Paragraf Soruları

10. "Okumadan geçen bir gün, yitirilmiş bir gündür." diyor Jean Paul Sartre. Ülkemizdeki okuma oranlarıyla ilgili rakamlar âdeta bütün ömrümüzü boşa geçirdiğimizi acı bir şekilde hissettiriyor. Okuma alışkanlığımızın artabile- ceğine dair insanı umutlandıran gelişmeler de ne yazık ki olmuyor. Çünkü Türkiye'nin dört bir yanında insanlar ve çeşitli kurumlar kütüphane açmak ya da okullara kitap toplamak için didinip durmuyor. Bu metinde yakınılan asıl durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Türkiye'deki okuryazar oranının oldukça düşük olması B) Piyasada, okurları okumaya teşvik edecek yazar ya da eserlerin sınırlı olması C) Türkiye'de, okuma alışkanlığına dair tablonun iç karartıcı olması D) Türkiye'de toplum yararına yürütülen sosyal projelere önem verilmemesi 212 İPUCU-9 NITEL YAYINLA

6. Danimarka'da yapılan araştırmanın detaylarına ulaştım. Bu araştırmayı yapanlar bir grup öğrencinin zekâsını ölçtükten sonra öğrencilerin bir kısmına belli aralıklarla kelimeler öğretmiştir. Bu kelimelerin içinde farklı dillere ait örnekler de bulunmaktadır. Öğrencilerin diğer kısmına ise film seyrettiriyorlar. Bu çalışmalar her iki grup içinde eşit sürelerde yapılıyor. Aradan belli bir süre geçtikten sonra hem kelime öğrenenlerin hem de film seyredenlerin zekâ testini yeniliyorlar. Bu seferki ölçümlerde film izleyen çocukların zekâ düzeylerini daha geride kaldığını tespit ediyorlar. Bu metinde sözü edilen araştırmanın amacı aşağıdakilerden hangisidir? A Kelime bilgisi ve filme olan ilgiyi karşılaştırmak B) Kelime öğrenmenin zekâ gelişimine katkısını ölçmek CÖğrencilerin zekâ gelişimini tespit etmek D) Öğrencilerin film izleme dikkatini ölçmek 40 8. Sınıf LGS Par-

3. Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir Bu dörtlükte kullanılan söz sanatı aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Konuşturma B) Kişileştirme C) Abartma D) Benzetme

2. Aşağıdaki metinlerin hangisinde kelebeklerle ilgili diğerlerinden farklı bir süreçten söz edilmektedir? A) Kelebek yumurtaları 0,5 ile 3 milimetre arasındadır. Türlere bağlı olarak, oval, uzun veya küresel olabilirler. Bazı türler- de beyazdan griye ve neredeyse tamamen siyaha dönük renklerde bulunabilirler. Bu yumurtaların olgunlaşma süresi kelebeğe göre değişir ancak bu aşamada pek çok yumurta diğer hayvanlar tarafından yenilmektedir. B) Kelebekler çok çeşitli türlerde ve renklerde kanatlara sahiptirler ve bu kanatlar çok güçlüdürler. İnce kanatlı kelebekler çok hızlı mekân değiştirerek çok hızlı uçarken geniş kanatlı olanlar ise uzun zaman havada süzülebilir. Bazı kelebek cinsleri ise çok uzak mesafelere uçabilirler. Kış aylarına daha sıcak iklimlerde geçirmek için 5.000 km'den daha uzak mesafelere göç edebilirler. C) Tırtıl yumurtadan çıktıktan sonra, yumurta içinde bulunan proteinleri yiyerek beslenmeye başlar. Sonraki süreçte de onu çevreleyen bitkiler ile beslenmeye başlarlar. Bu süre boyunca, tırtıl dış iskeletini hareket ettirir, böylece (kısa sürede) büyük ve iki katına ulaşır. Pupa, gerekli büyüklüğe ulaşıldığında, larva dönemi göz önüne alınır. Tırtıl vücudu daha sonra hormon seviyesini yükseltir ve davranış değişiklikleri başlar. D) Türlere ve iklim koşullarına bağlı olarak, tırtıldan kelebek aşamasına kadar geçen süre değişmektedir. Çok zayıf durum- dayken başlayarak güçlenip kelebek olarak ortaya çıkıncaya dek başına kırmaya başlamaktadır. Dışarı çıktıktan sonra uçması yaklaşık 2 ile 4 saat sürer. Bu süre zarfında kanatlar sıvıları vücudunun hâlâ pupa pozisyonu tarafından sıkıştırıl- mış tüm kısımlarına pompalar. Kanatlar gerilir ve artık kelebek uçmaya hazırdır.

