Paragraf Soruları

kitabını ve prido- unan dő. en g. Aydın, Berrin, Ceyda, Doğan, Enes ve Fatma isimli çocukların her biri su kaplumbağası, balık, muhabbet kuşu, kanarya, kedi ve köpekten iki tanesini beslemektedir. Su kaplumbağası ve köpek yalnızca erkek çocuklar, balık ve kanarya yalnızca kız çocuklar tarafından beslenmektedir. Çocukların besledikleri evcil hayvanlarla ilgili bilinenler şunlardır: JA Kanarya besleyen Ceyda'nın beslediği diğer evcil hayvan balık değildir. Berrin'in beslediği evcil hayvanlardan biri muhabbet kuşudur. .. Doğan, muhabbet kuşu ve köpek beslememektedir. ■ Fatma'nın beslediği evcil hayvanlardan biri kedi değildir. Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenemez? A) Doğan kedi beslemektedir. B) Enes su kaplumbağası beslemektedir. C) Fatma balik beslemektedir.. D) Aydın köpek beslemektedir. KML

B 1. A) I ve II 11. B B Truva Savaşı'nın yaklaşık on yıl sürmesinden dolayı askerler oldukça yorgun düşmüştür. Odeysseu'sun uygulamaya koyduğu planı tutmuştur ve tahta atla onun içindeki Akhalı askerleri Truvalılar şehrin kapısından içeri almıştır. B Odysseu'un planına göre, Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp geride III. çok büyük bir tahta at bırakacaktır ve bu atı gören Truvalılar ganimet olarak düşündükleri bu atı şehrin içine alacaktır. IV. Bu duruma son vermek isteyen ve Truvayı almak isteyen İthaka Kralı Odysseus'un aklina tahtadan bir at yapma fikri gelmiştir. Böylece Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine saklanarak şehrin V. sınırları içerisine girmeyi başarmış ve gece baskını ile Truva şehrini hem içten hem dıştan ele geçirmişlerdi. ğiştirilmelidir? Numaralanmış cümlelerin sırasıyla anlamlı ve kurallı bir metin oluşturabilmesi için hangi cümlelerin yeri d B) II ve III 7. Ingiliz, Amerikan, İsveçli, Almanlar de klenoti C) II ve IV D) IV ve V V

yor. eki- er- en saat aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? C) 12.25 D) 10.00 Aşağıdakilerin hangisinde karşıt durumlardan bahsedilmiştir? A) Matematik dersini çok seviyorum ama bazı ko- nuları anlamakta zorlanıyorum. B) Tablet almak istiyorum yalnız hangisini alacağı- ma karar veremiyorum. C) Dün gelecektin ne var ki gelsen de beni burada bulamazdın. D) Bu sene Eskişehir'e taşınacağım hatta oradan ev alacağım.

RAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE sa- an ve lir. ak arı ve la pok r. 7- ç 1 Test 1 Başka bir dil konuşmak insanın karakterini değiştirir mi? Acaba "Bir lisan bir insan" ya da "Bir lisan öğrenmek yeni bir ruh edinmektir." deyişlerinde yeni bir dil öğrenmeye övgüde bulunmanın ötesinde bir şey kastedilmiş olabi- lir mi? Yeni bir dil öğrenmek, bölünmüş ve çoklu kişilik yapısının ortaya çıkacağını garanti etmez ama insanın düşünme sistemini etkilediğinden bazı davranış değişik- liklerine yol açabilir. Konu ile ilgili ilk çalışma yaklaşık 40 yıl önce yapılmıştır. Profesör Susan Ervin-Tripp, Japon kökenli Amerikalı kadınlardan oluşan bir grup katılım- ciya, İngilizce ve Japonca cümle tamamlama görevle- ri vermiştir. Deneyin sonucunda aynı katılımcıların aynı cümleleri İngilizce olduğunda farklı, Japonca olduğunda farklı şekilde tamamladıkları görülmüştür. NEWTON YAYINLARI Bu metinde geçen "Başka bir dil konuşmak insanın karak- terini değiştirir mi?" sorusuna verilen cevaplarla ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İnsanlar yabancı bir dili konuşurken farklı davranabi- lirler. B) Japonca İngilizceden farklı olduğu için insanlar kişilik- lerine uygun davranmayabilir. C) Farklı dilleri konuşmanın kişiliğe etkisinin olduğu kesin değildir. Kişilik değişiminde dillerin etkisi konusu uzun yıllardır insanları meşgul etmiştir? Bilinçli olarak şaşı bakmak gözlerimize zarar verir mi? Şu ana kadar gözlerini birbirine bakmaya zorladığı için gözlerinde hasar oluşmuş ve kayda geçmiş bir durum yoktur. Üstelik vücudumuz kendimize zarar vermemi- zi önleyecek şekilde evrimleşmiştir. Gözlerimizi birbiri- ne bakmaya zorladığımızda ortaya çıkan acı hissi zaten buna uzun süre devam etmemize izin vermez. Aynı ra- hatsızlık hissini çok uzaklara baktığımız periferik (çev- rocol) bakış sırasında ya da aşırı yakın bir nesneye

