Paragraf Soruları

SÖZEL BÖLÜM 19. Aşağıdaki tablo, bir sinemanın oturma düzenini göstermektedir. Kırmızı koltuklar dolu, beyaz koltuklar boş ve satışa açıktır. 9 ● A B C D ● E OF • TÜRKÇE 1 7 13 19 25 31 SAHNE 2 8 14 20 26 32 3 9 15 21 27 33 4 10 16 22 28 34 5 11 17 23 29 35 Yağmur, Şeyma, Gül ve Yaren adlı arkadaşlar; bu oturma düzenindeki boş koltuklara bakarak bilet alacaklardır. Koltuk seçiminde şunlara dikkat edeceklerdir: A B 6 12 18 24 D 30 E 36 F GAV Dört arkadaş yan yana oturmak istemektedir. Sahneye çok yakın olan A ve B sıraları ile son sıra olan F'de oturmayacaklardır. Yağmur, sahneyi karşıdan gören bir yerde oturmak istemektedir. Şeyma ise Gül ve Yağmur'un arasında oturmak istemektedir. Bu istekler doğrultusunda bilet alındığı düşünülürse aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) C ya da D sırasından bilet almış olabilirler. B) Şeyma D sırasındaki 20 numaralı koltukta oturuyorsa Yaren 22 numarada oturacaktır. C) Yağmur, C sırasındaki 15 numaralı koltukta Yaren ile Şeyma'nın arasında oturmuş olabilir. D) Yaren C sırasındaki 13 numaralı koltukta oturuyorsa yanında Şeyma olacaktır.

TI AV (E) 18. TÜRKÇE SÖZEL BÖLÜM A Bu görseli en iyi anlatan metin aşağıdakilerden hangisidir? A) O gün hava yağmurluydu. İnsanlar montlarını giymiş, deniz kenarında yürüyorlardı. Büyük servi ağacının altında toplanan kuşlar keyifle uçuşuyordu. Bebek arabasının yanındaki kadın, simitten kopardığı küçük parçalar ile kuşları besliyordu. Havanın rüzgârlı olması denizin dalgalanmasına neden oluyordu. B) Parktaki insanlar, havanın soğukluğundan olsa gerek üstlerine montlarını giymişti. Küçük bir çocuk, bebek arabasından inmiş; suyun kenarına dikilen kazıkların önünde toplanan kuşlara bakıyordu. Çocuğun yakınındaki kadın kuşlara ekmek parçaları atarken adam da sıvasız duvara yaslanmış, etrafı seyrediyordu. Parkta başka insanlar da bulunmaktaydı. C) İnsanların kendisini beslemesine alışmış olan kuşlar, suyun kenarındaki yola toplanmış; kendilerine atılacak yemleri bekliyordu. Yaşlı bir kadın, servi ağacının önündeki çalılığın arkasından bakıyordu. Havanın soğukluğuna aldırmayan insanlar parkın her tarafında gezintiye çıkmışlardı. 14 D) Soğuk bir kış günü güneşin yüzünü göstermesini fırsat bilen bir çift, çocuklarını da alarak parka gelmişti. Az ötedeki servi ağacının altında bekleyen kadın da torununa şefkatle bakıyordu. El ele tutuşan bir çift ise suyun kenarındaki kuşlara yem vermek için onlara doğru yürümeye başlamıştı. Arka taraftakiler ise spor yapmak için parka gelmiş iki arkadaştı. Deneme

2. Kuvayi Milliye birlikleri düşmanın ilerleyişi karşısında cesurca mücadele etmekteydi. Düşman kuvvetlerini yıpra- tarak ilerleyişini yavaşlatmaktaydı. Ancak yeni işgallere engel olamıyordu. Çünkü Kuvayi Milliye birlikleri düzen- li bir ordu değil dağınık kuvvetlerden oluşuyordu. Kuvayi Milliye halkın kendi imkanlarıyla oluşturduğu küçük bir- liklerdi. Ayrıca belli bir otoriteye bağlı olmayan Kuvayi Milliye birliklerini kontrol altında tutmak oldukça zordu. Yukarıdaki parçanın konu başlığı aşağıdakilerden hangisidir? A) Kuvayımilliye'nin Ortaya Çıkış Süreci B) Düzenli Ordunun Kurulması C) Büyük Millet Meclisi'ne Karşı İsyanlar D) İlk Zaferimiz