Yetenek lama sistemin gösterilmiştir. den hangisi e kodlanır? Q Klavye Aytuğ, bilgisayarının Q klavyesin klavye olarak ayarlamıştır. Buna göre, Aytuğ "YEŞİL" yazmak için hangi tuşlara basmalıdır? A) SDYS B) SPIST F Klavye C) DSVNL Sözel Yetenek D) DĞXYL

BÖLÜM 3 92 7. I. uzaya fırlatılmıştı II. Churyumov Gerasimenko olarak bilinen III. 2 Mart 2004 tarihinde IV. 6P adlı kuyruklu yıldızı incelemek için V. Avrupa Uzay Ajansına VI. ait uzay aracı Rosetta Numaralanmış sözlerle anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulduğunda baştan dördüncü söz aşağıdak lerden hangisidir? A) II B) III C) IV D) V

cümlede Anlam cümleye Hâkim olan Duygular BÖLÜMS 10. "Kimsenin derse gelmemesini ben mi söylemi- şim?" cümlesine hâkim olan duygu aşağıdaki- lerin hangisinde vardır? A) Hastalığın da bazı hoş yanları olduğunu itiraf et- meliyim. B) Yemeğe giderken bana da haber verirsiniz san- mıştım. C) Küçük bir kız çocuğu kapının önünde seni soru- yor. D) Sınavı kazanan her öğrenciye hediye alacağımı kim söyledi? 87

cüm A) 2. Henüz olmamış bir olayın, durumun bir an için olduğunun kabul edilmesine, düşündürülmesine Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde "varsayım" anlamı yoktur? Örneğin "Tut ki okullar yarın tatil edildi." cümlesinde varsayım dile getirilmiştir. A) Farz edelim ki siparişleri söz verdikleri zaman getirmediler. B Eserin beğenildi ve basıldı diyelim, sence çok satar mı? C) Senige aldıklarını düşünelim, bu işi başarabilecek misin? DSıkıntı içindeki toplumlardan daha üretken yazarlar çıkar mı acaba?

EST 1 C) TEST 2 Sena, saç rengini ve saç boyunu değiştirmek üzere kuaföre gitmiş ve kuaförden kendisine en çok yakışacak saç modelleri hakkın- 4. da aşağıdaki tavsiyeleri almıştır. Yuvarlak yüz hatlarına sahip kişiler kısa saç kesimi yerine uzun saçı ter- cih etmelidir. Ayrıca şekil olarak düz ya da dalgalı modeller onlara daha çok yakışmaktadır. Oval yüz hatlarına sahip kişilere hem uzun hem de kısa saç yakışmaktadır. Ancak dalgalmodeller yerine düz modelleri tercih etmelidirler. Bunların dışında koyu tenli kişiler kahverengi, açık tenli kişiler ise sarı ya da siyah saç rengini tercih etmelidir. Kahverengi gözleri olanlara san; mavi gözlülere sarı veya kahverengi; yeşil gözlülere ise siyah saç rengi yakışmaktadır. Üçgen yüz hatlarına sahip kişiler uzun saç yerine kısa saçı tercih et- melidir. Ayrıca dalgalı ya da kivir- cik modeller opfara en çok yakışan modellerdir. Kuaförün tavsiyelerine göre Sena'ya düz saç şekli yakışmakta ancak kısa saç yakışmamaktadır. Ayrica Sena eğer saçını ten rengine göre boyatacaksa kahverengi, göz rengine göre boyatacaksa siyah boyayı tercih etme- lidir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Sena'nın resmi olabilir? B) D)

