Edebiyat ve Toplum İlişkisi Soruları

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi2.
Köyün içinde su yok değildir. Fakat gerek kuyunun ge-
rek çeşmenin başı, her gün sabahtan akşama kadar
doludur. Abdest alan ihtiyarlar, evlerine su taşıyan ka-
dınlar, kızlar ve suyla oyun oynayan çocuklar hep çeş-
menin başındadır. Bazı, çay gitmekten üşenen kadın-
ların da çamaşırlarını çeşmenin yalağında yıkadıkları
olurdu.
Yaban romanından alınan bu parçadan hareketle,
edebiyatın toplumla ilişkisi hakkında aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılabilir?
A) Edebiyat toplumlar arası barışı sağlar.
B) Edebiyat farklı toplumları birbirine bağlar.
C) Edebiyat toplumun yaşam biçimini yansıtır.
D) Edebiyat toplumun sorunlu yanlarını düzeltebilir.
E) Edebiyat eski ve yeni arasında köprü vazifesi gö-
rür.
11. Sınıf-TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
5.
D
E
A
t
E
C

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi5.
Sepet yapımının en zor yanı, sabırlı olmak. lyi bir se-
pet ustası normal boyda bir sepetten günde en çok üç
dört adet üretebiliyor. Sepet ustaları, genellikle sepet
yapımında kullanacakları malzemeleri kendileri top-
luyor. Bunun için de sepetçiler genellikle sepet yapı-
mında kullanılacak bitkilerin bol yetiştiği bölgelerde
bulunuyor. Ülkemizde en ünlü sepetler, Karamürsel,
Rize, Samsun, Edirne ve Kırklareli'de yapılıyor. Se-
petler hemen her tür bitkiden yapılabiliyor. Bu nedenle
farklı bölgelerde değişik bitki türleri sepet yapımında
kullanılıyor. Bitkilerin yetişmediği kutup bölgelerindey-
se sepetler balina kemiğinden ve çeşitli memelilerin
kıllarından yapılıyor. Dünya genelinde, sepet yapımın-
da en çok kullanılan bitkiler kargı ve kamış türleri. Bu
türler kısa sürede büyüdüğü ve hemen her koşulda
yetiştiği için sepet yapımında en çok yeğlenen fürle-
rin başında geliyor. Bilimsel adı Phragmites australis
olan kargı, dayanıklı yapısı, kolay işlenebilmesi ve ha-
fif olması nedeniyle ülkemizde de en yaygın kullanılan
sepet bitkisi. Çok yıllık bu bitki genellikle su kenarla-
rında ya da sulak alanlarda yetişiyor. Bir yılda 3 m'ye
kadar ulaşabilen bu bitki kurutulup ince şeritler hâlinde
kesilerek kullanılıyor. Yine bu bitkinin yaprakları da ku-
rutulup bükülerek sepetlerin özellikle yan duvarlarında
kullanılıyor.
Farklı malzemelerin ku
kullanı
Malzeme
IV Fabrika üretin
tadan kaldırd
Bu parçada sep e se
yukarıdakilerd angileri
A) Yalnız I
B) Yalnız I
D) e IV
azaldığı
e edildiği
leneksel sepet yapımını or-
apımı ile ilgili olarak
nelik bilgi yoktur?
C) I ve III
E) II
PEGEM AKADEMİ -
söylenebilir?
8.
A)
dayanarak aşağıdakilerden hangisi
B) G
sel ürünlerde kullanılan malzemelerin
y
stiğe bıraktığı
C) Us kilişkisine dayalı zanaatçılığın ortadan
kal
başladığı
D) Ekon
çıdan değeri düşük
rin artık ilgi
görme
Farklı k
de farklı geler
rünler ortaya
konduğu
X
7. Bu parça ore sepet yap a kargının tercih
edilmes aşağıdakilerden gisi etkili değil-
dir?
A)
iklim koşullarında yet mesi
B
z bir bitki olması
G buk yetişen bir bitkilolmas
D Dayanıklı olması
Rahatça şekillendirilmesi
Bazı ürünlerin üretim tekniklerinin ham madde
B)
C)
D)
kaynaklarına göre şekillendiği
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
(
A) Sepetçiliğin birçok ülkede bilinen bir uğraş oldu-
ğuna
Sepet yapımında kullanılan malzemelere
Sepetçiliğin ülkemizde yaygın olduğu yerlere
Sepetlerin hangi tekniklerle yapıldığına
Sepet ustalarının sepet üretme kapasitesine