ESKİ ESERLERİ OKUMAK Eskileri okumak, Batı kültürünün başlıca özelliklerinden biridir. Batılı aydın, kendi medeniyetini ve kaynaklarını yakından tanır; onunla da yetinmeyerek bütün insanlığın geçmişine karşı derin bir ilgi duyar. Batı uygarlığının teme- lini, eski eserleri okumak ve anlamak teşkil eder. İlkel topluluklar ve kültürsüz insanlar, tarih bilincine sahip değildirler; onlar yalnızca bulundukları zaman içinde yaşarlar. Onlar için dünya; insanlık, medeniyet ve millet sadece görebildiklerinden ibarettir. Onların görüş ufukları dardır. Bundan dolayı onlar, içinde yaşadıkları şartları ve meseleleri de derin olarak kavrayamazlar. Duygularıyla düşünceleri sığ, köksüz ve çocukçadır. Medeni olmak için medeniyet tarihini bilmek, milletinin ve insanlığın geçmi- şini kültür vasıtasıyla yeniden yaşamak gerekir. Eskileri okumak demek, onları taklit etmek veya aynen devam ettirmek demek değildir. Aksine geçmiş bilinci, bize zamanımızı tanıttığı gibi gelecek duygusunu da kazandıracaktır. Tarih, eski eserlerde yaşar. Eski anıtlar, eski yazılar, akan zamanın bir anını saklar. Onlarda bir devrin düşüncesi, duygusu, zevki, hayat görüşü ve ideali gizlidir. 1. Metne göre, eski eserleri okumak bize nasıl bir fayda sağlar? Açıklayınız. Prof. Dr. Mehmet KAPLAN geamisi bize tanıttığı için gelecek duygusu kazandırır- Eski devrin düşüncelerini duygularni zevkini, hayat görüşünü bize öğretir 2. Yazara göre, ilkel toplulukları uygar topluluklardan ayıran özellikler nelerdir?

10. D) Kendimi bazen gereğinden fazla tembel olarak görü- yorum. Roman yazarken kendimi kontrolden çıkmış his- sediyorum. Bu yüzden roman yazmak, bir an bile boş bulunmamayı gerektiriyor. Aman ha, yazar- ken benim gibi boş bulunmayın. Kafanızı mı ka- rıştırdım? Eh, zaten başından beri kafanız karışık zaten. Bunu kabul edin. kauksena? Bu metinde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Öz eleştiri B) Eleştiri C) Kanıksama D) Uyarı

5. Kitabevine gidince eskisi gibi şaşırmıyorum artık. Elime aldığım her kitabın ya popüler kültüre hitap ettiğini ya da hitap etmeye çalıştığını görüyorum. Edebî bir dille yazılmış olduğunu düşündüğüm eserleri satın alıp okumaya başladığım zaman ise eserlerin birbirinin aynası olduğunu ve aynanın farklı hiçbir şey göstermediğini anlamam uzun sür- müyor. Her birimiz ayrı insanlarız ve bizi bir stan- dart etrafında toplayan eserler, bize bir şey katma- masının yanında ruhumuzu da soğurur. A) I. Paragrafta Anlam 7. Buna göre, I. Sadece herkesin okuduğu kitapları okursan sadece herkesin düşündüğünü düşünürsün. İnsanın kendinden başka dönebileceği bir yer var mıdır ki? II. III. Müziğin yaşananları canlandırma etkisi vardır, bazen yürek sızlatacak kadar güçlü bir etki. IV. Işığın olduğu yerde gölgenin de olması gere- kir. Gölgenin olduğu yerde ise ışık mutlaka olur. numaralanmış cümlelerden hangisi yazarın düşüncesini destekler niteliktedir? B) II. C) III. D) IV. Herkesin tanıdığı bir memlekette yapılan kısa bir seyahate ait bu notlarda birçok okuyucu; Amerikan tarzı bir haydut olayına, dolaşık bir hırsızlık hikâye- sine ve göz kamaştırıcı bir eğlence âlemi tasvirine rastlamadıkları için hayal kırıklığına uğramış olabi- lir. Hakları da yok değil. Bir seyahat daima alışılmış düzlüğün dışında, olağanüstü maceralar fikrini gerektirir. Bu metne göre yazarın okuyuculara hak vermesi- nin gerekçesi nedir? A) Seyahat notlarının gerektiğinden daha kısa tutulması B) Görülen ilginç şeylerin okuyucuya doğru şekilde aktarılmaması C) Farklı kültürlere ait ögelerin eserde değerli bulunmaması D) Yolculuk ve serüven kavramlarının zihinde eşleştirilmiş kavramlar olması 1.

