Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları5
3.
DDBir kişi, kavram ya da varlığı çeşitli yönleriyle açıklamaya
-625-
Yapılan bir araştırma, kaşık ve öğütme taşları gibi sıradan eşyaların, Demir Çağı insanları tarafından duygusal bir hatır-
latma ve ölüyle "sürekli bir bağ" olarak saklandığını öne sürüyor. Araştırma "sorunsal şeylere" odaklandı: Ölen bir kişinin
kullandığı veya sahip olduğu, akrabaların yeniden kullanmak istemeyebilecekleri ancak atamayacakları günlük eşyalar. İs-
koçya'daki MÖ 640 ila MS 210 yılları arasına tarihlenen tepe yerleşimi Broxmouth'ta, ev duvarları arasında bulunan tahıl
öğütmek için kullanılan kuvars taşları ve kemik kaşıklar gibi günlük eşyalar, ölen kişiyle bağlantı kurmanın bir yolu olarak
buralara yerleştirilmiş olabilir.
Bu metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?
A) Benzetme
B) Örnekleme
C) Tanık gösterme
bes
D) Tanımlama
4. "Flora" büstü, Rönesans Dönemi ustası Leonardo da Vinci tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda asırlardır tar-
tismalara neden oluyordu.
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları16.
Monument and Sulekil olurdugat
Valur Hareketleri olgun bir adamdir. Bazen de bir gülümseyişi vardır, herkes hemen seçemez. Çünkü
ince bir alay gizler içine.
• Amaç-sonuç cümlesine yer verilmiştir.
• Geçiş ve bağlantı ifadesine yer verilmiştir.
Farklı duyulara yer verilmiştir
Aşağıdaki metinlerin hangisi bu özelliklerin tümünü barındırır?
A) Çarşıdaki kuyumcu dükkanları önünde Feridun iki saattir dolaşıyor, hiçbirine girmeye cesaret edemiyordu.
Satacağı bir şeyi kalmamıştı, yalnız cebinde bir tıraş fırçası vardı ki onun bir değeri olup olmadığını sormak
istiyordu. Veley ki fil dişi saplı, nakışlı, işlemeli de olsun, bir tıraş fırçasının kıymeti ne olabilirdi? Bunu sor-
maktan utanıyordu.
B) Caddeye sarı ışıklar yandı. Son arabalar önümüzden kaydılar. Işıklar kırmızıya döndü. Akıntı kesildi. Yaya
geçidinin yeşilleri yanınca, acınacak bir acelecilikle, birbirimizden kopmamaya çalışarak karşıdakiler bize.
biz karşı kaldırımdakilere doğru atıldık. Öndekiler daha ikişer adım ya atmış ya atmamışlardı ki, kocaman
spor bir araba, kırmızı ışıkta durmadan kulakları sağır eden korna sesiyle sağ sol şeritlerde duran araçların
arasından fırladı, üstümüze yürüdü.
C) Biraz yavaşlarsa kendine hâkim olamayıp geriye koşacağını hissediyor ve daha hızlanıyordu. Bir müddet
sonra kendini kasabanın kuzey tarafındaki kırlarda buldu. Oyalanmak için etrafına baktı. Bütün tarlaları,
bahçeleri hatta zeytin ağaçlarını teker teker tanıyordu. Gözleri yarı kapalı ve terleyerek yürüdü. Bir aralık
burnuna zeytinlerin vakur kokusuna benzemeyen bir koku geldi.
Dy Deniz kıyısındaki bu balıkçı köyünde bir marangoz vardı. Marangozun o günün ve köyün koşullarına göre
iyi sayılabilecek bir işliği, işliğinde yeterince araç gereci, hızarı bulunuyordu. İkindi üzeri öğrencileri evlerine
yolladıktan sonra doğru oraya giderdim... Nedeni, bir kez marangoz güzel konuşan, doğru bir adamdı; ikinci-
si, benim tahta işlerine tutkum vardı. Hem marangoz Kerem'le konuşuyor hem de eşya kutusu, çerçeve gibi
şeyler yapıyordum.
