Sözlü İletişim Soruları

ZI
71
BONRUT
7.
(1) Felsefe; tanıma, bilme ve yapma esaslarının bilimidir.
(II) Bütün bilimleri kapsar ve bunların sonuçlarından
genel bir dünya görüşü çıkarır. (III) Tarih boyunca
felsefenin en fazla iş birliği içinde olduğu, en çok
etkilendiği ve etkilediği kültürel alan bilim olmuştur.
(IV) İnsanı ve evreni tanımayı amaçlayan felsefe,
bilimlerin bu konulardaki verilerinden haberdar
olmalıdır. (V) Öte yandan, doğru bilgiye ulaşmayı
amaçlayan bilimin; doğru bilginin kaynakları, şartları ve
sınırları konusunda felsefenin yol gösterici
Uçalışmalarına ihtiyacı vardır.
magay enieso
uxlob
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
IVE
Türkçe
nin
A) 1. cümlede felsefenin tanımı yapılmıştır.160
B) II. cümlede felsefenin bir işlevi belirtilmiştir.yeb
inlogeblü
C) III. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
gimnasex ini
Sipo inig
D) IV. cümlede gerçekleşmeyen bir durumdan söz
edilmiştir.
SAUYO (A
N. cümlede felsefenin bilime katkısı vurgulanmıştır.
soud pax nunsynub 10
ninom
B
9. 0
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
ZI 71 BONRUT 7. (1) Felsefe; tanıma, bilme ve yapma esaslarının bilimidir. (II) Bütün bilimleri kapsar ve bunların sonuçlarından genel bir dünya görüşü çıkarır. (III) Tarih boyunca felsefenin en fazla iş birliği içinde olduğu, en çok etkilendiği ve etkilediği kültürel alan bilim olmuştur. (IV) İnsanı ve evreni tanımayı amaçlayan felsefe, bilimlerin bu konulardaki verilerinden haberdar olmalıdır. (V) Öte yandan, doğru bilgiye ulaşmayı amaçlayan bilimin; doğru bilginin kaynakları, şartları ve sınırları konusunda felsefenin yol gösterici Uçalışmalarına ihtiyacı vardır. magay enieso uxlob Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? IVE Türkçe nin A) 1. cümlede felsefenin tanımı yapılmıştır.160 B) II. cümlede felsefenin bir işlevi belirtilmiştir.yeb inlogeblü C) III. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. gimnasex ini Sipo inig D) IV. cümlede gerçekleşmeyen bir durumdan söz edilmiştir. SAUYO (A N. cümlede felsefenin bilime katkısı vurgulanmıştır. soud pax nunsynub 10 ninom B 9. 0
1
e
r.
1-
r.
e
SI
ia
sil
Ben Eşik'te, otobiyografik malzemeyi kullanarak otobi-
yografik özelliğini aşan bir roman yazmaya çalıştım. Tho-
mas Mann bir yerde diyordu ki "Insan yalnızca bir birey
olarak kendi hayatını değil, aynı zamanda ayırdında olarak
Puyva da olmayarak çağının ve çağdaşlarının da hayatını ya-
idip şar." Dolayısıyla, romancı, tek bir insanın (tümüyle hayalî
bir insan da olsa) hikâyesini yazarken çağının ve çağdaş-
larının da hikâyesini yazıyor. Böyle düşününce Eşik'te an-
latılan hikâye aslında roman kahramanları olan Eylül'ün,
Ayşe'nin, Hasan'ın Atilla'nın hikâyesi değil yalnızda. Bizi
etkileyen bütün romanların büyüsü orada sanıyorum, Ro-
man kahramanlarının gerçekliği bizi etkiler. Ne kadar uy-
durma olurlarsa olsunlar, eğer "iyi" uyduruldularsa bir o
kadar da gerçektirler.
Odessa
TENING
38. Bu parçada Eşik adlı romanla ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazarın yaşamından izler taşıdığına
B) Kahramanlarının kimler olduğuna
nument nirleipn
C) Gerçekçi olması için yazarın çaba sarf ettiğine
D) Tüm romanların etkisinin görülebildiğine
Yazarının yaşamının dışına çıkabildiğine
✓.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
1 e r. 1- r. e SI ia sil Ben Eşik'te, otobiyografik malzemeyi kullanarak otobi- yografik özelliğini aşan bir roman yazmaya çalıştım. Tho- mas Mann bir yerde diyordu ki "Insan yalnızca bir birey olarak kendi hayatını değil, aynı zamanda ayırdında olarak Puyva da olmayarak çağının ve çağdaşlarının da hayatını ya- idip şar." Dolayısıyla, romancı, tek bir insanın (tümüyle hayalî bir insan da olsa) hikâyesini yazarken çağının ve çağdaş- larının da hikâyesini yazıyor. Böyle düşününce Eşik'te an- latılan hikâye aslında roman kahramanları olan Eylül'ün, Ayşe'nin, Hasan'ın Atilla'nın hikâyesi değil yalnızda. Bizi etkileyen bütün romanların büyüsü orada sanıyorum, Ro- man kahramanlarının gerçekliği bizi etkiler. Ne kadar uy- durma olurlarsa olsunlar, eğer "iyi" uyduruldularsa bir o kadar da gerçektirler. Odessa TENING 38. Bu parçada Eşik adlı romanla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yazarın yaşamından izler taşıdığına B) Kahramanlarının kimler olduğuna nument nirleipn C) Gerçekçi olması için yazarın çaba sarf ettiğine D) Tüm romanların etkisinin görülebildiğine Yazarının yaşamının dışına çıkabildiğine ✓.
