Ortaokul Türkçe Soruları

4 (1) Yıldızların rengi, kütlelerine ve yüzey sıcaklık- larına bağlı olarak değişkenlik gösterir. (II) Bir yıl- dızın sahip olduğu büyük kütle ile merkezinde si- kışan yüksek basınç ve sıcaklığın etkisiyle yıl- dızda nükleer tepkimeler gerçekleşir. (III) Başlan- gıç kütlesi büyük olan yıldızlar, merkezlerindeki tepkimeler daha hızlı gerçekleşeceği için hidro- jen yakıtını kütleleriyle ters orantılı bir sürede yani hızlıca tüketir. (IV) Evrende en bol bulunan yıldız türü olan kırmızı cüceler gibi küçük kütleli yıldız- lar ise yakıtlarını daha uzun süre kullanır. Bu metindeki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I numaralı cümlede bir tane fiilimsi vardır, o da zarf-fiildir. B) II numaralı cümlede hem sifat-fiil hem de zarf-fiil vardır. C) III numaralı cümlede isim-fiil, isim tamlama- sında tamlayan göreviyle kullanılmıştır. D) IV numaralı cümlede adlaşmış sifat-fiillere yer verilmiştir.

D) C) B) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanıtışı yapılmıştır? Sençlik de yapılan sporun faydası yaşlılıkta çıkıyormuş. Seni nasıl oldu da hatırlayamadı anlayamadım. Bizi affetse de affetmese de ondan özür dilemeliyiz. Zamanında dersleri pek önemsemedim, şimdi çok pişmanım.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır? AAğrı Dağı Efsanesi, çok sürükleyici bir kitaptır. B) Tuz Gölü, hemen korunmaya alınmazsa birkaç yıl içinde yok olup gidecek. C) Amasya elmasının faydaları saymakla bitmez. yakla En sevdiğim tatlı, Antep Fıstıkly baklavadır.

5 Aşağıdaki metinlerin hangisinde, isim-fiil bulunmamaktadır? A) Müzik, insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihin her döneminde müzik, insanlığa eşlik etmiştir. Müziğin ilk dö- nemleri elbette ki taşlardan yapılmış aletler ya da mağara resimleri gibi izler bırakamadı. Tarih öncesinden günümüze kalan hiçbir melodi yok. B) Kendi aracını üretmeye başlayan insanlarla birlikte müzik aletlerinin üretimi de başlamıştır. Vurma, birbirine çarpma ya da sürtme yoluyla ses veren ilk çalgılar; taş, kemik ya da ağaçtan ilk aletlerin yapılmasından daha fazla bir beceri ve daha değişik hareketler gerektirmez. C) Seste perde değişikliğinden ve şiddetten önce ritim doğmuştur. Başlangıçta ritmin el çırpma, ayak vurma, vücudun sallanması gibi beden hareketleriyle vurgulandığını düşünmek doğaldır. Vücudun çalgı gibi kul- lanılmasıyla alet kullanılması arasındaki bağ, kendini dansçıların kol ve bacaklarına ya da parmaklarına taktığı çıngıraklarda ya da ses çıkaran diğer aletlerde de gösterir. D) Tarihte bilinen en eski müzik buluntuları arasında Çin'dekiler vardır. Araştırmacılar Çin'in eski geleneklere olan bağlılığını da göz önünde bulundurarak bugünkü müzikten yola çıkıp Çin'in eski müziği üzerine bilgi sahibi olmaya çalışıyorlar. Bu ülkenin dört bin yıllık geçmişi boyunca gelişmiş bir müzik anlayışına sahip olduğu ve saraylarda müziğe yer verildiği biliniyor. MIRAY YAYINLARI 36 www.mirayyayinlari.com.tr

thel an 4 öğrenci san aylarında grafikte veril "den hangisi ve çıkış var- medeki per selişini nisan sinin en dü- mans bil sa ilişkin Ik beş ay ginda ke yısına gö in en dü- çözmek üs olması 17. 79xL Yukandaki kartla yer alan sözcüklerin bazılarının eş an lamlısı, bazılarının da zıt anlamlısı yanındakı bulmaca nin içine yerleştirilmiştir Buna göre kartta yer alan sözcüklerden hangisinin eş anlamlısı bulmacada yoktur? ALELO C) AZA MUIS D D Geniş = B) FELAKET DNTERS 18. Söylenişleri aynı, anlam ve kökleri ayrı olan kelimeler eş adlıdır. Örneğin "Sayı adı 'yüz' ile 'çehre' anlamin- daki yüz eş adlıdır. Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çi zili sözcük eş adlıdır? A) Sabahtan beri yere fayans döşemekle uğraşıyordu. B) Karlara bata çıka dağın eteklerine yaklaştı. C) Etrafi birdenbire soğuk bir sessizlik kaplamsti. D) Elinde bir parça peksimetle bir adam geldi.

