Paragraf Soruları

Bir ülkede kaliteli eğitim, okuma alışkanlığı, düşünebilme becerisi ve kültür sadece okullarda kazanılmaz. Günümüz- de genel kültür; sanal ortamdaki bilgiler, televizyon yayın- ları, internetteki haberleşme, gazetelerdeki yazılar, düşün- ce pratikleriyle gelişir. Mutlu olmak için hayata her zaman olumlu tarafından bak- mak, küçük olumsuzlukları dikkate alarak onlar için çözüm yolları aramaktır. Eğer bunu başarabilirsek mutluluk adı verilen duyguyu yaşamamız mümkün olur. Mutluluk ayrı- ca bulaşıcıdır, sevinçli ve mutlu olduğumuz anlarda mutlu- luğumuzu paylaşırsak diğer insanları da sevincimize ortak eder ve onların da mutlu olmasını sağlarız. Başkalarını kendimiz gibi düşünmeye zorlarsak yanılmak- tan ve aldatmaktan kendimizi kurtaramayız. Çeşitli sebep- lerle bir konu hakkındaki düşüncelerimiz sakat veya yanlış olabilir. Karşı bir düşünceyle karşılaştığımız zaman hemen savunmaya geçmemize gerek yoktur. İnsan davranışını en çok etkileyen, içinde bulunduğu or- tamdır. Bir insanın nasıl davranacağını, ailesinden ve eği- timinden daha çok, hangi ortamda yaşadığı belirler. İnsan bulunduğu ortamın parçası olmaya, ortamdaki insanlar gibi davranmaya başlar. İnsanın içinde bulunduğu ortam, ken- disi farkında olmadan onun davranışlarını değiştirir. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin herhangi birinden çıkarılacak bir yardımcı düşünce değildir? A) Saadet, önümüze çıkan sıkıntıları görmezden gelmektir. B) İnsan davranışlarını etkileyen durumlardan biri de aldığı eğitimdir. C) Hata yapmamak için izlenmesi gereken yöntemlerden biri de düşüncelerimizi başkasına zorla kabul ettirmemektir. Okullar, düşünebilme yeteneği öğreten eğitim kurumlarıdır.

UzemGO UZEMGO GÜRSEL ONLINE UZAKTAN EGITIM UZEMGO LGS 2023 YAZ KAMPI-10 (KURUMSAL DENEME SINAVL-10) TÜRKÇE Kuantum fizikçilerine göre madde aslında hayaletlerden oluemus, bir yangidan başka bir şey değde Madde bileceğini söyleyebileceğimiz gerçek miktarlar, maddenin gerçek boyutunun yanında toz Testerende kalıyor. Madde maddeden oluşmamıştır ve boynk boşluklar ene dalgalan nederste madderin sefir yaratıc Bir taraftan da dokunduğumuzu sandığımız hiçbir şeye dokunamayız gerçekte. Con tam darak gekunma ger çekleşmeden önce atomlar arasındaki itme nedeniyle mikro ölçekte de olsa atomlar arasında bir boşluk kalır. Bunu sağlayan şey, parçaların birbirini itmelerini ya da çekmelerini sagayan- teme exhada E-46 lase, kurve güçlü nükleer kuvvet, Zayıf nükleer kuvvet, yer çekimi kuvvet ve elektromanyetik kurvettir. Bu kuswellerde dabile cek en küçük bir oynama bütün sistemin bozulmasına, cantitigin yok olmasına sebep olabilir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Dokunma eyleminin aslında gerçekleşmediğine B) Kuantum fizikçilerine göre maddenin yapısına C) Newton fiziği ile kuantum fiziğinin farklılığına D) Evrene etki eden temel kuvvetlere

