Paragraf Soruları

4. iyilik içinde yaşamak, her zaman mutlu olmak istiyorsak ilk önce kendi attığımız adımlara dikkat etmeliyiz. İnsanın atmış olduğu ilk adım, pek çok davranışın temelidir ve bu adımlar doğrultusunda hayatı şekillenir. Dünyayı yaşanabilir bir yer yapmak için insanlara dikenlerle değil güller ile yaklaşmalıyız. Böylece insan olmak çok daha anlamlı, çok daha erdemli bir hâle gelecektir. Bu metinde anlatılmak istenen düşünceyi en iyi özetleyen söz aşağıdakilerden hangisidir? A) iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir. Blyilik et, kötülük bul. C) Iliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı. yilik eden, iyilik bulur.

1. Yazı yazmak için kâğıdı kalemi elime aldığım an o zamana kadar yanımda bulundurmuş olduğum kitapları bir kenara koyarım. ---- Gerçekten iyi yazarlar üstüme fazla gelir, kendime olan güvenimi sarsarlar. Hani her zaman, ibret olması için anlatırlar ya; bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş. Bu metinde boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Zihnimde zaten bir kurgu olduğu için onlara gerek duymuyorum. B) Kendimi onların yerine koyarak iyi şeyler yazıyorum. C) Öyle yapmazsam düşünce akışım sekteye uğrar. D) Sadece kitapları değil; dergi, afiş gibi unsurları da kaldırırım.

• Yazar "Uzaylı Tarlakuşu" eserinde, ilk defa ışık hızından yüksek bir hızda yapılan yıldızlararası bir yolculuk konusunu işlemiştir. • 1928'de yazılan "Uzaylı Tarlakuşu" adlı eserin yazarı Edward E. Smith'tir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazar Edward E. Smith, yazdığı "Uzaylı Tarlakuşu" eserinde 1928'de yıldızlararası yolculuğun ilk kez ışık hızından yük- sek olduğunu belirtir. B) 1928 yılında yazılan "Uzaylı Tarlakuşu" adlı eserde uzay yolculuklarının ışık hızından yüksek olduğunu belirten Edward E. Smith'tir. C) Edward E. Smith 1928'de yazdığı "Uzaylı Tarlakuşu" adlı eserinde, ilk kez ışık hızından yüksek bir hızda yapılan yıldız- lararası bir yolculuğu ele aldı. D) Uzay yolculuğunun ışık hızından yüksek bir hızda gerçekleştiğini ilk kez açıklayan Edward E. Smith, bunu "Uzaylı Tarla- kuşu" adlı eserinde dile getirir.

D) III ve IV. 18. B) I ve II. A) işçiler Bazar C) I ve II. Hangisi solaktır? Solaklık; sağ el yerine sol eli kullanmak, sola yatkın olmaktır. Solaklar, işlerine destek olarak sağ ellerini kullanır, güçlü elleriyle de işlerini yaparlar. Solaklar günlük aktivitelerde, özellikle yazarken sol ellerini kullanırlar. Genellikle el kullanımı ile ilişkilendirilse de ayaklarda ve görmeyle duymada da sola yatkınlık gözlemlenmektedir. Dünyanın, yaklaşık %10'u solaktır. Toplumdaki pek çok eşya ve alet, sağ eli baskın insanlar için üretilmektedir. Bu konuda en çok problem yaratan aletler, sağ el için tasarlanmış bıçak ve makaslardır. Buna göre, yukarıda verilen görseldeki kişilerden hangisi solaktır? 261 D) II ve III. C) Garson sal ol D) Fotoğrafçı SINAN KUZUCU YAYINLARI

17. zaman Yılanlar yaşamları boyunca büyümeye devam eder. Ancak derileri ken- dileriyle birlikte büyüyemeyen bir yapıdadır. Bu yüzden de büyüdükçe daha geniş ve daha uzun bir deriye gereksinim duyan yılanlar, yaşları- na göre yılda bir ila dört kez deri değiştirir. Deri değiştirecekleri güvenli bir yere çekilip beklerler. Bu dönemde gözleri matlaşır, derileri parlaklığını kaybedip kuru bir hâle gelir. Derilerinin iç yüzeyindeyse SIVI bir tabaka oluşur. Bu aşamadan sonra yılanlar taş, kaya, toprak ya da ağaç gibi pürüzlü yüzeylere sürtünerek eski derilerini bir kılıf gibi üzerle- rinden çıkarır. Böylece alttaki parlak ve sağlıklı derileri ortaya çıkar. Yani deri değiştirmiş olurlar. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Bir yılanın deri değiştirmesi ne kadar sürer? B) Yılanlar nasıl deri değiştirir? C) Deri değiştirme sürecinde yılanlarda ne gibi fiziksel değişimler meydana gelir? D) Yılanlar niçin deri değiştirir? 146 TARTES çarşı II. Japony balık s yor. Pa deniz Paza rin y en ü III. Bor hiz Fa as TO DE A: A

