Paragraf Soruları

13. 12 Deneme » Gün geçtikçe mahallenin yerini apartman siteleri alıyor. Mahallenin kendine özgü sıcaklığı, bu sitelerin arasında eriyip gidiyor. Eskiden mahallenin bütün sakinleri, bir ailenin üyeleri gibi birbirini tanımakla kalmaz; iyi ve kötü günlerinde beraber olur, üzüntüleri azaltır, sevinçleri çoğaltırdı. Şimdiyse aynı apart- mandaki insanlar, yıllarca birbirlerini tanımadan yaşayıp gidiyor. Evlerimiz büyüdükçe yüreklerimiz kü- çüldü. Bir zamanlar küçücük bir evin içine onlarca kişi sığarken şimdilerde kocaman bir daireye birkaç kişi zor sığıyor. Yürekler arasına duvarlar örülerek insanlar birbirine yabancılaşıyor. Bir zamanlar bırakın aynı mahalleden insanların birbirini ayrı gibi görmesini; aşağı mahalleden, yukarı mahalleden, karşı yakadan insanlar birbirlerini tanımakla kalmaz; her karşılaştıklarında durur, ötekinin yüzüne dikkatlice bakarak hâl hatır sorarlardı. Karşılaşınca durmak, karşısındakine "Seni tanıyorum, biliyorum, önemsiyo- rum, seviyorum, sana güveniyorum" gibi anlamlara gelirdi. Oysa günümüzde komşulukla birlikte bütün bunlar, tarihin tozlu rafları arasında kaldı. Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisine yer verilmemiştir? 1) Benzetme B) Tanımlama C) Örneklendirme D) Karşılaştırma

an e- k. ir Z i hatta insandan değerli görürüm. Bir kitap yen geldiğinde bir insandan daha önemli benim için Çünkü kitapların bir geçmişi, yaşayan anları, bir geleceği vardır. İşte, kitap bu yönüyle bir insandan daha canlı, daha yaşayan bir şeydir bence. Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Okumayı her şeyin üstünde tutarım J B) Kitapların geçmişini bilirim C) Yaşamı önemserim Kitapları insanlara değişmem

5. Eğer hayat değişmiyorsa sanat da değişmeye- cektir. Kendi yaşamımızdan bir öykü anlatıyorsak bizim "benzeri dediğimiz yaklaşımları kullanmak zorunda kalıyoruz. Çünkü öykünün dışında hayat- ta da benzer şeyler oluyor. Yazarın başarısı Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamla- nırsa yazarın başarılı olmasının koşulu belirtil- miş olur? (₁) A) bu yaşantıyı ne kadar farki gösterdiğiyle doğru orantılıdır. C B) bu benzerlikleri göstermesiyle sağlanır. C) kendi hayatını herkes gibi yaşamasıyla müm- kün olur. D) ancak yıllar sonra yaptıkları ile anılır.

12. Yıllık domates üretimi dikkate alındığında Çukurova'da Samsun'dan fazla üretim yapıldığı, Antalya'da Çukuro- va'dan fazla üretim yapıldığı, Aydın'da Antalya'dan az, Samsun'dan fazla üretim yapıldığı tespit edilmiştir. Buna göre, 1. En çok üretim yapılan yer Antalya'dır. II. Aydın'da Çukurova'dan fazla üretim yapılmıştır. III. En az üretim yapılan yer Samsun'dur. yargılarından hangileri kesinlikle doğrudur? A) Yalnız I C) I ve III B) Yalnız II D) I, II ve III

D) Basketbolun Rurumsallaşmasıyla basketbol Şampiyonala SORU-17) (1) Düzenlenen şenlikte, unutulmaya yüz tutmuş çocuk oyunları resmi görevliler tarafından oynandı, çocuklar ise izledi. (II) Şenlikte; "halat çekme, yağ satarım bal satanim, firfira, misket ve seksek" oyunları Vak başta olmak üzere kurum amirleri tarafından oynandı. (III) Vali Bey "Yetişkinler Oynasın, Çocuklar Öğrensin." adı altında bunu bir şenlik havası altında yap- mak için buraya geldik." dedi. (IV) Teknoloji oyunlannin ne yazık ki çocukları bireyselleştirdiğine dikkat çeken Vali Bey, bunları unutturmamak için çocuklarımızı bu oyunlara yöneltmeliyiz, dedi. Bu metinde numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) I. cümlede, beğeni dile getirilmiştir. B) II. cümlede, şaşırma anlamı vardır. C) ill. cümle, pişmanlık bildirmektedir. IV. cümlede, yakınma anlamı vardır.