8.SINIF
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları"Uzaktan baktığımda bazen babamın kütüphanesi bana bütün âlemin küçük bir resmiymiş gibi gelirdi
Orhan Pamuk'un, 7 Aralık 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasında yaptığı Babamin Bavu
lu'ndan bir alıntı by. Böyle başlamak istedim çünkü o kütüphanenin bir benzeri, şu an bu yazıyı yazma
alanımı yaratti Çünkü içimdeki bu bevesi, merakı ve şu an bu yazıyı yazabilmeli, gece yarılarlos isikta
karıştırdığım babamın kitaplığına borçluyum. Bu sebeple 100. sayıda kendime kişisel bikalan dana yaraip
önemli bir teşekkürle gireceğim kafa: Baba, evimize bir kitaplık kurduğun için çok teşekkür ederim.
Bu metinde ağır basan anlatım biçimi ve düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerin hangisinde doğ
ru verilmiştir?
A) Öyküleme örnekleme
CAçıklama - tanık gösterme
9.
Kafa Dengi
4
BAçıklama - örnekleme
D) Tartisma alat yapma
Diğer sayfaya geçiniz>>
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme YollarıD) Sürekli ilgi gösterilmesini sağlamak
2. Uzak denizden gelen yorgun gemi, kendini li-
manın şefkatli kollarına bırakmıştı. Yorgun tay-
falar bir bebeğin sallanan beşiğini terk edisi gibi
büyük bir heyecanla terk ettiler gemiyi Kimini
ailesi, kimini arkadaşları karşıladı karada. Has-
ret dolu kavuşmalar yaşandı
Bu metinde aşağıdaki söz sanatlarından
hangileri kullanılmıştır?
A) Konuşturma - Benzetme
B) Abartma-Kişileştirme
C) Kişileştirme - Benzetme
D) Benzetme - Abartma
Kafa Dengi
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları(1) Gökyüzünde hafif bir kızıllık vardı. (II) Güneş,
beyaz ipeksi bulutlar arasından ara sıra kendini
gösteriyordu. (III) Uzakta yeşil, ılık bir rüzgâr
esiyor; at kişnemeleri, bahar böceklerinin uğul-
tusu ve martı çığlıkları birbirine karışıyordu.
(IV) Düzenli aralıklarla kıyıya vuran hırçın mavi
dalgaların sesi şehri kuşatan yüksek surlara,
oradan da gözetleme kulelerine tırmanıyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde hayalî unsurlar vardır?
A) I ve II
Il ve IV
BI ve III
D) III ve IV
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları......
4
Likenler, mantarların ve fotosentetik mikroorganizmaların bir araya gelerek oluşturduğu ortak yaşam birlik-
leridir. Liken birliğinin kütlesinin büyük kısmında mantar daha baskındır. Fotosentetik mikroorganizmalarsa
mantar dokularının arasında yer alır. Genel olarak fotosentetik mikroorganizmalar mantara besin sağlar-
ken mantar da fotosentetik mikroorganizmalara uygun yaşam ortamı sağlar. Likenler genelde soğuğa ve
kuraklığa dayanıklıdır. Sisli ve nemli bir havada kendi ağırlıklarının on katı kadar su depolayabilir.
II. Fosil yakıtlar, metalik maden yatakları ve endüstriyel ham maddeler gezegenimizin her tarafında ve olu-
şum koşullarının uygun olduğu her ortamda görülebildiği gibi, Antarktika ve Grönland gibi bölgelerde
de görülebilir. Ancak bu bölgelerdeki bazı alanların 3-4 km kalınlığında buz kütleleriyle örtülü olması ve
yaşam koşullarının son derece zor olması nedeniyle bu alanlarda buz kütleleri altındaki kıtasal veya okya-
nusal kabukta yer alan yer altı zenginliklerinin tespit edilmesi son derece zordur. Üstelik şu an için hiç de
ekonomik değildir.
III. Tarihçiler, insanların zamanı dilimleme yani takvim yapma konusuyla ilk kez günümüzden yaklaşık 5000-
6000 yıl öncesinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da ilgilendiklerini söylüyorlar. Bu tarihlerde insanlar yal-
nızca ayları ve yılları hesaplayabiliyorlardı. Ancak bu işin nasıl ve ne türden bir gruplandırmayla yapıldığı
kesin olarak bilinmiyor. Bu topraklarda yaşayan Asur, Sümer gibi eski uygarlıkların yok olması sonucunda,
bu tür bilgiler de yok olmuştu. Bu yüzden bizler o yıllarda kol saatine benzer saatlerin var olup olmadığını
bilemiyoruz.
