Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Anlam Soruları

OUT
16 Parça (Paragraf) Genel Tekrar
Küçürek (minimal) hikâye; az sayıda sözcükle yoğun anlamlar aktarma gücüne sahip, mesaj kaygısı taşımayan, yalnız-
ca bir anın saptaması olan anlatılardır.
Bu açıklamalara göre,
I. Orada.
Ve durduk yerde büyüyen deniz...
Kayalıkları köpüklerle döverek biçimleyen deniz...
Dur, dinle bir bak, sana bir şey mi söylüyor?
Ne söylüyor?
Ve kendi çapında yırtıcı kuşların erişilmez o çığlık çığlığa güzelliği.
II. Hisar'dan Kanlıca'ya geçiyordum. Yaşlı bir kayıkçı eski ağır sandalını akıntıya karşı sürüklemek için bütün gücüyle
küreklere asılıyordu. Konuşurken dudaklarının arasından gülen beyaz, sağlam dişlerini işaret ederek:
-
- Maşallah dişlerin pek sağlam, dedim.
O an yüzü bir girdap gibi karıştı. Kendini bunca yıl muhtaç ve güçsüz bir şekilde bu küreklere mahkûm eden hayata
karşı:
- Yiyecek bir şey bulamadıktan sonra neyleyim, dedi.
III. Kaç kardeştik bilmiyorum.
En küçükleri bendim ve henüz saymayı bilmiyordum.
Öğrendiğimde ise hepimiz dağılmıştık.
metinlerinden hangileri küçürek hikâye örneğidir?
A) Yalnız I.
B) Yalnız III.
C) I ve III.
D) I ve II.
oleh ora
TEST
3. Kişi,
rindan baz
Mantığa
da incinn
Telafi (C
olduğu
Tepki
Yansı
Aşağ
değ
A)
B
C
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
OUT 16 Parça (Paragraf) Genel Tekrar Küçürek (minimal) hikâye; az sayıda sözcükle yoğun anlamlar aktarma gücüne sahip, mesaj kaygısı taşımayan, yalnız- ca bir anın saptaması olan anlatılardır. Bu açıklamalara göre, I. Orada. Ve durduk yerde büyüyen deniz... Kayalıkları köpüklerle döverek biçimleyen deniz... Dur, dinle bir bak, sana bir şey mi söylüyor? Ne söylüyor? Ve kendi çapında yırtıcı kuşların erişilmez o çığlık çığlığa güzelliği. II. Hisar'dan Kanlıca'ya geçiyordum. Yaşlı bir kayıkçı eski ağır sandalını akıntıya karşı sürüklemek için bütün gücüyle küreklere asılıyordu. Konuşurken dudaklarının arasından gülen beyaz, sağlam dişlerini işaret ederek: - - Maşallah dişlerin pek sağlam, dedim. O an yüzü bir girdap gibi karıştı. Kendini bunca yıl muhtaç ve güçsüz bir şekilde bu küreklere mahkûm eden hayata karşı: - Yiyecek bir şey bulamadıktan sonra neyleyim, dedi. III. Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçükleri bendim ve henüz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz dağılmıştık. metinlerinden hangileri küçürek hikâye örneğidir? A) Yalnız I. B) Yalnız III. C) I ve III. D) I ve II. oleh ora TEST 3. Kişi, rindan baz Mantığa da incinn Telafi (C olduğu Tepki Yansı Aşağ değ A) B C
3.
3 ve 4. soruları aşağıdaki metne göre
cevaplayınız.
2
3
4
1
5
Bir markette makarna, salça, pirinç, nohut,
yağ, fasulye, mercimek ve bulgur yukanda
verilen rafa yerleştirilmiştir. Ürünlerin bu-
lunduklan raflarla ilgili şunlar bilinmektedir:
Bir rafta en fazla iki ürün bulunmakta-
dir.
Salça ve nohut; mercimeğin hemen sa-
ğındaki raftadır.
• 3. rafta sadece yağ bulunmaktadır.
●
Makarna, bulgurdan farklı bir rafta ve
pirincin hemen solundaki raftadır.
Fasulye; pirinç ve mercimek ile aynı
rafta değildir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi
kesinlikle doğrudur?
A) 5. rafta nohut bulunmaktadır.
B) 1. rafta bulgur bulunmaktadır.
C) Pirinç ve bulgur aynı raftadır.
D) Makarna ve fasulye aynı raftadır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
3. 3 ve 4. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. 2 3 4 1 5 Bir markette makarna, salça, pirinç, nohut, yağ, fasulye, mercimek ve bulgur yukanda verilen rafa yerleştirilmiştir. Ürünlerin bu- lunduklan raflarla ilgili şunlar bilinmektedir: Bir rafta en fazla iki ürün bulunmakta- dir. Salça ve nohut; mercimeğin hemen sa- ğındaki raftadır. • 3. rafta sadece yağ bulunmaktadır. ● Makarna, bulgurdan farklı bir rafta ve pirincin hemen solundaki raftadır. Fasulye; pirinç ve mercimek ile aynı rafta değildir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) 5. rafta nohut bulunmaktadır. B) 1. rafta bulgur bulunmaktadır. C) Pirinç ve bulgur aynı raftadır. D) Makarna ve fasulye aynı raftadır.