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi35.
ONFE
KAYBOLAN ZANAAT: SEMERCİLİK
Semer; at, katır, eşek, deve gibi yük taşıyan hayvanların sırtına konulur. Yük bağlamak için hayvan-
ların sırtına yerleştirilen ağaçtan yapılmış araç veya yastık diye tanımlanabilen bir araçtır. Bu araç
sayesinde hayvanın sırtına bindirilen yükün hayvana daha fazla zarar vermesinin önüne geçilir.
Dengesiz yapılmış bir semer hayvanın sırtının yaralanmasına neden olur.
En yaygın anlamıyla yük ve binek hayvanı olarak kullanılan at, eşek ve katır gibi hayvanların taşi-
yacakları yükün hayvanın sırtına zarar vermemesi için ağaç iskelet üzerine deri ile keçe arası kamış
otları ile doldurulup sarılarak dikilen semer çok özen isteyen araçtır. Bu aracı yapmak için uğraşan
kişilere semerci, bu sanat dalina da semercilik denir.
Fırat köyünün muhtarı olan Agit Bey hem bu sanat dalının yok olmaması hem de köydeki hay
vanların zarar görmemesi için sosyal sorumluluk projesi başlatmıştır. Köydeki binek hayvanı olar
sakinlerle ilgili şunlar bilinmektedir:
Ahmet
Eren
Coşkun
Gündüz
Mahmut
Beytullah
Semih
DODD
A) Ahmet - Eren - Semih - Coşkun - Beytullah
B) Semih - Beytullah - Coşkun - Ahmet - Gündüz
C) Gündüz - Eren - Semih - Ahmet - Coşkun
D) Beytullah - Semih - Mahmut - Eren - Ahmet
At
Dana
Katır
Eşek
Inek
Deve
Tay
Bu bilgilere göre aşağıdakilerin hangisinde Agit Bey'in köy halkından semer hediye edece
kişiler tam olarak verilmiştir?
36
A
B
C
D

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi1
17. Tening Norgay ve Edmund Hin Everestin zirvesine
masin üzerinden 66 yil geçty bagcilarin zirveye ilk ba
pan temanipinin yıl dönümünde çok sayıda dağcı, zirveye
giden yoldak kalabaliğin ve hazırliksizliğin ölümcül sonuçlan
hakkinda konuştu. palin dağin kendi sınırları içinde kalan
kamin yarım asır önce ticari tırmanışa açmasıyla, bölge.dağ-
cilar için cazibe merkezi haline geldi. Ancak dağcılar bu yıl,
I
ümlerin artmasıyla sıkışan trafik yüzünden, zirveye ulaşmak
için "cesetlerin üzerinden atladıklarını söylüyok Dağcılara
göre, zirveye yakın noktalarda hálá emniyet halatına bağlı
pekilde duran cesetler var/Dağda 4 Arap kadını filme çeken
Kanadalı yönetmen Elia Saikaly, Instagram hesabından yap-
tiği açıklamada, "Orada gördüklerime inanamıyorum. Ölüm,
katliam, kaos... Yolda ve 4. kamptaki çadırlarda ölü bedenler
var." dedi. Bu yıl 600 kişinin zirveye tırmandığı düşünülüyor.
Son 9 günde ölen 11 kişi dâhil, çok sayıda dağcının hayatını
kaybettiği ve ölüm oranının 2015'ten beri en yüksek seviyeye
ulaştığı belirtildi. Tırmanış mevsiminin yalnızca birkaç hafta
olması da dağda trafiğin sıkışmasına neden oluyor.
Bu parçadan "Everest zirvesi" ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılamaz?
Tenzing Norgay ve Edmund Hillary'in Everest'in zirvesine
tırmanmasının üzerinden yarım yüzyıldan fazla vakit geç-
tiğine
B) Dağcıların zirveye ilk başarılı tırmanışının yıl dönümünde,
geleneksel olarak çok sayıda dağcının zirveye çıkış dene-
X
mesi yaptığına
Nepal'in dağın büyük bir bölümünü 50 yıl önce gelir geti-
ren tırmanışa açtığına ve bölgenin halk için albenili hâle
geldiğine
Dağcıların bu sene, can verenlerin artmasıyla sıkışan tra-
fik yüzünden, zirveye ulaşmak için "cesetlerin üzerinden
atladıklarını söylediğine
Dağcıların ifadesine göre zirveye yakın noktalarda hâlâ
emniyet halatına bağlı şekilde duran cesetlerin olduğuna

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi1. Halide Edip Adıvar "Ateşten Gömlek❞te, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ise “Yaban”da Millî Mü-
cadele, Mehmet Âkif "Küfe"de geçim kaygısı temasını işlemiştir. Bu örneklerden
hareketle
edebiyatla toplum arasında nasıl bir ilişki olduğunu
açıklayınız.