TYT / Türkçe
16. Gülten Dayıoğlu'nun romanlarında hayatın zorlukları kar-
1
şısında direnme gücünü gösteren çocuk tipleri yer alır.
||
Bu çocuklar öncelikle maddi açıdan sıkıntı içinde olan ai-
lelerin çocuklarıdır. Yazar, yoksulluğu bir acındırma aracı
|||
IV
olarak kullanmak yerine bunu hayatın içine yedirir ve ya-
şamın doğallığı içinde anlatır.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, "belirt-
me durumu eki" almıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
EV
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
TYT / Türkçe 16. Gülten Dayıoğlu'nun romanlarında hayatın zorlukları kar- 1 şısında direnme gücünü gösteren çocuk tipleri yer alır. || Bu çocuklar öncelikle maddi açıdan sıkıntı içinde olan ai- lelerin çocuklarıdır. Yazar, yoksulluğu bir acındırma aracı ||| IV olarak kullanmak yerine bunu hayatın içine yedirir ve ya- şamın doğallığı içinde anlatır. Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, "belirt- me durumu eki" almıştır? A) I B) II C) III D) IV EV
I
1
1
I
4.
-
Anlatım Teknikleri
Tarihi Kız Kulesi, İstanbul'un eşsiz güzelliklerinden biridir.
İstanbul Boğazı'nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş bu
görkemli yapı, çeşitli efsanelere konu olmuştur. Binlerce yıllık
tarihe tanıklık eden Kız Kulesi, bu süre boyunca aşkın, sevda-
nın, yalnızlığın ya da ulaşılmazlığın simgesi olarak nice şaire,
ressama, müzisyene, yönetmene, fotoğrafçıya ilham kaynağı
olmuştur. İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği
yapan bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile güm-
rük istasyonu olarak kullanılmıştır. Üsküdar'da, Bizans dev-
rinden kalan tek mimari eser olan ve Salacak açıklarında yer
alan adacık üzerinde bulunan Kız Kulesi'nin geçmişi 2500 yıl
öncesine dayanır. Bazı Avrupalı tarihçiler tarafından "Leander
Kulesi" olarak da ifade edilir, İstanbul'un tarihine eş bir tarih
yaşamış ve bu kentin yaşadıklarına tanıklık etmiştir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer
verilmemiştir?
A) Betimleyici ögelere
B) Öznel ifadelere
C) Kişileştirmeye
D) Adlandırmaya
Benzetmelere
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
I 1 1 I 4. - Anlatım Teknikleri Tarihi Kız Kulesi, İstanbul'un eşsiz güzelliklerinden biridir. İstanbul Boğazı'nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş bu görkemli yapı, çeşitli efsanelere konu olmuştur. Binlerce yıllık tarihe tanıklık eden Kız Kulesi, bu süre boyunca aşkın, sevda- nın, yalnızlığın ya da ulaşılmazlığın simgesi olarak nice şaire, ressama, müzisyene, yönetmene, fotoğrafçıya ilham kaynağı olmuştur. İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile güm- rük istasyonu olarak kullanılmıştır. Üsküdar'da, Bizans dev- rinden kalan tek mimari eser olan ve Salacak açıklarında yer alan adacık üzerinde bulunan Kız Kulesi'nin geçmişi 2500 yıl öncesine dayanır. Bazı Avrupalı tarihçiler tarafından "Leander Kulesi" olarak da ifade edilir, İstanbul'un tarihine eş bir tarih yaşamış ve bu kentin yaşadıklarına tanıklık etmiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Betimleyici ögelere B) Öznel ifadelere C) Kişileştirmeye D) Adlandırmaya Benzetmelere
14. Aşağıdakilerin hangisinde "öz şiir (saf şiir)" anlayışı ile
ilgili bir bilgi yanlışı vardır?
A) Saf şiirin temsilcileri, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal'in
çizgisini izlemişlerdir.
B) Bir mesaj verme kaygısından uzak, amacı sadece es
tetik (güzellik) olan anlayıştır.
