Anlatım Biçimleri Soruları

TEST 1. Istanbul'un 1930'lu yılları... Henüz gürültü, çevre ve hava kirli- liği yok. Şimdiki dev gibi gökdelenlerin yerlerinde ahşap evler, milyonluk nüfuslara homurdanan semtlerin yerinde de zarif köyler var. Boğaziçi ve sahiller henüz yağmalanmamış, mahal- leler henüz kendi kimlikleriyle yaşamaktadır. Ne kalıplaşmaya doğru hızla ilerleyen düşünceler, ne çarpık şehirleşmeye ko- şan şehir! Ah Istanbul! Biz sana neler etmişiz böyle? Betonia- rin altında kalan ağaçlar acaba bir daha çiçek açabilecek mi? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine bas- vurulmamıştır? A) Ayrıntılara yer vermeye B) Insana özgü nitelikleri doğaya aktarmaya C) Yansıma sözcük kullanmaya D) Benzetmeden yararlanmaya E) Tarihsel değerleri örneklerle açıklamaya yan

en on- üz ara ma me bu 21 k. da ak bi- gun şte leri al- Bu parçanın sonuna anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Dran Yani Venüs'te Güneş; batidan doğuyor, doğudan batıyor. B) Dünya'nın hareketleriyle paralellik göster- mektedir. Dolayısıyla gece gündüz süresi çok kısadır. Dy Bu, bilim insanları için sıradan bir olaydır. 7. Sivas'tan aynı saatte kalkan iki otobüsten biri mavi, diğeri beyazdır. Bu otobüslerden mavi olanı sırasıyla Hafik, Zara ve Suşehri ilçelerine; beyaz olanı sırasıyla Ulaş, Kangal ve Gürün ilçelerine gitmektedir. Bu ilçelerden birine giden Kenan, Levent, Murat, Necip, Orhan, Po- lat, Rahmi ve Sedat adlı kişiler bu otobüslere binmişlerdir. Bu kişilerin bindikleri otobüsler ve hangi ilçede indikleriyle ilgili olarak şunlar bilinmektedir: • Her iki otobüsün de gittiği son ilçede ikişer kişi inmiştir, diğer ilçelerde birer kişi inmiştir. • Otobüslerin birinden ilk gidilen ilçede yal- nızca Polat inmiştir. • Kenan, Hafik ilçesinde; Sedat ise Gürün il- çesinde inmiştir. • Murat ve Orhan aynı otobüse binmişlerdir ve Orhan, Murat'tan sonra inmiştir. • Levent ve Kenan, farklı otobüslere binmiş- lerdir. • Rahmi, bindiği otobüsten son gidilen ilçede inmiştir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Kangal ilçesinde inmiş olabilir? A) Rahmi C Murat MO B) Polat D) Necip 8. Sınıf

18. Aşağıdaki parçalardan hangisi farklı bir kişi ağzıyla anlatılmıştır? A) Onun derslerinde hepimiz çok eğlenirdik. Derse her girişinde bizim dikkatimizi çekmeyi başarırdı. Ders boyunca onu can kulağıyla dinlerdik. Her sözü bizim için çok değerliydi. B) Uzun süre beklediğimiz haber nihayet gelmişti. Hemen bavullarımızı toplayıp otobüse yetişmek için koştuk. Yol boyunca camdan dışarının muhteşem LİT manzarasını seyrede seyrede yolculuğun keyfini çıkardım. le e C) Kendisine doğru yuvarlanan kocaman kayayı son anda fark edebilmişti. Bir anda kendini kenara atmayı başarabildi. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir de baktı ki eski bina iyiden iyiye dökülmeye devam ediyor. D) Kendime her zaman güvenmesini bilmişimdir. Her konuda mutlaka yapabileceğim bir şeyler olduğuna inanırım. Ama o gün anladım ki kendime ne kadar güvenirsem güveneyim başkalarının yardımına da ihtiyacım var.