IV. Ateş, kışın soğuk günlerini isitan en önemli keşiflerden biridir. Ateşin keşfedilmesiyle birlikte yemek, gü-
venlik gibi birçok alışkanlığımız değişti ve bununla birlikte soğuğa karşı da daha büyük bir direnç kazanıldı.
Çağımızda hepimiz ısınmak için fosil yakıtları kullanıyoruz. Bunları soba ve kaloriferlerimizde yakıt olarak
kullanıyoruz ya da bunlardan elde ettiğimiz elektrikle ısınıyoruz. Ama açık alanlarda, bunlar ısınmamız için
yeterli olmuyor ve bizler üzerimize giydiğimiz kıyafetlerle soğuğa karşı koymaya çalışıyoruz. Açık havada
bizi soğuktan koruyan en kaliteli giyeceklerse kaz tüyünden yapılmış giyecekler.
Numaralanmış metinlerin hangilerinde hem tanımlamaya hem de karşılaştırmaya başvurulmuştur?
A) Yalnız I
B) I ve IV
C) II ve III
D) III ve IV
MİRAY YAYINLARI
132
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları6 Öğretmen, üç öğrenciden birer metin yazmalarını istemiştir. Öğrencilerin yazdıkları metinlerle ilgili verdikleri
bilgiler aşağıdadır:
Hilal : Ben, yazdığım metinde nesnel anlatım yaptım. Anlattıklarımı örneklerle, sayısal verilerle destekle-
meye çalıştım. Söz sanatlarına ve mecazlara yer vermedim.
Tuna : Bir olayı; kişi, yer ve zaman unsurlarına yer vererek anlatmaya çalıştım. Anlatımımda bir olayı, sürekli
bir akış hâlinde ele aldım.
Masal: Bir konuyla ilgili kişisel görüşlerimi dile getirdim. Bunu yaparken de karşılaştırmalardan yararlandım.
Öznel bir anlatım yaptım ve okuyucuya kendi fikrimi kabul ettirmeye çalıştım.
Bu açıklamalara göre bu öğrencilerin yazdıkları metinlerde yararlandıkları anlatım teknikleri aşağıda-
kilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
Hilal
Açıklama
Tartışma
Açıklama
Tartışma
Tuna
Betimleme
Öyküleme
Öyküleme
Betimleme
129
Masal
Tartışma
Açıklama
Tartışma
Açıklama
MIRAY YAYINLARI
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları11. Fotoğraf ve öykünün yakınlığı "göz ile dil arasındaki
uyum" olarak tanımlanır. Oysa aralarında pek çok
fark vardır: Fotoğrafların kendi dili vardır. Öyküde ise
görüntüyü canlandırmak için sözcükleri kullanırız.
Kahkaha, jest, mimik, kırışıklıklar, çizgiler, gülümse-
meler, dudak bükme gibi detayları fotoğraf doğru-
dan gösterirken öyküde bunlar tarif edilir. Fotoğraf
bir "an"ı anlatır ve fotoğrafın gerçek hikâyesini, an-
cak o görüntüyü kaydeden kişi bilir. "Kayda alınan
anda ne oldu ya da olmaktaydı?" sorusu da öykü-
nün konusu olabilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Düşüncenin inandırıcılığını sağlamak için alanın-
da uzman birinin sözüne yer verilmiştir.
B) Karşılaştırmalara yer verilmiştir.
C) Nesnelliği sağlamak için sayısal verilere yer veril-
miştir.
D) Tartışmacı bir anlatım kullanılmıştır.
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları15.
B
5
●
Türkçe
3
1
2
B
Bir okulun idari odalarının krokisi yukarıdaki gi-
bidir. İdari odaların yerleri ile ilgili aşağıdakiler
bilinmektedir:
● Krokide Kütüphane, Bilgi İşlem Odası, Muha-
sebe ve Satın Alma Odası, Müdür Odası ve
Müdür Yardımcısı Odası olmak üzere beş oda
gösterilmektedir.
