Paragraf Soruları

8. Sınıf 52. Ali, Berkay, Egemen, Elvin, Güldal, Hafize, Hayrul- lah, İbrahim ve İlhan gittikleri deniz lokantasında deniz ürünlerinden midye, karides, yengeç sipa- rişi vereceklerdir. . . Her bir deniz ürününü sipariş veren üçer kişi bulunmaktadır. Hafize ve İlhan farklı deniz ürünleri siparişi ver- miştir. Berkay, Egemen, Elvin aynı deniz ürünlerini si- pariş etmiştir. • İbrahim yengeç sipariş etmiştir. . • Ali, Güldal ile aynı Hayrullah'tan farklı bir deniz ürününün siparişini vermiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisinin sipariş ettiği deniz ürünü kesin olarak bilinmektedir? A) Hafize B) İlhan C) Berkay D) Hayrullah 5

Evet, çok farklı nedenlerle, çok fazla kullandığımız bir gerçek. Fakat bu durum gerçekliğin kendisi midir? Bu sorunun çok kolay bir cevabı yok maalesef. Gerçekle sanalın karışımı yeni bir yaşam ve varlık alanı sosyal medya. Tamamen sanal diyemeyeceğimiz kadar gerçekliği, gerçek diye- meyeceğimiz kadar da sanallığı içinde barındıran yeni bir mecrâ... Ama her şeye rağmen gerçek ilişkilerin yerini tutamayacak kadar zayıf karakterli bir yaşam alanı... Bu parça bütünüyle ele alındığında aşağıdaki sorulardan hangisine bir yanıt olabilir? A) Sosyal medyaya yeni bir yaşam alanı diyebilir miyiz? B) Sosyal medya insan ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor mu? C) Sosyal medya, gerçeklikle sanalın bir karışımı mıdır? D) Sosyal medyayı çok kullanmamızın nedenleri nelerdir? 5. C

1. ● • (A) Türkçe Öğretmeni Yusuf Bey, fiilimsi konusunu bitirdikten sonra öğrencilerini tah- taya kaldırmış ve sorduğu sorulara cevap olabilecek özellikte cümleler yazmalarını istemiştir. Her öğrenci tahtaya sadece bir cümle yazmıştır. Öğrencilerin tahtaya yazdığı cümleler şu şekildedir: Bu cümleleri tahtaya Türkçe Öğretmeni Yusuf Bey'in istediği şekilde yazan Fatih, Ceyda, Feride, Eda ve Hamza ile ilgili bilinenler şunlardır: B I. Bu kütüphanedeki bazı yazma eserlere paha biçilemiyor. II. Usta yazar, kitap fuarındaki imza gününe sağlık sorunları nedeniyle katılama- di. Adlaşmış sifat-fiilin kullanıldığı cümleyi Eda yazmıştır. • Bütün fiilimsi türlerinden en az bir sözcüğün kullanıldığı cümleyi bir kız öğrenci yazmıştır. İsim-fiil ekiyle türediği hâlde sifat görevinde kullanılan fiilimsinin bulunduğu cümleyi Ceyda yazmıştır. • Sifat-fiil eki alan sözcüğün, fiilimsi özelliğini yitirerek kalıcı isim olduğu cümleyi Fatih yazmamıştır. İçinde fiilimsi bulunmayan ancak birden fazla çekimli fiil bulunan cümleyi bir kız öğrenci yazmamıştır. Bu bilgilere göre aşağıdaki tabloda, tahtaya hangi öğrencinin hangi cümleyi yazdığı doğru verilmiş- tir? D III. Hatayı hep başkalarında arayanlar, kendi kusurlarını görmekten aciz insan- lardır. IV. Bıldırcın aceleyle havalandı ve ağaçlara doğru seğirtti ama şahinin pençesin- den kurtulamadı. V. O andan itibaren evdiklerimi bir daha göremeyeceğim diye çok korkmaya başlamıştım. 1. Cümle Ceyda Ceyda Fatih Eda II. Cümle Feride Hamza Ceyda Fatih III. Cümle Fatih Eda Feride Ceyda IV. Cümle Hamza Fatih Eda Hamza V. Cümle Eda Feride Hamza Feride

