bir anınızı yazınız.

3. Örneklemeye, soyut bir konuyu zihinde so- mutlaştırmak, anlaşılır kılmak için başvurulur. Kişiler ve yaşanan olaylardan örnekler verilir. Tanımlama, “Bu nedir?" sorusuna cevap veren cümlelerdir. Tanımlamada bir varlık veya kav- ram açıklanır. Karşılaştırma, olabilmesi için iki ayrı varlık, kavram veya düşünce olması gerekir. Bunların karşıtlıkları veya benzerliklerinin kıyaslanma- sıyla bu yol ortaya çıkar. • Tanık gösterme, ortaya konan bir görüşün inandırıcı kılınması için ünlü kişilerin sözlerin- den alıntı yapılmasıdır. Bu açıklamalara göre, "Masallar, insanlık tarihini ve kültürünü aktaran geleneğin en önemli türü olarak kabul edilir. Dil- den dile, kuşaktan kuşağa aktarılan bir çeşit halk hikâyesidir masal. Bilinmeyen bir yerde, bilinme- yen kişiler ve varlıklarla ilgili olayların olağanüstü bir biçimde anlatılmasıdır. Her toplumun olduğu gibi bizim de bir masal dünyamız var. Halkımız arasında Dede Korkut Hikâyeleri, Anadolu Masal- ları, Keloğlan Masalları sık rastlanan masallari- mızdandır." bu paragrafta düşünceyi geliştirme yolların- dan hangisine başvurulmamıştır? A) Tanımlama C) Tanık gösterme B) Örnekleme D) Karşılaştırma

18-19. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız. Asli, Berna, Celal, Ercüment, Özgür ve Seda adlı ki- şilerin Almanca, Fransızca, İspanyolca, İngilizce ve Rusça yabancı dillerinden hangilerini bildikleriyle ilgili şunlar bilinmektedir: 1 kişi hariç herkes İngilizce bilmektedir. . Aslı ve Berna Fransızca bilmektedir. Berna ve Ercüment'in her ikisinin birden bildiği ortak bir yabancı dil yoktur. En çok yabancı dil bilen kişi Özgür'dür ve 3 ya- bancı dil bilmektedir. • İspanyolca bilen 3 kişi vardır. Rusça ve Almanca bilen birer kişi vardır. . Sadece Celal tek yabancı dil bilmektedir. 3 3 18. Bu bilgilere göre aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) Ercüment Rusça bilmektedir. B) Berna Almanca bilmektedir. C) Celal Fransızca bilmektedir. D) Seda İspanyolca bilmektedir.

20. 18. Internet teknolojisinin gelişim göstermesi, akilli tele- fon ve tablet kullanımının yaygınlaşmasıyla bireyler teknoloji bağımlısı durumuna gelmişlerdir. Teknolo- ji bağımlılığı en az madde bağımlılığı kadar tehlike arz edici bir durum olmakla birlikte zamanında teda- vi edilemezse bireylerin psikolojik ve sosyolojik dün- yalarını derinden etkileyebilmektedir. e-hastalıklar olarak da ifade edebileceğimiz bu rahatsızlıklar diji- tal teknoloji ve sosyal medyanın ivme kazanmasıyla had safhaya ulaşmıştır. e-hastalıklar, başta tek- nolojik araç ve uygulamaların günlük yaşantımıza olumsuz etkilerini, internet bağımlılığını, cep telefo- nu bağımlılığını, sosyal medya bağımlılığını ve dijital oyun bağımlılığını içermektedir. Bu metinde e-hastalıklarla ilgili aşağıdakilerden- hangisine ulaşılabilir? Internet bağımlılığı, tedavisi zor ve uzun zaman gerektiren bir süreçtir. Teknoloji bağımlılığının temelinde küçük yaşta kontrolsüz internet kullanımı vardır. Teknoloji bağımlılığı, zamanında tedavi edilmez- se bireyin dünyasını madde bağımlılığı kadar olumsuz etkileyebilmektedir. D) Psikolojik sorunları olan ilan insanlar, e-hasta- liklara daha kolay yakalanmaktadır. 2021 - 2022/8.SINIF LGS - 13 10