Asim Berk, Cengiz, Davut) Emre, Faysal, Giray,
Hasan, Ibrahim ve Kenan iki takıma ayrılıp basket-
bol maçı yapacaktır.
Takımlar beşer kişilik olacaktır.
●
Berk ve Faysal aynı takımda yer almayacaktır.
Hasan ve İbrahim aynı takımda olacaktır.
Asım, Kenan'la farklı takımda Berk ile aynı ta-
kımda yer alacaktır.
●
Cengiz ve Davut aynı takımda olacak, Hasan
ise farklı takımda olacaktır.
Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangi-
si kesinlikle yanlıştır?
A) Emre, Hasan'la aynı takımdadır.
By Davut, İbrahim'le aynı takımda değildir.
Ibrahim ve Berk aynı takımdadır.
D) Emre ve Giray aynı takımdadır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Asim Berk, Cengiz, Davut) Emre, Faysal, Giray, Hasan, Ibrahim ve Kenan iki takıma ayrılıp basket- bol maçı yapacaktır. Takımlar beşer kişilik olacaktır. ● Berk ve Faysal aynı takımda yer almayacaktır. Hasan ve İbrahim aynı takımda olacaktır. Asım, Kenan'la farklı takımda Berk ile aynı ta- kımda yer alacaktır. ● Cengiz ve Davut aynı takımda olacak, Hasan ise farklı takımda olacaktır. Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangi- si kesinlikle yanlıştır? A) Emre, Hasan'la aynı takımdadır. By Davut, İbrahim'le aynı takımda değildir. Ibrahim ve Berk aynı takımdadır. D) Emre ve Giray aynı takımdadır.
1 ve 2. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Fransız yazar Michel Tournier, mahkûmlarla söyleşi yapmak üzere Cleriecourt Hapisha-
nesine davet edilir. Ağır suçlardan hüküm giymiş, azılı mahkûmlar bulunmaktadır burada.
Aynı zamanda marangoz atölyesinde çalışan bu mahkûmlar, işten artan kalan zaman-
larda Tournier'nin bazı kitaplarını okumuşlardır. Mahkûmlar tarafından bir kitabın nasıl
yazılacağına dair sorular sorulur yazara. Yazar, uzun uzun anlattıktan sonra sözlerini
"Ayakta yazmak gerekir, hiçbir zaman diz çökerek yazmamalıdır." diyerek bitirir. Söyleşi
bu sözlerle sona erer. Hapishanedeki bu söyleşinin üzerinden üç ay geçer ve bir gün
Tournier'in kapısına kısacık bir not eşliğinde yüzeyi eğik olan, uzun ayaklı, yepyeni bir
masa gelir. Hapishanedeki marangoz atölyesinde çalışan ve Tournier'nin söyleşisine ka-
tılmış olan mahkûmlar tarafından yapılmıştır bu masa. Üzerine iliştirilen kısacık notta da
"Ayakta yazmak için Cleriecourt mahkûmlarından..." ifadesi vardır.
D) II ve III
1. Bu parçadan hareketle Fransız yazar Michel Tournier ile ilgili,
I. Alçakgönüllü bir kişiliğe sahiptir.
II. Son derece üretken bir yazardır.
III. Tanınmak için fedakârlığa katlanır.
yargılarından hangisine ya da hangilerine ulaşılabilir?
B) Yalnız III
A) Yalnız I
C) I ve II
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
1 ve 2. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Fransız yazar Michel Tournier, mahkûmlarla söyleşi yapmak üzere Cleriecourt Hapisha- nesine davet edilir. Ağır suçlardan hüküm giymiş, azılı mahkûmlar bulunmaktadır burada. Aynı zamanda marangoz atölyesinde çalışan bu mahkûmlar, işten artan kalan zaman- larda Tournier'nin bazı kitaplarını okumuşlardır. Mahkûmlar tarafından bir kitabın nasıl yazılacağına dair sorular sorulur yazara. Yazar, uzun uzun anlattıktan sonra sözlerini "Ayakta yazmak gerekir, hiçbir zaman diz çökerek yazmamalıdır." diyerek bitirir. Söyleşi bu sözlerle sona erer. Hapishanedeki bu söyleşinin üzerinden üç ay geçer ve bir gün Tournier'in kapısına kısacık bir not eşliğinde yüzeyi eğik olan, uzun ayaklı, yepyeni bir masa gelir. Hapishanedeki marangoz atölyesinde çalışan ve Tournier'nin söyleşisine ka- tılmış olan mahkûmlar tarafından yapılmıştır bu masa. Üzerine iliştirilen kısacık notta da "Ayakta yazmak için Cleriecourt mahkûmlarından..." ifadesi vardır. D) II ve III 1. Bu parçadan hareketle Fransız yazar Michel Tournier ile ilgili, I. Alçakgönüllü bir kişiliğe sahiptir. II. Son derece üretken bir yazardır. III. Tanınmak için fedakârlığa katlanır. yargılarından hangisine ya da hangilerine ulaşılabilir? B) Yalnız III A) Yalnız I C) I ve II
Sözel
Genel Deneme Sınavı-5
B
TÜRKÇE
15. Bazı yazarların eserlerini kaleme alırken çeşitli ritüelleri (âdetleri) benimsediği bilinmektedir. Tabii ki bu yazma
ritüelleri yazardan yazara farklılık göstermektedir. Bazı yazarlar, kendilerine ilham vere nesneleri yazı ya-
zarken yanlarında görmek isterler. Bazıları ise ciddi bir disiplin içinde kendilerine yazma saatleri ya da yazma
limitleri belirler. Bir başka grubun yazma ritüelini ise yazı cihazları oluşturur, kimileri dolma kalem tutkunuyken
kimileri illa kareli deftere yazar. Kimileri bilgisayarda yazarken kimileri başka aygıtları tercih eder.
Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi, bahsi geçen ritüellerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez?
A) Yazmak için belirli bir masaya oturmuşluğum yahut bir odaya kapanmışlığım olduğunu söylemek doğru
olmaz. Genelde yazmak, beni kendi masasına oturtur. Benim istediğim zaman değil de roman çağırdığı
zaman, "Gel ve beni al." dediğinde yazarım.
B) Roman yazma psikolojisine girdiğimi hissettiğimde sabah dörtte uyanır ve ara vermeden altı saat çalışırım.
Yazdığıma hiçbir zaman dönüp bakmam. Daha sonra müzik dinler veya yüzerim. Akşam dokuza kadar
uyuyup yazdıklarımı uyandıktan sonra gözden geçiririm.
C) Yazdığım her eseri çalışma masamda kaleme aldım. Dışarıda hiçbir zaman not almam ve yazmayı düşün-
mem. Masamın çekmecesinde her daim çürük elmalar bulunur. Yazarken bu çürük elmayı çıkarır, koklarım.
Bu koku bana yağmurdan sonraki toprak kokusunu anımsatır ve böylece hayallere dalarım.
D) Içimden gelmeyen, içime sinmeyen tek bir kelime yazmam. Beni yazmaya iten şey tutkularımdır. Aklıma
gelenleri hemen not edebilmek için yanımda defter bulundursam da tüm romanlarımı daktiloyla kaleme
alırım. Çünkü daktiloyla yazmak yavaşlatır yazarı ve ben bu süre içinde yazdıklarımı tartma fırsatı bulurum.
TÜF
17
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
Sözel Genel Deneme Sınavı-5 B TÜRKÇE 15. Bazı yazarların eserlerini kaleme alırken çeşitli ritüelleri (âdetleri) benimsediği bilinmektedir. Tabii ki bu yazma ritüelleri yazardan yazara farklılık göstermektedir. Bazı yazarlar, kendilerine ilham vere nesneleri yazı ya- zarken yanlarında görmek isterler. Bazıları ise ciddi bir disiplin içinde kendilerine yazma saatleri ya da yazma limitleri belirler. Bir başka grubun yazma ritüelini ise yazı cihazları oluşturur, kimileri dolma kalem tutkunuyken kimileri illa kareli deftere yazar. Kimileri bilgisayarda yazarken kimileri başka aygıtları tercih eder. Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi, bahsi geçen ritüellerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez? A) Yazmak için belirli bir masaya oturmuşluğum yahut bir odaya kapanmışlığım olduğunu söylemek doğru olmaz. Genelde yazmak, beni kendi masasına oturtur. Benim istediğim zaman değil de roman çağırdığı zaman, "Gel ve beni al." dediğinde yazarım. B) Roman yazma psikolojisine girdiğimi hissettiğimde sabah dörtte uyanır ve ara vermeden altı saat çalışırım. Yazdığıma hiçbir zaman dönüp bakmam. Daha sonra müzik dinler veya yüzerim. Akşam dokuza kadar uyuyup yazdıklarımı uyandıktan sonra gözden geçiririm. C) Yazdığım her eseri çalışma masamda kaleme aldım. Dışarıda hiçbir zaman not almam ve yazmayı düşün- mem. Masamın çekmecesinde her daim çürük elmalar bulunur. Yazarken bu çürük elmayı çıkarır, koklarım. Bu koku bana yağmurdan sonraki toprak kokusunu anımsatır ve böylece hayallere dalarım. D) Içimden gelmeyen, içime sinmeyen tek bir kelime yazmam. Beni yazmaya iten şey tutkularımdır. Aklıma gelenleri hemen not edebilmek için yanımda defter bulundursam da tüm romanlarımı daktiloyla kaleme alırım. Çünkü daktiloyla yazmak yavaşlatır yazarı ve ben bu süre içinde yazdıklarımı tartma fırsatı bulurum. TÜF 17
11. Etkili hikâyeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikâyeyi anlatmakta değil, herkesin hikâyeye inanmasını sağ-
lamaktadır. Tarihin büyük kısmı şu soru etrafında döner: Birileri milyonlarca insanı belli bir kurguya inanmaya
nasıl ikna eder? Nasıl mı? İnsanların yaşantısına ayna tutarak, laf kalabalığı yapmadan onları ince anlamların
içinde gezdirerek ikna eder. Bu vesileyle de etkili hikâyeyi kurgular.