ÜNİTE Banu, dedesi Kurtuluş Bey adina e-devlet kapısına giriş yaptığında dedesine ait şifrenin süresinin dolduğunu ve şifrenin yenilenmesi gerektiğini görmüştür. Kurtuluş Bey, 1945 doğumlu bir T.C. vatandaşıdır ve bundan önceki şifreleri de 1234bang banu1234, 12banu34 şeklinde yapılmıştır. Dedesi şifrede Banu'nun adının da geçmesini istemektedir. . . . . ← ▸ C a girls.turkiye.gov.tr/Giris/gir Uygulamalar A) I ve II. e-Devlet Kapisi Kimlik Doğrulama Sistemi Gry aptacak Adres Giriş Yapacak Uygulama e-Devlet Kap Ging Sepenveldert Transfer Free Vectors, Pho T.C. KOM NO e-Devlet Şifresi TC Kim Numaranas ve e-Devler Sienas kanaramigna dugu yerden devam edebilirizOver Stres Nadie, Nat Abar Yeni Şifre Kurallan Yeni şifreniz en az 8 karakterden oluşmalıdır. Yeni şifreniz tamamen rakamlardan ya da tamamen harflerden oluşamaz. Yeni şifreniz T.C. Kimlik numaranız ya da doğum yılınızı içeremez. Yeni şifreniz en son kullandığınız üç şifreden farklı olmalıdır. Ardışık rakam ve harflerden oluşmamalıdır. (123, abc, vb.) 3 ya da daha fazla yan yana tekrar eden karakter içermemelidir. (1111, aaaa vb.) Buna göre Banu; e-Devlet Şifresi 8.SINIF PARAGRAF SORU BANKASI iptal Et RSEL OKUMA Görsel Yorumlama Tablo ve Grafik Inceleme Google ÇevirStok Fotoğraflar... I. 1945banu, X II. banu2002, ill. 123banu4, X IV. banubanu X pifrelerinden hangisini oluşturursa dedesinin e-devlet şifresini yenilemiş olur? C) II ve III. B) I ve III. 45 emin kaga Yanlız. 11 Yo obgunly 2 D) IIl ve I PANDUL

Bir Türkçe TÜRKÇECİ.net Bir yazarın gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici özelliklerini anlattığı yazılara "gezi yazısı" denir. Gezi yazıları; mektup, ani ve röportajla benzerlikler gösterebilir. Gezi yazılarının bu türlerden ayrılan en önemli özelliği, il- ginç bir yaklaşımla farklı bir gözlem gücünün bulunmasıdır. Gezi yazılarında sıradan şeylerden değil, farklı ve özgün şeylerden bahsedilmelidir. 10. DENEME SINAVI 2 Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir gezi yazısından alınmış olabilir? A) Ülkemizde dergi koleksiyonlarının düzenli tutulmaması, mevcut koleksiyonlara da ulaşım güçlüğü sebebiyle birçok bilim insanı makalelerini bir araya getirip bilim dünyasının hizmetine yeniden sunmak mecburiyetinde kalıyor. Bu mecburiyet artık bir gelenek halini almıştır denilebilir. Hatırlayabildiğimiz kadarıyla bu konuda on- cülüğü Fuad Köprülü ve Hamit Zübeyir Koşay yapmıştır. B) Evvela namaza durduk. Yanımda Enver Paşa'nın yaverlerinden biri vardı. Bir aralık önümüzden, testisini omuz- lamış bir Arap geçti. Benim bildiğim önünden adam geçenin namazı bozulursa da bir an için Medine'de bu- lunduğumu unutup bu Arap'in bize zemzem getirdiğini sandim. Bir tas su verdi. Şaşırarak ellerimi çözdüm ve içtim. Tekrar ellerimi bağladimsa da Arap koluma yapıştı: "Paral" diyordu. Meğer herif su satıyormuş. C) Modem toplumlarda insan, hasta olmaya, doktor kontrolüne, ilaç kullanmaya istekli kılınmaktadır. Gazetele- rin magazin sayfalarında tıp, şarlatanlıklarla ortaya serilip durmakta, bu sayfaların tiryakisi haline gelen insan- lar her gün kendilerinde yeni yeni hastalıklar keşfetmektedirler. Böylece hastalık olmadığı halde sürü hâlinde hasta insanlar imal edilmektedir. D) Keçiören'e uğramışken gidilecek bir diğer yer ise Estergon Türk Kültür Merkezidir. Halk tarafından Estergon Kalesi olarak bilinir. İçerisinde bulunan müze ile Türk tarihinin ve kültürünün günümüzde yaşatılmasına imkan tanımaktadır. Türk tarihinde önemli bir yeri olan ve Tuna Nehri kıyısında bulunan tarihi Estergon Kalesi'nden ismini alan merkezimiz, Etnografya Müzesi ve Asya Bahçeleriyle Türk tarihinin ve kültürünün yaşatıldığı bir mekan olarak inşa edilmiştir.