12. Açık alan korkusu anlamına gelen agorafobi, aslında geniş bir korku yelpazesini tanımlar. Agorafobisi olan kişiler, insanların toplu olarak bulunduğu sinema ve çarşı gibi kalabalık alanlarda bulunmaktan korkarlar. Asansör, otobüs, vapur, uçak ve tünel gibi yerlerde duyulan korkular da bu kapsama girer. Çoğu agorafobik insan, panikatağa yatkın bir kişiliğe sahiptir. Bunlar yanlarında biri olmadan evden çıkamazlar. Günün büyük bölümünü kaygılar içinde geçirirler ve bu kaygıları kontrol altına alamazlar. Bireyi en çaresiz bırakan fobi türü de budur. Bu metinde agorafobi ile ilgili, Ne tür korkular kapsar? 1. Hangi bireylerde görülür? III. Diğer fobilerden farkı nedir? sorularından hangilerinin cevabı vardır? A) Yalnız I. B) Yalnız . 4. C) ve II. D) Il ve II.

13. Paragraftaki cümleler konu bakımından bağlantılıdır. Cümlelerden biri ele alınan konudan uzaklaşırsa ya da diğer cümlelerden tamamıyla farklı bir konuyu ele alırsa akışı bozar. Buna göre, (1) Çoğu zaman en ufak bir eleştiriye bile uğrasak hemen elimiz ayağımız kesiliverir, o an sanki acil bir durumla karşılaşmış ve saldırıya uğramışız gibi savunmaya geçeriz.(1) Eleştiri sadece başka bir insanın bizim davranışlarımız veya bir konudaki düşüncelerimiz hakkında bizimkinden farklı bir gözleminden ibarettir. (III) Eleştiriye savunma refleksiyle karşılık verdiğimiz takdirde canımız yanacaktır. (IV)Bu du- rumda da aklımızı kendimize ya da eleştiren kimseye karşı öfkeli ve kırgın düşüncelerle doldururuz. Bütün bu tepkiler muazzam bir zihinsel enerji tüketir. metninde numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III Diğer sayfaya geçiniz. 500 VITO tanım Festiva D) IV

8. SIMI 44. 1. "Z kuşağı" olarak adlandırılan yeni nesil kendilerinden oncekilere oranla oldukça şanslı. Teknolojinin geliş- mesi ile birlikte bilgiye çok rahat ulaşılabiliyorlar. Fakat bu şans yanında bir de risk doğuruyor: Bağımlılık. Etrafları sürekli onlar kendine çeken, ilgi bekleyen aletlerle sarılmış durumda. Bunlar doğru kullanıldığında kişiyi iki üç adım öne çıkartırken yapılan hatalar ya da karşı konulamayan istekler insanı bağımlılığa sürük- lüyor. Bu bağımlılık yararlanma dengesi doğru kurulmadığında da sonu hüsran oluyor. II. Özgürlükten çıkarılan anlam "Her şeyi yapabilirim." demek olmamalıdır. Sizin özgür olduğunuz kadar başka insanlar da özgür olmayı hak eder Siz onların hayatlarına müdahale ettiğinizde, onların özgürlük alanına X girdiğinizde yaptığınız şey "Ben özgürüm." diye düşünüp başkalarının özgürlüklerini elinden almaktır. Bu yüzden bu dengeyi doğru kurmak zorundasınız. Kendi çemberinizi doğru belirleyip başkalarının çember- lerine girmemeli, asıl "özgürlük" dengesini siz sağlamalısınız. III. Anne karnındaki bağımlılık duygusundan ilk kurtulduğumuz anda, doğumda başlayan hür olma isteği, özellikle gençlik yıllarına doğru giderek yükselen bir arzuya dönüşüyor. Bu durumda ya sadece kendimize ait bir dünya kurup hür ve yalnız bir hale geliyor ya da eskiye, önceye yani aileye, kişilere bir dönüş yaşayıp bağımlı hâle geliyoruz. Önemli olan nokta ise bu iki kavram arasındaki dengeyi doğru kurup mutlu olabil- mek. Aksi durumda bu mutluluk ya yalnızlık ya da bağımlılığa evriliyor. Numaralanmış metinlerden hangisi "İnsan hayatı boyunca bağımlılık ve özgürlük arasında bir çözüm üret- mek, denge kurmak zorundadır." sözü ile aynı iletiye sahiptir? A) Well. B) ve Ill. C) Yalnız M, D) II ve III.