Bu metne göre "etkili hikâye" yazmanın yolu;
1. Özlü bir anlatım yapmak,
II. Kimsenin değinmediği noktalara değinmek,
III. Gerçek hayattan izler sunmak,
IV. Akıcı bir üslup kullanmak
yargılarından hangileri olabilir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
Sınav Kodu:
0825
4
OÖZDEBİR YAYINLARI
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
11. Etkili hikâyeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikâyeyi anlatmakta değil, herkesin hikâyeye inanmasını sağ- lamaktadır. Tarihin büyük kısmı şu soru etrafında döner: Birileri milyonlarca insanı belli bir kurguya inanmaya nasıl ikna eder? Nasıl mı? İnsanların yaşantısına ayna tutarak, laf kalabalığı yapmadan onları ince anlamların içinde gezdirerek ikna eder. Bu vesileyle de etkili hikâyeyi kurgular. Bu metne göre "etkili hikâye" yazmanın yolu; 1. Özlü bir anlatım yapmak, II. Kimsenin değinmediği noktalara değinmek, III. Gerçek hayattan izler sunmak, IV. Akıcı bir üslup kullanmak yargılarından hangileri olabilir? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV Sınav Kodu: 0825 4 OÖZDEBİR YAYINLARI
SÖZCÜKTE ANLAM DEĞERLENDİRME TESTİ
2.
Yaktı yanardağ gibi can yurdunu son bakış
Ve gönlüm koşmaz oldu maceralar ardında
Önünde dün beyazlar giyinirken kara kış
Bugün sensiz kalan yaz kara bağlar ardında
Bu dizelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan-
lıştır?
A) Benzetmeye yer verilmiştir.
3) Sesteşi olan sözcükler kullanılmıştır.
Tezat sanatına yer verilmiştir.
Mecaz
Mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
SÖZCÜKTE ANLAM DEĞERLENDİRME TESTİ 2. Yaktı yanardağ gibi can yurdunu son bakış Ve gönlüm koşmaz oldu maceralar ardında Önünde dün beyazlar giyinirken kara kış Bugün sensiz kalan yaz kara bağlar ardında Bu dizelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan- lıştır? A) Benzetmeye yer verilmiştir. 3) Sesteşi olan sözcükler kullanılmıştır. Tezat sanatına yer verilmiştir. Mecaz Mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır.
1. Ünlü sanatçı Muhsin Ertuğrul, Amerika'dan döndü-
ğünde bir arkadaşının ısrarı üzerine "şehir tiyatro-
ları"nın başına geçti. Ayağının tozuyla çalışmalara
başladı. Onun gayretleriyle ülkemizde tekrar bir ti-
yatro furyası başlamış oldu.
Bu cümledeki altı çizili söz grubunun yerine aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı
değişmez?
A) Henüz dinlenmeden
B) Uzun zaman harcayarak
C) Büyük çaba harcayarak
Ani bir kararla, düşünmeden
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
1. Ünlü sanatçı Muhsin Ertuğrul, Amerika'dan döndü- ğünde bir arkadaşının ısrarı üzerine "şehir tiyatro- ları"nın başına geçti. Ayağının tozuyla çalışmalara başladı. Onun gayretleriyle ülkemizde tekrar bir ti- yatro furyası başlamış oldu. Bu cümledeki altı çizili söz grubunun yerine aşa- ğıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez? A) Henüz dinlenmeden B) Uzun zaman harcayarak C) Büyük çaba harcayarak Ani bir kararla, düşünmeden
7. Uluslararası bir lojistik firmasında çalışan Mete, enerjik ve sevgi dolu bir insandır. Çalıştığı ortamda herkes tarafından sevilir.
Sıcakkanlı yapısıyla gittiği her yerde o muhteşem enerjisini de etrafa bulaştırır. Etkileşim içine girdiği insanlara yüzündeki o sıcak
gülümsemenin de etkisiyle tıpkı bir kızılötesi gibi samimiyetini bulaştırır ve yayar. Firma, almak istediği ihalelerde Mete'yi yanında
götürür ve işlerini kolaylaştırmasını ister.
r?
Bu parçaya göre "kızılötesi” sözcüğünün tanımı aşağıdakilerden hangisidir?
<li
A Kablo bağlantısını ortadan kaldıran kısa mesafeli radyo frekansı teknolojisidir.
B) Kişisel bilgisayar, akıllı telefon, tablet, video oyunu konsolları, dijital ses oynatıcıları ve diğer teknolojik cihazların kablosuz
olacak şekilde internete ve birbirlerine bağlanabilmesini sağlayan teknolojidir.
şık tayfında kırmızı bölümün ötesindeki alanda yayılmış durumda ısı ışınlarının oluşturduğu, gözle görülemeyen ışınım.
D) iletişim ya da ışık lifi, ışık sinyalleri göndererek bilginin bir yerden başka bir yere iletilmesi metodudur.