C) İmge ve çağrışıma dayalı bir dil kullanılmış; şiire özg
düşsel bir âlem kurulmuştur.
D) Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cah
Sıtkı gibi isimler bu anlayışı esas almıştır.
E) Şiirde ahenge önem verilmemiş; söyleyiş tarzı, ritim
kafiye gibi ses benzerlikleri göz ardı edilmiştir.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
14. Aşağıdakilerin hangisinde "öz şiir (saf şiir)" anlayışı ile ilgili bir bilgi yanlışı vardır? A) Saf şiirin temsilcileri, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal'in çizgisini izlemişlerdir. B) Bir mesaj verme kaygısından uzak, amacı sadece es tetik (güzellik) olan anlayıştır. C) İmge ve çağrışıma dayalı bir dil kullanılmış; şiire özg düşsel bir âlem kurulmuştur. D) Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cah Sıtkı gibi isimler bu anlayışı esas almıştır. E) Şiirde ahenge önem verilmemiş; söyleyiş tarzı, ritim kafiye gibi ses benzerlikleri göz ardı edilmiştir.
TYT
34. Yazı, insanın bulduğu en ilginç şeylerden biridir hatta in-
sanın bulduğu en büyüleyici şeydir. Bize muazzam dene-
yimler sunar. Üzerinde anlaşmaya varılmış birtakım sesler
çıkararak, yine aynı şekilde mutabık olunmuş yazılı sim-
geler kullanarak hiç tanımadığımız insanlarla anlaşabil-
me, onlara ulaşabilme imkânı bulmamız nereden bakılırsa
bakılsın mucizevidir. Üstelik bu üzerinde anlaşılmış ses ve
simgelerin, kıyısında durduğumuz nehrin karşı yakasında
hiçbir anlam ifade etmeyebileceği de ayrı bir sihirdir. Çünkü
dil yalnızca onu konuşabilen insanları taşıyan bir zemindir.
Bir başkası için iletişim imkânı sağlamaktan uzak olduğu
için yok hükmündedir. Şöyle netleştirelim: Slav dil dünyası,
doğuda Rusya'nın doğu sınırına, batida ise Cermen ve
Latin topluluklarıyla karşılaştığı yere kadardır. Bu, oldukça
geniş bir alandır. Fakat Slavların dil dünyası Cermenlerle
karşılaştığı yerde sona erer. O sınırdan sonrası, Slav dilini
barındırmadığından onlar için "dilsiz" sayılır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Her toplumun dili, o toplumun ihtiyacına göre şekillen-
miştir.
B) Bir dil, konuşulduğu ve anlaşıldığı coğrafya için anlam-
lıdır.
C) İnsanlar, sadece dil aracılığıyla duygu ve düşüncelerini
karşısındaki kişilere iletebilirler.
D) Dil, onu konuşan toplumun diğer toplumlarla olan
bağını yansıtır.
E) Dünya dillerinden bazıları arasında sözcük ortaklığı var-
dır.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
TYT 34. Yazı, insanın bulduğu en ilginç şeylerden biridir hatta in- sanın bulduğu en büyüleyici şeydir. Bize muazzam dene- yimler sunar. Üzerinde anlaşmaya varılmış birtakım sesler çıkararak, yine aynı şekilde mutabık olunmuş yazılı sim- geler kullanarak hiç tanımadığımız insanlarla anlaşabil- me, onlara ulaşabilme imkânı bulmamız nereden bakılırsa bakılsın mucizevidir. Üstelik bu üzerinde anlaşılmış ses ve simgelerin, kıyısında durduğumuz nehrin karşı yakasında hiçbir anlam ifade etmeyebileceği de ayrı bir sihirdir. Çünkü dil yalnızca onu konuşabilen insanları taşıyan bir zemindir. Bir başkası için iletişim imkânı sağlamaktan uzak olduğu için yok hükmündedir. Şöyle netleştirelim: Slav dil dünyası, doğuda Rusya'nın doğu sınırına, batida ise Cermen ve Latin topluluklarıyla karşılaştığı yere kadardır. Bu, oldukça geniş bir alandır. Fakat Slavların dil dünyası Cermenlerle karşılaştığı yerde sona erer. O sınırdan sonrası, Slav dilini barındırmadığından onlar için "dilsiz" sayılır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her toplumun dili, o toplumun ihtiyacına göre şekillen- miştir. B) Bir dil, konuşulduğu ve anlaşıldığı coğrafya için anlam- lıdır. C) İnsanlar, sadece dil aracılığıyla duygu ve düşüncelerini karşısındaki kişilere iletebilirler. D) Dil, onu konuşan toplumun diğer toplumlarla olan bağını yansıtır. E) Dünya dillerinden bazıları arasında sözcük ortaklığı var- dır.