doğa KOLEJI 3. Kurmaca metinde anlatılmak istenen, geleneksel bazı metinlerden farklı olarak dolaylı anlatımla ve. rilir. Okuyucuya iletilen mesaj doğrudan verilmez. Bu metinlerin karakterleri de bu amaç doğrultu sunda kurgulanır. Bu açıklamaya göre, Bütün gün o elleri cebinde, ben yerde yolu beraber çıktık. Her bir adımında söylenip durdum ona üstelik benimle ilgilenip doktoru benim uğruma ziyaret ettiği hâlde. Her hareketinde onu, oraya buraya itip çeki yor ve sürekli yalpalamasına sebep oluyordum. Sonra birden yolun ortasında durdu. Durduğunda söy lenmeye son verdiğimi anladı. Öne doğru eğildi ve göz göze geldik. Benim de eski, bağcıksız bir ayak- kabı deliğinden ona baktığımı gördü. İç geçirip "Zavallıcıklar!" dedi. Metinde yazarın bahsettiği kurmaca kahraman aşağıdakilerden hangisidir? A) A) B) C) D) 0 B) 4. Koray, kitap okumayı çok seven biridir. Kitap sitelerinde çok satanlar listesindeki kitapların konularına göz atmaktadır. Bu aralar tarihe ilgisi arttığı için konusu tarih olan bir kitap seçmek istemektedir. Buna göre aşağıdaki metinlerden hangisinin Koray'ın seçtiği kitapla ilgili olduğu söylenebilir? 0 C) D) ...O 0⁰⁰.. 1. Bir sabah uyandık ve gördük ki bizim kasaba toptan delirmiş. Etrafımda bir tane normal in- san kalmadı. Herkes her şeyi uç noktalarda yaşar oldu. Neyse ki mücadeleci bir ruhum var. Bu kasabadaki insanlara süper kahraman gerekliyse o kesin benim. Aşa Sekiz yaşındaki Barnoby Brocket, dış görünüş olarak akranlarıyla aynı gözükse de onu son derece özel kılan bir özelliği var: uçabilmek. Evet, yanlış duymadınız. Barnoby uçabiliyor an- cak ailesi onun farklılığını sorun olarak görüp normal bir çocuk olmasını istiyor. Bruno, Almanya'nın Berlin kentinde "umutsuz vaka" olarak nitelendirdiği on iki yaşındaki ab- lası, annesi ve asker babası ile yaşayan dokuz yaşında bir çocuktur. Bir gün babasının işi ne- deniyle taşınmak zorunda kalırlar. Yeni evlerinin manzarasını II. Dünya Savaşı'nda kampa ali- nan Yahudiler oluşturur. Bruno, savaş sürecini ve bu insanları sıkça sorgular. O dönemi bi- ze âdeta yaşatır. Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde güneşin altın gibi parladığı ışıl ışıl bir sabahtı. S hilden bir mil uzakta balıkçı teknesi martılara kahvaltı vaktini haber veriyordu. Binlerce ma bir lokma için mücadeleye girişmişti ancak marti Jonathan Livingston onlardan farklıydı. sıl sınırlarını zorlayarak yüksek uçma kabiliyetine erişeceğini düşünüyordu.

2B PARAGRAF-KONU ANA DÜŞÜNCE Ecik Dede Türbesi Alibeyli köyüne iki km uzaklıkta- dır. Her yıl düzenlenen köy hayrı için tüm köy halkı ve davetliler burada toplanır. Çünkü türbe sahibi- nin bir eren olduğu düşünülür. Yenilir, içilir, dualar edilir. Mezarın konumuna baktığımızda bir Müslü- man mezarı olduğu bile şüphelidir. Etrafı ağaçlarla çevrili olan bu türbe hayır için en ideal gölgelik yer olmasa da yine de iş görür. Halk neşe içinde hayrını yapar ve zaten yakın olan köyün yolunu "Seneye gene gelelim." sözleriyle tutar. Yukarıdaki metne göre köy hayrının Ecik Dede Türbesi'nde yapılmasının nedeni nedir? A) Etrafında ağaçların olması Kutsal bir yer olduğunun düşünülmesi C) Köye yakın olması D) Hayrın yıllardır aynı yerde yapılması 3.