15. Aşağıda bazı sözcüklerin harfleri karışık olarak verilmiş olup bu sözcüklerin sözlük anlamı altlarında verilmiştir. Siz cüklerin sözlük anlamından hareketle harfleri karışık olarak verilen sözcükleri bulunuz. JEIRTAD Sondan Başa Tekrar 3 I Sözlük anlamı: Konusunu efsanelerden veya tarihsel olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro eseri, facia, tragedya, ağlatı. İYMİYATSEM SACACA Sözlük anlamı: Senli, benli olma durumu, içtenlik. YESANOR 13 Sözlük anlamı: Tiyatro oyunu, piyes, film, dizi film vb. eserlerin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin. LUSKİ 5 HOUTE Sözlük anlamı: Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm. IZMA Sözlük anlamı: Bir işteki engelleri yenme kararlılığı. ANAHTAR SÖZCÜK: 1 12 Anlamı verilen sözcükler kutucuklara yerleştirildiğinde numaralı kutucuklara denk gelen harfler sırasıyla anahtar söz- cüğü oluşturmaktadır. Buna göre anahtar sözcük, aşağıdakilerden hangisi olur? A) DEYİM B) DERİM C) DENİZ D) DEYİŞ 17. 18. Fill kök ve gövdelerinden "-madan, arak -...-maz, -ali" ekleriyle türeyen ve cümled Bu bilgiden hareketle aşağıdaki cümlelerin ha A) Kütüphaneye gelir gelmez raflarda düzensiz c B) Trabzon'a gidince ilk işi Sümela Manastin'ni C C) Şehirden ayrılalı üç saat olmasına rağmen há D) Bu münakaşadan bir sonuç çıkmayacağı, düm Karşılaştırma cümleleri; en az iki farklı benzeyen ya da karşıt yönleriyle zayıflık ü Buna göre, (1) Dünyanın en çok okunan haber ve politika des Atatürk'ün Time'da yer alan ilk fotoğrafı izmit te Halide Edip Adıvar ve Mustafa Kemal Atatürk' seçme ve seçilme hakkı verileceğini belirtiyord metninde numaralanmış cümlelerin hangisin A) 1 B) II

● AJ Zeynep ● ● 5. Aşağıda bazı kişilerin yürüdükleri parkurların uzunluğu ve yürüme süreleri verilmiştir. Parkur Uzunluğu (m) Yürüme Süresi (dk.) 1000 30 2200 1600 1800 1400 K L M N S 8) Güzin C) Yusuf 70 A) Fatih'in yürüdüğü parkurlardan biri N'dir. B) L parkurunu yürüyen kişilerden biri Efe'dir. C) Yağmur, bir parkurda 40 dk. yürümüştür. D) K parkurunda yürüyen kişilerden biri Eliftir. 50 40 Bu parkurlarda yürüyen Fatih, Efe, Elif ve Yağmur ile ilgili şunlar bilinmektedir: Elif'in yürüdüğü parkurların toplam uzunluğu 3000 m'dir. Fatih, yürüdüğü parkurları 100 dk.da tamamlamıştır. 60 Efe, üç parkuru toplam 150 dk.da yürümüştür. Yağmur, toplam uzunluğu 4000 m olan üç farklı parkuru yürümüştür. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisine kesin olarak ulaşılır? 0) Berke