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi34. Panait Istrati doğduğu Romanya'da zor bir çocukluk dö-
nemi geçirmiştir. Birçok işte çalıştıktan sonra, ilk gençlik
yıllarında Akdeniz'e kıyısı olan ülkeleri gezerek serüven-
ler yaşamıştır. Bu dönemde Romen halk hikâyelerini, Rus
ve Fransız edebiyatı romanlarını okumuştur. Balkanlardan
Kuzey Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyada renkli hayatları
en saf hâliyle anlatmayı yeğlemiştir. Önem sırasında öne
çıkardığı aşkı, dostluğu, yoksulluğu eserlerinin merkezine
yerleştiren Istrati; kendi gibi yoksulluk içinde büyüyen ve
ezilen birçok karakteri romanlarında sımsıkı dostluklar içeri-
sinde göstermiştir. Sadece kendi coğrafyasında değil, tüm
dünya coğrafyalarının insanları üzerinden anlattığı hikâye-
lerin dostluğu, arkadaşlığı ve yaşama sevincini tüm ger-
çekliğiyle işlemiştir. Onun romanları herkese açık bir bahçe
gibidir. Bu bahçeye bir Romen girebileceği gibi, bir Yunan,
bir Türk, bir Arap girip yaşamın sırrını öğrenebilir. Bu sır çok
basittir: Dünyanın geçici bir yer olduğunu bilerek yaşamak
ve dostluğun, özgürlüğün, aşkın en yüksek duygular oldu-
ğu gerçeğini unutmamak.
Bu parçaya göre Panait Istrati ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi şöylenemez?
A Eserlerinin herkese yönelik olabilecek öğretiler sundu-
ğu
B) Yapıtlarında yerel ve ulusal renkleri harmanlayarak öne
çıkardığı
C) Kendi yaşamıyla örtüşen roman kahramanları kurgula-
dığı
D) Hayatta kendince önemli gördüğü şeyleri eserlerinin
dokusuna işlediği
E) Romanlarına konu ettiği kişilerin yaşamlarını gerçekçi
biçimde anlattığı
3
els
Yayınlan

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi6. Dost muhabbetlerinin, evliliğe ilk adımın atıldığı
1
11
wwwwwww
kız isteme törenlerinin olmazsa olmazı, yorgun-
luğu atmanın en etkili yoludur bol köpüklü Türk
kahvesi. Tiryakisi için geleneksel motiflerle
IV
bezeli şık bir fincanda, lokum eşliğinde, yanında
V
bir bardak su ile ikram edilen kahve, damak zev-
kinin de çok ötesindedir.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden
hangisi yapı bakımından ötekilerden farklı-
dir?
A) I B) II C) III D) IV E) V

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi4.
(1) Her ne kadar konuşup yazışabilmesi, bilim ve felsefe gibi dün-
yayı soyutlama araçlarına sahip olması insanı insan yapan özel-
asıl
liklermiş gibi gelse de insanı diğer türlerden
her
ayıran şey,
zaman doğaya karşı, sanki onu alt edebilmesi mümkünmüş gi-
bi, bitmez tükenmez bir mücadele içinde olmasıdır. (II) Oysa kur-
duğu medeniyetin övünç kaynağı sayılabilecek en görkemli ya-
pilar bile doğanın hırçınlığı karşısında bir toz zerresi değerinde-
dir. (III) Bugün insanın, köklü olmasıyla gurur duyduğu en eski
yapılar, anıtlar, sanat eserleri on beş yirmi bin yıllık bir maziye
uzanır. (IV) laziye karışıp giden ne kadar çok görkemli yapıi var.
(V) Bu, insan ömrüne göre uzun görünen zaman, aslında altı mil-
yar yıllık dünyanın tarihinde tek bir nefes alıp vermek kadar bi-
le uzun sayılmaz. (VI) Ördüğü duvarlar, kurduğu devletler, dikti-
ği anıtlar, yonttuğu aletler, kendi elleriyle vücuda getirdiği her
şey kadar çaresizdir insan.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akı-
şını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) I
DIV
E) VI
1. An
2. Me
3. Sik
4. Me
5. Me
6. Met
7. İki a
8. Met
9. Met
10. Bir