3. Gazeteci: (1) Yazar: Aslında ben daha çok gazete, dergi gibi yazılı medyanın yazarların sesi olması gerektiğini düşünenler- denim. Çünkü çağımız gençlerinin çoğu okumayı ya da yazmayı pek sevmiyor. Ama bazen yaşadığınız döne- me de ayak uydurmanız gerekiyor tabii. Dolayısıyla ben sosyal medyanın da aktif bir şekilde kullanılması ge- rektiğini söyleyebilirim. Bu şekilde gençlere ulaşmamız daha kolay olabilir. Belki de ulaşacağımız bu gençler arasından geleceğin yazarları bile çıkabilir. Olaya biraz da bu gözle yaklaşmak lazım. Gazeteci: (II) Yazar: Çoğu öykü yazarında olduğu gibi benim de öykülerimde bir kurgu var. Bu kurguyu yaparken benim en büyük ilham kaynağın yaşanmışlıklar oluyor. Daha önce Anadolu'nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik görevin- de bulundum. Örneğin son yazdığım kitabımdaki hikâyelerden birinin başkahramanı olan Behçet aslında o dönemlerde benim öğrencimdi. i aslında hayatımın herhangi bir döneminde ya da şu anda bulunan insan- ların eserlerimde yer aldığını, bu insanlardan etkilendiğimi söyleyebilirim.. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? A) (1) Sizce sosyal medya yazarlar için güvenilir bir kaynak mıdır? (II) Hikâyelerinizin tamamen gerçek hayatla bağlantılı olduğunu söyleyebilir misiniz? B) (1) Okurlarınızla etkili bir iletişim için en çok hangi iletişim kanallarını tercih edersiniz? (II) Son hikâye kitabınızdaki kahramanın bu kadar etkili olmasını neye bağlarsınız? C) Sosyal medyanın yeni yazarların ortaya çıkması konusunda etkili olduğunu düşünüyor musunuz? (II) Okurlarınızla aranızdaki bu sıkı bağın sebebi hikâyelerinizin gerçekçi olması mıdır? D) (1) Günümüz yazarlarının sosyal medyayı kullanması gerektiğini düşünüyor musunuz? (II) Kitaplarınızdaki karakterleri seçerken çevrenizdeki insanlardan esinlenir misiniz?

21. Çocukların saflık, doğallık, şaşkınlık özelliklerinden kaynaklanan bazı yaklaşımları vardır. Bazen yetişkin- lerin, çocuklar tarafından kolayca altından kalkamayacakları durumlara düşürüldükleri bilinir. Söylemlerin- de başka türlü ifade edilemeyecek bir "hınzırlık" barındırırlar. Bu yüzdendir ki "Dünyanın gerçek hakimleri çocuklardır." denilmektedir. Çünkü çocuklar, istemediklerinde hiç kimseyi ve hiçbir şeyi umursamazlar. Or- han Veli, bunu çok iyi tespit etmiş sanatçılardan biridir. Onun şiirlerinde bu sifatları taşıyan çocuklar, rahat- lıkla görülmektedir. Bu metinde çocuklarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yetişkinleri üstesinden gelemeyeceği durumlara düşürdüklerine B) Her olay ve duruma kendi pencerelerinden baktıklarına C) Konuşmalarında kurnazca yaklaşımlarının olduğuna D) Sahip oldukları nitelikleriyle şiirlerde betimlendiklerine 8. SINIF ÖTD-2/A SERİSİ TÜRKÇE 6 TÜRKÇE

