Ortaokul Türkçe Soruları

5. I. Ancak kendi üslubunu oluşturmuş sanat- çıların yapıtları yaşadığı dönemi aşar. II. Toplumsal iletişimden yoksun şairlerin parlaması saman alevi gibi kısa süreli olur. III. Her millet, dilini ve kültürünü yüzyıllar bo- yunca yoğurarak olgunluğa erdirir. IV. İyi bir eleştirmen, sadece kusurları gös- termek için yazmaz, eleştirileriyle sanat- çılara yol gösterir. Numaralanmış cümlelerdeki altı çizili fiilim- silerden hangileri türce özdeştir? A) I ve II C) Il ve IV B) I ve III D) III ve IV

Cümlede Anlam 2 Doğrudan anlatımda, bir kişinin sözünü hiçbir de- ğişiklik yapmadan aktarırız. Dolaylı anlatımda ise başkasından alınan sözü veya cümledeki yargıyı değiştirmeden kendi sözcüklerimizle aktarırız. Ör- neğin "Yıllardır insanları bu konuda uyarıyorum, dedi." cümlesi doğrudan anlatımlı bir cümleyken "Yıllardır insanları bu konuda uyardığını söyledi." cümlesi dolaylı anlatımlı bir cümledir. Buna göre aşağıdakilerin hangisinde diğerle- rinden farklı bir anlatım yapılmıştır? A) Belgelerin ilgili kuruma verilmesi gerektiğini ifade etti. B) Toplantının iptal edildiğini ve haftaya yapılaca- ğını belirtti. C) Arkadaşlarıma karşı her zaman saygılı olma- mi ve onlara değer vermemi söyledi. D) Mutluluk hayata nasıl baktığınıza bağlıdır, der ünlü düşünür. ÜNİTE 3

nak üzere da bir ön IYA HAZIRLIK 1. Aşağıdaki metinleri dikkatlice okuyunuz ve metinlerin türlerini belirleyip bu türler hakkında kısaca bilgi veriniz. ğini duy per böyle eri dikka diyorum. . Bunun nde olan a eğitim i gerek. ışmalar HAŞIM angisi Yaz tatillerimi bana hayır yo ve biraz da ha etrafta muhac kudururum. G yırtıklarını kap altında ara sıra bana misal gös in a 1730 MENAN adaki çocuklardan ayrılmayan sessiz dir. Bereket versin, sama kadar adeta erimle eteklerimin k parlak tüy yığını zeyen Necmiye'yi wia Bu bayram dilimizin bir kelime kaybettiğine iyice inandım. "Tandır" gibi "kağnı" gibi artık yaşayan hayatta yeri kalmamış, şöyle böyle bir kelime değil; zarif, ince, medeni bir kelime. Kapıyı çalan temizlik görevlisinin pos bıyıkları arasında aradım onu. Yok!.. Bahşişini bekleyen bekçinin kav- lak dudaklarından bekledim onu. Yok!.. Bakkalın çırağından, sebzecinin yamağından, kasabın oğlundan onu işitmek istedim. Yok!.. Bir kelime deyip geçmeyiniz. Cemiyet hayatımızdaki birçok şikâyeti kelimenin yokluğuna bağlamak bile mümkündür. Düşünüyorum, artık lugat kitaplarında beyaz kağıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek?

nya" Festivali cu Ödülü” Hülü” BAZILARI ", "Oh oncuk", "Salak Eo", "Hababam aban Serisi", "", "ibo ile - Şakir", "Yüz 'Bekçiler Sahte Kabada- ", Korkusuz lbülü", ol Kralı", "Üç Civanım", "Postacı", aganda" myaç vardy. Türk edebiyat tarihinin başından beri var olan bir anlatı geleneğimiz vardır. Bu geleneğin bulabildiğimiz en eski ve bakımından yeterli düzeydedir. Dede Korkut üzerine yapılan çalışmalar, Türk anlatı geleneğinin tespitinde önemli en tam örneği Dede Korkut'tur. Dede Korkut; olaylar, kişiler, çevre, kültürel unsurlar, anlatım teknikleri vb. detaylar ipuçları vermektedir. Türk anlatı tarihinde yer alan metinler, boy, destan, hikâye, roman, hangi isimle anılırsa anılsın, sonuçta bu geleneğin bir halkasını oluşturur. Bu metinler ayrıca Türk anlatı geleneğinin gelişim çizgisini takip etmemize de imkân sağlar. Çünkü Türk anlatı geleneği bazı temel özellikleri bakımından bir devamlılık, bir bütünlük göstermektedir. Bu metnin türü ile ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi doğrudur? Belirli bir konuda, bir görüşü, bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılmıştır. Düşünceler bir olay örgüsü kurularak dile getirilmiştir. C) Bir olay ya da olguyla ilgili bilginin çeşitli yayın organlarına sunulması için yazıldığı bir türdür. D) Herhangi bir konudaki kişisel görüş ye düşüncelerin kanıtlama gereği duyulmadan anlatıldığı yazı türüdür.