terini değiştirir mi?" sorusuna verilen cevaplarla ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Insanlar yabang bir dili konuşurken farklı davranabi- abang lirler. B) Japonca İngilizceden farklı olduğu için insanlar kişilik- lerine uygun davranmayabilir. C) Farklı dilleri konuşmanın kişiliğe etkisinin olduğu kesin değildir. işilik değişiminde dillerin etkisi konusu uzun yıllardır insanları meşgul etmiştir? Bilinçli olarak şaşı bakmak gözlerimize zarar verir mi? Şu ana kadar gözlerini birbirine bakmaya zorladığı için gözlerinde hasar oluşmuş ve kayda geçmiş bir durum yoktur. Üstelik vücudumuz kendimize zarar vermemi- zi önleyecek şekilde evrimleşmiştir. Gözlerimizi birbiri- ne bakmaya zorladığımızda ortaya çıkan acı hissi zaten buna uzun süre devam etmemize izin vermez. Aynı ra- hatsızlık hissini çok uzaklara baktığımız periferik (çev- resel) bakış sırasında ya da aşırı yakın bir nesneye odaklandığımızda da yaşarız. metinde aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Gözlerin kaydınılması kalıcı hasarlara yol açmamak- tadır. B) Vücudun dengeleme durma özelliği bilinçli yapılan bazı davranışlanı engeller. V C) Yakına ve uzağa uzun süreli bakmak gözlerde kimi zaman bozulmalara yol açar. D) Gözlerin birbirine bakması sonucu oluşan acı, vücu- dun zarar görmemesi içindir. 63

3. "Issız bir adada yapayalnız yaşamak zorunda kalsanız hangi romanları yanınıza alıp götürürsünüz?" sorusu, bir zamanlar Fransa'da anketçilerin pek hoşlandığı bir konuydu. Bu romanlar, soruşturmacılara göre ya Fran- sız ya da dünya edebiyatından alınırdı. Sorularını ede- biyatın başka türlerine genişletenler de vardı. Andre Gi- de'in böyle bir ankete verdiği cevap hatırlardadır. Ya- zar, bu cevabı "On Fransız Romanı" başlığı altında "In- cidences" adındaki kitabında bazı yazılarıyla birlikte sonradan yayımlamıştır. Bugün bile böyle bir sorunun çekiciliğini kaybetmiş olduğunu sanmıyorum. Aşağıdakilerden hangisi türü yönüyle bu metinle öz- deştir? (A) Türklerde ad verme gelenekleri üzerinde oldukça ge- niş yayınlara rastlıyoruz. Oğuz Kağan Destanı'nda ço- cuğa bir yaşına erdikten sonra bir toy yapılarak adın bu törene katılan beylerce konduğunu öğreniyoruz. Bundan önce çocuğun adı yoktur. Bugün Altay'ın ku- zeyinde ve Yenisey Irmağı kıyılarında yaşayan Beltir ve Koybal Türklerinde de doğumdan sonra bir şölen verilerek yaşlı, saygın bir kişi tarafından çocuğun adı- nın konduğunu görüyoruz. BÜlkemizi ve dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgını sebebiyle son günlerde hepimiz evimize kapandık. Ev- lerimizde vakit geçirmek için türlü türlü yollar anıyoruz. Kimimiz film seyrediyor, kimimiz daha önce tamamla- yamadığı dizeleri bitirmenin derdinde. Sosyal medya- da da bununla ilgili sorular görüyorum son zamanda. Ne hikmetse kitap soranların sayısı çok az. Hâlbuki bu dönemi en iyi değerlendirme yöntemi okumaktır. Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak, sanılanın ak- sine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir ben- ce. Gariptir belki ama ben ne zaman ağlayan birini gör- sem içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gül- menin kıymetini bilir. D) Bu, Roma'ya üçüncü gelişimdir. Ama Roma, orada do- gup orada büyüyenler için bile bitmez. Her heykel, her tablo, her anit, size her görünüşünde güzelliğin yeni bir sırrını açacaktır. Roma'da heykel vatandaş olmuş- tur. Sabahleyin ağzından sular dökülen aslanları sey- rederek Doney'e gittim. Burası, büyük otellerin, şık ma- ğazaların ve camlarından hare hare sular akan çiçek- lerin sıralandığı büyük bir cadde üstünde, wfin Surlan Muor! 273

