Olay Hikâyesi Soruları

Lise Türkçe
Olay Hikâyesi11. Konuşurken uzun ve kisa hecelerin ses haklarının tam ola-
rak verilmesine, vurgulu hecelerin vurgulanmasına dikkat
edilmelidir. Bunlara önem verilmezse dilin genel ahengi
bozulur, anlam gücü düşer.
Bu parçada geçen altı çizili tamlamalar için aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Tamlayanı sıfat almış zincirleme isim tamlaması vardır.
B) Tamlananı sifat almış isim tamlamasına yer verilmiştir.
C) Belirtisiz isim tamlaması vardır.
D) Zincirleme isim tamlaması kullanılmıştır.
E) Takısız isim tamlaması vardır.

Lise Türkçe
Olay Hikâyesiç ayıklı-
m eğildi
bulmaya
ne uğ-
37. (1) 1975 yılına kadar dünyada standart bir uzunluk ölçü
birimi yoktu. (II) Mısır'da MÖ dört bin yılında, Firavun'un
uzunluk ölçüsü birimi olarak kullanmışlardı. (III) Bir riva-
dirseğiyle eli arasındaki mesafeyi ölçmüşler; o mesafeyi
yete göre İngiltere'de Kral I. Henry sağ kolunu ileri doğru
uzatmış; burnundan orta parmağının ucuna kadar olan
mesafe, bir "yard" olarak belirlenmişti. (IV) Osmanlıda-
ki arşın, Mısır'daki ölçüye benziyordu. (V) O tarihlerde
bu tür ölçü farklılıkları idare ediliyordu ama ülkeler ara-
sındaki ticaret artınca birbirinden farklı uzunluk ölçüleri
uluslararası alanda sorun olmaya başladı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
37
A) I. cümlede, uzunluk ölçüsünün ne zamandan sonra
bir norm kazandığı belirtilmiştir.
B) II. cümlede, uzunluk ölçüsünün Mısır'da nasıl belir-
lendiği anlatılmıştır.
C) III. cumlede, uzunluk ölçüsünün İngiltere'de nasıl be-
lirlendiği anlatılmıştır.
D) IV. cümlede, Osmanlıda kullanılan uzunluk biriminin
Mısır'da da kullanıldığından söz edilmiştir.
E) V. cümlede, farklı uzunluk ölçülerinin hangi gelişme-
den sonra sorun olmaya başladığı belirtilmiştir.
üncesiz
sanları
z nuru,
umdan
kuyo-
, "Bir
azsa
min-
dır."
en

Lise Türkçe
Olay Hikâyesi(1) Gazete yönetim ofisinde biriken edebiyat dergilerinin
yapraklarını karıştırıyorum. (I) Bunlar içinde yaşlıları, orta
yaşlıları, gençleri ve henüz yeni yayımlanmaya başlamış
olanları var. (III) Fakat kapakları çevrilerek içindekilere
göz atılınca derhâl aralarındaki yaş farkları da ortadan
kalkıyor ve hepsi de insana, devamlı bir buruşuk yüzle
bakıyor. (IV) Bu dergilerin sayfalarını açan okuyucu,
sanki yanlışlıkla, harabe bir binanın bodrum kapısını
aralamış gibidir. (V) Burun keskin bir çürük kokusu ile
kırışıyor ve kulak sanki yer altında bir ölüyü gömmek ve
ağlamak için toplanmış garip bir topluluğun inlemelerinin
korkusuyla dikiliyor. Bu keskin koku, hangi leşten geliyor?
Şiirden! Bu baykuş feryadını duyuranlar kim? Şairler! Her
devrin şairleri!
37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “Aynı şeyleri aynı tarzda söylemek için bu kadar
neslin birbiri arkasından gelmesine ne gerek vardı!" cüm-
lesi getirilmelidir?
A1
C) II D) IV E) V
B) ||
38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
dır?
At Dergilerin biçimsel olarak niteliksiz olduğundan
B) Dergilerin eskileri ile yenilerinin görsel olarak birbirine
benzediğinden
Dergilerinin yenilikçi bir yayın politikası olmadığından
Yeni şair ve yazarların çıkmadığından
E) Dergilerde şiir alanında bir özgünlük ve yenilik olmadi-
ğından

Lise Türkçe
Olay HikâyesiYAYIN DE
11.
I. Derviş Tasavvuf yoluna girmiş, onun ilkelerine
bağlı kimse.
II.. Tarikat Tanrı'ya ulaşma arzusu ile tutulan yol-
lardan her biri.
III. Dergâh Belli bir tarikatın merkezi olarak kabul
edilebilecek yer.
IV. Mürşit Öğrencilerine tasavvufun sırlarını ve
nefis terbiyesinin yollarını öğreten kişi.
V. Tecelli Tasavvuf yoluna bağlanan kişinin şeyhi-
ne karşı tam bir teslimiyet içinde bulun-
ması.
Yukarıdaki tasavvuf terimlerinden hangisinin açık-
laması yanlıştır?
A) B) II C) III D) IV E) V
ho E
02
VL
gt
a's
OS
V2
09
g'8
S'IL OL 36

