Paragrafın Anlam Özellikleri Soruları

Işık kirliliği temelde tasarlanmamış veya planlanmamış aydınlatma sonucu gökyüzüne kaçan işığın toz vb. madde- lere çarparak bizimle yıldızlar arasında bir perde oluşturması şeklinde açıklanabilir. Özellikle sokak lambalarının, panoların, reklam tabelalarının yanlış aydınlatılması ışık kirliliğine yol açmaktadır. Işık kirliliğinin doğal hayata ver- diği pek çok zarardan bahsetmek mümkündür. Öncelikle boşa giden bir enerjiden bahsediyoruz. Yani enerjinin bu kadar önemli olduğu, enerji verimliliğinin ve sür- dürülebilirlik kavramlarının bu kadar öne çıktığı bir zamanda bu kadar boşa giden enerji dolaylı olarak çevreye zarar veriyor. Çünkü bu gereksiz ışıklar için aynı zamanda enerji harcıyoruz. Amerika'da ışık kirliliği sebebiyle boşa har- canan enerji tutarı yıllık 2,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Normalde yıldızları takip ederek göç eden kuşlar, şehir ışıkları sebebiyle yönlerini yitirerek gökdelenlere çarpıyor ve hayatlarını kaybediyor. Deniz kaplumbağaları yumurtadan çıktıktan sonra 1-2 dakika içerisinde denize ulaşmalı. Bunun için de yine kendilerine öncülük edecek yıldızları takip ediyorlar. Ancak bu sahillere yakın şehir ışıkları sebe- biyle yönlerini karıştırıp yırtıcıların hedefi oluyorlar. İşte tüm bu sebeplerden dolayı ışık kirliliğinden kurtulmamız ve doğanın dengesini bozma hâlinin önüne geçmemiz gerekiyor. Bu metne göre, en doğru aydınlatma yöntemi aşağıdakilerin hangisinde uygulanmıştır? A) B)

tesi an- Relerini geliştirirler. Az bir ücret ödeyerek EBA'dan istedikleri gibi faydalanabilirler. X D) Eğitsel oyunlar oynayıp eğitimi daha da eğlenceli hâle getirebilirler. Sıla, yeni aldığı hesap makinesinde soldan başlayarak elini kaldırmadan sırasıyla "7, 4, 1, 2, 3" rakamlarına dokunduğunda Türk alfabesindeki bir harfin oluştuğunu fark etmiştir. 123456789012. RMICM PRUVAKADEMİ Mt 8 N 00 00 M= 9 wa 6 3 I MU AS-1205 %± X + RV GT Buna göre Sıla'nın hesap makinesinde fark ettiği harf aşağıdakilerden hangisidir? A) C harfi B) L harfi C) K harfi D) E harfi

C) Öykü 17. 1. heyecanlıydım II. canlanmış III. cansızdır IV. kirlendi V. belliyse VI. çalışsak Numaralanmış kelimeler ek fiil alanlar ve ek fiil almayanlar şeklinde gruplanırsa aşağı- dakilerden hangisi doğru olur? Ek fiil almayan kelimeler IV, V, VI II, IV, VI I, V, VI I, II, III A) B) C) D) D) Günlük Ek fiil alan kelimeler I, II, III I, III, V II, III, IV IV, V, VI 19.

tam kendisidir. kler anlatılır n hangisinde başkası tara- mı yoktur? etten tek yakaladı. e er dersten atıldı. larıyla açıklandı. le bayraklar yarıya indirildi. men dönmez. gök gürlemez. 4D Serisi Ⓡ 6. 1. İşe henüz kimse başlamadı. 2. Bahçede oynayan çocuklar kırmış. 3. Karanlıktan hiçbir şey belli değildi. 4. Her gün işe zamanında giderdi. Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisine nes- ne getirilebilir? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi ge-

6. Aşağıdakilerden hangisinde yüklem geçişli bir eylem olduğu hâlde cümlede nesne kullanılma- mistir? A) Çok geçmeden babasına teslim ettiler. B) Devletin saygın kişilerini bir bir ortadan kaldı- rir. C) Şiirlerinde özlem, acı, ayrılık gibi konulan işle- miştir. D) Eser iki perde ve dört sahneden oluşmakta- dir.

3. Okulda Dün sabah Öğretmenler Anlattılar Konuyu Yukarıdaki sözcüklerin "özne, belirtili nesne, zarf tamlayıcısı, yer tamlayıcısı, yüklem" şek- linde sıralanmış hali aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) Okulda dün sabah öğretmenler konuyu anlattı. B) Konuyu dün sabah okulda öğretmenler anlattı. C) Öğretmenler dün sabah konuyu okulda anlattı. D) Öğretmenler konuyu dün sabah okulda anlattı.