64 2. dör B) Buharlaşan su gökyüzü C) Su buharının havadan hafif imasi yükse lar. OP D) Ar tanelerinin oluşumuhavadaki gazların hızlı soğu- masıyla ilgilidir. Bir öğretmen, günün birinde öğretmenliği bırakıp şarkı- cılığa başlayabilir. Yahut yaşamımıza daha önce hiç dü şünmediğimiz bir yolda devam etmeyi seçebiliriz. Oysa bizi biz yapan hücrelerimiz hiç de esnek değildir. Bir hücre, ne hücresi olduysa yoluna o hücre olarak devam etmek zorundadır. Bu durum, günün birinde karaciğer hücrelerimizin nörona dönüşmesini önler ama öte yan- dan hasar gören hücrelerin yerine yenilerinin konmasını da güçleştirir. Söz konusu olan kendini yenilemek oldu- ğunda organlarımız farklılık gösterir. Bu metinde hücrelerle ilgili olarak I. Kendilerini yenileyebildikleri II. Hücrelerin başka organlara taşınabildiği III. Organların onarılmasında kullanılabildikleri özelliklerinden hangisi söylenemez? A) Yalnız I C) II ve III I ve Il b) I, II ve III NEWTON YAYINLAR 7 4. Herne si kor tigi, a gelen bakt her B m

2. Yüzüne büsbütün dökülen kara saçlarını eliyle geriye attı. Birdenbire çukura gitmiş gibi görünen gözlerle etrafını araştırdıktan sonra onları değirmencinin kızına dikti, uzun uzun baktı. Dışarıda fırtına arttıkça artmıştı; duvarlar sarsılıyor, tepemizdeki kiremitler uçuyordu. Değirmen, azgın bir hayvan gibi homurduyor ve dönüyordu. O, lam- banın sönük ışığında, olduğundan daha büyük, âdeta bir gölge gibi duruyordu. Gözleri genç kızın üzerindeydi. Tahammül edilmez bir acı, yüzünün şeklini tanınmayacak hâllere sokmuştu. Kâh esmer derisini şişiren bir kan gözlerinin kenarına kadar fırlıyor kâh dişlerinin arasında ezilen dudakları bile bembeyaz oluyordu. O dudaklar ki bir şey söylemek ister gibi kıpırdıyorlardı ve kenarları, ağlayacak gibi aşağıya çekiliyordu. Bu metnin anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? x A) Açlama B) Öyküleme C) Betimleme DI Tartışma

