Paragrafta Anlam Soruları

D) USULUI luluğa ulaşamaz. 2. 11. (1) Avusturalya'da rekor düzeydeki sıcak hava ve aylardır süren kuraklık yüzünden çıkan yangınların etkisi her geçen gün artıyor. (II) Eylül ayından beri süren ve alevlerin yüksekliğinin kimi zaman 70 metreyi aştığı yangınların sonucunda 25 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kasaba boşaltıldı, milyonlarca hayvan öldü. (III) Avusturalya'da pazartesi gününden itibaren yangından etkilenen yerlere yağmur yağdığından sıcaklıkların düşmeye başladığı görüldü. (IV) Ancak yetkililer, yürekleri sızlatan bu yangının tekrar ortaya çıkabileceğine dair uyarılarda bulunuyor. Bu metindeki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede aşamalı bir durum söz konusudur. B) II. cümle nesnel bir anlam taşımaktadır. C) III. cümle amaç anlamı taşımaktadır. D) IV. cümle kişisel görüş içermektedir. 3

ri 7 cak çalışmalar belirleyecektir 16. Her ne kadar teknolojik ve bilimsel araştırmalarla in- nasıl şekilleneceğini bu alanla ilgili öngörülerde bulu- sanların yaşamına kolaylıklar sağlansa da gelecegin nanlar veya bu alandaki çalışmalara katkı sağlaya- Buna göre aşağıdakilerden hangisi geleceğe şe- kil veren bir öngörü ya da çalışma değildir? Elektrikli araçların icadı yeni değil, aksine araçlar uzun süredir yollardalar ve her geçen gün daha da iyi bir hâle geliyorlar. Otomobillerde kullani- lan bataryalar daha uzun ömürlere sahip olmaya başladı. n Yaptığımız yüzen çiftlikler, bilgisayar şifresi gö- revi gören beyin dalgaları ve kahveyle çalışan arabalar gibi inanılmaz inovasyonlar ve tcatlar sayesinde çok değişik bir gelecek bizleri bekli- yor. C) Dünyanın herhangi bir yerine seyahat etmek ol- dukça kolay ve sıradan bir hâle geldi. Peki ya bir gün hepimiz uzaya çıkarak dünyayr ne zaman seyredeceğiz? D) Robotlor, zorlu, sıkıcı ya da tehlikeli işleri üstle- nerek insanları büyük dertlerden ve risklerden kurtarabilir. Dahası, robotlar teoride daha hızlı, daha verimli ve çok daha hassas şekilde çalışa- bilir.

1. Ahmet Haşim'in, yazıldığı dönemde gerçekten meşhur olan "O Belde" adlı nefis şiiri ne yazık ki artık meşhur değil. Edebiyatımızda binlercesi bulunan "okunduğu zaman manası anlaşılmaz şiirler" kafile- sine kapılmış gidiyor. Çok sevdiğim "O Belde”nin bu şekilde sönüp gitmesine gönlüm razı olamadı. Onu içine düştüğü karanlıklardan kurtarıp biraz olsun aydınlığa kavuşturmayı kendime iş edindim. "O Belde"yi şiir havasını koruyarak görünür hâle getirmek için şairin uygun gördüğü yerlere koyduğu fakat bugün kararmış oldukları için güzellikleri sezilmeyen Arap ve Acem asıl taşları çıkarıp konuşma dilinin güzellikleri ve saflıklarından gelen duru taşları yerleştirdim. Bu metindeki “taş" sözcüğünü anlamca karşılayabilecek bir ifade aşağıdakilerin hangisinde var- dir? + A) Kelimelerin kişiye yeni bir bakış açısı kazandırma gücü vardır. B)Bu cümleyi defalarca okudum ama hiçbir şey anlayamadım. CDTürkçede hecelere ayırma kuralını ilk öğrendiğimde bayağı şaşırmıştım. Di Insanımızın en büyük sorunlarından biri okuduğu metni anlamamasıdır.