Paragraf Bilgisi 1. Aşağıdaki metinlerin hangisinde öykülemeye yer verilmemiştir? A) Bütün o eski zaman evlerinin hepsinin bağlı kaldığı bazı âdetleri vardır. Günün birinde eve gelecek misafirler için hazır yatak ve yorganlar bulunmalıydı. Bu evlerin misafir odalarının bir köşesinde yüklük denilen yerde ilk önce insan boyunda döşekler, yastıklar, sakız gibi bembe- yaz çarşaflar bulunurdu. B) Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker en iyi arkadaşının biraz ileride kanlar içinde yere düş- tüğünü gördü. Asker, teğmene koştu ve "Komu- tanım, fırlayıp arkadaşımı alıp geleyim mi?" diye sordu. Delirdin mi, der gibi baktı teğmen. C) Ertesi gün, Gürcü Server, Ermeni kuyumcuya uğradı. Düğüne yetiştirilmek üzere okkalı bir bi- lezik ısmarladı, sonra çarşıyı dükkân dükkân do- laştı. Bir başka dükkândan entarilik kumaş aldı. D) Nihal, ablası aşağı inince yemek için yukarı çık- tı. Sonra ikisi de hekimlik kitaplarını okumaya başladılar. Ertesi gün doktorun, anneleri için söyledikleri umut verici idi. Annelerinin kan de- ğerleri yükselmişti. 3.

9. 1. Kol kola girip denizin kıyısında yürümeye başladık. II. Eğik yazı yazma işinin bu kadar zor olduğu- nu bilmiyordum. III. O talihsiz olaydan sonra kimseye görünmek istemiyordu. IV. Uzman olan ağabeyimin askerden gelişiyle evdeki bayram havasını görmeliydiniz. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi- lerinde hem isim-fiil hem de sifat-fiil vardır? A) I ve II C) II ve IV B) I ve III D) III ve IV

3. Serin rüzgarlanını deniz kesti kesell Tikiyor gögüsleri kum karışık sam yeli Bu dizelerdeki fiilimsinin türce özdeşi aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak B) Keskin bir ürperişle kimildandi anbean Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan CIBeni böyle koşturan yaşama sevinci Kanal boyunca bir o yana bir bu yana D)Omrünce bir manolyaya su vermişti Sevginin aynasına dökülüvermişti

ÜNİTE 3 6 7 8 9 10 Cümlede Anlam 8 I. Metin İnsanlar gereksinimlerini karşılamak için çalışır, bir şeyler üretir. Üretilen malın fazlası, diğer malla- rin alınabilmesi için elden çıkarılır. Bu şekilde ürün ve mal alım satımına ticaret denilmektedir. Bu is- ter günümüzdeki gibi çağdaş ticari yöntemlerle olsun ister en eski değiş tokuş yöntemleriyle olsun, özünde var olan alışveriş temelini değiştirmeden günümüze dek geldi. İnsanlar bin yıllardır ticaret- le uğraştığı için binlerce kilometre yol alıyor, denizler aşıyor, çöller geçiyorlar. Ünlü İpek Yolu bilinen ticaret yolları arasında belki adını en çok duyduğumuz. Yüzyıllarca ticaretin omurgası görevini yü- rütmüş bir rota olarak İpek Yolu, ününü hak ediyor. Ne var ki çok daha önceleri de insanlık ticarete başlamış, Asya'yla Avrupa arasını ticari yollarla birbirine yakınlaştırmıştı. Ticaret yolları bugün kay- bolmuş ya da terk edilmiş olsalar da ticaretin nabzının attığı o dönemleri hâlâ anımsatıyor. II. Metin Depremlerin oluşum mekanizmasının altında yer kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri yatar. Yer kabuğunun yüzeyindeki, okyanusal ve kitasal kabuk alanlarından birini ya da her ikisini birden kapsayabilen dev ya da görece küçük parçalara levha adı verilir. Levhaların kitasal kabukları kimi zaman suyun üzerinde kendi hâlinde ilerleyen kayıklar gibi birbirinden uzaklaşırken kimi zaman da birbirine yaklaşır. Kıtasal kabuk levhalarının hareket etmesinden dolayı kayaçlar üst üste duran def- ter sayfaları gibi kıvrılır ya da kırılır. Yer kabuğu içindeki bu kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çı- kan titreşimlerin dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsmasina deprem denir. Depremin büyüklüğü ise kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin dü- zeyini belirten bir ölçüdür. Bu iki metinde ortak özellik olarak, I. Koşul cümlesi vardır. II. Tanım cümlesi içermektedir. III. Amaç-sonuç cümlesi bulunmaktadır. IV. Neden-sonuç cümlesine yer verilmiştir. yargılarından hangileri söylenebilir? A) I ve III B) I ve IV C) II ve III .... D) II ve IV