19. Bir apartmanda yaşayan Ahmet, Ercan, Mahmut, Mustafa ve Ali yaz tatilinde ülkemizin farklı şehirlerinde bulu- nacaklardır. Yılın son derbisini birlikte izleyecekler ve tatile çıkacaklardır. Fenerbahçe-Galatasaray derbisini izle- yecekler hepsi tuttuğu takımın son maçını izlemiş olacaktır. Tatile çıkılacak yerler Antalya, Muğla, Izmir, Sinop ve Samsun'dur. Aynı zamanda kitap kurdu olan apartman sakinleri bu yaz tatilinde Ahmet Hamdi Tanpınar'ın farklı eserlerini okuyacaklar ve dönüşte değerlendireceklerdir. Okunacak eserler şunlardır: Beş Şehir, Huzur, Mahur Beste, Şiirler, Hikayeler. Bu beş arkadaşın tuttuğu takımlar, okuyacağı kitaplar ve gideceği şehirler hakkında bilinenler şunlar- dır: ✓ Beş Şehir, Mahur Beste ve Hikayeler adlı kitapları okuyacaklar Fenerbahçe'yi tutmaktadır. Galatasaray'ı tutan Ahmet, Antalya'ya gidecektir. ✓ Muğla'ya gidecek olan Ali, Mahur Beste'yi okuyacaktır. ✓ Mahmut, Sinop'a gidecektir. Mustafa, Şiirler adlı kitabı okuyacaktır. Bu bilgilere göre bu kişilerin hangilerinin hem tuttuğu takım hem gideceği şehir hem de okuyacağı kitap kesin olarak bellidir? A) Ali ve Ahmet C) Mustafa ve Ali 138 B) Mahmut ve Mustafa D) Mahmut ve Ahmet

22 Gazeteci: Yazar: Aslında ilk okumayla başladı. Yani yazmadan önce okuma var. Hatta okumadan önce dinleme var. Annem anlatıcının çocuğuyum. Dolayısıyla edebiyatla ilk ilişkim sözlü edebiyatla başladı. Daha sonra okumayı sökünce müthiş bir anlatıcıydı. Kitaplar, romanlar okurdu ve okuduğu romanları yeniden anlatırdı. Yani ben aslında bir klasikleri, Türk ve yabancı yazarları okumaya başladım ama 22 yaşına kadar yazar olmak diye bir şey aklımın ucundan geçmiyordu. O yaşta artık yazmaya başlamam gerektiğini fark ettim. Gazeteci: MARTEST Yazar: Şu ana kadar karşılaşmadım ama böyle bir korku var. Yani çok fazla konu var aslında Türkiye'de. Türkiye sürekli hikâye üretiyor; bugünkü kültür, tarihimiz hikâye üretiyor. Olağanüstü bir tarih var. Türkiye'de yazar olmak, konu bulmak açısından çok elverişli. Bu da sanırım bu korkunun oluşmasını engelliyor. Bu konuşmada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki sorulardan hangileri getirilmelidir? A) (1) Sizin için yazmak bir ihtiyaç olarak mı devam ediyor? (II) Yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir dönem oldu mu? B) (1) Yazmaya olan sevginiz nasıl ortaya çıktı? Bu ilginizi, sevginizi, merakınızı nasıl fark ettiniz? (II) Hiç yazamayacağım korkusunu yaşadığınız dönemler oldu mu? () (1) Annenizin yazarlığa başlamanızda nasıl bir etkisi oldu? (II) Yaşadığımız coğrafya hikâye üretiminde size bir avantaj sağlıyor mu? D) (1) Yazmaya olan yeteneğinizi ne zaman ve nasıl fark ettiniz? (II) Sizin yazarlık hayatınızdaki en verimli dönem diyebileceğimiz bir dönem var mı? ahramanlarını