10. TORRÇE Türkiye Kitap Okuma İstatistiği • Türk halkı; günde 6 saat TV izliyor, 3 saat internete giriyor ancak kitap okumaya günde Sadece 1 dakika ayırıyor. . Türkiye, kitap okuma alışkanlı- ğında dünyada 86. sırada yer alıyor. • Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4'ü kitap okuyor. • Türkiye'de kitap okuma, ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor. %0.1 okuma Türkiye, oranıyla dünya ülkeleri arasın- da son sıralarda yer alıyor. • Kitap okuyanların; %56'sı aşk, %24'ü siyasi, %13'ü düşünce, %7'si kişisel gelişim kitapları okuyor. Buna göre verilen bilgilerden hareketle aşağıdaki değerlendirmelerin hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Türkiye % 0,1 okuma oranıyla dünya ülkeleri arasında son sırada yer alıyor. B) Türkiye'de kitap okuyanların çoğu, gençlerden oluştuğu için en fazla aşk kitapları okunuyor. Türkler, günde bir dakika kitap okuyarak okuma alışkanlığında dünyada 86. sırada yer alıyor. D) Türkiye'de televizyon izlemek, ihtiyaç listesinde ilk sıradayken kitap okumak 235. sırada yer alıyor. Tak

Test 04 4. Burası dağlarla çevrili, kibrit kutusu misali evleriyle gözden uzak, akıl almaz bir köydü. Yalnızca sonbaharda senede bir kez üzümlerin şahlandığı, parıldadığı zamanlarda üzüm bayramıyla dirilirdi buralar. Ondan sonra kar kümeleriyle kapanan yolların ötesinde alabildiğine sessizleşir, tarihe karışırdı. Bu terk edilmişlik bahara kadar sürer, baharda sular yürür, yollar açılır, insan sesleri duyulur, bağlara gidilir sonra yaz tozları gelir, yeşilin rengini sıvayıp kapatır, çöken sıcaklıklar insanları öteye beriye sindirir, bahçelerden yalnızca saatleri şaşırmış yalancı yağmur haberleri veren hozorların sesini duyardık. Bu metin dil ve anlatım yönünden incelendiğinde VFarklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. 4. Birinci kişi ağzından anlatılmıştır. III. Anlatılanlar örneklerle somutlanmıştır. IV. Deyimlerle anlatima zenginlik katılmıştır. yargılarından hangisi söylenemez? C III. D) IV. 5. Kutup ışıkları, kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen doğal ışımalarıdır. Daha çok kutup bölgelerinde görül- düğü için bu adı alan kutup ışıkları pırıltılı ve rengârenk ışık gösterileridir. Yeryüzünün en 3

Sebep-sonuç cümlelerinde yer alan ve eylemin gerçekleşmesine neyin sebep olduğunu ifade eden bölüm; olmuş, bitmiş, yaşanmış bir durum- dan meydana gelir. Örneğin "Dişi ağrıdığı için doktora gitti." cümlesinde "doktora gitmenin" sebebi "dişin ağrıması" dir ve bu durum gerçekleş- miştir. Oysa amaç-sonuç cümlelerinin amaç bölü- mü henüz gerçekleşmemiş bir durumu ifade eder. Örneğin "Daha başarılı olmak için artık paragraf sorusu çözmeye başladı." cümlesinde "başarılı olma" durumu henüz gerçekleşmemiştir. 5. Bu açıklamaya göre aşağıdaki metinlerden hangisinde sebep- sonuç cümlesine yer veril- miştir? A) Babam erkenden işe gider, akşamın geç vakitlerinde işten dönerdi. Çok defa babamı, izlediğim filmler- deki savaşçılara benzetirdim. Belki onun elinde bir kılıç yoktu ama yorgunluğuyla birlikte sırtladığı haklı gururu ve onuru vardı. -B Sonuç değişmez, dedi elindeki kâğıtları masanın üzerine bırakırken. Geceli gündüzlü onca çalışma heba olmuştu işte. Odanın açık camından içeri giren baharın ılık nefesi; yüzümüzü, gözümüzü, ellerimizi okşuyordu. İçinde bulunduğumuz berbat durum olmasaydı mutlu olmak için başka bir şeye gerek olmayacaktı belki de. Dükkânın açık kapısından sokağın fırını andıran sıcağı giriyor, kendini bile serinletmekten aciz iklim- lendiriciyi büsbütün çaresiz bırakıyordu. Adam, ne sıcağa aldırıyor ne de etrafında dolanıp duran arsız sinekleri kovmak için bir şeyler yapıyordu. Yumuşak, deri koltuğa adeta uzanmış, ayaklarını ahşap masa- ya uzatmıştı. Gözleri kapalı, uzak çok uzak bir diyarın rüyasını görüyor gibiydi. 6. NARTEST Karaca güzell bilir b dilder caoğl Düşü ya ko şiirler gaye din t Birazdan onlarca mavi önlüklü işçi, evlerine gitmek üzere hapishaneyi andıran bu gri, ruhsuz fabrika binasından ayrılacaktı. Yarın aynı şeyler tekrar yaşa- nacaktı. Olsun, şimdi evlerine gideceklerdi ya! Hem her yeni gün henüz açmamış gonca gül gibi avuçları- na bırakılmıyor muydu nasılsa? doğr sevo Torc Sev rağ fan Ka ha he AT -B URTE