76
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
7. Uluslararası bir lojistik firmasında çalışan Mete, enerjik ve sevgi dolu bir insandır. Çalıştığı ortamda herkes tarafından sevilir. Sıcakkanlı yapısıyla gittiği her yerde o muhteşem enerjisini de etrafa bulaştırır. Etkileşim içine girdiği insanlara yüzündeki o sıcak gülümsemenin de etkisiyle tıpkı bir kızılötesi gibi samimiyetini bulaştırır ve yayar. Firma, almak istediği ihalelerde Mete'yi yanında götürür ve işlerini kolaylaştırmasını ister. r? Bu parçaya göre "kızılötesi” sözcüğünün tanımı aşağıdakilerden hangisidir? <li A Kablo bağlantısını ortadan kaldıran kısa mesafeli radyo frekansı teknolojisidir. B) Kişisel bilgisayar, akıllı telefon, tablet, video oyunu konsolları, dijital ses oynatıcıları ve diğer teknolojik cihazların kablosuz olacak şekilde internete ve birbirlerine bağlanabilmesini sağlayan teknolojidir. şık tayfında kırmızı bölümün ötesindeki alanda yayılmış durumda ısı ışınlarının oluşturduğu, gözle görülemeyen ışınım. D) iletişim ya da ışık lifi, ışık sinyalleri göndererek bilginin bir yerden başka bir yere iletilmesi metodudur. 76
KONU
TESTİ
7.
Karagöz oyununda Hacivat okumuş kesimi tem-
sil ederken Karagöz, cahil kesimi temsil eder.
Hacivat'ın söylediklerini yanlış anlayan Karagö-
zün düştüğü durumlar oyundaki gülünç unsurlar-
dır. Oyunda Hacivat ve Karagözün dışında, Çe-
lebi, Zenne, Tuzsuz Deli Bekir gibi karakterler de
vardır. Oyundaki karakter zenginliği oyunu izlenir
kılar. Edebiyatımızdaki ilk ve tek gölge oyunudur.
Karagöz oyunu, perde arkasından yapılan aydın-
latma ile deriden yapılmış ve tasvir adı verilen
malzemelerin gölgesinin oynatılmasına dayanır.
Her karakteri seslendiren kişi aynıdır. Karagöz
oyunu edebiyatımızda zenginlik oluşturan önemli
ögelerdendir.
Bu metinden aşağıdakilerden hangisine ula-
şılamaz?
A) Karagöz ve Hacivat toplumu verir.
B) Edebiyatımızdaki gölge oyunudur.
C) En çok izlenen gölge oyunudur.
D) Oyuncuların çokluğu da söz konusudur.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
KONU TESTİ 7. Karagöz oyununda Hacivat okumuş kesimi tem- sil ederken Karagöz, cahil kesimi temsil eder. Hacivat'ın söylediklerini yanlış anlayan Karagö- zün düştüğü durumlar oyundaki gülünç unsurlar- dır. Oyunda Hacivat ve Karagözün dışında, Çe- lebi, Zenne, Tuzsuz Deli Bekir gibi karakterler de vardır. Oyundaki karakter zenginliği oyunu izlenir kılar. Edebiyatımızdaki ilk ve tek gölge oyunudur. Karagöz oyunu, perde arkasından yapılan aydın- latma ile deriden yapılmış ve tasvir adı verilen malzemelerin gölgesinin oynatılmasına dayanır. Her karakteri seslendiren kişi aynıdır. Karagöz oyunu edebiyatımızda zenginlik oluşturan önemli ögelerdendir. Bu metinden aşağıdakilerden hangisine ula- şılamaz? A) Karagöz ve Hacivat toplumu verir. B) Edebiyatımızdaki gölge oyunudur. C) En çok izlenen gölge oyunudur. D) Oyuncuların çokluğu da söz konusudur.
5.
Rekose... İlk duyduğunuzda size bir terzi terimi
gibi geliyor değil mi? Ekose kelimesi acaba yan-
lış mı yazılmış diye düşünüyor da olabilirsiniz?
Rekose, bir yemek yeme stili. Bu stile göre önce
tatlılardan başlanılıyor. Sadece bir lokma tatlı al-
dıktan sonra içilen suyla birlikte midedeki tokluk
hissi sizi az yemeye zorluyor. Böylelikle hiçbir
öğünü atlamadan az yemeyi öğreniyorsunuz.
Bu stil bir aşçı tarafından bulunmuştur. Aşçı Türk
asıllıdır ama Amerika'da yaşamaktadır. Bulduğu
bu stille restoranlarda büyük bir ilgi görmektedir.
Bu metinde aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemiştir?
A) Rekosenin ilk başlarda başka bir terimi hatır-
lattığına
B) Stili bulan kişinin restoranlarda büyük bir ilgi
gördüğüne
C) Bir aşçının dünyaya yön verebileceğinin gös-
terildiğine
D) Tatlı yendikten sonra tokluk hissinin sizi az
yemeye zorlayacağına
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
5. Rekose... İlk duyduğunuzda size bir terzi terimi gibi geliyor değil mi? Ekose kelimesi acaba yan- lış mı yazılmış diye düşünüyor da olabilirsiniz? Rekose, bir yemek yeme stili. Bu stile göre önce tatlılardan başlanılıyor. Sadece bir lokma tatlı al- dıktan sonra içilen suyla birlikte midedeki tokluk hissi sizi az yemeye zorluyor. Böylelikle hiçbir öğünü atlamadan az yemeyi öğreniyorsunuz. Bu stil bir aşçı tarafından bulunmuştur. Aşçı Türk asıllıdır ama Amerika'da yaşamaktadır. Bulduğu bu stille restoranlarda büyük bir ilgi görmektedir. Bu metinde aşağıdakilerden hangisine deği- nilmemiştir? A) Rekosenin ilk başlarda başka bir terimi hatır- lattığına B) Stili bulan kişinin restoranlarda büyük bir ilgi gördüğüne C) Bir aşçının dünyaya yön verebileceğinin gös- terildiğine D) Tatlı yendikten sonra tokluk hissinin sizi az yemeye zorlayacağına
10. Türkiye'de taşıt plaka kodları, 27 Eylül 1962 tarihinde yayımlanan yönetmelikle düzenlenmiştir. Bu tarihte il niteliğin-
de bulunan 67 şehre alfabetik sıraya göre taşıt plaka kodları verilmiştir. Bu tarihten sonra farklı zamanlarda il olan
şehirlere de taşıt plaka kodu verilmiştir.
