Yazma Soruları

-n-
a-
cin
n-
a-
11-
ki
n
1-
10. Sanatın, sanat tarihiyle bütün okullara girmesi, re-
simlerle evleri süslemesi, heykeller ve güzel bina-
larla kentleri zenginleştirmesi kadar, yaşam ba-
kımından önemli şeyler pek az bulunur. Sağlam
zevk, bu koşullar altında oluşur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
sinden yararlanılmıştır?
A) Tartışmacı anlatımdan
B) Heyecana bağlı işlevden
C) Benzetmeden
D) İkilemeden
E) Nesnel anlamlı yargılardan
Lise Türkçe
Yazma
-n- a- cin n- a- 11- ki n 1- 10. Sanatın, sanat tarihiyle bütün okullara girmesi, re- simlerle evleri süslemesi, heykeller ve güzel bina- larla kentleri zenginleştirmesi kadar, yaşam ba- kımından önemli şeyler pek az bulunur. Sağlam zevk, bu koşullar altında oluşur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- sinden yararlanılmıştır? A) Tartışmacı anlatımdan B) Heyecana bağlı işlevden C) Benzetmeden D) İkilemeden E) Nesnel anlamlı yargılardan
11. Arabanın son taksitini dün yatırdım.
11. Cocuğu yatırmadan ders çalışmıyorum.
II. Meyveler büyüdükçe dalları yere yatırdı.
TV Bütün parasını bankaya yatırdı.
V. Giysileri çamaşır suyuna yatırdı.
Yukarıdaki cümlelerde "yatırmak" sözcüğü kaç
farklı anlamda kullanılmıştır?
Aft
B)2
e) 3
ASE
D) 4
E5
Lise Türkçe
Yazma
11. Arabanın son taksitini dün yatırdım. 11. Cocuğu yatırmadan ders çalışmıyorum. II. Meyveler büyüdükçe dalları yere yatırdı. TV Bütün parasını bankaya yatırdı. V. Giysileri çamaşır suyuna yatırdı. Yukarıdaki cümlelerde "yatırmak" sözcüğü kaç farklı anlamda kullanılmıştır? Aft B)2 e) 3 ASE D) 4 E5
"Madyan oğlu Yanko, İstanbul'u yaptığı zaman oğlu Aya İstefan dahi bu şehri yaptığı için ondan bozma
olarak Ayastafanos derler. Deniz kıyısında, bostancıbaşı hükmünde bir subaşılıktır. Bir yasakçı kolluğu vardır.
Eyüp mollasının nahiyesi hükmündedir. Kâfirler zamanında büyük şehirmiş. Emevilerden Süleyman Bin
Abdülmelik zamanında İstanbul kuşatılarak fetholunamadan dönüldüğü vakit Ömer bin Abdülaziz bu şehir
ahalisinin itaatsizliği dolayısıyla harap etmiştir. Şimde beş yüz mamur evli bir Rum kasabasıdır. Bir zaviyesi,
küçük çarşısı, iki kilisesi vardır. Havası çok güzeldir."
Evliya Çelebi,
Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, haz.: Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı
2. "Tarihî yerleşim yerleri" konusunda ödev hazırlayan bir öğrenci, yukarıdaki metinden yola çıkarak
coğrafya ve tarih bilimi ile ilgili çıkarımlarda bulunabilir mi? Tartışınız.
3. Siz bir roman yazmak isteseydiniz, işlediğiniz konuya göre başka bilim dallarından yararlanır mıydınız?
Neden? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Lise Türkçe
Yazma
"Madyan oğlu Yanko, İstanbul'u yaptığı zaman oğlu Aya İstefan dahi bu şehri yaptığı için ondan bozma olarak Ayastafanos derler. Deniz kıyısında, bostancıbaşı hükmünde bir subaşılıktır. Bir yasakçı kolluğu vardır. Eyüp mollasının nahiyesi hükmündedir. Kâfirler zamanında büyük şehirmiş. Emevilerden Süleyman Bin Abdülmelik zamanında İstanbul kuşatılarak fetholunamadan dönüldüğü vakit Ömer bin Abdülaziz bu şehir ahalisinin itaatsizliği dolayısıyla harap etmiştir. Şimde beş yüz mamur evli bir Rum kasabasıdır. Bir zaviyesi, küçük çarşısı, iki kilisesi vardır. Havası çok güzeldir." Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, haz.: Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı 2. "Tarihî yerleşim yerleri" konusunda ödev hazırlayan bir öğrenci, yukarıdaki metinden yola çıkarak coğrafya ve tarih bilimi ile ilgili çıkarımlarda bulunabilir mi? Tartışınız. 3. Siz bir roman yazmak isteseydiniz, işlediğiniz konuya göre başka bilim dallarından yararlanır mıydınız? Neden? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
5. İnsanlar kendi yakın çevreleri dışında olup bitenleri
öğrenmek isterler. Kitaplarda okudukları, haritalarda gör-
dükleri kıta, ülke veya şehirlerde yaşayan insanların
gelenek ve göreneklerini merak ederler. Görmeyi hayal
ettikleri yerleri, usta yazarların eserleri aracılığıyla tanı-
maktan "gezer olmaktan" zevk duyarlar. Kendisi de gezi
türünde eser veren Ahmet Haşim bu duyguyu şöyle dile
getirir: "Gezi yazısı okumanın tadını öteden beri bilirim.