1. Metindeki mecaz anlamlı sözcükler, numaralanmış kutulara yazılacaktır. Saatlerdir bu kâbusu yaşamak hepimizin moralini bozmuştu. Köyün yanındaki orman cayır cayır yanı- yor, biz ise var gücümüzle yangını söndürmeye çalı- şıyorduk. Ne kadar çabalasak da yangın sönmüyor, asırlık ağaçlar, yüzlerce hayvan yitip kül oluyordu. Sonra sönmek üzere olan umutlarımızı yeşerten bir haber aldık. Çevre şehirlerin itfaiyeleri yardım için yo- la çıkmıştı. Çok yakında el birliği ile bu yangını sön- dürecektik. 2. Mecaz Anlamlı Sözcükler B Haber I III 11 Buna göre, aşağıdakilerden hangisi numaralanmış yerlere yazılacak sözcüklerden biri değil- dir? A) Yaşamak C) Yeşertmek Fiiller kendi kip anlamları dışında kullanıldıklarında anlam (kip) kaymasına D) El birliği uğrar.. IV

F. Aşağıdaki cümlelerde ara sözün hangi ögenin açıklayıcısı olduğunu örnekteki gibi yazınız. Cümle 1. Ünlü öykücümüz -Ömer Seyfettin- 1920'de hayatını kaybetmiştir. 2. Sabaha karşı, saat dört gibi, büyük bir gürültüyle uyandım. 3. Doktor, yaşlı kadını -yalnız gelen hastayı- muayene etti. 4. Fatma Hanım'a, lise öğretmenime, çiçek gönderdim. 5. İztuzu Plajı'nı -kaplumbağa vatanını- çok beğendim. 158 Ara Sözün Açıkladığı Öge Özne

9. Yil da otuzar günlük on iki aya bölündü ve artan beş gün bayram günü sayıldı. 2 Ancak bu takvim, Güneş'in yıllık hareketinin değil, Sirius yıldızının gökte göründüğü günün gizem lenmesinden doğmuştu. Uzun yılların gözlemleri sonunda taşkınların 365 günde bir tekrarlandığı saptandı ve bu süre, yıl uz luğu olarak kabul edildi. IV. Zamanı ölçmek amacıyla çalışmalar yapan eski Mısırlıların oluşturdukları takvimde güneş yıl eas alınmıştı. V. Çünkü, Nil Nehri'nin büyük zararlara yol açan taşkınları genellikle o güne rastlıyordu. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur? A) IV-1-11-1 C) IV-II-V-I-1 LGS DENEME-5 4 B) III-1-IV-V D) IV-II-III-I-V

13. Frederic Gros "Yürümenin Felsefesi" isimli kitabında Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil, yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem toplum olarak bizi dönüş- türecek bir ayağa kalkıştır" diyor kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğüm- şöyle devam ediyor: "Yürüyen insan kendi üzerine çöken ler. Yürüyoruz işte bu düğümü atmak için." Yürüyen insan; çürümüş, kirlenmiş, yabancılaştıran, içler acısı bir medeniyeti reddetmenin ifadesi olarak algılar. Bu metinde anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Gerçek mutluluğu insanlar ancak yürüme ile yakalayabilir. B) Yürüme çok yönlü bir hareket olarak insanı ve toplumu etkiler. C) Yürümek, aynı zamanda bir kalkıştır ve medeniyetlerin temelini oluşturur. D) Yürümek, var olan gerçekliği bulmanın tek yoludur.

İletişim ve ulaşım araçlarını bulmacada bulup boyayalım. Kalan harfle- ri boş kutulara sırayla yazalım. Şifreyi bulalım. TELEVIZYON TAK SAMF TEE RIUCAK NZ FINGEMISTA E OKAM ONUNT NOTO PA BILGISAYAR BİLGİSAYAR TELEFON GAZETE GEMİ TAKSİ KAMYON TELEVİZYON KİTAP MEKTUP TREN OTOBÜS UÇAK Şifre: 0000000000

(8) 1. Neden - Sonuç Amaç - Sonuç A) B) II. III. Koşul - Şart Numaralandırılmış anlam ilişkilerini karşılayan cümlelerin yanında semboller verilmiştir: Yazar, eleştirmene tatlı görünmek maksadıyla iki yüzlü davranıyor. Buna göre verilen cümlelerin anlam ilişkileri aşağıdakilerden hangisinde doğru eşleştirilmiştir? ) 1. -1=1= D) GUNAY Sen uyuyorsun diye müziğin sesint açmadık. III. 1. III. II. II. III. I. III. Bizim köye yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı. gelin BUMERANG YAZ KAMPI