İLLERİN PLAKA KODLARI TABLOSU
01
Adana
11
Bilecik
21
Diyarbakır
41
Kocaeli
51
61
31
Hatay
32
02
Adıyaman
Niğde
81
71
Trabzon
12
Bingöl
Düzce
22
Edirne
42
52
Isparta
62
03
Konya
Ordu
13
Tunceli
23
33
Afyon
43
Bitlis
Elazığ
53
63
İçel
Kütahya
Rize
04
Şanlıurfa
14
24
34
44
Ağrı
Bolu
54
Erzincan
İstanbul
Malatya
Sakarya
Uşak
05
15
25
45
55
Amasya
65
Burdur
35
İzmir
Erzurum
Manisa
Samsun
Van
26
36
06
Ankara
46
16
Bursa
56
66
Eskişehir
Kars
Kahramanmaraş Siirt
Yozgat
07
17
27
37
47
57
67
Antalya
Çanakkale
Gaziantep
Kastamonu
Mardin
Sinop
Zonguldak
08
18
28
38
48
58
68
Artvin
Çankırı
Giresun
Kayseri
Muğla
Sivas
Aksaray
09
19
29
49
59
69
39
Gümüşhane Kırklareli
Aydın
Çorum
Muş
Tekirdağ Bayburt
40
60
20
50
70
10
30
Karaman
Tokat
Balıkesir
Denizli
Hakkâri
Kırşehir
Nevşehir
Bu bilgilerden aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Ardahan, Eskişehir'den sonra il olmuştur.
B) Santurfa'ya "Şanlı" unvanı 27 Eylül 1962'den sonra verilmiştir.
C) Gaziantep "Gazi" unvanını 27 Eylül 1962'deki düzenlemeden önce almıştır.
D) Bursa, Manisa'dan önce il olmuştur.
S
Kırıkkale
72
Batman
73
Şırnak
74
Bartın
75
Ardahan
76
Igdir
77
Yalova
78
Karabük
79
Kilis
80
Osmaniye
miştir.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
10. Türkiye'de taşıt plaka kodları, 27 Eylül 1962 tarihinde yayımlanan yönetmelikle düzenlenmiştir. Bu tarihte il niteliğin- de bulunan 67 şehre alfabetik sıraya göre taşıt plaka kodları verilmiştir. Bu tarihten sonra farklı zamanlarda il olan şehirlere de taşıt plaka kodu verilmiştir. İLLERİN PLAKA KODLARI TABLOSU 01 Adana 11 Bilecik 21 Diyarbakır 41 Kocaeli 51 61 31 Hatay 32 02 Adıyaman Niğde 81 71 Trabzon 12 Bingöl Düzce 22 Edirne 42 52 Isparta 62 03 Konya Ordu 13 Tunceli 23 33 Afyon 43 Bitlis Elazığ 53 63 İçel Kütahya Rize 04 Şanlıurfa 14 24 34 44 Ağrı Bolu 54 Erzincan İstanbul Malatya Sakarya Uşak 05 15 25 45 55 Amasya 65 Burdur 35 İzmir Erzurum Manisa Samsun Van 26 36 06 Ankara 46 16 Bursa 56 66 Eskişehir Kars Kahramanmaraş Siirt Yozgat 07 17 27 37 47 57 67 Antalya Çanakkale Gaziantep Kastamonu Mardin Sinop Zonguldak 08 18 28 38 48 58 68 Artvin Çankırı Giresun Kayseri Muğla Sivas Aksaray 09 19 29 49 59 69 39 Gümüşhane Kırklareli Aydın Çorum Muş Tekirdağ Bayburt 40 60 20 50 70 10 30 Karaman Tokat Balıkesir Denizli Hakkâri Kırşehir Nevşehir Bu bilgilerden aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Ardahan, Eskişehir'den sonra il olmuştur. B) Santurfa'ya "Şanlı" unvanı 27 Eylül 1962'den sonra verilmiştir. C) Gaziantep "Gazi" unvanını 27 Eylül 1962'deki düzenlemeden önce almıştır. D) Bursa, Manisa'dan önce il olmuştur. S Kırıkkale 72 Batman 73 Şırnak 74 Bartın 75 Ardahan 76 Igdir 77 Yalova 78 Karabük 79 Kilis 80 Osmaniye miştir.