niz. nya- ginde u bil- sözle- olarak erilirdi. ak v arçada- herhan- oksa kış onu dü- indan in- de kışın sin hasta etmeleri 4. angisinden olur, eşya- elirdi." cüm- gun olur? TÜRKÇE Varlıkların okuyucunun gözünde ve zihnin- de canlanacak şekilde ayırt edici nitelikle- riyle anlatılmasına betimleme (tasvir etme) denir. Bu bilgiye göre aşağıdaki metinlerin hangisinde betimleyici anlatım ağır basmaktadır? Kahveye yaklaşınca makinist gaza bastı, motoru büyük bir gürültüyle çalıştırdı, egzozunu tüfek gibi patlattı. Kalabalık ürkerek açıldı, birçokları korkula- rını gizlemek için kahkaha attı. Vaktiyle bu adaya bu zamanda sürü hâlinde kuş- lar uğrardı. Bu kuşlar, cıvıl cıvıl öterdi. Küme küme bir ağaçtan ötekine konardı. Şimdilerde bu kuşların sesleri kesildi, karga sesleri geliyor her yerden. Kibar bir insan olduğu için birilerini rahatsız edip et- mediğini anlamak amacıyla çevresine bakındı. İşte o zaman utanılacak bir durum olduğu ortaya çıktı. Tam önünde oturan yaşlı bir adam, boynunu men- diliyle çabuk çabuk siliyordu. D) Ağaçtan ağaca serilmiş beyaz çamaşırlar; bu kadar durgun, güneşsiz, ıslak ve ilık havada hiç kuruma- yacaktır. Güneşli, sıcak, kupkuru günleri beklemek- ten başka çaremiz yoktu anlaşılan.

ANLATIM BİÇİMLERİ VE DÜŞÜNCEYİ GELISTIRME YOLLARI 3. Varlıkların, okuyucunun gözünde canlanacak şekilde, resim çizer gibi anlatılması olarak tan gibi tanıtılması amaçlanır, kişisel düşüncelere yer verilmez. Görsellikten çok, izlenim ves leme, açıklayıcı ve sanatsal olmak üzere iki başlık altında incelenir. Açıklayıcı betimlemede var pastığı sanatsal betimlemede ise yazar, anlatımına duygu ve yorumlarını da katar Bu metne göre aşağıdakilerden hangisinde açıklayıcı betimleme yapılmıştır? A) Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunduğu göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile şehir parki birbi çıkıyordu. Hükümet konağı en az yüz yıllık bir taş yapıydı. Onun tam karşısında, hükümetin Parkın içinde yaz kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçedeki iki bankans amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu. Yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, gözlerinden hızla akan gözyaşları arasından bara bakıyordu. Oturduğum yerdeki çimenlerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırıyordu. Gerid duvarını gözden saklayan mor leylaklardan etrafa hafif, serin insanı rahatlatan bir koku C) Uzun süren kış ayları bitti. Köyün üzerini örten kara bulutlar gitmiş, yerini masmavi gökyüzün mıştı. Yılan gibi kıvrılarak akan derenin suları coşmuş, coşku türküleri söyleyerek akıp gidiy rengarenk tomurcuk ve çiçeklerle donanmıştı. Uykudan uyanan böcekler yuvalarından çıkara den kış hazırlıklarına başladılar. Karıncalar sıcak günlerin uzun sürmeyeceğini bildikleri için an yecekle doldurma yarışına çoktan girdiler. D) ahçıvan'daki Mümine Hatun Türbesi, çok köşeli Selçuklu türbe tipinin ve tuğla işçiliğinin örneklerindendir. Dıştan on köşeli, içten silindir biçimli bir yapısı vardır. Saçak kısmında üç ma sırası ve kufiyazı şeridi gövdeyi sarar. Bu çini harfli şeridin altından on kenar, silmelerte be ayrılır. Tuğla mozaik yazıların süslediği silmeler, her biri değişik kompozisyonlar taşıyan par mindeki yüzeyleri sınırlandırır. Sivri kemerli kapının üstündeki kitabeden yapının 1187'de taman rahatça okunur. Bu kadar uzun bir tarihe tanıklık etmiş bir yapının yakınında olmak insanda a heyecan ve duygu yoğunluğu yaratır elbette. O