8. Hafta Metnin Konusu ve Ana Fik Aşağıdaki metinleri okuyalım. Soruları cevaplay Kurtuluş Savaşından sonra ülkemiz için kalıcı bir bağımsızlık isteyen Atatürk, hep bu amaç için çalıştı. Ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak için uğraştı. Onun büyüklüğünü anlamak için yaptığı işlere bakmak yeterlidir. Çünkü bir insanın büyüklüğü yap- tığı işlerin büyüklüğü ile ölçülür. Metnin konusu nedir? Metnin ana fikri nedir? 20 Metnin başlığı ne olabilir? Metin kaç paragraftan oluş- muştur? Metnin türü nedir? www.ogretmenevde.com.tr Yaşlı bir şeyden şikây onu tuz alm nünce onda dağa atıp iç içince suyu sonra tuzu istemiş. Çıra almamış. Metnin ko Metnin am Metnin ba Metin kaç muştur? Metnin tür

1. DOSTLUĞUMUZ Dostluk dediğin güzel bir kitap. Hava gibi, Su gibi, Ekmek gibi Vazgeçilmez bir tat. Sonuna kadar dayanmak şart. Dostluk dediğin eşsiz bir kitap, Sevmediğin sayfaları varsa atla, Sayfayı kökünden yırtmak şart mı? Bedri Rahmi EYÜBOĞLU Şairin, şiirin son üç dizesinde dostlukla ilgili anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Dostlarımızın hatalarını affedebilmeliyiz. B) Dostlarımızı zaman zaman değiştirmeliyiz. C) Kitaplar, dostlarımızdan daha değerlidir. D) Günümüzde dostluk kavramı unutulmuştur.

Evsizler için yemek dağıtan bir aşevinde hafta içi beş gün üçer çeşit yemek çıkmaktadır. Çıka yemeklerle ilgili şunlar bilinmektedir: Çıkan yemekler; şehriyeli pilav, Urfa kebabı, çoban salata, erişte makarnası, tandır kebab mantar çorbası, sebzeli tavuk çorbası ve tulumba tatlısıdır. Çorbalar aynı gün çıkmamaktadır. Tandır kebabı ve şehriyeli pilav aynı gün çıkmaktadır. Çoban salata ve Urfa kebabı haftada üç gün birer gün arayla birlikte çıkmaktadır. Tulumba tatlısı yemek isteyenler haftada bir gün mantar çorbasıyla birlikte almak zorunda- dırlar. Sebzeli tavuk çorbası yalnızca perşembe günleri çıkmaktadır. ● ● Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) Erişte makarnası ile tulumba tatlısı aynı gün çıkmaktadır. B) Şehriyeli pilavnın çıktığı gün Urfa kebabı da çıkmaktadır. C) Mantar çorbası ile çoban salata aynı gün çıkmaktadır. D) Tandır kebabı yalnızca perşembe günleri çıkmaktadır. D 9. İPUCU-5

(1) Antika Traktör Müzesinin açılma fikri, 2006 yılında bir iş adamının Almanya ziyareti son- rasında ortaya çıktı. (2) İstanbul'daki atölyede, çalışması devam eden yirmi traktörün de gel- mesiyle müze daha geniş bir yelpazeye ulaşa- cak. (3) Müzede şu anda bulunan az sayıdaki traktörlerin en eskisi Amerikan yapımı 1884 model bir traktör. (4) Bu fikri hayata geçirmek için Gelibolu'daki eski bir balık fabrikası resto- re edilip müze olarak ziyaretçilere açıldı. Bu metnin anlam bütünlüğünü sağlamak için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? A) 1 ve 3 C) 2 ve 3 B) 1 ve 4 D) 2 ve 4

5. Ahmet Kutsi Tecer'in "Köşebaşı" isimli eserini 2008 yı- Tında izlemiştim. 2014 yılında bu eserin sahnelenmesin- de küçük de olsa bir rol almanın heyecanı içindeyim. Sahne arkasında yaşananlar, sıranın gelmesini bekle- mek, yüreğimde coşan heyecan, sahne tozunu yutmak, seyircinin alkışları... Ne günlerdi... Şimdi çok uzaklarda kaldılar sanki... Geçen hafta Köşebaşı'nı seyretmek için koltuğuma yerleştiğimde film karesi gibi geçti oyunumu- zun sahnelendiği o iki gece ve bir gün... Bu parçada söz edilen eserin türü aşağıdakilerden hangisi olabilir? AYSöyleşi C) Biyografi B) Tiyatro D) Otobiyografi