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi2
12.
1. Teknolojinin bir nimeti addedilen ve kısa bir geçmişe
dayandığı düşünülen dondurma, sanılanın aksine
binlerce yıl öncesinin antik medeniyetlerine kadar
uzanır. Kökeni Çin, Roma veya Mısırlılara
atfedilmesine rağmen ilk dondurmanın soğuk hava
depoları yapımında uzmanlaşmış Persler tarafından
yapıldığı artık bilinmelidir.
Dondurma yapmak için İran'da Persler dağlarm
yüksek yamaçlarına çukurlar kazarak kar topluyor,
topladıkları karları, süt, kaymak bal, şurup, şerbet,
çeşitli baharatlar ve diğer tatlandırıcılarla
harmanlayarak tekrar kara gömüyorlardı. Burada
haftalarca bekleterek bir çeşit dondurma elde
ediyorlardı. Daha sonra bu karışımı şehrin kar ve
buz ihtiyacını karşılamak için inşa ettikleri "yahçal"
adı verilen soğuk hava depolarında yaz boyu
saklıyorlardı
Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini
aşağıdakilerin hangisi açıklamaktadır?
A) 1. parçada sözü edilen besin çeşidini farklı kültürlerin
yiyecekleriyle kıyaslamaktadır.
BY 1. parçada dile getirilen gida maddesinin lezzetinden
söz etmektedir.
E)
1. parçada değinilen medeniyetin uzak geçmişini
aktarmaktadır.
D) 1. parçada iddia edilen düşünceye dayanak olabilecek
açıklamalarda bulunmaktadır.
parçada belirtilen yiyeceğin farklı kültürlerdeki
üretim tekniklerini anlatmaktadır.
D

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisien derinden
na gönderme
mek. Ze
NA
a
2019 3. SINAV
Kenyah atletlerin orta ve uzun mesafe yarış-
tanndaki geçmiş başarılarına bakıldığında bu
abletlerin günümüzdeki başarılarına şaşırmaz
olduk. Bu yarışlarda büyük başarılara imza
atan Kenyali atletlerin çoğu, Rift Vadisi'nin
küçük bir bölgesinde yaşayan ve Kalenjin
adıyla bilinen kabileler topluluğuna mensup.
Bu ortak özellikten hareketle Kenyalı spor-
cuların başarılarına ilişkin pek çok tahminde
bulunuldu. Acaba yüksek irtifa ciğerleri bü-
sağlıyordu? Yoksa inanç sisteminin bir par-
yutuyor ve daha etkili bir oksijen kullanımı mi
kazandirması mıydı? Kabile üyelerinin mısır
çası olarak sergilenen dansların dayanıklılık
ağırlıklı diyetinin bunda etkisi var mıydı? Ço-
cuklar okula koşarak gittikleri için mi dayanıklı
atletier haline geliyordu? Belki de bu folklorik
özelliklerin hiçbiri etkili değildi de Kenyalı at-
letler, başkalarının dayanamayacağı kadar
ağır bir antrenman programıyla yarışlara ha-
zırlanıyordu. Kenyalılar efsanesinin çözülme-
sine, Kopenhag Kas Araştırmaları Merkezinin
yöneticisi Bengt Satlin öncülük etti. Satlin'in
başında olduğu ekip, Kenyalı ve İskandinav
koşucuların fizyolojik yapılarının yanı sıra
har iki gruptan spora yeni başlayan acemi
koşucuların eğitilebilirlik derecelerini izledi.
Araştırmanın ancak onuncu yılında popüler
teoriler birer birer geçerliğini yitirdi. Oksijen-
siz kalmış, yorgun kasların ürettiği laktat adlı
madde, Kenyalıların kanlarında daha yavaş
toplanıyordu. Böylece Kenyalı bir atlet, aynı
miktarda oksijen soluyarak İskandinav atlet-
ten %10 oranında daha fazla koşabiliyordu.
Ayrıca Kenyali atletlerin bacaklarında 400
gram daha az et bulunuyordu. Koşucuların bi-
leğine takılan 50 gramlık bir ağırlığın oksijen
tüketimini %1 oranında artıracağını hesapla-
yan Satlin ve arkadaşları, bu durumda Kenya-
lların bacakları sayesinde %8 enerji tasarrufu
sağladığını ortaya koydu.
31-34. soruları aşağıda verilen parçaya
göre cevaplandırınız.
V
A
R
G
I
Y
A
Y
1
N
E
V
i
S
in-
et-
32. Bu parçaya göre, Kenyali atletlerin fiziksel özel-
liklerindeki farklılığın onlara sağladığı temel
avantaj aşağıdakilerden hangisidir?
(A) Uzun süreli ve zorlu antrenmanlara dayanabilme
gücü
B) Daha verimli işleyen bir oksijen kullanma meka-
nizmasi
Gy Harekete geçme ve hız kazanma süreçlerindeki
atiklik
By Kasların gelişimini olumlu yönde etkileyen besin
tercihi
E) Bacaklarını vücut yükünü taşıyabilecek biçimde
kullanma
E) Etkileyiciliği
33. Bu parçada altı çizili sözle Kenyalı atletlerin ba-
şarısının hangi yönü vurgulanmak istenmiştir?
A) İnanılmazlığı B) Tutarsızlığı
C) Anlaşılmazlığı
P) Popülerliği
Satlin'in araştırmasıyla ilgili