1 ve 2. sor Kendine özgü pişirme tekniği ve sunumuyla eşsiz bir tada sahip Türk kahvesinin tarihi 16. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Türk kahvesi, en güzel sohbetlerimiz- de ve kız isteme merasimlerimizde hayatımızın vaz- geçilmez bir parçasıdır. Türk kahvesi, bana göre sadece bir içecek değil aynı zamanda sosyalleşmek için toplumsal değerleri ve inançları bir araya geti- ren toplumsal bir unsurdur. Türk kahvesi içme geleneği, başlı ba- şına misafirperverlik, arkadaşlık, nezaket ve eğlencenin, birlik ve beraberliğin sembolü olmuştur. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hati- ri vardır.", "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet is- ter kahve bahane." gibi sözlerle kahvenin Türk kültüründe ne ka- dar önemli olduğu ve Türk kültürünün içine ne kadar işlemiş ol- duğu görülmektedir. Bu anlamda geleneğimizin bir parçası diye- bileceğimiz Türk kahvesi, Türk kültüründeki toplulukların ve grup- ların kimlik ve süreklilik duygularını da destekler. 1. Bu metinde "kahve" ile ilgili, Türk kahvesi geleneği; tasavvuf şiirlerinde, minyatür el sanatları ve resimlerde de yer almaktadır. El sanat- larından edebiyata, sahne sanatlarından resim sana- tina pek çok alana ilham kaynağı olmuştur Türk kah- vesi. 1. Kahvenin Türk toplumundaki yerine II. Türk kahvesinin çeşitli sanat dallarına etkisine III. Kahvenin sağlığa olan faydalarına IV. Kahvenin Türk kültüründeki birleştiriciliğine yargılarından hangisine değinilmemiştir? A) I B) II C) III D) IV

12. I. toplum yerinde VI. bir şey ise V. kalıyor demektir II. yerinde duran 1 III. geriye gidiyor demektir IV. cehalet kaldırılmadıkça Numaralanmış sözcük gruplarıyla anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulduğunda doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olur? AV-1-V-II-VI-III B) II – VI – III - IV - I-V X C) II-III-VI-I-IV-V D) IV-V-I-VI-II-III

BİLGİ ÖLÇER TAHA AKGÜL'DAN TARİHİ BAŞARI 7. Avrupa Şampiyonluğu Turk sporunun en başarılı isim- lerinden Akgül, finalde Gürcü Geno Petriashvili'yi mağlup ederek 7. Avrupa şampiyonlu- guna imza attı. RIZA, REKOR İÇİN MİNDERE ÇIKACAK Grekoromen stil 130 kiloda ise Türkiye'yi temsil edecek Rıza Kayaalp, üst üste 8. toplamda ise 9. kez Avrupa şampiyonu olabilmek için mindere çıka- cak. TURKÇE Türk güreşçiler minderde tarih yazıyor. Romanya'nın başkenti Bükreş'te düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası'nda Türkiye, ata sporu gureşte en başarılı dönemlerinden birini yaşıyor. SERBEST GÜREŞ MİLLİ TAKIMI ŞAMPİYONADA 10 SIKLETİN 7'SİNDE MADALYA KAZANMAYI BAŞARDI. 3 altın 1 gümüş 3 bronz- MADALYA KAZANAN GÜREŞÇİLER Muhammet Nuri KOTANOĞLU 79 kilo Recep TOPAL 61 kilo 7. SINIF A Fatih ERDIN 86 kilo (14 ve 15. soruları yukarıdaki görsele göre cevaplayınız.) 14. Bu görselden hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Taha Akgül 125 kilo Süleyman ATLI 57 kilo B) Neden- sonuç D) Amaç sonuç 6 Mustafa KAYA 70 kilo S. Kılıçsallayan 65 kilo A) Avrupa Güreş Şampiyonası'nda birden çok sporcumuz madalya kazanmıştır. B) 130 kiloda yarışan Rıza Kayaalp, son 7 yıldır Avrupa şampiyonu olmuştur. C) Taha Akgül, aldığı 7. Avrupa şampiyonluğu ile Türk sporunun en başarılı ismi olduğunu kanıtla- mıştır. D) Gureş milli takımımız, 3 sıklette madalya kazanamamıştır. 15. Bu görseldeki bilgilerin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? A) Karşılaştırma Sayısal verilerden yararlanma