Bütün çocukluğum onları okumakla geçti. Afrika ve Ame-
rika gezi yazılarının açık ve sürükleyici üslubundan aldı-
ğım tadı pek az edebî.eser verebilmiştir. Edebiyatımızda
Ahmet Haşim'in dediği tarzda yazılmış eserlerin en
önemlisi Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sidir.
Bu parçanın anlatımında kullanılan anlatım biçimi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karşılaştırma
B) Açıklama
C) Öyküleme
D) Betimleme
E) Tanık gösterme
Video 1
"ınları
Lise Türkçe
Yazma
5. İnsanlar kendi yakın çevreleri dışında olup bitenleri öğrenmek isterler. Kitaplarda okudukları, haritalarda gör- dükleri kıta, ülke veya şehirlerde yaşayan insanların gelenek ve göreneklerini merak ederler. Görmeyi hayal ettikleri yerleri, usta yazarların eserleri aracılığıyla tanı- maktan "gezer olmaktan" zevk duyarlar. Kendisi de gezi türünde eser veren Ahmet Haşim bu duyguyu şöyle dile getirir: "Gezi yazısı okumanın tadını öteden beri bilirim. Bütün çocukluğum onları okumakla geçti. Afrika ve Ame- rika gezi yazılarının açık ve sürükleyici üslubundan aldı- ğım tadı pek az edebî.eser verebilmiştir. Edebiyatımızda Ahmet Haşim'in dediği tarzda yazılmış eserlerin en önemlisi Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sidir. Bu parçanın anlatımında kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Karşılaştırma B) Açıklama C) Öyküleme D) Betimleme E) Tanık gösterme Video 1 "ınları
10
19. Bir antropolog restoranlara girerse ne olur? Hiç
düşündünüz mü? XCO isimli içecek şirketi
lokantalarda ve restoranlarda ürünlerinin düşen
satışlarına bir anlam veremez. Firmanın
yaptırdığı Pazar araştırmalan da bu düşüşün
sebebini açıklayamaz ve şirket, çareyi
antropologian restorana göndermekte bulur.
Şirket antropologlan, XCO ürünlerinin satıldığı
restoranlarda haftalarca video ve fotoğraf çekimi
yaparak tüketici, çalışan ve restoran sahiplerinin
davranışlarını gözlemler. Sonuçta ne mi olur?
XCO'nun promosyon amaçlı sunduğu çıkartma,
tişört gibi ürünlerin tüketici gözünde işe
yaramadığı, garsonların XCO ürünlerini
yeterince tanımadığı ve tanımak da istemediği
ortaya çıkar. Bunun üzerine XCO, promosyon
ürünlerini müşteriye ve restoranlara özel
uyarlamak, garsonları eğitecek akademiler
kurmak gibi antropologların önerdiği iyileşmeleri
yapar ve bu çabalarıyla iki yıl sonra satışlarını
yeniden artırmayı başarır.
Bu parçadan hareketle şirket
antropologlarının çalışmalarıyla ilgili olarak
1. Müşterilerin beğeni, ilgi ve ihtiyaçlarını
belirlemek için gözlem yaparlar.
II. Pazarlamanın ve son kullanıcıya
ulaşmadaki insan faktörünün iyileştirilmesi
için öneride bulunurlar.
III. Ürün, hizmet, kalite ve benzer konularda
piyasa araştırması yaparak fiyatlandırma
konusunda şirkete dönüş sağlarlar.