10 Sifat-fiiller önlerindeki isimle birleşerek sıfat tam- laması yapar. Öğretmen, öğrencilerine yukarıdaki açıklamayı yaptıktan sonra onlardan bu kurala örnek olabi- lecek cümleler söylemelerini istemiştir. Aşağıda, öğrencilerin söylediği cümleler verilmiştir: Elif : Büyük fikirleri düşünenler, büyük hata- lar yaparlar. Zeliha Kâğıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır. İsmail : Beni korkutan, kötülerin baskısı değil iyilerin kayıtsızlığıdır. İbrahim: Eğitim, dünyayı değiştirmek için kulla- nabileceğiniz en güçlü silahtır. Buna göre hangi öğrencilerin verdiği örnek doğrudur? A) Zeliha ve İbrahim C) Elif ve İsmail B) Zeliha ve İsmail D) Elif ve İbrahim

Fiilimsiler 3 Bazı insanlar bilgisayardan bellek çubuğuna veri aktarır gibi bilgileri alır, beyinlerinde güvenli bir 1 yerde saklar ve istedikleri zaman noktasına virgü- lüne kadar hatırlar. Bazıları ise kimi zaman yarım yamalak öğrendiği bir konu üzerine iki çift laf ede- || bilmek için bildiklerini hatırlamaya çalışır, hatır- layamadığında da aslında o konuda pek bir şey öğrenmediğini anlar. Öğrenmenin kimilerimiz için neden daha zor olduğu sorusu, çoğu zaman ge- netik özelliklere ya da yeteneğe vurgu yapılarak yanıtlanır. Bu nedenle öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştırabilecek önerilerin genellikle işe yara- IV mayacağı düşünülür. Oysa kimi yöntemler öğ- renme sürecinde tahmin edemeyeceğiniz kadar olumlu etkiler yaratabilir. Bu metindeki numaralanmış sözcüklerden han- gileri sifat-fiildir? A) I ve III C) II ve III B) I ve IV D) II ve IV

TEST-2 İSİM-FİİLLER İsim-fiiller, isimlerin aldığı bütün ekleri alabilir. İsim-fiiller ek fiil alarak bir cümlenin yüklemi olabilir. Fiilimsiler İsim-fiiller başka sözcüklerle birleşerek bir isim-fiil grubu oluşturabilir. İsim-fiiller bir isim tamlamasında tamlayan ya da tamlanan olabilir. Bu açıklamalara göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil bulunmamaktadır? A) Bir sorunu çözmenin en iyi yolu, sorunun nedenini yok etmektir. B) Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. C) Bu hayatta gerçekten yüzünüz gülsün istiyorsanız asla umutsuz olmayın. D) Arkamda bıraktığım köprüleri yıkarım ki ilerlemekten başka çarem kalmasın.

11 I. Gideceği yeri bilene dünya kenara çekilip yol verirmiş. II. Pencereniz kirliyse dışarı çıkıp manzarayı parlatmanız boşunadır. III. Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır. IV. Hayatımızdaki en değerli insanlar, bizi her koşulda kalbiyle dinleyenlerdir. Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki açık- lamalardan hangisi yanlıştır? A) I numaralı cümlede üç tane fiilimsi bulunmak- tadır. B) Il numaralı cümlede hem zarf-fiil hem de si- fat-fiil vardır. C) III numaralı cümlede sadece isim-fiil yer al- maktadır. D) IV numaralı cümlede sifat-fiil, ek eylem alarak yüklem görevinde kullanılmıştır.

Fiilimsiler Olumsuzluk eki olan "-ma/-me" ile isim-fiil eki olan "-ma/-me" birbirine karıştırılmamalıdır. Aradaki fark, cümlenin anlamından yola çıkılarak belirle- nebilir. Örneğin "Yine durduk yere gülmeye baş- ladı." cümlesinde "gülmeye" sözcüğündeki "-me" isim-fiil ekidir. "Kalabalık ortamlarda yüksek sesle gülmeyin." cümlesinde "gülmeyin" sözcüğündeki "-me" ise olumsuzluk ekidir. Bu açıklamaya göre "-ma/-me" eki aşağıdakile- rin hangisinde diğerlerinden farklı bir görev- de kullanılmıştır? A) Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını. B) Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sa- nır. C) Aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır. D) Açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır, o da söyler dostuna.