6. Tanzimat edebiyatı dönemi Batı'ya açıldığımız
bir dönemdir. Batı'dan birçok tür alınmış ve ede-
biyatımıza kazandırılmıştır. Namık Kemal, Şina-
si, Ziya Paşa dönemin önemli isimleridir. Eser-
lerinde sürekli toplum için sanat anlayışını ön
plana almışlar ama Divan edebiyatının etkisi on-
ları ağır bir dil kullanmaya itmiştir. Tanzimat ede-
biyatının ikinci döneminde ise tamamen ağır bir
dil kullanılmıştır. R.Mahmut Ekrem'in başlarında
bulunduğu ikinci dönem sanat için sanat anlayı-
şının hâkim olduğu bir dönem olmuştur. Yazarlar
ağır dilleriyle ön plana çıkmışlar ve toplum için
sanat anlayışını yok saymışlardır. Sonrasındaki
Servet-i Fünun dönemi ise artık tamamen Batı'ya
yönelmiş ve dillerini gittikçe ağırlatırmışlardır.
Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarı-
lamaz?
A) Serveti Fününcular Batı'dan uzaklaştılar.
B) Divan edebiyatı başka dönemleri etkiler.
C) Tanzimat döneminde Batı etkilidir.
D) Batı etkisi dili ağırlaştırmıştır.
.....
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
6. Tanzimat edebiyatı dönemi Batı'ya açıldığımız bir dönemdir. Batı'dan birçok tür alınmış ve ede- biyatımıza kazandırılmıştır. Namık Kemal, Şina- si, Ziya Paşa dönemin önemli isimleridir. Eser- lerinde sürekli toplum için sanat anlayışını ön plana almışlar ama Divan edebiyatının etkisi on- ları ağır bir dil kullanmaya itmiştir. Tanzimat ede- biyatının ikinci döneminde ise tamamen ağır bir dil kullanılmıştır. R.Mahmut Ekrem'in başlarında bulunduğu ikinci dönem sanat için sanat anlayı- şının hâkim olduğu bir dönem olmuştur. Yazarlar ağır dilleriyle ön plana çıkmışlar ve toplum için sanat anlayışını yok saymışlardır. Sonrasındaki Servet-i Fünun dönemi ise artık tamamen Batı'ya yönelmiş ve dillerini gittikçe ağırlatırmışlardır. Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarı- lamaz? A) Serveti Fününcular Batı'dan uzaklaştılar. B) Divan edebiyatı başka dönemleri etkiler. C) Tanzimat döneminde Batı etkilidir. D) Batı etkisi dili ağırlaştırmıştır. .....
8.
Çocuk kitaplarındaki hayali ögeler yaş sınırlarına
göre artıp eksilebiliyor. Mesele üç yaş üzeri ço-
cuk kitaplarında hayali ögelerin azaldığını öğretici
yanının ağır bastığını görüyoruz. Üç yaş öncesin-
de ise sadece resimlerin yer aldığı kitaplarda bu
özellik pek aranmıyor. Okul çağı çocuklarında ise
tamamen öğretici ve eğlendirici ögeler ağır bası-
yor. Çocukların kitaplarla alakasını artırmak onla-
rin gelecekleri için önem taşıyor. Kitaplardan uzak
çocuklar ders çalışmaktan da uzaklaşıyorlar. Bu
nedenle küçük yaştan itibaren kitaplarla haşır neşir
olunmalıdır. İşte bu nedenle hayali ögelerin kullanı-
mı çok önemlidir. Didaktik ögeler ağırlaştıkça kitap
sıkıcı gelebilir. Çocukların yaşlarına göre bu ayar
yapılırsa çok önemli bir adım atılmış olacaktır.
Bu metinde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İçerik belirlemede yaş sınırı önemlidir.
B) Okul çağı kitapları öğreticidir.
C) Öğretici kitaplar ders çalışmayı sağlar.
D) Sıkıcı gelen kitaplarda öğreticilik artar.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
8. Çocuk kitaplarındaki hayali ögeler yaş sınırlarına göre artıp eksilebiliyor. Mesele üç yaş üzeri ço- cuk kitaplarında hayali ögelerin azaldığını öğretici yanının ağır bastığını görüyoruz. Üç yaş öncesin- de ise sadece resimlerin yer aldığı kitaplarda bu özellik pek aranmıyor. Okul çağı çocuklarında ise tamamen öğretici ve eğlendirici ögeler ağır bası- yor. Çocukların kitaplarla alakasını artırmak onla- rin gelecekleri için önem taşıyor. Kitaplardan uzak çocuklar ders çalışmaktan da uzaklaşıyorlar. Bu nedenle küçük yaştan itibaren kitaplarla haşır neşir olunmalıdır. İşte bu nedenle hayali ögelerin kullanı- mı çok önemlidir. Didaktik ögeler ağırlaştıkça kitap sıkıcı gelebilir. Çocukların yaşlarına göre bu ayar yapılırsa çok önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu metinde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İçerik belirlemede yaş sınırı önemlidir. B) Okul çağı kitapları öğreticidir. C) Öğretici kitaplar ders çalışmayı sağlar. D) Sıkıcı gelen kitaplarda öğreticilik artar.
4.