nun cevabi angok yöntemlerden hangisi BURNU SEX S GAD TÜRKÇE YILDIZLAR HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Bunun nedeni küçük yerleşim yerlerinde işik kirliliginin yok denecek kadar az olmasidir. Büyük kentlerden uzaklaştığımızda omeğin yazlığa, yaylaya ya da köye gittiğimizde çok daha fazla yıldız görebiliriz. Gökyüzü aydınlandığında var olan yıldızların çoğu çıplak gözle hiç görülmez. Bu parçada yıldızlarla ilgili, 1 Gökbilimcilerin en büyük problemlerinin ne olduğuna Tüm gokbilimcilerin en büyük sorunu isik kirliligidir Yıldızların en iyi çıplak gözle görülebileceğine III. Yıldızların nerelerde daha çok görüldüğüne IV. Büyük kentlerde, gökyüzünde yıldızların daha çok görüldüğüne yukarıdaki numaralanmış bilgilerden hangilerine ulaşılamaz? A) I ve II. B) II ve III. C) III ve IV. Büyük kentleri aydınlatmak için kullanılan lambaların işıklan gökyüzünü de aydınlatır. D) II ve IV. MAT MATEMAT Me 19 b

2. Ağlayarak başladığımız hayat, bir oyundur. Her gün oynanan oyun sonunda elde edilen her başarı mutlu- luk, her başarısızlık da mutsuzluktur. Mutluluğu yakalamak için her sabah yeni bir oyun oynamaya koşmak gerekir. Onun için güneşin doğma- sını beklemek umut, doğması mutluluktur. Hedefimiz, mutluluk için umuda koşmak olmalıdır. Umutlanmayan mutlu olamaz. Çünkü elde ettiği mutlu- luğun farkına varmaz. Mutluluk, zamana uyum sağlamayı bilmektir. Mutluluk sahip olduğun her şeyden tat almasını bilmektir. Tat almak için de hayatı yaşamak gerekir. Mutlu olup yaşamak için de yarını beklemek aptallık olur. PARAGRAFA UYGUN BAŞLIK: PARAGRAFIN ANAHTAR SÖZCÜKLERİ: **** PARAGRAFIN KONUSU: PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ:

Her geçen gün küçülüyoruz sanıyorum. Daha küçük olarak yapılan 2+1 evlerde oturuyoruz hatta aileleri- miz de 2+1 olma yolunda. Küçük kol saati büyüklüğünde bilgisayarlar istiyoruz ayrıca en ince daha da ince akıllı telefonları sabırsızlıkla bekliyoruz. Bir zayıflama tutkusu ile daha küçük öğünler yiyoruz. Peki, her şey bu kadar küçülürken biz neden kendimizi olmadığımız kadar büyük görüyoruz? İnsanoğlu büyük hayaller kurmalı, büyük hedefleri olmalı mesela. Tüm mutluluklarını heyecanlarını büyük yaşamalı ama yaşadığımız evrende küçük bir varlık olduğunu unutmadan. PARAGRAFA UYGUN BAŞLIK: PARAGRAFIN ANAHTAR SÖZCÜKLERİ: ARAGRAFIN KONUSU: ARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ:

37 Karışık bir taş, demir ve cam yığını bir araya geldi mi, bir mimari eser vücuda gelmez. Yapı için elbette buna benzer malzemeye ihtiyaç vardır. Fakat mimarî, her şeyden önce, bir düzendir. Her taş bir plânın içinde yerli yerine konunca bina göklere yükselir ve bir sa- adetin şarkısını söyler. Sesler, taşlar, kelimeler ve fikirler için de durum aynıdır. Dünyada bir yığın çalgı aleti ve ses çeşidi vardır. Bunları gelişigüzel bir araya getirirseniz sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Mu- siki çeşitli sesler arasında güzel bir düzen kurmaktır. Yahya Kemal, şiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif eder. Güzel bir misrada, kelimenin yerlerini değiştirdiniz mi, derhâl büyüsü kaybolur. Bu paragrafin ana fikri aşağıdakilerden hangisidir? A Her şeyin bir düzen ve uyum içinde olması gerek- mektedir. B) Sanatçının tabiata ilave ettiği şey, yeni bir düzen- dir. C) Her taş bir plânın içinde yerli yerine konunca bina göklere yükselir. D) Taş, demir ve cam yığını bir araya geldiğinde mi- mari bir eser ortaya çıkmaz.