• Bilgi İşlem Odası ile Muhasebe ve Satın Alma
Odası, Müdür Odası ile Müdür Yardımcısı Oda-
si yan yanadır.
Krokide Muhasebe ve Satın Alma Odası 5 no.lu
yerde, Müdür Yardımcısı Odası da 2 no.lu yer-
dedir.
(Not: Sınır ortaklığı bulunan odalar komşu kabul edi-
lecektir.)
Bu bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisi
kesinlikle söylenemez?
A) Müdür Odası 1 no.lu yerdedir.
B) Kütüphane'nin, Müdür Yardımcısı Odası'ndan
başka komşusu yoktur.
C) Müdür Odası hem Bilgi İşlem Odası'na hem de
Müdür Yardımcısı Odası'na komşudur.
D) Muhasebe ve Satın Alma Odası'nın tek komşusu
Bilgi İşlem Odası'dır.
16.
Palme Yayınevi
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları5.
Insan dışı varlıklara insana ait özelliklerin verilmesine kişileştirme denir. "Düşünür ağaçlar aylarca, gelecek ba-
han." cümlesinde insana ait "düşünme" özelliği insan dışı bir varlık olan "ağaçlara" verildiğinden bu cümlede
kişileştirme yapılmıştır.
Buna göre;
(1) Kentin eski semtlerinden birinde, dar sokaklarda, taş merdivenlerde yürüyorum. (II) Karşıma ahşap kapılı bir
bina çıkıyor, binanın savaş yıllarından kalma ürkekliği hâlâ üzerinde.) Kapısı, çekinerek bakıyor yüzüme. (IV)
Kapıyı açıp mermer taşlarla döşeli, ortasında fıskiye bulunan bir avluya giriyorum.
cümlelerinin hangilerinde "kişileştirme" yapılmıştır?
ATT vel
C) II ve IV
4
B ve III.
D) III ve IV.
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları76
C) Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı her yıl bir önceki yıla göre artmıştır.
D) Üniversite kütüphanelerindeki kitap sayısının en düşük olduğu yıl 2016'dır.
7. Aşağıdaki grafikte iklim değişikliğine yol açan sektörler gösterilmiştir.
Türkiye geneli
Kır
Kent
Metropol
Sizce iklim değişikliğine hangi sektörler daha fazla sebep oluyor?
21
18
22
%0
Enerji İnşaat
35
10
14
42
17
42
5
33
32
%50
Ulaştırma Tarım, hayvancılık
66
C) II ve IV.
60
54
56
%100
Ağır sanayi (demir-çelik, çimento, vb.)
Bu grafiğe göre,
1. İklim değişikliğine tarım ve hayvancılığı sebep gösterenlerin en yüksek olduğu kesim, kırda yaşayanlardır.
II. İklim değişikliğine inşaatların yol açtığını söyleyenlerin en yüksek olduğu kesim, kentte yaşayanlardır.
III. Kırda yaşayanların çoğunluğu iklim değişikliğine enerjinin yol açtığını söylemişlerdir.
IV. İklim değişikliğine ağır sanayinin yol açtığını söyleyenlerin en çok olduğu kesim, kentte yaşayanlardır.
yargılarından hangileri söylenemez?
A) I vell.
B) II ve III.
D) III ve IV.
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları11. Tarih boyunca birçok devlet kuran ve uygarlık haline
gelen Türk devletleri yaşadıkları dönemler boyunca
farklı alfabeler kullanmışlardır. Türklerin tarih boyun-
ca en geniş ölçüde kullandığı beş alfabe sırasıyla
Göktürk, Uygur, Arap-Islam, Kiril ve Latin alfabesidir.
Türklerin ilk milli alfabesi olan Göktürk alfabesi sade-
ce Türkler tarafından kullanılmıştır. En uzun süre kul-
lanılanı ise Arap alfabesi olmuştur. Halen kullanılan
Latin harfleri 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilmiştir.
Bu beş alfabenin yanı sıra kısa süreli kullanılan ve ta-
rihimizde pek etkisi olmayan başka alfabeler de var-
dır. Soğd Alfabesi ve İbrani Alfabesi bu alfabelerden-
dir.