DI (1) Kelebeklerin ne kadar yaşadığını kesin olarak söylemek güçtür.(11) Bazı çeşitlerinin birkaç gün, bazılarının birkaç hafta yaşadığı, bilinen bir gerçektir. (III) Onların en büyük düşmanı kuşlardır. (IV) Bir yıla yakın yaşayanları da vardır. Dino Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? A) I. B) TXCII . D) IV. asso I. Bu çöpleri yiyen böcekler ve kemirgenler, birçok hastalığın yayılmasına yol açıyor. Öte yandan aşırı tüketim sonucunda oluşan çöplerin ortadan kaldırılması da başka sorunları beraberinde getiriyor. II. Bu yüzden tüketimimizi olabildiğince kontrol etmeli, ortaya çıkan atıkları arıtmaya ya da geri dönüştürmeye çalışmalıyız. III. İnsanların her gün ürettiği çöpler yeryüzündeki bütün canlılar için önemli bir tehdit oluşturuyor. Numaralanmış cümleler “giriş-gelişme-sonuç' " şeklinde sıralanırsa doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olur? A) |- |||- |1 B) || - | - ||C) || - | - || D) III - 11 - 1 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”nin yazımı doğrudur? A Baktiki kimse gelmiyor. o da gelmekten

5. Dünyanın bir hikâyesi vardır, evrenin bir hikâye- si vardır, insanın bir hikâyesi vardır. Dünya, evren ve insan birer hikâyedir ve hepsi aslında büyük bir hikâyenin ---- Başka her şey, anlamını bu hikâye- nin içinde bulunmaktan kazanan ve hiç de bağımsız olmayan alt hikâyelerdir. İnsan hikâyenin herhangi bir unsuru değil, ana unsurudur ve varlığını hikâyeye Hikâyenin ortaya çıkma şartı da insandır. Hikâ- yenin sürekliliği insanla kurduğu bu dramatik ilişkiye bağlıdır. Hikâyenin bir başı ve sonu yoktur. İnsan; hikâyenin içinde bir yandan başlangıca, bir yandan da sona doğru --- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? - - A) parçalarıdır – borçludur – yol alır B) unsurlarıdır – bağlar - gider elemanıdır – ilişkilendirir - ulaşır D) tamamlayıcısıdır - yorar - uzanır v ✓ - Diğer sayfaya geçiniz.

Ul Ulall işletmeler ) Sosyal Sorumluluk Projesinin Yararları D) Sosyal Sorumluluk Proje Araştırmaları Mozaik mozaik Yayınları 2. talanmamış, bul'a doğru iştir. Çünkü in ardından aları, derin Romanı yazmadan kurguyu belirlerim. Hem de kılı kırk yararak. Öteki türlü kendimi güvende hissedemem. Ama bazen, roman ilerledikçe kahramanlarımdan biri ya da birkaçı bana başkaldırabilir. Bazen onlarla uyuşurum. Bazen de bildiğim yoldan şaşmam. İçgüdülerim ve sezgilerim bu aşamada duruma el koyar. II. Konu seçimi önemlidir tabii. Ama yazmak için iyi bir konu seçimi ve kişinin yazmaya karşı yeteneği yeterli değildir. Kültür alt yapısı gerekiyor. Özgün duygu, düşünce üretmek gerekiyor. İyi bir konu seçip yeteneğim var, diye yazanlar yok değil. O tür kitapları okurken suyunun derinliği hepi topu bir karış olan bir derede ayaklarınızı serinletir gibi oluyorsunuz. Sığlık pek sikici oluyor. III. Pek kolay olmuyor. Ama kültür alt yapım hazır olduğu için birçok konuyu zihin ve gönül süzgecimden geçirip, sentezleye- rek yeni yeni yaratılar elde ediyorum. Bu sürede bazen kültür altyapım yetersiz kalabiliyor. O zaman da uzmanlara da- nişiyor, araştırmalar yapıyorum. Rastlantı sonucu konu seçmiyorum kısacası. Araştırarak, soruşturarak, düşünce, duygu süzgeçlerimi kullanarak planını yapıyorum. Sonra yazmaya girişiyorum. IV. Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. İyi eser yazanların mutlaka güçlü bir altyapısı vardır. Dünyada iz bırakan eserleri oku- yunca, benim kitap çıkarmamın onların yanında çok ciliz kalacağını düşünerek, bir nevi haddini bilerek kitap çıkarmaya heves etmedim. Bu bir öz güven eksikliği değil, kendini ve haddini bilme tavrıdır. Numaralanmış metinlerden hangisi "Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfî mi oluyor yoksa hayatta karşı- laştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz?" sorularına karşılık olarak söylenmiştir? D) IV. A) I. B) II. C) III. Mozaik Yayınları mozak 3. Aşağıda "kabak sandal” yemeğinin yapılış aşamaları karışık olarak verilmiştir.