Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

CV, Portre Yazma Soruları

8.
Insanın diğer insanlara göre ayırıcı niteliklerinin verilmesine
"portre" denir.
Aşağıdakilerden hangisi bir portreden alınmış olabilir?
A) O gece hastalığımdan fazla zihnimi işgal ettiğinin far-
kında olmadan yalnız bunu düşündüm. Nüzhet'le bera-
ber büyüdük. Benden yaşça büyük olduğu halde, onun
küçükken bebekleriyle oynamasını, ben, küçümseyerek
seyrederdim, bilhassa hastalığımdan sonra.
B) Ameliyat bir saate yakın sürdü. Doktor hem yarayı ke-
siyor, derinlere gidiyor, hemşirenin uzattığı makası, bi-
çağı, pensi alıyor, eğiliyor, doğruluyor, hem de bu aralık
asistanıyla konuşuyordu.
C) Elini omuzuma koydu ve israr etti. Artık merhamete
lâyık olduğumu anlamaktan utanmayacak kadar gücü-
mü ve gururumu kaybetmiştim, teslimiyetin zevki içinde
başımı yastığa koydum.
D) Güneş, yüzüne yeşil yelpaze tutan mahcup bir kadın
gibi iri yaprakli ağaçların arkasına saklanırken biz yola
koyulduk. Arif her kasaba erkeği gibi kadınların önün-
den kurumlanarak yürüyor, arada sert bakışlarla etrafını
süzüyordu.
E) Namık Kemâl, gayet büyük yuvarlak başlı, pek yüksek
alini, pembe çehreli, hiddetlendikçe çatılır az eğri kaşlı,
koyu elâ gözlü, irice burunlu, fevkalade güzel ağızlı, kirk
yaşından sonra siyah denecek kadar koyulaşmış uzun-
ca, kumral sakallı, kısaya mail orta boylu, şişmanca,
omuzları geniş, elleri ayakları küçük bir insandı.
11.
Lise Türkçe
CV, Portre Yazma
8. Insanın diğer insanlara göre ayırıcı niteliklerinin verilmesine "portre" denir. Aşağıdakilerden hangisi bir portreden alınmış olabilir? A) O gece hastalığımdan fazla zihnimi işgal ettiğinin far- kında olmadan yalnız bunu düşündüm. Nüzhet'le bera- ber büyüdük. Benden yaşça büyük olduğu halde, onun küçükken bebekleriyle oynamasını, ben, küçümseyerek seyrederdim, bilhassa hastalığımdan sonra. B) Ameliyat bir saate yakın sürdü. Doktor hem yarayı ke- siyor, derinlere gidiyor, hemşirenin uzattığı makası, bi- çağı, pensi alıyor, eğiliyor, doğruluyor, hem de bu aralık asistanıyla konuşuyordu. C) Elini omuzuma koydu ve israr etti. Artık merhamete lâyık olduğumu anlamaktan utanmayacak kadar gücü- mü ve gururumu kaybetmiştim, teslimiyetin zevki içinde başımı yastığa koydum. D) Güneş, yüzüne yeşil yelpaze tutan mahcup bir kadın gibi iri yaprakli ağaçların arkasına saklanırken biz yola koyulduk. Arif her kasaba erkeği gibi kadınların önün- den kurumlanarak yürüyor, arada sert bakışlarla etrafını süzüyordu. E) Namık Kemâl, gayet büyük yuvarlak başlı, pek yüksek alini, pembe çehreli, hiddetlendikçe çatılır az eğri kaşlı, koyu elâ gözlü, irice burunlu, fevkalade güzel ağızlı, kirk yaşından sonra siyah denecek kadar koyulaşmış uzun- ca, kumral sakallı, kısaya mail orta boylu, şişmanca, omuzları geniş, elleri ayakları küçük bir insandı. 11.
1