6. "Tatlı dilli, güler yüzlü bir delikanlı bal satardı. Sinekten çok müşterisi vardı. Gönüller onun yeker gull şünden yanıp tutuşurdu. Bir gün asik suratli bir adam bu delikanlinin kazancini kiskandi. Kendisi de bağıra çağıra, gezinerek bal satmaya çalıştı. Fakat ne hikmetse balina bırakın müşteri çikmasin, tek sinek bile konmadi. Akşam olunca sıkıntı içinde evine döndü. Karısı ona şöyle söyledi: Bu metinde boş bırakılan yere, 1. Senin elin bal satarken suratın sirke satar Senin gibi birinden müşteri elbette kaçar 11) Bir insan ekşi yüzlü ve acı sözlü olsa Bal dahi yenilmezmiş onun elinden oysa Kişinin tatlı dili olmasa da şu dünyada Parası ve pulu yeter ona her alanda Det vel dizelerinden hangileri getirildiğinde asık suratlı adam için dile getirilen durumun kendisinden kaynaklandığı vurgulanmış olur? Al Yalnız! B) Yve II etivo Il ve III 3 Sinif Kurumsal Deneme Sınavı - 6

1. (1) Çocukluğumu geçirdiğim köyümüz geniş ormanların kıyısındaki bir yamaçtaydi.(II) Evimizin bah- çesi yüksek ağaçlar ve sık çaliliklarla kaplı, biraz ürkütücü bir orman gibiydi. (tl) Bir gün babam ile eniştem değirmene bir oluk yapmak için gitti, kartlaşmış bir karaağacı kesip devirdiler. (IV) Ağaç ye- re düşerken yanındaki ağaçlardan birkaçının dallarını kırdı, bir uzun ağacın da kabuğunu sıyırdı. Öznel anlatim, kişisel görüşler içerir. Nesnel anlatım ise kişisel görüşlerden uzak, kanıtlanabilir yargılarla oluşturulur. Buna göre, yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde öznel bir anlatım söz konu- sudur? A) 1 B) II C) III D) IV

1. Aşağıda verilmişt 8. Yunancada "yaşam" anlamına gelen "bios" ve "taklit" anlamına gelen "mimesis" sözcüklerinden oluşan biyomimikri, tasarım yaparken ve yenilikçi teknolojiler geliştirirken doğadan esinlenmek olarak tanımlanabilir. Biyomimikri; mimari, yapay zekâ, robotik, endüstri, ulasım gibi alanlarda kullanılan bircok ürünün. kısaca günümüz teknolojisinin temelini oluşturur. Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi biyomimikriye örnek olamaz A) En az malzemeyle en fazla yer insa edilebilmesi amacıyla bal peteklerinin arılar tarafından altıgen seks linde yapılması B Dalgıç giysilerinin, köpek balıklarının hızlı yüzmelerini sağlayan derilerinden ilham alınarak geliştirilmesi C) Ayciçeğinin güneşe doğru yönelme hareketinden yola çıkılarak gölgeli ve güneşli alan arasındaki sıcak haciarkına göre hareket eden güneş panellerinin üretilmesi D) Geko kertenkelesinin ayağının altında bulunan ve tırmanmasını kolaylaştıran tüy benzeri dokudan ha- Feketle farklı yüzeylere kolaylıkla tırmanabilen robotların yapılması San faz rin SC m C mis » ekleri getirilerek yapılır ve

4. Tema 8. "Bahar" sözcüğünün kendine has bir çekiciliği vardır. Bu sözcük yalnızca tabiat, kırlar, bahçeler, ağaçlar için değil insan- lar için de kullanılır. Örneğin insanlar için ömrünün baharında denir. Bu parçadaki altı çizili sözle insanın hangi özelliği vurgulanmıştır? A) Tecrübesizliği B) Gençliği C) Verimliliği D) Güvenilirliği