dir✓ verilmiştir. yi hedeflemektedir, ve IV 7 KUMBARASI HİBE EDİLMİŞTİR. Ş- Ime r, k ştir. aya 2014 2013 2012 2011 D) III ve IV Bandeir Didenn Cengis Conan Eray t % 17 % 15 % 14. %8 CAM GERİ DÖNÜŞÜM ORANLARI 2 bir 4. Sekiz bölümlük fotoğraf albümüne sekiz öğrencinin resimleri yerleştirilecektir. Albümdeki bölmeler dörderli olarak iki sıra hâ- linde verilmiştir. Da uut Resimleri yerleştirilecek öğrencilerin isimleri şunlardır: Cengiz, Canan, Didem, Davut, Babar Bahadir, Elif ve Eray. Fotoğrafların albüme yerleştirilmesi şu şekildedir: İlk sıranın ilk bölmesine alfabetik sıralamada ismi diğerlerinden önce gelen öğrencinin resmi yerleştirilmiştir. İkinci sıranın son bölmesine alfabetik sıralamada ismi diğerlerinden sonra gelen öğrencinin resmi yerleştirilmiştir. Aynı sırada ismi aynı harfle başlayan öğrencilerin resimleri yer almamıştır. Aynı cinsiyetten iki kişi yan yana gelmemiştir. Canan'ın resmi birinci sıradadır. Verilen bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Davut'la Bahadır aynı sırada yer almıştır. BBahar'ın resmi ilk sırada yer almıştır. nice Bahar'la Cengiz aynı sırada yer almıştır. D) Elif'in resmi ilk sırada yer almıştır. arın ip 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "sert" sözcüğü "Mutfaktan

MOTOR 5. C) U yorumlar katan kişidir. Bir toplum, yeni şairlerini anladığı ölçüde daha çağdaş bir toplum olma çizgisine u Dil, bir toplumu başka bir toplumdan ayıran en önemli ögedir. Şair ise dildeki sözcüklere yeni anlamlar, nedenle şair, yapıtlannı kaleme alırken çok dikkatli olmalıdır. Zor 1 1. Bu metindeki bazı sözcüklerin metindeki anlamları "*, A, , " simgeleriyle verilmiştir. Bu sözcükleri me bularak aşağıdaki bulmacaya yerleştiriniz. 2 * Ayni toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan in tümü ▲ Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, modern • Emek sonucu ortaya konan ürün ◆ Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır 3 U L A Z TEST 3 A Ş Yaratıcı ve Analitik Düşünme Y Numaralanmış kutularda yer alan harfler "ANAHTAR SÖZCÜK" bölümüne yerleştirildiğinde aşağıdakile den hangisi oluşur? A) B) D) U 1 U N Ç A T ANAHTAR SÖZCÜK A 1 2 3 Zor TEST 4 Video Caz Bir şeye bakış açınızın değişmesi ve farklı düşünmeniz için ilk önce o şeyi "merak etmelisiniz" çünkü merak, artıran en önemli etkendir. Ayrıca istekli bir insan, en zor şeyleri bile başarabilir. Merak aynı zamanda b birikiminizin olmasını da sağlar. Görsel Yorum B) Merak ettiğiniz şeyleri öğrenin ve bunlar hakkında y fakat şu metotlaria: Zit Düşünme Metodu: Bu metot, bir şeyi tersin olayı yeniden kurgulama metodudur. Olayı ter size çözüm yolu gösterebilir. Bu yol, ilk önce k başlasa da zamanla daha ciddi işlerde de caktır. Ekleyerek Düşünme Metodu: Öyle şey mek yeterli olmaz. Işte bu gibi durum metodu kullanın. Nasıl mı? Olayı hay bilecek bir kişi veya nesne ilave edi "X aracı, Y aracına 50 km/sa. hızla gitmektedir. Yol 1000 m ise ne kadar süre s sorusuna yukarıda özellikleri verilen düşünme metotlarına uygun cevaplac sinde verilmiştir? Zıt Düşünme Metodu A) X aracı, Y aracına 2 saatte ulaşır. Ekleyere! X aracı hareket maya başladı mıştır. X aracı yolun yarısında bozulacağından, Y ara- cına ulaşamayabilir. X aracı h da X ara varış su Neden X aracı, Y aracına gidiyor? Y aracı X ara- cindan hızlı olabilir. Bu yüzden Y aracı, X ara- cina gitsin. re