Ideal çözme süreniz
aus pavion
Ahmet Ümit, polisiye romana kurgusal bağlamda
değinirken onu kalıplar, kurallar içinde hapsetmez.
no Hatta ----. Ona göre edebiyatın, dolayısıyla polisiye
edebiyatın amacı diğer sanat dallarında olduğu gibi
insan ruhuna yönelmek, onu analiz etmek ve tanı(t)
maktır. Umit, "Asıl amacımız insanı anlatmak.
Hepimizin içinde iyi ve kötü taraflar var. Dışarıdan gelen
biri onu birden katil yapmıyor. Onu katil yapan sürecin
kendisi aslında en önemli mesele." der.
1.
12) dk.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
ve
A romanındaki katillerin hepsinin çok iyi insanlar
olduğunu çünkü suç denen şeyi yaratanın toplum
olduğunu söyler
polisiye romanin temel mantığının insanın içindeki
potansiyel karşıtlığının ya da ana eksende iyi-kötü
diyalektiğinin analizine farklı bir perspektif
kazandırmak olduğunu belirtir
Ot
3.
iyi edebiyat ve sanatın söz konusu kuralları yıkmak
üzere kurulduğunu da belirtir
D) sanatın insan ruhuna ait zıtlıkları dilsel bir şölenle
yansıtmayı amaçladığını söyler
E) polisiye türün, romanın tüm yetkilerini kullandığını
ancak insanı yansıtma noktasında romanın diğer
türlerine nazaran daha gerçekçi bir zeminden
seslendiğini söyler
(
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
Ideal çözme süreniz aus pavion Ahmet Ümit, polisiye romana kurgusal bağlamda değinirken onu kalıplar, kurallar içinde hapsetmez. no Hatta ----. Ona göre edebiyatın, dolayısıyla polisiye edebiyatın amacı diğer sanat dallarında olduğu gibi insan ruhuna yönelmek, onu analiz etmek ve tanı(t) maktır. Umit, "Asıl amacımız insanı anlatmak. Hepimizin içinde iyi ve kötü taraflar var. Dışarıdan gelen biri onu birden katil yapmıyor. Onu katil yapan sürecin kendisi aslında en önemli mesele." der. 1. 12) dk. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ve A romanındaki katillerin hepsinin çok iyi insanlar olduğunu çünkü suç denen şeyi yaratanın toplum olduğunu söyler polisiye romanin temel mantığının insanın içindeki potansiyel karşıtlığının ya da ana eksende iyi-kötü diyalektiğinin analizine farklı bir perspektif kazandırmak olduğunu belirtir Ot 3. iyi edebiyat ve sanatın söz konusu kuralları yıkmak üzere kurulduğunu da belirtir D) sanatın insan ruhuna ait zıtlıkları dilsel bir şölenle yansıtmayı amaçladığını söyler E) polisiye türün, romanın tüm yetkilerini kullandığını ancak insanı yansıtma noktasında romanın diğer türlerine nazaran daha gerçekçi bir zeminden seslendiğini söyler (
0AA30
1. Dingin bir akşamüstüydü.
Bir çay bahçesinde kuru sandalye-
lere oturmuş çay içmiştik. Güneş dağların ardına saklanmış,
kente tatlı bir serinlik yayılmıştı. Güneş ışığını gece aydınlığına
ulayan gölgeli bir ay vardı gökte.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Kişileştirmeye
B) Duyular arası aktarmaya
C) Karşıt anlamlı sözcüklere
Somut anlamlı sözcükleres olemish ind168 (9)
E) Yakın anlamlı sözlere
kirish pinsant (arrolnitet) vesi ebni?
4.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
0AA30 1. Dingin bir akşamüstüydü. Bir çay bahçesinde kuru sandalye- lere oturmuş çay içmiştik. Güneş dağların ardına saklanmış, kente tatlı bir serinlik yayılmıştı. Güneş ışığını gece aydınlığına ulayan gölgeli bir ay vardı gökte. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Kişileştirmeye B) Duyular arası aktarmaya C) Karşıt anlamlı sözcüklere Somut anlamlı sözcükleres olemish ind168 (9) E) Yakın anlamlı sözlere kirish pinsant (arrolnitet) vesi ebni? 4.
ğildir.
- bağ
kleri,
rlar.
Er ve
artık
bu
Din
re
DENEME-5
31. Okuma sorunlu bir toplum olduğumuz sık sık dile getirilir.
Pek çok konuda yaptığımız gibi kolaycılığa kaçıp çocukların
okuma sorunlarının suçlusu olarak hemen TV'yi, bilgisayarı
ilan ederiz. Bazılarımıza göre davranış bozukluklarının da
çocuğun kitaptan soğumasının da önde gelen suçlusu çizgi
filmler. Hâl böyleyken çocuklarının okumayı sevmediğinden
yakınan anne, babalar haftada birkaç kitap bitiriyor mu
acaba? Davranış bozukluğundan yakınan tüm yetişkinler
gelişme evresindeki çocuklara bir birey gibi davranıyor mu?