******** isim filter till kök ya da gövdelerine "ma/-me, 19/19/09/09, mak/ mek ekden getirilerek yapı ir leim filter, isimlerin aldığı bütün ekileri alabilir **** Bu açıklamaya göre, (1) Gerektiğinde bizi serinleten rüzgarın evlerimizi isitması mümkün mü? (11) Rüzgar türbinlerinde üretilen elektrik enerjisi ile mümkün. (l) Son yıl larda rüzgar énerjisinden elektrik eldeşi yavaş da olsa yaygınlaşıyor ve ekonomik olmaya başlıyor. (IV) Danimarka'da üretilen toplam elektrik enerji sinin %15'i rüzgar enerjisinden temin ediliyor. metnindeki numaralanmış cümlelerin hangile rinde isim-fill bulunmaktadır? A) I ve III C) II ve Ill B) I ve IV D) Il ve IV

Zarf-fiiller bir cümleye durum ya da zaman anlamı katar. Örneğin "Zamanımı verirali kullanarak ba- şarıya ulaştım." cümlesinde "kullanarak" zarf-fi- ili cümleye durum anlamı katarken "Kitap okur- ken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum." cümle- sindeki "okurken" zarf-fiili cümleye zaman anlamı katmıştır. Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin han- gisinde zarf-fiil, cümleye diğerlerinden farklı bir anlam katmıştır? A) Öyle anlar gelir ki durmaksızın yoluna devam etmen gerekir. B) Bazı insanlar, başarılarını anlata anlata çevre- sindekileri bıktırır. C) Gerçek dostlarımızın değerini, tek başımıza kalınca daha iyi anlarız. D) Duyduğu olayları sanki kendi başından geç- mişçesine anlatmaya bayılırdı.

Bu şiirde kaç tane zart-fill bulunmakta A5 C) 7 ) B 3 Öğretmen, iki öğrencisinden bazı fiilleri fillimsilere çevirerek cümlede kullanmalarını istemiştir. Aşağıda öğretmenin verdiği fiiller ve öğrencilerin kurduğu cümleler verilmiştir. Filllerin istenen özellikleri yay ayraç içinde belirtilmiştir. 1. 2. 3. Masal: Belediye ekipleri izinsiz yapıları yıkmak için bölgeye geldi. Ilgin: Suçu bana yıkmaya çalışmanızdan bıktım artık. Masal: Baygın adama biraz kolonya sürünce adam kendine geldi. : Bu durumun böyle sürüp gitmeyeceği belliydi. Ilgin Masal: On sırada uyuyan adam belli ki çok yorgundu. Ilgin : Çocuklar uyumadan biz bu işleri bitiremeyiz. Masal: Şu şartlarda sokakta gezen insanları anlamıyorum. ligin : Bahçede boş boş gezenleri, sert bir şekilde uyardı. Buna göre öğrenciler hangi filllerin kullanımında yanlışlık yapmıştır? Ilgin 4 Masal 1 2 2 3 31 3 4 yık - (İsim-fil) sür-(Zarf-fil) uyu - (Sifat-fill) gez - (Adlaşmış Sifat-fil) MIRA

Zarf-fiiller, fiil kök ya da gövdelerine çeşitli ekler getirilerek yapılır. Zarf-fiiller, bir cümleyi zaman ve durum bakımından tamamlar. Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde. Bir kuş gelir, yüreğimin ucuna konar. Bir gelincik açılır ansızın, Bir gelincik sinsi sinsi kanar. Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır. Deliler gibi dönmeye başlar, Döndükçe yumak yumak çözülür. Çözüldükçe ufalır, küçülür. Çekirdeği henüz süt bağlamış, Masmavi bir erik kesilir ağzımda. Dokundukça yanar dudaklarım, Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde. Bu şiirde kaç tane zarf-fiil bulunmaktadır? A) 5 B) 6 C) 7 D) 8 il äăronoinindon hoz fillori filimsilere