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi2.
1. İyi kitabın peşinden giden, çok satanlara pek kulak
asmayan seçkin diye niteleyebileceğimiz bir okur
kitlesi var.
II. Ama önemli olan iyi kitap okurunun bulunması ki
bugün böyle bir okur kitlesine sahibiz.
III. İşte kitap değerlendirmeleri yazanların, kitap dergisi
çıkaranların bu seçkin okurun da ihtiyaçlarını
karşılaması gerekir çünkü bu yazılardan ulaşılıyor
nitelikli kitaplara.
IV. Okur profili yavaş yavaş değişiyor, bir anlamda okur
çatlaması diyebiliriz buna.
V. Tabii günübirlik siyasi, moda ve popüler bilim
kitaplarının peşinden giden okur da var.
Numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf
oluşturulsa sıralanış aşağıdakilerden hangisi olur?
A) I, V, II, IV, III
B) II, IV, I, III, V
D) IV, I, V, II, III
C) III, V, II, IV, I
E) IV, I, III, V, II

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi38. İstiklal Caddesi'nde ne kadar da çok fotoğrafçı varmış!
Bir tanesinin önünde vitrindeki resimleri seyre daldım. Şu
gelin, demin gördüğüm kadın değil mi? Şu pembe yüzlü,
saçları çift örgülü küçük çocuk, az önce sıçrayarak yanım-
dan geçen genç kız değil mi? Belli belli! Bu fotoğrafha-
nelerde mutsuzların resmi yok. Buralara sadece mesut
insanlar geliyorlar.
Bu parçayla ilgili,
1. İç monolog (konuşma) tekniği kullanılmıştır.
İlahi bakış açısından yararlanılmıştır.
III. Durum hikâyesinden alınmıştır.
IV. Mekân bellidir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
LAYYalnız I.
B)Yalnız II.
DH. ve IV.
LC) II. ve III.
LEHII. ve IV.

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisie EDEBİYATI
DENEME
14. İzmir denince şimdilerde birçok insanın aklına Çeşme,
Alaçatı gibi tatil beldeleri getse de aynı soruyu bir İzmirli'ye
IL
sorarsanız alacağınız cevapların çoğu Kemeraltı Çarşısı
|||
olacaktır. Kemeraltı denen bölge Konak Meydanı'yla Ago-
IV
ra arasında kalan bölümdür ve bu bölüm yıllardır İzmir’in
2
alışveriş kültürünün oluşmasını sağlayan yerdir.
V
C) III.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisinde
yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I.
B) II.
D) IV.
E) V.