Lise Türkçe
Olay Hikâyesi(16.. Cihanı cam-ı nazmım şiir-i Bâki gibi devreyl Em
-i
Bu bezmin şimdi biz de Câmi-i devranıyız c.
II. Lebleri mül saçları sünbül yanağı berk-i gül
Bir semenber serv-i hoşreftâr dersen iste sen
III. Ezelden şah-i aşkın bende-i fermanıyız cânâ
Muhabbet mülkünün sultan-1 âli-şânıyız cânâ
IV. Sehab-ı lütfun âbın teşne-dillerden diriğ etme
Bu deştin bağrı yanmış lâle-i nu'manıyız cânâ
V. Zamane bizde cevher sezdiyçün dil-hıraş eyler
Aninçün bağrımız hûndur ma'rif kânıyız cânâ
Yukarıdaki numaralanmış beyitlerden hangisi bir
gazelin ilk beytidir?
A) I.
B) II.
C) TIT.
D) IV. E) V.

Lise Türkçe
Olay HikâyesiTYT / Türkçe
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız
5
(1) Gazete yönetim ofisinde biriken edebiyat dergilerinin
yapraklarını karıştırıyorum. (II) Bunlar içinde yaşlıları, orta
yaşlıları, gençleri ve henüz yeni yayımlanmaya başlamış
olanları var. (III) Fakat kapakları çevrilerek içindekilere
göz atılınca derhal aralarındaki yaş farkları da ortadan
kalkıyor ve hepsi de insana, devamli bir buruşuk yüzle
bakıyor (IV) Bu dergilerin sayfalarını açan okuyucu,
sanki yanlışlıkla, harabe bir binanın bodrum kapısını
aralamış gibidir. (V) Burun keskin bir çürük kokusu ile
kırışıyor ve kulak sanki yer altında bir ölüyü görmek ve
ağlamak için toplanmış garip bir topluluğun inlemelerinin
korkusuyla dikiliyor. Bu keskin koku, hangi leşten geliyor?
Şiirden! Bu baykuş feryadını duyuranlar kim? Şairler. Her
devrin şairleri!
39.
37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Aynı şeyleri aynı tarzda söylemek için bu kadar
neslin birbiri arkasından gelmesine ne gerek vardıl" cüm-
lesi getirilmelidir?
A)
B) II
C) IL
D) IV
8
E) V
G
1
E
S
X38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yalanılmakta-
dir?
40. B
8
gi:
A)
B)
A) Dergilerin biçimsel olarak niteliksiz olduğundan
B) Dergilerin eskileri ile yenilerinin görsel olarak birbirine
benzediğinden
C Dergilerinin yenilikci bir yayın politikası olmadığından
D) Yeni şair ve yazarların çıkmadığından
E) Dergilerde şiir alanında bir özgünlük ve yenilik olmadi-
ğından
C)
D
E)
12

Lise Türkçe
Olay HikâyesiYAYIN DENIZI
Derviş Tasavvuf yoluna girmiş, onun ilkelerine
bağlı kimse.
II. Tarikat Tanrı'ya ulaşma arzusu ile tutulan yol-
lardan her biri.
3.
III. Dergâh Belli bir tarikatın merkezi olarak kabul
edilebilecek yer.
IV. Mürşit Öğrencilerine tasavvufun sırlarını ve
nefis terbiyesinin yollarını öğreten kişi
.
V. Tecelli Tasavvuf yoluna bağlanan kişinin şeyhi-
ne karşı tam bir teslimiyet içinde bulun-
masi.
Yukarıdaki tasavvuf terimlerinden hangisinin açık-
laması yanlıştır?
A) B) II C) III
D) IV
E) V
31 OL 36 98 VL
0939
at
a's
OZ V1

Lise Türkçe
Olay HikâyesiPARAGRAFTA BAŞLIK, KONU VE
ANA DÜŞÜNCE
ar-
ok
|-
7. I. İnsanlar hastalıklarla savaşmak için evlerini temiz tutmayı öğ-
rendiler. Kire ve pisliğe karşı açılan savaşta, dezenfektan ve
deterjan gibi ağır silahlar ürettiler. Çaresi olmayan çoğu has-
talık, insanın bünyesine "temizlik” takıntısıyla gelip yerleşti.
Peki, ortaya çıkan sorun, temizlik hevesinin çok ötesine ulaş-
madı mı? Bugün kullanılan temizleyiciler, temizlenmeye çalı-
şılan şeylerden daha tehlikeli değil mi?
e-
a
II.
Evdeki temizlik malzemeleri alkol, amonyak, beyazlatıcı, for-
maldehit ve alkali maddeler içeriyor. Bu maddeler bulantı,
kusma ve yangiya, göz, burun, boğaz ve solunum sistemin-
de yanmalara neden oluyor. Bu maddelerin, nörolojik hasar-
lar, akciğer ve böbrek hasarı, körlük, astım, kanser gibi çok
önemli sorunlarla da bağlantıları var.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermekte-
dirler.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamak-
tadırlar.
C) Bir durumun neden olduğu sonucu farklı üsluplarla açıklamak-
tadırlar.
D) Aynı olgudan kaynaklanan farklı sonuçları ele almaktadırlar.
E) Farklı olayların neden olduğu benzer sonuçları yansıtmakta-
dırlar.
Prf Yayınları