Her tarihi yapının kendince bir lisanı vardır ve hepsi bu yeteneğe sahip meraklı bir çift göz beklemektedir. (1) Eski yıllarda Istanbul'un su ihtiyacını nasıl karşıladığını bilmek isteyene Mimar Sinan'ın Maglova Su Kemeri bir şeyler fısıldayacaktır. (5) "Beşerlyet, yüzyıllar sonra da olsa atasının Izinl bulsun." düşüncesiyle kucağındaki yaşlı çocuğu püskürtüp insana gerl sundu. Maſlova Su Kemeri (2) lik Çağ Insanının acısına ve sevincine tanık olmayı arzu ediyorsanız Efes Antik Kenti'ndeki Aspendos Tiyatrosu dile gelip nice öyküler anlatacaktır. (4) Insan, Ismini ve tarihini ölümsüzleştirmek adına eserler vücuda getirdi, toprak bu eserlere kucak açtı. Aspendos Tiyatrosu Çin Seddi (3) Savunma stratejilerini merak eden Çin Seddi'ne sorsun, her taş cevaplamaya dünden hazır. 1- Bu metin Iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? B) 3 C) 4 D) 5 A12 A) 2

12- 1) çıktığını zannettiğin dallar olur bazen. Zıplayıp yakalarsın ucundan, "Çıktıml" sanırsın. (2) Tam "Bu defa kırdım şeytanın bacağını." dediğin an, 'hooop' düşersin. (3) Böyle bir yanılgıydı benimkisl. (4) Bu kıraç topraklar, her damarı susuzluktan çatlamış bu tarlalar beni kördüğümle baglamıştı kendine, bırakıp gidemedim. (5) Hiç görmediğim babamdan kalan bu mirasa sahip çıkmam lazımdı. Bu metinde numaralı cümlelerin hangisinden itibaren farklı bir konuya geçilmiştir? DS A) 2 B)3

TEST 1 8. BİR YER DOSONU 7. Bir yer düşünüyoru Bilmer, neresinda Bir ev. guntokaune Çiçekler içinde me Bahçe kapisina va Baygin kokusu ihla Gölgesinde bir sir - Oturunl Haydi çocuklar ha Salincaklar kurun Başka dallarsa, - Yemişlerimizd Aşağıdaki tanık ifadelerinden hangisi bu robot resmin çizilmesine rehberlik etmiş olabilir? Rüzgâr esmez, k - Uçurtmalar uc Mutlu olun, yaşa Ana, baba evlat, Bu şiirde anlatı taşımayan görs sidir? Şahis 65-70 yaşlarındaydı, saçlar dökülmemiş ve yana taranmıştı. Yüzünde ve alnında kırışıklıklar vardı. Pala bıyıklı bu adamın gözlerinin iriliği de bıyıklar gibiydi. Yanaklarının içe çöküklüğünden zayıf bir yapıya sahip olduğunu söyleyebilirim. B) 60 yaşın üzerinde olduğunu tahmin ettiğim şahıs kısık gözlü ve bıyıklıydı. Saçları ve bıyıklarından bakımlı biri olduğu belliydi. Tirastan yeni çıkmış gibiydi. Yüzündeki kırşikliklar adeta çift burun oluşturmuştu. Bu buruşukluk yüzünün tamamına yansımıştı. Avurtlar çökük, kulakları belirgindi. Yüzünde hırçın bir aslan görünümü olan bu şahsın yaşı hayli gençti. Bakimli olduğu her hâlinden belliydi. Özellikle pürüzsüz yüzü bunu ortaya koyuyordu. Başının yan tarafından sağa ve sola düz olarak taranmış saçı vardı. Kısa bıyıklı ve yüzü tıraşlıydı. Hafif kepçe kulaklıydı. Gözlerini kısmış bir hâli vardı. D) Her hâliyle bakımlı bir görünüme sahip burnu biraz geniş ve yüzü kışmış bir şahıstı. Görebildiğim kadarıyla saçları seyrekti ve yana doğru taranmıştı. 65 yaş civarında görünümlü şahsin yüzündeki kırışıklıklar, genç yaşta çöktüğünü gösteriyordu. Yüzünde kulaklan belirgin, yanaklan çökük ve gözleri kısiktı. 8. SINE PARAGRAFIN SIFRES 12