8. Şiiri yazıyoruz ve sonra düşünüyoruz. Bir tür keşif süreci. Durmadan soruyoruz. Bu dünyada bizi karşılayan şey nedir? Muhatap olduğumuz, temas hâlinde olduğumuz şey aslında nedir? Şiirin naif bir tarafı var. Aramakla geçiyor ömrümüz ve somut olan her şeyin bir yalan olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. İşin aslı nedir, diye soruyoruz sonra. Şiir, bu ara noktada imdadımıza yetişiyor ya da biz şiirle bu ara noktada temas kuruyoruz. Gördüğümüz bütün görüntüler, bir soru ve bir cevap hâlinde mevcut. Ister sorudan başla istersen doğrudan cevabı bul. Her iki hâlde de, yani soruya başladığımız noktada da, cevabı bulduğumuz noktada da karşılaşacağımız tek hakikat var: Gördüğümüz her şeyin kaybolduğunu fark edeceğiz. Yani mesele, soru ya da cevapta. Gerisi aldatıcı bir yığın. Bence şiir, bahsettiğimiz soru ya da cevabın hemen bitişiğindedir. Veya şiir, sorunun ya da cevabın ateşinden sıçramış bir çıngıdır. Bu metnin yazı türü ve özellikleri aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? A) Biyografi, kişisel hayatı konu alan bir yazı türüdür. Yazar, sporcu, devlet lideri gibi birçok kişi hakkında biyografi yazıla- bilir. Biyografiye konu olan kişinin hayatı olduğu gibi yazıya aktarılır. B) Makale; alanında uzman kişiler tarafından yazılan, herhangi bir konuda bilgi vermek, düşünce belirtmek ve bu düşün- ceyi savunmak, kanıtlama amacı güden belirli uzunlukta, başlıkta, genellikle imzalı olan, gazete ve dergilerde yayımla- nan yazılara denir. C) Roman, insanların hayat tecrübelerini ve başlarından geçen olayları kurmaca ya da gerçeğe uygun olarak konu edinen düzyazı biçimindeki edebî metindir. D) Bir yazarın, düşüncelerini karşısında olan biriyle konuşuyormuş gibi sohbet havası içinde anlatmasına söyleşi adı veril- mektedir. Yazar bu türde birtakım iç konuşmalara yer verir ve bunu yaparken de samimi bir üslup kullanmaktadır.

11. (0) Yaşlı adam fırçasını boya kavanozuna batırdı. (II) Hızlı ama sakindi. (III) Fırçadaki fazla boyayı kavanozun kenarına sıyırdı. (IV) Fırçayı diğer elinin işaret parmağına vurmaya başladı. (V) Böylece ilk damla suyun üstüne düştü. Bu metinde numaralanmış cümlelerden hangisi olayın akışını bozmaktadır? C) IV 11 B) III FENOMEN 0000 25

8. SINIF ISINMA 1 Samsun'a yeni uygun ilanlar aras Buna göre Ömer'in A) / SÖZEL BO TÜRKÇE 1. Bu testte 20 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe testi için ayrıla 1. Anıtlar, insanın yaptığı işleri gelecek kuşakların zih- ninde canlı tutmak amacıyla inşa edilen eserlerdir. İnsanın fizik ve zihin karışımının meyvesi olan anit- lar, akılda kalıcılığı artırmak için güzel sanatların im- kânlarından yararlanabilir. Bu yararlanma yapılış özelliğine bağlı olarak sanat anıtları veya yazı anıtla- ri olabilir. Bu parçada "İnsanın fizik ve zihin karışımının mey- vesi olmak" sözü ile anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Tüm insanlığın mirasının bir parçası olmak B) Bir topluluğun ortak akılla oluşturduğu bir yapı olmak C) Sanatçıların beden çalışmalarının sonucunda oluşmak D)) İnsanın zekâsı ve gücünün sonucunda oluşturu- lan bir ürün olmak