7. (1) Ülkemizde kuşkusuz iyi denemecilerimiz yetişti. (II) Türkçenin bütün tatlarını veren doyumsuz dene- meler yazıldı. (III) Buna karşılık öyle zamanlar oldu ki herhangi bir türe dâhil edilemeyen melez yazılar, deneme diye okurun önüne sürüldü. (IV) Kimileri denemenin, içi boş yani fikirsiz ve süslü yazılar ol- duğunu zannetti. (V) Bu yüzden deneme kitapları, çoğu zaman edebiyat eseri sayılmadı. Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisin- den itibaren düşüncenin yönü değişmiştir? A) II. B) III. C) IV. D) V.

KÇE 7. SINIF A (0) Peyami Safa'nın son romanı Yalnızız, engin ruh tahlilleri ve kendi türünde açtığı çiğula onu yalnızca Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatının zirvelerine taşımış şaheseridir. (0) Peyami Safa'nın diğer bütün romanların da olduğu gibi Yalnıziz romanında da Doğu- Batı, madde-mana, ruh-beden, idealizm-ma- teryalizm gibi ikilemler üzerinde durularak aynı evde yaşadıklan halde birbirlerinden ol dukça farkh mizaç, düşünce ve insan ilişkileri- ne sahip aile fertleri üzerinden ruhunu ara- yan bir toplum resmedilir. (1) Bireysel ve toplumsal kimliklerimiz arasında bilhassa Ba- tılılaşma hareketlerinden sonra ortaya çıkan uyumsuzluğun yarattığı sıkıntılar, kalabalık- lar içinde milyonlarca yalnız in peyda olma- sına sebep olmuştur. (IV) Yalnızız; sıra dışı kur- gusu, akıcı dili ve bir üst kurmaca metin olarak romanda kendine yer bulan ütopya ül- kesi Simeranya ile yarım asırdır Türk edebiya- tinin en çok okunan ve sevilen romanlarının başında geliyor. (5 ve 6. soruları yukarıdaki metne göre ce- vaplayınız.) 5. Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen eserin içeriği hak- kında bilgi verilmiştir? A) I. B) II. C) III. D) IV. 6. Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Düşüncenin yönünü değiştiren ifadeye yer verilmiştir. B) Kişisel görüşler yansıtılmıştır. Birden çok deyim kullanılmıştır. D) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. Diğer Sayfaya Geçiniz ►

10. 1. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölumu ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için Aziz'in tavsi- yesiyle Ada'da bir ev kiralar. II. Ferit, Yüksekkaldırım'da içinde birbirin- den garip insanların yaşadığı bir pansi- yonda kalmaktadır. III. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde Ferit'in en büyük destekçisi olur. IV. Bu ev bir yıl önce ölmüş, gizemli bir ka- din olan Matmazel Noraliya'ya aittir. V. Pansiyonda kaldığı altı gün boyunca karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız ar- kadaşı Selma ile arasında geçen tartış- malar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit'in durumunu daha da kötü- leştirir. Numaralanmış cümleler olayın akışına göre sıralanacak olursa doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olur? A-V-III-I-IV B) 111-11-V-I-IV 11-11-IV-1-V D-111-11-IV-V 11-V