4. Yazarın dille ilişkisi ve kelime tercihlerine bakıldığında, yoğun ve derinlikli bir dünya seriliyor okurun karşısına. Çok anlamlılığı göz önünde bulundurarak tek bir kelimey le pek çok şey anlatmaya başlıyor. Kendine has bir öykü evreni kuruyor bu sayede. Bu metindeki altı çizili sözle yazarın hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Kelime dağarcığının sınırlı olduğu B) Sözcüklerin uzak anlamlarını öne çıkardığı C) Sözcüklerin anlam zenginliğinden ve derinliğinden yararlandığı D) Anlamca kapalı metinler yazmayı tercih ettiği

18. Bir galeride satışa sunulan 9 araba 1'den 9'a kadar numaralandinimiştir. Bu arabalardan üçü mavi, üçü sarı, üçü de kırmı- zıdır. Bu arabalarla ilgili bilinenler şunlardır: ● 3 numaralı araba kırmızıdır. 1 ve 6 numaralı arabalar aynı renktedir. San arabaların hepsinin numarası tek sayıdır. Buna göre, aşağıdakilerin hangisinde arabalar doğru sıralanmıştır? A) B) C) D) . 2 3 15 15 15 15 Co 9 30 00 19 8 8 S 19

11. Deneme okuru, edebî beğenisi gelişmiş okurdur. Sıradan- lığa bayrak açmıştır. Deneme okumaya başlayan biri, ki- mi meseleleri kendine dert edinmiş demektir. Yüksek bir zevk düzeyinden söz edilebilir artık onun için. Sıradanlık- tan kurtulmuş, keşiflere yönelmiştir. Yeni ve karşıt düşün- celerle kendi düşüncesini güreştirmekten ürkmüyordur. Daha doğrusu, düşünmekten korkmuyordur. Düşünce- si ve hayali daha bir keskince işliyor ve o, bundan alışık olmadığı yeni lezzetler devşiriyordur. Denemeyle tanışan okur, dilin lezzetine varmaya başlamış, konuşurken ve ya- zarken kelimelerin tadını almaya başlamıştır. Artık kendi- ni zenginlikler içinde buluyor; taze düşünce ve duygular- la donanmış yeni bir insan olmanın keyfini sürüyordur. Bu metne göre "deneme okuru" ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Arayış içinde olduğu B) Olaylara hoşgörüyle yaklaştığı C) Tartışmaktan korkmadığı D) Gelişmiş bir dil zevkine sahip olduğu

2. ---, yapılan bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiği- ni görünce duyulan üzüntü, mutsuzluk ve düş kırıklığıdır. Bir şeyi yapmadan önce etraflıca düşünüp sonra uygu- lamaya geçmek gerekir. Çünkü iş işten geçtikten sonra çare bulmak kolay değildir. Bu duygu, yapılan yanlışı bir daha tekrarlamamak yönünde bir kararlılık getirirse insa- nın başarısına zemin hazırlayabilir. Bu metinde boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlar- dan hangisi getirilmelidir? A) Çekingenlik C) Pişmanlık B) Utangaçlık D) Korku

