Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Olay Hikâyesi Soruları

ç ayıklı-
m eğildi
bulmaya
ne uğ-
37. (1) 1975 yılına kadar dünyada standart bir uzunluk ölçü
birimi yoktu. (II) Mısır'da MÖ dört bin yılında, Firavun'un
uzunluk ölçüsü birimi olarak kullanmışlardı. (III) Bir riva-
dirseğiyle eli arasındaki mesafeyi ölçmüşler; o mesafeyi
yete göre İngiltere'de Kral I. Henry sağ kolunu ileri doğru
uzatmış; burnundan orta parmağının ucuna kadar olan
mesafe, bir "yard" olarak belirlenmişti. (IV) Osmanlıda-
ki arşın, Mısır'daki ölçüye benziyordu. (V) O tarihlerde
bu tür ölçü farklılıkları idare ediliyordu ama ülkeler ara-
sındaki ticaret artınca birbirinden farklı uzunluk ölçüleri
uluslararası alanda sorun olmaya başladı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
37
A) I. cümlede, uzunluk ölçüsünün ne zamandan sonra
bir norm kazandığı belirtilmiştir.
B) II. cümlede, uzunluk ölçüsünün Mısır'da nasıl belir-
lendiği anlatılmıştır.
C) III. cumlede, uzunluk ölçüsünün İngiltere'de nasıl be-
lirlendiği anlatılmıştır.
D) IV. cümlede, Osmanlıda kullanılan uzunluk biriminin
Mısır'da da kullanıldığından söz edilmiştir.
E) V. cümlede, farklı uzunluk ölçülerinin hangi gelişme-
den sonra sorun olmaya başladığı belirtilmiştir.
üncesiz
sanları
z nuru,
umdan
kuyo-
, "Bir
azsa
min-
dır."
en
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
ç ayıklı- m eğildi bulmaya ne uğ- 37. (1) 1975 yılına kadar dünyada standart bir uzunluk ölçü birimi yoktu. (II) Mısır'da MÖ dört bin yılında, Firavun'un uzunluk ölçüsü birimi olarak kullanmışlardı. (III) Bir riva- dirseğiyle eli arasındaki mesafeyi ölçmüşler; o mesafeyi yete göre İngiltere'de Kral I. Henry sağ kolunu ileri doğru uzatmış; burnundan orta parmağının ucuna kadar olan mesafe, bir "yard" olarak belirlenmişti. (IV) Osmanlıda- ki arşın, Mısır'daki ölçüye benziyordu. (V) O tarihlerde bu tür ölçü farklılıkları idare ediliyordu ama ülkeler ara- sındaki ticaret artınca birbirinden farklı uzunluk ölçüleri uluslararası alanda sorun olmaya başladı. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? 37 A) I. cümlede, uzunluk ölçüsünün ne zamandan sonra bir norm kazandığı belirtilmiştir. B) II. cümlede, uzunluk ölçüsünün Mısır'da nasıl belir- lendiği anlatılmıştır. C) III. cumlede, uzunluk ölçüsünün İngiltere'de nasıl be- lirlendiği anlatılmıştır. D) IV. cümlede, Osmanlıda kullanılan uzunluk biriminin Mısır'da da kullanıldığından söz edilmiştir. E) V. cümlede, farklı uzunluk ölçülerinin hangi gelişme- den sonra sorun olmaya başladığı belirtilmiştir. üncesiz sanları z nuru, umdan kuyo- , "Bir azsa min- dır." en
(1) Gazete yönetim ofisinde biriken edebiyat dergilerinin
yapraklarını karıştırıyorum. (I) Bunlar içinde yaşlıları, orta
yaşlıları, gençleri ve henüz yeni yayımlanmaya başlamış
olanları var. (III) Fakat kapakları çevrilerek içindekilere
göz atılınca derhâl aralarındaki yaş farkları da ortadan
kalkıyor ve hepsi de insana, devamlı bir buruşuk yüzle
bakıyor. (IV) Bu dergilerin sayfalarını açan okuyucu,
sanki yanlışlıkla, harabe bir binanın bodrum kapısını
aralamış gibidir. (V) Burun keskin bir çürük kokusu ile
kırışıyor ve kulak sanki yer altında bir ölüyü gömmek ve
ağlamak için toplanmış garip bir topluluğun inlemelerinin
korkusuyla dikiliyor. Bu keskin koku, hangi leşten geliyor?