Ekokritisizm; yazıda çevre meselelerinin ele alınması, insanın doğaya verdiği zarara dikkat çekilmesi ya da doğaya dair güzelliklerin ön plana çıkarılmasıdır. Ekokritisizm akımıyla yazılan bir yazıda doğa duyarlılığ Kuşlar, böcekler, çiçekler üzerinden kurulan bir yazı genellikle yararlanmacı bir niyet içerir. Derdi, ekolojinin mutlaka olmalıdır. Malzemesini doğadan seçen her edebiyat ürünü için ekolojik duyarlılık taşıyor diyemeyiz. kendisi asla değildir. Yazar, inşaat vinci ile sardunya çiçeği arasında bir tercih yapmış ve estetik açıdan da- ha iyi olduğu için sardunyayı tercih etmiş, onu yazmıştır. Burada ekolojik duyarlılıktan söz edilemez. Buna göre aşağıdakilerden hangisi ekolojik duyarlılık taşıyan bir metindir? A) Güneş ilk olarak doğuyorcasına ıslak, terütaze, dağların doruğunda açıldı. Binbir koku güneyden, kuzeyden, doğudan, batıdan geldi. Büyük yaldızlı kelebekler, kırmızı, yeşil benekli, saydam kanatlı arılar, karıncalar, kurt- lar, böcekler, sarhoş oldular kokulardan. Yırtıcı kuşlar, güvercinler, ibibikler, üveyikler yalpalayarak çığlık çığlı- ğa gökyüzüne kayarak, süzülerek, takla atarak, kendilerinden geçerek dolaştılar. 15. B) Bozkırda yalnız kalmış boynu bükük meşelere hiç alıcı gözle baktığınız oldu mu? Güzeller güzeli bir ağaç olan meşe, bozkırda çalı bile değildir. Yozlaşmış, kelleşmiş, kemirilip gitmiştir. Ankara'dan Kayseri'ye, Samsun'a, Konya'ya doğru giderken kimi tepelerde boyları üç dört karışı geçmeyen sürgünleriyle görülürler. Neredeyse yavşan gibi, kekik gibi otsu bir bitki türüne dönüşmek üzeredirler. Balta ile keçi, onu kendi yurdunda yaralamış; yerli iken konuk, dev iken cüce durumuna düşürmüştür. C) Çukurova bir sonsuz aklıktır. Göğe yükselmiş, ulu devler gibi ayağa kalkmış, yürümüş, binbir renkli ulu devler- cesine uçan, akan toz direkleridir. Çukurova uyanıyordu. Serilmişti. Ağır ağır soluk alıyor, homurdanıyordu. Si- cak, yakıcı, uyuşuk, ele avuca sığmayan bin başlı ejderha... Uyanıyordu. TÜRKÇE D) Kırmızı dilli kertenkeleler, dilleri dışarıda, bir top yalım çalmışlar gibi oradan oraya telaşla koşuyordu. Kınalı bir keklik sürüsü uzun, kırmızı damarlı bir kayanın dibinde; mavi, parlak göğüsleri, kırmızı gagaları, uçuk yeşil dol- gun gövdeleriyle eşiniyordu. Dağ süt beyaz bir duvar gibi yükseliyordu. Dağ soluklanır, gerinir gibiydi. DENEME-1 18.

19. Odun kesmek için dağın eteğindeki ormana gitmiştim. Ben tepedeydim. Düzlükte duran bir ayı ile iki yavru- sunu gördüm. Orada bir çay vardı. Yağan yağmurlardan çay, hızlı ve bulanık akıyordu. Ayının, çay boyunca aşağı yukarı gidip gelişinden, karşıya geçmek istediğini anladım. Ayı, araya taraya, karşıya geçeceği çayın sığ yerini buldu. Çayın bu kısmına çalı çırpı yığdı, bunların üstüne de ağırca iki taş yuvarladı. Ayı, yavrula- rından birini ağzıyla ensesinden tutup çayı geçti. Karşıya varınca ağzındakini bırakıp bu yakadaki yavrusu- nu almak için çayı yine geçti. Ama karşı kıyıya geçirip bıraktığı yavrusu, ana ayının arkasından geldi, çaya daldı. Çay öyle hızlı akıyordu ki yavruyu yıkıp sürüklemeye başladı. Ana ayı bu durumu görünce acıklı ses- lerle bağırmaya, çırpınmaya başladı. Metnin anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AYOlay kahramanları yazar, ayı ve iki yavrusudur. B) Olay, ormandaki çay kenarında gerçekleşmiştir. Olay sabahın erken saatlerinde yaşanmıştır. DYOlayın nasıl sonuçlandığı hakkında bilgi verilmemiştir.

3. I. olmasa bile II. kendi başının III. başarmalısın IV. hiçbir merdivenin V. üstüne çıkmayı // V, 1 L / 11/ IV. 1 Numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) II. B) III. C) IV. D) V.

IT Hangi sebzenin hangi ayda toprağa dikileceğini karıştırmayayım diye hepsini sırayla deferre pas Bu cümle için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Sebep-sonuç anlamlı öznel bir cümledir. B) Karşılaştırma anlamlı nesnel bir cümledir. GrAmaç sonuç anlamlı nesnel bir cümledir. D) Koşul sonuç anlamlı öznel bir cümledir. N

2. 1. Serin bir akşam rüzgârı ağacın yapraklarını hafif hafif sallıyordu. 2. Eğitim ve sağlık, gevşek davranılmayacak kadar önemli konulardandır. 3. Ayakkabısının bağcıklarına öyle bir düğüm atmış ki dakikalardır çözemiyoruz. 4. Fatih, ağır toplarla surları yıkmayı başarıp fethi gerçekleştirmiştir. Bu cümlelerle ilgili aşağıdaki açıklamalar- dan hangisi yanlıştır? AYT. A) 1. cümlede "serin" sözcüğü gerçek anlamlı- dr. B) 2. cümlede "gevşek" sözcüğü mecaz an- lamlıdır. C) 3. cümlede "düğüm" sözcüğü gerçek an- lamlıdır. 4. cümlede "ağır" sözcüğü mecaz anlamlı- dir.