Metinde kullanılan düşünceyi geliştirme yolları
nelerdir?
(A)) Tanımlama - Örnekleme
BKarşılaştırma - Sayısal Verilerden Yararlanma
Sayısal Verilerden Yararlanma - Tanımlama
DÖrnekleme - Karşılaştırma
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları1. Aşağıdaki görselde internet kullanımıyla ilgili olarak 100 kişiyle yapılan bir anketin sonuçları verilmiştir.
INTERNETE BAĞLANIRKEN
%72
ADSL
Kullanıyoruz
Nereden Bağlanıyoruz
%86
Telefon
%63
3G
%84
Bilgisayar
Sosyal Ağları Kullananlar
Türk kullanıcıları, cep
telefonlarından mümkünse
hiç ayrı kalmak istemiyor.
%95
hangileri kullanılmıştır?
A) I ve II
Cep Telefonundan Ayrılamıyoruz
İnterneti ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
B) I ve IV
Ayda
bir kez
Bu görselde düşünceyi geliştirme yollarından,
1. Benzetme
II. Örnekleme
III. Karşılaştırma
IV. Sayısal Verilerden Yararlanma
%0
%2
Haftada birkaç
kez
C) II ve III,
%76
%76
Sosyal Ağları Neden Kullanıyorsunuz?
%51
%26
%18
Her gün
1-2 saat
Haberleri takip etmek için
Her
an
Kişisel işlerim için
Sosyalleşmek, iletişim kurmak için
İş ilanları için
D) III ve IV
%72
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları9. Aşağıdakilerin hangisinde diğerle
rinden farklı bir sanat kullanılmıştır?
A) Durgunca bir deniz sahilleri öper.
B) Söner ufuklarda sevdah bir kamer
C) Dinmiş şarkıları, rüzgâr uyumaktadır
D) Yıldız gibi parladın düşümde.
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları12. Bir nesnenin, bir yerin veya içinde bulunulan bir durumun kendine özgü niteliklerinin tam ve açık bir
biçimde söz veya yazı ile anlatılmasına "betimleme denir.
Aşağıdaki metinlerden hangisi betimleyici anlatım biçimiyle kaleme alınmıştır?
A) Hava öylesine sıcak ve durgundu ki! Yaprak kımıldamıyordu. Bozcaada'nın bu yakasından pek
bir gemi de geçmiyordu. Bu yüzden denizin üstü de çarşaf gibiydi. Çocukların kıyıya yakın yer-
de süslediği bir ağaç, bu ortam içinde, öylesine göz alıcı bir görünüme bürünmüştü ki! Koyun
öteki ucunda güneşlenen yerli yabancı tüm gezginler ağacı görmeye geldiler. Çok geçmeden ye-
ni gelenler de ağaca bir şeyler eklemeye giriştiler. Bu yolla dallar; kirazlar, elmalar, koca koca ay-
çiçekleriyle bezendi. O çıplak ağacın yerini şimdi eşsiz bir tablodan fırlamış, görkemli bir ağaç
almıştı.
B) Saklambaç, en az iki kişiyle oynanır. Öncelikle bir ebe belirlenir. Ebe, duvara yasladığı kolu üze-
rine yüzünü ve gözünü kapatarak önceden belirlenen bir sayıya kadar sayar. Saymaya başladı-
ginda da diğer oyuncular saklanır. Ebe saymayı bitirince "Önüm, arkam, sağım, solum sobe; sak-
lanmayan ebe!" diye bağırır ve diğer oyuncuları bulmaya çalışır. Diğer oyuncular ise ebenin ko-
runaksız bıraktığı ebe duvarına "Sobe!" diye bağırarak dokunmaya çalışır.
C) Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yola koyulduk. Dedemi görmeyeli aşağı yukarı 5-6 ay kadar olmuş-
Hepimiz çok heyecanlıydık. Duygularını dışa vurmayı pek sevmese de babamın bile heyeca-
ni gozlerinden okunuyordu. Dedemlerin köyü, yaşadığımız yere ortalama 4 saatlik mesafedey-
di. Yol boyunca kardeşimle oradaki hayvanlarla geçireceğimiz zamandan, tadına bakacağımız
meyvelerden, dedemle edeceğimiz tatlı sohbetlerden konuşup durduk.