TEST 41 ) aret ste bir cin Edebiyatçı, sözcokler cilin genel kullanımından lamlarından uzaklaştin, diy donyadan aldigi gerek ligi kendi iç dünyası, birikimi, duygu ve doganceleniyle yeniden oluşturur. Onun yazdiği metin her ne kadar bu dünyayı anlatsa da aslında bir kurmacadir. Onun amacı öğretmek degil sezdirmek, hissettirmek, als niştırmaktır. Böyle olduğu için de her edebi metin, her keste farklı çağnsimlar uyandırabilir, herkese aynı yer ler hissettirebilir. Hatta ayni metni farkli zamanlarda okuyan bir kişi o metinden ayrı ayrı tatlar alabilir. Metri oluşturan sözcükler yeni anlamlar kazanabilir okuyu cunun hayal dünyasında Bunda en önemli pay hig kuşkusuz bağlam, yani okuyucunun o metni okudugu zamandaki durumudur. Bu durum yas, o anki ekono mik durum, sosyal ve psikolojik sartlar gibi dejisken lere bağlı olarak okuyucunun metinle ilişki durumu da farklılaşacaktır. Örneğin; Cahit Sıtkı Tarancı'nın Otuzz Beş Yaş adlı şiirini yirmi, otuz beş ve yetmiş yaşında okuyan bir kişinin o şiirden alacağı tatlar, o şiiri okudu. ğunda hissedecekleri de farklı olacaktır. OOO ki le 11- n ar i Bu metinde asıl anlatılmak istenen düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? A) Edebiyatçının amacı bilgi aşılamak değil, bilgiyi özümsetmektir. B) Edebiyatçı, bize gerçek hayattan kopmadan düşünce- lerini, duygularını yansıtır. C) Her edebî metin; herkeste farklı çağrışımlar uyandi- rabilir. D) Durum ve şartlar değiştikçe okuyucunun metinden aldığı tat değişir. mis olmaktan utanaca-

20. Gül bahçesindeki çalı çırpı da gül kokar. Çün- kü onlar gece gündüz güllerle beraberdir. Gü- lün rengini, şeklini almasalar bile gülün kokusu üzerlerine siner. Arkadaşlık da böyledir . Arka- daşlarınızın yetenekleri ve ahlakı daima yüksek olmalıdır. Dostluk alışverişinde kârlı olan budur. Gül olabilmek her zaman elimizde olmasa bile gül kokabilmek daima elimizdedir. Bu metinde vurgulanan düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Arkadaşlık ve dostluk tüm hayatımızın teme- lini oluşturan iki unsurdur. B) Insan yaşamı boyunca pek çok arkadaş bul- sa da gerçek dost bulması çok zordur. C) İyi dostlar edinmek insanı geliştirir, hayatına doğru ve güzel şeyler katar. DY Her arkadaşlık insana iyi ya da kötü bir şey- ler öğreterek onun yaşamına katkı sağlar.

11 ve layınız 9. Sevdiğiniz kitabı yıllar sonra bir daha okumanızı öneririm size. Kendinizi sınava çekmek gibi bir şeydir bu. Bakalım duygularınız, algılamalarınız ne denli değişmiş; gelişmiş mi ya da eksilmiş mi kişiliğinizden? Kitaplar değişmez, bizler değişi- riz. Yirmisindeki "ben"le, ellisindeki, altmışındaki "ben"i, sevdiğim kitapları yeniden okuyunca da- ha iyi anlıyorum. Siz de yapın mutlaka bunu. Yillar önce sevdiğiniz bir kitabı bir kez daha okuyun. Yapit mi değişmiş, siz mi? Bu metinden "bir kitabı yeniden okuma"yla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Turki "Ana Fene Olyr aral yap üst eşi ara ka Bu Şu A) Kişinin eksik bilgilerini tamamlayıp gelişmesini sağladığı B) Okuyucuyu öz eleştiri yapmaya yönelttiği C) İnsanın zaman içindeki değişimini gösterdiği D) Okuyucunun önceki ve sonraki düşüncelerini karşılaştırmasını sağladığı