karılarda. Ço- her çomak da ursa da denge melidir Colias 6. Bizi hayata getiren, yaşamayı, gülmeyi, erdemi, sevgiyi ve bütün insanca şeyleri öğreten annelerimizdir. Sevginin ilk ve içten şeklini onlardan öğreniriz. Hayata bağlanmamız, insanlığı sevmemiz hep onların sayesindedir. Anne ile çocuk arasındaki bu bağ ve sevgi, şüphesiz kutsal bir anlama sahiptir. Fedakârlığı ödenemeyecek kadar büyük olan bu kutsal varlıklara karşı bizim de birçok görevimiz vardır; onları sevgilerin en derin ve en ölmezi ile sevmek, saymak bu görevlerin başında gelir. Annelerimiz bizim içten inanç kaynağımızdır. Bu metinden "anne" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bizim için en iyi örnektir, karakterimizin oluşmasında onun örnek davranışları vardır. B) Çevremizdeki insanlara sevgi beslememiz onların sayesindedir. C) Özverili davranışlarda bulunurlar, bizlere sevgiyi öğretirler. D) İnsana yakışan tavırlar ortaya koymamızı sağlarlar. dört kisinin adları ile ilgili bilinenler sunlardır:

0 dir Mus nb Sun dir! Sabile ların ANLATILMAK İSTENEN DÜŞÜNCE Toplumda "çevreyi koruma bilinci uyandırmak" ama- cıyla hazırlanan bu görselin vermek istediği me- saj aşağıdakilerden hangisidir? Gün geçtikçe daha da bilinçlenen insanoğlu, çevresindeki ağaçları korumak, doğal çevreyle barışık iç içe yaşamak için olağanüstü bir çaba göstermektedir. Yavaş yavaş bu çabasının kar- şılığını da almaya başlamıştır. Doğa da tıpkı ya- şam gibidir, insanoğlu ne verirse doğa ona da- ha fazlasını verir. B Cevreye duyarlı olabilmek ve yeni nesillere ya- şanabilir bir dünya bilincini kazandırabilmek için "doğayı koruma" etkinlikleri düzenlenmelidir. Ve her bireyde bu bilinç oluşana kadar çalışmalara devam edilmelidir. Başka türlü, kişilerde bu bi- lincin oluşması oldukça zordur. Doğanın zarar görmesiyle birlikte ekolojik den- ge ye çevresel döngüler bozulmaktadır. Bunun sonucunda da canlılar doğrudan zarar görmek- tedir. Çevreye zarar verenler kendi yaşam alan- larına zarar verdiklerini bilmelidir. İnsanın, için- de yaşadığı doğa yok olduğunda insan yaşamı da yok olacaktır. D Selisen teknolojiyle birlikte dünyada doğal ya- şam alanları da zarar görmeye başlamıştır. Özel- likle sanayileşmeden sonra makineleşmenin art- ması ve şehirleşmenin düzensizleşmesi birbirini izlemiş, doğa böylece zarar görmeye başlamış- tır. Bu gidişata bir dur demeli, zararın neresin- den dönülürse dönülsün bunun bir kâr olduğu bilinmelidir. Zeka Künü

12. Sevgi, inanış, güven, acıma, saygı gibi insanın varlığını ilgilendiren türlü insanlık duygularının bozulmadı- ğı her devirde ve her yerde sanatla edebiyat ciddiye alınmış, değer taşımıştır. Ciddiye alınmayan gerçek sanat hiçbir yerde gösterilemez. Bizim bildiğimiz medeniyetler, sanat ve edebiyatıyla ölçülür. Eski Yunan medeniyetinden sanatı ve edebiyatını kaldırınız, geriye ne kalır? Bu parçanın anahtar sözcükleri aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) Yunan, duygu, sanat, insan sanat, edebiyat, insan, medeniyet (2 B) devir, medeniyet, güven, Yunan sevgi, edebiyat, varlık, medeniyet GUNAY 8 YAYINLARI JINIS TATINLART U

REKOR PARAGRAF VE ANLAM SORU BANKASI 15. Dünyada 1950'lerden bu yana 8,3 milyar ton plastik üretildi ve bunların büyük kısmı doğada yer alıyor. 1950'lerden günümüze kadar neredeyse 200 kat artan plastik üretimi, yılda %4 büyüme gösterdi ve son verilerin mevcut olduğu 2016 yılında, plastik üretimi 396 milyon metrik tona ulaştı. Bu aynı zamanda yeryüzünde her bir insan başına 53 kg plastik düştüğü anlamına geliyor. Bugüne kadar üretilen plastiğin %75'i çoktan atığa dönüştü bile. Plastik üretimi ve tüketimi bu şekilde devam ederse 2030 yılına gelindiğinde doğaya karışan plastik miktarının 104 milyon tonu bulacağı düşünülüyor. Bu açıklamaya göre, Plastik ürünleri geri dönüştürüp kullanıma sunmak II. Plastik ürünlerin üretilmesini yasaklamak III. Tek kullanımlık plastik ürünleri kullanmak fikirlerinden hangileri metinde sözü edilen soruna yönelik bir çözüm olabilir? A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III >>>>>>>> TEST-17 D) I, II ve III