1. Günümüzün en büyük sorunlanndan biri, uyku düzensiz- liğidir Yaşadığımız hayatın stresi, yoğunluk gibi etkenler, uykumuzun düzenini etkiler. Uyku düzenimiz bozulduğun da da gün içinde verimsizleşiriz ve enerjimiz düşer. Bu yüzden düzenli uyku, sağlığımız açısından çok önemli- dir Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabile- cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Bu küçük kasabada bulduğum huzuru, rahatı daha önce hiçbir yerde bulamadım; burdan gidersem çok mutsuz olacağımı biliyorum. B) Mesleğinde oldukça başarılı olan gencin görev yeri değiştirilince morali bozuldu, kendisinden beklenen performans günden güne azaldı. C) Son zamanlarda herkeste bir moral bozukluğu var, salgın hastalık herkesin kurulu düzenini bozdu, he- pimiz kötü bir şey olacak korkusuyla yaşamaya çalı- şıyoruz. D) Öğrencilerin sürekli sınav stresi içinde bulunması on- lanı günlük aktivitelerden uzaklaştırıyor; çoğu öğrenci içine kapanıyor, psikolojik açıdan kendini kötü hisse- diyor. 3.

Türk İstiklâl Savaşı'nda işgalci devletlere karşı yapılan mücadelede sadece askerî ve lojistik des- teğe değil, aynı zamanda güçlü bir inanca ve motivasyona da ihtiyaç vardı. Bu doğrultuda yürü- tülen faaliyetlerin yanında, milli marş yazılması ve bestelenmesi de orduya ve halka manevi güç verecek bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Türk İstiklâl Savaşı sırasında milli marş yazılması için Büyük Millet Meclisince bir yarışmanın düzenlenmesine karar verilmiş ve yarışmaya 700'den faz- la şiir katılmıştır. Tüm bu şiirler içerisinde Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiir İstiklal Marşı olarak kabul edilmiş ve mecliste defalarca okunmuş, defalarca ayakta alkışlanmıştır. Metinde verilen bilgilere göre; Türk Kurtuluş Savaşı'nda farklı alanlarda desteğe ihtiyaç duyulmuştur, II, Istiklal Marşı milletvekilleri tarafından büyük beğeni ile karşılanmıştır, Istiklal Marşının varlığı manevi motivasyon kaynağı olarak görülmüştür yorumlarından hangilerine ulaşılabilir? + A) I yell B) I ve III C) II ve III D) I, II ve III

6 15. Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan Ishak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokak'ta 9 numaralı konakta dünyaya geldi. (1) Babası Izmirli tüccar Fehmi Bey'in oğlu Mehmet Veli, annesi ise Beykozlu Hacı Ahmet Bey'in kızı Nigar Hanım'dır. (II) Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Orhan Veli Kanık, Türk şii- rindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. (III) Yeni bir zevk orta- ya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. (IV) Kafiyeyi il- kel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. Numaralandırılmış cümlelerden hangisi bu metnin anlam bütünlüğünü bozmaktadır? B) II A) I C) III D) IV

cumleler en, kişiden ir nitelikteki ye değişebi- an yargılara cümlelerin dan diğerle- k" konusuna bazıları önce evgilinin kes- 4. "Ne masayı anlatacağım diye masa sözcüğü nü ne kuşu anlatacağım diye kuş sözcüğünü ne de aşkı anlatacağım diye aşk sözcüğünü kullanmaktır şiir." der Cocteau. Cocteau'nun sözlerinde şiirin hangi yönü vurgulanmıştır? A) Müzikal yönden güçlü olması gerektiği B) Öğreticiliğin ön planda olması gerektiği C) Anlatim ustalığı gerektirdiği D) Evrenselliğin ön planda olması gerektiği 7. Aşağıdaki festival A) AYA BA TEK

ile er uçtaki çıkış ndeyken onu açmak için an inip ka- ri Koya- mseyle, a kar- içbir 3. Aşağıdaki metinlerden hangisi farklı bir kişi ağzı ile anlatılmıştır? TEST-31 A) Annem eşyalarımı hazırlamam için söylenip duruyor- du. Haklıydı da. Saat akşamın 5'i olmuştu. Yolculuğa az bir vakit kalmıştı. Sakin bir kafayla yanıma neler almam gerektiğini yeniden düşündüm. Eksiklikleri tamamladıktan sonra çantamı sırtıma alıp düştüm yollara. B) Ayakkabıcı, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. Şaşarak eğlenerek seyrediyordu. Ta- mirci, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyla kesti. Ağzına bir avuç çivi doldurdu. Sonra bunları ağzından çıkanıp ayakkabı- ların altına çabuk çabuk mıhladı. C) Önce yanımdaki kanepeye oturdular. Biri kadın, öteki erkekti. Erkek bana gülümsedi. Hâlim yok gülmeye, yoksa tatlı tatlı gülümsemesine karşılık verilmeyecek adam değildi. 3 D) Köyden kasabaya taşınmıştık. Cadde üstünde, sol tarafta bahçesi olan, beyaz boyalı bir ev satın almış- tik. Bahçemizden, komşu bahçeden gelen küçük bir su yolu geçiyordu. Bu su, yan duvarın altından aşa- ğıdaki bahçelere akıyordu.