IV. Üretim süreçlerinin yeniden yapılandırılması
için gerekli saha araştırmalarını yaparlar.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
D) II ve III
B) I ve II
E) III ve IV
C) I ve III
Lise Türkçe
Yazma
10 19. Bir antropolog restoranlara girerse ne olur? Hiç düşündünüz mü? XCO isimli içecek şirketi lokantalarda ve restoranlarda ürünlerinin düşen satışlarına bir anlam veremez. Firmanın yaptırdığı Pazar araştırmalan da bu düşüşün sebebini açıklayamaz ve şirket, çareyi antropologian restorana göndermekte bulur. Şirket antropologlan, XCO ürünlerinin satıldığı restoranlarda haftalarca video ve fotoğraf çekimi yaparak tüketici, çalışan ve restoran sahiplerinin davranışlarını gözlemler. Sonuçta ne mi olur? XCO'nun promosyon amaçlı sunduğu çıkartma, tişört gibi ürünlerin tüketici gözünde işe yaramadığı, garsonların XCO ürünlerini yeterince tanımadığı ve tanımak da istemediği ortaya çıkar. Bunun üzerine XCO, promosyon ürünlerini müşteriye ve restoranlara özel uyarlamak, garsonları eğitecek akademiler kurmak gibi antropologların önerdiği iyileşmeleri yapar ve bu çabalarıyla iki yıl sonra satışlarını yeniden artırmayı başarır. Bu parçadan hareketle şirket antropologlarının çalışmalarıyla ilgili olarak 1. Müşterilerin beğeni, ilgi ve ihtiyaçlarını belirlemek için gözlem yaparlar. II. Pazarlamanın ve son kullanıcıya ulaşmadaki insan faktörünün iyileştirilmesi için öneride bulunurlar. III. Ürün, hizmet, kalite ve benzer konularda piyasa araştırması yaparak fiyatlandırma konusunda şirkete dönüş sağlarlar. IV. Üretim süreçlerinin yeniden yapılandırılması için gerekli saha araştırmalarını yaparlar. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) II ve III B) I ve II E) III ve IV C) I ve III
10. İyi kötü herkesin bir evi vardır ama ev ahengini gerçek
lezzetiyle yaşayabilmişler o kadar azdır ki... O yüzden de
gençken kaçıp kurtulmak isteriz evden.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ettirgen eylem
B) Ek eylem
C) Adlaşmış sıfat eylem
D) Ad eylem
E) Geçişli eylem
Lise Türkçe
Yazma
10. İyi kötü herkesin bir evi vardır ama ev ahengini gerçek lezzetiyle yaşayabilmişler o kadar azdır ki... O yüzden de gençken kaçıp kurtulmak isteriz evden. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Ettirgen eylem B) Ek eylem C) Adlaşmış sıfat eylem D) Ad eylem E) Geçişli eylem
5. "Dünyaya bir daha gelsem saniyelerin nabzını tutardım."
diyor, Dostoyevski. Yani zamanını tam değerlendireme-
diğini söylüyordu. Bu kadar başarılı roman yazan nice-
liğin ve niteliğin zirvesine çıkan bir "deha" bile zamanını
iyi değerlendirmediğini söylüyorsa bizler hiç yaşamamışız
demektir. Ama galiba Dostoyevski'ye bunları söyleten "Sa-
natçı doyumsuzluğu'dur. Yoksa bir Karamazof Kardeşler'i,
bir Suç ve Ceza'yı, bir Kumarbaz'ı yazmış birini dünyada
hiç kimse -kendisi hariç- üretimsizlikle, iyi ürünler ortaya
koyamamakla suçlayamaz. Kırık dökük birkaç satır kara-
layınca burnunu düşürse almayacak pozlar takınıp kanal
kanal, dinleti dinleti dolaşanların kulakları çınlasın. Onlar,
gerçek sanatçının ne olduğunu bilmiyorlar da ondan "Ben
oldum." diyorlar. Ben onlara "Oldun." değil, "Öldün." diyo-
rum.
Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han-
gisidir?
nes A) Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.
B) Gerçek sanatçı için başarıda son nokta yoktur.
C) İyi sanatçı, çok yazmayı değil, iyi yazmayı yeğler.
D) Sanatına yoğunlaşan sanatçı, başarıyı yakalar.
E) Reklamla, kötü yazan biri de ünlü olabilir.
7.