Bu parçada anlatılmak isteneni karşılayan en genel
yargı aşağıdakilerden hangisidir?
B
A) Çocuklarımız kitap okumaktan ziyade çizgi film seyret-
meyi tercih ediyor.
B) Cocuklardaki olumsuz durumların temel nedenleri ebe-
veynlerin yanlış tutumlarıdır.
C) Anne ve babalar kitap okuyarak çocuklara örnek olabilir.
D) Karşısında kitap okuyan birini gören çocuk, okumaya
heves eder.
E) Cocuklara kitap okuma tutkusunu çok küçük yaşlarda
verebiliriz.
32. Uzun uzadıya düşünmekten bir sey çıkmaz Angol h
TY
r
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
ğildir. - bağ kleri, rlar. Er ve artık bu Din re DENEME-5 31. Okuma sorunlu bir toplum olduğumuz sık sık dile getirilir. Pek çok konuda yaptığımız gibi kolaycılığa kaçıp çocukların okuma sorunlarının suçlusu olarak hemen TV'yi, bilgisayarı ilan ederiz. Bazılarımıza göre davranış bozukluklarının da çocuğun kitaptan soğumasının da önde gelen suçlusu çizgi filmler. Hâl böyleyken çocuklarının okumayı sevmediğinden yakınan anne, babalar haftada birkaç kitap bitiriyor mu acaba? Davranış bozukluğundan yakınan tüm yetişkinler gelişme evresindeki çocuklara bir birey gibi davranıyor mu? Bu parçada anlatılmak isteneni karşılayan en genel yargı aşağıdakilerden hangisidir? B A) Çocuklarımız kitap okumaktan ziyade çizgi film seyret- meyi tercih ediyor. B) Cocuklardaki olumsuz durumların temel nedenleri ebe- veynlerin yanlış tutumlarıdır. C) Anne ve babalar kitap okuyarak çocuklara örnek olabilir. D) Karşısında kitap okuyan birini gören çocuk, okumaya heves eder. E) Cocuklara kitap okuma tutkusunu çok küçük yaşlarda verebiliriz. 32. Uzun uzadıya düşünmekten bir sey çıkmaz Angol h TY r
zi
i
n
4. Çantasından çıkardığı yelpazeyle serinlemeye
çalıştı. Yaşlıca, beyefendi bir şoförün verdiği ad-
resi bulacağına güvenerek sabrını ve güvenini
yitirmemeye çalıştı. Sonunda ödülünü de aldı.
İşte doğduğu sokak... Neredeyse eski günlerde-
ki gibi, hayli yaşlı ama başı dik bir insan misali
karşısındaydı. Hiçbir şey değişmemişti: İki katlı
taş Rum evleri; daracık, üzgün sokaklar, camlar-
daki renkli çiçekli saksılar...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisine başvurulmamıştır?
A) Niteleme sözcüklerine
B) Sayıp dökmeye
C) Kişileştirmelere
D) Eksiltili cümleye
E) Hâkim bakış açısıyla anlatıma
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
zi i n 4. Çantasından çıkardığı yelpazeyle serinlemeye çalıştı. Yaşlıca, beyefendi bir şoförün verdiği ad- resi bulacağına güvenerek sabrını ve güvenini yitirmemeye çalıştı. Sonunda ödülünü de aldı. İşte doğduğu sokak... Neredeyse eski günlerde- ki gibi, hayli yaşlı ama başı dik bir insan misali karşısındaydı. Hiçbir şey değişmemişti: İki katlı taş Rum evleri; daracık, üzgün sokaklar, camlar- daki renkli çiçekli saksılar... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? A) Niteleme sözcüklerine B) Sayıp dökmeye C) Kişileştirmelere D) Eksiltili cümleye E) Hâkim bakış açısıyla anlatıma
23. "Yem etkisi" adı verilen pazarlama yöntemi, kişilerin tercihlerini
oluştururken nelere dikkat ettiği ile ilgili bize ilginç veriler sunuyor.
Bu yöntemin uygulandığı bir araştırmada 100 öğrenciyle iki farklı
deney yapılıyor. İlkinde öğrencilere üç alışveriş seçeneği sunulu-
yor. A seçeneğinde, 60 lira karşılığında elektronik dergi aboneli-
ği; B seçeneğinde, 125 liraya basılı dergi aboneliği; C seçeneğin-
de ise yine 125 liraya basılı ve elektronik dergi aboneliği bir arada
sunuluyor. Bu durumda 16 kişi A'yı, 84 kişi ise C'yi seçiyor. Çün-
kü C şıkkı B'ye göre avantajlı görünüyor. İkinci deney, B seçene-
ği olmadan yapılıyor ve bu kez A'yı seçenler 68 kişiyken C'yi yal-
nızca 32 kişi seçiyor.