UNITE 3 6. Aşağıdaki metinlerden hangisi farklı bir kişi ağzıyla anlatılmıştır? 8. Sınıf A) Güneş doğmak üzereydi. Köpek ulumaları kesilmiş, sessizlik çökmüştü. Göz kapakları sırtındaki küfeden ağır geliyordu. BY Sokağın sonuna vardığımda içimde bir ürperti oluş- tu. Peşimden sürüklenen kalabalıkla bir bilinmezliğin içine girdiğimi o an fark ettim. C) Ormanlık alana vardığımızda hava kararmıştı. Komi- ser Nevzat her zamanki sakin tavırlarıyla eğilip bir avuç toprak aldı. D) Bahçedeki nergis çiçeğinin yaydığı parfümsü bir kokuyla baş başa kaldım. Beni çocukluğuma götür- müştü bu koku. Sanki az sonra annem balkondan seslenecekti. 1 86 a E

KAZANIM 13 TESTI Parçada Anlam - 3 (Hikaye Unsurlan -Anlatıcı - Gerçek ve Kurge Zeynep, hava karardıktan sonra gökyüzünü izlemeyi se- viyordu. Akşamları Ay ve yüzlerce yıldız havayı aydınla- tiyor, gökyüzünü süslüyordu. Ay'ın, Dünya'nın tek doğal uydusu olduğunu önceden öğrenmişti. Öğretmeni, her akşam Ay'a bakmalarını ve nasıl göründüğünü not alma- larını istedikten sonra daha dikkatli incelemeye başladı gökyüzünü. Resim defterine her akşam Ay'ın şeklini çiz- meye başladı. Ay, ilk gün bembeyaz ve yuvarlaktı. Bir haf- ta sonra Ay'ın yarısının olmadığını fark etti. Sonraki hafta, Ay'ı hiç göremedi. Nihayet birkaç gün sonra Ay tekrar gö- ründü. Bu kez Türk bayrağındaki gibiydi. Bu durum Zey- nep'in, kendisini gururlu hissetmesine neden oldu. Birkaç gün sonra Ay tekrar yarım oldu ama öncekinden farklıydı. Deği rifet kızd iste Bir zamanlar zengin bir tüccar varmış. Parasını nerede kullanacağını gayet iyi bilen bu tüccar hastalanmış ve bü- tün mirasını oğluna bırakmış. Tüccarın oğlu parayı har vurup harman savurmaya başlamış. Böyle olunca serveti kısa zamanda suyunu çekmiş. Arkadaşları da birer birer uzaklaşmışlar çevresinden. Sadece iyi yürekli bir arkada- şi ona eski bir sandık yollamış ve "Pilini pırtını bunun içi- ne koyarsın!" demiş. Fakat onun, sandığa koyacak hiçbir şeyi yokmuş. Bu yüzden kendisi girip oturmuş sandığın içine. Ama bu sandık, herkesin bildiği sandıklardan de- ğilmiş. Kilidine dokunur dokunmaz uçmaya başlıyormuş. Tüccarın oğlu kilide parmağını basınca sandık, evin ba- casından fırlayıp havalanmış ve bulutların arasında ilerle- meye başlamış. 7. Bu iki metnin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Olağanüstü olaylara yer verilmesi B) Anlatımın III. kişi ağzından yapılması C) Masal türünde yazılması D) İkilemelerden yararlanılması Ime Inin Ge ya CO b IPC