2. I. Bebek, ancak ikinci ayın içerisinde net olarak görmeye başlamakta, renkli objeleri takip ederek göz teması kurabilmektedir. II. Görme, doğumdan itibaren beynin öğrenmeye başladığı bir yetenektir. III. Bu ayda gözün görmesini engelleyen bir durum varsa o gözde görme gelişmemekte, beyin o gözden gelen uyarıları yok saymakta ve göz tembelliğinin ilk belirtileri oluşmaktadır. IV. Bu yeti yeni doğan bebeklerde henüz tamamlanmamıştır. V. Göz tembelliğinin oluştuğu en kritik dönem ise ilk iki yaştır. Numaralanmış cümleler anlamlı bir metin oluşturacak biçimde sıralandığında kaç numaralı cümle baştan dördüncü sırada yer alır? A) II. B) III. C) IV. D) V.

2. Aşağıda bazı sözcüklerin anlamları verilmiştir. Bilinmedik bir yanı almayan, malum Misirin taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit Binme, yük çekme, taşıma vb. nizmetlerde kullanilan tek tırnaklı hayvan, beg Mevki, kat, yer Anlamları verilen sözcükleri aşağıdaki sözcük avi bulmacasında bulunuz (Kelimeler, soldan sağa ya da yukarıdan aşağıya okunarak bulunacaktır. Satir 1 8 12345678910 B) Sütun 4 34 Kendin kendine Şimdi çok ör Buna göre hangi satır veya sütunda, anlamlanı verilen sözcüklerden herhangi bir yoktur?s A) Satir 6 C) Saber 9 Bu me rilmişt A) dil t B) kal G) yo D) Sütun Ce k E

da bir t diyorum gere şmale HASIN ngis sun Yaz tatillerimi Be bana hayır yok. Bes ve biraz da hastalıklı bir ço etrafta muhacir çocukları var. On kudururum. Geceye doğru güneşten yüzün yırtıklarını kapatmaya çalışarak içeri girince teyzem altında ara sıra pembe ağzını açarak esneyen ve o ham Girlskten alınm bölümsrken borgen bana misal gösterir. Op YAZILIYA HAZIRLIK 1. Aşağıdaki metinleri dikkatlice okuyunuz ve metinlerin türlerini belirleyip bu türler hakkında kısaca bilgi veriniz. Kozyatağı'ndaki köşkünde geçiriyorum. Buradaki çocuklardan Necmiye, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan sessiz abeyinin hemen hemen bir eşidir. Bereket versin, arak başlarına geçer, akşama kadar adeta pul olmuş, yaralı ellerimle eteklerimin yolar, bir kucak parlak tüy yığını dilerine benzeyen Necmiye'yi Bu bayram dilimizin bir kelime kaybettiğine iyice inandım. "Tandır" gibi "kağnı" gibi artık yaşayan hayatta yeri kalmamış, şöyle böyle bir kelime değil; zarif, ince, medeni bir kelime. Kapıyı çalan temizlik görevlisinin pos bıyıkları arasında aradım onu. Yok!.. Bahşişini bekleyen bekçinin kav- lak dudaklarından bekledim onu. Yok!.. Bakkalın çırağından, sebzecinin yamağından, kasabın oğlundan onu işitmek istedim. Yok!.. Bir kelime deyip geçmeyiniz. Cemiyet hayatımızdaki birçok şikâyeti kelimenin yokluğuna bağlamak bile mümkündür. Düşünüyorum, artık lugat kitaplarında beyaz kağıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek?