Lise Türkçe
Yazma
5. "Dünyaya bir daha gelsem saniyelerin nabzını tutardım." diyor, Dostoyevski. Yani zamanını tam değerlendireme- diğini söylüyordu. Bu kadar başarılı roman yazan nice- liğin ve niteliğin zirvesine çıkan bir "deha" bile zamanını iyi değerlendirmediğini söylüyorsa bizler hiç yaşamamışız demektir. Ama galiba Dostoyevski'ye bunları söyleten "Sa- natçı doyumsuzluğu'dur. Yoksa bir Karamazof Kardeşler'i, bir Suç ve Ceza'yı, bir Kumarbaz'ı yazmış birini dünyada hiç kimse -kendisi hariç- üretimsizlikle, iyi ürünler ortaya koyamamakla suçlayamaz. Kırık dökük birkaç satır kara- layınca burnunu düşürse almayacak pozlar takınıp kanal kanal, dinleti dinleti dolaşanların kulakları çınlasın. Onlar, gerçek sanatçının ne olduğunu bilmiyorlar da ondan "Ben oldum." diyorlar. Ben onlara "Oldun." değil, "Öldün." diyo- rum. Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han- gisidir? nes A) Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur. B) Gerçek sanatçı için başarıda son nokta yoktur. C) İyi sanatçı, çok yazmayı değil, iyi yazmayı yeğler. D) Sanatına yoğunlaşan sanatçı, başarıyı yakalar. E) Reklamla, kötü yazan biri de ünlü olabilir. 7.
TÜRKÇE
16. Muhabir:
(1)
Sanatçı:
Hayatımı daha anlamlı hale getirmeyi arıyordum
başlangıçta. Uzun yıllar borsada çalıştım. Tek konuş
tuğumuz şey daha çok para kazanmak. Bu durum bir
süre sonra anlamını kaybetti. İnsanların kazandıkça
hepimizde olduğu gibi daha çok kazanma hırsı... Ora-
daki insanları ve kendi zaaflarımı gözlemleme fırsatı
da buldum. Bunları dönüştürecek, hayatımı bir şey alıp
satmaktan daha anlamlı kılacak, insanların ruhuna do-
kunacak, onlara şifa verecek, her şeylerini kaybetseler
bile bunun dünyanın sonu olmadığını gösterecek, si-
kışmış olduğu yerden çıkmalarına yardım edecek cesa-
reti bulmak için bir şeyler yapmalıyım, dedim.
Muhabir:
(11)
Sanatçı:
Her şeye çabuk ulaşabilmek yani emek vermeyi
unuttuk herhalde. Kişisel yolculuğum sırasında Dat-
ça'da bir çiftlik evinde kalmıştım. Gönüllü olarak çalış-
mıştım. Zeytin topladım, zeytinyağı yaptım. Orada o
kadar emek veriyorsunuz ki o zeytinleri toplama bir, bir
buçuk aylık bir dönem. Yere düşen ve ağaçtaki zeytin-
leri topluyorsunuz. Çuvallara konuyor, sonra sıkılacak
yere götürülüyor. Bir damla zeytinyağına o kadar emek
verdim ki benim için inanılmaz kıymetli oldu çünkü ne
olduğunu gördüm. Her şeyi marketten pazardan kolay
bir şekilde alıyoruz halbuki onun altında o kadar büyük
bir emek var ki.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Ne ariyordunuz bu eğitimleri alikken?
MI. Enerjimizin emek vermeden tüketmek yüzün-
den düştüğünü mü düşünüyorsunuz?
(3) Kazanmanın insanlar için olumsuz yanı var mı?
II. İnsanları kişisel yolculuklardan alıkoyan ne ola-
bilir?
1. Değişim için ne yapmak gerektiğini düşünüyor-
sunuz?
II. Emekle çalışmanın, insanın kişisel gelişimine
katkısı nedir?
D) I. Toplumsal değişimi ön koşulu nedir sizce?
II. Çalışmak, yaşamınızda ne gibi değişikliklere
sebep oldu?
E) I. Hayatı daha anlamlı kılan şey nedir?
II. Emekle çalışan insanların kendileri için yapa-
cakları şeyleri anlatabilir misiniz?