Bu deneyden yola çıkılarak aşağıdaki sonuçlardan hangisi-
ne ulaşılabilir?
İnsanları avantajlı bir tercih yaptıklarına inandırarak satılmak
Istenen ürünü destekleyecek bir yem kullanmak, etkili bir pa-
zarlama yoludur.
B) Firmalar, aynı kalitedeki iki üründen birini daha ucuz fiyata sa-
tarak insanları sonraki alışverişleri için yüreklendirebilir.
C) Seçeneklerin fazla olması durumunda kafası karışan müşteri-
ler, tercihlerini istedikleri gibi değil, yönlendirildikleri üründen
yana kullanırlar.
D) Pazarlanan ürünün gerçek bir ihtiyaçmış gibi algılanmasını
sağlamak için satıcılar kısmi bir fedakârlık yapabilir.
E) Paket hâlinde sunulan hizmetler, "yem etkisi" ile daha çok in-
sana ulaştırılabilir.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
23. "Yem etkisi" adı verilen pazarlama yöntemi, kişilerin tercihlerini oluştururken nelere dikkat ettiği ile ilgili bize ilginç veriler sunuyor. Bu yöntemin uygulandığı bir araştırmada 100 öğrenciyle iki farklı deney yapılıyor. İlkinde öğrencilere üç alışveriş seçeneği sunulu- yor. A seçeneğinde, 60 lira karşılığında elektronik dergi aboneli- ği; B seçeneğinde, 125 liraya basılı dergi aboneliği; C seçeneğin- de ise yine 125 liraya basılı ve elektronik dergi aboneliği bir arada sunuluyor. Bu durumda 16 kişi A'yı, 84 kişi ise C'yi seçiyor. Çün- kü C şıkkı B'ye göre avantajlı görünüyor. İkinci deney, B seçene- ği olmadan yapılıyor ve bu kez A'yı seçenler 68 kişiyken C'yi yal- nızca 32 kişi seçiyor. Bu deneyden yola çıkılarak aşağıdaki sonuçlardan hangisi- ne ulaşılabilir? İnsanları avantajlı bir tercih yaptıklarına inandırarak satılmak Istenen ürünü destekleyecek bir yem kullanmak, etkili bir pa- zarlama yoludur. B) Firmalar, aynı kalitedeki iki üründen birini daha ucuz fiyata sa- tarak insanları sonraki alışverişleri için yüreklendirebilir. C) Seçeneklerin fazla olması durumunda kafası karışan müşteri- ler, tercihlerini istedikleri gibi değil, yönlendirildikleri üründen yana kullanırlar. D) Pazarlanan ürünün gerçek bir ihtiyaçmış gibi algılanmasını sağlamak için satıcılar kısmi bir fedakârlık yapabilir. E) Paket hâlinde sunulan hizmetler, "yem etkisi" ile daha çok in- sana ulaştırılabilir.
şu
aha
nin
da
uno
de
mel
mi
er.
fa
wie
il-
da
miş
e,
in
ki
YKS BENİMHOCAM
6
22. Hayatım boyunca uykuya dalmakta zorlandım. Trenlerde
gazetelerini kenara koyup, gülünç kollarını kavuştura-
rak, o bildik hakaretamiz tavırla hemencecik horlamaya
başlayan insanlar beni, banyo yapan biriyle konuşarak
rahatça büyük abdestini yapan, çok kalabalık gösterilere
katılan veya içinde eriyip gitmek için bir örgüte katılan
serbest davranışlı adamlar kadar hayrete düşürür. Uyku,
dünyadaki en aptalca kardeşlik; son derece ağır koşulları
ve kaba ritüelleri var. Alçaltıcı bulduğum bir zihni işkence,
uyku. Ne yazık ki çoğu zaman, yazmanın yoruculuğu ve
tüketiciliği, bir - iki saat boyunca korkulu düşler görmeme
sebep olan güçlü bir hap yutmak zorunda kalmama, yahut
gün ortası uyuklamalarının gülünç rahatlatıcılığına razı
olmama yol açıyor; tıpkı ötenaziye özlem duyan sefil bir
moruk gibi ama aklın, insanlığın, dehanın, geceleri bana
ihanet etmesine alışabilmiş değilim. Ne kadar bitkin olur-
sam olayım, bilincimden kopmak, bana anlatılmaz ölçüde
rahatsız edici geliyor.
Bu parçadan hareketle yazarla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine ulaşılabilir?
A) Uykuyu belli bir süre bilinci kapattığı için gereksiz bul-
maktadır.
B) Bilincinin her zaman açık olmasını istemektedir.
Yer ve zaman tanımadan uyuyan insanları aşağıla-
maktadır.