4. Türkçe Sarm Talat, İlhan, Necdet, Nihal, Seval ve Elif isimli öğ- retmenler A, B, C, D, E, F panolarını farklı gün- lerde düzenlemişlerdir. A panosu pazartesi günü düzenlenmiş ve sırayla diğer panolar cumartesi günü bitecek şekilde düzenlenmiştir. Panoların düzenlenmesiyle ilgili şunlar bilinmektedir: • Nihal Öğretmen, panosunu cuma günü dü- zenlemiştir. ENGA! Necdet Öğretmen, panosunu İlhan Öğret- men'den bir gün önce düzenlenmiştir. 02 3. ● Elif Öğretmen, panosunu Seval Öğret- men'den bir gün sonra düzenlemiştir. Buna göre pano düzenlemesiyle ilgili, I. Talat Öğretmen, F panosunu düzenlemiştir. II. Elif Öğretmen, B panosunu düzenlemiştir. III. Seval Öğretmen ya A ya da C panosunu dü- zenlemiştir. IV. İlhan Öğretmen, pano düzenlemesini Elif Öğretmen'den sonraki bir günde yapmıştır. ifadelerinden hangileri kesinlikle doğrudur? A) Yalnız I. B) I ve III. Il ve IV. D) III ve IV. 5.

9. (1) Ağız ve diş sağlığını korumak, insan hayatı için büyük önem taşıyor çünkü sağlık ağızda başlıyor. (2) Ağız ve diş sağlığına önem verilmediği takdirde kaybedilen sadece dişler olmuyor, etkisi bütün vücutta hissedili- yor. (3) Ihmal edilen bir diş eti iltihabı; diyabet, erken doğum ve ciddi kalp hastalıklarına bile sebep olabili- yor. (4) Insan hayatını bu denli etkileyen diş eti hastalıklarından korunmak elbette mümkün... ( 5 ) Bunun için küçük yaşlardan itibaren ağız bakımının iyi bir şekilde yapılması gerekiyor. Öncelikle dişler hem fir- ça hem de diş ipi yardımıyla temizlenmeli. Eğer diş taşı veya plaka oluşumu yahut diş eti hastalığı (ke- mik erimesi) gibi problemler varsa ihmal edilmeden hemen bir diş hekimine başvurmak şart. Metin, anlatılan düşünceler bakımından iki parçaya bölünmek istendiğinde ikinci paragraf kaç numa- ralı cümleyle başlar? A) 3 B) 4 C) 5 D) 6

Kişilerin hem güldüğünü hem de ne kadar güldüğünü anladığına II. Üç boyutlu ve karmaşık yüz tanıma teknikleri kullandığına II Puanlama sistemiyle insanların gülme durumlarını tespit ettiğine ifadelerinden hangisi veya hangilerine değinilmemiştir? 8. Bilgisayarların sayılarla arası iyi olsa da duygulardan pek anlamadıklarını söyleyip dururuz. Yeni çıkan bir yazılım, bu durumun yakında değişeceğine işaret ediyor. Yeni üretilen Okao Vision adlı yazılım, yalnızca fo- toğraftaki yüzlere bakarak fotoğraftaki kişilerin güldüğünü anlamakla kalmıyor; ne kadar çok güldüklerini de anlayabiliyor. Farklı yüz tanıma tekniklerini kullanıyor. Daha sonra yüzde beliren gülüşle 0-100 arasında bir puan veriyor. Puan 100'e ne kadar yakınsa bu, fotoğraftaki kişinin o kadar çok güldüğü anlamına geliyor. Bu yazılım fotoğraf makinelerine eklenirse çektiğiniz fotoğraflarda gülen yüzleri kolayca yakalayabilirsiniz. Ayrı- ca yaptığınız küçük sürprizlerin sevdiklerinizi ne kadar mutlu ettiğini de gözlemleyebilirsiniz. Metinden hareketle söz konusu yazılım ile ilgili, A) Yalnız I B) Yalnız II ****** C) I ve II 8.SINIF D) II ve III