ST =ağıdaki şekillerden hangisi oluşur? asılıyor ve diyafram aşağı doğru çekile- miş bölümde yer alıyor. ulmak istendiğinde kaç numaralı Insanoğlu yapabilecekleri bakımından hem kapasitesi yüksek hem de doyumsuz bir varlıktır. Bu yüzden çoğu zaman beklentileri karşılanmaz. Sınırsız hayaller ve sınırlı imkânlar...Sonuçta bir hüsranla, bir hüzünle başbaşa MARTEST kalır. Şair ne güzel anlatmış: "........" Bu metinde boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? B) Yirmi yaşım, yirmi yaşım Gelmiyor ki geri Aktı gözyaşım Silmiyor ki biri Ne umduk ne bulduk dünyadan Bakıyorum da geri Bir bir kaybettik hedefleri Görmüyor ki benden başka biri. A) Yurdu bir uçtan bir uca Dolaştım, aradım seni Bakmadığım yer kalmadı Şimdi şu son saatimde Ne biz iz, ne bir umut C) Seher yeli bizim elde Bir gün eser bir gün esmez Yalan dünya kime kalmış Bir gün güler gerisi gelmez D) Dünya dünya olalı Görmemişti böyle civanı Yedi iklim dört bucakta Duymayan kalmadı adını

2. Üslup, bir sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anla- tış biçimdir. (1) Bu roman, yaşlı bir kadının çileli sanat hayatını dile getiriyor. (II) Kahramanın çevresindekiler tarafından yan- lış anlaşılan davranışlarını işleyen roman, bize içinde yaşadığımız dünyayı, dostlukları ve düşmanlıkları ile an- latıyor. (III) Yazarın, sokakta konuşulan dile dayanan anlatımı, bu fırtınalı hayatı anlatırken romana büyük bir akıcılık kazandırmış. (IV) Romanda bütün kahramanlar, günlük yaşantımızda karşılaşabileceğimiz canlı birer tip olarak işlenmiş. Buna göre, yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi üslupla ilgili bir yargıdır? A) I B) II C) III D) IV

5.Ben nice güzel öyküyü uzunlukları yüzünden bő- lüm bölüm okumak zorunda kalmışımdır. Bu yüz- den ilk okuyuşta tadına varamadan geçiştirmiş an- cak ikinci okuyuşta onları kavrayabilmişimdir. Öykü öyle bir türdür ki onu roman gibi bırakıp okuyamaz- sınız. Bir müzik parçasını yarıda kestiğinizde ya da bölük pörçük dinlediğinizde nasıl tadı, bütünlüğü bozulursa öykü de öyledir. Bu yüzden roman ara verilerek okunsa da öykü tek solukludur. Yukandaki parçanın ana düşüncesi hangisidir? A) Öykülerin okunuşu romanınkinden farklıdır. B) Ara vermeden okunabilecek öyküler seçilmelidir. C)Tadına varılamayan öyküler uzun olanlardır. D) Öykülerin uzunluğu içindeki gerilime bağlıdır.

5. Her insanın yapabilecekleri, kapasitesi ile orantılıdır. Kapasitemiz ile ne büyüklükte işler başarabileceği- mizin sınırını da hayallerimiz belirler. Aynı kapasite, imkân ve zekâya sahip kişilerin birbirinden çok farklı işler başarabilmelerini çevre şartları, fırsatlar ile açıklayamayız. Aradaki farkı hayallerimizin büyük- lüğü tayin eder. Biz ancak hayallerimiz kadar büyüğüz. Neyi gerçekleştirmeyi hayal ediyorsak o büyük- lükte işler başarırız. Bu metinde yazarın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların birbirinden farklı zekâ özelliklerinin olduğu B) Hayal edebilmenin zekâyla doğrudan bağlantılı olduğu C) İnsanın kendinde var olan yetenek ve birikimi hayalleri oranında ortaya çıkarabileceği D) Hayalleri olmayan insanın kendine bir hedef koyamayacağı

PARÇADA ANLAIVI Çocuklar reklamlardan çok etkileniyorlar. Reklamlar kısa süre içinde en etkileyici sözleri ve görüntüleri veriyor. Tek kanalın olduğu 1980'li yıllarda bir akşamüstü mahallemizdeki bakkala uğradığımda bakkal, televizyon izliyordu. Dedi ki: "Ben buradan izliyorum, torunum da evde izliyor. Reklamı en fazla yapılan yiyeceği akşam eve götürmezsem evde kıyamet kopuyor." Bu metin için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Reklamların Eğitimdeki Yeri B) Reklamların Çocuklara Etkisi C) Reklamların Topluma Etkisi D) Reklamların Ekonomiye Etkisi