A) Ive II. CO CAB B, C ve Dotomobil markalarının otomatik ve düz vites olmak üzere iki çeşidi vardır. Alper, Büşra, Gizem Burak Çiğdem, Sezen, Emre ve Aras adlı kişilerin bu otomobillerden hangisini aldıkları ile ilgili bilinenler şunlardır: Gizem -carel C d' Alperla Büşralb Aras 10 ● B) Ive Ill. Gizem ve Emre, C marka otomobili almıştır. • Alper, A marka otomobili; Büşra B marka otomobili almıştır. Burak, Çiğdem ve Sezen farklı markaların otomobillerini almışlardır. Aras, B marka otomobili almamıştır. Otomobillerin düz vitesli olanlarını erkekler, otomatik olanlarını kadınlar almıştır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesin doğrudur? ● ● in vetv. Burak, B marka otomobili almıştır. B Aras ve Çiğdem D marka otomobili almışlardır. C) Çiğdem, A marka otomobili almıştır. D Sezen, D marka otomobili almıştır. www.ankarayayincilik.com.tr Güçlendiren İLK Kamp Denemeleri

2. Aşağıdaki ikili cümlelerin hangisinde aynı tür- den fiilimsi kullanılmamıştır? A Her akşam annesine uğramadan eve gelmez. Adam durup durup aynı şeyleri tekrar ediyordu. B) Kapıdaki çocuklar gülerek oyun oynuyorlardı. Sokaktaki çöpleri gördükçe içim parçalanı- yor. t C) Kardeşini karşısında görünce aklı başına geldi. Her şeyi bire bir görmüşçesine anlatıyor. +D) Köye yapılacak yol için şehirden birçok iş makinesi geldi. Hayvanları sevmek ve korumak gibi önemli bir sorumluluğumuz var.

8. Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı olan başkası- nın da aklını kullanır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındı? A) Başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, akıllı insanların işidir. B) Bir işe başlarken herkese fikrini sormak gerekir. C) Ortak kararlar almak başarıya götürür. D) Sürekli başkalarının fikrini almak sizi iş yapa- maz duruma getirir. 12.

4. Sifat-fiil eklerini alan bazı sözcükler kalıcı isim olur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıkla- maya uygun bir kullanım yoktur? A) Geçmişini bilmeyen, geleceğine asla yön ve- remez. B) Yoksullara bu ayın sonunda yakacak yardımı C) Sabahları dolmuşa yetişmek için koşturuyor- du. +) D) Merak ettiğiniz bilgileri giriş kattaki danışma- dan öğrenebilirsiniz.

TÜRKÇE 6 ve 7. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. BUGÜN GÜNLERDEN ADIYAMAN Yüz ölçümü 7.614 km² (göllerle 7.871 km²) 624.513 (2018) > Nüfus > Nüfus artış hızı Ortalama sıcaklık fa %1,53 12°C Cami sayısı > Halk Kütüphanesi 12 Yaşlı %10 744 > 9 ilçesi, 406 köyü bulunuyor. Kent tarihi MÖ 40.000 yıllarına kadar uzanıyor. Genç %47 1954'te Malatya'dan ayrılarak resmen il olmuştur. 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Okuryazar oranı: %94,2 > > İstanbul'da yaşayan Adıyamanlı sayısı: 114.608 6. Bu metinden "Adıyaman" ile ilgili, Yalnız II. 1. Petrol bakımından Türkiye nin en zengin ilidir II. Genç nüfus, şehir nüfusunun yaklaşık yanısını oluşturmaktadır III. Tarımsal faaliyetler arasında pamuk önde gelen ürünlerdendir. IV. Okuryazar oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. bilgilerinden hangilerine kesin ulaşılabilir? B) Yalnız III. Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili 1. Sayısal verilere başvurulmuştur. II. Tanımlama yapılmıştır. III Karşılaştırmaya yer verilmiştir. IV. Örneklendirmeye yer verilmiştir. yargılarından hangilerine ulaşabilir? A) I ve II. B ve III. Guclendiren ILK Kamp Denemeleri Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalıdır. > En önemli yer altı zenginliği petroldür. > Gida sanayisi, maden, taş ve toprağa dayalı sanayi, pamuk işleme ve tekstil sanayisi ile genel imalat sanayisine yönelik üretimler yoğun olarak yapılmaktadır. > Maden kaynakları bakımından oldukça zengindir. 5. Deneme I ve II. C) I ve IV. Drive N IV. D) Il ve IV. Diğer sayfaya geçiniz. 5