altinkame.com 8. Eminim bir sürü insan terapi görmeye baş- lar. Hayatımızı kolaylaştıran bir sürü alet icat edildi son yıllarda. Ama hiçbiri bu kadar insanoğlunun damarlarına kadar sızmayı başaramadı. Neredey- se doğar doğmaz çocuğumuzun eline tutuştu- ruveriyoruz. Hani bir zaman sonra korkarım cep telefonuyla doğmaya başlayacak çocuklar. Böyle doğmazsa üzülecek, eksik kabul edeceğiz yavru- larımızı. end Bu metnin boş bırakılan yerine düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin geti- rilmesi gerekir? A) Cep telefonunun icat edilmediğini düşünsenize. B) Cep telefonlarımızı hayatımızdan çıkarıverirsek ne olur bilmiyorum. Ⓒ) Toplumumuzun akıl sağlığının çok da yerinde oldu- ğu söylenemez. D) Ellerinde cep telefonuyla sürekli bir şeyler yapan insanları görünce insanlığın geleceği hakkında olumsuz düşüncelere kapılıyorum.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya uygun değildir? A) Aşağı yukarı yirmi beş yıl roman yerine birtakım dedikodu kitapları okuduğumun farkına Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun eserleriyle tanışınca vardım. B) Bir sürü ciddi ve aynı oranda anlaşılmaz romanın arasında Murat Menteş'in romanları hayatın gülüm- seyen yüzü gibi bakıyordu raflardan bana. C) Kolay kolay beğenilerini dile getirmeyen bir eleştir- men olarak sanki kendi evimi, kendi köyümü, kendi akrabalarımı görüyorum Mustafa Çiftçi'nin söz konu- su öykülerinde. D) Hikayelerinin ilk sayfalarındaki meddahvari tavrın kitap boyunca ustaca serpiştirildiğini görmek Musta- fa Kutlu'yu Türk edebiyatında özgün ve bu bağlamda ulaşılamaz bir konuma yükseltiyor gözümde.

6. Bazı derslerde ne kadar çalışırsam çalışayım başa- rılı olamıyordum. Okuyorum olmuyor, derse hazır- lıklı gidiyorum olmuyor. Neler neler denemedim ki....... Fakat yavaş yavaş dersleri daha iyi anla- dığımı hissediyordum. Sınav notlarımız açıklan- dığında hislerimde yanılmadığım açık bir şekilde belli olmuştu. Daha önce başarısız olduğum ders- lerin notları başarılı olduğum derslerin notlarını bile geçmişti. Mehmet'ten bile daha yüksek not aldığımı söylesem bilmem bana inanır mısınız? Paragraftaki düşüncenin akışı göz önüne alın- dığında boş bırakılan yere aşağıdaki cümlele- rin hangisinin getirilmesi uygundur? A) Derse giren öğretmenin değiştiği haftanın benim için yeni bir dönemin başlangıcı olacağını elbette bilemezdim. B) Denediğim her çözüm yolu aslında işleri iyice içinden çıkılmaz bir duruma getiriyordu. 8. C) Lami cimi yok resmen bir mucizeye ihtiyacım vardı, hem de büyük bir mucizeye. D) Sınıf arkadaşımın "Dur, her ders çıkışında bir de ben- den dinle bakalım." dediğinde de bir değişiklik olaca- ğını düşünmüyordum.

8 Okulda İlk Günüm Almina Bu yıl 5. sınıfa başladım. Okulun ilk günü çok heyecan- lıydım. Yeni arkadaşlarımın kimler olacağını çok merak ediyordum. Erkenden kalktım. Annem harika bir kahvaltı hazırlamıştı. Güzelce kahvaltımı yaptım. Okul kıyafetlerimi giydim ve ilkokula giden kardeşimle birlikte okulun yolunu tuttuk. Okulun ilk günü çok güzel geçti. Yeni arkadaş- larımla hemen kaynaştık. Gün boyu teneffüs- lerde oyun oynadık. Sınıf öğretmenimizin reh- berliğinde kulüp seçimleri yapıldı. Ben Gezi ve Fotoğrafçılık Kulübünü seçtim. Okuldan eve döndükten sonra annemden izin alarak dışarı çıktım. Mahalledeki arkadaşlarımla oyunlar oynadık. Anlattıklarından hareketle Almina'nın aşağıda- ki rollerden hangisini üstlendiği söylenemez? A) Abla C) Kulüp üyesi B) Evlat D) Takım kaptanı FENON