199
Lise Türkçe
Yazma
TÜRKÇE 16. Muhabir: (1) Sanatçı: Hayatımı daha anlamlı hale getirmeyi arıyordum başlangıçta. Uzun yıllar borsada çalıştım. Tek konuş tuğumuz şey daha çok para kazanmak. Bu durum bir süre sonra anlamını kaybetti. İnsanların kazandıkça hepimizde olduğu gibi daha çok kazanma hırsı... Ora- daki insanları ve kendi zaaflarımı gözlemleme fırsatı da buldum. Bunları dönüştürecek, hayatımı bir şey alıp satmaktan daha anlamlı kılacak, insanların ruhuna do- kunacak, onlara şifa verecek, her şeylerini kaybetseler bile bunun dünyanın sonu olmadığını gösterecek, si- kışmış olduğu yerden çıkmalarına yardım edecek cesa- reti bulmak için bir şeyler yapmalıyım, dedim. Muhabir: (11) Sanatçı: Her şeye çabuk ulaşabilmek yani emek vermeyi unuttuk herhalde. Kişisel yolculuğum sırasında Dat- ça'da bir çiftlik evinde kalmıştım. Gönüllü olarak çalış- mıştım. Zeytin topladım, zeytinyağı yaptım. Orada o kadar emek veriyorsunuz ki o zeytinleri toplama bir, bir buçuk aylık bir dönem. Yere düşen ve ağaçtaki zeytin- leri topluyorsunuz. Çuvallara konuyor, sonra sıkılacak yere götürülüyor. Bir damla zeytinyağına o kadar emek verdim ki benim için inanılmaz kıymetli oldu çünkü ne olduğunu gördüm. Her şeyi marketten pazardan kolay bir şekilde alıyoruz halbuki onun altında o kadar büyük bir emek var ki. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) Ne ariyordunuz bu eğitimleri alikken? MI. Enerjimizin emek vermeden tüketmek yüzün- den düştüğünü mü düşünüyorsunuz? (3) Kazanmanın insanlar için olumsuz yanı var mı? II. İnsanları kişisel yolculuklardan alıkoyan ne ola- bilir? 1. Değişim için ne yapmak gerektiğini düşünüyor- sunuz? II. Emekle çalışmanın, insanın kişisel gelişimine katkısı nedir? D) I. Toplumsal değişimi ön koşulu nedir sizce? II. Çalışmak, yaşamınızda ne gibi değişikliklere sebep oldu? E) I. Hayatı daha anlamlı kılan şey nedir? II. Emekle çalışan insanların kendileri için yapa- cakları şeyleri anlatabilir misiniz? 199
den hangisidir?
A) Lehçe
D) Şive
B) Ağız
E) Argo
A) hazırlık
C) taslak metin oluşturma
Q
7. İnsanın duygu, düşünce ve hayallerini düzenli ve çar
pıcı bir şekilde yazıya geçirmesi çabucak gerçekleşe
cek bir iş değildir. Duygu, düşünce, hayal veya bir ko
nudaki bilgilerin yazılı olarak anlatılması, kendi için
de aşamaları olan bir yazma sürecini içerir. Yazma
- aşamasında öncelikle yazılacak konu,
sürecinin
yazının amacı ve hedef kitlesi, edebî ve öğretici me
tin türlerinden hangisinin özelliklerini taşıması ge-
rektiği belirlenir. Bunun için de sırasıyla araştırma ve
gözlem yapma ile görsellerden yararlanma çalışma-
ları yapılmalıdır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir
B) planlama
D) metni paylaşma
E) düzeltme ve geliştirme
3. (I) Edebî (sanatsal) metinlerde sanatçının amacio
yucunun iç dünyasında estetik zevk uyandırmak ve
kurduğu dünyaya okuyucuyu çekmektir. (II) Edebi
metinler, okuyucuda bir izlenim bırakmak, bir anla
yış, bir duuus wandırmak kısacasionda estetik ya
oku-
Inmak
m
ge
CL
y
2.
Lise Türkçe
Yazma
den hangisidir? A) Lehçe D) Şive B) Ağız E) Argo A) hazırlık C) taslak metin oluşturma Q 7. İnsanın duygu, düşünce ve hayallerini düzenli ve çar pıcı bir şekilde yazıya geçirmesi çabucak gerçekleşe cek bir iş değildir. Duygu, düşünce, hayal veya bir ko nudaki bilgilerin yazılı olarak anlatılması, kendi için de aşamaları olan bir yazma sürecini içerir. Yazma - aşamasında öncelikle yazılacak konu, sürecinin yazının amacı ve hedef kitlesi, edebî ve öğretici me tin türlerinden hangisinin özelliklerini taşıması ge- rektiği belirlenir. Bunun için de sırasıyla araştırma ve gözlem yapma ile görsellerden yararlanma çalışma- ları yapılmalıdır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir B) planlama D) metni paylaşma E) düzeltme ve geliştirme 3. (I) Edebî (sanatsal) metinlerde sanatçının amacio yucunun iç dünyasında estetik zevk uyandırmak ve kurduğu dünyaya okuyucuyu çekmektir. (II) Edebi metinler, okuyucuda bir izlenim bırakmak, bir anla yış, bir duuus wandırmak kısacasionda estetik ya oku- Inmak m ge CL y 2.