Fiilimsil Fiilimsi; kökü fiil olmasına rağmen aldığı ekten dolayı artık fiil olmayan, cümlede isim, sifat ya da zarf görevinde kullanılan sözcüktür. Fiilimsiler isim-fiil, sifat-fiil ve zarf-fiil olmak üzere üçe ayrılır. Buna göre, (1) Yaşıtlarının ilerisinde zihinsel bir gelişime sa- hip, yaratıcı, lider özellikleri taşıyan, belirli bir alanda özel bir yeteneği olan bireyleri tanımla- mak için üstün zekâlı ve özel yetenekli kavramları kullanılıyor. (II) Bu bireylerin en önemli özellikle- rinden biri fiziksel, duyusal ve zihinsel alanlardaki gelişim aşamalarına erken ulaşmalarıdır. (III) Er- ken konuşma, erken yürüme, soyut konulara er- ken dönemde ilgi duyma, erken okuma yazma ve öğrenme bunlardan bazılarıdır. (IV) Bu özellikler- den her biri, bu bireylerin özelliklerine göre ayrı ayrı ele alınmalıdır. metnindeki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde fiilimsive yer verilmemiştir? A+ intemiştir. R) IV

(1 ve 2. sorular aşağıdaki metne göre cevaplanacaktır.) Matematik Öğretmeni Ahmet Bey, derste öğrencilerine aşağıdaki görseli gösterdikten sonra bu görselden hayata dair yap- tıkları çıkarımları sormuş, onlardan da aşağıdaki cevapları almıştır. 8. SINIF TÜRKÇE TESTİ Bu testte 20 soru vardır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının TÜRKÇE TESTİ için ayrılan kısmına işaretleyiniz. Üslü ifadedeki 365'i hayatımızın bir yılına denk gelen 365 gün olarak kabul edebiliriz. Buna göre hayatımızın her gününde önceki güne göre "1" adım fazla mesafe alırsak, 365 gün sonunda kat be kat fazla yol alırız ama her gün önceki güne göre "1" adım geride kalırsak geçen 365 gün sonunda olduğumuz noktadan çok daha geride bir hâlde bir yılı bitirmiş oluruz. Sevgi: Bu görselle Hz. Muhammed'in (sav) "İki günü eşit olan zarardadır." hadisinin anlamını çok daha iyi anladım. Hayatımızdaki ufacık bir değişim büyük sonuçlar doğurabilir. Ömrümüzün bir gününde bir karar alarak her gün uygulayacağımız olumlu küçücük bir değişimin yılın sonunda bizi çok ilerilere taşıyabileceğini, aynı şekilde olum- suz küçücük bir değişimin de yılın sonunda bizi bulunduğumuz yerden çok gerilere taşıyabileceğini göz ardı et- mememiz lazım. Ali : İpek: Tarık: Filiz: 1.01365 = 37.8 0.99365 = 0.03 "Ha bir eksik ha bir fazla ne olacak?" sözünün bilimsel olarak nasıl çürütüldüğünü gördüm bu görselde. Her gü- nü iyi değerlendirmeye bakmak lazım. Bu görselin hayatımıza yansıması ile ilgili bir örnek vermek istiyorum.Örneğin bugünden itibaren her gün 10 say- fa kitap okumaya başlayan bir kişinin okuduğu 10 sayfanın hayatına kattığı değer bir yılda yalnızca 3650 sayfa okumuş olmak değildir. Okuduklarımız ayrıca ufkumuzu genişletecek ve hayatımız boyunca huzur, mutluluk ve başarı yolunda bizlere rehberlik edecektir. Bu büyük katkıyı görseldeki gibi niceliksel değerlerle ifade etmekse konuyu zihnimizde somutlaştırarak daha iyi anlamamıza yardım edecektir. Öğrencilerin yukarıda yapmış oldukları yorumlar- dan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A Öğrencilerin tümü genel olarak aynı konu etrafin- da görseli değerlendirmişlerdi B) Hayatımızda alacağımız küçücük pozitif kararların bize kazandırabileceklerinin niteliksel yönü nicelik- sel yönünden çok daha ileridedir. C) Öğrencilerin tümü görüşlerini örneklendirme yapa- rak açıklamışlardır. DHayatımızın bir gününde olumsuz yönde küçücük bir değişim, bir yıl sonra bizi olduğumuz yerden çok gerilere götürebilir. 2. Öğrencilerin yorumlarında kullandıkları sözcükler anlam yönleriyle değerlendirildiğinde aşağıdakiler- den hangisi doğru değildir? A) Ali yorumunda bir matematik terimi kullanmıştır. B) Tarık'ın yorumunda kullandığı çürütmek sözcüğü mecaz anlamlıdır. C) ipek'in yorumunda kullandığı, göz ardı etmemek deyimi riske girmemek anlamına gelir. D) Filiz'in yorumunda kullandığı ufkunu genişletmek" deyimi "görüş alanını genişletmek, daha geniş, da- ha fazla bilgi ve görüş edinmek" anlamına gelir. 3.