15. Bahar ormanın bir tarafında yerleşebilmek için esin- tilerini poyraz, karayel, gündoğusu halinde seferber ettiğinde, dağın öte yanında kış, daha öte berisini toplamadan bir kenara epeyce mahzun bir göçebe gibi çökmüştür. Bu cümlenin öznesi aşağıdakilerden hangisidir? A) bahar B) kış C) poyraz, karayel, gündoğusu D) oldukça mahzun bir göçebe

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ögelerine yanlış ayrılmıştır? A) Siyah, parlak elbisesi / akşam vakti / parıl paril / görünüyordu. B) Sevdiğim romanların birinde / sevilmek /sözcü- ğünün altının çizildiğini / fark ettim. C) Hastane odasına girdiğinde / onu / yaşlı bir has- ta bakıcı / karşıladı. D) İstanbul'da başlayan sergi / şehrin sosyal haya- tını/ iyiden iyiye / değiştirdi.

7. İki kız kardeş varmış. Birinin kocası varlıklıymış, diğerininki yoksul. Yoksul kardeş, ablasının evine gitmiş bir gün. O sırada sofrada etli bulgur pilavı yiyen abla, onun geldiğini görünce pilavı sofranın altına saklamış hemen. Yoksul karde- şin gözünden kaçmamış ablasının yaptıkları. Çok üzülmüş ama belli etmemiş hiç. Gel zaman git zaman... Yoksul kızın durumu düzelmiş. Bu kez ablası, kız kardeşini ziyarete gitmiş. O geldiğinde küçük kız kardeş, pirinç pilavı yiyormuş sofrada. Hemen sofraya buyur etmiş ablasını "Ablacığım, ablacığım! Bulgur pilavı sofranın altına girmez, gel beraber yiyelim!" demiş. Geçmişte yaptığını hatırlayan ablası, o anda çok utanmış. Bu metinde sözü edilen durumu en iyi açıklayan atasözü aşağıdakilerden hangisidir? A Dost sözü acıdır. X B) Ak akçe kara gün içindir. X C) Kara gün kararıp kalmaz. D) Ak gün ağartır, kara gün karartır.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde fiil, şart kipinin hikâyesi ile çekimlenmiştir? A) O da kendisini bize tanıtsaymış. B) Berna size yarışmanın tarihini söylemişti. C) Ben de bilmiyordum onun kim olduğunu. D) Bu kitaptaki ilk şiiri sen okusaydın. 5.

ve durum Farsca "mizgånn dövdüğü kent" anlamına gelen Bad- Kube'den alan Bakü için Azeriler "Buranın küleği (nüzgán) ol ase yar pek sicak olar" derler. Gerçekten de bazen kuvvetli, bazen hafif olsa da kente her gelişimizde bizi yalnız bırak- yan bir ruhgarla beraber gezdiğimiz Bakü de, ilk durağımız Özgürlük Meydanı oluyor. Hükümet Sarayinin önündeki bu meydandan baslayan ve tarihi kent merkezine kadar devam eden Deniz Kenan Parki, Bakü'nün kalbinin attiği yer olarak ta nimlanabilir. Altı çizili sözün parçaya kattiği anlam aşağıdakilerden hangisinde vardir? kalabalik olan kentler sanayi, sosyal etkinlikler ya da her türlü faaliyet konusunda önemli bir potansiyel teşkil eder- B) Klasik müzik konserlerinin yanında değişik etkinliklere de ev sahipliği yapan Panorama 1453 Tarih Müzesinde, usta sa- matplarla söyleşiler devam ediyor. G sra-dactor Kesintisiz süren bir kent yaşaminin merkezi olan bu eğlence mekânlan düzensiz ve çarpık kentleşme açısından ele ain- malce Sultanahmet Arkeolojik Parkin içindeki havuz başı, turistlerin en çok gezdiği yerlerin başında yer aliyor. Srey Kodin 03823 7 ÖZDEBİR YAYINLARI yayımlanması yazılı izni testlerin hazırlanma ÖZDE S

19. Gazeteci: Sizleri, yıllardır gönlümüze dokunan o muhteşem şiirleriniz ile tanıdık. Edebiyatseverler şiirin tadını sizlerle buldu, diyebilirim. Hatta top- lumda şiire karşı bir ilgi varsa bunda sizin ve şiirle- rinizin çok önemli katkıları vardır. Fakat son yıllarda şiir yerine romanlar kaleme aldınız ve bunlar okur- lar tarafından çok da beğenilmedi. Siz neden böyle bir değişime ihtiyaç duydunuz? Sanatçı: -- Bu diyalogda boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- dir? A) Yıllar beni böyle bir değişime itti. Ben istesem de istemesem de romana yönelmek zorunda kaldım. Romanı kendine bayrak yapan bir döne- min, şairleri dumanıyla boğacağını biliyordum. Ayakta kalabilmek için bu değişimi yapmak zo- rundaydım. B) Söz, sadece duygulara seslenmez; onu fikir ve olay çamuruyla da yoğurmak istedim. Yıllarca sa- yısını bilmediğim kadar hayranım oldu. Onların bu sevgisini daha fazla hak etmem gerektiğini düşündüm. Onları duygulardan alıp düşüncele- rin içine bırakmak istedim. C) Edebiyatseverlerin beğendikleri sanatçılarda tekdüze bir anlayışı hiçbir zaman istemeyecekle- rini düşünüyorum. Böyle bir durum hem sanat- çıda hem okurda bıkkınlık oluşturur. Beni adım adım takip eden okurlarım da benim şiirde farklı bir anlayışa girmemi sağladı. D) Yıllarca şiirle bir şeyler anlatmak istedim insan- lığa ve bu konuda çok yetersiz olmaya başla- dığımı gördüm. Bu nedenle şiirden biraz uzak kalmak istedim. Roman ve öykü yazmayı ise hiç düşünmedim. İleride belki şiir üzerine deneme- ler yazabilirim.