7. Bir grup tırtılı boş bir saksının üstüne yerleştirmiş- ler ve önlerine yiyecek koymuşlar. Tırtıllar dönerek yemeye başlamış. Bir süre sonra tırtılları saksının üstünden aşağı indirmişler, yiyecekleri saksiy- la aynı büyüklükte bir daire oluşturacak şekilde yerleştirmişler ve tırtıllar dönerek yemeye devam etmiş. Daha sonra yiyecekleri, tırtılların alışmış ol- dukları çemberin iki santim dışına koymuşlar ve tırtıllar açlıktan ölmüş. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Alışkanlıklar, önümüzdeki en büyük engeldir. B) Her canlı belli bir düzene göre yaşamalıdır. C) Hayatı rutin bir şekilde yaşamak çok sıkıcıdır. D) Alışılmış standartların dışına çıkmak her za- man olumsuz sonuçlanır.

FASİKÜLLÜ HAFTALIK KAZANIM DENEMESI 6 Half SLET 10. Bakterileri yok etmek üzerine çalışmalar yapan ingiliz bilim insani Alexander Fleming, bir tatil dönüşü laboratuvarına geldiğinde içinde farklı türlerde bakteriler bulunan petri kabini açık unuttuğunu fark eder. Küf mantarı ile dolan kabı temizlerken mantarın kenarında bulunan jel kıvamındaki yapıda herhangi bir bakteri bulunmadığını görür. Bunun Penicillium Notatum adı verilen küf mantarı olduğunu düşünür ve jöle kıvamındaki yapıya penisilin adını verir. Fakat penisilini küf mantarından ayırmayı başaramadığı için çalışmalarını sonlandırır. Onun çalışmalarını inceleyen bilim insanları Howard Florey ve Ernst Chain, 1939 yılında penisilini laboratuvar ortamında saflaştırmayı başarır, 1941 yılında da ilk defa bir insan üzerinde kullanırlar. Fleming, Florey ve Chain bu çalışmalarıyla 1945 yılında Nobel Tip Ödülü'ne layık görülürler. Bu metne verilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Penisilinin Bulunuşu C) Fleming'in Laboratuvarı B) Penisilinin Özellikleri D) Nobel Tip Ödülü

11. Bazı şiirler yer yer güzel de olsa biçim, düzen, istif yoksulu oldukları için unutulup gitmiştir. Bir seziş, bir buluş, bir tema, ne kadar yeni ve güçlü olursa olsun sağlam bir söyleyişe erişemedi mi ömürsüzdür. Genç yaşlarda heyecan sonsuz, ilham boldur. Ama çoğunlukla bir şey eksik olur misralarda, en azından güzellik! Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesintisiz sürüp gidebilmesinden, zincirlemesinden doğar. Ba- zen, bir dizenin bile aksamasr; şiirde verilmek istenen hava, yaratılmak istenen bu iklim sahi- den varsa onu bozar. Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermek amacıyla yazılmıştır? A) Şiirde kalıcılığı sağlamak için biçim güzelliği- ne mi önem verilmelidir? B) Siirde misra güzelliğine mi yoksa bütün hâ- linde bir şiir havasına mı önem verirsiniz? C) Şiirin güzelliği dizelerdeki ses benzerliklerine mi bağlıdır yoksa tema güzelliğine mi? D) Şiirin bütün güzelliği yeni bir seziş ve yeni bir temaya mı bağlıdır?