Şiir yazmak öyle eline sadece kâğıt kalem almak-
la olmuyor. İçten gelecek muhteşem bir ışığa da
ihtiyaç var. Bu ışık herkeste olmayan ama olduğu
n kişileri de şair yapan bir ışıktır. Mesele içten bir
şeylerin gelmesidir. Giydiğinle, yediğinle, içtiğinle
şair olamıyorsun. Şair olmak aslında birkaç dize
yazmakla da bitmiyor. Yazdıklarının okuyucunun
an içine işlemesi de gerekiyor. Yoksa sadece kendi-
vel ne yazan biri olursun. Okuyucu okuduğu zaman
kendini misralara teslim edebilmelidir. Her misra
mokur için bir zenginlik taşımalıdır. Okuyan herkes
kendine özgü bir şeyler çıkarabilmelidir. Bir şey-
ler karalayıp da şair olduğunu sananlar tüm bu
ölçütleri dikkate almalıdırlar.
Bu metinde aşağıdakilerden hangisinden söz
edilmemiştir?
A) Şairlik şekil olarak elde edilenle olmaz.
B) Şairlik içten olmayı gerektirir.
C) Misraların farklı yorumlanması kötüdür.
D) Şair olabilmek için çeşitli şartlar gerekir.
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
4. Şiir yazmak öyle eline sadece kâğıt kalem almak- la olmuyor. İçten gelecek muhteşem bir ışığa da ihtiyaç var. Bu ışık herkeste olmayan ama olduğu n kişileri de şair yapan bir ışıktır. Mesele içten bir şeylerin gelmesidir. Giydiğinle, yediğinle, içtiğinle şair olamıyorsun. Şair olmak aslında birkaç dize yazmakla da bitmiyor. Yazdıklarının okuyucunun an içine işlemesi de gerekiyor. Yoksa sadece kendi- vel ne yazan biri olursun. Okuyucu okuduğu zaman kendini misralara teslim edebilmelidir. Her misra mokur için bir zenginlik taşımalıdır. Okuyan herkes kendine özgü bir şeyler çıkarabilmelidir. Bir şey- ler karalayıp da şair olduğunu sananlar tüm bu ölçütleri dikkate almalıdırlar. Bu metinde aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir? A) Şairlik şekil olarak elde edilenle olmaz. B) Şairlik içten olmayı gerektirir. C) Misraların farklı yorumlanması kötüdür. D) Şair olabilmek için çeşitli şartlar gerekir.
da zor olmayabilir.
Geleneksel Türk tiyatrosu bünyesinde bin bir
çeşitlilik barındıran, incelenmesi için ciddi bir uz-
manlık gerektiren, herkesin kendinden bir şeyler
bulabileceği bir alandır. Mesela meddahlık gele-
neği herkese hitap eden bir gelenektir. Güldür-
menin yanında bilgi aktarımı da yapılan herkesin
izlemesi gereken bir tiyatro türüdür. Karagöz yüz-
yıllardır oynatılan ve edebiyatımızdaki tek gölge
oyunudur. Orta oyunu ise doğaçlama oynanan ve
daha çok meydanlarda sahnelenen oyun türüdür.
Köy seyirlik oyunları ise orta oyununun köylerdeki
versiyonu diyebiliriz. İşte tüm bunlar geleneksel
tiyatromuzun kendi içerisindeki zenginlikleridir.
Bu zenginliklere gereken değer verilirse Türk ti-
yatrosu da layık olduğu yere gelecektir.
Bu metinde aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemiştir?
A) Meddahlık geleneğinin bilgi aktarımı dışına
çıkamadığına
B) Karagözün edebiyatımızdaki tek gölge oyunu
olduğuna
C) Köy seyirlik oyunlarının başka bir oyunun
köydeki versiyonu olduğuna
D) Türk tiyatrosunun hak ettiği yerlere geleceğine
23
2.
www.pelikanyayinevi.com.tr
Ortaokul Türkçe
Paragrafta Anlam
da zor olmayabilir. Geleneksel Türk tiyatrosu bünyesinde bin bir çeşitlilik barındıran, incelenmesi için ciddi bir uz- manlık gerektiren, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir alandır. Mesela meddahlık gele- neği herkese hitap eden bir gelenektir. Güldür- menin yanında bilgi aktarımı da yapılan herkesin izlemesi gereken bir tiyatro türüdür. Karagöz yüz- yıllardır oynatılan ve edebiyatımızdaki tek gölge oyunudur. Orta oyunu ise doğaçlama oynanan ve daha çok meydanlarda sahnelenen oyun türüdür. Köy seyirlik oyunları ise orta oyununun köylerdeki versiyonu diyebiliriz. İşte tüm bunlar geleneksel tiyatromuzun kendi içerisindeki zenginlikleridir. Bu zenginliklere gereken değer verilirse Türk ti- yatrosu da layık olduğu yere gelecektir. Bu metinde aşağıdakilerden hangisine deği- nilmemiştir? A) Meddahlık geleneğinin bilgi aktarımı dışına çıkamadığına B) Karagözün edebiyatımızdaki tek gölge oyunu olduğuna C) Köy seyirlik oyunlarının başka bir oyunun köydeki versiyonu olduğuna D) Türk tiyatrosunun hak ettiği yerlere geleceğine 23 2. www.pelikanyayinevi.com.tr