ar kolay evk ya da varlığına ğum gü anlar için si, huzur mumlar tlilikte ve Han çıka anma ara- anılan ay ndur. mum kul clar için de 6. Türkçe benim biricik vatanım, memleketim, evim. Nereye gitsem onu da beraberimde gö- türürüm. Ben Türkçeye tutkunum. Uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yaptım. Fransızcayı da çok rahat konuşurum. Biraz İngilizce okudum, derken dört yıl İtalyanca kurslarına gittim, İtal- yanca öğrendim. Bir parçacık da Almancaya el attım. Ama benim için Türkçenin yeri başka. Her insan kendi dilini sever ama bence Türkçe dünya dillerinin en güzellerinden biri. RKCE Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyle- yen yazara ait bir özellik değildir? A) Bazı yabancı dilleri iyi kullanması B) Ana dil bilincine sahip olması Ker Kendi dilini üstün tutması xa D) Bir dil bir insan, iki dil iki insan görüşünde hareket etmesi 8.SINIF TÜRKÇE 61 nılmaz bir I için söz ko 1 aynı zama iyin kalıtım sine, çevre göre erken Irunlu yaş T i yaşlılığın I i ve genell maktadır Bu parçac rılabilir? A) Yaşlılık B) Yaşlılık einsanın ler. D) Yaşlılı değiş

8. Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı olan başkası- nın da aklını kullanır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındı? A) Başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, akıllı insanların işidir. B) Bir işe başlarken herkese fikrini sormak gerekir. C) Ortak kararlar almak başarıya götürür. D) Sürekli başkalarının fikrini almak sizi iş yapa- maz duruma getirir. 12.

den dir. şilerimin en okur- olgulan eme ala- ey vardır, rmek. Bu apabilme- sa o nasil ellikler ben- çin boşuna çimlerinden ma leme sandan uzak- ilan etmiş olur. elleri, gülümse- tur. Bilgisayan nr esyanin 16. Gazeteci: (0) - Galiba insan bir işe belli bir niyetle başlarsa o niyetten pek sapmadan ilerleyibiliyor. Beni yazmaya iten yazar- lar başta hangileriyse bugün de aynı. Arada ufak değişikliklere rastlarsam çok seviniyorum. Öykü idmanı için Çehov'u okuyorum hâlâ, yazma keyfini kazanmak için Truman Capote'yi, Katherine Mansfield'i, Türk edebiyatıyla bağımı diri tutmak için Halit Ziya'yı, Ahmet Hamdi Tanpınar'ı, Reşat Nuri'yi, Sait Faik ile Sabahattin Ali'yi saymam zaten gerekmiyor, değil mi? Gazeteci: (11) Tomris Uyar: - Kendilerini kanıtlamış olmaları pek önemli değil de sizi başlangıçta etkileyen yazarların bağlayıcı yanları var, aynı kentler gibi. Yaşadığımız kentler -ben Istanbul'dan söz ediyorum- edebiyatçıyı kalkındıran mekânlar olmaktan çık- tı. Bir mimariden, bir insan yüzünden, bir sokaktan etkilenme olasılığı gitgide azalıyor. Bu yüzden derinlere iniyor, geçmişe yöneliyorsunuz. Bunu nostalji anlamında söylemiyorum. Ama sizi besleyen kültür geçmişte. Bunu ister istemez görmek zorundayız. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Öykücülüğünüzün oluşumunda, gelişiminde etkileyici ve yönlendirici olan kaynaklardan söz eder miziniz? (II) Sanatçılar ve sanatçıların yaşadıklar mekânlar arasında bir bağ var mıdır? B) (1) Öykücülüğünüzün gelişimi hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? (II) Kalıcılıkla ilgili ne gibi düşünceleriniz var, bizimle paylaşabilir misiniz? C) (1) Kendine yeni bir yon çizen öykücülükle ilgili ne düşünüyorsunuz? (II) Yarına kalırlığın en önemli koşulunun ne olduğunu düşünüyorsunuz? D) (1) Öykücülükte sıçrama yaşanmasını sağlayan yazarlar kimlerdir? (II) İnsanlar tarafından her zaman hatırlanmak isteyen bir öykücünün neler yapması gerekir? ( 8