Şiirden! Bu baykuş feryadını duyuranlar kim? Şairler! Her
devrin şairleri!
37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “Aynı şeyleri aynı tarzda söylemek için bu kadar
neslin birbiri arkasından gelmesine ne gerek vardı!" cüm-
lesi getirilmelidir?
A1
C) II D) IV E) V
B) ||
38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
dır?
At Dergilerin biçimsel olarak niteliksiz olduğundan
B) Dergilerin eskileri ile yenilerinin görsel olarak birbirine
benzediğinden
Dergilerinin yenilikçi bir yayın politikası olmadığından
Yeni şair ve yazarların çıkmadığından
E) Dergilerde şiir alanında bir özgünlük ve yenilik olmadi-
ğından
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
(1) Gazete yönetim ofisinde biriken edebiyat dergilerinin yapraklarını karıştırıyorum. (I) Bunlar içinde yaşlıları, orta yaşlıları, gençleri ve henüz yeni yayımlanmaya başlamış olanları var. (III) Fakat kapakları çevrilerek içindekilere göz atılınca derhâl aralarındaki yaş farkları da ortadan kalkıyor ve hepsi de insana, devamlı bir buruşuk yüzle bakıyor. (IV) Bu dergilerin sayfalarını açan okuyucu, sanki yanlışlıkla, harabe bir binanın bodrum kapısını aralamış gibidir. (V) Burun keskin bir çürük kokusu ile kırışıyor ve kulak sanki yer altında bir ölüyü gömmek ve ağlamak için toplanmış garip bir topluluğun inlemelerinin korkusuyla dikiliyor. Bu keskin koku, hangi leşten geliyor? Şiirden! Bu baykuş feryadını duyuranlar kim? Şairler! Her devrin şairleri! 37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Aynı şeyleri aynı tarzda söylemek için bu kadar neslin birbiri arkasından gelmesine ne gerek vardı!" cüm- lesi getirilmelidir? A1 C) II D) IV E) V B) || 38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- dır? At Dergilerin biçimsel olarak niteliksiz olduğundan B) Dergilerin eskileri ile yenilerinin görsel olarak birbirine benzediğinden Dergilerinin yenilikçi bir yayın politikası olmadığından Yeni şair ve yazarların çıkmadığından E) Dergilerde şiir alanında bir özgünlük ve yenilik olmadi- ğından
(16.. Cihanı cam-ı nazmım şiir-i Bâki gibi devreyl Em
-i
Bu bezmin şimdi biz de Câmi-i devranıyız c.
II. Lebleri mül saçları sünbül yanağı berk-i gül
Bir semenber serv-i hoşreftâr dersen iste sen
III. Ezelden şah-i aşkın bende-i fermanıyız cânâ
Muhabbet mülkünün sultan-1 âli-şânıyız cânâ
IV. Sehab-ı lütfun âbın teşne-dillerden diriğ etme
Bu deştin bağrı yanmış lâle-i nu'manıyız cânâ
V. Zamane bizde cevher sezdiyçün dil-hıraş eyler
Aninçün bağrımız hûndur ma'rif kânıyız cânâ
Yukarıdaki numaralanmış beyitlerden hangisi bir
gazelin ilk beytidir?
A) I.
B) II.
C) TIT.
D) IV. E) V.