Tutkal, boraks ve gida boyası ile evde hazırla- nabilen slime (eğlencelik hamur) büyük ilgi görü- yor. Herkes slime videosu çekip Youtube'a atıyor. Fakat çocukların sağlığı tehlikede. Eczanelerde rahatlıkla satılan boraks, kırtasiyelerde satılan yapıştırıcılar ve marketlerde satılan tıraş köpü- ğüyle bu oyuncak çok rahatlıkla yapılabiliyor. Bu ürünler tek başına bir anlam ifade etmiyor. Ancak birleşince ortaya çok tehlikeli, bağımlılık yapıcı madde ortaya çıkıyor. Yetişkinlerin eldivenli bile ellememesi gereken boraks maddesinin içinde bulunduğu oyuncağın rahatlıkla satılması akıl alır gibi değil. XUY Bu paragrafa en uygun başlık aşağıdakiler- den hangisidir? A Slime ve Zararları B) Boraks ve Slime C) Çocuklar ve Slime D) Eğlence ve Slime

>>>>>>>>> TEST-15 2. Aşağıdakilerin hangisi Eserlerimin hangisine bakarsanız bakın, okuduklarınızda kendi yaşantımdan bir şeyler bulur- sunuz." diyen bir sanatçıya ait değildir? A) Usta tespih tanesine yakından bakıyor, bir taraftan da parmaklarıyla kontrol ediyordu. Yaptığı işin inceliklerini çıra- ğına aktarıyordu. Atölyeye hakim olan sessizlik saatin "tik tak"larından anlaşılıyordu. Bu sessizliği bozan bir müşte- rinin içeri girmesi oldu. B) Serin yaz gecelerinde avludaki ceviz ağacının altında otururduk. Esen rüzgârla yaprakların hışırtısı doldururdu kulaklarımızı. Dikkat kesilirsek semaverde kaynayan suyun sesini duyardık çoğu zaman. Hemen hemen her akşam çimlerin arasında bir karartı belirirdi. Ve bir kirpi gecemize böylece katılmış olurdu. C) Bahar aylarında köye uğradığımızda muhakkak suretle kıra çıkardık. Yeni yavrulamış koyunların sesine kuzularınki eşlik ederdi. Sürüye yaklaşınca yaşlı bir çoban köpeği ilişti gözlerimize. Yüzünde tırmalanmış gibi taze yaralar gözden kaçmıyordu. Yürürken aksadığını görünce dayanamayıp çobandan olanları öğrendik. Bir gece önce sürüye musallat olan bir kurt sürüsünden geriye kalanlardı gördüklerimiz. (1. D) Tum hazırlıklarımız tamamdı. Sırtımızda çantalarımızla şafak vakti tırmanmaya başlamıştık. Patikalar yılan gibi kiliyor ilerledikçe yokuş dikleşiyordu. Zirveye varmak üzereyken nazlı bir gelin gibi yüzünü göstermeye başladı güneş. Gökteki pamuk şekeri misali bulutlar, güneşin ışığıyla elmas gibi parıldayan akarsu, yüzümüzü okşayan ilık rüzgâr iğinde adeta bir heykel gibi donakalmıştık. Nu

Uzun süreden beri görmediğim Berlin'e yeni gelmiştim. Kâh kerpiç evli kasabalarda kâh kızgın güneşle açık mavi denizin kavuştuğu Akdeniz kıyısındaki şehirlerde oturarak ve bazen de yaşlı bir at sırtında köyden köye giderek geçirdiğim bunca zamandan sonra Berlin bana eskiden hiç görmediğim bir yer gibi geldi... Eşyamı bir otele bırakır bırakmaz, üstümü bile değiştirmeden, sokağa fırladım. Ağır ağır yürümeye başladım. Fakat etrafımdaki evler üstüme yıkılacak gibi canlandı; sokaklarda yuvarlanan tramvaylar, otobüsler, telaşlı insanlar hep birden barra doğru koşmaya başladı. Kaçacak bir yer aradım. Bu metinde aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisi belirgin değildir? A) Kişi B) Zaman C) Mekân D) Olay 7.