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisinda yer al
omanlan
rla doludu
maya m
n yabanc
meyen ha
zaten, b
okumasid
Izda prem
erken d
ların have
inci para
EX
leye indi
sanatıyo
ahlak ana
kan dök
a güdüler
anin mas
cina sald
pa indime
minin, için
göre de
derece
t edilmiş
ci parag
EX
bir anla
le sey
1.
Bir Paragrafa Bağlı Çoklu Sorular - 1
1.-3. soruları aşağıdaki paragrafa göre cevaplayiniz.
Özgürlükleri kısıtlamak isteyenler, ister bunu kişisel çıkarları
için ister kendilerince memleket çıkarları için yapsınlar ilk
elde ihtiyaç duydukları, yasaklar ve engellemeler için halka
bir gerekçe sunup bir meşruiyet zemini sağlamaktır. İlk anda
bu klasik gerekçe tehlikedir. Gerektiğinde iç tehditler gerekti-
ğinde diş tehditler, siyasal akımlar, bazen her türlü muhalefet,
kötüye giden ekonomi, gericilik ama kimi zamanlar maceraci
liderler de tehlikeli sayılabilir. İşte, bu tip durumlarda ana-
yasalarla sağlanan özgürlükler baskı ve zorla kısıtlanabilir.
Tehlike, halkın büyük bir kesiminin duyarlılık göstereceği
bir kavramdır. Tehlikenin neden olacağı güvensiz ortamı
ve hayatının alabora olmasını kimse istemez; zorbalık da
işe karışınca özgürlüklerin kısıtlanması sineye çekilir. Son
zamanlarda tüm dünyada farklı argümanlarla da özgürlükler
kısıtlanır oldu. Farklılığa saygı, çok kültürlülük, ötekine hoş-
görü ile yaklaşmak gibi en doğal ve hepimizin sonuna kadar
benimsemeye çalıştığı güzel anlayışlar farklı bir yöne doğru
kaymaya başladı.
3.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Özgür düşüncenin ortaya çıkması için çaba göstererek
bununla ilgili çalışma yapmak
B) Bir durumun herkes tarafından doğru ve olağan karşılan-
masını sağlayacak ortamı yaratmak
C) Baskı altına alınmış düşünceler ve duyguların ortaya çık-
ması için yasal zemin oluşturmak
D) Bilinen bazı gerçekleri, resmî makamlara onaylatarak
anayasal hak hâline getirmek
E) Kimi eksikleri gidermek ve insanların birbirini daha iyi
anlamasını sağlamak
2. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları destek-
ler niteliktedir?
tten soyutladığı

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisiStrateji Yayınları
10. Eğitim, edebiyat ve felsefenin dil ile ilişkisi çok önemlidir.
Dil ile eğitim, dil ile edebiyat, dil ile felsefe neden iç içedir.
Dil olmadan düşünme olmaz. Düşünme olmayınca düşün-
ce ortaya çıkmaz. Gözlerinizi kapatın ve düşünmeye çalı-
şın. Aklınızdan geçenleri sözcüklerle algılanabilir hâle ge-
tirmeden bir düşünce ortaya koyamazsınız. Bu nedenle dil
felsefesinde "Dil, tindir; tin de dil." ilkesi geçerlidir. Tin, her
türlü düşünme ve kavramlaştırma etkinliğinin sonuçlarını
kapsayan en üst kavramdır. Dil, her türlü düşünme etkin-
liğinin hem ortamıdır hem düşünce üretme aracıdır hem
de onu başkalarına ulaştırma yoludur. Dil olmaksızın bir-
likte yaşam, birlikte üretim ve eş güdüm olmaz. İnsanları
bir arada tutan en önemli tutkal, dildir.
Bu parçada dil ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi-
ne değinilmemiştir?
A)) Düşünceyi somutlaştırdığına
B) Düşünceyi yayma aracı olduğuna
C) Toplumsal yaşam için gerekli olduğuna
İnsanlar arasında anlaşmayı sağladığına
E) Düşüncenin doğup gelişmesini sağladığına

Lise Türkçe
Edebiyat ve Toplum İlişkisi30. Kazakistan'ın en büyük şehri Almatı'da bindiğimiz
bir taksinin şoförü, bizi biraz süzdükten sonra bana
dönerek "Senin atın kim?" diye sorduğunda çok şa-
şırmıştık.
Yukarıdaki cümlede altı çizili kısım dilin kulla-
nımdan doğan türleri bakımından hangisiyle
ilgilidir?
A) Lehçe
B) Şive
D) Jargon
E) Argo
C) Ağız