8. Büşra, Yiğit, Özlem, Elmas, Kadir, Ömer iki gruba ayrılıp münazara yapacaktır. • Öğretmen grupları üçer kişiden oluştu- racaktır. • Büşra, Yiğit'le birlikte olmayacaktır. • Yiğit, Özlem'le aynı grupta olmuştur. Özlem, Elmas'la beraber olmayıp Ka- dir'le aynı gruptadır. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden han- gisi yanlıştır? A) Büşra ile Özlem aynı gruptadır. B) Elmas ile Ömer aynı gruptadır. C) Yiğit ile Kadir aynı gruptadır. D) Büşra, Elmas ile aynı gruptadır.

9. Masanın üzerinde; güneşli bir havada, bir su birikintisinde parlayan yağ lekeleriyle bin bir renkli halkalar vardı. Senelerden beri silinmemiş ve yer yer mürekkep lekelerine bulanmış olan masanın üzerinde beyaz ve yuvarlak bir mürekkep kutusu ve uçları kırılmış iki kamış kalem duruyordu. Parça aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisiyle yazılmıştır? A) Tartışma B) Açıklama C) Betimleme D) Öyküleme

10. Filmler, insanların acılarını, sevinçlerini, hayallerini anlatan yapıtlardır. Filmin türü ne olursa olsun, izleyen hiç kimse "Sonunda ne olacak acaba?" sorusunu sormadan edemez. Etkili bir sonla bitmeyen filmlerin seyircide oluşturduğu hayal kırıklığını birçok sinemasever bilir. Süslü afişlerin uyandırdığı merak, filmin sonunda bomboş bir duyguya dö- nüşür bazen. Hatta "Keşke hiç gelmeseydik!" sözleriyle salonların terk edildiği de olur. Eğer bir film insanın kalbine dokunuyorsa, ruhunu okşuyorsa zihinlerdeki tazeliğini hiçbir zaman yitirmez. Bu metinden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Bazı filmler izleyiciye pişmanlık ve hayal kırıklığı yaşatır. B) Çarpıcı afişlerin kullanıldığı filmler daha çok izleyici çeker. C) Insanların duygularına hitap eden filmler kalıcıdır. D) Izleyicilerin bir filmin nasıl biteceğini merak etmesi kaçınılmazdır.

6. -tonguç CÜMLE KUTUSU Soldan Sağa: 1. Şair her dizede bir söz sanatına başvurmuş. (Eş anlamı) II. Aradan on yüzyıl geçmesine rağmen eserleri güncelliğini koruyor anlamı) III. Geniş omuzları vardı, boyu da uzundu. (Zıt anlamı) IV. Anlattıklarınızla konumuz arasında ilgi kuramadım. (Eş anlamı) Sütun BULMACA 1 2 3 4 5 6 11 Satır IV Cümle kutusundaki altı çizili sözcüklerin yay ayraç içinde verilen özellikleri sırasıyla macanın satırlarına yazıldığında 3. sütun hangi harflerden oluşur? S A) B) S S S 1 1 A R R A -9- L A A R A

67. Ağustos böceği bütün yaz saz çalmış, türkü söylemiş. Kara kış birden bastırınca şafak atmış zavallıda. Bir şey bu- lamaz olmuş. Koca ormanda ne bir kurtçuk ne bir sinek, ederim." demiş, 200, avis man kardeş, canım kardes. hâlim fena. Bir şeycikler ver de kışı geçireyim. Yaz gelince öderim." demiş. Yoo, demiş karınca. "Hep türkü söylemek olmaz, kışın da oynayın biraz." Bu parçada verilmek istenen mesaj hangi atasözüyle açıklanabilir? A) Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. B) Çok bilen çok yanılır. C) Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer. D) Büyük lokma ye büyük söz söyleme. 28