6.
Sabahları erkenden kalkar, hemen bir bardak su içer-
di. Aç karna içilen bir bardak suyun temizleyici özelli-
ğinden haberdardı. Sonra hemen eşofmanlarını giyer
ve koşuya çıkardı. İki saatin ardından kitap okumaya
geçerdi. Her satırdan bir not çıkarır, onları ezberleme-
ye çalışırdı. Kitaplardan sonra art arda filmler izlerdi.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A) Betimleyici anlatım biçimi vardır.
B) Kişileştirme vardır.
etkilemeler kullanılmıştır.
D) Karşılaştırma yapılmıştır.
Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
ming
Lise Türkçe
Yazma
6. Sabahları erkenden kalkar, hemen bir bardak su içer- di. Aç karna içilen bir bardak suyun temizleyici özelli- ğinden haberdardı. Sonra hemen eşofmanlarını giyer ve koşuya çıkardı. İki saatin ardından kitap okumaya geçerdi. Her satırdan bir not çıkarır, onları ezberleme- ye çalışırdı. Kitaplardan sonra art arda filmler izlerdi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Betimleyici anlatım biçimi vardır. B) Kişileştirme vardır. etkilemeler kullanılmıştır. D) Karşılaştırma yapılmıştır. Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. ming
Ana Düş
Adamın birinin penceresine
onar. Bir akbabadır bu. Ne a
sorar adam kendine. Ne
hu kambur da r
ek bu kus
ni
Yurtdışı seyahatlerinde en gıpta ettiğimiz hallerden
biri şuydu: 1700'lerin sonundan beri işleyen pastane,
1800'lerin başından beri çalışan restoran... 200 yıllık şap-
Hacı, 150 yıllık kitapçı... Kimleri kimleri ağırlamış yüzlerce
yıllık tiyatro sahneleri, müzik kulüpleri, kafeler, dükkânlar.
Şehre kimliğini kazandıran; taşınmadan, çehresi değişme-
den durup güven veren asırlık çınarlar... Hayıflanır dururuz:
Onlarda var, bizde yok. Çocukken peş peşe iki profiterol
kaçamağı yaptığımız İnci Pastanesi kapanırken boğazımız
kurur. Kelebek Korsecisi hatıradır, hiç alışveriş yapmasak
da renktir. Ama işte mesele de burada: Hayatı da kendi
hakikatleri yönlendiriyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bir şehrin kültürel ve mimari yapıları o şehrin tarihi do-
kusunun hafızasıdır.
B) Birçok mimari yapı zamana direnemediğinden yıkılıp
gidiyor.
C) Bir şehrin en çok turist çeken mekânları o şehrin mima-
ri yapılarıdır.
D) Çocukluğumuzun hatıralarını süsleyen yerler yıllar geç-
se de bizdeki değerini yitiriyor.
E) Kültürümüzü yansıtan, zamanla yıpranmış yapıları orij-
nalliği bozulmadan restore etmek gerekiyor.
A B CD
111
E
W
11
And
1
L
Lise Türkçe
Yazma
Ana Düş Adamın birinin penceresine onar. Bir akbabadır bu. Ne a sorar adam kendine. Ne hu kambur da r ek bu kus ni Yurtdışı seyahatlerinde en gıpta ettiğimiz hallerden biri şuydu: 1700'lerin sonundan beri işleyen pastane, 1800'lerin başından beri çalışan restoran... 200 yıllık şap- Hacı, 150 yıllık kitapçı... Kimleri kimleri ağırlamış yüzlerce yıllık tiyatro sahneleri, müzik kulüpleri, kafeler, dükkânlar. Şehre kimliğini kazandıran; taşınmadan, çehresi değişme- den durup güven veren asırlık çınarlar... Hayıflanır dururuz: Onlarda var, bizde yok. Çocukken peş peşe iki profiterol kaçamağı yaptığımız İnci Pastanesi kapanırken boğazımız kurur. Kelebek Korsecisi hatıradır, hiç alışveriş yapmasak da renktir. Ama işte mesele de burada: Hayatı da kendi hakikatleri yönlendiriyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir şehrin kültürel ve mimari yapıları o şehrin tarihi do- kusunun hafızasıdır. B) Birçok mimari yapı zamana direnemediğinden yıkılıp gidiyor. C) Bir şehrin en çok turist çeken mekânları o şehrin mima- ri yapılarıdır. D) Çocukluğumuzun hatıralarını süsleyen yerler yıllar geç- se de bizdeki değerini yitiriyor. E) Kültürümüzü yansıtan, zamanla yıpranmış yapıları orij- nalliği bozulmadan restore etmek gerekiyor. A B CD 111 E W 11 And 1 L
DENEME-3
6. Bilim insanları, İtalya'nın Pollino Milli Parkı'nda bulunan
bir çam ağacının gövdesindeki halkaları sayarak yaklaşık
1230 yaşında olduğunu tespit etti.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin olarak
çıkarabilir?