D) Uyumak istememesine rağmen vücudunun onu mec-
bur bırakması hoşuna gitmemektedir.
E) Yorgun olduğunda uyumak istemesinin nedeni daha
iyi yazacağını düşündüğü içindir.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
şu aha nin da uno de mel mi er. fa wie il- da miş e, in ki YKS BENİMHOCAM 6 22. Hayatım boyunca uykuya dalmakta zorlandım. Trenlerde gazetelerini kenara koyup, gülünç kollarını kavuştura- rak, o bildik hakaretamiz tavırla hemencecik horlamaya başlayan insanlar beni, banyo yapan biriyle konuşarak rahatça büyük abdestini yapan, çok kalabalık gösterilere katılan veya içinde eriyip gitmek için bir örgüte katılan serbest davranışlı adamlar kadar hayrete düşürür. Uyku, dünyadaki en aptalca kardeşlik; son derece ağır koşulları ve kaba ritüelleri var. Alçaltıcı bulduğum bir zihni işkence, uyku. Ne yazık ki çoğu zaman, yazmanın yoruculuğu ve tüketiciliği, bir - iki saat boyunca korkulu düşler görmeme sebep olan güçlü bir hap yutmak zorunda kalmama, yahut gün ortası uyuklamalarının gülünç rahatlatıcılığına razı olmama yol açıyor; tıpkı ötenaziye özlem duyan sefil bir moruk gibi ama aklın, insanlığın, dehanın, geceleri bana ihanet etmesine alışabilmiş değilim. Ne kadar bitkin olur- sam olayım, bilincimden kopmak, bana anlatılmaz ölçüde rahatsız edici geliyor. Bu parçadan hareketle yazarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılabilir? A) Uykuyu belli bir süre bilinci kapattığı için gereksiz bul- maktadır. B) Bilincinin her zaman açık olmasını istemektedir. Yer ve zaman tanımadan uyuyan insanları aşağıla- maktadır. D) Uyumak istememesine rağmen vücudunun onu mec- bur bırakması hoşuna gitmemektedir. E) Yorgun olduğunda uyumak istemesinin nedeni daha iyi yazacağını düşündüğü içindir. Diğer sayfaya geçiniz.
Bak
1.
Bu konuya dair ge
verilerinizi giriniz.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumsuz bir cümledir?
A) Savaş
A) Savaş
hakkında düşüncelerimi soranlara, adını bile anma-
yın, diyorum.
B) Toplum tarafından pek bilinmeyen bu konularla uğraşıyo-
ndanpek b
rum.
C) Yaşamı rahatlık üzerine bina ederek büyük insan mi olunur-
muş?
D) İçimden atamadığım o çocuksu bencillik, zamanla kıskanç-
lığa dönüştü.
E) Güneşin batışını seyrederken içimden hep bir şeyler kopuyor.
4. (1)
de
bi
S
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
Bak 1. Bu konuya dair ge verilerinizi giriniz. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlamca olumsuz bir cümledir? A) Savaş A) Savaş hakkında düşüncelerimi soranlara, adını bile anma- yın, diyorum. B) Toplum tarafından pek bilinmeyen bu konularla uğraşıyo- ndanpek b rum. C) Yaşamı rahatlık üzerine bina ederek büyük insan mi olunur- muş? D) İçimden atamadığım o çocuksu bencillik, zamanla kıskanç- lığa dönüştü. E) Güneşin batışını seyrederken içimden hep bir şeyler kopuyor. 4. (1) de bi S
www.pelikankitabevi.com.tr
6. Epistemolojik anlamda neyin doğru olduğu değil de
doğrunun ne olduğu üzerinde durulur. Bilginin kaynağı
(ise aklın ve deneyimin varlığından haberdar eder. Bu
noktada akılcılık önemli görüşlerdendir. Bunlara göre
akıl bilginin esas kaynağıdır. Bu grubu rasyonalistler
olarak tanımlamak mümkündür. Bilginin deneyimin bir
ürünü olduğunu savunanlar ise empirizmcilerdir. Bilgi-
nin kaynağını hem akıl hem de deneyim olarak gören
sentezciler de vardır. Bunların dışında bilgiye sezgi ile
de ulaşılabileceğini savunanlar da vardır. Empirizmin
meşhur kavramı tabula rasadır. Empiristlere göre in-
san zihni doğduğunda bomboştur ve deneyimlerle bu
zihin doldurulabilir. Empiristler tümevarımsal akıl yü-
rütmeyi savunurlar. Deneyim duyularla gerçekleştirilir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
7.
A Epistemolojide akıl kavramı, bilginin esas kaynağı-
dir
B) Sentezailer bilginin kaynağı olarak birden fazla ve-
riyi birlestirirler.
d Empiristler zihnin deneyimlerle dolduğunu düşü-
úrler.