Al- GÖRSEL YORUM - SÖZEL MANTIK 4. Kabul etmek gerekir ki kedilerin de beden dill vardır. Kediler bizimle iletişim içindedir. Onlan anlamak onlara daha iyi şartlar sunabilmek için gereklidir. Kediler beden diliyle, bakışlarıyla, değişik tonlarda miyavlamasıyla hatta kuyruk hareketleri ile bize her daim bir şeyler anlatmak ister. Kedilerimizin bize anlatmak istediklerini kuyruk hareketlerine ve vücutlarında konumlanma yerlerine göre rahatça anla- yabiliriz. Örneğin, ● ● ● ORTA ● GÜÇ TEST-3 Kedinizin kuyruğu dimdik yukarıdaysa büyük ihtimalle sizi gördüğü için mutlu ve heyecanlıd Kedinizin kuyruğunun aşağıya doğru olması, korktuğu veya tehdit edildiği anlamına gelir. Kediniz yere sırt üstü yatmış birde ellerini oynatıyorsa mutluluktan havalara uçtuğunun ve sizi oyuna çağırdığının göstergesidir. Kuyruğu düz ama açısı aşağıya doğu eğimliyse korkmuştur ve kendini saldırmaya hazırlamıştır. Buna göre, aşağıdaki kedilerden hangisi sahibiyle eğlenmek isteyen mutlu bir kedinin vücut dilini örneklemektedir? semih zehra andat elpurve erine sarı, kırmızı ve siyah spor otomo-

13. İnsanın psikolojik yapısı Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Kişinin kendisiyle ve çevresiyle uyum içinde olmasıdır." şeklinde açıklanmaktadır. Bu tanımlama aslında toplumların nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu da vurgulamaktadır. Çünkü çağdaş insan, güdülerini yitirmenin, başka deyişle doğaya ve insana yabancılaşmanın ve doğadan uzak kalmanın bedelini ödemektedir. Bu bedel, davranış bozuklukları olarak ortaya çıkmakta, buna bağlı olarak da sosyal problemlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu metinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A Kendisiyle ve çevresiyle uyum içinde olan insanların ruh sağlığı yerindedir. BY Günümüz insanı doğadan uzaklaşmıştır. Doğayla iç içe olmayan bir insan sosyalleşemez. Dy Davranış bozukluğu ruh sağlığının bozuk olduğunu gösterir. nobiehille bisbigden nog alipid biebnoxuy ne uyogob

3. Konuşma diline dayalı bir şiir, önemsenmesi gereken bir şiir tutumudur. Ayrıca bu tutum, şiirin gerekçeli bir şiir oluşunu sağlar. Zira modern şiirin en belirgin vasfı konuşmaktır. Ne için konuşmak ve kime karşı? Şairin şirinde konuşmayı merkez alması; dilin de gelişmesine, varsıllaşmasına sebebiyet verir, vermelidir de. Türkiye'de yazılan şiir bağlamında ifade edecek olursak Tanzimat'tan bugüne yazılan şiire yönelik ya- pılan yeniliklerin temelinde "konuşma dili" yatar. Her ne yapılmışsa konuşma dili geliştirilerek yapılmıştır. Bu metinde ağır basan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Öyküleme B) Tartışma D) Betimleme C) Açıklama GUNAY YAYINLARI 167

Pozitif hoşgörü anlayışını negatif hoşgörüden ayıran en önemli öge, onun bir şeyi hoş gördüğümüzde yanlış bir şey yapıyormuşuz duygusunu önlemesi, yani hoşgörünün doğasında barındırdığı gerilimi nere- deyse tümüyle yok etmesidir. Bir anlamda negatif hoşgörüde kandırılmışlık ve kullanılmışlık hissi devam ederken pozitif hoşgörüde bu his oluşmaz. Başka bir deyişle negatif hoşgörüde "Ben bu davranışını hoş gördüm ama hep de ben alttan alıyorum, hoş gördüğüm için eminim yine yapacaksın aynı şeyi." gibi duy- gular peşimizi bırakmazken pozitif hoşgörüde yalnızca büyüklük hissi ve gurur bizimle olacaktır. Bu metinde "pozitif hoşgörü" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Winganda yücelik duygusu uyandırdığına anedeni B Negatif hoşgörüden farklı yönlerinin olduğuna C) İnsanda olumlu düşünceler oluşturmasının gerekçesine D) Doğasında olumsuz duyguları yok etme özelliği taşıdığına 138 GÜNAY YAYINLARI