AAğaç türleri içinde en uzun ömürlüsü çam ağaçlarıdır.
B) Avrupa'nın en yaşlı ağacı İtalya'da bulunmaktadır.
C) Bir ağacın yaşını yalnızca bilim insanları tespit edebi-
lir.
Çam ağaçlarının yaşı, gövdelerindeki halka sayıların-
dan yola çıkılarak tahmin edilebilir.
İtalya milli parklar bakımından zengin bir ülkedir.
Lise Türkçe
Yazma
DENEME-3 6. Bilim insanları, İtalya'nın Pollino Milli Parkı'nda bulunan bir çam ağacının gövdesindeki halkaları sayarak yaklaşık 1230 yaşında olduğunu tespit etti. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin olarak çıkarabilir? AAğaç türleri içinde en uzun ömürlüsü çam ağaçlarıdır. B) Avrupa'nın en yaşlı ağacı İtalya'da bulunmaktadır. C) Bir ağacın yaşını yalnızca bilim insanları tespit edebi- lir. Çam ağaçlarının yaşı, gövdelerindeki halka sayıların- dan yola çıkılarak tahmin edilebilir. İtalya milli parklar bakımından zengin bir ülkedir.
5.
E) Kutadgu Bilig
Kazan Bey ordusunu, çoluğunu çocuğunu, hazinesini aldı geri
döndü. Altın tahtında yine evini dikti. Karacık Çoban'ı tavlaci
başı eyledi. Yedi gün yedi gece yeme içme oldu. Kahraman
koç yiğitlere çok ülke verdi; şalvar, cübbe, çuha verdi. Dedem
Korkut gelerek destan söyledi deyiş dedi:
Hanı dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı yer gizledi
Fani dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Ahir son ucu ölümlü dünya
Dua edeyim hanım: Karlı kara dağların yıkılmasın. Gölgeli
büyük ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın.
Kadir Tanrı seni namerde muhtaç etmesin.
Bu parçadan hareketle Dede Korkut Hikâyeleri'yle ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yalın ve anlaşılır bir dili vardır.
B) Nazım ve nesir iç içedir.
C) İslami ögeler içermektedir.
D) Manzum parçalarda hece ölçüsü kullanılmıştır.
E) Türklerin yaşayışından izler taşımaktadır.
Lise Türkçe
Yazma
5. E) Kutadgu Bilig Kazan Bey ordusunu, çoluğunu çocuğunu, hazinesini aldı geri döndü. Altın tahtında yine evini dikti. Karacık Çoban'ı tavlaci başı eyledi. Yedi gün yedi gece yeme içme oldu. Kahraman koç yiğitlere çok ülke verdi; şalvar, cübbe, çuha verdi. Dedem Korkut gelerek destan söyledi deyiş dedi: Hanı dediğim bey erenler Dünya benim diyenler Ecel aldı yer gizledi Fani dünya kime kaldı Gelimli gidimli dünya Ahir son ucu ölümlü dünya Dua edeyim hanım: Karlı kara dağların yıkılmasın. Gölgeli büyük ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç etmesin. Bu parçadan hareketle Dede Korkut Hikâyeleri'yle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yalın ve anlaşılır bir dili vardır. B) Nazım ve nesir iç içedir. C) İslami ögeler içermektedir. D) Manzum parçalarda hece ölçüsü kullanılmıştır. E) Türklerin yaşayışından izler taşımaktadır.
DENEME
1
B kitapçığı
14. Toplumun değerli mallara talebinin artması o malların fi-
yatlarının artmasına da yol açar.
Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakile-
rin hangisinde verilmiştir?
A) Özne - belirtili nesne - yer tamlayanı (dolaylı tüm-
Tec belirtisiz nesne - yuklem
BÖzne - yer tamlayanı dolaylı tümleç) - yüklem
C) Belirtili nesne -özne - yer tamlayanı (dolaylı tüm-
leç) - belirtisiz neshe - yüklem
D) Özne-yer tamlayanı (dolaylı tümleç) - belirtisiz nes-
ne - yüklem
E) Belirtili nesne - yer tamlayanı (dolaylı tümleç) - be-
lirtisiz nesne- yüklem
15. Aşağıdakilerin hangisinde sifat-fiille kurulan yan cüm-
lecik özne görevindedir?