Lise Türkçe
Olay HikâyesiTO. Bazı yazarların hayatları hikâyelerinde, bazılarınınki de üs-
luplarında gizlidir.
Bu cümlede geçen altı çizili sözcükte aşağıdaki ekler-
den hangisi yoktur?
A) Çokluk eki
B) İyelik eki
C) Tamlayan eki
D) Sifatlaştıran -ki
E) ilgi eki

Lise Türkçe
Olay Hikâyesi2. Bu testin cevaplanman
y
B
D
Tarih: ....../..../............
1. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bir İstanbul hikâyecisi olan Sait Faik Abasıyanık; Orhan Velika-
nik ve Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirde yaptığı gibi küçük ve sıradan
insanların dünyalarındaki renkleri yansıtmakla yetinmeyip ger-
çeğin taşıdığı ruh ve anlamı da keşfetmeye çalışır. Basit olanın
peşinde koşan, yalnızlığın kucağına sığınan, konu ve olaydan
çok yaşanan anları anlatan, çoğu zaman çağrışımdan çağrışıma
atlayan şiirli bir üsluba sahip Sait Faik hikayeleri, yıllara mey-
dan okurcasına nefes alıp vermektedir. Sait Faik gibi hikâye ve
romanlarında şiirli bir üslup kullanan, denizi ve denizin insanla-
rini anlatmayı daha çok tercih eden Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın
eserleri de aynı kategoride ele alınabilir. Öykülerinde yalnızlık
ve umut temasına sıkça yer veren Cevat Şakir'in, biraz savruk
bir şekilde olmakla birlikte, Ege ve Akdeniz'in denize tutkun,
basit insanlarını anlattığı romanlarında çağrışımlarla yüklü lirik
ve tutkulu bir dil daima dikkati çeker.
ARI
1.
Bu parçada Sait Faik Abasıyanık ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmiştir?
A) Öykülerini şiirsel bir anlatımla kaleme aldığına
B) Eserlerinde yer verdiği mekânların çeşitliliğine
C) Öykülerinin, kendi yaşamından izler taşıdığına
D) Öykülerinde zaman kavramının bulunmadığına
E) Eserlerinde gerçeklikten çok, duygusallığa yer verdiği-
ne
2.
Bu parçaya göre Sait Faik Abasıyanık ile Cevat Şakir Ka-
baağaçlı'nın ortak yönleri arasında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Şiirli bir üslup kullanmaları
B) Deniz yaşantısını anlatmaları
Yalnızlık temasını işlemeleri
D) Şiir, hikâye ve roman yazmaları
E) Sıradan insanlara yer vermeleri

Lise Türkçe
Olay Hikâyesi3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir bir
cümlenin yerini tutmuştur?
“
A) Annemin, doğum günümde aldığı kazağı bula-
miyorum, onu gören var mı?
B) Bazıları denizi, bazıları yüksek dağları sever.
C) Öğretmenimiz: “İstikbal göklerdedir, bunu sakın
unutmayın." dedi.
D) Ali, Veli ve Selami üçüz kardeştir; onları ayır-
mak mümkün değildir.
E) Babamın bu güzel karpuzu nereden aldığını bil-
miyorum.

Lise Türkçe
Olay HikâyesiTYT / Türkçe
28.
26. Sizin dünyada insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçede
beş bin gül yetiştiriyorlar, yine de aradıklarını bulamıyorlar.
- Bulamıyorlar, dedim.
- Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda olabilir.
- Doğru, dedim.
Küçük Prens ekledi:
- Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman
doğruyu bulabilir.
Bu parçada Küçük Prens'in vurguladığı düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A) Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bak-
mak gerek.
B) İnsan görmek istemediği kadar kör, duymak istemedi-
ği kadar sağırdır.
C) Sadece kalp gözüyle görebilenler doğruya ve duygun-
luğa az şeyle de ulaşabilir.
D) Çok şeye sahip olmak, insanın meşguliyetini çoğaltır;
dikkatini ve başarısını düşürür.
E) İnsanın beden gözleri zayıflamaya başladığı zaman,
fikir gözleri açıkça görmeye başlar.
1