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
(16.. Cihanı cam-ı nazmım şiir-i Bâki gibi devreyl Em -i Bu bezmin şimdi biz de Câmi-i devranıyız c. II. Lebleri mül saçları sünbül yanağı berk-i gül Bir semenber serv-i hoşreftâr dersen iste sen III. Ezelden şah-i aşkın bende-i fermanıyız cânâ Muhabbet mülkünün sultan-1 âli-şânıyız cânâ IV. Sehab-ı lütfun âbın teşne-dillerden diriğ etme Bu deştin bağrı yanmış lâle-i nu'manıyız cânâ V. Zamane bizde cevher sezdiyçün dil-hıraş eyler Aninçün bağrımız hûndur ma'rif kânıyız cânâ Yukarıdaki numaralanmış beyitlerden hangisi bir gazelin ilk beytidir? A) I. B) II. C) TIT. D) IV. E) V.
TO. Bazı yazarların hayatları hikâyelerinde, bazılarınınki de üs-
luplarında gizlidir.
Bu cümlede geçen altı çizili sözcükte aşağıdaki ekler-
den hangisi yoktur?
A) Çokluk eki
B) İyelik eki
C) Tamlayan eki
D) Sifatlaştıran -ki
E) ilgi eki
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
TO. Bazı yazarların hayatları hikâyelerinde, bazılarınınki de üs- luplarında gizlidir. Bu cümlede geçen altı çizili sözcükte aşağıdaki ekler- den hangisi yoktur? A) Çokluk eki B) İyelik eki C) Tamlayan eki D) Sifatlaştıran -ki E) ilgi eki
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir bir
cümlenin yerini tutmuştur?
“
A) Annemin, doğum günümde aldığı kazağı bula-
miyorum, onu gören var mı?
B) Bazıları denizi, bazıları yüksek dağları sever.
C) Öğretmenimiz: “İstikbal göklerdedir, bunu sakın
unutmayın." dedi.
D) Ali, Veli ve Selami üçüz kardeştir; onları ayır-
mak mümkün değildir.
E) Babamın bu güzel karpuzu nereden aldığını bil-
miyorum.
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir bir cümlenin yerini tutmuştur? “ A) Annemin, doğum günümde aldığı kazağı bula- miyorum, onu gören var mı? B) Bazıları denizi, bazıları yüksek dağları sever. C) Öğretmenimiz: “İstikbal göklerdedir, bunu sakın unutmayın." dedi. D) Ali, Veli ve Selami üçüz kardeştir; onları ayır- mak mümkün değildir. E) Babamın bu güzel karpuzu nereden aldığını bil- miyorum.
TYT / Türkçe
28.
26. Sizin dünyada insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçede
beş bin gül yetiştiriyorlar, yine de aradıklarını bulamıyorlar.
- Bulamıyorlar, dedim.
- Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda olabilir.
- Doğru, dedim.
Küçük Prens ekledi:
- Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman
doğruyu bulabilir.
Bu parçada Küçük Prens'in vurguladığı düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A) Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bak-
mak gerek.
B) İnsan görmek istemediği kadar kör, duymak istemedi-
ği kadar sağırdır.
C) Sadece kalp gözüyle görebilenler doğruya ve duygun-
luğa az şeyle de ulaşabilir.
D) Çok şeye sahip olmak, insanın meşguliyetini çoğaltır;
dikkatini ve başarısını düşürür.
E) İnsanın beden gözleri zayıflamaya başladığı zaman,
fikir gözleri açıkça görmeye başlar.
Lise Türkçe
Olay Hikâyesi
TYT / Türkçe 28. 26. Sizin dünyada insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar, yine de aradıklarını bulamıyorlar. - Bulamıyorlar, dedim. - Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda olabilir. - Doğru, dedim. Küçük Prens ekledi: - Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu bulabilir. Bu parçada Küçük Prens'in vurguladığı düşünce aşa- ğıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir? A) Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bak- mak gerek. B) İnsan görmek istemediği kadar kör, duymak istemedi- ği kadar sağırdır. C) Sadece kalp gözüyle görebilenler doğruya ve duygun- luğa az şeyle de ulaşabilir. D) Çok şeye sahip olmak, insanın meşguliyetini çoğaltır; dikkatini ve başarısını düşürür. E) İnsanın beden gözleri zayıflamaya başladığı zaman, fikir gözleri açıkça görmeye başlar.
1