D) Bir deneyin dostlarım... Bir deneyin... Sabah sabah karşılaştıklarınızla merhabalaşmayı dene-
vin Günaydın!" deyin. Onlar da size desinler. Gülümseyin insanlara. Onlar da size gülümsesin-
Jer Gününüzün nasıl aydınlanmaya başladığını hissedeceksiniz. Hayatın size gülümsemeye baş-
ladığını göreceksiniz. Yalnızlığınız sizi terk edecek. O birkaç "Günaydın!", o birkaç gülümseme,
yepyeni ama bambaşka ama nasıl güzel bir hayatın ilk adımları olacak. Deneyin. Bir sabah de-
neyin, ne olur!
Ortaokul Türkçe
Düşünceyi Geliştirme YollarıTÜRKÇE
an verilmiştir.
TU U
00
isinin do-
si ile yazı-
Desi
3
besi
Pğum Yılı
ğum Yili
**
#
esi
Desi
gum Yılı
um Yılı
SÖZEL BÖLÜM
18. Aşağıda bazı söz sanatlarının açıklaması verilmiştir:
Mübalağa (abartma); bir niteliği, olduğundan çok
üstün veya aşağı gösterme sanatıdır.
Benzetme (teşbih), varlıkların birbirine benzetilme-
si ile oluşan sanattır..
090
Kişileştirme (teşhis), insan dışındaki varlıklara insa-
na özgü niteliklerin verilmesiyle oluşan sanattır.
Buna göre aşağıdaki metinlerin hangisinde açık-
laması verilen bu üç söz sanatının tamamına yer
verilmiştir?
A)
bogel
kisiles,
B
D)
Masalsı görüntüsü ve mükemmel doğasıyla
Türkiye'nin en güzel kışı yaşanır Kapadok-
ya'da. İncecik beyaz bir örtüyle kaplanan pe-
ribacaları hiç vermediği kadar güzel pozlar ve-
rir. Buraya ayak bastığınızda kulaklarınıza es-
ki medeniyetlerin sesleri çalınır rüzgârla birlik-
te. Taştan şapkaları andıran peribacalanı, gün
içinde mağrur ve sıcak şekilde sizi karşılar.
Leset
İnsana en çok vefa gösteren, düşeceğini his-
settiği anda sahibinin canı yanmasın diye ya-
vaşlayıveren son derece asil bir canlıdır at. Yil-
kı atlarının ise dağlardaki yaşam içinde birbir-
lerine olan vefa duygusu hayranlık uyandıra-
cak derecededir. Hemcinslerinin aksine yılkı
atları yularsız, eyersiz alabildiğine 'özgür'.
Yüksek oksijen yoğunluğu bilimsel olarak ka-
nıtlanan Kazdağı, dere ve pınarlarla dolu. Ta-
rihteki ilk güzellik yarışmasına ev sahipliği ya-
pan doğal alan, 1993 yılında milli park ilan
edilmiş. Zengin florasıyla dikkat çeken böl-
gedeki sayısız yürüyüş parkurunun en göz-
deleri Sabahattin Ali ve Mustafa Seyit Sutü-
ven'e ilham veren Hasanboğuldu ve Sutüven
Şelalesi.
Dostluklanın pekiştiği, etrafa bir hoşgörü dal-
gasının yayıldığı Ramazan Bayramı'nın en gü-
zel kutlandığı yerlerden biriydi İstanbul. Bay-
ramın hazırlığı daha günler öncesinden baş-
lardı. Şehrin çarşıları o kadar kalabalık olurdu
ki iğne atsan yere düşmezdi. Elbiseler, bay-
ramda bir çocuğun sevincine ortak olmak için
can atardı. İstanbul'u avuçlarının içi gibi bilen
ramazan davulcuları mahalle mahalle dolaşıp
bayram harçlığı toplarlardı.
Chong
19. Öznes
diği c
lede
"Müg
leme
Müg
tir ve
Bu
gisi
A) F
7
B
DF
20. Bir
g
Bu
kal
rur
ilgi
de
Ar
Uz