D) Doğrunun ne olduğu sorgusunu epistemolojiyi sa-
yunanlar yaparlar.
E) Özelden genele doğru gidiş empiristlerin savundu-
u bir gidiştir.
Servetifünun edebiyatı Batı'nın örnek alındığı, dilin iyi-
ce ağırlaştığı bir dönemdir. Bu dönemde serbest müs
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
www.pelikankitabevi.com.tr 6. Epistemolojik anlamda neyin doğru olduğu değil de doğrunun ne olduğu üzerinde durulur. Bilginin kaynağı (ise aklın ve deneyimin varlığından haberdar eder. Bu noktada akılcılık önemli görüşlerdendir. Bunlara göre akıl bilginin esas kaynağıdır. Bu grubu rasyonalistler olarak tanımlamak mümkündür. Bilginin deneyimin bir ürünü olduğunu savunanlar ise empirizmcilerdir. Bilgi- nin kaynağını hem akıl hem de deneyim olarak gören sentezciler de vardır. Bunların dışında bilgiye sezgi ile de ulaşılabileceğini savunanlar da vardır. Empirizmin meşhur kavramı tabula rasadır. Empiristlere göre in- san zihni doğduğunda bomboştur ve deneyimlerle bu zihin doldurulabilir. Empiristler tümevarımsal akıl yü- rütmeyi savunurlar. Deneyim duyularla gerçekleştirilir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? 7. A Epistemolojide akıl kavramı, bilginin esas kaynağı- dir B) Sentezailer bilginin kaynağı olarak birden fazla ve- riyi birlestirirler. d Empiristler zihnin deneyimlerle dolduğunu düşü- úrler. D) Doğrunun ne olduğu sorgusunu epistemolojiyi sa- yunanlar yaparlar. E) Özelden genele doğru gidiş empiristlerin savundu- u bir gidiştir. Servetifünun edebiyatı Batı'nın örnek alındığı, dilin iyi- ce ağırlaştığı bir dönemdir. Bu dönemde serbest müs
c
DI
D) ||
e Ill ve V
(1) Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin
karşılıklı olarak savunulmasına "münazara" denir.
(II) Münazarada savunulan düşünceyi kanıtlama ve
tartışmadan galip çıkma amacı güdülür. (III) Müna-
zara genellikle uzman kişiler arasında televizyon-
da yapılan grup tartışmalarıdır. (IV) Gruplardan biri-
si işlenecek konuyu olumlu, diğeri ise olumsuz yön-
den savunmalıdır. (V) Münazarada yer alan kişiler
bir "jüri" tarafından değerlendirilir.
19.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde bilgi yanlışı vardır?
A) |
B) ||
1
31.
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
c DI D) || e Ill ve V (1) Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin karşılıklı olarak savunulmasına "münazara" denir. (II) Münazarada savunulan düşünceyi kanıtlama ve tartışmadan galip çıkma amacı güdülür. (III) Müna- zara genellikle uzman kişiler arasında televizyon- da yapılan grup tartışmalarıdır. (IV) Gruplardan biri- si işlenecek konuyu olumlu, diğeri ise olumsuz yön- den savunmalıdır. (V) Münazarada yer alan kişiler bir "jüri" tarafından değerlendirilir. 19. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- sinde bilgi yanlışı vardır? A) | B) || 1 31.
4. Aşağıdaki cümlelerde bulunan altı çizili sözcükler-
den hangisinin anlamdaşı yoktur?
A) Cavit Bey görevi ona verdiği gün Abdi Bey çok sevin-
mişti.
fonksiyon / vazife
B) Eski talebesi hakkında söylemediğini bırakmaması
beni incitti.
öğrenci
→
C) Hiçbir zaman unutmayalım ki meraklarımıza yön ve-
ren şey, ihtiyaçlarımızdır. yoksulluk, gereksinim
D) Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalkarak
odasına yöneldi.
faziletli, faik, yukarıda
E) Bence şairin asıl sanatı, ruh anlarını ifade etmek hu-
susundaki kabiliyetidir.
>> Kapasite, yetenek
Lise Türkçe
Sözlü İletişim
4. Aşağıdaki cümlelerde bulunan altı çizili sözcükler- den hangisinin anlamdaşı yoktur? A) Cavit Bey görevi ona verdiği gün Abdi Bey çok sevin- mişti. fonksiyon / vazife B) Eski talebesi hakkında söylemediğini bırakmaması beni incitti. öğrenci → C) Hiçbir zaman unutmayalım ki meraklarımıza yön ve- ren şey, ihtiyaçlarımızdır. yoksulluk, gereksinim D) Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalkarak odasına yöneldi. faziletli, faik, yukarıda E) Bence şairin asıl sanatı, ruh anlarını ifade etmek hu- susundaki kabiliyetidir. >> Kapasite, yetenek