17.
Lise Türkçe
Yazma
DENEME 1 B kitapçığı 14. Toplumun değerli mallara talebinin artması o malların fi- yatlarının artmasına da yol açar. Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakile- rin hangisinde verilmiştir? A) Özne - belirtili nesne - yer tamlayanı (dolaylı tüm- Tec belirtisiz nesne - yuklem BÖzne - yer tamlayanı dolaylı tümleç) - yüklem C) Belirtili nesne -özne - yer tamlayanı (dolaylı tüm- leç) - belirtisiz neshe - yüklem D) Özne-yer tamlayanı (dolaylı tümleç) - belirtisiz nes- ne - yüklem E) Belirtili nesne - yer tamlayanı (dolaylı tümleç) - be- lirtisiz nesne- yüklem 15. Aşağıdakilerin hangisinde sifat-fiille kurulan yan cüm- lecik özne görevindedir? 17.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-de" eki eklendiği
sözcükten ayrılarak bağlaç olarak da kullanılabilir?
A) İnsan beyninde son derece karışık bir yapı söz ko-
nusudur.
B) Yetişkinlikle beraber, edinilen becerilerde seçicilik
ve öğrenme yavaşlığı hissedilir.
C) Sende kalan tüm kitapların değerlendirmesini yap-
malı, aldığın notları herkesle paylaşmalısın.
D) Kendi kültürüne sırt çevirmiş insanlarda büyük bir
yozlaşma gözlemlenmektedir.
E) Arap uygarlığının etkili olduğu IX - XII. yy.da pek
çok dinî savaş yapılmıştır.
Lise Türkçe
Yazma
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-de" eki eklendiği sözcükten ayrılarak bağlaç olarak da kullanılabilir? A) İnsan beyninde son derece karışık bir yapı söz ko- nusudur. B) Yetişkinlikle beraber, edinilen becerilerde seçicilik ve öğrenme yavaşlığı hissedilir. C) Sende kalan tüm kitapların değerlendirmesini yap- malı, aldığın notları herkesle paylaşmalısın. D) Kendi kültürüne sırt çevirmiş insanlarda büyük bir yozlaşma gözlemlenmektedir. E) Arap uygarlığının etkili olduğu IX - XII. yy.da pek çok dinî savaş yapılmıştır.
6.
Romancının düşüncesinde bunun daima bir yeri, büyük
bir değeri vardır. Emma Bovary salt düşler kuran, kendi
yaşayışını, kendi kocasını, oturduğu evi beğenmeyen, da-
ha yüksek yaşayışlarda gözü olan bir kadın değildir. 19.
yüzyıl Fransa'sında bir taşra kentinde böyle olan bir ka-
dındır; Flaubert'in romanından Emma Bovary'nin çevresi-
ni kaldırın, Emma Bovary de kalkar, silinir, yok olur. Flau-
bert; Balzac gibi, Zola gibi toplumcu bir roman yazarı ol-
mayabilir; ama o da bir kişiyi göstermek için o kişinin ya-
şadığı toplumu da göstermek zorundadır.
Bu parça aşağıdaki yazınsal türlerin hangisinden alın-
mış olabilir?
A) Makale
B) Deneme
C) Söyleşi
E) Akra
Edshingt Soru Bankası
D) Eleştiri
Lise Türkçe
Yazma
6. Romancının düşüncesinde bunun daima bir yeri, büyük bir değeri vardır. Emma Bovary salt düşler kuran, kendi yaşayışını, kendi kocasını, oturduğu evi beğenmeyen, da- ha yüksek yaşayışlarda gözü olan bir kadın değildir. 19. yüzyıl Fransa'sında bir taşra kentinde böyle olan bir ka- dındır; Flaubert'in romanından Emma Bovary'nin çevresi- ni kaldırın, Emma Bovary de kalkar, silinir, yok olur. Flau- bert; Balzac gibi, Zola gibi toplumcu bir roman yazarı ol- mayabilir; ama o da bir kişiyi göstermek için o kişinin ya- şadığı toplumu da göstermek zorundadır. Bu parça aşağıdaki yazınsal türlerin hangisinden alın- mış olabilir? A) Makale B) Deneme C) Söyleşi E) Akra Edshingt Soru Bankası D) Eleştiri